HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Şefaatteki Yanılgılarınız!!! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ihvan_enes
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 24 ekim 2006
Gönderilenler: 33
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ihvan_enes

Şefaat hakkında...İddialariniz. ... Sizlerin ondan alıntıları..Dayandıgınız ayetler.Ve size verilen Cevaplar..

Damga1

Yasin 23 "O'ndan başka tanrılar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların şefaati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar

aşagıda geniş yorumlarına gecmeden küçük bi izah edeyim.Bakın açık ve net bişey var.Ondan baska İlah mı edineyim ve eger edinirsem onlar bana fayda veremezler..zaten ALLAH tan başka tapınılanlar fayda vermezler..veremezlerki ,bu ayetle şefaaet edeceklerin ne alakasi varki?

Ve la yemliküllezine yed-une min dunihiş şefaate illa men şehide bil hakkı ve hüm ya-lemun

O'nun dışında taptıkları şefaatte bulunmaya malik değildirler; ancak kendileri bilerek hakka şahidlik edenler başka!!!zuhruf 86

neden başka evvela hakka şahitlik nasıl onu bi bilelim Hakka şahit olmak hakkı yaşamakla ladır.Herşeyin hakkı vardır gözün hakkı günaha bakmamak,kulagın günahı duymamak,ayagın ona gitmemek,elin günahı tutmaktır.Bunun gibi azaların hakka şahidlik etmesidir.Hakkı kabul etmek İnanç ikrar ,tasdik ve uygulamadır.Demekki şahitlik etmek Hakkı Hak bilip onu yaşamaktır.Zira bi insan ben biliyorum dese yaşamasa namaz ı biliyorum ama kılmıyorum içki haram edilmiştir biliyorum ama içiyorum dese zina haramdır ama ben yapıyorum dese hakka şahit olmuş olurmu?eger olduysa çelişki oldu neden oldu?çünkiii ALLAH ın emirleri sadece inanın degil yapındır.Bu kavramda bakıldıgında demekki yapmak yerine terk etmek şahidlik degildir.ama yapılırsa şahitliktir.Zaten övülen kullar kimlerdir.ALLAH a ve RASUL üne itaat edenlerdir e bunlara mükafat verecegini vaad eden ALLAH ın şefaat vaad etmesi kadar normal ne varki?Şimdi delil olarak ALLAH tan gayrisina tapanlar ve onlardan yardım umanlara şefaad edemiyeceklerdir ayetini nasıl yamarız?limon agacında elma oldu bu!!!

Damga 2

Enam 94 Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir

Bu ayette delil olmak degil zelil olmak vardır.dilimde şey elimde tüy bitti yav nasıl olurda bi insan ALLAH tan başka tapılan şeyler fayda verecek şefaat edecek diyebilir.?Akıl karımıdır. Bunu tutmuş şefaat yasak diye delil edersiniz kiii imanda zaten bu ALLAH tan gayrısının şefaati vardır diyen zaten imansız kafir keferedir.ALLAH hoşnut oldugum buyurdu şefaat ehli için burda ise hoşnutlukla en ufak bi alaka yok nasıl kıyas bu böyle iyiki arabacı degilsiniz yoksa taksi ye tır tekeri takardınız nasıl olsa ismi teker diye !!!ee şefaati burya kadar kıyaslayan tekeri nereye kıyaslamazki??

Damga malum

Zümer 43 Yoksa onlar Allah'ın yanısıra şefaatçılar mı edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi

Al işte burda da bi mısır patlamış gene aynı şarampol kazası ee malum tekerler başka olunca oluyor böyle kazalar:))

Damga unutmayın diye yazıyom4 :)

Araf 6- Kendilerine peygamber gönderilmis olanlara soracagiz, GÖNDERİLEN PEYGAMBERLEREDE KESİNLİKLE SORACAĞIZ

Fe le nes-elennellezine ürsile ileyhim ve le nes-elennel murselin

.Evet kendilerine soracagız peygamber gönderilmiş olanlara elbette ve elbette soracağız. Gönderilen PEYGAMBER leri nasıl ne cevap ile karşıladınız.onlara iyimiydiniz kötümü"Elçilere ne cevap verdiniz?" (Kasas, 28/65 ve diye sorguya çekeceğiz. Ve gönderilmiş olan bütün peygamberlere de elbette ve elbette soracağız "Allah, elçileri toplayacağı gün: Size ne cevap verildi? der." (Mâide, 5/109) buyruğumca ne şekilde, ne cevap ile karşılandınız? diye suâl edeceğiz. Ve gönderilmiş olan bütün peygamberlere de elbette ve elbette soracağız neyi soracak tır.?Tabiki o ümmetler size nasıl davrandılar onu soracaktık..Ümmetlere hesabını soraca,PEYGAMBER lerede neleri teblig ettiniz onu soraktır.Yoksa amellerini degil ALLAH cehenneme atacagı kişiye PEYGAMBER lik vermez ALLAH onlar için dogrudurlar sıddıktırlar,emindirler,ferasetlidirler,güvenilirdirler.kend ndilerine verilen görevi yerine getirirler.Diye buyurdu bunun altında ne arıyorsunuz??

Damga 5

Enam 51 Rab’lerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları (vahy) ile uyar ki onların Allah’tan başka velileri ve şefaatçıları yoktur. Umulur ki korunurlar.

Ve enzir bihillezine yehafune ey yuhşeru ila rabbihim leyse lehüm min dunihı veliyyüv ve la şefiul leallehüm yettegun

Evet onlar ALLAH tan başkasını veli,dost ve şefaatci yardımcı edinmezler.Umulurki korunurlar .

Bi çay alayım hemen geliyom.:) evvela gene diyorum bunları,Şefaat le bagdaşdırmak kadar mantıksız bişey göremiyorum.Yani dostluk diye kast edilen şey tabiki gene İlahları dost edinmek tir.Şirk e girmek sebebiyle ALLAH tan gayrisini dost edinmektir.Bu dost luk tabiki Kafirleri ve put ları kast etmekte ve onlardan meded umanlarada umdugunuz boşa cıkacak demektedir.Yoksa başka bi manası yok zaten olursa çekişme olur şimdi bakalım neden çekişme olur.Bize buda gelmiştir okuyalım..

LA YETTEHİZÜL MÜ-MİNÜNEL KAFİRİNE EVLİYAAA Ü MİN DÜNİL MÜ-MİNİN VEMA YEFAL ZALİKE LEYSE MİNALLAHİ Fİİ ŞEYİN İLLAAA EN TETTEGU MİNHÜM TÜGAH...Müminler, müminleri birakip da kafirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artik onun Allah nezdinde hiçbir degeri yoktur..

Yani eger kasıt edilen dostluk Şefaat etmesini bu ayetle yani onların şeatcileri yoktur ALLAH tan başka dostlarıda yoktur deyip delil saymaksaaaa,bu ayetin ne işi var KURAN daaa..vee

ELLEZİNE YETTEHİZÜ KAFİRİNE EVLİYAAAA E MİN DÜNİL MÜ-MİNİN EYEBTE ĞUNE İNDEHÜMÜL İZZETE FE İNNEL İZZETE LİLLAHİ CEMİA...

Müminleri birakip da kafirleri dost edinenler, onlarin yaninda izzet (güç ve seref) mi ariyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnizca Allah'a aittir.

İnneddine indellahil islam ALLAH katında din yanlız İslam'dır.Yani ALLAH ımız başka Din kabul etmiyorum buyuruyor.İslam var gerisi fos oldu bitti.Buna göre iman etmek var.

lillahil-izzetu ve liresulihi ve lilmü-minine ve lakinnelmunafine la ya-lemune. Oysa, şeref Allah'ın, peygamberinin ve inananlarındır

Ve iman ettigimiz şey İslam a göre İslam üzre İslam da ise şeref ve izzet müminlerde var.Gerisi malum olur...

YA EYYÜHELLEZİNE EMANÜ LA TETTEHİZÜL KARİFİNE EVLİYAAAA MİN DÜNİL MÜ-MİNİN E TÜRİDÜNE EN TEC ALÜ LİLLAHİ ALEYKÜM SULDANEM MÜBİNA..

-Şu halde, Ey inananlar! Siz inananları bırakıp da kâfirleri dost edinmeyiniz. Münafık olduğunuza dair Allah için aleyhinize açık ve savunulması mümkün olmayan bir delil ve burhan vermenizi ister misiniz? Elbette istemezsiniz değil mi? Halbuki müminleri bırakıp kâfirlerle dostluk yapmak münafıklığın açık bir delilidir..

İşte RAB biz ALLAH müminleri dost edinmeyi istiyor. Hatta dost edinmemeyi münafıklıık sayıyor...

yaaa eyyühellezine amenü LA TETTEHİZZÜ EBAAAA İKÜM VE İHVENİKÜM EVLİYAAA E İNİSTE HABBÜL KÜFRA ALAL İMAN..ve mey yetevel lehüm MİNKÜM FE ULAAAA İKE HÜMÜZ ZALİMÜN....

Ey iman edenler! Eger küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarinizi ve kardeslerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onlari dost edinirse, iste onlar zalimlerin kendileridir.

yaaa eyyühellezine amenü LA TETTEHİZZÜ EBAAAA İKÜM VE İHVENİKÜM EVLİYAAA E İNİSTE HABBÜL KÜFRA ALAL İMAN..ve mey yetevel lehüm MİNKÜM FE ULAAAA İKE HÜMÜZ ZALİMÜN....

Ey iman edenler! Eger küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarinizi ve kardeslerinizi (bile) veli edinmeyin. Sizden kim onlari dost edinirse, iste onlar zalimlerin kendileridir.

Eger baban olsa Kafir i dost edinme bakınız kafir keferiyi edinme buyurdu müminleri degil eger edinirseniz işte onlar size fayda vermezler.Mesele burda..

Damga 6

Bakara 48 Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz..

kimse kimsenin yükünü çekmez.. fatir 18

ogün herkes kendi derdine düşer.. abese37

Evet ne demek bu ?sen namaz kılmazsan benmi çekecem o cezanı sen oruc tutmazsan benmi cekecem o cezanı demek... ALLAH affeder canım deyipte şeytan ın ayırt etmesine ve sizi ibadetlerden alıkoymasına aldanmayın demek..Buna aldanıpta orda bana ibadet verirler yırtarım pacamı demek degil ALLAH ın rahmetine güvenme neden güvenme şundan dolayı sen herşeyi al safsataya dinleme laf kelam sonra bana ALLAH rahmet eder de yat gir günaha olmaz böyle şey.ALLAH ın rahmetine dem vurmak degil yazdıgım ALLAH ın rahmeti geniştir boldur lafımız yok ama emirlerini yapmayanda bi ton ayet var.Malum büsürü ayetler var.Yazsam sayfaya sıgmaz e şimdi kalkıpta ALLAH eder deyipte emirleri cignemeyin demektir.Velevki emirleri yapıyorda ALLAH ın affına sıgınıyorsak veya kötülüklerden yüz cevirip ALLAH ve RASÜL üne itaat edeceksek ozaman ALLAH ın af etme vaadi var.Yoksa ben mahserde alırım verirler demek yok bu ayette bunlar anlatılmak isteniyor.Ama köfte nin kıymasına taş koymıyalım!!!ALLAH ın merhameti sınırsızdır.ama sınır yok diyede emirlerden yüz cevirmek olmaz bu anlatılıyor ne alakası var.Şefaat edilmemekle...

Damga 7

Enam 70 Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felakete duçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. İnkar ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

Burda delil diye yazdıgınız ayet te aynı digerleri gibi evvela üstüne basa basa şunu izah edeyim sonkez izah edeyim..leyse leha min dunillahi veliyyüv ve la şefi...Sizin burda mavi yazı ile belirtmek istediginiz ayet onefis için ALLAH tan başka dost yoktur kısaca hiçbişeyi yoktur.Peki burda kasıt edilen şey eger müminlerse hani onların birbirine karşı ve RAB lerine karşı bi dostluk sorunu varsa nasıl oluyorda onlar cennete giriyor.?bu dogru ise...

Ve-a dellahül mü'minıne vel mü'minati cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve mesakine dayyibeten fı cennati adn ve rızvanüm minallahi ekber zalike hüvel fevzül azim...

Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. tevbe(9/72

Eger iddianız daki kasıt yani ayetteki kasıt Şefaat ehlinden şefaat bekliyenlere bu yollamayı yapıp hayır bu olmıycak asla demekse yani haklı iseniz şefaat istenenler rezil rusva ve cehennemi boyluyacak ve ALLAH tan başka şefaatçi arıyanlar niteligine koydugunz şeyler ordaki kast edilenin putlar degilde şefaat istiyen müminlerin beklentisine cevap veren ayetse bende derimki hanginiz dogrusunuz sizmi ALLAH mı? bune çelişki eger o ayetler müminlerin şefaat beklemesine ise yani siz haklı iseniz yukarda ki ayet ne anlatıyor.Kim yalancı??ama yok siz haksızsanız kiii kesinlikle öylesiniz velhasılı kelam o ayetlerin tamamı zaten adi üstünde ALLAH tan başkasını ilah edinenleredir.Bu kadar gafı ben bilmediginizden dolayı yaptıgınıza inanmam...

Kısacası delil dedikleriniz tamamı sizin yanılgınız olmuş oluyor.Sizler hadis kabul etmediginiz için 100 lerce hadis ide yazmıyorumki sizin cevap verme durumunuz hepten biterdi zaten onun için hadis kabul edilmiyor.Delil olmuyor, olsa, iddialarinizi tamamem çüretecekti e kimse bindigi dalı kesmez...

Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak ..Evet aslen ne denmek isteniyor.Onlara KURAN la ögüt ver almadılarsa o ögütü onları bırak onlara bizaman tayin ettim ve büyük bi azaba düşecekler.Kimler tabiki ALLAH ve RASÜL üne itaat etmeyinler..Eger başka bi iddia varsa aşagidaki ayetler.Ne

İnnemel mü-minunellezine emenu billahi ve rasulihı sümme lem yertabu ve cahedu bi emvalihim ve enfüsihim fi sebilillah ülaaaa ike hümüs sadigun ....Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü'ne iman ettiler, sonra hiç bir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir. (Hucurat Suresi, 15

Ve ma kane li mü-miniv ve la mü-minetin iza gadallahü ve rasulühü emran ey yekune lehümül yeratü min emrihim ve mey ya-sillahe ve rasulehü fe gad zalle zalalem mübina ...Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü'min bir erkek ve mü'min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır. (Ahzab Suresi, 36

Herne kadarda onun hadisleri degişik bahanelerle kaale alınmasada ALLAH bütün müminlere farz kıldı ona itaati,yok efendim uydurma dolu yok efendim KURAN var gerek yok yok bilmem ne gibi büsürü uyduruk bahanelerle hadisleri red ediyorsunuz tabi yukarda neden red ettiginizi dedim, kimse bindigi dlaı kesmez..ALLAH firavun un nemrut un sözlerini bile bu zamana taşıdı ama gel görki millet in derdine bak neymiş hadisler uydurma doluymuş uyduruk olmayan kalmadı ALLAH ım senin dostun sevgilin,Rahmet ellil alemin dedigin bi insanın sözlerini nereye attın bulamıyanlar varmış neden bulamazlar acaba ...

Ve eullahe ve eur rasule vahzeru fe in tevelleytüm fa-lemu ennema ala rasulinel belağul mübin ....Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir. (Maide Suresi, 92

gul in küntüm tühibbünellahe fettebiuni yuhbibkümüllahü ve yağfir leküm zünubeküm* vallahü ğafurur rahim ...De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Al-i İmran Suresi, 31)

İste iman ehli olanların yapması gerekenler ve olmıyanların yaptıklarının ibretlik portreleri..bu ayetlerin üzerine başka söz düşmez kimler nerde nasıl yanılıyorsa dikkat etsin sonra onlarda dalalete düşmesinler..

Nerde damgamız heh burdaymış 8

Melekleri gördükleri gün işte o gün suçlulara müjde yoktur." (Furkan, 25/22) melekler görünüp olaylar başlayınca o gün günahkarlar için bir müjdeye imkan kalmaz.Nasıl kalsınki artık herşey bitmiştir.Bu ayette şefaat le alakalı delil olmuş suçluya müjde yok sopa varmış bakalım bi...

Bunun başka izahimi var ALLAH ım dogruyu gördüm benim canımı alma ben ne dedinse yapayım diycek ALLAH ta tamam ozaman sen gitmi diycek?burda ne var onlar gayba iman ederler.Oysa Bunlar görünce iman etmek istemişlerdi ve RAB bimiz firavun lanetlenmişinede (şimdimi oysa sen daha önce bozgunlucuk ediyordun buyurmuştu)Acık ve net kime hitap edildigi iyi anlamak lazım kime ne hitap olunmuş,ben ortaya bi laf atsam ve sorsam gelin ne manasındadır.Ne dersiniz?en az iki manadadır degilmi?mesela damat ın muhatabı olan gelinmi yoksa bi olaydan sonra birilerini cagırmak için gelinmi?ikisi cok farklı ama kelime aynı degilmi arkadaşlar.İşta bu ayetlerde bunun gibi.. Fakat burada şefaatin kabul olunmaması özellikle kafirler hakkındadır. Ve hitap küfürde ısrar edenlere mahsustur. Zira israiloğulları kendilerinin babaları ve dedeleri olan peygamberlerin her halde kendilerine şefaat edeceklerine inanıyorlardı. Bu ayet, bunu reddediyor. Yoksa diğer ayetler gelecektir ve hadisler de vardır ki, tabi sizler hadislere dayanmadıgınız için burayı es gecersiniz:) ALLAH ın izniyle yine şefaat olur. Yasaklanmış olan şefaat herkesin kendiliğinden ve ALLAH ın iznine bağlanmadan yapılacağı düşünülen şefaatlerdir. Şu halde kendiliklerinden şefaat edebilirler zanniyle peygamberlere ve velilere tapılmamalı, ancak ALLAH a ibadet etmelidir ki, o istediğine her istediği zaman şefaat ettirir.

Yevmeizil la tenfeuş şefaatü illa men ezine lehür rahmanü ve radıye lehu kavla ....

O gün, RAHMAN olan ALLAH ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz..taha 109

Ama fikirleriniz in bir oldugu insanlar.Ve sizin dayandıgınız Kemal Acar gibi Yasar nuri Öztürk gibi insanlar derki,Bu ayet böyle degildir.bu ayeti kırpmış degişmişler.Pehi nasıl yapmışlar.Aynen şöyle yapmışlar.(O gün, Rahman’ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasına şefaat fayda vermez)..miş Yani ALLAH kimden hoşlandıysa ona şefaat edecekmiş kendisi edecekmiş bi başkasi bi başkasına etmiycekmiş..Yani ayetin aslı böylemişte tefsirciler cevirmişler çevirmişler sonrada başkasına şefaat etmezi başkasının şefaati fayda etmez yapmışlar.Aslında öyle degilmiş.Zaten kimse yogurdum ekşi demez hani derlerya kabahat bilezik olsa kimse koluna diye ama birilerinin yogurdu ekşimesi lazım ve birine bu kabahatini ister altın ister teneke giydirmek lazım ki ortada kalırsa cok kişi takmak zorunda kalır.. Madem o ayet yanlış çarpıtıldı bütün müfessirler kıvırdı yanlış yazdı cizdi peki bu ayetler.

 

Ya-lemü ma beyne eydihim ve ma halfehüm ve la yeşfeune illa li menirteda ve hüm min haşyetihı müşfikun

21/28- O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir; onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.

Evvela şunu belirtiyim bu ayet in geçtigi süre ne incedir ki tamda ehlinin muhatabının ismi olan ENBİYA süresi olması ne gariptir.Tamda yerinde zikir edilmiş bi ayet aslında anlayana bu incelik bile yeter.kısaca MEVLA TEALA buyurmuş oluyorki bakın ben burda bunu zikr ettim sizde anlayın bu tam isabet oldu ALLAH nereye ne yazmış ne koymuşsa elbette hepsi isabetlidir.Ama bu başka bi msj veriyor.Şefaat yok diyenlere sanki alın size var dercesine şimdi ilk ayet yani bakara

 

Göklerde nice melekler vardirki ALLAH dileyecegi ve razı olacagı kimseler için izin vermedikçe onların şefaati hiçbirşeye yaramaz

Peki bu nedemek oluyor.ALLAH dilemedikçe onların şefaati hiçbirşeye yaramaz hadi minare benden kılıfı sizden..

 

Peki sizin kitaplarinina müracaat ettiginiz malum insanlar ne diyor.. Bu ayetteki izin meseleside maalesef çarpıtılarak ‘’ bakın Allahın izni olmadan kimse şefaat edemez'’ geçiyor, demekki Allahın izin verdikleri kimseler şefaat edecekler diye insanları saptırıyorlar.Ve devam ediyor Allah’ın izniyle’ tabiriyle Allah’ın otoritesinin sınırsızlığı ve bütün inisiyatifin Allah’ın elinde olduğu vurgulanmak suretiyle konuya farklı bir uslubla, anlatım tekniğiyle açıklık getirilmektedir.Bundan böyle sana Kur’ân’ı okutacağız da unutmayacaksın.
Yalnız ALLAH’
ın diledigi başkadır.
. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de. (A’la suresi 6-7. ayetler)

Görüldüğü gibi ‘Allah’ın dilediği başka’ ifadesiyle yine Allah’ın mutlak inisiyatif sahibi olduğu vurgulanmaktadır. Yani bir kul unutmamaya ne kadar gayret etse de Allah dilerse unutabilir. Kainatta olup biten herşey Allah’ın onayını aldıktan sonra cereyan etmektedir.

 

Diyor, Bizde limon sıkıyoruz Peki madem çarpıtılıyor.Ne diye ALLAH cc kesip atmıyor hayır kimse şefaat edemez ben hiçbirine müsade etmiyecegim demiyor?Sen ben anlaşamadık bu konuda e bunu bilen ALLAH neden kesip atmamış ta büsürü insan itirazda öyle ya içki kesin haram,kan,zina,kumar,şirk.gibileri acık ve net haramda ALLAH cc.böyle kendisine acık muhalefet edilecek olayı ve bu denli önemli bi olayı ki en ufak bi algılama küfre sokacakken bi insanı neden acık nt içki gibi zina gibi atmamiş üstelik sizin iddianıza göre şefaat edecek olanlar naneyi yemiş onlara yardımcı yok e niye acık bi beyanla yasak yok? neden yasak etmemiş Demekki misal ini verdigim gelin kelimesi, kadar anlarsak bu işi olacak bişeyler.Neydi o şefaat edemezler.Evet ama kimler?İlah diye taptıklarınız yoksa ALLAH u teala ne diye iki ayeti bi çelişkili vahy etsin? İkiside aynı manada ise yalanlamış çekişkiye düşmüş olmazmı?kesinlikle olur.Ama ifade'de başka şefaat yok kime yok Taptıklarınıza onlar şefaat edemezler . ALLAH ın diledigi müstesna ise demekki Gelin in ikinci anlayış tarzı cıktı nedir o evet ALLAH razı olduguna eger şefaat ettirecek demek manası yoksa iki ayet ve ikiside birbirine zıt ozaman KURAN da hata olur.Ama asla olmıyacagına göre demekki şefaat edemezler fayda veremezler ayetlerinin muhatabı olanlar ALLAH tan gayrisini İlah kabul edenlerin ve kabul ettikleri İlahları şefaat edemez izahıdır. Gayette mantıgın kabul ettigi anlayış budur zaten etmeside anlamsız olurdu.Zira şirk kabul edilcek amel degilki şirk edilene şefaat verilsin...işte kaynak larınız tek tek dökülüyor.Aklı selim düşünüp yazamıyorlar.Allah’ın izniyle’ tabiriyle Allah’ın otoritesinin sınırsızlığı ve bütün inisiyatifin Allah’ın elinde olduğu vurgulanmak suretiyle konuya farklı bir uslubla, anlatım tekniğiyle açıklık getirilmektedir.. bizde kendisine limon u veriyorzki ee artık elimiz yoruldu.Bak şimdi olaya bakın sanki ona şefaat talep edenler otoritenin başkalarında oldugunu demiş gibi cevap veriyor.Kim ALLAH ın oterisini sınırladiki ne alaka yoruma bak dondurma kaymak ye bazı bazı..Görüldüğü gibi ‘Allah’ın dilediği başka’ ifadesiyle yine Allah’ın mutlak inisiyatif sahibi olduğu vurgulanmaktadır. Yani bir kul unutmamaya ne kadar gayret etse de Allah dilerse unutabilir. Kainatta olup biten herşey Allah’ın onayını aldıktan sonra cereyan etmektedir.Yani ALLAH ın izniyle iberesini ALLAH ın inisiyetifi diyor.Bak işte geldinizmi sözüme ALLAH otoritesini nasıl uyguluyormuş diledigine vererek yoksa otoritesi varken yanınna ne diye iznim ibaresini koysun ne anlarız burdan hee izni varsa verecektir.Yoksa neden izmin buyursunki ne anlamsız olur demi bak ben bunu düşünememiştim ama bu şekilde daha iyi oldu. İşte ALLAH otoritesini izni ile bir anınca anlaki o otorite den birilerine bi izin verecek bak bu daha yakıştı .Yani kul unutur ALLAH unutmaz kuluna dilegi gibi unutmayı verir dilegi gibi unutmayı ondan alır.Tıpkı şefaati dileyip otoritesinden verir dilerse alır..

 

Okuduugunuz gibi iddialarınız fıs cıktılar ben diyorum gelin bu yanlıştan dönün iyi niyetle olan arkadşlar var onları kandırıyor bu adamlar.Ama beni dinlemiyorsunuzki bunda ayet ve izahlari mantıksal işler boş degil helede hadis şerifler onlar hepsini izah a yetiyor.Ama işbaşındakiler iyi biliyor işi hadis olursa herşey biter onun için uyanıklar güya uyanıklar uyduruk kaydırıkderler gecerler..neyse bugunlük bukadar..

 

 

 

 

Yukarı dön Göster ihvan_enes's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ihvan_enes
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

selam

Bu konularda pek çok kavram birbirine karışıyor sn. enes
daha kısa ve öz yazın bence. Ahirette kulun kula şefaati diye bir kavram
hocanın talebeleri arasında iltimas geçmesine benziyor.

Allah bundan münezzehtir.

Yazdıklarınızdanda kafama yatan şu anda ihvan enesin bu yazısıyla
kendince bana şefaat etmeye çalıştığıdır. Öyleleri vardırki bıraktıkları
kitaplar belki söylentilerle bile kıyamete kadar şefaat etmeye devam
edeceklerdir.

"Harabat ehline hor bakma sakın
hazineye malik viraneler var"

işte kimin söylediğini bile bilmiyorum. ama hoş duygular uyandırmayan
acaip birini gördüğümde aklıma geliyorsa bu dizeler ve kendimi hemen
toparlıyorsam bunu söyleyen bilsemde bilmesemde bana şefaat ediyor. O
zaman yarabbi diyerek istesemde istemesemde bende ona cennet
diliyorum.

Eğer şefaatten anladığın buysa bu sitede bu şekliyle çok yazı var ve
buradaki herkes birbirine şefaat etmeye çırpınıyor. yazılarıının aralarında
neredeyse seninde millete şefaat etmek için bir dövmediğin kalıyor.

yok söylediğin bilmem hangi abid gördüğün kulun sana bir bakışıyla
cennet vaadine kapılmaksa, tarkan konserlerinde sanatçıya dokunarak
heyecan duymaktan başka nasıl bir umut besliyorsa kişiler yukarda
bahsettiklerimde onlardan farklı değiller. Tecrübemle sabittirki bu
sitelerde dolaşanlar bu tip söylencelere itibar etmezler.

ez cümle bunlardan başka değinilmemiş kurandan anlayamadığımız
başka bir açıklama bir sözünüz varsa bu konuda; klavyenizi öper koyarız
başımıza kendi adıma..

kalın sağlıcakla...
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
onyedi
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2006
Yer: Scotland
Gönderilenler: 28
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı onyedi

taha 109 ve sebe 23 de

aynen şöle der

sevgili enes

ogün rabbinin izinverdiğinden BAŞKASINA şefaat fayda vermez.

ogün rabbinin izin verdiğinden ve sözünden hoşnut olduğundan BAŞKASINA şefaat fayda vermez ...

yani allahın sözünden hoşnut olduğu kimdir tabiki tevhid diyen şirkten uzak olan mümindir.allahın şefaati ayrdımdır rahmettir.

yoksa allah kime şefaat/aracılık edicek başka tanırmı var.

burada kastedilen allahın rahmeti.zaten ayetin devamında derlerki rabbimizin söz hakmış...

yani rahmeti hakmış ve bize onu verdi.

bugün kü gelenekciler şeaaft bekleyen zavallılar bu ayetteki başkasına kısmını BAŞKASININ şefaati fayda vermez olarak çevirir.

sen ihvan enes beni sitenden kovdun adam gibi konuşup tartışmak varken gelmiş burda ahkam kesiyorsun burası senin siten değil senin istendeki gibi şirke bulaşmış beyni yıkanmış insanlar yok.

bence boşuna debelenme allah kalbini mühürlemesin.

peygamber bile diyor benden şefaat beklemeyin diye Allahın rahmeti olmasa ben bile cennete giremem diye siz kim oluoysunuz da Allahın rahmetinden başka gidip şefaat bekliyosunuz.ne o imanınıza güvenmiyomusunz hani siz ermiştiniz büyük alimdiniz.geylaniler mahmutlar saidler..

bence ayetleri çarpıtma daha önce sitende bodom ncikle katıldım ama sırf siten elden gidecek diye allahın ayetini sattın doğrsu söyleyeni kovdun yani beni

gerekcende ben doğruyu söylüyorum ve sende geceni gündüzünü bu steye vermişisnde benim gibler bozamaz diye belirttin

neyse

verdiğim ayetlere bak dilersen açıklamada yaparım ama sitede zaten şefatle ilgil yazıyı tam okumadığın belli.

sen şefaat beklemeye devam et sarık cübbe giy sakal bırak da peygamber sana şefaat etsin diye bekle

acaba resul kurana sarılın cennete mi gidin demiş yoksa sakala bırakın ayrılık cıkarın da şefaat edeiyim mi demiş

bence bırak bu alim ulema evliya takımınıda kurana dön

esed,ikbal,teymiyye,hamidullah,zemahşeri,,el kudsi,bayındır hoca,ve nicelereini okuda en azındna biraz anlayabil.

 

selametle/inş. tahmin ettiğim enessin. ihvan forum enes sensin sanırım.

 



__________________
Kur'anı anlamada çok ciddi problemlerimiz var!!!
Yukarı dön Göster onyedi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: onyedi
 
onyedi
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2006
Yer: Scotland
Gönderilenler: 28
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı onyedi

diğer yandan  verdiğin melekler şefaati ayetelri bi kere tamamen çuvallamışsın

ya kardeşim ahiretteki şefaat ile dünyadaki şefaati ne karıştırıyosun

yazptığın açıklma boşa yorulmuşsun kardeş bence bşuna debelenme

dünayhi şefaat/rahmet olmuştur mesela bdirde allahın melekelr yardımı bir şefaattir /rahmettir

bence sen

git ilk önce şefaatle iligi ayetelri dünlaık ve ahitrette olarka ayır.

allah hairette şefaatin / rahmetin kendisiini olucağını sölüyor dünyalık şefaat ise söledir

resul zaten dünyadayken bize şefaat etti ama nasıl

biz seni alemlere rahmet olrak gödnerdik

o zaten bise yaşayışısyla rahmet etti şefaat etti

bence sen ahirette şefaati ile dünyalığı ayır kardeş

iyi bi çalışma yap böle boşa debelenme yazıklarında boşa yorulmuşsun

hiç bi ilmi yanı yok

selametle

 

 



__________________
Kur'anı anlamada çok ciddi problemlerimiz var!!!
Yukarı dön Göster onyedi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: onyedi
 
onyedi
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2006
Yer: Scotland
Gönderilenler: 28
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı onyedi

Bakara 48 Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz

Enam 70 Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak! Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin felakete duçar olmaması için Kur'an ile nasihat et. O nefis için Allah'tan başka ne dost vardır, ne de şefaatçı. O, bütün varını fidye olarak verse, yine de ondan kabul edilmez. Onlar kazandıkları (günahlar) yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir. İnkar ettiklerinden dolayı onlar için kaynar sudan ibaret bir içecek ve elem verici bir azap vardır.

Enam 51 Rab’lerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları (vahy) ile uyar ki onların Allah’tan başka velileri ve şefaatçıları yoktur. Umulur ki korunurlar.

Bakara 123 Ve bir günden sakının ki, o günde hiç kimse başkası namına bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye şefaat fayda vermez. Onlar hiçbir yardım da görmezler

Secde 4 Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri altı günde (devirde) yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. O'ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçınız vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?

Bu ayetlerde görüldüğü gibi hesap gününde Alllahtan c.c. başkasının kesinlikle şefaat etme yetkisi yok.sadece ve sadece Allah şefaat edecek.Allahın kitabında kesinlikle çelişki olmadığına göre izin verilenlerle ilgili ayetleri nasıl anlamamız gerekir?

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için dünya hayatından birçok kez tanık olduğumuz bir örnek verelim.Günümüzdeki mevcut yasalara göre de nitekim zaman zaman af (şefaaat) izni çıkmaktadır.Siyasi otorite mecliste bu konuyu tartışarak kimlerin bu af izniniden istifade edip yararlanabileceğini belirler.
Bu af yasasından yaralanabilecekler için,bu izin ne anlama gelir ??
Ey ahmet sana af izni çıktı, hadi git bu izinle istediğin kişileri hapisten çıkar anlamına mı, yoksa sen bu izinden yararlanıp hapsiten kurtuldun anlamına mı

Eğer aksi olsaydı bu adaletsizlik olmazmıydı. Elbetteki evet.İnsanlar bile bu adalete riayet ederken, adillerin en adili olan Subhanallahi ve teala böyle bir adaletsizlikte bulunabilrmi?

Düz mantıkla bile düşündüğümüzde, hesap gününde Allahtan başkasına şefaat yetkisinin verildiğini kabul edecek olursak, bir insan peygamber olsa dahi milyarlarca insanın dünya hayatında saniye saniye ne kadar iyilik ne kadar kötülük yaptığını neye göre ve nasıl bilecek, bu insanların hatalarını günahlarını hangi güçle ayırd edip kimlerin bağışlanmayı hak etiğini belirleyecek.Böyle bir güç Allahtan başka kimde olabilir?
Kaldıki Subhanallahi ve teala peygamberlerinde diğer insanlar gibi hesap vereceğini buyurduğu halde


Araf 6- Kendilerine peygamber gönderilmis olanlara soracagiz, GÖNDERİLEN PEYGAMBERLEREDE KESİNLİKLE SORACAĞIZ

Peygamberin şefaatini umanlar kesinlikle büyük bir pişmanlıkla aldanacaklardır.Zira bu kişiler için peygamber şefaatçi değil şikayetçi olacaktır

Furkan 30 Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler.

Eğer Allah kendisinden başkalarına şefaat etme yetkisi verecekse kim bunlar niye tek bir ayette bile bir açıklama yok.Yoksa Allah bizlere hesap gününüde sürpriz yapıp, bakın işte bunlar size dünya hayatınızda iken ismini bildirmediğim şefaatçileriniz mi diyecek.

Zümer 43 Yoksa onlar Allah'ın yanısıra şefaatçılar mı edindiler? De ki: Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi

Zümer 44 De ki: şefaatin tamamı Allaha aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz

Subhanallahi ve teala hem şefaatin tamamının kendine ait olduğunu söyleyecek, sonrada bunu başkalarıyla paylaşacak. Allah çelişkili konuşur mu ?

Enam 94 Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir.

Araf 53 (Fakat onlar), Onun tevilinden başka bir şey beklemiyorlar. Tevili geldiği (haber verdiği şeyler ortaya çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler. Şimdi bizim şefaatçılarımız var mı ki bize şefaat etsinler veya (dünyaya) geri döndürülmemiz mümkün mü ki, yapmış olduğumuz amellerden başkasını yapalım? Onlar cidden kendilerine yazık ettiler ve uydurdukları şeyler (putlar) da kendilerinden kaybolup gitti.

Yasin 23 "O'ndan başka tanrılar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların şefaati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar

Rum 13 (Allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkar edeceklerdir.

Yunus 18 Onlar Allah'ın yanısıra kendilerine ne zarar ne de fayda verebileceklere kulluk ederler ve: Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, derler. De ki: "Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Haşa! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir."


Bu ayetlerde Allahın yanısıra şefaatçi edinen müşrikler ağır bir şekilde itham ediliyor.Pe ki ya bizler Allahın izin verdikleri şefaat edebilirler diye inanırsak ne farkmız kalır onlardan.Müşrikler şefaatçi seçiminde hata ettiler putları şefaatçi kıldılar bizler ise peygamberleri ve salih kulları seçiyoruz mu diyeğiz.Sonuç itibarıyla müşriklerin putları, salih kabul ettikleri kişilerin temsilleri değilmi


Enbiya 51- And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik . Biz onu biliyorduk.
Enbiya 52- O zaman o, babasına ve kavmine: "Bu saygı (akifun) duyduğunuz temsiller (temasilu) nedir?" demişti


Gelelim Allahin izin verdileri ile ilgili ayetlere

Günümüzdeki meal yazarlarının büyük çoğunluğu sünni dinine sahip oldukları için, şefaatle ilgili ayetleri bu inanca göre göre aynen yahudiler gibi çarpıtmışlardır.Malum sünni dininde peygamberlerin, alimlerin,şehitlerin
şefaat etme yetkisi vardır.Bu inancın kaynağıda tabiki hadislerdir.

Sebe 23 Allah'ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez. Nihayet onların yüreklerinden korku giderilince: Rabbiniz ne buyurdu? derler. Onlar da: Hak olanı buyurdu, derler. O, yücedir, büyüktür. (şaban piriş)

Şimdide aslına sadık olarak ayeti yazalım

Vela tenfauşşefaatu indehu
Onun katında şefaat fayda vermez

İlla limen ezine lehu
Ancak onun izin verdiklerine (fayda verir)

Hatta iza fuzzia an gulubihim galu maza gale rabbukum.Galul haggu, ve huvel aliyyul kebir

Nihayet kalplerinden o dehşet giderilince rabbiniz ne dedi (diye soralar) gerçeği derler ve o yücedir büyüktür



Aradaki korkunç farkı anlayabildiniz mi ? Bakınız bir kaç harf değişikliği ve anlam tamamen şirk dininne göre uyarlanabiliyor. İlkinde Allahın bazi kişilere şefaat yetkisi vereceği anlaşılırken, diğerinde, Allahın izin verdileri kişilerin Allahın şefaatinden yaralanabilecekleri gayet net anlaşılıyor.
Şefaatle ilgili çarpıtılan diğer ayetler

============================================================ ===================



Meryem 87- (O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.(buda elmalıdan )

Doğrusu

La yemlikuneşşefaate
Şefaate sahip olmazlar

İlla menittehaze indehurrahmani ahdaa
Ancak rahmanın katında söz almış kimseler (şefaate sahip olabilir )

Meryem 87 O gün Rahman 'ın nezdinde söz alandan başkaları şefaata sahip olmayacaktır
============================================================ ===================



Taha 109- O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez. (Elmalı)


Doğrusu
Yevme izin la tenfauşşefaatu
O gün şefaat fayda vermez

İlla men ezine lehurrahmanu ve radıye lehu gavle
Ancak rahmanın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimselere ( şefaat fayda verir )

Taha 109 O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasına şefaat fayda vermez.

============================================================ ===================




Zuhruf 86- Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir.(Elmalı)

Doğrusu

La yemlikunellezine yed,une min dunihişşefaate
Ondan başkasına yalvaranlar şefaate sahip olamazlar

İlla men şehide bil haggı vehum ya,lemun
Ancak bilerek gerçeğe şahitlik edenler (şefaate sahip olabilir)


Zuhruf 86 Allah'tan başkasına yalvaranlar, şefaate sahip olamazlar.Ancak bilerek hakka şahitlik edenler müstesna

Allahtan başkasına yalvaranlar niçin şefaate sahip olamazlar.Çünkü Allahtn başkasına bu anlamda yalvarmak şirktir ve müşriklerede Allahın şefaati (bağışlaması) yok. Hakikate şahitlik edenler yani Allahın şefaatine sahip olacak kimseler ise kurana teslim olan insanlardır



ayette '' la yeşfeu'' ( bakınız bakara 255) şefaat edemezler diye bir ibare yok.Elmalı ne hikmetse?? mülk kökünden gelen yemliku kelimesini şefaat etmek olarak çevirmiş.

Şefaat etmek, ile şafaate sahip olmak tamamen farklı şeyler

Konunun başında belirtiğimi gibi,Allahu Teala hesap gününde, hesaptan sonra bağışlanmayı hak edenler için şefaat (af) izni çıkartacak. İşte bu şefaaat izniniden istifade edecekler, dünya hayatında iken Allahtan başkasına yalvarmayanlar,Allahın kitabına şahitlik edenler (zuhruf 86) Allahı razı edecek sözlerde ve amellerde bulunanlar (taha 109) Allah tealanın şefaat iznine layık olup günahları bağışlanarak cehenneme girmekten kurtulacaklar.



Bakara 255- Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. O daima diridir (hayydır), bütün varlığın idaresini yürüten (kayyum)dir. O'nu ne gaflet basar, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir? O, kullarının önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O'nun kürsisi, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Onların her ikisini de görüp gözetmek O'na bir ağırlık vermez. O çok yücedir, çok büyüktür.


Bu ayetteki izin meseleside maalesef çarpıtılarak '' bakın Allahın izni olmadan kimse şefaat edemez'' geçiyor, demekki Allahın izin verdikleri kimseler şefaat edecekler diye insanları saptırıyorlar. Peki ya bir önceki ayeti nereye koyacağız

254- Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.
bakara 255 teki izin ne anlama gelir

Allah’ın izniyle’ tabiriyle Allah’ın otoritesinin sınırsızlığı ve bütün inisiyatifin Allah’ın elinde olduğu vurgulanmak suretiyle konuya farklı bir uslubla, anlatım tekniğiyle açıklık getirilmektedir
Bu ifade şekli Kuran’ın anlatım tekniklerinden biridir. Bu konuda şu ayet de örnek verilebilir:

Bundan böyle sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın.
Yalnız ALLAH'IN DİLEDİĞİ BAŞKADIR. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de. (A’la suresi 6-7. ayetler)

Görüldüğü gibi ‘Allah’ın dilediği başka’ ifadesiyle yine Allah’ın mutlak inisiyatif sahibi olduğu vurgulanmaktadır. Yani bir kul unutmamaya ne kadar gayret etse de Allah dilerse unutabilir. Kainatta olup biten herşey Allah’ın onayını aldıktan sonra cereyan etmektedir.
‘Hiçbir yaprak O’nun izni olmaksızın düşmez’ ayetini hatırlayalım.

Demek ki bu ‘Allah’ın diledikleri hariç’ kalıbı Peygamberimizin bazı ayetleri unuttuğu anlamına gelmemektedir. Allah dilerse unutabilirdi. ‘Allah unutmasını dilemiştir’ şeklinde bir beyan mevcut değildir.

Tıpkı bunun gibi ‘Allah’ın izni olmadan kimse şefaat edemez.’ cümlesinden Allah’ın birilerine şefaat için izin vereceği anlamına gelmez. Yani kısaca Allah bu ayette müşriklere meydan okuyarak şu mesajı vermektdir

Siz ey müşrikler; birilerinin Allah katında şefaatçi olacağına inanıyorsunuz.Peki benim iznim olmadan bunlar nasıl şefat edecek


Necm 26 Göklerde nice melek var ki onların şefaatleri, dilediği ve hoşnut olduğu kimse için Allah'ın izin vermesi dışında, bir işe yaramaz

Peki bu ayeti nasıl anlamamız gerekir ?
Dikkat edilirse ayette hesap gününe dair hiç bir vurgu yoktur.Allahtan başkasının şefaatinin olmadığını bildiren ayetler de ise sürekli hesap gününe vurgu vardır.Bu vurgu çok önemli bir ayrışımdır. O takdirde meleklerin şefaatinin dünya hayatında olduğunu kuranın bütünlüğünde anlayabilriz.Evet meleklerin şefaati dünya hayatında vardır.

İlgili ayetler
Enfal 9- O vakit siz Rabbinizden yardim diliyordunuz. O da: "Ben iste ardarda bin melekle size yardım ediyorum" diye duanizi kabul buyurmustu.

Enfal 10- Bunu da Allah size sirf bir müjde olsun ve bununla kalbleriniz yatissin diye yapmisti. Yoksa zafer ancak Allah katindandir. Gerçekten Allah mutlak galiptir ve hikmet sahibidir.

Enfal 11- O sirada size, yine katından bir güven ve esenlik olmak üzere bir uyku sardırıyordu, sizi temizlemek, seytanin vesvesesini sizden gidermek, yüreklerinize kuvvet vermek ve ayaklarinizi saglam durdurmak için gökten üzerinize yagmur indiriyordu.

Enfal 12- Iste o anda Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu: Ben sizinle beraberim, müminlere sebat verin. Kâfirlerin yüregine korku salacagim, hemen boyunlarinin üstüne vurun, parmaklarına, parmaklarına vurun".

Tevbe 25- Inkâr kabul etmez bir durumdur ki, Allah size birçok yerde yardim etti. Özellikle Huneyn Günü ki, o gün kendi çoklugunuz size güven vermisti de o gün size onun bir faydasi olmamisti. Yeryüzü bütün genisligine ragmen basiniza dar gelmisti. Sonra da bozguna ugrayarak gerisin geri dönüp kaçmaya baslamistiniz.

Tevbe 26- Sonra Allah, Resulünün üzerine ve müminlerin üzerine sekinetini (kalplere huzur veren rahmetini) indirdi ve gözle görmediginiz (melek) orduları indirdi de kendisini tanimayan kâfirleri azaba ugratti. Ve o kâfirlerin cezasi iste budur.

Zaten şefaat kavramı yardım anlamınıda içinde barındırmaktadır.Dolayısıyla dünya hayatında Allahın razı olduğu kimseler için, Allahın izni ile meleklerin şefaati (yardımı) vardır

Hala bu tevhidi konuyu Allah isterse veya Allahın bazı kulllarına ödülünü başka birileri eliyle vermesi ve onları onore etmesi gibi laf oyunları ile sulandırmaya çalışanlara son bir ayet

Zümer 18- O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır.

Zümer 19- Ya üzerine azab kelimesi hak olmuş kimse de mi (böyledir)? Artık o ateşteki kimseyi sen mi kurtaracaksın?



__________________
Kur'anı anlamada çok ciddi problemlerimiz var!!!
Yukarı dön Göster onyedi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: onyedi
 
onyedi
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2006
Yer: Scotland
Gönderilenler: 28
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı onyedi

“O’nun izni olmadan kendisinin katında kim şefaat edebilir?” (2:255)

“O gün Rahmanın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz.” (20:109) Diğer: 21:28, 34:23, 43:86

 

Bu ayetlerden yola çıkarak, yüce Allah’ın bazı kişilere/varlıklara şefaat yetkisi vereceğini düşünenler yanılgıdadırlar. Bunlar Kur’an bütünlüğünü göz önünde bulundurmadan, sadece ayetlerin yalın olarak ne dediğine bakarak, ne demek istediğini kavramadan; ayetlerin yalın kelime anlamlarını esas alarak ve atalar diniyle geleneksel kültürün etkisinde de kalarak şefaat hakkının Allahtan başka varlıklarda da olacağı sonucuna varmaktadırlar. Halbuki varılan netice doğru kabul edildiğinde bu sonuç konuylailgili diğer ayetlerle çelişmektedir. Bu da anlamın doğru verilmediğini göstermektedir.

 

Bakara 255’teki “O’nun izni olmadan kim şefaat edebilir?” ayetinden Allah’ın birilerine şefaat izni vereceği anlamını çıkarmak mümkün değildir. Çünkü bu bir cevap ayetidir.

 

“Kendilerine bir takım şefaatçi uyduranlara karşı, siz bunu nereden uyduruyorsunuz? Sizin için şefaatçi olarak gördüklerinize, şefaat etme hakkını/yetkisini kim verdi? Başka bir ilah daha var da o mu verdi? Bilesiniz ki böyle bir yetkiyi –dilersem- ancak ben veririm. Ben de vermediğime göre, yani bu konuda hiç kimseye yetki/izin vermeyeceğime göre; benim izin vermediklerime kim izin verme gücüne sahiptir ki, siz uydurduğunuz şeylerden şefaat umuyorsunuz. Siz istediğiniz kadar kendinize şefaatçi uydurun. Ben hiç kimsenin size şefaat etmesine izin verecek değilim.”

 

Delil olarak ileri sürülen ilgili ayetlerin Türkçe meallerdeki çevirilerinde bariz hatalar bulunmaktadır. Sözgelimi Taha Suresi 108-109'uncu ayetle Sebe' Suresi 23. ayet mevcut meallerin bir çoğunda şu şekilde anlamlandırılmaktadır:


"O gün kendisinden sapma imkanı olmayan çağırıcıya uyacaklar. Rahman'a karşı sesler kısılmıştır; artık bir hırıltıdan başka bir şey işitmezsin. O gün Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz." (Taha:108-109)


"O'nun katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz." (Sebe:23) (Ali Bulaç Meali)

Ayetleri bu hatalı çevirisiyle okuyan bir kişi kaçınılmaz olarak bu ayetlerden, Yüce Allah'ın hesap gününde birilerine şefaat etme izni vereceği ve sadece bu izin verilen kişilerin şefaatinin bir yarar sağlayacağı sonucunu çıkartabilir.


Halbuki ilgili ayetlerin şu şekilde çevrilmesi gerekmektedir;


"O gün kendisinden sapma imkanı olmayan çağırıcıya uyacaklar. Rahman'a karşı SESLER KISILMIŞTIR; artık bir hırıltıdan başka bir şey işitmezsin. O gün, Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu KİMSEDEN BAŞKASI İÇİN şefaat bir yarar sağlamaz." (Taha 108-109)


"O'nun katında izin verdiklerinden başkası İÇİN şefaat yarar sağlamaz." (Sebe:23)


Dikkat edilirse bu ayetler doğru çevirileriyle ve ilgili bağlam ışığında okunduğunda, hesap gününde verilecek olan 'İZİN'in şefaat etmeyle ilgili değil, bütün Rahman’a karşı tüm seslerin kısılı olduğu bir zamanda söz söyleyebilme/konuşabilme ile ilgili olduğu ve şefaat edenin de izin verilenler değil ALLAH olduğu net bir şekilde anlaşılabilmektedir.

 

Dolayısıyla ilgili ayetlerde kullanılan "izin"in şefaat etmekle ilgili değil, Allah katında "tüm seslerin kisili" olacagi bir günde (20:108-109) konuşabilmek/söz söyleyebilmekle ilgili olduğu tesbitini yapabiliriz. Zira ayetlerin bağlamı bunu açıkça gösterdiği gibi Arapça metinleri gramatik açıdan irdelendiginde de bu husus daha açık bir şekilde anlaşılabilmektedir.


"La tenfa'uşşefaatu illa LImen ezine lehur-rahmanu..." (Taha:109)

 

Ayette kullanilan "LI" edatının (harf-i Cerr) anlamı, içinde kullanıldığı bağlama ve söz dizimine göre farklılıklar göstermektedir. Şöyle ki:


1. "Li" edatı aidiyet belirtecek şekilde kullanılmaktadır. Bu anlam Türkçe'de "-nIn" iyelik ekiyle ya da "bir şey filana aittir" ifadesiyle karşılanmaktadır. Örnek: "Lillahi ma fis-semavati ve ma fi'l-ardi..." = "Göklerde ve yerde olan ALLAH'INDIR/ALLAH'A AİTTİR.


2. "İÇİN" anlamındaki kullanımı. Örnek: "halake LEKUM ma fis-semavati ve ma fi'l-ardi.." = "göklerde ve yerde olan her seyi sizin İÇİN yaratmıştır..."


Taha Suresi:109'da ise "LI" edatı birinci manada değil ikinci anlamda kullanılmaktadır. Zira ayetin bağlamı ve söz dizimi açısından birinci anlam mümkün değildir. Buna göre ayetteki
"La tenfa'uşşefaatu illa LImen ezine lehur-rahmanu..." ifadesinin motamot anlamı şu şekildedir:

 

"Şefaat fayda sağlamayacaktır, kendisine izin verilenden başkasına/başkası İÇİN..."

 

‚Allah’ın izniyle’ ifadesine bir ek:

 

Bundan böyle sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın. Yalnız ALLAH'IN DİLEDİĞİ BAŞKADIR. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de. (A’la suresi 6-7. ayetler)

 

Görüldüğü gibi ‘Allah’ın dilediği başka’ ifadesiyle yine Allah’ın mutlak inisiyatif sahibi olduğu vurgulanmaktadır. Yani bir kul unutmamaya ne kadar gayret etse de Allah dilerse unutabilir. Kainatta olup biten herşey Allah’ın onayını aldıktan sonra cereyan etmektedir.

 

‘Hiçbir yaprak O’nun izni olmaksızın düşmez’ ayetini hatırlayalım.

 

Demek ki bu ‘Allah’ın diledikleri hariç’ kalıbı Peygamberimizin bazı ayetleri unuttuğu anlamına gelmemektedir. Allah dilerse unutabilirdi. ‘Allah unutmasını dilemiştir’ şeklinde bir beyan mevcut değildir.

 

Tıpkı bunun gibi ‘Allah’ın izni olmadan kimse şefaat edemez.’ cümlesinden Allah’ın birilerine şefaat için izin vereceği anlamı zorunlu olarak çıkmaz.

 

Allah’in izniyle ifadesi nasıl anlaşılmalıdır:

 

Mekke’li müsriklere “... (O’nun) izni olmadan katinda(huzurunda) hiçbir kimse sefaât edemez...” (2/255) buyurulan ayette yine sayet şefaât var ise yalnizca Allah’a aittir ve Allah kime izin verirse ancak o yapabilir denilmektedir. Yoksa bu ayetlerde şefaate izin verilecegi beyan edilmemektedir.

 

Ayetler Mekke’lilerin şefaat inancının asılsızlığını vurgulamak için indirilmistir.

 

‚Allah’in izni’ tabiriyle Allah’ın otoritesinin sınırsızlığı ve bütün inisiyatifin Allah’in elinde olduğu vurgulanmak suretiyle konuya farklı bir uslubla, anlatım tekniğiyle açıklık getirilmektedir. Konuyla ilgili bütün ayetler müşriklerin iddialarına cevap olarak gelmiştir.

 

Ahirette Allah’ın şefaati vardır, kulların şefaati yoktur:

 

Şefaat Kuran’da iki anlamda kullanılır:

 

Günahların bağışlanması için birilerinin aracılık yapması ve genel anlamda yardım manasında.

 

Ahirette günahların bağışlanması için kulların (peygamberler, veliler, meleklerin) şefaat etmesi diye bir şey İslam akidesinde mevzubahis degildir.

 

Pratik hayatlarında müslümanların Allah’ın şefaâti (yardımı) konusu üzerinde pek durmadıkları daha çok da Resulullah’ın ve evliyânın yardımı üzerinde durduklarını, dillerinde ve yaşamlarında daha çok bu iki deyim üzerinde durduklarına tanık oluyoruz.

 

Şefaat konusu, Mekke’de Resulullah ile Mekkeliler arasındaki konuşmalarda geçmis ve müşrik Mekkeliler elleriyle yaptıkları putlara neden prestij ettikleri sorulduğunda, Onların şefaâtlari umulur! demişlerdir.

 

Bunun üzerine nazil olduğu belirtilen ayetlerle Allah, şefaât, yani yardım (var ise) bunun yalnız Allah’tan olduğunu belirlemektedir ve bu suretle de Mekkelilerin kuruntularının diğer konularda olduğu gibi sefaât konusunda da kendi kuruntuları olduğunu vurgulamaktadır.

 

Bu ayetlerden birinde: “... İleride gelecek bir günden korkun ki, o günde hiçbir kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz. Hiç bir kimseden sefaât kabul olunmaz ve fidye de alınmaz. Onlara asla yardım yapılmaz. (2/48)

 

Bir diğer ayette de:Ve bir günden sakının ki, o günde kimse, kimseden yana bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye şefaât fayda vermez, onlara hiç bir yardım da gelmez.(2/123).

 

Bu ve benzeri konu ile ilgili ayetlerde açıkça, şefaâtin(var ise) yalnız Allah’tan olabileceği, O’nun dışında hiçbir varlığın buna yetkisi ve imkanı bulunmadığı belirtilmektedir.

 

Meleklerin dünyada şefaati Allah’ın izniyle vardir:

 

Böyle iken dediler ki: «Rahmân çocuk edindi.» Allah bundan münezzehtir. Doğrusu melekler (Allah'ın çocukları değil.) ikram olunmuş kullardır. Onlar Allah'ın sözünün önüne geçmezler, hep O'nun emriyle hareket ederler.

Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler. (Enbiya suresi 26-28)

 

Bu ayetlerde şefaat aracılık anlamında değil yardım anlamındadır ve meleklerin dünyada müminlere mesela savaşlarda (Bedir savaşında olduğu gibi) yardım etmelerini konu edinmektedir.

 

Peki müminlere sefaat yok mudur ?

 

Bu soruyu da Bakara suresi 254. ayet cevaplamaktadir:

 

Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün(AHİRET) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.

 

Hitap iman edenlere !

 

Dolayısıyla şefaâtin bir insan için yalnızca SAHİH İMANI VE SALİH AMELLERİ(yani kendi kendine şefaat/yardım etmesi)  VE ALLAH’IN BAĞIŞLAMASI (Allah’ın şefaatı) şeklinde olacağını kabul etmek zorundayız.

 

Halk arasında kullanılan ıstılahi anlamıyla şefaatin olmadığına hükmedebiliriz.

 

Yani başka kulların bize şefaati yok, Allah’ın şefaati var.

 

Kim olursa olsun kimsenin kimseye torpili olamıyacağını, Allah, Kitabı’nda açık açık buyurmaktadır. Mağfiretinin, bağışlayıcılığının da yalnızca kendini razı edenler için olacağını da buyurmaktadır. Kim O’nu razı etmek için sahih iman sahibi ve salih amel sahibi olursa Allah elbette ki bunlar için bağışlayıcı, merhamet edici (yani sefaât-yardım edici) olacakıir.

 

Bunun dışında Kur’an’da herhangi bir şefaattan bahsedilmemektedir. Halk arasinda geleneksel olarak bilinen sefaâtin Kur’an’da yeri yoktur. Üstelik düsünürseniz Hesab Günü (DİN GÜNÜ)nün tek maliki Allah’tır ve orada Allah’tan başkasının herhangi bir şeyi yoktur. Her şey O’nun olduğuna göre, O’na ait bir şeyi kim, nasıl kime yardım (şefaât) olarak verebilecektir! Orada, O’ndan izinsiz herhangi bir şey olmaz ve olamaz burada olduğu gibi.. 

 

Allah’ın iradesini(verdiği hükmü) kimse değiştiremez:

 

Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın. 17/86

 

Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.

(Resûlüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın! Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz. 39/19-20

 

Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez. Siz farkında olmadan, ansızın başınıza azap gelmezden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur'an'a) tâbi olun. 39/54-55

 

(Resûlüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur. 16/37

 

İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına: "Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. 60/4

__________________
Kur'anı anlamada çok ciddi problemlerimiz var!!!
Yukarı dön Göster onyedi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: onyedi
 
onyedi
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2006
Yer: Scotland
Gönderilenler: 28
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı onyedi

bunları rica edicem sindirerek bi oku

anlayarark ikra bakim kardeş

eğer hala diretirsen

kişi sevdiğiyle beraberdir deyip

ahirette şefaat bekle alimelrden  said nursiden

gelir gelir belki gelir....

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=512&PN=1

bak HANİF de ne güzel yazmış aynısını sağolsun kardeşim benim

hepsini oku

tamam mı canım



__________________
Kur'anı anlamada çok ciddi problemlerimiz var!!!
Yukarı dön Göster onyedi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: onyedi
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Onyedi yazdı:

Düz mantıkla bile düşündüğümüzde, hesap gününde Allahtan başkasına şefaat yetkisinin verildiğini kabul edecek olursak, bir insan peygamber olsa dahi milyarlarca insanın dünya hayatında saniye saniye ne kadar iyilik ne kadar kötülük yaptığını neye göre ve nasıl bilecek, bu insanların hatalarını günahlarını hangi güçle ayırd edip kimlerin bağışlanmayı hak etiğini belirleyecek.Böyle bir güç Allahtan başka kimde olabilir?
Kaldıki Subhanallahi ve teala peygamberlerinde diğer insanlar gibi hesap vereceğini buyurduğu halde


Araf 6- Kendilerine peygamber gönderilmis olanlara soracagiz, GÖNDERİLEN PEYGAMBERLEREDE KESİNLİKLE SORACAĞIZ

Peygamberin şefaatini umanlar kesinlikle büyük bir pişmanlıkla aldanacaklardır.Zira bu kişiler için peygamber şefaatçi değil şikayetçi olacaktır

 Selam kardeş, şu yazdığın yazıları heyecana kapılmadan ve yazdıktan sonra okuyup imla hatalarını düzelterek kaydetsen çok güzel olacak.

  Seni sitesinden kovan o beyni ...rlü adamla da fazla muhatap olma.Onunla ilgili bir ayet var rabbimizin kitabında ve ararsan onu da bulursun vesselam.



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats