HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Kuran’da çelişki var mı? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ahmet06
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 08 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 3
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ahmet06

Kendime göre iyi bir müslamınım, Kuran'ı yeni yeni okumaya başladım ve bazı yerlerde çok takıldım. Bazı ayetlerde özellikle kafam çok karıştı,cevap bulamadığım şeyler var... Bazı ayetlerde son derece yumuşak sözler varken,bazı ayetlerde çok sert sözler...


Mesela Bakara Suresi 256. ayette "Dinde zorlama yoktur,artık hak ile batıl iyice ayrılmıştır. Putları inkar edip Allah'a inanan kimse, kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır. Allah işitendir,bilendir." deniyor.

Ancak Tevbe Suresi 5. ayette"Hürmetli aylar çıkınca puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin,her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder,namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar merhamet eder."deniyor. Aklıma takılan Tevbe Suresindeki sözler.Bizim dinimiz hoşgörü dini değil mi, başka dine mensup insanlara veya inanmayanlara hoşgörülü olmamız gerekmez mi?


Yukarı dön Göster ahmet06's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ahmet06
 
emre
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 kasim 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı emre

Benim anladığım şu:

El-Dinde psikolojik fizyolojik dayatma yoktur. El-Din psikolojik fizyolojik dayatmalara karşı. El-Din hurafelere karşı savaş açmış. Hurafeler insan beynine büyük zulüm.

Putperstlerdeki kız çocuklarını diri diri gömme gibi uygulamaları ve onların uzantısı olarak gördüğüm Salem Cadı Olayları gibi her tür hayali dogmayı psikolojik fizyolojik dayatma olarak algılıyorum. 

57.13 Hani, Lukman, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Oğulcuğum, Allah'a ortak koşma! Çünkü Allah'a ortak koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür."

Yukarı dön Göster emre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: emre
 
iblissavar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 06 subat 2007
Gönderilenler: 363
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iblissavar

  Merhaba Ahmet kardeş,
   nickinde inşaat müh.öğrencisi yazıyor.Sen inşaatlarda nerelerin sağlam tutulması gerektiğini bilirsin.Özellikle temel sağlam olacakki üzerindeki yükü taşıyabilsin.Şirk ve müşriklik temelde çürüktür,ne kadar uğraşsan onu bir türlü sağlamlaştıramazsın.Bir gün gelir bu çürük temel,şu diyarbakırdaki yıkılan 8 katlı gibi ortalığı savaş alanına çevirir.Bu nedenle şirk içerisinde olan herşeyin ıslahı yapılamıyorsa kökten temizlenmesi,gelecek nesillerin sağlam olması açısından elzemdir.Bilmem anlatabildimmi?


__________________
ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Yukarı dön Göster iblissavar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iblissavar
 
ahmet06
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 08 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 3
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ahmet06

Sağolun arkadaşlar yardımcı olmaya çalıştığınız için.Ancak sorun sadece inanmayanlarla dost olmak veya onlara iyi-kötü davranmak değil.Allahımızın kelamını yargılamak biz kullarına düşmez tabi ama bir ayette dinde zorlama yoktur deniliyo,ötekinde inanmayanları öldürün deniyor.yani anlatmak istediğim şu,bizim dinimiz kusursuz bir din,insanların kafasında çelişki oluşturabilecek sözlerin olmaması gerekmez mi?Yine okurken gördüm mesela Fatr suresi ayet 8'de "Allah dilediğini saptırır dilediğini de doğru yola eriştirir" deniyor.Ama biz biliyoruz ki (Kuran'dan) insanlar yaptıklarının karşılığını alacak.Yani kimin önceden inanıp inanmayacağı belirlendiyse bu bi haksızlık olmuyo mu?Sonra şimdi inanmayan bi insanı öldürdük diyelim,ama o insanın  ileride inanma şansını elinden almış olmuyormuyuz?Acaba  çok irdelememek mi gerekiyor,yani olduğu gibi kabullenmek mi gerekir?Çünkü aklımın karıştığı anlar oluyor ve huzursz oluyorum...Saygılarımla...
Yukarı dön Göster ahmet06's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ahmet06
 
dördüncü_melek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dördüncü_melek

s.a

ahmet kardeş size yardımcı olabilecek iki alıntıyla yetiniyorum şimdilik.Daha sonra vakit bulabilirsem kişisel görüşlerimi aktaracağım inşaallah.

ahmet Yazdı:

Kendime göre iyi bir müslamınım, Kuran'ı yeni yeni okumaya başladım ve bazı yerlerde çok takıldım. Bazı ayetlerde özellikle kafam çok karıştı,cevap bulamadığım şeyler var... Bazı ayetlerde son derece yumuşak sözler varken,bazı ayetlerde çok sert sözler...


Mesela Bakara Suresi 256. ayette "Dinde zorlama yoktur,artık hak ile batıl iyice ayrılmıştır. Putları inkar edip Allah'a inanan kimse, kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılmıştır. Allah işitendir,bilendir." deniyor.

Ancak Tevbe Suresi 5. ayette"Hürmetli aylar çıkınca puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin,her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder,namaz kılar ve zekat verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar merhamet eder."deniyor. Aklıma takılan Tevbe Suresindeki sözler.Bizim dinimiz hoşgörü dini değil mi, başka dine mensup insanlara veya inanmayanlara hoşgörülü olmamız gerekmez mi?


Kuran’a göre savaşın sınırları

Kur’an’daki savaş ile ilgili ayetler inkarcılar tarafından kasıtlı olarak çarpıtılıp kullanılmaya çalışılmaktadır. Ayetlerdeki ifadeler metnin ana akışından koparılarak farklı yorumlanır. Oysa bu ayetler Kur’an’ın genel mantığı ve konunun akışına göre değerlendirilse durum daha bir açıklık kazanacaktır. Tevbe suresinde ki ayet şöyledir:

Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam’ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın. (9 Tevbe Suresi, 29)

Ayetteki ifadeye dikkat edilirse burada savaşmanın emredildiği insanlar tüm kitap ehli değildir. Bunlar kitap verilenlerden bir gruptur. Bunlarla savaşmak istenmesinin nedeni yine onların Müslümanlarla savaşmalarından dolayıdır. Eğer Tevbe suresi başından itibaren okunursa konu daha iyi anlaşılacaktır.
Savaş ile ilgili ayetleri Kuran’ın bütünlüğü içinde değerlendirmek lazımdır. Tüm bu iddiaların aksine Kuran’a göre savaş savunma amaçlı yapılmalıdır. Başka insanların topraklarını fethetmek için yapılan savaş Kuran’a göre dini bir savaş olamaz. Tarih boyunca fetih amaçlı İslam devletleri bazı savaşlar yapmış olabilir. Fakat bunların hepsi dini savaşlar değil, siyasi savaşlardır. Allah bu tarz bir savaşı yasaklamaktadır. Bakara suresinde şöyle buyrulmaktadır:

Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah, aşırı gidenleri sevmez.Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir. Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir. (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. (2 Bakara Suresi , 190-193)

Bu ayetlerden anlaşıldığı gibi savaş ancak savaşanlara karşı yapılır. Üstelik bu savaşta aşırılığa gidilmemesi için Allah, inananları uyarmaktadır. Savaş esnasında karşı taraf savaşa son verip aman dilerse, Müslümanlar buna uyar ve savaşa son verirler. Kuran’da savaşın ancak savunma amaçlı olduğunu yukarıdaki ayetlerde görmüştük. Bunun dışında saldırı olduğunda ise Allah Müslümanların bu saldırganlığa karşı cevap vermelerini ve tüm güçleriyle bu saldırganlarla savaşmalarını ister. Tevbe suresindeki ayetler şöyledir:

Yeminlerini bozan, elçiyi (yurdundan) sürmeye çabalayan ve sizinle ilk defa (savaşa) başlayan bir toplulukla savaşmaz mısınız? Korkuyor musunuz onlardan? Eğer inanıyorsanız, kendisinden korkmanıza Allah daha layıktır. Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azarlandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü’minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun. Ve kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (9 Tevbe Suresi, 13-15)

Savaşta kararlı ve güçlü olmanın hem savaşın daha çabuk bitmesini sağlayacağı, hem de muhtemel savaşlar için caydırıcı bir örnek oluşturacağı açıktır. Saldırganlara karşılık vermek ve onları bu hareketlerine pişman etmek sonuçta barışı korumak için en doğru yol olacaktır.
Bunun dışında bir de Allah, Müslümanlardan zayıf bırakılmış, eziyet gören, muhtaç insanlar için yine onları koruma amaçlı savaşa izin vermektedir:

Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (4 Nisa Suresi, 75)

Bu tür bir savaş da şiddetten değil aksine merhametten doğmaktadır. Zalimliğe karşı İslam, mazlumu kuşatıcı ve koruyucu olunmasını inananlara öğütler. Barış durumunda ise Allah, iman edenlerden iyiliği ve adaleti ister. Burada amaç savaşa karşı barışın korunup muhafaza edilmesidir:

Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (60 Mümtehine Suresi, 8)

Karşınızdaki grup hangi dinden olursa olsun eğer barış içinde yaşamak istiyorsa, bunlara karşı inananların yaklaşımı Kur’an’a göre sadece dostane bir yaklaşım olabilir. Dolayısıyla bu ayetler bir bütünlük içinde okunup değerlendirildiğinde ortada bir çelişki yoktur.

-----

KURANDA SAVAŞ HUKUKU

Klasik islam anlayışına göre
İslam dini barış dini falan değil savaş dinidir. . Müslüman olmayan kavimler ya islamı kabul edecekler ya cizye verecekler aksi takdirde müslğümanlara karşı savaşmak zorunda kalacaklardır. Kimse de bunun aksini iddia etmeye kalkmamalı.

Tevbe 60- Sadakalar ancak şunlar içindir: Fakirler, yoksullar, o işte çalışan görevliler, müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm’a ısındırılacaklar), köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar. Allah tarafından böyle farz kılındı. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Allahu teala bir taraftan kafirlere bile islama ısınmaları için zekattan onlara verilmesini emredecek, diğer bir taraftan savaş yoluyla onları cizye ve haraca boğun diyecek . Böyle bir şey mümkünmü?Allah çelişkili konuşurmu ?

Çapulcuların iddalerına malzeme olarak kullandıkları ayet

Enfal 39 Siz de ortalıkta bir fitne kalmayıb din, tamamiyle Allahın dini oluncıya kadar onlara cihad edin, eğer vaz geçerlerse her halde Allah amellerini görür

Ayetin sonu eğer vazgeçerlerse diyor.Eğer kıyamete kadar sürecek bir savaş ise neden vaz geçerlerse yazıyor ayetin sonunda

ENFAL
30- Hani bir vakitler, o kâfirler, seni tutup bağlamak veya öldürmek veya sürüp çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı da, onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında tuzak kuruyordu. Öyle ya, Allah tuzakların en hayırlısını kurar.

31- Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman, “işittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir” diyorlardı.

32- Bir vakit de, “Ey Allah, eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver” demişlerdi.

33- Halbuki sen içlerinde iken Allah, onlara azab edecek değildi. İstiğfar ettikleri sürece de Allah onlara azab edecek değildir.

34- Şimdi ise Allah’ın kendilerine azab etmemesi için neleri var ki? Oysa Mescid-i Haram’dan menediyorlar. Üstelik onun hizmetine ehilkişiler de değiller. Çünkü onun hizmetine ehil olanlar ancak müttakilerdir. Lâkin çoğu bunu bilmezler.

35- Kâbe huzurunda onların duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değildir. O halde inkârınızdan (ve nankörlüğünüzden) dolayı bu azabı tadın bakalım.,

36- Mallarını, Allah yolundan engellemek için sarfeden o kâfirler, hiç şüphesiz yine onu sarfedecekler. Varsın sarfetsinler, sonra o yüreklerine inen bir acı olacak, sonra da mağlup olacaklar. Zaten kâfirler toplanıp cehenneme gönderilecekler.

37- Allah, murdarı temizden ayırdetmek için ve bir de murdar kısmını birbiri üzerine bindirip hepsini bir araya getirmek ve topunu birden cehenneme koymak için böyle yapar. İşte bunlar o hüsran içinde kalanların ta kendileridir.

38- O kâfirlere de ki: Eğer bu işe son verirlerse daha önce yaptıkları bağışlanacak. Yok yine karşı koymaya başlar, isyana dönerlerse, önceki ümmetlere uygulanan kurallar kendilerine de uygulanacak. (Artık o ilâhî uygulamayı beklesinler.)

39- Ortalıkta fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah’ın dini oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür.

40- Yok vazgeçmez de tekrar eskiye dönerlerse artık bilin ki, Allah sizin yardımcınızdır. O ne güzel mevla, ne güzel yardımcıdır.

Ayetlerin tamamını göz önünde aldığımızda görülen odurki, müşrikler sürekli olarak Hz peygambere karşı bir takım suikast planları peşindedirler.Onlar bu suikastlarından vazgeçmedikleri sürece elbetteki onlarla savaş yapılacaktır.bundan doğal ne olabilirki

Bakara190- Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın. Fakat haksız saldırıda bulunmayın. Çünkü Allah, haksız saldırıda bulunanları sevmez.

Bu ayettede görüldüğü gibi ayet gayet açık ve net.Eğer müslümanlar düşmanlar tarafından saldırıya uğrarlarsa elbette savaşacaklar.Böyle bir durum olmadan hangı maksatla olursa olsun hiç bir kavme müslümanlar savaş açamaz.

Bakara..256-Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah’a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir.

Dinde zorlama olmadığı halde, hangi gerekçe ile müslümanlar başka kavimlere savaş açabilirler.Ne diyecekler müslümanlar onlara ya islamı seçin yoksa cizye verın aksi takdirde sizi imha ederrizmi diyecekler

Böyle bir şeyin adı cihad filan değil olsa olsa çapulculuk olur.O takdirde haçlı seferlerini neye dayanarak haksız gösterebilecek, itiraz edebileceksin

Yok benim dinim hak seninki batılmı diyeceğiz.Onlarda kendi dinlerini hak olarak görüyor. Ben din dayatmak için savaşırsam haklıyım ama sen yaparsan haksızsınız mı diyeceğiz

İsra 33- Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı canı öldürmeyin. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine bir yetki verdik. O da öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü ona (dinin kendisine verdiği yetki ile) yardım olunmuştur.

Peki bu ayeti nereye koyacağız. Allah teala haksız yee insan öldürmeyin diyor.Haklı yere öldürmak ise ancak kısas ile olur

bakara 178- Ey iman edenler! Öldürmede kısas size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ama her kim, ölenin kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa, o zaman örfe uyması, ona diyeti güzellikle ödemesi gerekir. Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Her kim bunun arkasından yine saldırırsa, artık ona acı veren bir azab vardır.

Zaten savaşta bir nevi kısas gibidir.yani müslümanlara saldırılırsa,kısas olarak onlara karşı savaşılır. Başka türlü mümkün değil

Çapulcuların cımbızlayarak aldıkları bir diğer ayet ise şu

Tevbe 29 Kitap verilenlerden, Allah’a, ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın.

Şimdi bu ayet müslümanlara,diğer din mensuplarına cizye verinceye kadar onlarla savaş yapılmasını mı emrediyor.Ne alaka

Tevbe suresini baştan sona okuduğumuzda,Peygamberle anlaşma yapmış olan yahudiler bu anlaşmalarını bozarak, müşirklerle beraber müslümanlara karşı savaşmışlardır.

Yani ortada islam devleti ile yapılan anlaşmayı bozup savaşan hain bir taraf vardır, ve bunlar müslümanlara zarar vermişlerdir.İşte tevbe 29 da emredilen bu hainlerin verdiği zarara karşılık olarak hakir bir şekilde savaş tazminatı ödeyinceye onlarla savaşılmasıdır.

Yoksa durup duruken herhangi bir kavim ile,zoraki vergi verinceye kadar savaşmak değildir.
emevi ve abbasi zalimleri bu ayeti kendi keyilerine göre çarpıtarak,gayri müslim vatandaşlardan zorla cizye adında vergi almışlar ve bu anlayış aynen osmanlıda da devam etmiş ve halada böyle olduğu sanılmaktadır

Mümtehine 7. Olur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

8. Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever
9. Allah sizi, ancak sizinle din hakkında savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için yardım eden kimselere dost olmaktan men eder. Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır.

Peki bu ayetleri nereye koyacağız. Allah teala müslümanlarla savaşmayan kimselere iyilik yapmamızı ve onlara adil davranmamızı emrediyor.Yok hayır biz anlamayız ya islamı kabul ederler yoksa canlarına okur ve onları haraca boğarız mı diyeceğiz

Emevilerle başlayan islam dışı yönetimler kendi hazinelerini doldurmak,saraylarda keyfialem yapabilmnek için bazı ayetleri malzeme olarak kullanmış başka milletlere yaptıkları saldırı ve barbarlıklarıda cihad adı altında kılıfına uydurmaya çalışmışlardır.

Sonuç olarak müslümanlar hiç bir kavme,islamı kabul edin yada cizye verin gibi gerekçeleriyle savaş açamazlar.Ama maalesefki sırlardan beri yapılmış ve böylece tüm dünyaya islamdan ve müslümanlardan nefret ettirilmiştir.Ve bu barbarlığın adıda cihad veya fetih olmuştur.

İşte müslümanların şanlı tarih ve şanlı ecdad diye övündükleri budur.çapulculuğun islami kılıfa sokulmuş hali.hazinelerini altınla, haremlerini de cariyelerle doldurup saraylarda içki ve fuhuş alemi tertip eden sultanlar bunun için gerekli olan parayı nasıl toplayacaklardı.Elbetteki talan ve vurgunla

Resulullahın yaptığı savaşlara bakıldığında da hep savunma amaçlı olduğu ortadadır.Mekkenin fethi ise, zorla çıkarıldığı ülkesine geri dönüştür ve bunada sonuna kadar hakkı vardır.Yoksa başka bir ülkeye savaş açmış falan değildir

Resulullahın kendi katılmayıp ta seriyyeler gönderek yapılan savaşlarda asıl amaç başka kavimlere savaş açmak değil,bizans ve fars imparatoluklarının islamı yok etme planlarını boşa çıkarmaktan başka bir şey değildir.eğer Resululah böyle bir tedbir almasa idi söz konusu kırallıkların müslümanları yeryüzünden silmesi bir an meselesi idi.
Kısaca taarruza geçen yine karşı taraftır.Resulullah ise müthiş ferasetinden dolayı onların planlarını başlarına geçirmiştir

Kendinizi bir an için gayrimüslüm yerine koyun ve düşününki. müslümanlar sizin ülkenize savaş açmış ve oranın halkını haraca bağlamış, siz bu durumda
bu müslümanlar ne kadar kibar ve nazik insanlar bize islamı kabul ettirmek için ilk önce ülkemize saldırdılar sonrada bizi vergiye boğdular. bu islam ne kadar güzel bir din böyle eh öyleyse bende müslüman olayım bari mi dersiniz yoksa islamdan ve müslümanlardan nefret mi edersiniz ???

--------

Kur’an açık bir dille indirilmişken bu ayetten farklı anlamlar çıkarmaya çalışmak boşa bence. Kemal Beyin çabalarını takdirle karşılıyorum. Ben de Kur’an’ın hikmetinden ve bilgeliğinden derinden etkilenmiş bir müslümanım. Kur’an da anlamak için kafa patlattığım ama bir türlü anlamadığım ayetlerden biri de buydu. Bana da çelişkili gelmişti çünkü dinde zorlama yoktur ama bu surede “Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam’ı) din edinmeyenlerle” onlar cizyeyi verene kadar savaşın deniliyor fakat eğer onlar bunu Hak din olarak tanısalar zaten müslüman olurlardı. Yine de herhalde ben anlamıyorum yada mutlaka bir sebebi vardır diyorum ve yoluma devam ediyorum çünkü Kur’an’ın yerine koyulabilicek ve ondaki bilgiyi içeren başka bir kitap da yok. Ama yine de düşünüyorum da bir yabancının bu ayeti okuyup da müslüman olmasının hiçbir yolu yok. Keza Ortadoğu’da ve dünyada da asla barış olmayacak. Bu savaş kıyamete kadar devam edecek. Bunu Kur’an’ı okuduktan sonra anlamak mümkün zaten, huntington’un medeniyetler savaşı teorisini okumaya gerek yok. Ama illa ki Kur’an’ın bunu söylediği anlamında değil fakat müslümanların bunu böyle anlayacağının kesin olması yüzünden. aslında fetih Tevrat’ta vardır; “Size kutsal toprakları vaad ediyorum, Kenan’lıları oradan çıkarın ve oraya siz yerleşin”. Bu Kur’an da aynen geçiyor. Yani allah emreden onları topraklarından çıkarırsın ve Allah emreder onları öldürürsün. Sonuçta Allah bilir biz bilmeyiz ve mal da mülk de Allah’ındır. Bir müslümanın bunu böyle kabul etmekten başka çaresi yoktur. Ama tabii hak hukuk olarak baktığımızda hepimizin kafası karışıyor çünkü biz hakkı hukuku da Kur’an dan öğrendik. Ama biz sonuçta içtenlikle öğrenmeye çalışan düşünen insanlarız hakkı hukuku sevdiğimiz için çelişkilere düşünüyoruz ve İslam’ın savaşla özdeşleştirilmesi bizleri çok üzüyor. Çünkü İslam barış demektir. Bu yüzden Kemal Bey’in çabalarını takdirle karşıladım. Ama öteki arkadaş sadece bir Cennet yalakası. Allah’tan barış diliyorum. Allah yardımcımız olsun…

alıntıladığım site http://www.kurandaceliskiyoktur.com/?page_id=24

-------------

ahmet Yazdı:
Sağolun arkadaşlar yardımcı olmaya çalıştığınız için.Ancak sorun sadece inanmayanlarla dost olmak veya onlara iyi-kötü davranmak değil.Allahımızın kelamını yargılamak biz kullarına düşmez tabi ama bir ayette dinde zorlama yoktur deniliyo,ötekinde inanmayanları öldürün deniyor.yani anlatmak istediğim şu,bizim dinimiz kusursuz bir din,insanların kafasında çelişki oluşturabilecek sözlerin olmaması gerekmez mi?Yine okurken gördüm mesela Fatr suresi ayet 8'de "Allah dilediğini saptırır dilediğini de doğru yola eriştirir" deniyor.Ama biz biliyoruz ki (Kuran'dan) insanlar yaptıklarının karşılığını alacak.Yani kimin önceden inanıp inanmayacağı belirlendiyse bu bi haksızlık olmuyo mu?Sonra şimdi inanmayan bi insanı öldürdük diyelim,ama o insanın  ileride inanma şansını elinden almış olmuyormuyuz?Acaba  çok irdelememek mi gerekiyor,yani olduğu gibi kabullenmek mi gerekir?Çünkü aklımın karıştığı anlar oluyor ve huzursz oluyorum...Saygılarımla...

Allah kimi hidayete iletir

Allah sadece dilediğini mi doğru yola iletir?

Allah dilediğini hidayete ulaştırır dilediğini ise saptırabilir. Her şey onun kudret eli altındadır. Fakat her şeyi yapabilecek güce sahip olması, her şeyi yaptığı anlamına gelmez.

Biz hiç bir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (14 İbrahim Suresi - 4)

İbrahim suresindeki bu ayette Allah, açıkça, dilediğini saptırıp dilediğini de doğru yola iletebileceğini söylemektedir. Bunu yapabilme gücüne sahiptir. Bu güce sahip olması, her zaman bunu kullandığı şeklinde düşünülmesi yanlıştır. Aynı zamanda Allah kimseye haksızlık da yapmaz. Onun sıfatlarından birisi de adil olmasıdır. Kulları arasında adaletle hükmeder. Allah’ın insanları saptırmasıyla ilgili ayetlere bakılırsa, bu insanların sapmayı istedikleri ve inkarda oldukları görülecektir. Allah sapmayı isteyene bu yönde sapkınlığını arttırmaktadır. Yoksa inanmak isteyen, samimi bir şekilde kendini Allah’a açan bir insanın saptırılması söz konusu değildir.

De ki: “Sizin şirk koştuklarınızdan hakka ulaştırabilecek var mı?” De ki: “Hakka ulaştıracak Allah’tır. Öyleyse, hakka ulaştıran mı uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa doğru yola ulaştırılmadıkça kendisi hidayete ulaşmayan mı? Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz?” (10 Yunus Suresi - 35)

Bu ayette görüleceği gibi burada şirk koşanlardan söz edilmektedir. Bunlar şirk içindedirler. Allah böyle sapmak isteyenin de sapkınlığını arttırır. Onlara hidayet vermez. Bu konuyla ilgili ayetlerin tümüne bakıldığında bu mantık görülecektir. Allah sapmak isteyenin sapkınlığını arttırır, iman etmek isteyenin ise hidayetini arttırır. Örneğin bir kişi kalben bir samimiyetle Allah’a yönelmek isterse, Allah onun bu isteğine karşılık verir. Onun kalbini İslam’a açar. Bu açıdan kalpler Allah’ın elindedir. Bir kişi kendisi istese de bunu yapamaz, ama hidayet veren (hadi) olan Allah bunu yapar. Aynı şekilde birisi sapmak istediğinde onun sapmasını yine Allah sağlar. Bunun adalet içinde olduğunun düşünülmesi çok önemlidir. Allah insanlar arasında adaletle hükmeder. İstese herkesi iman eden yada inkar eden yapabilir. Bu güç onun elindedir. Bu güce sahip olması adaletle hükmetmeyeceği anlamına gelmez.

Aslında materyalist değerlerle düşünüldüğünde insanların seçme gibi bir şansı yoktur. Her şey maddeden ibaret görüldüğünde, bu maddenin fonksiyonları da bellidir. İnsanı da sadece maddeden ibaret düşüncüğümüzde, olaylar karşısında vereceği tepkiler belirli olacaktır. Çünkü sahip olduğu organlar ve onların salgıları dışında hiçbir şekilde hareket edemez. Bu da insanın hiçbir şekilde bir seçme şansının olmadığını iddia etmek olur.

Evren sadece maddeden ibaret değildir. Bu evreni yaratan yüce Allah insana seçme şansı hakkı vermiştir. Bu seçimine göre Allah insanı saptırır yada hidayete erdirir.

Cüzü irade ve Külli irade konusunda yapılan hata ikisinin de nitelik olarak benzer kavramlar olarak düşünülerek kıyaslanmaya kalkılmasıdır. Allah zaman dışında ve zamana hakim olan bir varlıktır. Onun için zamanın geçmesi yada zamanı yaşamak diye bir durum söz konusu değildir. İnsan ise zamanlı bir varlıktır. O yüzden zaman için de insanın sahip olduğu cüzi irade ile, zamansızlık da Allah’ın sahip olduğu külli iradenin karşılaştırılması mantık olarak yanlıştır. Mutlak irade sahibi olan Allah, insanlara seçme hakkı vermiştir. İnsanların sahip olduğu bu hak, onun iradesiyledir.

alıntıladığım site http://www.kurandaceliskiyoktur.com/?page_id=21

---------

bir de şöyle bir yazı var:çok uzun olduğu için site linkini veriyorum.Ayrıca www.kurannesli.info sitesinin bilgi bankasında ilgili konulara ulaşabilirsiniz.

 

http://www.kurandaceliskiyoktur.com/?p=137

 

s.a

 



__________________
Ve elçi dedi ki: 'Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktı'' (furkan-30)
Yukarı dön Göster dördüncü_melek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dördüncü_melek Ziyaret dördüncü_melek's Ana Sayfa
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

ahmet06 Yazdı:
Sağolun arkadaşlar yardımcı olmaya çalıştığınız için.Ancak sorun sadece inanmayanlarla dost olmak veya onlara iyi-kötü davranmak değil.Allahımızın kelamını yargılamak biz kullarına düşmez tabi ama bir ayette dinde zorlama yoktur deniliyo,ötekinde inanmayanları öldürün deniyor.yani anlatmak istediğim şu,bizim dinimiz kusursuz bir din,insanların kafasında çelişki oluşturabilecek sözlerin olmaması gerekmez mi?Yine okurken gördüm mesela Fatr suresi ayet 8'de "Allah dilediğini saptırır dilediğini de doğru yola eriştirir" deniyor.Ama biz biliyoruz ki (Kuran'dan) insanlar yaptıklarının karşılığını alacak.Yani kimin önceden inanıp inanmayacağı belirlendiyse bu bi haksızlık olmuyo mu?Sonra şimdi inanmayan bi insanı öldürdük diyelim,ama o insanın  ileride inanma şansını elinden almış olmuyormuyuz?Acaba  çok irdelememek mi gerekiyor,yani olduğu gii dbi kabullenmek mi gerekir?Çünkü aklımın karıştığı anlar oluyor ve huzursz oluyorum...Saygılarımla...

Selam

Benim kurandan anladığım kadarıyla sorunuza cevap vermye çalışayım

Kimin iman edecek kimin sapkın olacağını belirleyen Allah değil kişilerin kendi iradesidir.Bir kulun dünyaya geldiğinde Allahın varlığını ve birliğini inkara yönelmesi o kulun kendi iradesiyle karar verdiği durumdur Allah dilediğini saptırır dilediğini doğru yola iletir söylemi  Allahın kudretinin anlatımıdır.Yani bir kişi dünyadaki yaşamında kendi iradesiyle kafirde olsa müminde olsa bunların hepsinin olması Allahın kudreti gücü dahilindedir.İnsanların kendi iradeleri üstünde mutlak iradenin varlığını daha iyi anlamamıza sağlayan bir ayet bu.Yani sen iradenle ne yaparsan yap senin buna yapmana izin veren senin iradeni yaratmış olan  mutlak bir irade var demek.

Allah zaman ve mekanda münezzehtir.Kul zamana bağlı olarak yaşam sürer.Bize göre gelecek olarak anladığımız zaman Allah katında zaten olmuş bitmiştir.Yani Allah başlangıç ve sonu aynı anda bir anda görür bilir.Yazınızda da belirttiğiniz gibi kimin iman edip etmeyeceği Allah tarafından daha o insan dünyaya gelmeden bilinir.O kişinin tüm hayatı boyunca ne yapacağı nasıl biri olacağı yaşamının tüm ayrıntıları Allahın bilgisi dahilindedir.(Tahmini değil kesin bilgisi dahilindedir.)Ama buna rağmen insan dünyaya gelip dünyada yapacaklarını yapar ve yaptıklarına kendiside şahit olur.Kuranda bu bize ayetlerdede anlatılmıştır.Kul dünyaya gelecek kendi eliyle yapıp ettiklerine ahrette yine kendi şahitlik edecektir.

 

Allah dilese kulları yarattığı anda iman edecekleri cennete etmeyecekleri cehenneme koyardı.

Ancak Allahın adaleti öylesine yüce ki kulları kendi kendilerine şahit olmaları için dünyaya gönderip orada belirli bir süre yaşamasına izin verir.



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
dördüncü_melek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dördüncü_melek

s.a

değerli kardeşler şu link bir harika.Özellikle NARTKAN rumuzlu bir kardeş var ki harika yazmış.Sabırla okumanızı tavsiye ederim.

http://forum.iktibas.info/thread.php?threadid=3891&board id=5&sid=4852ab76bf50eb51f34283a389c445ac&page=22

ilk sayfa 22

aşağıdan yukarıya doğru gidiyor

2.sayfa 21

son sayfa 1 nolu sayfa

biraz zor oldu çözmek ve alışmak ama olsun değdi:)

NARTKAN email adresini de vermiş.Çelişkili zihinlere yardımcı olabilecek biri.

nart_batraz@hotmail.com

s.a



__________________
Ve elçi dedi ki: 'Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktı'' (furkan-30)
Yukarı dön Göster dördüncü_melek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dördüncü_melek Ziyaret dördüncü_melek's Ana Sayfa
 
iblissavar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 06 subat 2007
Gönderilenler: 363
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iblissavar

 Selam dördüncü melek,
  Verdiğin linki 5.sayfaya kadar okudum ve bu Nartkan kardeşe hayran oldum.hem ateist Kuran inkarcılarına hem de hurafecilere karşı müthiş mücadele vermiş.Allah yardımcısı olsun.Kurana bağlı olan herkesi bu kardeşi desteklemeye çağırıyorum.


__________________
ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Yukarı dön Göster iblissavar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iblissavar
 
hakka dogru
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 04 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 78
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hakka dogru

   Selam

   Ahmet06 arkadaşın sorusuna özellikle Bakara ve Tevbe sureleri arasındaki "çelişkiye" verilen cevaplardan kendi adıma tatmin olamadım.Örn:Tevbe suresinde iki farklı müşrik grubu var.Bir grup müşrik anlaşmaya uyarsa namaz şartı aranmıyor.Diğer grupsa uymuyor ve bunlara namaz şartı getiriliyor.Bu ikinci gruba zorlama yapılıyor:Oysa iki grupta müşrik.Ya namaz kılıpta kalbinden putları atmamışsa.



__________________
İlim Çinde de olsa alınız.
Yukarı dön Göster hakka dogru's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hakka dogru
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

ozaman burda müslüman olup namaz kılma şartı da getiriliyor namaz kılmazsa da öldürülmeleri gerekiyor..
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats