HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: kuranda nesh Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hubeyb
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 14 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 58
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hubeyb

selam arkadaşlar
Bakara 106

Önce yapılan tercümeleri veriyorum

Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin? Diyanet İşleri

Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten her şeye güç yetirendir. (106) Ali Bulaç

Biz bir âyeti siler veya unutturursak ondan daha iyisini, ya da benzerini getiririz. Allâh'ın her şeye gücü yeter olduğunu bilmedin mi? Süleyman Ateş

Biz bir âyetden her neyi nesih veya insa edersek ondan daha hayırlısını yahut mislini getiririz, bilmez misin ki Allah her şey'e kadir, daima kadirdir. Elmalılı

Biz neshettiğimiz veya, unutturduğumuz bir ayetin yerine ya ondan daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah’ın her şeye gücünün yettiğini bilmez misin? Şaban Piriş
Yukarıda birkaç mütercim (tercüme eden)den tercümesini verdiğimiz bu ayet, İslam tarihi boyunca en çok tahrif (değiştirilmiş, üzerinde oynanmış) edilmiş ayetlereden birsidir. Bu ayet bahane edilerek Kur’an’ın bazı ayetlerinin hükmü üzerinde oynanmıştır.

Bu ayeti yanlış tercüme ve tefsir edenler, Kur’anda bir NESH varlığından söz ederler.
Nesh kelimesinin manasını ve Kur’an ayetlerini çarpıtmada ki etkisini vermeden meselenin daha iyi anlaşılması için ayetin doğru tercümesini aşağıya alıyorum.

Biz, daha iyisini ve benzerini getirmedikçe bir mesajı/ belgeyi yürürlükten kaldırmaz ve onu unutturmayız. Allah her şeye gücü yetendir.
Yukarıdaki tercümelerde ve İslam dünyasının neredeyse bütün müfessirleri (tefsir edenler) bu ayeti Kur’an’ın içinde “ayet ayetin hükmünü kaldırır” yorumunu yapmışlardır. Yıllarca böyle süregelen bu fikri desteklemek için ayeti tercüme edenler gerçekte ayette olmayan kelimeleri de ayete eklemişlerdir. Mesela; yüz binlerce basılıp dağıtılmış olan Diyanet mealinde “herhangi bir ayetin hükmünü ortadan kaldırırsak” ifadesi geçmekte, buradaki “hüküm” kelimesi tamamen uydurmadır. Ayetin orijinalinde yoktur. Bunu koymalarının sebebi; nesh meselesinin Kur’an’ın içinde olduğu vurgusunu yapmak içindir. Halbuki; Allah, Kur’an ayetlerinden söz ederken sürekli olarak, ayetin çoğulu olan AYAT kelimesini kullanmıştır. Diğer kitaplardan, delil, belge ve mucizeden söz ettiği zaman da AYET kelimesine yer vermiştir.

Nesh: Aslında bu konu tefsir usulü kitaplarında sayfalarca yer tutar. Kabul edenler, kabul etmeyenler, görüşler… Biz burada bir usul bilgisinden çok, pratik olarak nesh nedir? Nesh kullanılarak neler yapılmaya çalışılmıştır, onları anlatmaya çalışacağız inşallah.
Nesh, kelime olarak yürürlükten kaldırmak, geçerliliğini kaybetmek anlamlarını taşır. Bu Kur’an’ın içinde bir ayetin diğer bir ayetle değiştirilmesi veya hükmünün kaldırılması olarak anlaşılmış ve bu anlayışla çok büyük hatalar yapılmıştır. Hataların yanında Kur’an’a da iftiralar atılmıştır.

Nesh bahane edilerek 500’e yakın ayet hükmü üzerinde oynanmış ve büyük tahrifatlar yapılmıştır. Kur’anda zina suçuna recm uygulanmadığı ve zinanın cezası çok açık olduğu halde, hükmü baki metni mensuh (ayet yazılı olarak Kur’anda yok ama hükmü devam ediyor,) bir ayet olduğu iddia edilmiştir. İddia sahiplerine Peki ayet neden Kur’anda yok diye sorulduğunda iddia korkunç; Allah’a, Kur’an’a, Resulüllah’a hakaret ve iftira niteliği taşır. Keçi ayeti yemiş, Hz. Ömer’de: eğer insanlardan çekinmeseydim ezberimdeki o ayeti Kur’ana eklerdim demiş –ki bunu uyduran Hz. Ömer’e de büyük bir iftirada bulunmuştur.(Nasih Mensuh hakkında daha fazla bilgi için; Tefsir Usulü- İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usulü ve Tarihi- Muhsin Demirci)
Gittikçe neshin konusu genişletilmiş ve alabildiğine istismar edilmeye başlanmıştır. Kur’an’dan hoşlarına gitmeyen –görüşlerini desteklemeyen- ayetleri, nasih mensuh usulüne sığınarak hükümlerini geçersiz kılmışlar, Hatta bazı hadisler bazı ayetlerin hükmünü nesh ettiğini iddia ederek, uydurdukları hadisleri, Allah’ın ayetlerinin önüne geçirmeye çalışmışlardır.
Hatta bazı usulcüler şöyle bir sıralama bile yapmışlardır.
1- Ayetin ayeti neshi (hükmünü ortadan kaldırması)
2- Ayetin hadisi neshi
3- Hadisin hadisi neshi
4- Hadisin Ayeti neshi -ki asla böyle bir şey mümkün değildir.- Hiçbir söz Allah’ın sözünün hükmünü ortadan kaldıramaz.

Özet olarak, Kur’anda bahsedilen NESH, Kur’an’daki ayetlerin birbirinin hükmünü kaldırması değil, Kur’an’dan önceki kitapların Tevrat, Zebur ve incilin,Kur’an-ı Kerimin inmesiyle hükümlerinin kaldırılmasıdır. Nitekim Nahl suresinin 101. Ayetinde Cenab-ı Hakk bunu açık olarak ifade buyurmaktadır.
“Biz bir mesajın/belgenin yerini başka bir mesaj/ belge ile değiştirdiğimizde, onlar, Allah’tan indiğini iyi bildikleri halde “sen sadece uyduruyorsun” derler. Hayır/ asla öyle değildir. Ama onların çoğu bilmeyen, anlamayan kimselerdir.”
bu ayet-i kerime çok açık gösteriyor ki; muhatap Ehli Kitaptır. Yoksa sahabenin, Kur’an’a iman eden müminlerin Resulullah Efendimize “sen uyduruyorsun” demeleri mümkün olamaz. Bu ayet tek başına bile Kur’an içinde Neshin olamayacağının ispatıdır.
 
arkdaşlar kanımca nahl suresi ile gerçekten kurandaki neshin ne olduğu anlatılmış yanlışım varsa uyarmanızı dilerim ve ayrıca bu konuyu okur okumaz sizinle paylaşmak ve doğruluğunu sizin gibi bilgili insanlardan doğrulamak için yazdım
saygılarımla

Yukarı dön Göster hubeyb's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hubeyb
 
kamer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kamer

hubeyb Yazdı:
selam arkadaşlar
Özet olarak, Kur’anda bahsedilen NESH, Kur’an’daki ayetlerin birbirinin hükmünü kaldırması değil, Kur’an’dan önceki kitapların Tevrat, Zebur ve incilin,Kur’an-ı Kerimin inmesiyle hükümlerinin kaldırılmasıdır. Nitekim Nahl suresinin 101. Ayetinde Cenab-ı Hakk bunu açık olarak ifade buyurmaktadır.
“Biz bir mesajın/belgenin yerini başka bir mesaj/ belge ile değiştirdiğimizde, onlar, Allah’tan indiğini iyi bildikleri halde “sen sadece uyduruyorsun” derler. Hayır/ asla öyle değildir. Ama onların çoğu bilmeyen, anlamayan kimselerdir.”
bu ayet-i kerime çok açık gösteriyor ki; muhatap Ehli Kitaptır. Yoksa sahabenin, Kur’an’a iman eden müminlerin Resulullah Efendimize “sen uyduruyorsun” demeleri mümkün olamaz. Bu ayet tek başına bile Kur’an içinde Neshin olamayacağının ispatıdır.
 

Aleyküm selam hubeyb!

Emeğine sağlık .

Bakara/85:...Şimdi siz Kitap'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? İçinizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise böyleleri azabın en şiddetlisine itilir. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.

En doğrusunu Allah bilir.



__________________
Kamer/17-22-32-40:Ant olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık.O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
Yukarı dön Göster kamer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kamer
 
safbilgi
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 841
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı safbilgi

hubeyb Yazdı:
selam arkadaşlar
Özet olarak, Kur’anda bahsedilen NESH, Kur’an’daki ayetlerin birbirinin hükmünü kaldırması değil, Kur’an’dan önceki kitapların Tevrat, Zebur ve incilin,Kur’an-ı Kerimin inmesiyle hükümlerinin kaldırılmasıdır. Nitekim Nahl suresinin 101. Ayetinde Cenab-ı Hakk bunu açık olarak ifade buyurmaktadır.
“Biz bir mesajın/belgenin yerini başka bir mesaj/ belge ile değiştirdiğimizde, onlar, Allah’tan indiğini iyi bildikleri halde “sen sadece uyduruyorsun” derler. Hayır/ asla öyle değildir. Ama onların çoğu bilmeyen, anlamayan kimselerdir.”
bu ayet-i kerime çok açık gösteriyor ki; muhatap Ehli Kitaptır. Yoksa sahabenin, Kur’an’a iman eden müminlerin Resulullah Efendimize “sen uyduruyorsun” demeleri mümkün olamaz. Bu ayet tek başına bile Kur’an içinde Neshin olamayacağının ispatıdır.
 

ELINE SAĞLIK BU KONUDA FORUMA AÇACAKTIM ÖNCE DAVRANMIŞSIN,KURAN HER AYETIYLE ORTADA VE YURURLUKTE,İNCIL VE TEVRATSA ARTIK ALLAH TARAFINDAN KORUNMUYOR ORTADAN KALDIRILMIŞ ORJINALI ,GERCEK NESH BU IŞTE...

SELAM VE SEVGIYLE...

Yukarı dön Göster safbilgi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: safbilgi
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm ! Hubeyb Kardeşim!

 

Hubeyb Yazdı:

Nesh bahane edilerek 500’e yakın ayet hükmü üzerinde oynanmış ve büyük tahrifatlar yapılmıştır. Kur’anda zina suçuna recm uygulanmadığı ve zinanın cezası çok açık olduğu halde, hükmü baki metni mensuh (ayet yazılı olarak Kur’anda yok ama hükmü devam ediyor,) bir ayet olduğu iddia edilmiştir. İddia sahiplerine Peki ayet neden Kur’anda yok diye sorulduğunda iddia korkunç; Allah’a, Kur’an’a, Resulüllah’a hakaret ve iftira niteliği taşır. Keçi ayeti yemiş, Hz. Ömer’de: eğer insanlardan çekinmeseydim ezberimdeki o ayeti Kur’ana eklerdim demiş –ki bunu uyduran Hz. Ömer’e de büyük bir iftirada bulunmuştur.(Nasih Mensuh hakkında daha fazla bilgi için; Tefsir Usulü- İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usulü ve Tarihi- Muhsin Demirci)
Gittikçe neshin konusu genişletilmiş ve alabildiğine istismar edilmeye başlanmıştır. Kur’an’dan hoşlarına gitmeyen –görüşlerini desteklemeyen- ayetleri, nasih mensuh usulüne sığınarak hükümlerini geçersiz kılmışlar, Hatta bazı hadisler bazı ayetlerin hükmünü nesh ettiğini iddia ederek, uydurdukları hadisleri, Allah’ın ayetlerinin önüne geçirmeye çalışmışlardır.
Hatta bazı usulcüler şöyle bir sıralama bile yapmışlardır.
1- Ayetin ayeti neshi (hükmünü ortadan kaldırması)
2- Ayetin hadisi neshi
3- Hadisin hadisi neshi
4- Hadisin Ayeti neshi -ki asla böyle bir şey mümkün değildir.- Hiçbir söz Allah’ın sözünün hükmünü ortadan kaldıramaz.

 

Allah Razı olsun. İslamın kanayan yarası haline dönüştürülen bir konuya değinmişsiniz.

 

Hubeyb Yazdı:

Özet olarak, Kur’anda bahsedilen NESH, Kur’an’daki ayetlerin birbirinin hükmünü kaldırması değil, Kur’an’dan önceki kitapların Tevrat, Zebur ve incilin,Kur’an-ı Kerimin inmesiyle hükümlerinin kaldırılmasıdır. Nitekim Nahl suresinin 101. Ayetinde Cenab-ı Hakk bunu açık olarak ifade buyurmaktadır.
“Biz bir mesajın/belgenin yerini başka bir mesaj/ belge ile değiştirdiğimizde, onlar, Allah’tan indiğini iyi bildikleri halde “sen sadece uyduruyorsun” derler. Hayır/ asla öyle değildir. Ama onların çoğu bilmeyen, anlamayan kimselerdir.”
bu ayet-i kerime çok açık gösteriyor ki; muhatap Ehli Kitaptır. Yoksa sahabenin, Kur’an’a iman eden müminlerin Resulullah Efendimize “sen uyduruyorsun” demeleri mümkün olamaz. Bu ayet tek başına bile Kur’an içinde Neshin olamayacağının ispatıdır.
 
arkdaşlar kanımca nahl suresi ile gerçekten kurandaki neshin ne olduğu anlatılmış yanlışım varsa uyarmanızı dilerim ve ayrıca bu konuyu okur okumaz sizinle paylaşmak ve doğruluğunu sizin gibi bilgili insanlardan doğrulamak için yazdım
saygılarımla

 

Değerli Kardeşim!

 

A'lâ; 6: “Senukriüke fela tensa;”
Sana okutacağız da  unutmayacaksın.”

A'lâ;7:” İlla maşaAllah innehu ya'lemulcehre ve ma yahfa;”
MaşaAllah /Allah’ın dilediği müstesna. Muhakkak ki O, cehri /açığı de bilir, gizleneni de.”

 

 

Bu hususu böylece tesbit ettikten sonra şimdi nesh mes'elesini ele alabiliriz:

 Nahl;101:” Ve iza beddelna ayeten mekâne ayetin vAllahu a'lemu bima yünezzilu kalu innema ente müfter bel ekseruhüm la ya'lemun;”
Biz bir ayeti bir ayetin yerine tebdil ettiğimizde- ki Allah neyi indirdiğini daha iyi bilir- dediler ki: “Sen yalnızca bir iftiracısın!”. Bilakis, onların ekseriyeti bilmezler.”

Bu ayet Mekke’de vahy edilmiştir.

Bakara;106:” Ma nensah min ayetin ev nünsiha ne'ti bi hayrin minha ev misliha elem ta'lem ennAllahe alâ külli şey'in kadiyr;”
Biz bir ayeti nesh eder /siler yahud unutturursak, ondan daha hayırlısını veya mislini getiririz Bilmedin mi ki Allah her şeye kadirdir?

Bu ayet Medine’de vahy edilmiştir.

 

Genel kanıya göre bunların ikisi de değişik üslûbla şu olguyu anlatmaktadır:  Peygamber Efendimize vahyedilen bazı âyetler, Allah'ın hikmeti uyarınca Peygamber'in belleğinden silinmiş ve onların yerini doldurmak üzere başka âyetler vahyedilmistir

 Bu değiştirme ve unutturma işlemini yapan da Allah'ın kendisidir. Allah o âyetlerin unutulmasını dilediği için Peygamberimiz onları unutmuş, yahut onlar Peygamberimizin belleğinden silinmiş, onların yerini yeni vahiyler doldurmuştur. Bu, âyetin hem metninin, hem de anlamının kaldırılması şeklinde neshtir.

 

Nesh , yazıyı silmek anlamına geldiği gibi, yazıyı kopye etmek anlamına da gelir. Yani zıt anlamlı bir kelimedir. Ancak Bakara 106'da silmek anlamında kullanıldığı açıktır. Çünkü bu nesh eylemi, unutma ile ilgili olduğu için "nesheder veya unutturursak" deniliyor.

Ayrıca Nahl 101. âyetten de neshedilen şey yerine başka bir âyet geldiği için buna “tebdil” de denmiştir. Yani neshedilen âyet, başka bir âyetle değiştirilmiştir. Yeni vahyedilen âyet, bir öncekinin tersi değil, benzeridir. Neshedilen âyetle yeni âyet arasında bir aykırılık söz konusu değildir. Öyle olsaydı, ikincisi birincisinin benzeri olmazdı. Benzeri olduğuna göre önceki ile sonraki arasında anlam karşıtlığı yoktur. Sadece Peygamber'in, insanlık gereği, unuttuğu âyetin yerine benzeri bir âyet getirilmiştir.

Nahl 101. âyetinin sonundaki “…kalu innema ente müfter …”
dediler ki: “Sen yalnızca bir iftiracısın!”.

Şimdi bu sözü söyleyen kimdir? Peygamber'in sahâbîleri böyle bir şey söylemezler. Bu sözü söyleyenler inan­mayanlar ise acaba onlar, Kur'ân âyetlerini okumuş öğrenmişler miydi? Ki unutulmuş bir âyetin yerine yenisi vahyedilince hemen bunun farkına varıp "Sen iftiracısın!" desinler?

 Bu sözden, onların içinde Kur'ân'ı din­leyip, içeriğini bilen kimselerin olduğu, fakat inatları ve çeşitli nedenler yüzünden hakkı kabul etmedikleri anlaşılmaktadır. Âyetin sonunda “…bel ekseruhüm la ya'lemun… “"Ekseriyeti bil­mezler" ifadesinden, içlerinde gerçeği bilenlerin de olduğu anlaşılmaktadır.

Yine bu âyetten, Kur'ân'ın ancak Kur'ân ile neshedileceği anlaşılır. Çünkü "Bir âyeti başka bir âyetle değiştirdiğimiz zaman" ifadesi, neshedilen âyetin yerine, yeni bir âyet getirildiğini belirtmektedir.

Bakara 106. âyet ise bu konuda daha kesindir. Bu âyetlerde anlatılan nesh, tamamen unutulmuş, Peygamber'in belleğinden silinmiş bir âyetin yerine, yenisinin getirilmesi olayıdır. İşte Kur'ân'ın anlattığı nesh bundan ibarettir.

Müfessirler, bundan ayrı olarak metni Kur'ân’da durduğu halde hük­mün kaldırılması ve hükmü durduğu halde âyetin metninin Kur'ân'dan kaldırılması şeklinde iki nesih türünden daha söz ederler ve bunlardan örnekler verirler. İkinci âyete nâsih/yürürlükten kaldıran, birinci âyete mensûh/yürürlükten kaldırılan denilir.

 

BU GÖRÜŞLER ALLAH’IN KİTABINA İFTİRADIR.

 

Önce:

Nisa;82:” Efela yetedebberunel Kur'an ve lev kâne min ındi ğayrıllahi levecedu fiyhıhtilafen kesiyra;”
Kur’an’ı tedebbür/ derinlemesine düşünmüyorlar etmiyorlar  mı? Eğer Allah indi’nin ğayrından olsaydı, elbette onun içinde bir çok ihtilaf/çelişki bulurlardı.

 

âyetine bakalım. Buna göre Allah’dan gelen sözde ihtilâf /çelişki olmaz. Çelişki olmayan yerde müfessirlerin ortaya attıkları, ikinci ve üçüncü türden bir nesh de olmaz. Bu tür nesh, ancak çelişkili sözler arasında olabilir.

 

Ayrıca Allah’ın, sözünü değiştirmeyeceği de vurgulanmıştır:

 

En’am;34:” Ve lekad küzzibet Rusulün min kablike fesaberu alâ ma küzzibu ve uzu hatta etahüm nasruna ve la mübeddile li Kelimatillah ve lekad caeke min nebeil murseliyn;”
Andolsun ki senden önce de Rasûller yalanlanmıştı. Nusretimiz kendilerine gelinceye kadar yalanlanmalarına ve eziyyet edilmelerine sabrettiler. Allah kelimelerini tebdil edecek/değiştirecek yoktur. Andolsun ki irsal olunanların haberinden bir kısmı sana gelmiştir.

 

Allah'ın kelimelerini başkası değiştiremeyeceği gibi, kendisi de sözlerini ve karar­larını değiştirmez:

 

Kaf;29:” Ma yubeddelul kavlu ledeyye ve ma ene bi zallamin lil abiyd;”
Benim katımda kavl /söz değiştirilmez. Ve ben kullara  zulmedici değilim”.

 

Yunus;64:”Lehümül büşra fiyl hayatid dünya ve fiyl ahireti, la tebdiyle likelimatillahi, zâlike hüvel fevzül azîym;”
Dünya hayatında da Ahirette de buşra/müjde vardır onlara. Allah Kelimeleri için asla tebdil/ değişme, bedel yoktur. İşte bu aziym kurtuluştur.

 

Ayetlerde açıkça görüldüğü gibi  Kur'ân, Allah katında sözün değiştirilmeyeceğini, Allah'ın sözlerinde birbirine aykırı şeyler bulunmadığını vurguluyor. Allah'ın buyruğu ile indirilen Kur'ân'da çelişki yoksa, mevcut bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırma anlamında bir nesih de yoktur. O halde Kur'ân'ın kastettiği nesh, âyetin Peygamberimize unutturulmasıdır. Unutturulmuş âyetin ne metni, ne de hükmü Kur'ân'da yoktur.

O Allah'ın dilemesiyle Peygamberimize unutturulmuş ve yerine ondan daha hayırlı veya onun dengi âyetler vahyedilmiştir.

Burada kafaya takılacak olan şey, Kur'ân'ı kabul etme­yenlerin, Peygamber Efendimize: "Sen uydurmacısın" demiş olmalarıdır. Zîrâ onların böyle diyebilmeleri için Kur'ân âyetlerini gayet iyi bilmeleri, onda birbirini tutmaz âyetlerin bulunduğunu saptamaları gerekirdi.

Oysa ; ne Kur'ân'da birbirini tutmayan çelişen âyetler vardır, ne de Kur'ân'ı kabul etmeyen insanlar vardır.

Onlar Kur'ân'ı kabul etmiyor ve onu dinlemiyorlardı ki öğrensinler.Hatta  Kendileri dinlemedikleri gibi dinleyenlere de engel oluyorlardı:

Fussilet;26:” Ve kalelleziyne keferu la tesmeu li hazel Kur’âni velğav fiyhi lealleküm tağlibun;”
Kafir olanlar dediler ki: “Şu Kur’an’ı dinlemeyin ve Onun hakkında lağv edin/ boş söz söyleyin; gürültü edin ki belki galip gelirsiniz.

 

Âyetler arasında çelişki bulanlar, Kur'ân'dan önceki Kitâb'ı bilenler olmalıdır. Herhalde bunlar gerek Araplardan, gerek Yahudilerden olan Kitâb ehli, okumuş kimselerdi.

 Kur'ân,

A’raf;157:” Elleziyne yettebiuner Rasûlen Nebîyyel Ümmiyyelleziy yecidunehu mektuben ındehüm fitTevrati vel’ İnciyl ye'müruhüm bil ma'rufi ve yenhahüm anil münkeri ve yuhıllu lehümüt tayyibati ve yüharrimü aleyhimül habaise ve yedau anhüm ısrahüm vel ağlalelletiy kânet aleyhim felleziyne amenu bihi ve azzeruhu ve nasaruhu vettebeunNuralleziy ünzile maahu, ülaike hümül mülflihun;”
Onlar ki nezdlerindeki Tevrat’ta ve İncil’de yazılmış bulacakları O Rasûl’e, Ümmiy Nebî’ye tabi olurlar. Onlara marufu emreder ve onları münkerden nehyeder; onlara tayyibatı  helal, habisleri haram kılar; onlardan ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri kaldırır. İşte Ona iman eden, Ona saygı gösteren Ona yardım eden ve Onunla birlikte inzal olunan Nur’a tabi olanlar var ya, işte onlardır felaha erenlerin ta kendileri.”

 

Bu âyetinin bildirdiğine göre Yahudilerin, zamanla dinleştirdikleri birtakım kısıtlamaları, haramları kaldırınca, bunu Kitâblarına, dinlerine aykırı bulanlar  Peygamber Efendimize, uydurmacı olduğunu söylemişlerdir.

Kur'ân'da, insanları engelleyen o hükümler yerine Allah'ın, yeni hükümler koyduğu, o kısıtlayıcı hükümleri kaldırdığı vurgulanmıştır. Gerçi Kur'ân, o Kitabı genelde musaddik/doğrulayıcıdır ama ona insanlar tarafından katılmış hükümleri de değiştirmiş ve insanları engelleyen hüküm­leri kaldırmıştır. Yahudilerin, etler konusundaki yasaklarının; müşriklerin de bahîre, sâibe gibi geleneksel kısıtlayıcı uygulamalarının kaldırılması bu türdendir. İşte kastedilen neshin, önceki dinin bazı hükümlerinin kal­dırılması, ta'dîl edilmesi şeklindeki nesih olma olasılığı da güçlüdür. Eğer böyle ise bu da İlâhî hikmetin gereğidir.

 

 

 

Nesh iddiası, Peygamberimizin sözüne değil, müfessir ve fakîhlerin birbirinden aktarma sözlerine dayanmaktadır. Zaten bu konuda. Peygamber Efendimizden sağlam bir söz gelseydi, nâsih ve mensûh âyetlerin sayısında kişilere göre bu kadar fark görülmez, kiminin mensûh saydığını öteki muhkem saymazdı.

Mensûh sayılan kimi âyetlerin, kendilerini neshettiği ileri sürülen âyetlerden sonra indiği tesbit edilmiştir. İnsanların, kendi görüşlerine dayanarak herhangi bir âyeti neshetmeğe  hakları yoktur. Bu kimsenin de haddi olmamalıdır.

 

 

 Kaf;29:” Ma yubeddelul kavlu ledeyye ve ma ene bi zallamin lil abiyd;”
Benim katımda kavl /söz değiştirilmez. Ve ben kullara  zulmedici değilim”.

Yunus;64:”Lehümül büşra fiyl hayatid dünya ve fiyl ahireti, la tebdiyle likelimatillahi, zâlike hüvel fevzül azîym;”
Dünya hayatında da Ahirette de buşra/müjde vardır onlara. Allah Kelimeleri için asla tebdil/ değişme, bedel yoktur. İşte bu aziym kurtuluştur.

 

Bedl, ibdâl, tebdil, tebeddül ve istibdâl: Bir şeyi başka bir şeyle değiş­tirmek, bir şeyi başka bir şeyin yerine koymak demektir.

 

Allah'ın, sözünü değiştirmeyeceğini vurgulayan bu âyetler, Kur'ân'da nesih bulunduğu iddialarını ortadan kaldırır. Çünkü Kur'ân Allah'ın kelimelerindendir. Allah'ın kelimeleri değişmeye­ceğine göre nesih iddialarının anlamı kalmaz. Allah'ın, kelâmını değiştirdiği anlamında nesih Kur'ân'da yoktur. Fakat Yazılmamış olan bazı vahiylerin unutulmuş olması doğaldır. Peygamber Efendimizin', herhangi bir sebeple yazılmadığı için unutmuş olduğu bazı vahiy parçalarının yerine yenileri vahyedilerek boşluk kapatılmıştır ki bu nesih değildir.

Kusursuzluk sadece Allaha mahsusdur.

Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah’a emanet olunuz.

 

Yunus;63-) Elleziyne amenu ve kânu yettekun;
Onlar ki iman etmişler ve korunmayı gerçekleştirmişlerdir.

 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats