Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bir soruya 14 eylül tarihli VATAN’da Süleyman Ateş’in verdiği cevap aklımı karıştırdı. Çünkü soru, işçi haklarıyla ilgili; Süleyman Ateş, köle haklarından söz ediyor.

Kuran müfessiri Süleyman Ateş’e göre ellerinizin altındaki (köleler) demek olan ma meleket eyman üküm köşe yazarı Süleyman Ateş’e göre (emrinizin) altındaki işçiler olup çıkmış...

İşçi, köle midir?

Benim bildiğim, köle insanın kulu demek. Allah’ın dininde insana mı kul olunur, Allah’a mı?

Süleyman Ateş dün (14 eylül) de Ahzab 59’ın farz ilan ettiği cilbabın  tesettür olduğunu öne sürüyordu. Ve tesettürü Kuran yorumlarında namus diye pazarlıyor. Ama cilbabın cariyelere yasak olduğunu söylüyor.

Bu durumda Yüce Allah cariyelerin namussuz olmasını mı istiyor?

Anlamıyorum. Ve düşündükçe anlamadığım sorular artıyor. Örneğin, iddiaya göre bir müminin cariyesiyle nikahlı olmadığı halde sevişmesi caizmiş. Osmanlılarda   halifeler cariyleleriyle nikahsız yatarmış.

Caiz midir sahiden?

Nisa 24’e verilen meal geliyor aklıma:

Savaşta tutsak olarak ellerinize geçen cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de haramdır... (Süleyman Ateş)

Evli cariyenizin kocası İnsan Hakları Mahkemesine baş vurursa size nolur; İslama nolur?

Lütfen görüşlerinizi bildirip anlamama yardım edin. Mümkünse ilgili ayetleri anarak. Teşekkürler ve

sevgi ile, Hasan Akçay

______________________

Emriniz altındaki insanlara iyilik edin

CEVAP: “Allah’a kulluk edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya, akrabaya, öksüzlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, ellerinizin (emrinizin) altında bulunanlara iyilik edin. Allah, kurumlu, böbürlenen insanları sevmez” (Nisâ: 98/36)...

Kişinin emri altında çalıştırdığı işçilere, hizmetçilere iyi, şefkatli davranması Kuran’ın emridir. Peygamberimiz de, “Emriniz altında bulunan hizmetliler, işçiler sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin emriniz altına vermiştir. Yediklerinizden onlara da yediriniz, giydiklerinizden onlara da giydiriniz. Onlara ağır işler teklif etmeyiniz. Eğer ederseniz onlara yardım ediniz” (Buhari, İman: b. 22; Müslim, Eyman: b. 10) buyurmuştur. Peygamberimiz, ayrıca ölüm hastalığında dahi hizmetçilere, zayıflara iyilik edilmesini tavsiye etmiş, “Namaza dikkat ediniz! Namaza dikkat ediniz! Elinizin altında bulunanlar hususunda Allah’tan korkunuz” (Ebu Davud, Edeb: 124) buyurmuştur.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam

İşçi hakları konusnda, işçilere köle demek istediğini zannetmiyorum, yani mantıklı bir açıklamada bulunmuş yorumunda, ben bir yanlışlık göremiyorum, sadece elinin altında bulunan köle yerine işçi kelimesini getirmiş Kuran ile desteklemek için, yoksa köle demek istememiştir

Başörtüsü konusunda ise, evet ben de bu yorumuna katılmıyorum, namusun ölçüsü başörtüsü değildir, ki zaten başörtüsü emir değildir, ama Süleyman Ateş buna emir diyor, yanlış hüküm veriyor

saygı ile......

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

savaş1 Yazdı: İşçi hakları konusnda, işçilere köle demek istediğini zannetmiyorum, yani mantıklı bir açıklamada bulunmuş yorumunda, ben bir yanlışlık göremiyorum, sadece elinin altında bulunan köle yerine işçi kelimesini getirmiş Kuran ile desteklemek için, yoksa köle demek istememiştir

Kuran'dan destek olsun diye atıfta bulunduğu ayet Nisa 36. O ayetteki "ma meleket eyman üküm"ü Süleyman Ateş sürekli olarak ellerinizin altına bulunan (köle)ler diye tercüme ediyor (Bkz 24:31). Şimdi (işçiler) kelimesini aynı söz kalıbı içinde kullanması, Ateş'e ve Kuran'a aşine kimselere elbet işçi ve köle kelimelerine eş anlam verdiğini düşündürür. Bence Ateş'in sicilindeki olgu gözardı edilemez. Onu Erkekler Klübü'nün militanı olarak görüyorum ve iyiniyetli sayamıyorum.   

İşçi haklarını dile getirirken kölelerle ilgili söz kalıplarını kullanması tesadüf olamaz. Kuran'ı onun kadar iyi bilen bir insan istese köleleri rahat bırakır, işçiler hakkındaki ayetleri bulup kullanır. Benim etim ne budum ne; ben bile farkındayım o ayetlerin. İlahiyat Profesörü Süleyman Ateş mi farkında olmayacak?      

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili dostlar  şahıslar üzerinde durmak istemem ama bence Suleyman ateşten önce eleştırılcek nice geri kafalı dın alımı yada yazarı var,yada fal büyü işine gırıp fetva veren.

Suleyman Ates en azından bazı ayetlerın tefsırde gelenekle zıt duşmekten korkmadan cesaret gösterip doğru tespitler yapabiliyor,böyle alımı bıle mumla arar haldeyız...

saygı ve sevgıyle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Vahye uyanların malında yoksulun, muhtacın  hakkı var (51:19; 70:24). Hakkı, ürün günü verin... (6:141).