HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Hz Muhammedi Özlemek: Nasil Bir sey Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Deli Laz
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2006
Gönderilenler: 40
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Deli Laz

Muhammedi Özlemek


Nedendir, nasıldır bilinmez ama. Muhammed'i özlüyorum... Yaşlı değil, gülen gözlerle; ağlayarak değil, gülerek; kasvetli değil, mütebessim bir çehreyle... Muhammed'i yetiştiren şartları özlüyorum...

Muhammed'in babasını hiç tanımamasını; anne kucağının sıcaklığını tatmayışını; dünyanın o en güzel şeyi olan annesinin parmak uçlarını saçlarında gezdirmesini neredeyse hiç bilmeyişini özlüyorum...

Ebu Talib'in koyunları peşinde tabiatı, mavi gökyüzünü yaşayan; ıssız ve kızgın çölde susamayı öğrenen 'yalnız' Muhammed'i özlüyorum. Diplomasız ama, bakmasını ve görmesini doğrudan kainat okulundan öğrenen/öğretilen Muhammed'i...

Yetimliğini, öksüzlüğünü özlüyorum onun... Şımarık, yılışık, bir dediği iki edilmeyen; bir elinde cips, bir elinde kola tutan bir çocuk olarak değil, 'kuru ekmek yiyen bir kadının oğlu olarak büyümesini; hayatın bütün acılarını bizatihi yaşayan olgun bir delikanlı olmasını sağlayan şartları; sırça saraylardan değil kerpiç duvarlar arasından, toprak zemin üstündeki hasırdan, yemeğini yediği, suyunu içtiği toprak kaplardan; giydiği en sıradan giysilerden hayata bakmasını özlüyorum...

Tabiatla, develerle, koyunlarla, kurtlarla, akreplerle, kelebeklerle yakınlığını; suyun sesini, toprağın kokusunu, çiçeğin rengini, gölgenin halavetini, güneşin yakmasını, yağmurun ıslatmasını hakkal yakin tadan Muhammed'i...

Muhammed'i Muhammed yapan ortamı özlüyorum. Onu olgunlaştıran günleri; yeryüzünde takva temeli üzere kurulan ilk mabed olan, İbrahim'in, oğlu İsmail'le birlikte inşa ettikleri, USA güdümlü Suud betonlarının gölgesinde kalmamış, saflığından, sadeliğinden bir şey yitirmemiş o günün Kabe'sini özlüyorum.

Ve, Muhammed'in can dostu, hayat arkadaşı, sığınağı, dert ortağı, sırdaşı; çok sevdiği eşi, gerçek bir kadın Hatice'yi; Muhammed'in ruhunu yücelten, incelten, olgunlaştıran, tarihin o ünlü kadın simasını; eşine ilk gelen ilahi mesajdan sonra, bütün Mekke'nin şimşeklerini üzerine çekeceğini bile bile hiçbir telaşa kapılmayan, korkmayan, en az eşi kadar metanetini koruyan Ümmü'l-Mü'minin'i arıyorum...

Ve ve, Muhammed'in Hira'sını... Kur'an'ın yeryüzüne ilk ulaştığı o kuytu mekan. Loş bir mağara, yani taş ve topraktan örülü ilk nübüvvet mektebi... Şairin tasvirindeki gibi 'küçük daracık; [ama] dünyaya kapalı Allah'a açık' o, hacmi dar ufku geniş pencere...

Nice milenyumlara ışık tutacak ilahi mesajın yeryüzünde şimşek gibi ilk çaktığı; kadir gecesi'nin 'ihya olduğu' o ilk mütevazi umman...

Rabbi'nin 'Oku! Yaratan Rabbi'nin adıyla oku! ' hitabının Muhammed'in zihninde çınladığı o küçük mağara. Muhammed'in heyecanlandığı, titrediği, belki biraz da korktuğu, o ilk tefekkürhane! İşte orasını özlüyorum; hergün milyonlarcasında 'iqra'' emrinin milyonlarca kez okunduğu, ama hiçbir ruhu diriltmeyen 'muhteşem' camileri değil...

Ama özlemlerin en muteberi, Muhammed'in ilk musaddıkı olmak değil midir? ! Ona ilk iman eden Hatice olmak; Ebubekir, Ali, Zeyd olmak... Hatta hatta Ammar olmak... Yasir ve Sümeyye olmak... Asıl özlenmesi gereken bu değil midir? ! Ümeyye b. Halefin kırbacının sürekli sırtında şakladığı Bilal olmak...

Yani Bilal gibi, Ammar gibi 'deli' olmak! Evet onlar galiba birer deliydiler! Çünkü putperest bir aristokrasi içinde, (iman ettikleri Allah'ın dışında) kendilerini kırbaçtan, hançerden, kılıç darbesinden, aç ve susuz bırakılmaktan, kumların üstüne yatırılıp taşların altında işkence görmekten engelleyecek hiç kimseleri yoktu!

Neyine güveniyordu bu insanlar? Bunlar hiç mi politik hesap bilmezlerdi? Ortamın koşullarını nasıl da okuyamamışlardı? Her şeyin bir zamanı bulunduğunu; düşmanın silahıyla silahlanmak gerektiğini hiç mi duymamışlardı? ! Bunları onlara Muhammed de mi öğretmemişti? Mekke'nin eşrafının, kabilesi büyük olanların, güçlü-kuvvetli olanların, zenginlerin v.s. iman etmesini; böylece Muhammed'in etrafının kalabalıklaşmasını, kolay yutulur bir lokma olmayacak bir mevkie gelmesini ne diye beklememişlerdi ki? ! Öyle ise bu insanlar 'deli' olmalıydılar; İslam davasının delisi!

İşte o ilk 'delileri' özlüyorum... Modern cahiliyyenin ve modern cahiliyyenin eğittiği -sözde dindar- zihniyetin, 'bir hiç uğruna' dediği bir iman yolunda annesini kaybeden Ammar'ın o anda hala imanla dopdolu olan kalbini...

Çölde dönemin 'terörle mücadele ekipleri'nce kırbaçlanan Bilal'in hala 'ahad' 'ahad' deyişi çınlıyor kulaklarımda... İşte o sestir özlediğim...

Bilal'in bu 'inad'ını, 'kör radikalizm'ini nereden aldığını; hangi yayınları okuduğunu; kökünün nerede olduğunu; hangi gizli servis ajanlarınca hangi kamplarda eğitildiğini gerçekten çok merak ediyorum...

Evet, Bilal ve Ammar bu kadar kısa sürede böyle bir 'radikalizmi' nasıl yakalamışlardı, bu işin sırrı neydi? İşte onların bu susamışlıklarıdır özlediğim...

Ve Habeşistan yollarını,.. Uçsuz bucaksız çöl yolculuğunu... Uçsuz bucaksız çölü sadece 'la ilahe illallah' cümlesi için kateden yalın ayakları... Anadan, babadan, yardan, evladdan vazgeçen; tarihin, benzerini kaydetmediği o eşsiz imanı... 'Bir hiç uğruna'(!) vatanlarını, her şeylerini terkeden o insanlardaki imanı, şevk ve heyecanı siz özlemiyor musunuz? ! Mekke'nin müşrik elçisi Amr ibni As'ın bütün kışkırtıcı talepleri karşısında Necaşi'nin huzurunda, mü'min kardeşleri adına feveran eden Cafer yerinde olmak istemez miydiniz? !

Ve Hamza, Ömer. islam'ın en şanlı kahramanları... Her ikisi de Kureyş'in korkulu rüyası. Hind'in, ciğerlerini yemekle bile teskin olmadığı Hamza... Ve İslam'ın adalet anlayışının timsali Ömer... Hindler özlemez Ömer'i! ...

Muhammed'i o kadar çok yerde özlüyorum ki; örneğin Taif'te düşlüyorum onu. İçimden bir ses, 'neden senin de bir Taifin yok? ' diyor! Taif'li gençlerin taşladığı bir Peygamber! Üstü yara, bere içinde kalmış bir Muhammed! Ayağından kanlar akan bir Peygamber! Çünkü o bir aykırı; o bir 'bölücü'; terör suçu işlemiş Muhammed. Terörle mücadele suçundan, işte o günün koşullarına göre. Taifin DGM'si denebilecek bir erk tarafından yargılanıyor ve anında cezalandırılıyor...

Mekke'yi ve Mekke'de muhasara edilen; üç sene boyunca müşrikçe boykota tabi tutulan; aç susuz bırakılan kadınları, çocukları, ihtiyarları özlüyorum. Onlardaki imanı, sebatı, ölümü bir düğün gibi karşılayan sarsılmaz iradeyi; hiçbir şeyle değişilmeyen o imanı özlüyorum... Kafirlerden merhamet dilenmemeyi; hoşgörü talep etmemeyi; ince mesajlarla 'biz onlardan farklıyız' şaklabanlıklarına düşmemeyi; var elbette birbirimizden epeyce farkımız diyebilmeyi; 'birlikte yaşayabiliriz ama Allah'ın dediği gibi' diyebilmeyi; hakimiyet Arafat'ın tepesinde de Allah'a aittir; Mekke sokaklarında. Daru'n-Nedve'de de, toplum kurallarında da, siyasette de diyebilmeyi; 'şu putlarımız içindir, şu da Allah içindir' diyenler gibi, 'hayatın şuraya kadar olanı Allah'a aittir, şuradan itibaren de diğer ilahlarımızla beraber bize aittir' demeyen 'siyasal' islamcıları özlüyorum...

İslam'ın tepeden tırnağa siyasi olduğunu, siyasetin La ilahe illallahla başladığını kadını-erkeğiyle bütün aleme gösteren Mekke mü'minlerini; imanın kuru bir sözden ibaret olmadığını gösteren o ilk mü'min topluluğu özlüyorum, imanın hayat olduğunu, imanın yaşanırsa iman olduğunu; yaşanmazsa yalan ve sahtelik olduğunu, nifak olduğunu, yük olduğunu somutlaştıran o ilk sadık cemaati...

Entelektüel gevezelik yerine, her alanında imanın damgası görülen bir hayatı yaşayan: her biri adeta yürüyen Kur'an olan mü'minleri... Şirkin, zulmün yıpratamadığı, eskitip pörsütemediği, aristokrasinin değiştiremediği; bükemedikleri bileği öpmeyen o iman abidelerini...

Ve hicret... Hicreti özlüyorum... Hicretle gelen kardeşliği; ensarla muhacirinin muahatını... Temelleri takva üzerine atılan ilk Mescid'i... Tamamen doğal bir yapı; tamamen dini-siyasi bir kullanım; namazla kılıcın bir arada bulunduğu; Bilal'in ilk müezzini olduğu mescid...

Canından çok sevdiği Peygamberi ölünce Medine'yi terkederek hüznünü unutmaya çalışan Bilal'in, sıradan değil, gerçek namaz çağrısı... Hergün tam belirlenmiş dakikasında maaşlı meslek erbabınca okunan, okuyanın da ne dediğini çok iyi bilmediği, laiklerin 'ezan susmaz; bayrak inmez' yollu ulusçu söylemlerine malzeme teşkil eden 'ezan' değil: yüzdeyüa doğallıkla yüzdeyüz imani bir hedefle namaz için yapılan bir çağrı... Böyle bir ezanı arzuluyorum.

Muhammed'in Mekke'si'ndeki gibi, Kur'an'ın muhteviyatının tamamına düşman bir sistemin; irtica adı altında müslümanları bir numaralı tehdit gören egemenlerin, ezan okutmamasını istiyorum...

Elgördülük, hiçbir siyasi mesaj içermeyen; ulus-devtetin bir sembolü olmuş bir ezanın okunmaması yeğdir diyorum. Hasılı ben Muhammed'in müezzini Bilal'in ezanını özlüyorum...

Ve Bedir'i, Uhud'u, Hamza'yı, Tebük'ü. Mute'yi, Hudeybiye'yi, Mekke'nin fethini özlüyorum... Mekke'ye dünyaya, hayata, mü'minlere veda ettiği Haccı'nı özlüyorum Muhammed'in...

Onun siyasi basiretini, askeri şecaatini, insan sevgisini, sabrını, azmini, üslubunu, en güzel şekilde mücadele etmesini, eşlerine hürmetini, çocuklarını sevmesini çok ama çok özlüyorum.

Ey Muhammed! Sana salat ve selam olsun. Rabbi'nin rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun. Bak senden şefaat dilemiyorum. Çünkü Rabbani terbiyede böyle bir akidenin olmadığını biliyorum. Ne Rabbin böyle bir umud vadetmişti; ne de sen böyle bir haber getirmiştin...

Her fani gibi sen de Allah'ın hükmüne tabi oldun. Senin gittiğin yolda bulunmak bizim için en büyük şeref olacaktır. Senin yaptığın gibi izzetin tamamını Rabbimizin katında aramak en önemli bahtiyarlık olacaktır...

Ve senin bıraktığın Kitap rehberimizdir ey Muhammed...

http://forum.antoloji.com/uye/kisi.asp?kisi=323036

Yukarı dön Göster Deli Laz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Deli Laz
 
yasemin
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 19 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 5
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yasemin

Muhammed değil Muahammed (s.a.v.)gerekli sayhıyı bile gösterme kabiliyetinden acizsiniz sizin neyi özlediğiniz koyduğunuz resimden belli ama bu Hz.Muhammed(s.a.v.)hayatında yok.
Yukarı dön Göster yasemin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yasemin
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

selam

yasemin hoca aman iyi ki geldin yetiştin herkese haddini bildirdin. Nereyelerdeydin bu zamana kadar.!Engin bilgi ve ilminiz karşısında hepimiz ıslah olduk akıllandık:)



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

yasemin Yazdı:
Muhammed değil Muhammed  (s.a.v.) gerekli saygıyı bile gösterme kabiliyetinden acizsiniz.


SAV yazınca Peygambere saygı mı gösterilmiş olunuyor? Alakası yok.

Hele bir de dilin bu sözü tekrar ederken elini de kalbinin üzerine götürdün mü, senden evla saygılı yok(!)

Şekilcilik almış başını gidiyor. Nasıl ki Kur’ana saygı onu belden yukarıda tutup öpmeye eşitlenmişse Peygambere saygı da ismi anıldığında kuru bir laf ederek rol kesmeye eşitlenmiş.

Kur’ana saygı ona hiçbir beşer kelamını ortak etmemek ve aklederek okuyup gereğince hayat sürmek. Peygambere saygı da onun biricik mirası olan vahye dört elle sarılmak, onun gibi Allah odaklı (hanifçe) yaşamak.

Gerçek bu iken nasıl oluyor da mezhepçi bir Müslüman bir numaralı Kur’an ve Peygamber aşığı oluyor da bizler saygısız ve hatta kafir tipler oluyoruz?

Allah denilince çıt çıkarmayan kişiler neden Muhammed denilince “sav yazmadın, saygısız şey” diyebiliyorlar? Allah Muhammed’den daha mı az saygıya layık? Eğer saygı birkaç kuru lafla, birkaç harfle oluyorsa…

Salevat Getirmenin abukluğu hakkında Hakkı Yılmaz’ın güzel bir çalışması mevcut. Buradan okuyabilirsiniz.


Enfal 2 İnanmış olanlar ancak o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda, bu onların imanlarını artırır. Ve onlar yalnız Rablerine güvenip dayanırlar.



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm! Yasemin Kardeşim!

yasemin Yazdı:
Muhammed değil Muhammed  (s.a.v.) gerekli saygıyı bile gösterme kabiliyetinden acizsiniz.


Alperen yazdı:

SAV yazınca Peygambere saygı mı gösterilmiş olunuyor? Alakası yok.

Hele bir de dilin bu sözü tekrar ederken elini de kalbinin üzerine götürdün mü, senden evla saygılı yok(!)

Şekilcilik almış başını gidiyor. Nasıl ki Kur’ana saygı onu belden yukarıda tutup öpmeye eşitlenmişse Peygambere saygı da ismi anıldığında kuru bir laf ederek rol kesmeye eşitlenmiş.

Kur’ana saygı ona hiçbir beşer kelamını ortak etmemek ve aklederek okuyup gereğince hayat sürmek. Peygambere saygı da onun biricik mirası olan vahye dört elle sarılmak, onun gibi Allah odaklı (hanifçe) yaşamak.

Gerçek bu iken nasıl oluyor da mezhepçi bir Müslüman bir numaralı Kur’an ve Peygamber aşığı oluyor da bizler saygısız ve hatta kafir tipler oluyoruz?

Allah denilince çıt çıkarmayan kişiler neden Muhammed denilince “sav yazmadın, saygısız şey” diyebiliyorlar? Allah Muhammed’den daha mı az saygıya layık? Eğer saygı birkaç kuru lafla, birkaç harfle oluyorsa…

Öncelikle bu yazıdan dolayı Alperen kardeşimi kutluyorum Allah razı olsun.

İslamda "ifrat" ve "tefrit" denilen bir olay vardır.

Klasik tüm kitaplarda peygamberimize saygı göstergesi olarak kullanılan bir çok ifadeler vardır ki en çok kullanılanı da parantez içinde verilen "s.a.v" 'dir. Ki açılımını bile vermezler yasak savma cinsinden sadece harfleri yazarlar.

Peygamberimize verilen isimler adı altında  başlı başına kitaplar yazılmıştır. Yazılmıştır ama ne yazık ki  övgü dolu sözlerle peygamberimizi ananlar, onun en yakın arkadaşlarını ve torunlarını bile katletmekten çekinmemişlerdir.

Onun geriye bıraktığı Kur'an'ı devreden çıkaran, Kur'an'la yüzde yüz çelişen ,hatta Kur'an'ın hükümlerini bile ortadan kaldırttıkları iddiasıyla bir çok yalanı "Kale resulüllah:..." Resulüllah dediki diye diye söylemekten ve bunları dine yamamaktan geri kalmamışlardır. Nesih ve mensuh adında ciltlerce kitaplar vardır bu konuları anlatan.

Peygamber Efendimize olan sevgi ve saygı içerisinde hassasiyetinizi anlıyorum.Anlamakla birlikte Alperen Kardeşimizin yukarıdaki yazısını ön yargısız  olarak tekrar tekrar okumanızı istirham ediyorum. Lütfen ön yargısız okuyun.Okuduğunuzda  oradaki içtenlik ve samimiyeti göreceğinize inanıyorum.

Sizinle beraber tüm okuyan kardeşlerime ışık olması dileğiyle , Alperen Kardeşimizin yaptığı açıklamalara  ek olarak:

Alemlerin Rabbi olan Allah'ın Peygamberimize verdiği rütbelerin neler olduğuna bakalım:

Fetih 29: "Muhammed Allah'ın resulüdür...."

Ahzab 40:"Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; o; Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur...."

A'raf 157:" Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi nebiye uyarlar;...."

Enfal 64:Ey Nebi! Allah ve inananlardan seni izleyenler sana yeter/Allah, sana ve seni izleyen mü'minlere yeter."

Enfal 65:"Ey Nebi! ....."

Enfal 70:" Ey Nebi!..."

Ahzab 1:"Ey Nebi!..."

Ahzab 28,45,50,59

Mümtehine 12, Talak 1; Tahrim1 de de hitap hep "ya eyyühennebi"

Ahzab 40 da da "hatemen nebiyyi" şeklindedir.

 

Rabbimiz olan Allah böyle seslenmiş böyle selamlamış peygamberimizi. ve de:

Mücadele 40 da: "... Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı ile selamlıyorlar...." diyerek bu tür davrananları iki yüzlü olarak nitelemiş.

Değerli Kardeşim!

 Allah'ın verdiği isimler dışında isimlerle peygamberimizi ananların ve bunu ifrat ölçüsünde ileriye götürenlerin Peygamberimizin de ahlakı olan Kur'an'a uyma ve yaşama yönünde yeterince gayret göstermediklerini, göstermedikleri gibi   bu tür davranışlarından çıkar bile sağladıklarını görmekteyiz.

Bunu; art niyetsiz ve yeterince bilgisi olmadığı   için yapan;

yüreği gerçekten Allah Resulünün sevgisi ile dolu olarak yapan,

"Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü" diye seslenebilen yüce gönüllü insanlar gibi olarak yapan tüm kardeşlerimi  tenzih ediyorum.

Kusursuz olan Allah'tır.

En doğrusunu Allah bilir.

 Selam olsun Allah'ın selamladığı gibi Resulümüzü selamlayanlara!

 

Ahzab56:
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi  destekliyorlar/ ona yardım ediyorlar/ onun için gerekeni yapıyorlar. Ey mü’minler! Siz de ona destek olun ona yardım edin/ onun için gerekeni yapın ve onun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayınız!”

 


 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Dost1

Sevgili kardeşim aydınlatıcı yazılarından dolayı içten teşekkürler.

Peygambere saygı adı altında yapılan abartı ve taşkınlıklar senin de değindiğin gibi çığırından çıkmıştır.

Allah adına nasıl 99 isim (esma-ül hüsna) düzenlenmişse, Peygamberimiz adına da 99 isim (esma-ül nebi) düzenlenmiştir.

İnsanlar neden böyle bir sapma içine girerler? Nasıl olur da bu yapılan çirkinlikler Peygamber Sevgisi ambalajıyla pazarlanabilir?

Yazık etmişler hem kendilerine, hem de güzelim dinimize...

Sevgili okurlar, lütfen Esma-ül Nebi düzmecesindeki isimlere teker teker bakınız ve Peygamberimize ve davasına nasıl müslümanca(!) zulmedilirmiş görünüz.

Esmâ-ül Nebi
Peygamberimizi (s.a.v) Mübârek İsimleri ve Mânâları

Abdullah
Allah'ın kulu
Âbid
Kulluk eden, ibadet eden
Âdil
Adaletli
Ahmed
En çok övülmüş, sevilmiş
Ahsen
En güzel
Alî
Çok yüce
Âlim
Bilgin, bilen
Allâme
Çok bilen
Âmil
İş ve aksiyon sahibi
Aziz
Çok yüce, çok şerefli olan
Beşir
Müjdeleyici
Burhan
Sağlam delil
Cebbâr
Kahredici, gâlip
 Cevâd
Cömert
Ecved
En iyi, en cömert
Ekrem
En şerefli
Emin
Doğru ve güvenilir kimse
Fadlullah
Allah'ın ihsânı, fazlına ulaşan 
Fâruk
Hakkı ve bâtılı ayıran
Fettâh
Yoldaki engelleri kaldıran
Gâlip
Hâkim ve üstün olan
Ganî
Zengin
Habib
Sevgili, çok sevilen
Hâdi
Doğru yola götüren
Hâfız
Muhafaza edici
Halîl
Dost
Halîm
Yumuşak huylu
Hâlis 
Saf, temiz
Hâmid
Hamd edici, övücü
Hammâd
Çok hamdeden
Hanîf
Hakikate sımsıkı sarılan
Kamer
Ay
Kayyim
Görüp, gözeten
Kerîm
Çok cömert, çok şerefli
Mâcid
Yüce ve şerefli
Mahmûd
Övülen
Mansûr
Zafere kavuşturulmuş
Mâsum
Suçsuz, günahsız
Medenî
Şehirli, bilgilive görgülü
Mehdî
Hidayet eden
Mekkî
Mekkeli
Merhûm
Rahmetle bezenmiş
Mes'ûd
Mutlu
Metîn
Çok sağlam ve güçlü
Muallim
Öğretici
Muktedâ
Peşinden gidilen
Mübârek
Uğurlu, hayırlı, bereketli
Müctebâ
Seçilmiş
Mükerrem
Şerefli, yüce
Müktefî
İktifâ eden, yetinen
Münîr
Nurlandıran, aydınlatan 
Mürsel
Elçilikle görevlendirilmiş
Mürtezâ
Beğenilmiş, seçilmiş
Muslih
Islah edeci, düzene koyucu
Mustafa
Çok arınmış
Müstakîm
Doğru yolda olan
Mutî
Hakka itaat eden
Mu'ti
Veren ihsân eden
Muzaffer
Zafer kazanan, üstün olan
Müşâvir
Kendisine danışılan
Nakî
Çok temiz
Nakîb
Halkın iyisi, en seçkini
Nâsih
Öğüt veren
Nâtık
Konuşan, nutuk veren
Nebî
Peygamber
Neciyullah 
Allah' ın sırdaşı
Necm
Yıldız
Nesîb
Asil, temiz soydan gelen
Nezîr
Uyarıcı, korkutucu
Nimet
İyilik, dirlik ve mutluluk
Nûr
Işık, aydınlık
Râfi
Yükselten
Râgıb
Rağbet eden, isteyen
Rahîm
Mü'minleri çok seven
Râzî
Kabul eden, hoşnut olan
Resûl
Elçi
Reşîd
Akıllı, olgun, iyi yola götürücü
Saîd
Mutlu
Sâbir
Sabreden
Sâdullah
Allah' ın mübârek kulu
Sâdık
Doğru olan, gerçekci
Saffet
Arınmış, seçkin kişi
Sâhib
Mâlik, arkadaş,sohbet edici
Sâlih 
İyi ve güzel huylu
Selâm
Noksan ve ayıptan emin olan
Seyfullah
Allah' ın kılıcı
Seyyid
Efendi
Şâfi
Şefaat edici
Şâkir
Şükredici
Tâhâ
Kur'ân-ı Kerîm' deki ismi
Tâhir
Çok temiz
Takî
Haramlardan kaçınan
Tayyib
Helal, temiz, güzel, hoş
Vâfi
Sözünde duran
Vâiz
Nasihat eden
Vâsıl
Kulu Rabb'ine ulaştıran
Yâsîn
İnsan-ı kâmil
Zâhid
Mâsivadan yüz çeviren
Zâkir
Allah' ı çok anan
*




Kaynak: islamyurdu





__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
hasan oktem
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 temmuz 2006
Gönderilenler: 109
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasan oktem

dost1 Yazdı:

Onun geriye bıraktığı Kur'an'ı devreden çıkaran, Kur'an'la yüzde yüz çelişen ,hatta Kur'an'ın hükümlerini bile ortadan kaldırttıkları iddiasıyla bir çok yalanı "Kale resulüllah:..." Resulüllah dediki diye diye söylemekten ve bunları dine yamamaktan geri kalmamışlardır. Nesih ve mensuh adında ciltlerce kitaplar vardır bu konuları anlatan.

Ahzab56:
Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi  destekliyorlar/ ona yardım ediyorlar/ onun için gerekeni yapıyorlar. Ey mü’minler! Siz de ona destek olun ona yardım edin/ onun için gerekeni yapın ve onun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayınız!”

Alperen yazdı :

Esma_ün Nebi : vasıl : Allah'a ulaştıran

sevgili Alperen ve dost1 kardeşlerim,

Allah Rasülünü / elçisini , yüce Allah'a kul ve elçi yapmayı çirkin ve pervasız şirk mantıklarına göre yakışık bulmayan müşrikler, adeta, Allah'ın 99 esma-i hüsnası olurda, ortağı Rasül'ün esma-i Nebisi olmaz mı diyerek, işledikleri cürümün, hemen her çağ da aynı mantığı kullanmış olduğunu  görüyoruz bir kez daha. (gösteren dostlardan Allah razı olsun)

Alperen kardeşin ilettiği Esma-ün Nebi içindeki isimlerden ''vasıl '' kelimesini okuyunca aklıma şu iki Ayet geldi :

39 ZÜMER 2-3 :

Biz bu kitab ı sana hak ile indirdik. Onun için Allah'a , dini yalnız ona halis kılarak ibadet ve kulluk et.

İyi bil ki halis din ancak Allah'ındır.Allah'tan başka  bir takım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: '' Biz onlara sadece bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.''şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir.her halde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.

selam ve saygı ile

 

Yukarı dön Göster hasan oktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasan oktem
 
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

 SELAM dOSTLAR,

     Hasan kardeşin aktardığı ayet ile Muhammede tapanların ona atfettiği  "Vâsıl:Kulu Rabb'ine ulaştıran"  sıfatı birleştirince  inkar edilemez gerçek apaçık ortaya çıkıyor:

     ".İyi bil ki halis din ancak Allah'ındır.Allah'tan başka  bir takım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler: '' Biz onlara sadece bizi Allah'a yaklaştırsınlar (onlardan en büyüğü olan(!)muhammed bizi Allaha vasıl etsin )diye ibadet ediyoruz...

   Ölmüş ve aramızdan ayrılıp gitmiş bir insanı hala peygamberlik görevini yaptığını "Resüle itaat" mantığıyla ileri süren bu zihniyeti tamamen izale etmedikçe şirkten kurtulup tevhide yöneldiğini iddia edenlerin bu sözü hep bir kuruntu ve zann olarak kalacaktır vesselam.



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

selam

istisnai formlardan biri. bazen merak ediyorum ortak
ilgiyi çeken şeyi. yasemin in yerinde olmayı isterdim
şahsen. bu yüzden öncelikle ona sunuyorum
teşekkürlerimi. fakat tevafuk o ki konu başlığı çözüyor
sanki bilmeceyi.

saygı sevgi ve teşekkürlerle....
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
sailamasr
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2005
Gönderilenler: 543
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sailamasr

selam selam yasemin

arkadaşlarımız yazdığın yazının belirli bir bölümüne odaklanmışlar, yaptığın bir eleştiriyi de atlamışlar.

yan taraftaki resimler peygambere saygı ile ilgili resimler değil avatar dır.

 

tabi sen bunu engin bilgin ile biliyor olmalıydın ama herhalde aceleye gelmiş

selam selam

 

Yukarı dön Göster sailamasr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sailamasr
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats