HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Bayramlarda dargınlıkların sona ermesi Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Kadim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Gönderilenler: 175
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Kadim

Arkadaşlar bayramlarda dargınlıkların sona erdirilmesi gerektiği bilinegelen bir olgudur. Bayramlarda hangi vesile ile dargınlar barışır? Bayramların hangi özelliği dargınların barışmasına sebeptir? Bu konudaki fikirlerinizi bekliyorum arkadaşlar. Hayatım boyunca dargın olanların hiç bayramlarda barışmış olduklarına tanık olmadım, hatta dargınlıkların daha da arttığını gözlemledim. Bu hep sözde kalan bir olgu değil mi? Ne olmalı bayramlarda da birbirlerine bu derece nefret besleyen insanlar bir gün içinde içlerindeki tüm nefreti atıp karşısındakilere karşı sevgiyle dolabilsin?

1. Diyalog

- Bey, Ahmet efendi ile dargınlığınızı bayram vesilesi ile sonlandırsanız diyorum

- Hanım o benim elimi gelip bayramlamadıkça ben de onla barışacak değilim, hem o benden daha küçük.

2. Diyalog

- Baba Mehmet amca ile bu bayram barışsanıza, bayramlar dargınlıkları giderir.

- Kızım sen ne diyon ben o mendeburun o pis elini öpecek kadar küçülmedim daha.

Siz hiç hayatınızda bayramlarda birbirlerini görüp

- Ey X efendi artık gururlarımızı bir kenara bırakıp bayram dolayısıyla barışsak nasıl olur?

- Vallahi Y efendi ben de ne zamandır bayramı bekliyordum seninle barışma vesilesi bulmak için hadi gel kucaklaşalım.

diye geçen bir diyalog gördünüz mü?

Dargınlıkları kim sona erdirir? İnsanların gönüllerini ısındıran ve soğutan kimdir? O bayramlarda sizlerin içlerinizi ısıtıcam diye bir vahiy mi indirdi? Dargınlıkları sona erdirmek için belirli bir zaman belirlenir mi? Bayramlarda zorla barışan insanların birbirlerine karşı olan nefretleri biter mi?

Bu konuda Kuran' dan öğüt ve kılavuz olarak aşağıdaki ayetleri seçebilir miyiz?

Sura
(40) Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.

Muhammed
(2) İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir.

Hucurat
(9) Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever.

Özellikle kalın belirttiğim şart bu konuda çok açık bir mesaj gibi geldi bana. Kuran her yerde olduğu gibi burada da birincil vesile görünmektedir. Küskünlerin barışması konusunda bayram yerine Kuran vesile edilmiş olsa, bu indirilene iman eden bir kişinin barışmak için ilk fırsatı kollayacağı, bayramı beklemeyeceği açıktır. Ancak kişi karşısındaki kişiyi sadece bayram sebebi ile görebiliyorsa bu istisna. Öyleyse dargınların Kuran' ı okuması tavsiye edilmelidir. Kuran' daki mesajları anlamalarına vesile olunmalıdır. Hayıra ve barışa yönelik iş yapanlara Allah' ın vaad ettiği ödüller ayetlerle gösterilmelidir gerekirse. Tabi ki bu müslümanım diyenler için geçerlidir. Farklı dinlerdekiler için küskünlükleri dolayısıyla eğer barışa yönelik iş yapılacaksa adalet kıstas olmalıdır. Müslüman olanlarda ise adalet ve affedicilik kıstas olmalıdır tabi ki...

Bayramlar konusunda beni rahatsız eden diğer konu ise el öptürme adetidir. Bu konudaki rahatsızlığım bu eylemin dargınlıklar konusunda bir aracı olmaktan çok arayı açıcı bir eylem haline dönüşmüş olmasıdır. Sanki el öpen kişi gururunu ayaklar altına almış olmakta ve bir yenilgiye uğramış olarak düşünmektedir kendisini. Sizce el öpme adetinin temeli nedir? Hadi anladım ananın babanın elini öpmenin hayrını da yaşı büyük olan her önüne gelenin eli neden öpülmelidir? Bu yaş farkı neyi vurgulamaktadır? Yaşı büyük olan daha mı kademelidir bir konuda? Samimice tokalaşmak yerine el öpmek nedendir? Yaş farkını gözetmeksizin karşıdakinin elini samimice tokalamak karşıdaki kişinin psikolojisini nasıl etkiler? Bence samimice tokalamak bir çocuğu bile daha mutlu edecek ve onun olgun bir insan olduğu moralini aşılamak anlamına gelmektedir. Çocuğa güven verir. Yaş farkının bir kıstas olmadığını, olgun insanların eşit olduklarını belirten bir eylemdir tokalaşmak. Kucaklaşmak ise hepsinden farklıdır elbette, o samimiyetin derecesini gösterir. Elini öpmek ise daha askeri disiplinli bir eylemdir bence. Karşıdakinin ezikliğini görmek beni sıkar her zaman. Ben komutanların elinin öpülmesi taraftarıyım orduda ama bir bayramda, şen şakrak neşe içindeki bir ortamda tokalaşmanın daha etkili bir eylem olacağını düşünüyorum. Bu bayram çocukların el öpmekten nasıl kaçındıklarını izledikçe gerçekten yanlış giden bir şeyler olduğunu hissettim. Çocuk normal haliyle anasına babasına itaat eder ellerini öpmesi normaldir fakat bilmediği bir amcanın elini öpmek niye?



__________________
Zümer(27) Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Yukarı dön Göster Kadim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Kadim
 
vatanseverhanif
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Gönderilenler: 76
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı vatanseverhanif

Kadim Yazdı:

Dargınlıkları kim sona erdirir? İnsanların gönüllerini ısındıran ve soğutan kimdir? O bayramlarda sizlerin içlerinizi ısıtıcam diye bir vahiy mi indirdi? Dargınlıkları sona erdirmek için belirli bir zaman belirlenir mi? Bayramlarda zorla barışan insanların birbirlerine karşı olan nefretleri biter mi?

Bu konuda Kuran' dan öğüt ve kılavuz olarak aşağıdaki ayetleri seçebilir miyiz?

Sura
(40) Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.

Muhammed
(2) İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir.

Hucurat
(9) Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever.

Özellikle kalın belirttiğim şart bu konuda çok açık bir mesaj gibi geldi bana. Kuran her yerde olduğu gibi burada da birincil vesile görünmektedir. Küskünlerin barışması konusunda bayram yerine Kuran vesile edilmiş olsa, bu indirilene iman eden bir kişinin barışmak için ilk fırsatı kollayacağı, bayramı beklemeyeceği açıktır. Ancak kişi karşısındaki kişiyi sadece bayram sebebi ile görebiliyorsa bu istisna. Öyleyse dargınların Kuran' ı okuması tavsiye edilmelidir. Kuran' daki mesajları anlamalarına vesile olunmalıdır. Hayıra ve barışa yönelik iş yapanlara Allah' ın vaad ettiği ödüller ayetlerle gösterilmelidir gerekirse. Tabi ki bu müslümanım diyenler için geçerlidir. Farklı dinlerdekiler için küskünlükleri dolayısıyla eğer barışa yönelik iş yapılacaksa adalet kıstas olmalıdır. Müslüman olanlarda ise adalet ve affedicilik kıstas olmalıdır tabi ki...

Bayramlar konusunda beni rahatsız eden diğer konu ise el öptürme adetidir. Bu konudaki rahatsızlığım bu eylemin dargınlıklar konusunda bir aracı olmaktan çok arayı açıcı bir eylem haline dönüşmüş olmasıdır. Sanki el öpen kişi gururunu ayaklar altına almış olmakta ve bir yenilgiye uğramış olarak düşünmektedir kendisini. Sizce el öpme adetinin temeli nedir? Hadi anladım ananın babanın elini öpmenin hayrını da yaşı büyük olan her önüne gelenin eli neden öpülmelidir? Bu yaş farkı neyi vurgulamaktadır? Yaşı büyük olan daha mı kademelidir bir konuda? Samimice tokalaşmak yerine el öpmek nedendir? Yaş farkını gözetmeksizin karşıdakinin elini samimice tokalamak karşıdaki kişinin psikolojisini nasıl etkiler? Bence samimice tokalamak bir çocuğu bile daha mutlu edecek ve onun olgun bir insan olduğu moralini aşılamak anlamına gelmektedir. Çocuğa güven verir. Yaş farkının bir kıstas olmadığını, olgun insanların eşit olduklarını belirten bir eylemdir tokalaşmak. Kucaklaşmak ise hepsinden farklıdır elbette, o samimiyetin derecesini gösterir. Elini öpmek ise daha askeri disiplinli bir eylemdir bence. Karşıdakinin ezikliğini görmek beni sıkar her zaman. Ben komutanların elinin öpülmesi taraftarıyım orduda ama bir bayramda, şen şakrak neşe içindeki bir ortamda tokalaşmanın daha etkili bir eylem olacağını düşünüyorum. Bu bayram çocukların el öpmekten nasıl kaçındıklarını izledikçe gerçekten yanlış giden bir şeyler olduğunu hissettim. Çocuk normal haliyle anasına babasına itaat eder ellerini öpmesi normaldir fakat bilmediği bir amcanın elini öpmek niye?

 

Selam

ileri derecede yanlışlarla dolu, Zaten kırıntılar halinde kalan iyi ve güzel şeyleri de karşısına alan, Toplumun oluşturduğu Marufu da rencide eden bir yazı. Sanırım kişisel durumlarınız ve yaşadıklarınız sizi farklı bir psikolojiye sürüklemiş. Çok yanlış. Vahye karşı olmadığı sürece Barışa ve Güzelliğe, kırgınlıkları gidermeye hizmet eden her unsur ve yardımcı unsur, Mü'minin sahipleneceği bir davranış olmalı. El öpme konusunu ise toplumun yaşlılarının beklentisi ve mutlu eden, gülümseten bir yardımcı unsur olarak düşünmenizi öneriyorum.

Mutlu Bayramlar.

Yukarı dön Göster vatanseverhanif's Profil Diğer Mesajlarını Ara: vatanseverhanif
 
Kadim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Gönderilenler: 175
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Kadim

@vatanseverhanif

sevgili dostum lütfen öyleyse bayramların dargınlıkları gidermedeki hangi özelliğinin vesile olduğunu, el öpmenin ne demek olduğunu bayram geleneğinin ne olduğunu, hangi zamandan kalma bir gelenek olduğunu, nasıl başladığını v.s kayıtlarla açıklayabilir misiniz? Eğer dediklerim ileri derecede yanlış ise şu anda bayramların çok güzel yaşandığını mı anlatmak istiyorsunuz? Eğer gerçekte şu andaki gibi değil ise bayramlar normalde nasıl olmalıdır? Bayramlara karşı olan bir kişi değilim, bayramların yaşanış şekli konusunda izlenimlerim beni negatif düşünceli yapmaktadır.



__________________
Zümer(27) Yemin olsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
Yukarı dön Göster Kadim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Kadim
 
vatanseverhanif
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Gönderilenler: 76
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı vatanseverhanif

Kadim Yazdı:

@vatanseverhanif

sevgili dostum lütfen öyleyse bayramların dargınlıkları gidermedeki hangi özelliğinin vesile olduğunu, el öpmenin ne demek olduğunu bayram geleneğinin ne olduğunu, hangi zamandan kalma bir gelenek olduğunu, nasıl başladığını v.s kayıtlarla açıklayabilir misiniz? Eğer dediklerim ileri derecede yanlış ise şu anda bayramların çok güzel yaşandığını mı anlatmak istiyorsunuz? Eğer gerçekte şu andaki gibi değil ise bayramlar normalde nasıl olmalıdır? Bayramlara karşı olan bir kişi değilim, bayramların yaşanış şekli konusunda izlenimlerim beni negatif düşünceli yapmaktadır.

 

Saygıdeğer Kardeşim,

"Dini Bayramlar" olarak nitelendirilen Bayramlarımız aslında bildiğimiz anlamda "Dini" ritüeller değildir. Daha doğrusu, Anadolu'nun Dini Bayramları, içinde Bozkır Kültürüne kadar giden bazı yapıların ve özellikle Anadoludaki Alevi anlayışla kaynaşmasından meydana gelen unsurların bulunduğu üzerine de bir miktar Cumhuriyet Kültürü ve bir miktar Arap sünniliğinin eklendiği birer "Kültür Bayramı" olarak nitelendirilebilir. Çerçevelerini de kişilerin eklentileri, davranışları gibi maruf ya da münkerler çizmiş bugünkü bayram haline gelmişlerdir. yani özeti Bizim bildiğimiz anlamda bir "Dini" temel içermez. mesela Umman'da kimse bayramda el öpmeye gitmez. Orada da farklı bir yapıda şekillenmiş.

Şimdi sizin bakışınızda yani ilk yazınızda ki yaklaşım daha ziyade Vahyi açıdan beklentiler üzerine yoğunlaşmış. Bu anlayış Samimi bir Mümin açısından bir miktar doğru kabul edilebilsede, mantık kurma yapısı açısından yanlış. (Zaten ileri derecede yanlış tanımını şahsınıza değil bu bakış biçimine yazmıştım.) yazdığım ilk paragrafta bu yanlışın ayrıntıları mevcut. Bu nedenle bakışınızı ters önerme yaparak tekrar kurarsanız : "Toplumun oluşturduğu ve temelinde din vardır gibi görünse de aslında dinsel olmayan bir kültürün topluma bazı güzel değerler vermesi ve güzellikleri anımsatması olarak tanımlayabileceğimiz bir Bayram anlamı çıkar." Bir nevi güzelliklere yardımcı unsur. Tabiiki toplumun tüm güzelliklerini sadece Din oluşturmaz. Zaten "Maruf" da budur. Yaratılanların ve Toplumların içindeki Öz değerlerle oluşturduğu güzellikler de vardır. Ama şu da vardır ki bu Kültür bayramları Allah'ın emirleri açısından Akraba ilişkilerine ve sevgi temelli yakınlaşmalara da yardımcı unsurlardır.

"bayramlar normalde nasıl olmalıdır?" sorunuz ise aslında sizin ve benim de bayramlara olumlu katkılarımız ve bu katkıları marufa ekleyerek bir bin yol sonrasına taşımamızla paraleldir. Örneğin "Taksim Meydanında ahlaksızlık ekleyerek Noel kutlamak" bize saplanan ve uygulanışıyla bir "münker" haline gelen kültürlerdir. "bayramlar normalde nasıl olmalıdır?" uğruna harcayacağımız çaba, "noel kutlaması normalde nasıl olmamalıdır?" sorusunun yanıtının tam zıttıdır. karınca misali bir güzellik eklemek bir yanlış çıkartmak gibi birşey. bugün örneğin Kurban Bayramlarında bayramın 2. günü insanlar kurban derilerine çaput bağlayıp derilerden birşeyler dilese DAHA SERT VE RADİKAL KARŞI DURUŞ gerektiren bir yanlış uygulama olarak bizim de gündemimize o zaman öyle girer. Ama şu anki konumda bayram açısından ben şahsen gündemimize girebilecek bir zararlı unsur göremiyorum. Faydası yani Maruf tarafı baskın bence.

Ama hatırlayalım ki bu Kültürel Bayramlar en az 5000 yılın (belki iyice incelense Sümerlerin, Ionların Maruf ve Münkerlerine kadar giden) hamurudur. Bir 5000 yıl sonrasına bizim katacağımız ve herkesin katacağı "Güzel" ve "Çirkin" eklentilerle kendi yolunda sürüp gidecektir.

Saygılarımla.

Not :Aslında bu konuyu şu açıdan çok önemsiyorum Bizler, "Din Nedir? Ne değildir?" "İbrahim Milleti" nedir? Gibi sorulara bu yukarıdaki konulara derinlemesine girebilirsek daha kolay yanıtlar bulabiliriz.

Örneğin : Adem'den bügüne Alemlerin Rabbi'nin hiç müdahele etmediği, (Rasul ve Kitaplarla sınır koymadığı) yüzbinlerce İnsanlık davranışı ve değeri mevcut.

"İbrahim Milleti" kavramı acaba sadece "Dini" temelli bir söylev mi? Bu "Millet" Allah'ın sınırlarını korumada önemli yükselişler yaşamakla birlikte acaba "Dinsel olmayan" bazı davranışlarında da mı bir yükselişteydi? Değerler üretiyordu.

İnsanlık Tarihinde "Dinsel olmayan" değer ve davranışların konumu, önceliği, örnekliği nedir? Niçin Kuran'da : "Atalarınıza Hiç Uymayın" denmiyor da "Atalarınıza Körü Körüne Uymayın" deniyor?

Bunları geliştirebilirsek ayrı bir başlıkta tartışabiliriz. Tekrar Saygılar.

Yukarı dön Göster vatanseverhanif's Profil Diğer Mesajlarını Ara: vatanseverhanif
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats