Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ne Resuller geldi gecti, kimis kendisine Aiberg gibi zaman yolcusu dabbet, kimis Allah dan vahiy alan Resul, kimis Mehdi Allah kolaylik versin. Buyrun cenaze namazina.

celebi 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Selam Sailamasr

Evet şu Vahiy Kitaplarından birisinin sahibi de Bülent Hanım. Onlardan birisiyle konuşmuştum bir ara. Ve bana şöyle demişti: Biz sizin Allah’ınızla istediğimiz her an konuşabiliyoruz. O bu evrenimizin Tanrısı. Ama bir sürü evrenler var ve her evrenin Tanrısı ayrı. Bunların üzerinde de üst Tanrılar var. En üstte yine bir tane daha var. Böyle bir Tanrılar Hiyerarşisi mevcut.

Sinan Dostumuzun hoşgörüsüne sığınarak aramızdaki yazışmalardan birinde geçen şu kısmı sizlere de aktarmak istiyorum.

“Cinlerin insanları açık bir şekilde saptırması nasıl oluyor? Örneğin Uzay Tarikatları. RA bilgileri. Sapık Tarikatlardaki bozuk fikirler. UFOculuk ve fikir dünyaları. Hinduizm ve Reenkarnasyon anlayışı. Ve diğerleri. Yani insanların içine doğan, ilham şeklinde buldukları ve insanlara yaydıkları fikirler cin-sel kaynaklı olabilir. Örneğin Mevlana özçekirdek grubu diye bir akım var. Başlarında da Bülent Vedia Çorak adında bir hatun var. Bunların Altınçağ felsefeleri ve kalın kalın kitapları var. Bu kitaplar alfa, beta kanalları herneyse bu kanallardan dünyadışı varlıklar tarafından kendilerine ilham yoluyla yazdırılmışmış. Bunlar örneğin cin-sel bilgiler olabilir. http://www.dkb-mevlana.org.tr/ana.html

Kur’an dışı, Allah’ın mesajına aykırı her türlü gizemli bilgiler, inanışlar, öğretiler, dinler cin-sel kaynaklı olabilir.”

Evet bu tespitten sonra şu iki ayeti okuyabiliriz.

Ey cin topluluğu, insanların ekseriyetini hükmünüz altına aldınız!..” (6/128)

 "Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar (rical=kadın ve erkek), cinlerden bazı adamlara (ricale=kadın ve erkeğe) sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı." (72/6)

Not: Türkçemizde de adam tabiri erkek dişi herkes için kullanılır. “Bilim adamı”, “adam olmak” vs.. Ayrıca Arapça’da normalde kullanılan kalıp müzekker/erkek olduğundan ayetlerde sanki sadece erkeklere sesleniliyor sanılıyor. Ayetlerde her müzekker kalıp kullanılan yerde sadece erkeklere seslenilmiyor.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Aslinda yazdiklarinizi okudum da, hepiniz dediklerine katiliyorum (Iskender Evrenes konusu haricinde) Vermis oldugunu ayetlere katiliyorum, bu ayetleri bize her gun Iskender Ali Evrenesoglu anlatiyor  

Ayni dili konustugunuz bir kisiye karsi nicin bu denli alaycisiniz  Arkadaslar once bir arastirin... Arastirmak nedir.. kulakdan duymak, birbirinin etkisi altinda kalmak degildir. En az 1 ay arastiracaksiniz, en az 1 ay Iskender Ali Mihr' in sohbetlerini dinleyeceksiniz, verdigi ayetler zaten sizlerin de bu sitede vermis, anlatmis oldugunuz konularin aynini

Yani uzun lafin kisasi, arastirip dinleyeceksiniz, dediklerini inceleyeceksiniz sonraaaa KENDI gorusleriniz ile elestireceksiniz.. Ama uzun hummali bir arastirma ve incelemeden sonra elestiriye gerek kalmayacaktir..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Nisa

İyi de okuduğumuz kısımların eleştirilerini yaptık. Ve sorularımızı da sorduk. Bu sorulara cevap verirsen konu konuyu açacak. Sorularımıza cevap verme yerine bize tekrar "araştırıp dinleyeceksiniz" dersen ayıp etmiş olursun. Bize "uzun ve hummalı" bir araştırmaya girmeyi tavsiye etmeden önce eleştirilerimizi ve sorularımızı lütfen ciddiye al.

Sorular sorarak, eleştiriler yaparak araştıralım. Uzun ve hummalı bir araştırmayı birilerinin yaptığı gibi gözümüz kapalı ve mürid tadında yapmayalım.

Ama lütfen öncelikle yanıtlarını alalım. Diyaloğumuz böylece devam etsin.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Arkadaslar.

Nisa Yazdı: Ayni dili konustugunuz bir kisiye karsi nicin bu denli alaycisiniz  Arkadaslar once bir arastirin... Arastirmak nedir.. kulakdan duymak, birbirinin etkisi altinda kalmak degildir. En az 1 ay arastiracaksiniz, en az 1 ay Iskender Ali Mihr' in sohbetlerini dinleyeceksiniz, verdigi ayetler zaten sizlerin de bu sitede vermis, anlatmis oldugunuz konularin aynini

Ben sahsen Mihir Efendiyle ayni Dili konusmuyorum. Cünkü Mihir Hocanin yaldizli sözlerinin ardinda shirk yatiyor. Konusmalarini her ne kadar süslesede shirk ortadan kalkacak degil. Isteyen otursun dinlesin.

Nisa Yazdı: Yani uzun lafin kisasi, arastirip dinleyeceksiniz, dediklerini inceleyeceksiniz sonraaaa KENDI gorusleriniz ile elestireceksiniz.. Ama uzun hummali bir arastirma ve incelemeden sonra elestiriye gerek kalmayacaktir..

Allah'in Dini onun bunun tek elinde degil. Ne demek elestiriye gerek kalmayacak? Herkes bir kisinin önünde oturup, her aciklamalarini dinler, hic birseye itiraz edecek hali kalmamissa o insanlar birey olmaktan cikmis demektir. Adam nasilsa Vahiy aliyor, dogrusunu o bilecek, böyle bir otoriteyi elestirmek olurmu hic? Olmaz. Ne yapcagiz? Isittik iman ettik diyecegiz, cünkü Vahiy ona geliyor, ilim onda aciklamalar onda, bize de geriye dinleyip uygulamak düser.

Asla!

Ittifak olunacak mevzular var, görüs ayriliklari olabilecek mevzular var. Hele hele kimsenin bilemeyecegi konularda "kesin" aciklama yapiliyorsa nem kapmak lâzim.

Allah, istesem sizleri tek bir ümmet yapardim diyor. Allah bunu laf olsun diyemi söylemis birader? Sinav icerisindeyiz, dogrular yanlislardan elenerek arta kalacak. Mutlak gercekler Allah'in her türlü Ayetlerinde gizli-acik mevcut. Buna yönelik sirf Kuran'i örneklesem bile anlamak icin yeterli olmali:
Kisi Kurandaki hakikatleri, mesajlari kendi yasantisinda uygulayinca dogruluk o kiside tecelli eder. Lâkin herkes ayni dogrulukta olamayacagi gibi mutlak dogruluk, hakiketler tek kisi üzerinde de parlamaz.

Bana Vahiy geldi diyen benden uzak olsun. Inanmazsin belki ama banada vahiy geldi, Allah'in Nebisinden miras kalan bu Vahiy Allah'in korumasiyla banada ulasdi, Surelere ayrilmis tek tek Ayetler seklinde, bu Vahiy sizlere gelmedimi?

Mihir hangi hakiketleri acikliyor? Kendisine gelen Vahiylerimi yoksa herkese gelen Vahiylerimi?

-Eger mihire gelen Vahiyleri dersen, her cagda ve toplumda Nebi olmaksizin Vahiy sonucu Resüller olabiliyorsa insanlara Kurani Kerimin indirilmesi gereksiz bir is olurdu. Nasilsa her cagda ve toplumda Allah'in mesajini Nebiler disinda ayriyeten Resüllerde insanlara aciklayacak, ne gerek vardi o zaman.

-Yok eger ikincisi diyorsun, o zaman Mihirlere ne hacet, Kitap önümüzde, konusan bizzat Allah. Yüce Rabbimiz Sana, bana, Forumdakilere, yarattigi bütün Kullarina sesleniyor. Mihir gibi bir Kulun bunun disinda peydah olup birseyleri aciklamasi gerekiyor diyorsan sana bu Kitap yetersiz geliyor demektir.

Saygilar Kardesim.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sinan_B Yazdı: HanifUlus, sen galiba Hanif'in calismasindan söz ediyorsun: http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=190&KW=rabita&a mp;PN=0&TPN=2 Saygilar.

hanif Yazdı: Selam Ben şimdiye kadar hangi tarikatçı ile konuştu isem şeyhine kulluk (ibadet) ettiğini açık açık itiraf etmek zorunda kaldılar.Tabiki sormanın usulünü bileceksiniz Sizde aynı şekilde sorun,mutlaka aynı cevapları alacaksınız Rabıta ibadetmidir? Sakın rabıtayı tarif etmesine imkan vermeyin, cevabı evet veya hayır olsun. Bu soru karşısında o mürid kısa bir düşünme molasından sonra ister istemez evet demek yorunda kalıyor.Zira hayır demiş olsa uyduruk bir şeyi yapmış olduğu ortaya çıkacak.Dolayısıyla; Rabıta = ibadet Kime rabıta yapıyorsun? Şeyhe Niçin rabıta yapıyorsun? Allaha yaklaşmak için Şeyhlerin statüsü nedir? Onlar Allah dostudur,yan, evliya Bakın dostlar şimdi kırmızı renkli ifadeleri birleştirelim nasıl bir cümle çıkıyor Allaha yaklaşmak için evliya,ya ibadet(rabıta) ediyoruz Şimdi de şu ayete bakalım,bunlar hakkında ne buyuruyor Zümer..3- Dikkat!!, halis din ancak Allah'ındır. O'nun yanısıra evliya edinenler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz. derler" Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir. Muhakkak ki yalancı ve kafir olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.

SLM DOSTLAR ve Sinan

Sinan, çok teşekkürler verdiğin link için!

İnşaAllah okurlar, mihr'in aslanları olan fedai kardeşlerimiz..

Tekrar teşekkürler, ayrıca, hanif nickli dostumuza da bu yazısı için..

RZi,,, Amin

Not: Hiç şüphem yok ki, bu mihr-ci arkadaşlarımızın ceplerinde ve evlerinde mutlaka "rabıta" için bu adamın(i.evrenosoğlu) resmi var ve bu resme "rabıta" yapmaktadırlar! şeytan herşeye bir kılıf bulur hiç merak etmeyiniz(!?) veyahutta beyinlerine nakş etmiş olmalılar bu şeytanlarının(i.evrenosoğlu) kisve için suretini... Loo bunların inandığı ilahları çok saf olmalı herhal!. şıhoo-oğulun kisvesine gir ve ilahını tavla :)  welhasılı, yalancı ve küfr-de olmak zor iş wesselam... kursatotcu da zannları(güya) ile ilahını tavlamaya çalışıyordu, bu arada!.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba Dostlar

Tevbe 119- Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve sadıklarla birlikte olun.

Rabıtacıların kendi anlayışlarına delil olarak ortaya sürdükleri ayet bu. Ve şu söyleniyor: Allah’tan sakınmak ancak sadıklarla beraber olmakla olur. Sadıklarla da her zaman beraber olunamayacağına göre RABITA şarttır. Rabıta sayesinde her zaman sadıklarla (mürşitlerle) birlikte olunabilir ancak.

Bunu nereden mi biliyorum? Çünkü bu ayete dayanarak ben de RABITA yaptım zamanında. Şeyh Efendimin Fotoğrafından Fenafişşeyh olmaya çok gayret ettim bende bir zamanlar. Efendi Hazretlerini sağ yanımda tahayyül ettim bende uzunca bir zaman. O beni sürekli denetlediği için kendime çeki düzen vererek hareket ettim uzunca bir zaman. Rabıta-i Mevt yaptım. Yani ölüm rabıtası. Kendimi ölmüş kabul ettim ve kabirdeyim varsaydım. Bunu yaparken de şeyhimi ayakucumda varsaydım. Melekler bana soru sorduklarında o bana çaktırmadan kopya veriyordu. Falan filan…

Herkesi ama herkesi tarikatıma dahil etmeliydim. Herkes benim şeyhimi (Allah’ın en seçkin kulunu) mutlaka tanımalıydı. Bu yüzden şevkle gayretle insanları tarikatımıza kazandırmaya yani kurtarmaya çalışıyordum. Falan filan.

Sözün özü, şu İskenderci arkadaşların Ruh halini çok iyi biliyorum. Biz onlara göre kurtarılmayı bekleyen gafilleriz. Söz dinlemedik ve azabı hak ettik. Onların kafalarında vehmettiği Tanrı bize harb ilan etti çünkü O’nun bir dostuna laf ettik. Ayetmiş bu da. İnanmayan kafir olur. Yandık ki ne yandık. Neyse…

Dönelim RABITAya delil gösterilen ayete. Şimdi bu ayetin öncesine ve sonrasına bakın. Meselenin aslı neymiş meğer ki. Savaş söz konusu ve bu savaştan sıvışmama emri var. Tasavvufla, tarikatla, mürşidle, meczuplarla zerre kadar alakası yok ayetin. Ama Tasavvuf Dinine malzeme yapılacak ya, amaç farklı.

TEVBE SURESİ

117. Yemin olsun ki, Allah, içlerinden bir grubun kalpleri kaymaya yüz tuttuktan sonra, peygambere ve o güçlük saatinde ona uymuş olan Muhacirlerle Ensar'a tövbe nasip etmiş, sonra da onların tövbelerini kabul buyurmuştur. Çünkü onlara karşı Raûf ve Rahîm'dir.

118. Geride bırakılan üç kişinin de tövbesini kabul etmiştir. Bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmiş, öz benlikleri kendilerini sıkıştırmıştı; Allah'ın öfkesinden kurtulmak için yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını fark etmişlerdi. Sonra onlara tövbe nasip etti ki, eski hallerine dönsünler. Hiç kuşkusuz, Allah, tövbeleri çok çok kabul eden, rahmeti sınırsız olandır.

119. Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve SADIKLARLA beraber olun.

120. Medine halkına ve çevrelerindeki Bedevî Araplara, Allah resulünden geri kalmaları ve onu bırakıp da kendi canlarının derdine düşmeleri yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere ayak basmaları, düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları durumunda kendileri için, barışa yönelik iyi bir amel mutlaka yazılacaktır. Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.

121. Küçük-büyük bir infakta bulunmaları, bir vadiyi geçmeleri, kendileri lehine mutlaka yazılır ki, Allah onlara yapıp ettiklerinden daha güzeliyle karşılık versin.

122. İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde, korunmaları ümideyle onları uyarmak için arkada kalmaları gerekmez mi?

123. Ey iman sahipleri! Küfre sapanların yakınınızda bulunanlarıyla savaşın. Sizde bir sertlik bulsunlar. Şunu bilin ki Allah, sakınanlarla beraberdir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Arkadaslar.

HanifUlus Yazdı: Sinan, çok teşekkürler verdiğin link için! İnşaAllah okurlar, mihr'in aslanları olan fedai kardeşlerimiz.. Tekrar teşekkürler, ayrıca, hanif nickli dostumuza da bu yazısı için..

Abi ben sanmiyorum okuyacaklarini, okusalarda onlar bilmez Mürsidleri bilir dogrusunu.

Alperen Yazdı: Bunu nereden mi biliyorum? Çünkü bu ayete dayanarak ben de RABITA yaptım zamanında. Şeyh Efendimin Fotoğrafından Fenafişşeyh olmaya çok gayret ettim bende bir zamanlar. Efendi Hazretlerini sağ yanımda tahayyül ettim bende uzunca bir zaman. O beni sürekli denetlediği için kendime çeki düzen vererek hareket ettim uzunca bir zaman. Rabıta-i Mevt yaptım. Yani ölüm rabıtası. Kendimi ölmüş kabul ettim ve kabirdeyim varsaydım. Bunu yaparken de şeyhimi ayakucumda varsaydım. Melekler bana soru sorduklarında o bana çaktırmadan kopya veriyordu. Falan filan… Herkesi ama herkesi tarikatıma dahil etmeliydim. Herkes benim şeyhimi (Allah’ın en seçkin kulunu) mutlaka tanımalıydı. Bu yüzden şevkle gayretle insanları tarikatımıza kazandırmaya yani kurtarmaya çalışıyordum. Falan filan. Sözün özü, şu İskenderci arkadaşların Ruh halini çok iyi biliyorum. Biz onlara göre kurtarılmayı bekleyen gafilleriz. Söz dinlemedik ve azabı hak ettik. Onların kafalarında vehmettiği Tanrı bize harb ilan etti çünkü O’nun bir dostuna laf ettik. Ayetmiş bu da. İnanmayan kafir olur. Yandık ki ne yandık. Neyse…

Allah yüzüne bakmis Abi, hamd olsun Allah'a. InsaAllah diger kardeslerimizde bu tür seylerden soyutlanirda Allah'in ipine sarilirlar.

Bende bir kac olayi ibret olsun diye paylasmak istiyorum.

Seyyidlerden birisi, sanirim bundan bir sene önce, Almanyadaydi, Sultan Seyyid Fevzettin Hazretleri. Su meshur Seydalar, Peygamber torunlari, kacinci göbekten bilmiyorum. Ve yanlis bilmiyorsam herhalde Naksibendi tarikatindan.

Velhasil o tarihte bu muhterem Almanyaya geldi bir cok kisi katildi, benide götürmek istediler.
Fevzettin efendinin resimleri daha almanyaya gelmeden zaten bir cok kiside mevcut idi, sanki türkiyeden bir sanatci turnelere geliyor.
Merak ettim kim bu adam dedim, Peygamber soyundan dediler, oraya gidince ne yapacaksiniz dedim, tövbemizi alacak elini öpecegiz dediler. Ben gitmiyorum dedim.

Sonradan sonraya bana anlatilanlari sizlerle paylasayim, böyle bir durumla karsilasmamis arkadaslar bilsin neler oluyor:

Seyyid efendi bas kösede oturur, gittigi yere hep beyaz islemeli bir yastiginida götürür. Iceri girenler ayakta degil dört ayak üstünde sürüne sürüne bu adamin huzuruna cikiyor. Simdi siz odadan girdiginiz mesafeyi bir hesaplayin bakalim, burada hangi Caamiye giderseniz gidin en az 5 metre mesafe vardir, belkide daha fazla. Öyle tek tek'de degil, bazen ikiser sürünüyorlar ve icabinda dört kisi bile bir eli ayni anda öpüyor, halen kendime sormaktayim bu nasil mümkün oluyor. Mucuk mucuk öperken Seyyid efendi sizlere telkinde bulunuyor ve siz bu telkinleri öperken tekrarliyorsunuz, aynen söyle: "Yaptigim günahlardan pismanim, keske yapmasaydim, insaAllah bir daha yapmayacagim."

Sonra siz sürüne sürüne kösenize cekiliyorsunuz, ne ayaga kalkabiliyorsunuz nede sirtinizi cevirebilirsiniz, saygisizlik olurmus. Sonrada digerleri yanasiyor.

Herkese bir kagit veriliyor, o kagit da yapilan telkin yazili bicimde yine mevcut, ayrica Hacet namazi Mihirin sitesindeki gibi, harfi harfine aynisi tarif ediliyor. Mürsidinizi isteyin diyorlar. Daha baska seylerde verilmis ama sormadim nedir. Ayni günün gecesinde söylenenleri uyguluyor Rüyasina yatiyorlar.

Ben bir arkadasimi bu tarikata kaptirdim, ne yaptimsa da kurtaramadim. Mürsidlerine öyle baglilarki herseyden vazgecebiliyorlar, arkadasmis ana baba aile farketmiyor. Bu Seyyid Papazlari kabirde, Alperenin dedigi gibi tüyo verdikleriylede kalmiyorlar, hatta Mahser gününde sefaatci bile olacaklar-mis. Mürsidimiz bizi kurtaracak diyordu. Haftalarca benide bu illetin icine cekmeye calistilar. Kendileri kurtulusa erdiler ya, bizler acikta kaldik, iclerine alip bizleride kurtarmaya calisiyorlar.

Allah'in yaratigi Yaratana degilde baska bir yaratiga kul köle olup tapiyor.

Bu Seyyid efendiler ne is yapar, meslekleri icraatleri nedir, ne ile gecinirler, Müridlerine bunu sormanizi öneririm. 365 gün bu Papazlar el alip vermenin disinda ne yapar, nerelerde bulunurlar, sözde herkesin anlamadigi Ayetleri (Hikmetleri) aciklamaktan baska Insanlara ne gibi yararlari dokunmustur. Bunlarin toplantilarini kimler organize eder, nerelerde misafir olurlar...

Foruma katilan bu iki arkadas da bizleri kurtulusa cagiriyor sagolsunlar. Bizler acikta kaldik ya. Iyi niyetlerinden dolayi tesekkür ediyorum. Ben almiim. Kapilara kilit vurulmadi dileyen gider.

Unutmadan: Seyyid'in arabesklere tas cikartacak Sultanim adli parcasi tüm müzik marketlerinde, kacirmayin

Saygilar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Sinan

Yazını okurken güldüm. Ne trajikomik hikayeler. Güler misin, ağlar mısın kabilinden. Ben de Adıyaman Menzil’deki Seyda Efendi Hazretlerini (k.s.) ziyaret etmiştim. (Aman saygı da kusur etmeyelim, çarpılırız sonra). Söylediklerin aynen gerçek. Ne yazık ki bizzat ben de ortama uyarak senin anlattığın şeyleri yaptım. Bu resmen, alenen, açıkça GÜNAH ÇIKARMA AYİNİ. Ama bir farkla. Biz bu konuda Hristiyanları sollamış durumdayız. Onlar din adamlarının karşısında bize göre daha onurlu ve daha insana yakışır bir duruşları var. Biz putperestlikte diğer din mensuplarını çoktan solladık. Farkında bile değiliz. Hal böyleyken biz cennete gireceğiz onlarsa cehenneme. Çünkü sırat köprüsünün başında şeyhimiz var. Bizi bekliyor. Tam orada kıçımıza öyle bir tekme vuracak ki biz ne olduğunu anlayamadan uçarak karşıya geçeceğiz. Sıra Mizan terazisine gelecek. Herkes sıraya geçmiş bekleşirken bizim Efendi Hazretleri bizi terazinin başında bekliyor olacak. Eee dünyadayken az el-etek öpmedik. Az it gibi sürünmedik önünde. Bekleyecek tabi, bu bizim hakkımız. Sonra terazinin sevap kefesini çaktırmadan eliyle bastıracak. E herkes kör ya orada. Bunların hepsi olacak amenna saddekna. Şefaat demek şeyhimizin bizi Allah’a rağmen kurtarması demektir. O kadar olsun yani bir ayrıcalığımız bulunsun artık.

Ne yazık ki şeyhlerimizle beraber Cehennemin Dibini boylayacağız. Ölmek isteyeceğiz, ancak böylece kurtulmayı hayal edeceğiz ama ne mümkün. Aslında aklını işletmeyene müstehak bu durum. Acı ama böyle. Kafamızda ne diye taşıyoruz ki şu beynimizi. Birileri bizim için düşünmüş zaten diyerek SAF ayaklarına yatacaksak, hazırcılık, lüpçülük yapacaksak  ne diye beyin taşıyoruz kafamızda. Beynimiz, aklımız bize birilerinin tecavüzüne açık hale getirelim diye mi verildi sanki?  Bir de utanmadan birilerinin lafazanlığını yapıyoruz. Sıkılmadan, darlanmadan birileri adına Donkişotluğa soyunuyoruz. Yanlış yanlış üstüne. İnsan zihninin kontrolünü birilerine istemli olarak devretmeyegörsün. Ne haller gelir başına ve gelecek de daha…

Hamd olsun yanlıştan döndük. Darısı diğer tarikatzedelerin başına…

Saygılarımla