HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Cemreler düşüyormuş Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hanif
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 31 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hanif

Selam

Halk arasında böyle bir inanç var.Üç tane cemre düşüyormuş. Biri toprağa biri suya biride havaya. Ondan sonra bahar oluyormuş

Bu işin aslı nedir bilen varmı?? Nasıl bir şey bu cemreler?? Gözle görünürmü???Bu bir hurafe mi yokda tabiatın doğal bir fonksiyonumu

Hem cemre ismi de sanki bana rastgele seçilmiş gibi gelmiyor.Cemre,nin çoğulu cemerat,tır

mekkede seytan diye adlandırılan o sütunlara cemerat denir

Acaba aralarında bir bağ mı var.Yani şeytanlar mı düşüyor havaya suya toprağa????

 

En iyisi ben bu meseleyi google hazretlerine sorayım dedim ve bakın ne çıktı karşıma

Havaya, suya, toprağa cemre düştü’ ne demek?

Zaman, 2 Mart 2004


Ahmed Şahin

Soru: Takvimler, havaya, suya, toprağa çemre düştü, diyorlar. Cemre nedir ki, havaya, suya, toprağa düşsün?..

Düşünce de bizi sevindirmiş olsun?.. Doğrusu, her söylenişte merak ediyorum bu cemre düşme olayını. Cemre nasıl bir varlıktır, ne kadar büyüklükte, ne kadar da ağırlıktadır?.. Bakınca hemen görebilir miyiz onu?..

Efendim, okuyucumun merakı yerinde bence. Çünkü çocukluk günlerimizde biz de şubat ayının yirmisinden sonra martın beşine kadar hep cemre arardık işin doğrusunu sorarsanız. Zaten şiddetli geçen soğuk kış ayları boyunca hasretle tekrar edilen temenni hep aynı olurdu:

-Ah bir cemre düşse.. gerisi kolay.. diye hayıflanıp durulurdu...

Nitekim soğukların şiddeti kırılır, yarı güneşli günler başlar, bir müjde bizim dünyamızı altüst ederdi:

-Bugün yirmi bir şubat. Yani cemrenin havaya düştüğü gün!..

Hemen güneşli duvar diplerine çıkar, havaya düştüğü bir müjde gibi söylenen sevgili cemreyi seyretmeye yönelirdik. Ne yazık ki bunca arzularımıza rağmen sevgili ve de sevimli cemreyi havada bir türlü göremezdik. Bir haftalık bir arayıştan sonra içimize bir ümitsizliğin çöktüğü sıralarda bir müjde daha uçurulurdu:

-Cemre bugün de suya düştü!..

Demek ki daha da yaklaştı bize. Hemen elimize sopaları alır, buzlu suların içinde cemre aramaya başlardık... Ne yazık ki çok yakınımızda olmasına rağmen cemreyi buzlu suların içinde de bulamazdık...

Ümitsiz bir bekleyiş yine başlardı. Ama bu çok sürmez, yeni bir söylenti daha çıkarılırdı:

-Bugün beş mart. Artık cemre toprağa düştü!..

Tam bir fırsat diye düşünürdük. Çünkü toprağa düşen cemreyi bulmak daha kolay olacaktır...

Hemen hazır bekleyen sopalarımızla nemli toprakları deşelemeye koyulur, büyük bir ümitle cemre aramaya yönelirdik...

-Bulur muyduk?..

-Nerde!..

İtiraf etmeliyim ki, çocukluğumuzun bu cemre arayışları hâlâ zihnimde sanki çakılı durmaktadır. Her sene yirmi şubattan itibaren düşmeye başlayan cemre günlerinde aynı olayları bir daha hatırlar, yeniden bir cemre arayışına yönelirim sanki.

Bulur muyum havada, suda, toprakta aradığım cemreyi?

Hayır. Ne havada, ne suda ne de toprakta bulamadım aradığım cemreyi.

Ama hiç beklemediğim bir yerde, bana en yakın bir durumda buldum cemreyi.

Meğer hiç de uzaklarda değilmiş; havada, suda, toprakta aradığım cemre. İki elle tuttuğum kitabın sayfaları arasındaymış. Bakın ne diyor elimde tuttuğum kitap cemre için:

-Cemre, Arapça bir kelimedir. Ateş, kor, köz manalarına gelir... Yani sıcaklık! demektir.

Halkımız öteden beri şubatın yirmisinden sonra cemre havaya düştü, derler, yani baharın müjdecisi sıcaklık, havada başladı demektir. Bundan bir hafta sonra da cemre suya düştü, derler. Bununla da sıcaklığın suda başladığını ifade etmiş olurlar. Bir hafta sonra martın beşinde ise, cemrenin toprağa düştüğünü dile getirirler. Bununla da sıcaklığın artık toprakta da başladığını, toprağa tohum atma devresinin başlayabileceğini anlatmış olurlar.

Demek ki, benim maddi bir cisim gibi havada, suda, toprakta aradığım cemre aslında itibari bir mefhummuş.

Sıcaklığın belli yerlerde başlama tarihleriymiş. Kışın soğukları önce havada kırılır, sonra suda, sonra da toprakta.. demeye getirilirmiş...

Bilmem, bu uzun çocukluk hatırasından sonra okuyucum cemre konusunda bir fikir sahibi oldu mu?..

Haber Giriş Tarihi:05 Mart 2004 - 08:36


Devlet meteroloji işleri genel müdürlüğü

http://www.meteor.gov.tr/2005/basinda/2004/basinda176.htm



Yıllardır hep duyarız, cemre suya düştü, havaya cemre düştü...En nihayet toprağa cemre düştü diye..Nedir bu cemre allahaşkına, gören, yakalayan var mı? Nasıldır? Nedir? Yenilir mi? İçilir mi? Ne renktir? Bilen var mı?...Her yıl 20 Şubat’ta birinci cemre havaya düşer...Hadi bakalım, hanginiz gördünüz cemreyi düşerken, düşmek üzereyken değerli dostlar? Göreniniz oldu mu acaba ?

Cemre, Arapça bir sözcük...Ateş, kor ateş, köz anlamına geliyor...Cemre düştü dediğimiz zaman, işte, havaya ateş düştü, toprağa kor ateş düştü demek istiyoruz aslında...Baharın geldiğini haber veriyoruz...Havanın suyun ve toprağın ısınmaya başladığını vurguluyoruz...Birinci cemre hep havaya düşüyor...20 Şubat’ta yani bir on gün sonra filan...Suya bir hafta sonra düşüyor cemre 27 Şubat’ta...En sonunda da, toprağa düşüyor: Onun da tarihi bazen 5 bazen de 6 Mart...Sözün kısası soyut bir kavram bu anlamda cemre...Birşeyin düştüğü filan yok aslında...Ama eskiden, acemi genç muhabirlere şaka yapmak için çokça kullanılırmış cemre düşme hadisesi...Yeni başlayan muhabire “Evladım bak bugün cemre suya düşecekmiş, git şunun fotoğrafını çek de haber yapalım “ diye acemi muhabiri dere, göl kenarlarına, su birikintilerinin bulunduğu yerlere gönderirler, zavallı muhabir de elinde fotoğraf makinesi dolanıp dururmuş akşama kadar, cemreyi görüntüleyeceğim diye...Akşama doğru boynu bükük, gazeteye döner, çekemedim efendim, diyerek makineyi büyük bir mahcubiyetle masanın üzerine bırakırmış...

Efendim, eskiden, kuzey ve iç bölgelerde yaşayan Arap kabileler, kış geldiğinde ovalara iner yanyana üç çadır kurarlarmış...İlk çadırda büyük baş hayvanlar, ortadaki çadırda kendileri, aileleri ve çocukları, sondaki çadırda da küçük baş hayvanlar, horozlar, tavuklar, keçiler, koyunlar bulunurmuş...Her bir çadırda da bütün kış hiç söndürülmeyen ve cemre adı verilen ateş yanarmış...Havalar ısınmaya başlayınca önce büyük baş hayvanların bulunduğu çadırdaki ateş söndürülürmüş, daha sonra kendi çadırlarındaki ateşi, en sonra da küçük baş hayvanların bulunduğu çadırdaki cemreyi söndürürlermiş...Daha sonra da cadırlarını toplayıp hayvanlarıyla birlikte yaylalara, yüksek yerlere çıkmaya başlarlarmış...

Eski Türklerde de cemre gökyüzünde yaşayan yakışıklı bir delikanlı olarak düşünülürmüş. Cemre adındaki bu delikanlı bir gün dünyayı merak etmiş ve yaklaşmış...Havaya düşmüş, bu sırada gördüğü bir kıza aşık olmuş, yaklaşmak isterken suya düşmüş, yıkanmış, temizlenmiş, daha sonra karada sevgilisine kavuşmuş. Bu aşk, yeryüzüne bereket ve sıcaklık getirmiş...Ayrıca eski Türk inancında üçüncü cemre günü lodosla poyrazın kavga ettiğine de inanılıyor, poyraz galip gelirse bahar geç geliyor, lodos zafer kazanırsa da baharın daha erken gelmesi bekleniyor...Cemrenin kor ateş, köz anlamından başka anlamları da var: Mina’da şeytana atılan taşların meydana getirdiği yığınlara da cemre deniyor söz gelimi...Bir çeşit iltihaplı bir çıban olan kara kabarcık da, cemre adını taşıyor...Bir tür çakıl taşına da yine cemre deniyor...Ayrıca daha çok kız adı olarak da kullanılıyor...

Turgay PASİNLİGİL

 

tamda tahmin ettiğim gibi çıktı

Efendim, eskiden, kuzey ve iç bölgelerde yaşayan Arap kabileler, kış geldiğinde ovalara iner yanyana üç çadır kurarlarmış...İlk çadırda büyük baş hayvanlar, ortadaki çadırda kendileri, aileleri ve çocukları, sondaki çadırda da küçük baş hayvanlar, horozlar, tavuklar, keçiler, koyunlar bulunurmuş...Her bir çadırda da bütün kış hiç söndürülmeyen ve cemre adı verilen ateş yanarmış...Havalar ısınmaya başlayınca önce büyük baş hayvanların bulunduğu çadırdaki ateş söndürülürmüş, daha sonra kendi çadırlarındaki ateşi, en sonra da küçük baş hayvanların bulunduğu çadırdaki cemreyi söndürürlermiş...Daha sonra da cadırlarını toplayıp hayvanlarıyla birlikte yaylalara, yüksek yerlere çıkmaya başlarlarmış ...

Ne ilginç değil mi.Mekkede ki cemrelerde 3 tane. Demekki bu insanlar havaların sıcak olmasını;Allahın yasalarına değil,şeytanların işi olduğuna bağlıyorlar yani böyle inanıyorlar.Mekkenin aşırı sıcak olmasını da hesaba katarsak olay dahada netleşiyor.



Dolayısıyla kendilerini aşırı sıcaklara maruz bırakan şeytanları sembolize eden sütunlar dikmişler ve bunları taşlayarak hınçlarını o taşlardan çıkarıyorlar

Hacda ibadet yapıyoruz diyerek o sutunlara taş atanlar,aslında arapların bu eski şirk ritüelini uyguluyorlar. Aynen kemal sunalın filmindeki cinleri kovan hocanın kış kış cinler kış kış demesi gibi

Saffat 158 Allah ile cinler arasında da bir soy birliği uydurdular. Andolsun, cinler de kendilerinin hesap yerine götürüleceklerini bilirler

Rahman 15 Cinleri de dumansız ateşten yarattı.

Şimdi bu iki ayeti beraber yanyana düşünelim. Cinlerin Allahın akrabası olduğuna inanan bu putperestlerde hiç bir değişme yok. Eski tas eski hamam,putperstliğe son gaz devam

Değişme olmadığını,bunların putperestliklerine daha peygamber hayatta iken bile devam ettiklerini,Yüce Allah bizzet peygamberin ağzından söylettirerek düm dünyaya haber veriyor

Furkan 30 Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler.

Gelelim şimdi işin en enteresan kısmına.Kurandaki haccı, işte burası diyerek tüm dünyayı kandıran ve kendi şirk ritüellerine alet eden bu sapıkların, yine aynı şekilde kurandaki kabe ve mescidi haram kavramlarını çalmak suretiyle kendi yaptıkları putlarına davet etmediklerinden eminmisiniz????


Yukarı dön Göster hanif's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hanif
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats