HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Nesh Ayetleri Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Tefekkür Açısından Nasih ve Mensuh Olayı

Prof. Dr. Mikail BAYRAM

Bilindiği gibi müslümanlar çok eskiden beri Kur'an-ı Kerim'de bir kısım ayetlerin "mensuh" olduğunu kabul etmişlerdir. Yani Kur' an-ı Kerim'in bazı ayetlerinin hükümleri, sonradan nazil olan bir veya birkaç ayetle kaldırılmıştır. Hükmü kaldırılan veya iptal edilen ayete "mensuh"; bir veya birkaç ayetin hükmünü yürürlükten kaldıran, geçersiz kılan ayete "nasih" ve bu olaya da "nesh" denmiştir. Gerçi her müfessir ve İslam ilahiyatçısı değişik miktarda ve kendince bir kısım ayetleri mensuh saymıştır. Fakat netice olarak Kur'an-ı Kerim 'de 750 kadar mensuh ayet bulunduğu iddia edilegelmiştir. Ancak eskilerden çok az sayıda müfessirin Kur'an-ı Kerim'de nesh olayının vaki olmadığını savunduklarını da unutmamak gerekir. Gene unutmamak gerekir ki, Kur' an-ı Kerim'de nasih ve mensuh ayetler bulunduğu iddiası zaman içinde genelleşmiş ve genel bir kanaat haline gelmiştir. Kur'an-ı Kerim'in nasih ve mensubu bilinmeden onun anlaşılamayacağı iddia edilegelmiştir.

Burada bu iddianın genelleşmiş bir yanılgı, yanlış ve tutarsız bir iddia olduğunu öncelikle belirtmek istiyoruz. 'Günümüzde hem Türkiye�de hem de Türkiye dışında pekçok aydın Kur'an-ı Kerim üzerinde ihatalı ve çok boyutlu düşünebilen İslam düşünürleri bu klasik iddiayı kabul etmemekte ve reddetmektedirler. Biz de burada bu iddia ve varsayımın Kur'an-ı Kerim'in temel espirisine uygun düşmediğini ve Kur'an'ın bu görüşü onaylamadığını vurgulamaya çalışacağız.

Öncelikte bu iddia ve görüş Kur'ani tefekkürü zedeleyen mana bütünlüğünü ve sistematik dokusunu bozan bir görüş ve anlayıştır. Ayrıca Kur'ani düşünce formunun oluşmasını engelleyen en önemli bir kusur ve çıkmazdır. En azından Kur'an-ı Kerim 'deki 750 kadar ayetin hükmünün geçerliliği üzerinde şüphe uyandırmakta ve bu şüphe de Kur'an-ı Kerim'deki o mana bütünlüğünde ve genel dokusunda rahneler ve boşluklar meydana getirmektedir. Burada bu Kur'anı meselenin bu yönü üzerinde durulacaktır. Olayın veya bu anlayış ve düşünüşün nasıl ortaya çıktığı, tarihi seyri, doğruluk derecesi, tutarlılığı ve tutarsızlığı üzerinde durulmayacağı gibi müfessirler arasındaki konu ile ilgili görüş ayrılık ve farklılığına da temas edilmeyecektir. Sadece Kur'ani tefekkür açısından konuya yaklaşılmaya çalışılacaktır.

Kur'an-ı Kerim'de nasih ve mensuh ayet bulunduğunu iddia edenler en çok iki ayeti göstererek iddialarını ispat etmeye çalışırlar. Bu ayetlerden biri;

"Ey iman edenler! Ne dediğinizi bilene kadar içkili iken namaza yaklaşmayın� ayetidir (Nisa: 43).

Eskiler bu ayete "İçkili iken namaza yaklaşmayın" derken namaz dışında içki içmeye cevaz varmış gibi bir ma'na vererek daha sonra içki içmeyi kesin olarak haram kılan ayetler nazil olunca bu ayetin hükmünün yürürlükten kalktığını kabul etmişIerdir. Halbuki, bu ayet hukuki (fıkhi) bir hüküm bildirmektedir. Mesela: Fakihe "İçkili iken namaz kılmak caiz midir?" diye bir soru sorulsa fakih olan kişi öncelikle Kur'an-ı Kerim'den .."bu soruya cevap vermesi gerekeceğine göre "İçkili iken namaza yaklaşmayınız" ayeti bu soruya cevap teşkil etmektedir. Hatta ayette hükmün gerekçesi de vardır. "Namaz esnasında ne dediğinizi  bilesiniz diye içkili iken namaza yaklaşmayınız" buyrulmaktadır. Bu itibarla bu ayetin hükmü gayet geçerli ve gereklidir. Sarhoş olan bir insanın namaz kılmasının caiz .olmadığı hükmünü ihtiva etmektedir. Ayrıca namaz kılmanın şuurlu ve bilerek yapılması gerektiği hükmünü de ihtiva etmektedir. Görüldüğü üzere bu ayetin Kur'an-ı Kerim 'in genel espirisi içinde önemli ve gayet ma 'kul bir yeri bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in sistematik dokusu ve anlam bütünlüğü içinde belli bir fonksiyonu bulunduğu açık olarak görülmektedir. Dolayısıyla bu ayet mensuh addedildiği takdirde Kur'an-ı Kerirn'in anlam bütünlüğü ve sistematik dokusu haleldar edilmiş olmaktadır.

Kur'an-ı Kerim'de mensuh ayetler bulunduğunu iddia edenlerin en çok örnek gösterdikleri bir diğer ayet de Kafirun Süresi 'nin son ayeti olan: .

"Sizin dininiz size, benim dinim banadır" (Kafirun: 5) ayetidir.'Eskiler bu ayeti de şöyle anlamaya çalışmışlardır: Sizin dininiz sizin olsun dendiğine göre diğer dinlerin varlıklarına Cenab-ı Allah 'ın rıza gösterdiği ve korunmalarına cevaz veriliyormuş gibi telakki etmişlerdir. Böyle olunca da Cenab-ı Allah'ın ve Hz. Peygamber'in gerçek dini yani İslamiyeti tebliğ etmeye çalışmalarının sebebi ve gereği kalmamaktadır. Cenab-ı Allah 'ın müşriklerin dinlerinin devam  etmesine rıza göstermiş olduğu yönünde bir anlayış ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla; kıtal ayetleri (İslam düşmanlarıyla savaşa cevaz veren ayetler) nazil olduktan sonra bu ayetin hükmünün geçerliliğini yitirdiği yani mensuh olduğu kabul edilmiştir.

HaIbuki "Sizin dininiz sizin, benim dinİm benim olsun" ayeti dinlerarası eklektizmi reddetmektedir. Vakıa bu sürenin nüzul sebebi de bunu ifade etmektedir.

Çünkü müşrikler Hz. Peygamber'e gelerek; "Biraz sen bizim dinimize tabi ol. Biraz da biz senin dinine tabi olalım ve böylece aramızdaki münazaraya son verelim." demişlerdir. Demek oluyor ki müşrikIer Hz. Peygamber'e İslam ile kendi dinlerini eklektize etmeyi teklif etmişlerdir. İşte bu teklif karşısında Cenab-ı Allah  Peygamberine onlara "Sizin dininiz sizin, benim dinim benim olsun" demesini emretmektedir. Zira Kafırun Süresi'nin ilk dört ayeti de bunu ifade etmektedir. İşte bu bakımdandır ki, Kafirun Süresi'nin son ayetinin hükmü gayet geçerli ve gereklidir. Kur'an-ı Kerim'in anlam bütünlüğü ve sistematik dokusu içinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Elbette ki bu ayetin hükmü mensuh olduğu takdirde Kur'an-ı Kerirn'in sistematik dokusu ve ma'na örgüsü haleldar olmaktadır. Bu iki örneğe benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Şimdi Kur'an-ı Kerim' de mensuh ayetler bulunduğunu iddia edenlerin dayandıkları nassa gelelim. Bu görüşte olanların iddialarına delil gösterdikIeri ayet şudur: "Daha hayırlısını ve benzerini indirmediğimiz sürece hiçbir ayeti unutturmaz ve neshetmeyiz" (Bakara: 106).

Halbuki bu ayet Kur'an-ı Kerim'den önce indirilen ilahi kitaplarla ilgilidir. Çünkü Kur'an-ı Kerim'den önce indirilen Tevrat, Zebur, İncil vs. gibi ilahi ayetler kısmen unutuldukları için veya tahrife uğradıklarından dolayı Cenab-ı Allah bu kitaplardan bazı ayetleri neshetmiş olduğunu bildirmektedir. Böyle olunca da Kur'an-ı Kerim nasih, diğer Peygamberlere indirilen ayetler de mensuh olmaktadır. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim 'in içinde nasih ve mensuh ayetler bulunduğu iddiası geçerli olmayıp, Kur'an-ı Kerim realitesine uygun değildir. İfade edildiği gibi Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetleri nasih, eski ilahi kitapların bir kısım ayetleri mensuh durumundadır. Bu demek değildir ki Kur'an-ı Kerim dışındaki ilahi kitapların tamamı muharref ve geçersizdir. Bu ayette bu kitaplarda unutulmuş ayetlerin bulunduğunu bildirdiği gibi Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerin bu kitaplardaki ayetlere eşdeğerde ve onlardan daha iyi olduğunu da vurgulamaktadır. Hatta bu ayette o kitaplardaki bir kısım ayetlerin nesh edilmiş olduğu ifade edilmektedir. Yani Kur'an-ı Kerim'e mümasil olan ayetler muteberdir. Zaten Cenab-ı Allah muhtelif ayetlerde Ehl-i Kitab olan yahudi ve Hıristiyanlara ellerindeki kitaba uymalarını öğütlemektedir.

Diğer ilahi kitaplar zamanla tahrife maruz kalmışlardır. Bu gayet açık olarak bilinmektedir. Bu konuyu geniş olarak anlatmaya gerek olmadığı gibi bu yazının hacmi de buna müsait değildir. Ama bu gerçek, Kur'an-ı Kerim'den önceki ilahi kitapların mevsukiyeti hakkında şüpheleri mucib olmaktadır. Hatta bu şüphenin boyutlarını tayin ve tespit de mümkün değildir. Kısacası bu kitaplara şüphe bulaşmıştır.

Kur'an-ı Kerim'in Fatiha Suresi'nden sonra gelen Bakara Suresi'nin hemen başında:

"Bu içinde şüpheye yer bulunmayan, sakınanlara doğru yolu gösteren kitaptır. (Bakara: 2).

Bu ayet Kur'an-ı Kerim'de şüpheye mahal bulunmadığını ifade etmektedir. Mutlak doğruluk, tam güvenlik vasfı bulunduğu belirtilmektedir. Onun için de muttakilere doğru yolu göstermektedir. Kur'an-ı Kerim'de mensuh ayetler bulunduğu iddiası bana göre Kur'an-ı Kerim'in "la-reybe fih" özelliğine aykırıdır. Çünkü bu iddia 750 kadar ayetin hükmü üzerinde şüphe uyandırmaktadır. Hele ne miktarda ayetin mensuh olduğu hakkında kesin bir görüşün bulunmaması ve bunun nass ile tevsik edilmemiş olması bu şüphe ve zan buluntularını daha da yoğunlaştırmaktadır. Oysa Cenab-ı Allah Kur' an-ı Kerim'de şüpheye mahal bulunmadığım, bunun şüpheden arınmış bir kitap olduğunu bildirmektedir.

Eski ilahi kitaplar Tevrat, Zebur, İncil vs. "la-reybe fih" olmadıkları için Cenab-ı Allah onları nesh ettiğini yukarıda belirtilen ayette bildirmektedir. Bu itibarla Kur'an- ı Kerim "nasih" durumundadır. Netice itibarıyla içinde ne miktarda ayetin mensuh olduğu saraheten ve ness-i kat'i ile belli olmayan bir kitabın "la-reybe fih" olması düşünülemez. Dolayısıyla bu iddia tarih boyunca İslam ilahiyatçılanmn ve müfessirlerin za'fı ve çıkmazı olarak devam etmiş, günümüzde de ortada durmaktadır.

http://www.iktibas.info/dergi/aralik/dusunce1.htm




__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Kur`anda nesih-mensuh oldugunu iddia etmek Kur`ana da iftiradir, Allah`a da.

Kur`ani vahyeden Allah onu yapboz tahtasi olarak kullananan (hasa) bir oyuncu degildir.

Allah deneme yanilma yontemiyle hareket etmez. `Yanlis soylemisim, onceki sozumu degistiriyorum`da demez. Hem de 750 defa...

Bu iftirayi koca koca alimlerimiz yuzlerce yil boyunca yapti durdu. Hani su bize `1400 yildan beri gelmis gelmis hocalarimiz` diye baslayan ve `siz ne bilirsiniz cahiller, kapayin cenenizi` diye firca atilirken bahsi gecen layusel alimlerimiz...

Nasil olmus da Kur`ana ve onu vahyedene en cirkin iftirayi edenler hazret ilan edilebilmis??? Insanin kani donuyor.




__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

O zamanlar Milli Genclik Vakfi uyesi hizli bir Erbakanciydim. Vakfa her aksam gibi giderdim. Erbakan`in gazetesi olan Milli Gazeteyi de hergun alir okurdum.

Bu sebeple gazete yazarlarindan Mehmet Talu`ya karsi sempatim vardi. Adam bizim mekana sohbet etmeye bile geliyordu. Bizim cenahta ve sunni camiada sevilen ve itibar edilen bir sahisti kendisi.

Bir aksam vakifta takilirken bu muhterem(!) sahsin ismini simdi hatirlayamadigim bir kitabi gecti elime. Gelisiguzel actim kitabi, nasih-mensuh konusunu anlatiyordu ulu buyuk Talu.

Diyordu ki, nasih-mensuh haktir ve dort kisimdir:

1- Ayetin ayetle neshi
2- Ayetin hadisle neshi
3- Hadisin ayetle neshi
3- Hadisin hadisle neshi

Ve herbirine ornekler veriyordu.

Hayir, ikinci maddeyi yanlis okumadiniz. Adamlarin kitabinda ayetlerin hadisle neshi de var. Allah kendisiyle karsiya getiriliyor, Peygamber kendisiyle karsi karsiya getiriliyor. Bu da yetmiyor Allah Peygamberiyle karsi karsiya getiriliyor ve sonucta Allah (hasa) maglup ilan ediliyor.

Ayetin hukmunun hadisle iptal edilmesine ornek olarak orada veraset konusu gosteriliyor. Kitapta once konu hakkindaki ayet yazilmis ve sonra hadis. Daha sonra da denilmis ki `iste celiski var, o halde napalim?

Allah`in (hasa) yanlisini Peygamber duzeltmistir, Talu gibiler resmen bunu da soylemektedir.

Tum hadisler %100 Son Peygamberimizin sozu olsa bile (ki oyle degil) Allah ile Elcisinin celistigi, catistigi dusunulemeyecekken Peygambere atfen uydurulmus laflarla Allah`in sozunu gecersiz kilmak hangi akla hangi izana sigar?

Bu nasil muslumanliktir yahu???



Ilgili Link: Kuranda Nesh




__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
ABCDF
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 412
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ABCDF

Selam,

Bu durum bana Allah ile elçisinin arasını ayıranlarla ilgili ayeti hatırlattı. Tam halini yazamayacağım şimdi.. "Allah böyle diyor ama bak elçi böyle diyor" diye sanki ikisi farklı şeyler söylüyorlarmış gibi bir durum yaratılıyor.

 

4/150 Allah'ı ve elçilerini (tanımayıp) inkâr eden, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyen, "Bazısına inanırız, bazısını tanımayız" diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler.

Yukarı dön Göster ABCDF's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ABCDF
 
Kadim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Gönderilenler: 175
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Kadim

Yoksa bize Kuran' da anlatılan peygamber kendi kafasından Allah hata yapmış mı dedi de kendisi hüküm ile değiştirdi? Yoksa peygambere Allah' tan hüküm diye Kuran dışı vahiy de mi geliyordu? Kuran dışı vahiy geldi de biz mi bilmiyoruz? Kuran yoksa eksik mi? Yoksa biz zanda mı bulunuyoruz? Bu işin aslı farklı mı? Farklı bir yorum mu var bu ayet üzerine yoksa?

En doğrusunu Allah bilir, bizeyse onun sizi bundan sorumlu tutacağım dediği Kuran' a (bundan sorumlu tutacağım demediği hadislere değil) uymak düşer.


__________________
Zümer(27) Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Yukarı dön Göster Kadim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Kadim
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Kur’an’da Nesh yoktur

kurandaceliskiyoktur isimli siteden alıntıdır.

Kur’an’da nesh olduğuna dair iddiada bulunanlar buna ilişkin bir çok örnek verirler. Eğer ayetler uydurma hadislerin bakışıyla değil, akılcı bir şekilde okunursa, bunlar da bir nesih olmadığı açıkça görülecektir. Bu konuyla ilgili olarak iddiada bulunanların delil olarak kullandıkları ayetleri aşağıda teker teker verip bunlarda bir neshin olup olmadığını birlikte görelim:

(1)
Neshedildiği iddia edilen ayet

Sizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakacaksa anaya babaya, yakınlara, uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu, erdemliler için bir görevdir. (2 Bakara Suresi – 180)

Neshettiği iddia edilen ayetler

ALLAH size çocuklarınız hakkında öğütte bulunuyor. Erkek, kadının iki katı pay alır. Mirasçılar sadece kadın olup iki kişiden fazla iseler terekenin üçte ikisi onlarındır. Çocuk sadece bir kadınsa terekenin yarısı onundur. Ölen kişi ardında çocuk bırakmışsa, ana ve babasının her birisine altıda bir düşer. Çocuğu yok da kendisine sadece ana ve babası varis oluyorsa bu durumda annesine üçte bir pay düşer. Kardeşi varsa bu durumda annesine altıda bir düşer. Tüm bu paylaşma oranları, ölenin yaptığı vasiyetten ve borçların ödenmesinden sonra gelir. Analarınız, babalarınız ve çocuklarınızdan hangisinin size daha yararlı olduğunu bilemezsiniz. Bu ALLAH’ın yasasıdır. ALLAH Bilendir, Bilgedir. (4 Nisa Suresi – 11)

Çocukları yoksa, hanımlarınızın bıraktığı mirasın yarısı sizindir. Çocukları var ise, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Bu pay, borçlarının ödenmesinden ve yaptıkları vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Çocuklarınız yoksa bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. Çocuklarınız varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Bu pay, borçlarınızın ödenmesinden ve yaptığınız vasiyetteki payların dağıtılmasından sonradır. Miras bırakan erkeğin veya kadının, çocuğu ve eşi olmayıp bir erkek veya bir kız kardeşi var ise bu durumda herbirine altıda bir düşer. Bundan fazla iseler, üçte biri paylaşırlar. Bu paylaşım vasiyetteki payların dağıtılmasından ve borçların ödenmesinden sonra uygulanmalıdır ki kimseye zarar verilmesin. Bu, ALLAH’tan bir vasiyettir. ALLAH Bilir, Şefkatlidir. (4 Nisa Suresi – 12)

Bakara suresinin 180. ayetinde vasiyet etmenin bir hak olduğu, herkesin ölümünden sonra mallarının dağıtımı için vasiyet edebileceği ayette bildirilir. Fakat bir insan vasiyet etmeden ölebilir. Bu durumda ise bu kişinin bıraktığı malları nasıl paylaşılacağı diğer ayetlerde ifade edilmiştir. Bu iki ayette de bir nesih söz konusu değildir.

(2)
Neshedildiği iddia edilen ayet

İnananlar, sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi, sakınmanız için size de farz kılındı. (2 Bakara Suresi – 183)

Neshettiği iddia edilen ayet

Oruç gecelerinde kadınlarınızla cinsel ilişkide bulunmanız size helal kılındı. Onlar sizin (sırlarınızı gizleyen) örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. ALLAH, kendinizi kandırıp durduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık ALLAH’ın sizin için belirlediğini dileyerek onlarla cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescitlere kapanmış durumdayken onlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar ALLAH’ın koyduğu sınırlardır; onları çiğnemeyin. ALLAH korunmaları için ayetlerini halka böyle açıklar. (2 Bakara Suresi – 187)

Bu ayetlerde hüküm kalkması gibi bir şey yoktur. Oruç daha öncekilere olduğu gibi bizlerede farz kılınmıştır. Orucun zamanları güneşin doğuşuyla başlar batışıyla biter. Bu süre içinde yemek içmek ve cinsel ilişki yasaktır. Süre tamamlandıktan sonra ise cinsel ilişkinin helal olması özellikle bildirilmiş beklide daha önceden yapılan yanlış bir uygulamanın düzeltilesi sağlanmıştır.

(3)
Neshedildiği iddia edilen ayet

Ölüp de geriye eşler bırakan erkekleriniz, eşlerinin evlerinden çıkarılmaksızın bir yıl boyunca geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Çıkarlarsa, kendileri için uygun olanı yapmalarından siz sorumlu değilsiniz. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir. (2 Bakara Suresi – 240)

Neshettiği iddia edilen ayet

İçinizden ölen erkeklerin geride bıraktığı eşleri, dört ay ve on (gün) beklerler. Sürelerini doldurunca artık kendileri için uygun olanı yapmalarında size sorumluluk yoktur. ALLAH yaptıklarınızdan Haberlidir. (2 Bakara Suresi – 234)

Bu ayetler arasında nesih olabileceği bekleme süresinin farklı algılanmasından kaynaklanmaktadır. Ancak dikkatli okunursa bekleme sürelerinin farkı, farklı kişilerce uygulanmasından ileri gelir. 240. ayette geçimleri sağlamak için ölen erkeğin vasiyetinden bahsetmektedir. Kadına eşinden sonra aynı evde barınacak bir müddet olarak 1 yıl sürenin verilmesi gerekmektedir. Dikkat edilirse bu emir kadına değil onun geçimini sağlayıp barındıracak olan erkeğin ailesine ve geride kalanlara bildirmektedir. 234. ayette ise kadının tekrar evlenebilmesi için, beklemesi gereken süre söz konusudur. Yani iki ayette farklı durumlar için farklı çözümler getirilmiştir.

(4)
Neshedildiği iddia edilen ayet

İnananlar, birinize ölüm yaklaşınca, vasiyet anında aranızdan iki adil şahit tanık bulunsun. Yolculuk anında size ölüm gelirse, sizden olmayan iki kişi… Kuşkulanıyorsanız, namazdan sonra tanıkları alıkoyup ALLAH adıyla: “Akraba dahi olsa tanıklığımızı hiç bir değerle değiştirmeyeceğiz, ALLAH’ın tanıklığını gizlemiyeceğiz. Aksi taktirde, günahkarlardan oluruz,” diye yemin ettirin. (5 Maide Suresi – 106)

Neshettiği iddia edilen ayet

Sürelerini doldurdukları zaman, onları güzelce tutun, yahut güzelce ayırın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de bu işleme tanık tutun. Tanıklığı ALLAH için yapınız. İşte bu, ALLAH’a ve ahiret gününe inananlar için bir öğüttür. Kim ALLAH’ı sayıp dinlerse ona bir çıkış yolu yaratır. (65 Talak Suresi – 2)

5/106 daki ayette vasiyet için yapılacak şahitlikten, 65/2 de ise boşanma durumundaki şahitlikten bahsedilmektedir. Durumlar farklı olduğu için zaten kıyasa dahi gerek olmadığından burada da nesih gibi bir şeyin olması söz konusu değil.

(5)
Neshedildiği iddia edilen ayet

İster hafif ister ağır olarak savaşa çıkınız. Paralarınızla ve canlarınızla ALLAH yolunda cihad edin. Bu sizin için daha iyidir, bir bilseydiniz. (9 Tevbe Suresi – 41)

Neshettiği iddia edilen ayetler

ALLAH’a ve elçisine içten bağlı oldukları taktirde, zayıflara, hastalara ve yardım için verecek bir şeyi bulunmayanlara bir ayıplama yoktur. İyi davrananlar kınanamaz. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. (9 Tevbe Suresi – 91)

(Mekke’de kalan) İnananların, topluca (Medine’ye hicret eden peygamberi ziyaret için) yola çıkmaları doğru olmaz. Her gruptan sadece bir kaç kişi, dini anlayıp öğrenmek için harekete geçmeli. Nitekim böylece, halklarına geri döndüklerinde, halklarının uyanık bulunması için onları uyarabilsinler. (9 Tevbe Suresi – 122)

Burada da değişiklik yoktur. 9:42’de İmkanı olanların, Allah yolunda malı ve canı ile cihadı emredilmiş ve bunun hayırlı olduğu vurgulanmıştır. 9/91 de ise imkanı olmayanların kınanıp ayıplanmaması belirtilir. Ki zaten mantıklı düşündüğümüzde 41. ayette yardım edecek olan insanların 91. ayette belirtilen zayıf durumdaki kişilere de bu harcamalarını yapmaları gerekmektedir.

122. ayette ise cihad konusunda nesih olmuş gibi görünse de bu bir mantık hatasından kaynaklanır. Ama burada da durum öyle değildir. Cihad dini yaymak, güvenliğe ulaşmak, Allah yolunda mücadele için yapılacak bir şeydir. Bu 41. ayet tüm iman edenlere emredilir ve bunun daha hayırlı olduğu söylenir. Ancak 122. ayette bahsi geçen olay başka bir durumdur. Burada inananların bir grubunun bilgi edinmek maksadıyla çıkmalarından ve daha sonra kavimlerine gelip öğrendiklerini anlatmalarından söz edilmektedir. Yani ilk ayette savaş durumdan söz edilirken, diğerinde ise bilgi almak ile ilgili bir durumdan söz edilir.

(6)
Neshedildiği iddia edilen ayet

Zina eden bir erkek, eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir kadınla evlenir; zina eden bir kadın da eninde sonunda, zina eden veya müşrik bir erkekle evlenir. Bu, inananlar için yasaktır. (24 Nur Suresi – 3)

Neshettiği iddia edilen ayet

Bekarlarınızı, erdemli kadın ve erkek ( sağ elin malik olduğu) hizmetçilerinizi evlendiriniz; eğer yoksul iseler, ALLAH onları kendi lütfundan zengin edecektir. ALLAH Cömerttir, Bilendir. (24 Nur Suresi - 32)

Nur Suresi’nin 3. ayette zina eden bir erkeğin zina eden bir kadınla evlenebileceği bildirilmektedir. Aynı şekilde zina eden kadınında müşrik yada zina eden bir erkekle evlenebileceğine vurgu yapılmıştır. 32. ayette ise erdemli bekar olan hizmetçilerin evlendirilmesi tavsiye edilmektedir. İlk ayet müşriklerin ancak müşrik olanlarla evlenebileceğini vurgularken ikinci ayet bambaşka bir konu olan kişilerin yanlarında çalışan hizmetçilere karşı yaklaşımına dikkat çekiyor. Ve onlarında helal olan yollarla evlendirilebileceğini belirtiyor.

(7)
Neshedildiği iddia edilen ayet

Bunların ötesinde kadınlar sana helal değildir, ve eşlerinden her hangi birisini de onlarla değişemezsin. Güzellikleri senin ilgini çekse bile. Ancak sözleşmenle üzerlerinde hak sahibi olduklarınla yetin. ALLAH her şeyi gözetleyendir. (33 Ahzab Suresi – 52)

Neshettiği iddia edilen ayet

Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH’ın sana bağışladığı sözleşmenle üzerlerinde hak sahibi olduğun, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini inananlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve yeminlerinin:anlaşmalarının hak sahibi oldukları hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. (33 Ahzab Suresi – 50)

Bu iki ayet arasında nesih iddiası zaten mümkün değildir. Nesh edildiği iddia edilen ayet neshettiği iddia edilen ayetten sonra gelir ve hükmü belirler. 50. ayette belirtilenlerin dışındaki kadınlarla evlenilmeyeceğini 52. ayetten açık şekilde anlarız. Ayetler ard arda gelmeleri ve birbirlerini mantıksal yönde de tamamlayıcı şekilde olduklarından dolayı hükmün değişmesi değil, aksine bu ayetler arasında bir anlam bütünlüğü mevcuttur.

(8)
Neshedildiği iddia edilen ayet

Ey inananlar, elçiyle özel görüşme yapacağınız zaman, görüşmenizden önce (yoksullara) bir sadaka verin. Bu sizin için daha iyi ve daha temizdir. Veremiyorsanız, ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir. (58 Mücadele Suresi – 12)

Neshettiği iddia edilen ayet

Özel görüşmenizden önce bir sadaka vermekten çekindiniz mi ki onu uygulamadınız? ALLAH tevbenizi kabul eder. Namazı gözetin, zekatı verin, ALLAH’a ve elçisine uyun. ALLAH yaptıklarınızdan haberdardır. (58 Mücadele Suresi – 13)

Allahın bağışlayıcılığını nesih kavramında değerlendirenler burada emrin değiştiği kanısına varırlar. Oysaki Yüce Allah 12. ayette peygamberimizle görüşme öncesinde sadaka verilmesinin kişinin kendisi için daha temiz ve hayırlı olduğunu söylemiştir. 13. ayette ise insanların bu emir karşısında bir çekinceyle sadakadan kaçtıklarını bunu uygulamadıklarını ama Allah’ın yinede onların tövbelerini kabul edeceği bildirilir. Bu ayet 12. ayetin hükmünü ortadan kaldırmış ve bundan sonraki görüşmeler için sadaka verilmesini iptal etmiş değildir. Sadece Allah’ın bağışlayıcılığını vurgulayarak tövbe edenleri kabul edeceğini göstermiştir.

(9)
Neshedildiği iddia edilen ayet

Kafirlere katılan eşleriniz yoluyla bir şeyler yitirdikten sonra (ganimet veya size katılanlar yoluyla bir şeyler kazanıp) üstün gelirseniz, eşlerini yitirmiş olanlara, onların harcamış oldukları mehir kadar verin. İnandığınız ALLAH’ı sayıp dinleyin. (60 Mümtehine Suresi – 11)

Neshettiği iddia edilen ayet

Ayırım gününde, iki ordunun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize ve ALLAH’a inanıyorsanız, bilin ki elinize geçen her ganimetin beşte biri ALLAH’ın ve elçisinindir. Bu pay, akrabalar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışların hakkıdır. ALLAH her şeye Güç Yetiren’dir. (8 Enfal Suresi – 41)

60/11’de eşini kaybetmiş erkeklere üstünlük kazanmaları halinde daha önceden kadınları için harcadıkları mehirlerin verilmesinden söz edilmektedir.(mehir: Evlilik sırasında her iki tarafça kabul edilen, kadına ödenmesi gereken para yada mal…) Eşleri kafirlere katılmış dolayısı ile daha önceden yaptıkları harcamalar konusunda mağdur kalmış erkeklerin bu harcamalarını geri elde edebilmeleri için fazladan bir hakları olduğu belirtilmiştir. 8/41’de ise savaş sonrası kazanılan ganimetin pay edilmesinde öncelikten ve elçiye verilecek olan miktar vurgulanmaktadır. Savaş sonrası kazanılan ganimetin kişiye ait olan kısmından 1/5’i o kişi tarafından Allah yolunda harcanmak üzere yetime, yoksula ve yolda kalmışa pay edilir. Yani birinci ayette kazanılan ortak ganimetten eşleri kendilerinden ayrılmış erkekler için öncelik ve fazladan bir durum olarak mehirlerin geri ödenmesi durumu, ikinci ayette ise kişinin kendi hesabına düşen ganimetinde 1/5’ini Allah yolunda pay etmesi durumu vurgulanmaktadır.

Sonuç: Görüldüğü gibi hiçbir ayetin bir diğer ayetin hükmünü kaldırması gibi bir durum söz konusu değildir. Bu konuda delil olarak gösterebilinecek olan diğer örneklerde de benzer durumlar söz konusudur. Eğer ayetler iyi okunup objektif bir gözle değerlendirilirse böyle bir şeyin olmadığı açıkça görülecektir.

Kaynak: www.kurandaceliskiyoktur.com



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
mindar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 373
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mindar

nasıl söyleyebiliyorlar korunmuş dedikleri kuranı, hiç korunmaya maruz olmayan hadisler değiştiriyor ::)
insan biraz akleder ya ..., bu kadar mı aklımızı kullanamaz olduk yaa...
Yukarı dön Göster mindar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mindar
 
rehber02
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 eylul 2007
Yer: Zimbabwe
Gönderilenler: 290
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı rehber02

Selam,

Hadisin Kuran ayetlerini iptal edebileceği Sünni gelenkte bir kuraldır. Buna şaşacak bir şey yok. Yusufun mantığı ve söyledikleriyle olay açığı çıkıyor zaten. Biz ne bilek begim böyükler bilir, hesabına kim ne demişse sazan gibi atla mantığı. Bizim beynimiz kafamız basmıyor, 1000 yıl önceki adamın söylediklerine ihtiyacımız var. Hadis olmadan Kuranı anlayamıyoruz mantığı. İşte sonunda böyle rezil olur ortada kalırsın.

Kuranda neshedildiği ifade edilen ayetleri biz niye hala okuyoruz? Hükmü kalktıysa Allah niye peygambere unutturmadı?

Demekki neymiş? İşkembeden atmamak gerekirmiş.

Yusuf bizi Allaha havale etmiş. Eyvallah kardeş. Kendi adıma havale edilcek en güzel yere havale etmişsin.

Mezhep imamlarına hadislere falan havale etseydin çok zoruma giderdi valla.

Eyvallah.

Bizim beynimiz var, bize yeter. Yalanlara ve iftiralara ihtiyacımız yok Allaha şükür.

Vesselam.

Yukarı dön Göster rehber02's Profil Diğer Mesajlarını Ara: rehber02
 
osman1
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 19 kasim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 178
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı osman1

 

   Sizden korkulur valla....

   Neshin olmadığını düşünerek nasıl bir sebeb uydururuz mantığı görüyorum ben burda.....

   Burada isabet edersiniz başka yerde etmezsiniz...netice doğruda olsa bu mantık doğru bir mantık değildir bence...

  Ayet ve Ayatan giderek bu iş neticelenmez.......Kelalaka...

  Biri tekil biri çoğul bununla işi nasıl hallediyorsunuz şaştım vallahi....

   Oysa gerçek başka..

   Gerçek olan Kitaplar arası neshdir...

   Kur'anın bizzat kendisinde değildir nesh..

   Bütün hak kitaplar Allahın kitapları, içindekilerde hepsi Allahın ayet veya ayatıdır...

   Mesela İncildeki bir hüküm Kur'anda iptal edilince ehli kitap hani siz İncile de iman eder onu da tasdik ederiz dersiniz bu ne çelişki diye güya müslümanları çelişkiye düşürmek gayretine düştüler...

Yüce Allah bu durumu bakara 106 ve diger ayetlerle belirterek aslında çelişkinin olmadığını incildeki bu ayeti nesh ettiğini belirtmektedir.

Çünkü müslümanlar gerçek incilin de Tevratın da geçerli olduğuna iman ederler...

 Olay budur vesselam

Yukarı dön Göster osman1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: osman1
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

 

Selam Osman,

delilsiz bir şekilde, sadece ön kabullerinizi , Kur'an dışı bilinç ve görgünüzü '' nesh '' konusunda da konuşturduğunuzu düşünüyorum. bir Ayetin bir başka Ayetin hükmünü kaldırması söz konusu değildir. bu iddialarınıza göre Kur'an'da çelişki olması icab eder. halbuki Kur'an çelişkisiz , sıfır hatalı, mahfuz bir kitab'tır. bu kitab'ta  kesinlikle çelişki yoktur ve olamaz zaten.

bu konu ile ilgili bu sitede fazlasıyla yazı yazılmış durumdadır. lütfen ilgili yazıları ön kabulsüz ve objektif olarak bir kere bir okuyun. şayet okuduğunuz yerler ile ilgili kabul etmekte zorlandığınız bölümler olursa onları bizimle paylaşın. ve onlar üzerinde konuşalım. örneğin hemen bir önceki sayfada, '' Kur'an'da Nesh Yoktur '' başlığı altında bir yazı var. ve o yazıda örnek olarak, neshedildiği iddia edilen  9 tane Ayetin , neshedilmelerinin söz konusu olmadığı açıkça ifade edilmiş / gösterilmiştir. ayriyeten aşağıya ilgili linkleride vereceğim. lütfen okuyup , kabullenemediğiniz bölümleri bizimle paylaşın, konuşalım, tartışalım.

ilgili link : DİNİ OYUNCAĞA ÇEVİRME : NESİH-MENSUH

Sevgilerimle



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats