HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: DUYGU DURUM BOZUKLUĞU AŞK KURANA TERS Yanıt YazYeni Konu Gönder

Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
oncebilgigerek
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 eylul 2006
Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı oncebilgigerek

atuncay19 Yazdı:

                 O GÜN

 

Sen gündüz oldun, bense gece

Koştum durdum ömrümce

“Kavuşmaz” dediler gece, gündüze

Aşkımı aşkına nasıl ulaştırayım?

 

Sen yağmur ol, ben bulut olayım

Aşkımı aşkına böyle kavuşturayım

Her damlanın can verdiği toprakta

Aşkımı aşkında konuşturayım..

 

Aldı yine benden benliğimi

Aşkıma esir düştüm, belli değil mi?

Nefes oldun bedenime, can veren gibi

Sen nefes oldun bense yokluğun talibi..

 

Sen gönlümün sahibi bir gül oldun

Bense diken olarak içinde bulundum

Kök aynı ama dalda yaprakta ayrı kaldım

Aşkından gelen aşkla can taşıdım..

 

Aşkımın gücü güneş olsa

Dağların buzu eriyip aradan kalksa

Yollar, yıllar sel olup aşkına sürüklese

Hasret biter, özlem biter kavuşulur o gün..

 

Psikolojide duygu durum bozukluğu olarak tanımlanan aşk; kişinin kendini birinde yok etmesidir. Tasavuftaki fenafillahtan hiçbir farkı yoktur. Tuncay arkadaş bize bu şiiri  yollamış; ama şu satırlara bir bakalım:

 

Aldı yine benden benliğimi

Aşkıma esir düştüm, belli değil mi?

Nefes oldun bedenime, can veren gibi

Sen nefes oldun bense yokluğun talibi..

 

Aşık olan kişi yok ortalıkta; birtek aşkı: hayatı o, Allah 'ı o , yaşamının anlamı o. Oysa Allah bizim bilinçimizin devre dışı bırakan her türlü maddesel ve manevsel şeyler uzak durmamızı tavsiye eder. Bir uyuşturucu nasıl beyni devre dışı bırakıyorsa günümüzde özendirilen aşk ta beyni devredışı bırakır. Her ne kadar masum gibi gözükse de özendirilse de.

 

 

 

Yukarı dön Göster oncebilgigerek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: oncebilgigerek
 
barış
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 13 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 339
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı barış

Selam,

Aşk duygu durum bozukluğu mudur ?

Eğer makbul olanı insanın hep kendini düşünmesi, bireysel,çıkarcı ve yüzeysel yaşaması ise, evet denebilir. Günümüzde psikiyatristler, kendi egosunu bırakıp karşısındakini düşünenlere kafayı yemiş gözüyle bakıp tedavi etmeye çalışıyorlar ki, kişi yine 'en değerli benim' haline geri dönebilsin.

Aşk Kuran'a ters midir ?

Neden olsun ki ? Bir şiirden yola çıkıp nasıl bu sonuca varabiliriz? Şair abartmışsa aşkın suçu ne, aşıkın suçu ne? Bu konuda genelleme yapmak çok ama çok yanlış bence. Sen karşındakine kutsallık izafe ediyorsan suçu kendinde arayacaksın, aşkta değil...

Aşk beyni devre dışı mı bırakır? Beyni devre dışı bırakmaz ama bazen saçma şeyler yaptırır insana.  ama aşk olsun olmasın saçmalıklar yapmıyor muyuz bazen her adım atışımızda?

Aşık olmak güzeldir, sevmek güzeldir, bunlar insanın kalbini yumuşatır, güzelleştirir. Kibiri, böbürlenmeyi, yeryüzünde kasılarak yürümeyi bırakırsın. Allah'tan da uzaklaşmaz, inançlı biriysen bilakis daha da yaklaşırsın. İnsan olma yolunda büyük güzel bir adımdır aşık olmak, sevmek... Aşksız hayat eksiktir.

Bizler insan olmakla, iyi insan olmakla yükümlüyüz ama melek değiliz.Melek olmamız da beklenmiyor bizden bence. İNSAN olmamız bekleniyor. 

Kişi aşık değilken inanç düzeyi neyse, aşık olduktan sonra da aynı. Zaten inancı zayıf ya da Kurandan uzak yaşayan biriyse, aşık olunca sınır tanımayabilir,zaten aşık olmadan önce de sınır tanımıyordu ki.Aşk bir eksi katmadı ona. Ama zaten aklını işleten bir kişiyse aşık olan,aşkını da inancına göre yaşayacaktır, ne kadar fırtınalı olursa olsun.

En güç sınav da bu belki, ama sınavdan ve hayattan kaçmak yok.

 Yerinden hiç kımıldamadan üstünü kirletmeden sınav olmaz,hayat olmaz,biz insanız. Koşacağız, bazen savrulacağız,üstümüzü kirletirsek temizlemeyi öğreneceğiz ve yolumuza devam edeceğiz. Hayat risktir,aşk gibi... Ama bana sorarsanız riski sıfırlayarak yaşam olmaz. Eğer riskleri sıfırlayacaksak inzivaya çekilmeliyiz,ancak öyle garantide oluruz. Hayat ise herşeyiyle güzel, insanların tüm güzellikleriyle ve çirkinlikleriyle güzel, aşkla,nefretle veya öfkeyle bile güzel... Yeter ki gittiğimiz yolu bilelim,bilincinde olalım, o yolda düştüğümüzde kalkmayı ve yola devam etmeyi bilelim. Ama aşk Kurana ters demeyelim,olur mu?

Saygıyla... 

Yukarı dön Göster barış's Profil Diğer Mesajlarını Ara: barış
 
Kadim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Gönderilenler: 175
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Kadim

İlk önce aşkı bir tanımlayabilir miyiz? Ben bir kız arkadaşıma aşığım diye ben Kuran' a ters bir iş mi yapıyorum. BU gönlümü o kıza bu kadar üst seviyede ısındıran ben miyim?

Rum 21. Onun ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ayetler vardır.

Onun ayetlerinden biri de diyor ki iki kişinin arasındaki bu sevgi bağı anlatılmış. sevgi ve rahmet koysun diyor. Zaten bana göre sevginin yanına rahmet yani merhamet duygusu da girince ilişki aşka dönüşüyor. Senin bahsini ettiğin şeyler aşk değil ki onlar tutkudan başka bişi değil. Tutku ile bağlanan bir kişinin gözü hiç bir şeyi görmez, o tutkusunun esiri olmuştur. İşte yanlıştır. Ve o kişi üzerinden bu hal geçtiğinde -ah salak kafam ben ne yaptım der çoğunlukla...Ve insanların çoğu bu tutku ile bağlanma olayını aşk diye isimlendiriyorlar.

Aşk ise bambaşka bişi, sevgi arttıkça artıyor. Bunu şeytan mı arttıyor? Asla. Bir başka ayette de belirtildiği gibi insanların kalplerini gönüllerini ısındıran ancak Allah' tır. Bir kişiyi çok fazla sevgi beslemek aşktır ve bunu size şeytan yaptırtmaz. Şeytanın yaptırttığı insanın gözünü kör edip bir başkasına tutku ile bağlanmasını sağlamaktır. Bu neden olur çoğunlukla? Ya cinsellik için, ya güzellik için vs vs.

Saygılar...

Yukarı dön Göster Kadim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Kadim
 
barış
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 13 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 339
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı barış

Selam Kadim,

Tutku ve aşk ayrımın bana da uygun geldi. Aslında bu kavramlara her insan değişik manalar yükleyebilir.Onun için bir birlik sağlanır mı bilmem.

Aşk insanı doğru yoldan çıkarmaz. Kişi doğruyu yanlışı birbirinden ayıracak bilgiye sahipse, herşeyde olduğu gibi aşkta da bu bilgisini gereği gibi kullanır. Bilgi sahibi değilse, ya aşkıyla, ya öfkesiyle, ve hatta ya da doğru yaptığını sandığı ibadetiyle duasıyla doğru yoldan çıkabilir, Kuran'a aykırı yaşam sürebilir.

Aşkı rahat bıraksak olmaz mı ?

 

Yukarı dön Göster barış's Profil Diğer Mesajlarını Ara: barış
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

 

Aşk için Kur'ana ters diyen bile ömründe en az 1 kere aşık olmuştur:)

Olmamışsa bence anormallik o kişidedir.Aşk yaşadığımız en doğal süreç,Yaradının bize verdiği mutluluk ve imtihan aracı.Sevginin dozunu ayarlayabiliyorsak ne mutlu bize aşıksak..

Ama eğerki hayatımız değiştiyse,olmadık işler yapıyor,içiyor,saçıyor,birde araya evlilik dışı cinselliği katıyorsak işte o zaman yandık...

Evet aşk büyük bir nimet e her nimetinde bir külfeti var tabi.

Ben aşığım,her baktığımda o büyülü gözlere biraz daha adam hissediyorum kendimi ve kötü,çirkin ne varsa biraz da onun hatrına çıkarıyorum hayatımdan..Azıcık "şirk" bulaşmış oluyor mu aşık olan bilmiyorum ama tek bildiğim böylesine saf,güzel bir duyguyu vermişse Allah bizlere vardır bir bildiği...

Sevgilerimle

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
Semazen
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 ocak 2006
Gönderilenler: 679
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Semazen

barış Yazdı:
Aşkı rahat bıraksak olmaz mı ?

 

İLHAN ŞEŞEN'den

Meğer ne boş heveslere kapılmışım.
          
Sen neymişsin; ben kendimi ne sanmışım..
              
Gözlerim açık gider sana doğruyu söylemezsem;
            
Ben seni artık hiç sevmiyorum!
     

Sen beni aşka layık görmedin senin kadar!
       
Ben artık aşkı senden çok seviyorum!
       
Sana göre aşk laftan ibaret;
        
Bana göre hayatın anlamı..

Sen bu yolda devam et!

      

Aşk lâyık olanda kalmalı!

Yukarı dön Göster Semazen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Semazen
 
ABCDF
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 412
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ABCDF

 

http://www.sessizsozler.org/071.htm

Beyinde Dopamin Kıyameti

Daha önce de bu konuyu farklı şekilde işlemiştim. Anlaşılmadığı endişesi ile daha açık ve detaylı yazmaya lüzum görüyorum. Konumuz aşk hastalığı...

Nöroloji uzmanı bir akrabamdan aldığım bilgiye göre; aşık olan kişinin beyni neredeyse Dopamin hormonu içinde yüzmeye başlıyor. Dopaminle beyindeki motivasyon ve hedefe yönelik konsantrasyon artıyor. Bu, bağımlılarda görülen belirtilere benziyor. Enerji artışı, sinirlilik, kıskanma, saplantı, takıntı beyinde dopaminin arttığı hallerde meydana gelen durumlar.. Kısaca, nörologlar aşkı bir beyin hastalığı olarak tanımlıyor.

Aşkla birlikte artan dopamin hormonu, beyin ve vücudun endokrin sistemi üzerinde oldukça etkili olduğu için, genel olarak tüm bedensel aktivitelerde anormal artış oluyor. Dopamin, ödül kimyasalı olarak da tanımlanıyor ve aşık olunan kişiye karşı ilgi ve dikkatin artmasına neden oluyor. Bir anda dünyamız o kişi üzerine odaklanır hale geliyor. İlk aşkın başlamasında; hiperaktivite, kısa süreli bellek, uykusuzluk ve gıda alımının azalması dopamin etkilerine bağlanıyor. Beyinde salınımı kişiyi; konuşkan, coşkulu, seksi, istekli ve öforik yapıyor. Fakat enteresan olan ne biliyor musunuz? Kavuşma geciktikçe dopamin daha da artıyor ve kavuşmayı başarma azmi kamçılanıyor. Kötü olan ise; aşk obsesif (takıntılı) hale dönüştüğünde dopamin artışına karşın, serotonin (mutluluk) hormonu azalmaya başlıyor. Bu da aşık olan insanı mutsuz, depresif, melankolik, takıntılı yapıyor. Aşık kişiler cesur ve korkusuz oluyor. Neden? Çünkü kendini sevdiğine beğendirmek için aklın hayalin almayacağı işleri yapar hale gelebiliyor. Bu da bir anlamda cesaret ve korkusuzluk demektir. Korkmayandan korkulur derler ya, aşıklardan da korkulur..

...

Kısaca aşk tehlikeli bir oyundur, ateşle oynamaktır derler ya atalarımız, çok doğru.. Çünkü bir insanın aklını yokedip köleleştirebilir aşk.. Örneğin; birinin size ilgi duymaya başladığını anladığınız anda onu esiriniz haline getirmenin tek yolu ulaşılmaz görünmek ve size kavuşamamasını sağlamaktır. Çünkü aşığınız size kavuşamadıkça aşkının şiddeti artıyor bilimsel bulgulara göre... Bu şekilde sizin için çıldıran bir aşık ve sonsuza kadar süren aşklar yaşayabilirsiniz. Eğer aşığınızın size olan ilgisinin azaldığını hissediyorsanız bir süre ortadan kaybolun, geri döndüğünüzde alevlenmiş bir aşk ve aşık sizi bekliyor olacak.. Ve tabi her dediğinizi yapmaya hazır bir köle.. Karı koca için; "kavga ettiğinizde bir süre ayrı kalın, düzelir" derler ya.. İşte sırrı bu biyolojik, kimyasal ve bilimsel gerçekmiş meğer... Ne yazıkki bu bilimsel bulgular, efsanevi aşkların arkasında da kavuşamama gerçeğiyle artan salgıların yattığını gösteriyor. Yani kavuştuğunuz anda salgı kesiliyor ve aşk bitiyor. Kısaca, dillere destan bu aşkların arkasında sevmesini iyi bilen seçilmiş aşıklar falan yok... Malesef dopamin salgısı ve biyolojik / kimyasal gerçekler var. Biraz duygusuz bir gerçek, ama gerçek bu!.. Ama öte yandan işin başka bir kötü yanı da var. Aşkın şiddeti ve dolayısıyla dopamin seviyesi arrtıkça, iş daha kötü hastalıklara kadar gidebiliyor.

...

İşte bir tehlike de bu, yani aşkın bizi sonunda bir şizofren haline dönüştürebileceği gerçeği... Bu sebeple siz siz olun, aşığınızı delirtecek kadar uzun süre ortadan kaybolmayın. Dozunu ayarlamazsanız, aşığınız yada hayranlarınız birer şizofrene dönüşebilir. Ama benim asıl üzerinde durmak istediğim nokta çok daha başka... Bir aşk kötü emellere alet edilebilir mi?

Evet, edilebilir. Geçmişte yaşanan bazı terör, kıyım, vahşet, kanlı devrim ve savaşların ardında büyük aşklar yatar. Aşkın sadece erkekle kadın arasında olabileceğini düşünmek hatadır. Çünkü bir lidere veya öndere de aşık olunabilir. Aşk bir bağımlılıktır zira.. Bağımlılığın cinsiyeti olmaz. Bu şekilde hayranı olunan kişiye bağımlı hale gelip, onun ideolojisini en üstün olarak algılamaya başlayabilir kişi.. Geriye dönüp tarih sahnesine baktığımızda bazı art niyetli akıllı kişilerin, beyinler üzerinde son derece etkili dopamin hormonu sırrını keşfederek, büyük insan topluluklarını nasıl kontrol ettiklerini; nasıl kendilerine hayranlıkla ve aşkla bağlayıp saplantı düzeyine gelmeleri için özel taktikler uyguladıklarını (ulaşılmaz görünüp aşkın şiddetini arttırarak) ve nihayet kendileri için her şeyi yapabilecek bu insanları nasıl çıkarları veya istedikleri amaçlar doğrultuda yönlendirebildiklerini; bu sayede oluşan savaşları, kanlı devrimleri, terörü, cinayetleri ve daha bir çok akıl almaz vahşeti açıkça görürsünüz. Yani aşık olmadan önce aşık olunacak kişinin karakteri ve insanlığı üzerinde ciddi bir araştırma yapmak gerekir. Yani bencil mi, niyeti gerçekten ne, bana neler yaptırabilir?.. vs.. gibi.. Ama karşı taraf sizden hızlı davranır da bir kere sizi etkilemeye başladı mı, artık iş işten geçmiştir.. Zaten aşk bu, geliyorum da demez ki!.. İlk oltayı yuttuğunuz andan itibaren bu etkiden çıkmanız oldukça zordur. Artık siz o kişinin piyonusunuzdur. O sizi istediği gibi yönlendirebilir. Veya o kişi iyi niyetli olup sizi herhangi bir şekilde yönlendirmese dahi (yani karşı taraf bu aşkın oluşması için hiç bir şey yapmamış olabilir) , siz ona kendinizi beğendirmek için akıl dışı saçmalıklar ve işgüzarlıklara kalkışabilirsiniz. Balkon altında gece yarısı seranat veren aşıkları veya sevdiğine çiçek vermek için ağaca tırmanıp düşenleri ve daha bir çok akıl almaz aptalca işi düşünmeksizin yapanları çevrenizde, medyada ve filmlerde görmüşsünüzdür. Zararları sadece kendilerine dokunsa sorun olmaz; ama başkalarına yada topluma zarar veriyorlarsa, o zaman iş değişir. Çok kısa süre önce aşık olduğu kişinin evini ve ailesini taciz ettiği için hüküm giyen birine ailecek şahit olduk ve ne dedikse tekrar yapmaması ve hatalı olduğu konusunda kendisini ikna edemedik. Aklı tamamen devre dışındaydı. Ve konunun acı yanı da aşık olan kişinin ciddi bir nörolojik rahatsızlık içinde olduğu gerçeğini görememesi ve kabul etmemesidir. Bu durum şiddetlendikçe ve tedavi olmadıkça, zaman içinde kişi kendisine ve çevresine ciddi şekilde zarar veren bir şizofren durumuna dönüşebilir, Allah korusun! 

Aşk gözü kör eder derler, ama gözlerle işi yok aşkın.. Bu türden saplantılı aşklar, aklı yok ediyor ne yazık ki... Bunlar inkar edilemez bilimsel gerçeklerdir. Bu sebeple, eğer birine şiddetli bir şekilde aşık olduğunuzu veya aşırı bir sevgi ve bağımlılık gösterdiğinizi düşünüyorsanız, acilen bir psikiyatristle (psikologla demiyorum, çünkü o hafif kalır) görüşmenizi ve tıbbi yardım almanızı öneririm. Sağlıklı düşünebilmek için sevginin de belli ölçülerde tutulması gerekekir. "Sevgi belli ölçülerde erdemdir de haddi aşınca adı aşk olur, cinnete varır" der İskender Pala. Ve unutmayalım ki sağlıklı akıl sağlıklı beyinde olur.. Benden söylemesi..

...

 

Yukarı dön Göster ABCDF's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ABCDF
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Semazen Yazdı:

barış Yazdı:
Aşkı rahat bıraksak olmaz mı ?

 

İLHAN ŞEŞEN'den

Meğer ne boş heveslere kapılmışım.
          
Sen neymişsin; ben kendimi ne sanmışım..
              
Gözlerim açık gider sana doğruyu söylemezsem;
            
Ben seni artık hiç sevmiyorum!
     

Sen beni aşka layık görmedin senin kadar!
       
Ben artık aşkı senden çok seviyorum!
       
Sana göre aşk laftan ibaret;
        
Bana göre hayatın anlamı..

Sen bu yolda devam et!

      

Aşk lâyık olanda kalmalı!

Bakıyorum dertliyiz Semazenim:)))

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
oncebilgigerek
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 eylul 2006
Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı oncebilgigerek

  Slm

  ABCDF'nin alıntısından alıntıladığım cüme aslında aşk ve sevgiarasındaki ayrımı özetliyor:

"Sevgi belli ölçülerde erdemdir de haddi aşınca adı aşk olur, cinnete varır" der İskender Pala.

  Allah eşler arasında sevgi oluşturuyor; çünkü sevgi körü körüne olmuyor emekle yavaş yavaş oluşuyor. Bilinçle sevgi halini alıyor. Siz sevdiğiniz kişinin hatalarını da görebiliyorsunuz, doğrularını da. Zaten sevginin aşktan ayrım noktası da zaten burada başlıyor. Bakın hayatta herşeyin bir dozu vardır; siz dozajı aştığınızda içtiğiniz su bile olsa zehirleme yapar.

9/24- De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.”

2/177- İnsanlardan kimi, Allah'tan başka eşler tutar, Allâh'ı sever gibi onları severler. İnananlar ise en çok Allâh'ı severler. Zulmedenler, azâbı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a âidolduğunu ve Allâh'ın azâbının çetin olduğunu anlayacaklarını keşke bilselerdi!

30/21- O'nun âyetlerinden biri de, size nefislerinizden, sâkinleşeceğiniz eşler yaratması ve aranıza sevgi ve acıma koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.

  Benim burada vurgulamak istediğim aşık olduğunuz kişiyi herşeyden ve herkesten çok sevmeniz, gözünüzün başka birşeyi görmemesi. Kararlarınızda her zaman ve heryerde onu hesaba katarak karar vermeniz, hayatınızın amacı o olması ve anlamı

 

Yukarı dön Göster oncebilgigerek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: oncebilgigerek
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Selam dostlar,

 Aşk ve mevedde(sevgi) kelimelerinin her ikisi de arapça olduğu halde,mevedde Kuranda geçtiği halde aşk kelimesi geçmez.

   Genelde aşk konusu tasavvuf edebiyatının olmazsa olmazıdır.Bence işin özü,sevgi ve aşk kavramlarının içeriğindedir.

   Eğer bir varlığa sevgi duyarsanız,o varlıkla aklınızı devre dışı bırakmadan iletişim kurabilirsiniz ve akıl her zaman korunması gereken bir nesne olarak kalır.

 Oysa aşk,aklı devreden çıkaran ve kişiyi meczup kılıp toplum tarafından dışlanmasını sağlayan yani özünde hastalık barındıran bir kavramdır.

    Bu nedenle Kuranda aşk kavramının kullanılmadığını düşünüyor ve aşık olmayı önceleyenleri de meczup olmaDead tehlikesine karşı uyarıyorum.



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats