HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: DUA NASIL OLMALIDIR? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

 Wikol nickli arkadaşın yanlışlıkla Özel'ime gönderdiği DUa isimli özgün çalışmasını sizlere sunuyorum:

                 KUR'AN ÇALIŞMALARI:DUA

       Dua günümüz dünyasındaki müseyleman'larının hiç dillerinden düşürmedikleri bir sihirli kelime(!). Herşey dua ile başlar ve biter. Bu sadece dil ile yapılır ve duaların kabul edlmesi beklenir ama genelde de pek cevap alınamaz. Bunun sebeblerini biraz düşünmemiz gerekmekte. Öncelikle Müseyleman'lıktan sıyrılıp Müslüman olmaya çalışmamız gerekmekte.

     Gelelim Dua ya. Dua iki boyutludur:birisi söylemsel boyutu(bu hep yapılandır) diğeri ise eylemsel boyutu bunun için en güzel örnek namaz dır. Namazda dil veya kalp ile Allah'dan yardım istenir. Eylem olarakda tekbir,ruku,secde,kıyam gibi fiziksel hareketler yapılır. Eylem olmadan dua yarımdır Allah'ın öğretisine göre eksiktir.Velhasıl namaz olamaz.

     Örneğin insanlar bugün yağmur duası için yüksek bir yere çıkıp büyük büyük kazanlarda etli pilav pişirmekde o kazanın altını da o dağda az miktarda bulunmakta olan ağaçları keserek yakmaktadırlar.İnsanlar bu dua'nın söylemsel boyutunu yerine getirdikleri halde,eylemsel boyutunu ihmal ettikleri için  yağmur yağmamaktadır. 

    Oysa ikinci boyut olan ve duanın yerine gelmesi için olması gereken eylemsel boyutun alt sınırı  etrafı ağaçlandırmak ve yağmur bulutlarının burada yağmuru bırakabilmesi için gerekli ortamı hazırlamaktır.İşte işin eylemsel buyutu genelde terk edildiği için yağmur yağmamakta ve duaya cevap alınamamaktadır.

                                                                               WİKOL 



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 
hasan oktem
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 temmuz 2006
Gönderilenler: 109
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasan oktem

 

selam Abdullah,

hayırlı bir tevafuk olmuş bence, güzel bir ele düşmüş.

duanın , Allah'a yalvarma, Allah'tan dilekte bulunma, niyaz,yakarma ,çağrı, nida, davet anlamlarıyla sözlükte yer bulmasının yanında; kavli dua ve fiili dua nın konuşuluyor olması ,bize şu emri düşündürüyor kanaatimce: '' bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe , Allah'da onların durumunu değiştirmez.'' 

selam ve saygı ile

Yukarı dön Göster hasan oktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasan oktem
 
tarık
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 19 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 56
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tarık

      Ürpererek ve ümit ederek dua edin O'na. Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, Güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır. araf     205

.

     Rabbini, öz benliğinin içinde yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam zikret. Sakın gafillerden olma.

 

 

Kişisel gelişim isteme şekilleri

Yukarı dön Göster tarık's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tarık
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

Selam kardeşler

Abdullah alıntıladı

-------------------
Oysa ikinci boyut olan ve duanın yerine gelmesi için olması gereken
eylemsel boyutun alt sınırı etrafı ağaçlandırmak ve yağmur bulutlarının
burada yağmuru bırakabilmesi için gerekli ortamı hazırlamaktır.İşte işin
eylemsel buyutu genelde terk edildiği için yağmur yağmamakta ve duaya
cevap alınamamaktadır..
-----------------------

Yukardaki paragrafta vaazedilen ne kadar doğruysa, tarif edilende o
kadar yanlış anlaşılmaya açık. Adeta dua değil, dayatma. belki farkında
olunmadan kavram çarpıtılmakta.

Neden hikmetinden sual olunmaz'ın takdir ettiği anlaşılmaya çalışılırken,
bunun sonuçlarıyle nasıl başa çıkabilleceğimizin yardımı istenmek yerine,

ağaç dikerek adeti ilahi yağmur yağdırmaya zorlanmaktadır da adına dua
yaftası yapıştırılmaktadır. Ben ağacı dikicem sende yağmuru verecen ha.

İnsan ne kadar azgın bir ukalalık içindedirki, Yağmurla ilgili en azından
milyon ağaç, trilyon karınca vardırda,
pire insandan 40 küsur kat daha iyi zıplamakta, arı ağırlığının üçyüz
küsur katını taşımakta.

Ve bu küstah şimarıklık ve tükenmek bilmez iştehasıyla...
kavramları çarpıtarak aşşağılık bir söylem tuturmakta...
Yaratana ahlaksız teklifler sunmakta...
adı da dua... ha!

Allah çölede yağmur yağdırır.

Yapılacak dua meydana gelen kazaların haşlamak için müsebbibini
bulmaya çabalamak değil,
belki kazanın kaderini inceleyip yeni kazaların sevince sebep olacak
sonuçlar doğurmasını istemek olabilir.

Bunun için Allahın yol göstermesini istemektir dua.

Yani duanın karşılığı fikirdir, şükürdür. hizmet değil!

Allah zaten kulunun ihtiyacını vermektedir.

Mesela şehirlere balık istifi yığılmanın önüne geçmeye çalışmak
sorgulanamazmı,
mesela tazyikli su kullanmak yerine geniş alanda tek katlı binaları niye
terkettiğimiz,
veya çeşmeden değil bidondan su kullanmak, veya ...

veyaları çoğaltmak için gece gündüz yardım istemek dua.
nasıl daha az tüketirim i aramak dua. depoyu bugünlük kadar doldurup
kardeşinede suyun çıkmasının tasasını çekmek dua.

çölde domates yetiştiğini unutma!
kaldıki elzem olan ihtiyaç günde bir kaç kez bir kaç bardak su için değilmi
kopartılan vaveyla.

Yani abi çıldırmak işten değil
küresel ısınma, dünyanın sonu, eriyen buzulu
önceden vaaz ediyor olacaklarıda.
nerdeyse Allah benim diyecek ama!...

Hanımefendi su fışkırtan banyo teknesi,
beyefendi yüzme havuzu için neredeyse Allahı'ı hesaba çekecek haşa!...
vay anasına!

Yağmur Allah dilediği için yağar,
sonucun isteğinize uygun olması kimliğinizle fıtratınızın üst üste
çakışmasına bakar.

İngilterede geçen haftalarda yağmurda evlerinin çatılarında mahsur
kalanlar vardı. Ders değilmi sizcede? Helikopterle kendilerine su dağıtıldı.
Oradada Ağaçları kessinler bu mantıkla

Adeti ilahiyi insan hırsı için bir güvence sayabilir,
ama bu insanın haşa yaratanı sorgulayacağı bir mesnet değildir.

Daha fazla yağmur değil belki verilenle yaşamasını öğrenmek tir istenen
kimbilir.

Laf uzuyor farkediyorum. ama dua konusunda içimi buranları yazıyorum.
Neredeyse islamın tamamı dua. şu yazılanlara bakınsana
Allah tüm duaları kabul ederim demiş, Bunu sorgulamak acıtıyor.

Bilgim yetmiyor ama hissediyorum.
Bu konunun "kuranda nefs", konusunda yazılanlarla çok yakın ilişkisi var.
Yoksa geri çevrilen dua yok adım gibi biliyorum,

Yukardaki konuları yazan arkadaşlar işlesinler dua yı Allah rızasına
Çok ihtiyaç var kanımca yazılanlara bakınca

Son olarak, hasan kardeşin bu vesileyle aktardığı ayet ne güzel.
mealen " bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe, Allah'da onların
durumunu değiştirmez.'' der!

Kendini unutup verdiği nimeti rab edinenlere Allahım müstehaklarını
veriyor zaten.


sevgiyle...        
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün aleyküm! Değerli İman Kardeşim!

Zevkle okudum yazınızı. Rabbim ilminizi artırsın.Katkıda bulunmak istedim. Bakalım Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah  neler buyurmuş.

Duânın gereği:

Yüce Kur’ân’ımız incelendiğinde insanlarda dini eğilimin fıtrî (yaratılıştan, genlerine işlenmiş) olduğunu  görürüz. A’raf suresi 172, 173. âyetlerde, şu şekilde açıklamalar buluruz:

 “Hani Rabbin, âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: “Rabbiniz değil miyim?” onlar: “Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz.” demişlerdi. Kıyamet günü, “biz bundan habersizdik” demeyesiniz.

Şöyle de demeyesiniz: “Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenlerin yüzünden bizi helak mı edeceksin?”” 

 Ayrıca,

İsra suresi, âyet 44:Yedi gök, yerküre ve bunların içindekiler O’nu tespih ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O’nu överek tespih etmesin; fakat siz onların tespihlerini anlamıyorsunuz. O Halim’dir, Gafûr’dur.”

 

Ra’d suresi âyet 13:“Gök gürültüsü O’nu hamd ile tespih eder; melekler de O’ndan ürpererek.. Yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. O, tuzak kuranların hilelerini başlarına geçirmede çok güçlü olduğu halde, onlar ona karşı mücadele edip duruyorlar.”

 

Hadid suresi âyet 1:“Göklerde ve yerdeki herşey Allah’ı tespih etmektedir. Aziz’dir O, Hakîm’dir.”

 

Haşr suresi âyet 1:“Göklerde ne var yerde ne varsa Allah’ı tespih etmektedir. Aziz’dir O, Hakîm’dir.”

Saff suresi âyet 1:“Göklerde ne var yerde ne varsa Allah’ı tespih etmektedir. Aziz’dir O, Hakîm’dir.”

 

Cuma suresi âyet 1:“Göklerdekiler ve yerdekiler; o Melik, o Kuddüs, o Azîz, o Hakîm Allah’ı tespih ediyorlar.”

 

Teğabun suresi âyet 1:“Göklerdekiler ve yerdekiler Allah’ı tespih ediyorlar. O’nundur mülk ve yönetim; O’nun içindir tüm övgüler. Herşeye gücü yetendir O.”

  Özellikle de Zariyat suresi 56. âyette şöyle buyrulur:

“Ben cin ve insi (bilmediğiniz ve bildiğiniz her şeyi) sadece bana ibadet/kulluk etsinler diye yarattım.”

 

Bu gerçeklerden ve toplumdaki ateist ve din karşıtı kimselerin de dara geldikleri zamanlar gayri ihtiyarı Allah’a sığınmaları, dini eğilimin, kulluğun, duâya ihtiyacın, Allah’a yalvarmanın; kısacası, canlı cansız her şeyin Allah ile ilişkisinin fıtri (yaratılıştan genlere yerleştirilmiş) olduğunu gösterir.

Kur’ân’ı Kerim’de, insanın çaresizlik içinde ve zor şartlarda duâya başvurma şeklindeki genel psikolojik makanizması üzerinde ısrarla durulmuştur.

 

Bazı âyetlerde dini yöneliş veya duânın belirgin veya zayıf hale geldiği durumlar açıklanırken aynı zamanda bu yönelişin insan tabiatında fıtri ve külli bir motif olarak bulunduğu da ortaya konmuştur.

 

Âyetlerin ifadesiyle, insan bir tehlike ve sıkıntıya düşünce bütün samimiyetiyle Allah’a yönelir; yatarken, otururken, ayakta dururken bıkmadan usanmadan duâ edip, iyilik ve başarı ister.

 

Bununla birlikte bazı âyetlerde de insanın ihtiyaç ve sıkıntısının giderildiği, kendini emniyet içinde ve başarılı gördüğü durumlarda duâ isteğinin zayıfladığı, Allah’tan  yüz çevirdiği, kendi güç ve yeterliliğini gözünde büyütüp bencil ve nankör olduğu, zalimce hareket ettiği vurgulanmaktadır:

Yunus suresi âyet 12:İnsana zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları işte böyle süslü gösterilmiştir.”

 İsra suresi âyet 11:“İnsan, hayra davet eder gibi şerri çağırıyor. İnsan çok acelecidir.”

 Lokman suresi âyet 32:Karabulutlar gibi dalga kendilerini kuşattığı zaman, Allah’a dini O’na özgüleyerek yalvarırlar. Fakat onları karaya çıkarıp kurtarınca, içlerinden sadece bir kısmı doğru yolu tutar. Bizim âyetlerimize ancak gaddar nankörler karşı çıkarlar.”

 

Fussılet suresi âyet 49:“İnsan hayır istemekten/hayır için duâ etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şer dokunmaya görsün, hemen ümidini keser, yıkılır.”

Zümer suresi âyet 8:“İnsana bir zarar/zorluk dokununca, Rabbine yönelerek O’na duâ eder. Sonra ona bir nimet lütfettiğinde, önceden O’na yalvarmakta olduğunu unutur. O’nun yolundan saptırmak için Allah’a eşler, ortaklar isnat eder. De ki: “Birazcık nimetlen küfrünle. Hiç kuşkusuz sen, ateş halkındansın.”

 Fussılet suresi âyet 51:İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan yatar. Kendisine şer dokununca, hemen duâya koyulur.”

 

A’raf suresi âyet  189, 190 :O, sizi bir candan yaratan, ve ondan da, kendisine ısınsın diye, eşini yapandır. Ne zaman ki o, onu örtüp bürüdü, o zaman o hafif bir yük yüklendi. Ve bununla gidip geldi. Ne zamanki zevce ağırlaştı o zaman onlar (o ikisi) Rablerine duâ ettiler: “Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun ki kesinlikle  şükredenlerden olacağız.”

Ne zaman ki onlara (o ikisine) salih (bir çocuk) verdi, o ikisine verdiği şey hakkında onun için ortaklar kıldılar. Onların ortak koştuğu şeylerden Allah münezzehtir, yücedir.”

 

Tevbe suresi âyet 75, 76:Onlardan, “Eğer Allah lütfundan bize verirse, mutlaka bağışta bulunacağız ve iyilerden olacağız diye Allah’a söz verenler vardır.

Sonra, Allah, onlara lütfundan verince, onda cimrilik ederler ve ilgisizce sırt çevirirler.”

Yunus suresi âyet 22, 23:“Size karada ve denizde yolculuk ettiren O’dur. Gemilerde bulunduğunuzda gemiler içindekileri tatlı bir rüzgarla götürür, yolcular neşeyle eğlenirken şiddetli bir fırtına gelip çatar, dalgalar her yandan saldırıp onlar, çepeçevre kuşatıldıklarını anlayınca, dinlerini Allah için arındırarak O’na yalvarırlar:- Bizi bundan kurtarırsan, hiç kuşkusuz, şükredenlerden oluruz.

Sonra O, onları kurtarınca, bir de bakarsın ki, yeryüzünde haksız yere azgınlık ederler. –Ey insanlar! Gerçekten, şimdiki hayatın geçici yararları için azgınlığınız, bizzat kendi zararınızadır! Sonra dönüşünüz bizedir. Yaptıklarınızı size bildireceğiz.”

 Nahl suresi âyet 53, 54:“Ve iyilik olarak sahip olduğunuz ne varsa, Allah’tandır. Size bir zarar dokunduğunda, yalnız O’na sığınırsınız.

Sonra, zararı sizden giderince, içinizden kimileri, Rab’lerine hemen tanrılar ortak ederler.”

 Lokman suresi âyet 31, 32:“Âyetlerini size göstermek için, gemilerin denizde, Allah’ın nimetiyle kayıp gittiğini görmedin mi? İşte gerçekten bunda, çok sabırlı ve çok şükreden bir kimse için, âyetler vardır.

Gerçek şu ki, gölgeler gibi bir dalga onu kapladığında, O’nun için dinlerini arındırarak Allah’a yalvarırlar; ve onları karaya çıkararak kurtardığında ise, içlerinden bir kısmı orta yolu tutar.(şükredici olur) Ama, âyetlerimizi ancak, tam hain ve nankör inkar eder.”

Zümer suresi âyet 49:İnsana bir zorluk/zarar dokunduğunda bize yalvarır yakarır; sonra ona bizden bir nimet lütfettiğimizde şöyle der: “Bu bir ilim sayesinde verildi bana.” Hayır, öyle değil; o bir fitnedir ama onların çokları bilmiyorlar.”

 Rum suresi âyet 33:Ve insanların başına bir sıkıntı gelince, Rab’lerine yönelerek O’na yalvarırlar. Sonra, onlara kendinden bir rahmet tattırınca, bir de bakarsın ki, içlerinden bir kesim, Rab’lerine ortaklar koşarlar.”

Ankebut suresi âyet 65:“Gemiye bindiklerinde, dini yalnız O’na özgü kılarak Allah’a yalvarırlar. Onları karaya çıkarıp kurtardığında ise, bir de bakarsın ki, ortak koşmaya başlarlar.”

İsra suresi âyet 67:“Ve denizde size bir zarar dokunduğunda, yalvardıklarınız kaybolup giderler. O, kaybolmaz. Sonra O, sizi karaya çıkararak kurtarınca, boş verirsiniz. Ve insan, çok nankördür!”

İşte bu olumsuz gelişmeleri önlemek amacıyla ilahi dinler, insan şuurunda dini inanç ve duygunun mümkün olduğu kadar canlı, etkili bir halde bulunmasını sağlamanın bazı çarelerini insan için görev haline getirmiştir.

 

Bu görevler, ibadetlerdir. Özellikle de ibadetlerin özü ve beyni olan duâdır.

 

Bunun yanında bilhassa refah ve rahat ortamlarda insanın Allah’ı hatırlaması öngörülmüştür.

 

Böylece, bu inancın kontrolü altında bencil isteklerine kapılmamasını sağlamak hedeflenmiştir.

 

Duâ ve ibadet, görünüşte, yaratılışı gereği insanın Allah’a doğru olan bir yöneliştir. 

 

Böyle olmakla birlikte, bir başka boyutu da, Allah ile kul arasındaki, Allah’ın rahmet ve şefkatinin gereği olan bir ilişkidir. Ve bu ilişkide kesinlikle Allah ile kul arasında bir vasıta söz konusu değildir.

 

O nedenler duâ kulluğun en ileri mertebesi ve ibadetlerin en önemlisidir. Ve kul duâsıyla değer kazanır. İbadet ve duâ kulda Allah bilincini canlı ve sürekli kılar.

 

Bu bilinç sayesinde kul, boyun eğer. Bu küçülme ve saygı, Allah’ın rahmet ve merhametini, bereketini çeker. Bu nedenle duâ, ibadetin beyni kabul edilmiştir.

Mümin suresi âyet 60:“Rabbiniz buyurmuştur ki: “Duâ edin bana, cevap vereyim size. Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.”

 

Furkan suresi âyet 77:“De ki: “ Duânız yoksa, Rabbim sizi ne yapsın! Yalanladınız; bu yüzden azap kaçınılmaz olacaktır.”

Allah kuluna cevap vermek için onun her ne vesilesiyle olursa olsun  kendisine başvurmasını istemektedir. Bu vesileler, hayranlık, hamd, şükür olabileceği gibi, ihtiyaç, korkulandan kurtulma ve yapılan hataların bağışlanması isteği de olabilir.

Bakara suresi âyet 152:Anın beni ki anayım sizi. Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin.”

 

Hud suresi âyet 90:Rabbinizden af dileyip O’na yönelin. Rabbim Rahîm’dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd’dur, çok sevgilidir.”

 Zümer suresi âyet 53:“De ki: “ Ey kendi aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafûr, mutlak Rahîm’dir.”

 

 

Şu kesinlikle bilinmelidir ki, duânın kabulu için ilk adım mutlaka kul tarafından atılmalıdır. Allah ile kul arasındaki ilişki konusunda Peygamber efendimize sorular yöneltilmiştir. Ve bu sorulan sorulara cevap olarak cenabı hak  şu âyeti indirmiştir.

 

Bakara suresi âyet 186:Kullarım sana benden sorarlarsa ben gerçekten çok yakınım. Duâ edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler.””

                                    

Duâ yalnızca Allah’a yapılır:

Kur’ân’ı Kerim’de duânın sadece Allah’a yapılması vurgulanır. Allah’tan başkalarına, putlara veya kendilerine kutsallık izafe edilmiş kişi ve meleklere duâ kesinlikle yasaklanır.

 

 

Şuara suresi âyet 213:“O halde Allah’ın yanında bir başka ilaha daha yalvarma. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun.”

 

Kasas suresi âyet 88:Allah’ın yanında diğer bir tanrıya daha kulluk etme. İlah yok O’ndan başka. O’nun yüzü dışında herşey helak olacaktır. Hüküm yalnız O’nundur ve O’na döndürüleceksiniz.”

 

Ayrıca Allah’tan başkasına duâ edenler kınanmış ve uyarılmışlardır.

Ra’d suresi âyet 14:Gerçek duâ yalnız O’na yapılır. O’nun dışında yalvarıp davet ettikleri ise onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar, ağzına ulaşsın diye iki avucunu suya doğru açan ama suya ulaşamayan birinden başkasına benzemezler. Küfre sapanların duâ ve davetleri şaşkınlığa dalmaktan başka bir işe yaramaz.”

 

A’raf suresi âyet  194, 195:Allah dışındaki yakardıklarınız sizin gibi kullardır. Eğer iddianızda haklıysanız, hadi çağırın onları da size cevap versinler.

Ayakları mı var onların ki, onlarla yürüsünler; ellerim mi var onların ki onlarla tutsunlar; gözleri mi var onların ki, onlarla görsünler; kulakları mı var onların ki, onlarla işitsinler. De ki: “ Ortaklarınızı çağırıp bana tuzak kurun. Hadi, göz açtırmayın bana!”

 

Nahl suresi âyet 20:Allah dışında yakardıklarınız hiçbir şey yaratamazlar; onların kendileri yaratılmaktadır.”

 

 

Nisa suresi âyet 117:Allah’ın dışındakilere duâ edenler sadece dişilere duâ ederler. Ve Onlar inatçı bir şeytandan başkasına çağırıp yakarmıyorlar.”

 Hacc suresi âyet 12, 13:“Allah’ı bırakır da kendisine zarar veremeyecek, yarar sağlamayacak şeylere kulluk eder. Dönüşü olmayan sapıklığın ta kendisidir bu.

Zararı, yararından daha yakın olan kişiye yalvarır. Ne kötü bir destekçidir o, ne kötü bir efendidir!”

                                                                                                                                                                     

Duânın âdabı:

Duâ yapılırken takınılacak tavır ile ilgili bir çok davranış listesi yazılıp çizilmiştir. Biz burada onları aktarmıyoruz. Biz bu konuda Yüce rabbimizin bize bildirdiklerini ve bunun ilk müslüman ve ilk uygulayıcısı olan Rasülüllah efendimizin uygulayışını aktaracağız.

Nisa suresi âyet 32:Allah’ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir nasip var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah’tan, o’nun lütfunu isteyin. Allah, her şeyi iyice bilmektedir.”

 

 

Nisa suresi âyet 134:Dünya nimeti ve bereketi isteyen bilsin ki, dünya nimeti de ahiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.”

A’raf suresi âyet 29:“Şunu da söyle: “Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O’na doğrultun. Dini yalnız O’na özgüleyerek, O’na yalvarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O’na döneceksiniz.”

 

 

A’raf suresi âyet 55, 56:Rabbinize boyun bükerek, gizlice/ürpererek yakarın. O, haddi aşanları/azmışları sevmez.

Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek duâ edin O’na. Hiç kuşkusuz, allah’ın rahmeti güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır.”

 

 

A’raf suresi âyet 180:En güzel isimler Allah’ındır; O’na onlarla duâ edin. O’nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir.”

 

A’raf suresi âyet 205:Rabbini, kendi içinden yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam zikret. Sakın gafillerden olma.”

Bakara suresi âyet 186:Kullarım sana benden sorarlarsa ben gerçekten çok yakınım. Duâ edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğruyu ve iyiyi bulabilsinler.”

 

Yusuf suresi âyet 86, 87:“Dedi ki: “Ben, içimi doldurup taşan özlemimi, kederimi Allah’a arz ederim. Ve Allah’ın yardımıyla sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim.

Ey oğullarım! Gidin, artık Yusuf’u ve kardeşini bulmak için dikkat kesilin. Allah’ın rahmetinden de ümit kesmeyin. Çünkü, Allah’ın rahmetinden, küfre sapanlar topluluğundan başkası ümit kesmez.”

 Mü’min suresi âyet 60:“Rabbiniz buyurmuştur ki: “Duâ edin bana, cevap vereyim size. Kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir”

 

Enbiya suresi âyet 90:“Kendisine hemen cevap vermiş, Yahya’yı ona hediye etmiş, karısını kendisi için doğurmaya elverişli hale getirmiştik. Onlar, hayırlarda yarışırlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı. Onlar, bize ürpererek saygı gösterirlerdi.”

Sahih Buhari, Kitab-üt Da’vat, 50. Bab 77 No.lu Hadis:

“ ..... Ebu Musa el-Eşarî RA. Şöyle demiştir:

Bizler  Peygamber AS. İle birlikte bir seferde bulunduk. Vadiden yüksek bir yere çıktıkça, yüksek sesle tekbir getiriyorduk. Peygamber:

Ey insanlar! Nefislerinize yumuşak davranın (sesinizi yükseltmeyin)! Çünkü sizler sağırı ve gâibi (uzakta, sizden haberi olmayan birisini) çağırmıyorsunuz. Lakin sizler Semi’ ve Basîr Allah’a duâ ediyorsunuz!” buyurdu.” ........”

Sahih Buharî, Kitab-üt Da’vât 19. Bab, 33 No.lu Hadis:

“...... İbn-i Abbas şöyle demiştir:

“..... Duâdan da seci’li nevini bırak, böylesinden sakın. Çünkü ben Rasülüllah’tan ve sahabilerinden seci’li, kafiyeli duâ ile meşgul olmadıklarını bilmişimdir. Yani onlar bunu değil de ancak seci’li ve kafiyeli sözlerden çekinmeyi yapıyorlardı.”

Görmekteyiz ki, Yüce Rabbimizin âyetleri, ve bu âyetler ile terbiye edilmiş olan  Peygamberimizin uygulamaları göz önüne alınınca duânın olması gereken âdâbı şunlar olmaktadır:

 

Dikkatin dağılmaması,

Hudû ve Huşûlu bir niyaz yapılması için gece,

seher vakti,

ve topluca duâ edilen zaman ve ortamlar

dikkate alınmalıdır.

 

 

Duâyı sadece dil ile değil, gönül ve tüm beden dilleriyle de yapmak gerekmektedir.

 

Duâ yaparken edebiyat yapılmamalıdır. Yapmacık, kafiyeli, seci’li ifadelerden ve tavırlardan kaçınılmalıdır.

 

Duâlar, Hudû ve Huşû  ile, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır.

 

Yapılan duânın kabul edileceğine kesinlikle inanılmalıdır.

 

Duâ yaparken önce Allah’ı anıp, hamdedilmeli, sonra da kişisel istekler istenmelidir. (Fatiha örneğinde olduğu gibi.)

 

Haksız ve yersiz isteklerde bulunulmamalıdır.

Kimsenin zararı istenmemelidir.

Duâlar, Kur’ân’da yer almış, Allahü Teâlâ’nın tasvip ettiği türden;

günahların affı,

kötülüklerin def’i, ve örtülmesi,

canın iman ile ve iyilerle beraber alınması,

kıyamet gününde rezil ve rüsvay olmamak,

hidâyet,

tevbenin kabulü,

hayırlı bir nesile sahip olmak, iyi,

güzel işler yapabilmek,

cehennem azabından korunmak,

ilim ve sağlık istemek için olmalıdır.

...

 

İşin aslını görünce, ısmarlama  sözde duâların duâ olmadığını, ve Allah’a emirler yağdırırcasına tv. Ve radyolarda, camilerde, değişik merasimlerde yapılan artistik gösterilerin, düzmecelerin de duâ olmadığını anlıyoruz.

 

Kur’ân-ı Kerim’deki duâ mahiyetindeki âyetler ön ve arkalarıyla pasaj içerisinde dikkate alındığında geçmiş peygamberler gibi o duâları edenlerin kendi bulundukları koşullar ve ortama göre niyazda bulunduklarını göreceğiz.

 

O nedenle ısmarlama, basma kalıp, şablon  bir çoğu uyduruk, yalan-yanlış duâlar (Ramazan Duâsı, Kenz-ül Arş Duâsı, İsm-i A’zam Duâsı,  Hacet Duâsı, Karınca Duâsı,  Bereket Duâsı, İstihare Duâsı, Nazar Duâsı, Ağrı, sancı vs. duâları gibi) okuyacağımıza, biz de kendi şartlarımıza ve ortamımıza göre, kendimiz niyazda bulunmalıyız.

 

Kesinlikle şablon duâlar okumayalım, kendimiz, kendimizce duâ edelim, yalvaralım.

Kaynak :İşte Kur'an(Hakkı Yılmaz)

 

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.

Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah'a emanet olunuz.

 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
tarık
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 19 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 56
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı tarık

s.a.

isteme olayı birazda fıtrat işidir.

her insan yapmayı çok istediği bir işi bu yolda göstereceği şiddetli arzu ve bu arzuyu doğru eyleme dönüştürme sonucun da ulaşır.tanrıdan istesin yada istemesin sunuç değişmez.ayrıca bu sistemi koyanda Allahtır.

 bu fıtri olay dinde tanrıdan isteme şeklinte tezahür eder. 

fatihadaki "iyyekena'budü ve iyye ke nestain" de bu isteme olayına işaret var: ibadet:emir ve yasaklara uymak yönü vardır. emir ve yasaklar bedellerdir, sebeplerdir ve unlara uyululduktan sonra yardım isteme gelir ayette.

selametle..

Yukarı dön Göster tarık's Profil Diğer Mesajlarını Ara: tarık
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats