HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: KESİNLİKLE VAR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
tamerselin
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 123
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tamerselin

Kuran, cinsel cazibe gibi doğuştan gelen bir takım avantajlarını kullanarak toplumda üstünlük sağlamaya, bundan rant devşirmeye çalışanların önüne set çekmektedir.

 

Türkiye'de uygulanan başörtüsü yasağı "hukuka" dayanmadığı için hukukî çözüm de olamıyor. Aslında "siyasî" olmadığı için "siyaset" de çözüm üretemiyor.

 

Bu yasağın tek sebebi var; zor.

 

Evet, bu yasak "zora" dayanmaktadır. Başka hiç bir dayanağı yoktur.

 

Ancak bu yazıda asıl konumuz bu değil.

 

 

Öte yandan bir İslâm devletinin (aslında adalet devletinin) insanlara Kuran'da geçiyor diye başörtüsü dayatma hakkının olup olmadığı veya başörtüsünün zamanı geçmiş tarihsel bir hüküm olup olmadığı ayrıca ele alınması gereken konulardır.

 

Bu yazıda bunlara da girmeyeceğim.

 

Zora dayanan bu yasak öyle noktalara geldi ki, malûm dayatma yetmiyormuş gibi kimileri de çıkıp "Zaten Kuran'da başörtüsü diye bir şey de yok" demeye başladı.

 

Bu konuda aldığım yığınla elektronik posta (e-mail) üzerine artık bize de yazmak vacip oldu

 

Önce, var mı yok mu, doğru bir şekilde anlayalım. Öncelikle ne deniyor, serahaten ortaya koyalım.

 

Kuran'da bu konuya tekabül edebilecek birkaç kavram var. Konuyu onlar üzerinden ele almaya çalışacağım. Bunlardan dördü; himar, cilbab, tebberrüc ve kavl-i ma'ruf kavramları ile ifade edilen ve doğrudan kadınların baş ve vücut örtülerini, dışarı çıkmalarını ve konuşma tarzlarını düzenleyen ayetlerdir. Bunlarla ilgili açıklamaları elini vicdanına koyarak ve arka plânını kavrayarak okumak, ne dendiğini seraheten (apaçık bir şekilde) ortaya koyacaktır.

 

1- HİMAR

 

Bu kavram doğrudan kadınların "başlarını" örtmeleri ile ilgilidir.

"Mümin kadınlara da söyle, bakışlarını sakınsınlar, ırzlarını ve namuslarını korusunlar. Görünmesi zarurî olan yerler dışında cinsel cazibelerini sergilemek için açılıp saçılmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar." (Nur; 24/31)

 

Bu tür ayetlerin o günkü Medine'de yaşanan "yürürlükteki duruma" cevap olarak geldiği unutulmamalıdır.

 

Demek ki o günkü toplumda; 1- Bakışlarını sakınmayan, 2- Irz ve namuslarını korumayan,3- Görünmesi zarurî olan yerler dışındaki yerlerini de cinsel cazibelerini sergilemek için açıp saçan, 4- Başörtülerini yakalarının üzerine salmayan bir takım kadınlar vardır. Ayet "mümin" kadınlara bunlar gibi olmamaları çağrısında bulunuyor.

 

İlk üçü anlaşılabilir olduğu için dördüncüsünden başlayalım.

 

Ayette "başörtülerini" diye çevirdiğimiz "humuruhinne" kelimesi HAMR kökünden gelir ve tam anlamıyla "başörtüsü" manasına gelir.

 

Kelimenin kökünü biraz deşersek;
HAMR: Sözlükte " Örtmek, kapamak, mayalamak" demektir. Örtünmek, örtmek, kapanmak (ihtimâr), karışmak, alışmak (muhâmere), mayalamak, örtmek (tahmîr), mayalanmak, örtünmek, kapanmak (tahammür), başı döndürüp karıştıran, aklı örten, şarap, içki (hamr), baş döndüreni satan, şarapçı (hammâr), başı döndürme, aklı örtme yeri, şaraphane (hammâre), şarap rengi, koyu kırmızı (hamriyyun), hamurun içine örtülüp karışan, maya (hamîra), mayalı, örtülü, kapalı (mahammer), örtülmüş, mayalı, mayhoş, sarhoş (mahmur), içkinin verdiği baş ağrısı (humâr), başı beyaz koyun (muhammera mine'ş-şiyâh), başörtüsü, yemeni, eşarp (himâr) kelimeleri bu köktendir�

 

Görüldüğü gibi ayette geçen başörtüsü (hımâr) kelimesinin en önemli özelliği "baş" ile ilgili olmasıdır. Nitekim bu ayetler başı açıklığın yaygın olduğu bir topluma inmiş değildir. O günkü toplumda değil kadınlar erkekler bile, kimisi sıcaktan, kimisi Arap örfünden zaten başlarını bir şekilde örtmektedirler. Yani erkek kadın hemen hiç kimse "başı açık" dolaşmamaktadır. Sarık, kaftan, tül, renkli bez vs. başlarına bir şeyler dolayıp sararak veya alarak dışarı çıkmaktadırlar. On bin nüfuslu Medine'de yaşayan Yahudiler, Evs ve Haçreçliler, Muhacirler vs. dışarıdan bakıldığında üstlerinde "baş"larında bir takım örtüler olan insanlardır. Fakat özellikle kadınlarda bu örtü, örtünmek amacıyla değil, daha da çekici ve egzotik olmak amacıyla, "az aç-az kapa" tarzında olmaktadır.

 

Peki, öyleyse ayet ne demektedir?
Dikkat edilirse "Başörtüsü takın, başınızı örtün" denmiyor da "Başınıza aldığınız o örtüleri boyunlarınıza, omuzlarınızdan aşağıya da salın" deniyor. Bunun sebebi, o dönem kadınlarının başörtülerini arkadan bağlayarak, omuzlarını ve göğüslerine kadar boyunlarını açıkta bırakmalarıydı. Böyle daha çekici olacaklarını düşünüyor olmalılar�
Buradan "Başörtüsü değil, boyun örtüsü emrediliyor" diye bir sonuç çıkarmak, işi yokuşa sürmek ve anlamamak için diretmekten başka bir şey değildir.
Çünkü Kuran'ın çoğu emri zaten böyledir. Yani ayetler çoğunlukla "yürürlükteki durum" üzerine gelir ve onu düzene sokar.

 

Örneğin, "Cuma namazı kılın" demez de, "Zaten kılmakta olduğunuz o cuma namazı var ya, işte onun için çağrıldığınızda alışverişi bırakın" der.
Yine örneğin, "Namaz (salât) diye bir şey icat edin, kurban (nahr) diye bir uygulama başlatın" demez de, "O yapılmakta olan namaz (salat), kesilmekte olan kurban (nahr) var ya, işte onu siz Allah için yapın" der.
Yine örneğin, "Dörde kadar evlenin" demez de, "O onar, on beşer evlenip de geçindirmek için yetimin malına el uzatmaya kalktığınız eşleriniz var ya, işte onları dörde, üçe, ikiye, hatta bire indirerek evlenin, yetimlere haksızlık yapmaktan korkuyorsanız böylesi daha iyidir" der.

 

Demek ki bu tür ayetler yürürlükteki duruma müdahale etmek, yanlış taraflarını düzeltmek, ıslahat yapmak amacıyla gelmektedir. Düzelttiği şekliyle de kalıcı emre dönüştürmektedir.
Başörtüsünün de böyle olduğunu düşünürsek, denmek istenen; "O zaten takmakta olduğunuz başörtüleriniz var ya, işte onları aşağıya doğru da salın, başınıza toplayıp da boynunuzu, omuzunuzu, göğsünüzü, sırtınızı açıkta bırakmayın" demek olur�

 

İlginçtir, kadınların o günkü giyim tarzı bugün Fransızca'dan Türkçe'ye geçen "dekolte" kelimesi ile aynı manayı çağrıştırmaktadır.
Çünkü dekolte Fransızca'da boynu açıkta bırakan giysi (decollete) demek. Bu sözcüğün kökü Latince'de boyun (col, collum) kelimesinden geliyor. Türkçe'ye de geçen, boyunda taşınan (koli), boyna sarılan (kaşkol), boyuna takılan (kolye) kelimeleri de bu kökten�
Anlaşılan o günkü kadınlar saçlarını arkadan bağlayacak şekilde başörtüsü ile örtüyorlar, omuzlarını, göğüslerine kadar boyun kısımlarını gayet "dekolte" bir kıyafetle açıkta bırakıyorlardı. Bugünün tabirleri ile "derin göğüs ve sırt dekoltesi" ile dolaşıyorlardı. İşte ayette bu tarz örtünmenin bir anlamının olmadığı beyan ediliyor. "Örtünecekseniz doğru dürüst örtünün. O başlarınıza taktığınız başörtüsünü sırt ve göğüs dekoltenizi tamamlayan bir aksesuar olarak değil, örtünmenin mantıkî sonucu olarak iyice aşağıya salın, boynunuzu, göğsünüzü, sırtınızı örtecek şekilde yakalarınızın üzerinden salın ki örtünmüş olasınız�" denmek isteniyor.

 

2- CİLBAB

 

Bu tabir de doğrudan kadınların "vücutlarını" örtmeleri ile ilgilidir.

 

"Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle; dışarı çıkarken üzerlerine örtülerini alsınlar. Tanınıp da eziyet edilmemeleri için en uygun olan budur. Allah çok bağışlayıcıdır, sevgi ve merhamet kaynağıdır." (Ahzap; 33/59)

 

Ayette "örtülerini" diye çevirdiğimiz "celabîbihinne" kelimesi CELB kökünden gelir ve "teşhir edip dikkat çekmek için vücudun açılmasına mani olan dış örtü" demektir.

 

Kelimenin kökünü biraz deşersek;
CELB: Sözlükte "getirmek, kazanmak, çekmek, celbetmek" demektir. Getirmek, celbetmek (isticlâb), çekici, büyüleyici, albenisi olan (cellâb), ithal edilmiş, yabancı mal (celeb), dürtü, münasebet, sebep olan şey (meclebe), entari, uzun gömlek, genişçe başörtüsü (cilbâb), kendine doğru çekmek (celb ilâ nefsihi), atı teşvik için haykırmak (celb alâ fersihi) kelimeleri bu köktendir�
Görüldüğü gibi cilbâb, bir kadının erkekleri kendine çekmesi, celb etmesi, kışkırtması, vücut güzelliği ve cinsel cazibesi ile tesir altına almasına mani olmak için üzerine aldığı genişçe örtü demektir. Böylece bir kadın erkekleri cinsel cazibesi veya dişiliği ile "kendine çeken" veya onları "kışkırtması ile tanınan" birisi olmaktan çıkacaktır.

 

İlginçtir, bugünkü İngilizce'de kadın artistler için kullanılan "ünlü, şöhret, meşhur, çekici" anlamındaki celebtrity kelimesi de hem anlam hem yazılış bakımından aynı şeyi çağrıştırır. Demek ki Müslüman kadınlara dışarı çıkarken tanınıp eziyet edilmelerine, kendilerine lâf atılmasına, peşlerine düşülmesine karşı üzerlerine örtü (cilbab) almaları emrediliyor. Cinselliklerini ve vücut güzelliklerini ön plâna çıkarmamaları isteniyor. Çünkü o günkü toplumda bunları yapan; yani erkekleri vücut güzelliklerini ve cinsel cazibelerini bir silâh gibi kullanarak etkilemeye çalışan, onları kendine çeken, davetkâr tarzda dekolte giyinen, erkeklerin başını döndürmeyi, büyülemeyi, kendine celbetmeyi (celebtrity olmayı) âdeta meslek edinmiş kadınlar vardır.

 

İşte Kuran, mümin kadınlara, bunlar gibi olmamalarını, üzerlerine genişçe örtü olarak "dişiliklerini" geri plânda tutup, "kişiliklerini" ön plâna çıkarmalarını öğütlüyor.

 

İyice düşünecek olursak insan ruhunu derinlemesine bilen yüce bir bilgelik kaynağı ile karşı karşıya olduğumuzu apaçık görürüz� Erkek karakterinde varolan "bakmak, seyretmek, istemek, sahip olmak" karşısında, ona kendini tutmayı öğütleyerek "Bakma, olanla yetinmesini bil" diyor. Kadın karakterinde varolan "istenilmek, beğenilmek, ilgi çekmek, arzulanmak, kendine celbetmek" karşısında da, ona bütün bunlara karşı kendini tutması (imsak), dışarıya çıktığında (kamusal alanlarda) çekici, kışkırtıcı, celb edici davranışlarda bulunmaması, toplumsal yaşamda kültürü ve ahlâkî meziyeti ile yer alması gerektiği hatırlatılıyor. Yani ilâhî hitap erkeğe ve kadına en zayıf oldukları yerden sesleniyor. İnsan olmak, tam da "kendini tutmasını bilmek" ile ilgili bir şey değil midir?

 

3- TEBERRÜC

 

Bu kavram da kadınların "dışarıda nasıl dolaşmaları gerektiği" ile ilgilidir.

 

"Evlenme arzusu kalmamış yaşlı kadınların, açılıp saçılarak dikkat çekme niyetleri olmamak şartıyla, örtünmeden dışarı çıkmalarında bir sakınca yoktur. Ama sakınmaları kendileri için daha hayırlı olur. Allah her şeyi duyuyor, her şeyi biliyor." (Nur; 24/60)

 

Ayette "açılıp saçılarak dikkat çekmek" diye çevirdiğimiz "muteberricât" kelimesi BURC kökündendir ve "vücudu göstermek, ortaya çıkarmak" manasına gelir.

 

Kelimenin kökünü biraz deşersek;
BURC: Sözlükte "Yükselmek, ortaya çıkmak, yukarı çıkmak" demektir. Kule yapmak, burç dikmek, yüksekçe yapı kurmak (ibrâc), kale yapmak (tebrîc), süslenip püslenmek (teberrüc), kule, burç (burc), yayın kulesi (burcu'l-irsâl), güvercin yuvası (burcu'l-hemâm), saat kulesi (burcu's-saa') kelimeleri bu köktendir�
Aramice'de burgâ, Eski Yunanca'da pyrgos, Hind-Avrupa dil kökünde bhrgh yüksek yer, hisar anlamına gelir. Bugün Türkçe'ye girmiş olan burç, burgaz, burjuva, burjuvazi kelimeleri bu köktendir�

 

Avrupa'daki kimi şehir isimleri de bu kökten gelir; Ham-burg, Petes-burg, Stras-burg vs. Demek bu şehirler yüksek tepelerde kurulmuş veya buralarda etrafı duvarlarla çevreli şato ve villâlarda yaşayan insanlar varmış. Onun için bunlara burjuvazi, yaşadıkları şehirlere de sonu "burg" ile biten isimler konulmuş. Bu durumda "proleter" de burçların dışında kalan, kenar mahallelerde yaşayan, yükseklere çıkamayan demek oluyor.
Yine Araplar, üzerinde örtüsü bulunmayan apaçık gemi (sefinetun bâricun), üzerine saray resimleri yapılmış çok güzel elbise (sevbun muberrec), kendi güzelliklerini göstermesi açısından kadının saraya benzemesi (teberreceti'l-mer'etu), kişinin sarayından çıkması (zeheret min burcihâ) derlerdi.

 

Yukarıdaki ayette yaşlı kadınların dışarı çıkarken dış elbiselerini üzerlerine almamalarında bir sakıncanın olmadığı beyan edilirken "Ziynetlerini teberrüc ettirme dışında" ifadesinde kullanıldığı gibi, ayete geçen teberruc, saklı ve gizli tutulup gösterilmemesi gerekli olan şeyi ortaya çıkarmak anlamında kullanılıyor.

 

Demek ki teberruc, süslü ve ihtişamlı bir şekilde kendini gösteren saray (burj) gibi, veya bu saraylarda yaşayan "burjuva" kadınları gibi, kadının süslenip püslenerek, açılıp saçılarak kendini göstermesi, vücudunu ortaya dökmesi, açması, cinselliğini fark ettirmek istemesi manasındadır. Türkçede "açılıp saçılmak, açık saçık giyinmek, dekolte kıyafetlerle dolaşmak" dediğimiz şeyi çağrıştırır.

 

4- KAVL-İ MARUF

 

Bu deyim ise kadınların "konuşmaları" ile ilgilidir.

 

"Ey peygamber eşleri! Siz kadınlardan her hangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a saygınız varsa hafifmeşrep edalara bürünerek konuşmayın ki kalbinde hastalık bulunan kötü bir ümide kapılmasın. Ağırbaşlı olun, yerli yerinde konuşun. Vakarınızla evlerinizde oturun. Eski cahiliye devri kadınları gibi açılıp saçılarak ortalıkta salınmayın. Cânı gönülden namaz kılın, zekat verin. Allah'a ve peygamberine itaat edin. Ey peygamber ailesi! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Ahzap; 33/32-33).

 

Ayette "ağırbaşlı, yerli yerinde konuşmak" diye çevirdiğimiz "kavlen ma'rufa" tabiri KAVL/URF kökünden gelir ve "herkesçe iyi kabul edilen, aklı başında, yerli yerinde söz" manasına gelir.

 

Demek ki Hz. Peygamberin (s.a.v) eşleri üzerinden tüm müslüman hanımlara hitap olarak anlaşılması gereken bu ayetler özellikle iki konuda kadınların dikkatini çekiyor:

 

1- Konuşurken hafifmeşrep kadınları andırır tarzda, çekici ve davetkâr bir edayla değil, ağırbaşlı, yerli yerinde, uygun bir şekilde konuşun.
2- Dışarı çıkmak gerektiğinde cahiliye kadınları gibi cinsel cazibesini sergilemek için açık saçık, dekolte kıyafetlerle değil, kendinize yaraşır tarzda örtünerek çıkın.

 

Öte yandan ayette geçen "Vakarınızla evlerinizde oturun" ifadesini kadınları eve hapsetmek olarak anlamamak gerekir. Çünkü ayette "Konuşmayın, hep susun" değil, "Maruf ile (ağırbaşlı, yerli yerince) konuşun" deniyor. "Dışarı çıkmayın, hep evde oturun" değil, "Cahiliye kadınları gibi çıkmayın" deniyor�

 

Görüldügü gibi hamr, cilbab, teberrüc ve kavl-i maruf kavramları çerçevesinde izah etmeye çalıştığımız ayetlerde, gayet makul bir kadın-erkek ilişkisi öngörülüyor. Burada, kadın ve erkeklerin birbirinden kaçma-göçme tarzını göremeyiz. Çünkü başörtüsü, vücudu örtme, göz hapsine alıp bakma, açılıp saçılarak cinsel cazibeyi bir silâh gibi kullanma, lafla ve sözle taciz gibi kadın-erkek ilişkilerini insani bir vasattan çıkarıp, cinsellik panayırına dönüştüren söz ve davranışlar men ediliyor. Bütün bunlar kadınlarla erkekler "bir arada" olacağı için vardır. Eğer kadınlarla erkeklerin birbirini hiç görmemesi istenseydi bütün bunlara gerek olmazdı. Bunlar, bir arada olan bir topluluğun yaşacağı sorunlardır ve onlara yönelik akla ve vicdana hitabeden düzenlemelerdir.

 

Bu ayetler Medine'de nazil olmuştu ve her toplumda olduğu gibi o toplumda da kadınlarla erkeklerin bir arada olması kimi sorunların doğmasına neden olmaya başlamıştı. Medine'de yeni bir toplum kuruluyor ve kadın-erkek ilişkileri yeniden düzenlenerek bir "şehir kültürü" inşa ediliyordu. Şehirli bir toplum kurmaya yönelen Kuran, çağlar boyunca sorun olmaya devam etmiş ve edecek gibi de görünen kadın-erkek ilişkilerini, ileride, aklı başında ve ortak akılla hareket edecek her topluma ışık tutsun diye böyle gayet makul çözümlerle ele alıyor�

 

***

 

Unutulmamalı ki dünyanın bütün toplumları sokağa örtünerek çıkar. Ormandaki hayvanlar gibi üryan ve natural yaşayan bir toplum yoktur. Dünyanın bütün şehirlerinde kadınlar ve erkekler "üzerine örtü alarak" cadde, sokak ve işyerlerinde dolaşır. Bu son derece insanîdir.

 

Ancak üzerine bir şeyler alarak dışarı çıkmak yetmemektedir. Kadınların ve erkeklerin konuşmalarına, bakışlarına, hal ve hareketlerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Erkeklerin, kadınlara nazaran doğuştan avantaj sağlayan fizikî güçlerini, kadınların da erkeklere nazaran doğuştan avantaj sağlayan cinsel cazibelerini bir silâh gibi kullanmamaları, bunu üstünlük vesilesi saymamaları, dahası bunun üzerinden geçinmeye kalkmamaları, doğuştan değil, sonradan kendi çabaları ile elde ettikleri meslek, kültür ve ahlâkî meziyetleri ile toplumda kendilerini göstermeleri gerekir.

 

Çünkü insanın emek sarfederek, bizzat çalışıp kazanarak (sa'y) elde ettikleri dışında, doğuştan gelen avantajları aslında kendine ait değildir. Ona emanet olarak verilmiştir. İnsan doğuştan gelen avantajlarını silâh gibi kullanarak değil, emeği ile kişilik sahibi olabilir. Emeği olmayanın kişiliği de yoktur.

 

Yesrib'i "Medine" yapma yolunda gelen ayetleri bir de bu çerçevede düşündüğümüzde, aslında Kuran, cinsel cazibe gibi doğuştan gelen bir takım avantajlarını kullanarak toplumda üstünlük sağlamaya, bundan rant devşirmeye çalışanların önüne set çekmektedir.

 

Gerçek anlamda medenî toplum bu değilse nedir?

 



__________________
6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
Yukarı dön Göster tamerselin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tamerselin Ziyaret tamerselin's Ana Sayfa
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Semazen

tamerselin Yazdı:

Zora dayanan bu yasak öyle noktalara geldi ki, malûm dayatma yetmiyormuş gibi kimileri de çıkıp "Zaten Kuran'da başörtüsü diye bir şey de yok" demeye başladı.

 Bu konuda aldığım yığınla elektronik posta (e-mail) üzerine artık bize de yazmak vacip oldu

 

Sn. Tamer Selin,

 

Kaynak bilgisini de alabilir miyiz, lütfen?

 

Teşekkürler,

 

N_S

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
Ebru
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 mart 2006
Gönderilenler: 60
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Ebru

BAŞÖRTÜSÜ

KURAL BİR:

07:26 Ey âdemoğulları! Şu bir gerçek ki size, EDEP YERLERİNİZİ ÖRTECEK giysi de indirdik, süs ve gösterişe yarayacak giysi de... fakat takva elbisesi hepsinden hayırlıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Gerek ki, düşünüp ibret alırlar.

Yukarıdaki ayetlerden anlaşıldığı üzere Kuran'a göre İNSANLARIN giymeleri gereken giysi AVRET YERLERİNİ ÖRTEN takva elbisesidir.

KURAL İKİ:

24:31 Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.

...vle yadribne bi humurihinne ala cüyubihinne...
...örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar... (Yaşar Nuri Öztürk)
...baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar... (Elmalılı Hamdi Yazır)
...örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar... (Edip Yüksel)

خمر (hımar TEKİL, çoğulu HUMUR) : örtü, perde; baş örtüsü (*yine bu anlam hadislerin etkisiyle Arap dinine yerleşmiş olabilir.)
جيب (ceyb TEKİL, çoğulu CÜYUB) : gömleğin yaka ve göğüs kısmındaki açık; yaka; cep (Arap'ların genellikle göğüs cebinde eşyalarını taşımaları nedeniyle bu anlama geliyor); göğüs; kalp; bir ülkeye giriş yeri

Hımar kelimesinin kökü "hamara"dır ve örtmek, saklamak anlamlarına gelir. Çevirmenlerin içki diye çevirdiği "hamar" kelimesi de aynı kökten gelir ve zihni örter. Müslümanların hicap dediği örtü de Kuran da genel bir örtü veya perde anlamlarında kullanılmıştır:

Ve beynehüma hıcab ve alel a'rafi ricalüy ya'rifune küllem bisımahüm ve nadev ashabel cenneti en selamün aleyküm lem yedhuluha ve hüm yatmeun
07:46 İki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasında bir PERDE ve A'râf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan adamlar vardır ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: "Selâm size!" diye seslenirler.

Ve iza kara'tel kur'ane cealna beyneke ve beynellezıne la yü'minune bil ahırati hıcabem mestura
17:45 Biz, Kur'an okuduğun zaman, seninle ahirete inanmayanların arasına gizleyici bir ÖRTÜ çekeriz.

Fettehazet min dunihim hıcaben fe erselna ileyha ruhana fe temessele leha beşaren seviyya
19:17 Meryem, onlarla kendi arasına bir PERDE çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.

Ve ma kane li beşerin ey yükellimehüllahü illa vahyen ev miv verai hıcabin ev yurile rasulen fe yuhıye bi iznihı ma yeşa' innehu aliyyün hakım
42:51 Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya PERDE arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.

Ayette kadınların hangi bölgeyi örtmeleri gerektiği de belirtilmiş fakat "res" (baş) kelimesi kullanılmamıştır. Kuran bize rehber olarak kafidir ve örtülecek yer göğüslerdir (jüyub).

Cümleyi şimdi bildiğimiz kelimelerle parçalarına ayıralım:

...ve çeksinler/koysunlar/vursunlar (velyadribne) örtülerini (bihumurihinne) üzerine (ala) göğüsleri (jüyubihinne)...

24:31 ...ve örtülerini göğüslerinin üzerine çeksinler...

33:59 Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir iş için dışarıya çıktıklarında) dış giysilerini ( celabibihinn ) üzerlerine alsınlar. Tanınıp incitilmemeleri için bu çok daha uygun bir yoldur.

جلابيب (jelâbib ÇOĞUL) : dış elbise

       Bu ayetteki cilhab kelimesi herhangi bir dış giysi demektir, baş kapanacak veya saçın bir teli bile görünmeyecek diye bir kayıt yoktur. Zaten bu şekilde giyinen birini tanımak dahi mümkün olmaz.

Başörtüsünün Tarihçesi

       Türbanı bir islami sembol sananlar, yanılıyorlar çünkü türban eski bir yahudi geleneğidir. İslam'a da diğer çoğu yalan gibi hadis ve sünnet kitapları altında girdi. Dindar yahudi kadınlar hala sinagoglarda, düğünlerde ve dinsel ayinlerde saçlarını örtmektedirler.

       Aynı şekilde hıristiyan kadınlar da dinsel törenlerde saçını kapatırken; rahibeler her zaman kapatır. Kapanma islam alimleri türban'ı bir islami sembol ilan etmeden çok önceler yaygındı. Çeşitli dinlere inanan (müslüman, hıristiyan, yahudi) geleneksel Araplar o zamanlar başörtüsü giyerlerdi.

http://www.gercekislam.com/basortusu.php



__________________
Bayanlar UYANIN ARTIK, Basörtüsü ve ÇARÇAFLARINIZDAN baska kaybedecek bir şeyiniz YOK. SIRF KURANA inanmanin özgürlügünü TADIN
Yukarı dön Göster Ebru's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Ebru
 
tamerselin
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 123
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tamerselin

http://www.kurannesli.org/bilgibankasi/yazi.asp?id=1359 

__________________
6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
Yukarı dön Göster tamerselin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tamerselin Ziyaret tamerselin's Ana Sayfa
 
tamerselin
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 123
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tamerselin

Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi 6

Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi 6

Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi 6

Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi  6

Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi 6



__________________
6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
Yukarı dön Göster tamerselin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tamerselin Ziyaret tamerselin's Ana Sayfa
 
zaza
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 09 mart 2006
Gönderilenler: 54
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı zaza

tamerselin Yazdı:
....Kuran'da bu konuya tekabül edebilecek birkaç kavram var. Konuyu onlar üzerinden ele almaya çalışacağım. Bunlardan dördü; himar, cilbab, tebberrüc ve kavl-i ma'ruf kavramları ile ifade edilen ve doğrudan kadınların baş ve vücut örtülerini, dışarı çıkmalarını ve konuşma tarzlarını düzenleyen ayetlerdir. Bunlarla ilgili açıklamaları elini vicdanına koyarak ve arka plânını kavrayarak okumak, ne dendiğini seraheten (apaçık bir şekilde) ortaya koyacaktır

....

 

Ebru Yazdı:
...KURAL İKİ:

24:31 Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.

...vle yadribne bi humurihinne ala cüyubihinne...
...örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar... (Yaşar Nuri Öztürk)
...baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar... (Elmalılı Hamdi Yazır)
...örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar... (Edip Yüksel)

خمر (hımar TEKİL, çoğulu HUMUR) : örtü, perde; baş örtüsü (*yine bu anlam hadislerin etkisiyle Arap dinine yerleşmiş olabilir.)
جيب (ceyb TEKİL, çoğulu CÜYUB) : gömleğin yaka ve göğüs kısmındaki açık; yaka; cep (Arap'ların genellikle göğüs cebinde eşyalarını taşımaları nedeniyle bu anlama geliyor); göğüs; kalp; bir ülkeye giriş yeri

Hımar kelimesinin kökü "hamara"dır ve örtmek, saklamak anlamlarına gelir. Çevirmenlerin içki diye çevirdiği "hamar" kelimesi de aynı kökten gelir ve zihni örter. Müslümanların hicap dediği örtü de Kuran da genel bir örtü veya perde anlamlarında kullanılmıştır:....

Tamer el cevap burda verilmis alakasiz ayetleri gozumuze 5 defa yazarak gostermene gerek yok. Ama sen kadinlar yerine ortmek istiyorsan yada hosuna gittigi icin ortmek istiyorsan. Ort gitsin.

Yukarı dön Göster zaza's Profil Diğer Mesajlarını Ara: zaza
 
sailamasr
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2005
Gönderilenler: 543
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sailamasr

selam selam

onunderdi nefsine hakim olmak yerine nefsine bahane bulmak. en çok kadın örten taliban burkalara rağmen nefsine çare bulamadı.

uyuşturucudan para kazanıyorları. kadına gelinde burka ve islam(nasıl anlamsa) ama ekonomiye gelince küfür. sonrada islama örnek olacaklar

uçkuruna sahip olmak yerine azdıkça kadını kapayan erkek kafasınn neresi imtihana girecek ki? bu azgınlıkla burka değil zırh taksan gene azar bunlar

güleyim bari

 

selam selam

 

Yukarı dön Göster sailamasr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sailamasr
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Başörtüsü bazı müslüman erkeklerde dev bir takıntı, hem de nasıl. Kadınlardan bile kat kat fazla. Nedeni belli. Kadınlar üzerinde oluşturulan tahakküm anlayışı ve cinsel sapkınlıklarının faturasının kadınlara kesilmek istenmesi. Birileri içinse dinsel bir doyum (mücahidlik taslama) aracı. Başka birileri içinse Kemalist rejimle mücadele argümanı.

Birileri başörtüsü mücahidliği yaptıkları kadar Kur'an üzerine de kafa yorsalar ve "Rabbim bana neler söylemiş" diye merak edip çalışma yapsalar kıyamet mi kopar? Lütfen şu foruma bakın, ısrarcılığı ve tutuculuğu görün ve ayrıca türbancıların diğer konularda ne kadar sessiz ve çorak olduğuna şahit olun.

Zihinlerini türbanla örtenler, işte bu zümre sair konularda ne kendilerine, ne de toplumlarına yararlılar. Başörtüsü mücahidlerinin kendileri dahil kime ne gibi yararları var? Bilakis başı örtülü kadınlara özellikle zararları var.

"Başörtüsü Allah'ın emridir" diyenler Allah'ın sözüne söz eklemekte ve böylece (haşa) onun açığını kapatmaktadırlar. Allah kendi emrini açıkça söylemekten aciz midir? En uç noktalarda bile gayet yalın konuşan Rabbimiz neden böyle hayati(!) ve pek mühim(!) konuda üstü örtülü ve ancak beşeri eklemeyle anlam kazanan emirler versin.

Bakın örneğin şu ayetler:

İsra 35. Ölçtüğünüz zaman tam ve dürüst ölçün. Hilesiz teraziyle tartın. Bu, hem hayırlı hem de sonuç bakımından güzeldir.

Şuara 182. "Doğru-düzgün terazi ile tartın."

Bakın terazi ve tartıda hile gibi bir konuda bile ne kadar yalın ve apaçık ifadeler kullanılmış. Şimdi bu ifadeler ortadayken kim, neden ve nasıl bir ekleme-çıkarma yapabilir? Bu ifadeler beşeri yorumlarla herhangi bir eksik kapamaya ihtiyaç duyuyor mu?

Şüphesiz ki başörtüsü gibi pek mühim addedilen bir hususta Rabbimizin muğlak ve eklentiye muhtaç söz sarfettiğini zannetmek abeste iştigaldir. O bu konuda söyleceğini söylemiştir.

Arap toplumunda kadın-erkek ve müşrik-mümin herkesin iklim gereği zaten başörtülü olması onu Allah'ın bir emri yapmaz. Allah'ın emirleri ile Arap örfleri birbirine karıştırılmamalı. Bize emredilen nedir, biz ona bakalım? Arap Örfleriyle ve atalarımızdan devraldığımız kutsanmış bilgiyle değil, bunlarla şartlanmış bir halde değil, gözlüklerimizi bir kenara atarak bakalım Kur'ana. Kur'anı anlayışlarımıza değil, anlayışlarımızı Kur'ana uyduralım.

Başı örtmek bizim kadınlarımıza Kur'anda geçen bir Allah emri midir? Tabiki değildir. Öyle olsaydı terazi-tartı konusunda olduğu gibi bir netlik olurdu. Böylece birileri de Allah'ın açığını laf kalabalığı yaparak kapatmak ve başörtüsünün farziyetini(!) hem de Kur'ana inanan müminlere ispatlamak adına çırpınmak zorunda kalmazlardı.

Allah başka hangi farz hususunda böyle (haşa) muğlak ve beşeri katkıya muhtaç konuşmuş?

 



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
tamerselin
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 123
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tamerselin

6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi

6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi

6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi

6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi

 

6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi

 

6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi



__________________
6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
Yukarı dön Göster tamerselin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tamerselin Ziyaret tamerselin's Ana Sayfa
 
tamerselin
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 123
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tamerselin

YAPTIĞINIZ TEK ŞEY VAR İFTİRA VE ZAN....BANA BENDEN YAZIN TALİBAN BİLMEM NELER NELER KARIŞTIRMAYINIZ ZATEN YETERİ KADAR KARIŞMIŞSINIZ ARANIZDA BİLE BİRLİK YOK.HANİFLİK SİZİN TEKELİNİZDE DEĞİL....BURDA HANİF ADINA ONCA FİKİRLER VE İNANÇLAR OKUYORUM.HANİFLİK NERDE SİZ NERDE NEDENMİ? ARANIZDA BİRLİK YOK İHTİLAF ÇOK..İNANCINI ORTAYA KOYARSIN GİDER.. KAFADAN BİŞİLER YAZAN YOK BURDA ...İLMİNİZİ  ORTAYA KOYUN TALİBANI VEYA BİLMEM NEMEMEN ŞEYLERİ DEĞİL..KARDEŞLER

__________________
6-Şüphesiz, inkâr edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar.Bakara suresi
Yukarı dön Göster tamerselin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tamerselin Ziyaret tamerselin's Ana Sayfa
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats