HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: HANİFLER TARAFSIZ OLMALIDIR! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
iblissavar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 06 subat 2007
Gönderilenler: 363
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iblissavar

  Merhaba arkadaşlar,
 At izi ile it izinin birbirine karıştığı şu kaos ortamında biz hanifler hangi anlayışın ve hizbin yanında olacağız? sorusu beni çok meşgul etmişti.Bugün okuduğum Kasas süresinin şu ayetleri ışığında acaba tarafımız bellimidir diye sunmak istiyorum.
   Konu başlığı olan tarafsızlığı daha çok Allaha teslim olmanın dışındaki güncel olaylar için kullanıyorum.yani sağcı-solcu,Türk-Kürt,ezen-ezilen,sünni-şii ...gibi.İlgili ayetler şöyledir:

 
 

 28/14- O(Musa), erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz.

  Bu ayette hz Musa'ya verilen ilim ve hikmet,peygamberlikten ziyade firaset ve olayları doğru yorumlama anlayışıdır.

15- (Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi şiasından(kavminden), şu da düşmanlarından. Derken şiasından olan, düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine ona bir yumruk attı ve işini bitiriverdi. (Sonra da:) "Bu şeytanın işindendir; o, gerçekten açıkça saptırıcı bir düşmandır" dedi.

  Bu ayette milliyetçilik duyguları kabaran Musanın düşman bellediği kişiye karşı hemen ırkdaşını korumak içgüdüsüyle davranıp düşmanını yere sermesi ve olayın arka planındaki olumsuzlukları,yaşanacak acı olayları gördükten sonra hemen yaptığına pişman olması ve şöyle demesi ilginçtir:

 Bu şeytanın işindendir; o,gerçekten açıkça saptırıcı bir düşmandır"
 
   Yani  Hz Musa ırkdaşını koruma çabasını ve kan dökmesini şeytanın tuzağı olarak algılamış ve olayın arka planında onun insana düşmanlığının kendisine bu cinayeti planlattığını farketmiştir.
   Bu ayetten anlıyoruzki,ırkdaşını yada kendi anlayışına göre savunulması gerektiğine inandığı bir durumu korumak için kavga ve öldürme,suikast işlerine girişmenin yanlış ve şeytan işi olduğudur.

16- Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz. O, bağışlayandır, esirgeyendir.

   Tabiki Hz Musa  şeytanın bunu kendisine yaptırttığı bir kötü eylem olduğunu bilmenin yanında,kendi iradesini kullanarak bu kötülüğü yaptığı için de kendisini  suçlamakta, hemen pişmanlık duyup tövbe derek hatasını bağışlamasını Allah'tan istemektedir.

17- Dedi ki: "Rabbim, bana verdiğin nimetler adına, artık suçlu günahkarlara destekçi olmayacağım."

  Hz. Musa'nın bu itirafı çok önemlidir.Görünüşte haklı olduğuna inandığı ırkdaşı da en azından bu kavgayı başlatan olarak suçludur veya anarşi yaratacak ortam oluşturmakta bir suçtur,bundan dolayı da barışı ve insanlığı katletmeyi içeren hiçbir olaya karışmayacağını itiraf etmektedir.

18- Böylece şehirde korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen (kişi, bugün de) kendisine yardım için bağırıyor. Musa, ona dedi ki: "Sen açıkça bir azgınsın."

19- Sonunda ikisinin de düşmanı olan (adam)ı yakalamak isterken (adam ona) dedi ki: "Ey Musa dün birini öldürdüğün gibi, bugün de beni mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde yalnızca bir zorba olmak istiyorsun, ıslah edicilerden olmak istemiyorsun."

 Bu iki ayet,aslında Hz Musa'nın kafasının hala karışık olduğunu göstermekte,düşmanı olan kişinin "ıslah edici olmak istemiyorsun."sözü onun kafasının karışıklığını önleyen bir şok etkisi yaratmaktadır.

20- Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler, seni öldürmek konusunda aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git; gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim."

21- Böylece oradan korku içinde (çevreyi) gözetleyerek çıkıp gitti: "Rabbim, zalimler topluluğundan beni kurtar" dedi.

 Bu iki ayette de işlerin iyice sarpa sardığını farkeden Hz Musa,artık bir çıkış yolu aramakta ve zulme düştüğüne inandığı her iki tarafı da bir kenara bırakıp doğru olanı yapmanın çaresini bulmaya çalışmaktadır.

22- Medyen'e doğru yöneldiğinde de: "Umarım Rabbim, beni doğru bir yola yöneltip iletir" dedi.

 Artık gemileri yakmış ve zalimi de mazlumu da belirsiz bu kaos ortamından uzaklaşmayı çare olarak keşfetmiş ve seçiminden dolayı Allahın kendisine yardımcı olmasını istemiştir.

  Evet dostlar, haklı ve haksız tarafın net belli olmadığı bu kaos ortamından kurtulmak için Hz Musa kadar olamasa da en azından zihinsel açıdan kendimizi bu toplumdan soyutlasak ve şeytanın da aramıza girmesine fırsat vermesek doğru olmazmı?Ne dersiniz?




__________________
ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Yukarı dön Göster iblissavar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iblissavar
 
şeyma
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 03 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 179
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı şeyma

iblissavar Yazdı:
  

   Evet dostlar, haklı ve haksız tarafın net belli olmadığı bu kaos ortamından kurtulmak için Hz Musa kadar olamasa da en azından zihinsel açıdan kendimizi bu toplumdan soyutlasak ve şeytanın da aramıza girmesine fırsat vermesek doğru olmazmı?Ne dersiniz?


Haklı olanın kim olduğu konusunda içimizde bir şüphe doğuyorsa emin olamıyorsak,en doğru olanıda olaylara subjektif değil objektif bakmamız olmalıdır.Allah bize her ne şekilde olursa adaletle davranmamızı emreder.

Nisa:58 Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî'dir, çok iyi duyar; Basîr'dir, çok iyi görür.

Maide 8:Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah'tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

Maide 42: Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet. Allah, adaletle hükmedenleri/adalet ayakta tutanları sever.

Araf 29 : Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz.

Nahl 76 : Allah şöyle bir örnekleme de yaptı: İki adam; birisi dilsiz; hiçbir şeye gücü yetmez, efendisi/yöneticisi üstüne sadece bir yük. Efendi onu nereye gönderse hiçbir hayır getiremez. Şimdi bu adam, dosdoğru bir yol üzerinde bulunup adaletle emreden kişi ile aynı olur mu?

Sad 22: Davûd''un yanına girmişledi de onlardan korkmuştu. "Korkma, dediler, biz iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkını çiğnedi. Şimdi sen, aramızda hak ile hükmet, adaletsizlik etme. Bizi yolun denge noktasına ilet.!

Hucurat 9: Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever.

Rahman 9: Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı.

Mümtehine 8: Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever

Şayet Bu ayetleri olduğu gibi hayatımıza uygularsak,şeytanın bizi tuzağa düşürmesine fıırsat vermemiş oluruz.Yapacağımız en güzel dua ise  Allahım Beni ,bizi doğru yola ilet/yoldan saptırma şeklinde olmalıdır.



__________________
FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Yukarı dön Göster şeyma's Profil Diğer Mesajlarını Ara: şeyma
 
kamer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kamer

Merhaba iblissavar;

 

Resullerin tebliğ ettiği din kimin yaşamında varsa O’nu desteklemek gerekir.Kutsal olan insanlar değil , insanların yaşamlarındaki  vahiydir.Zaman ve mekan önemli değil , kimden tecelli ettiği de .Dini Allah’a özgüleyerek yaşamımızı düzenler isek Dostlarımızı da , düşmanlarımızı da  tanıyacak bir anlayış vereceğine inanıyorum.

 

Enfal/64: Ey Peygamber! Allah ve inananlardan seni izleyenler sana yeter/Allah, sana da seni izleyen müminlere de yeter!

 

Tevbe/100: Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sonsuza dek hep orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur!

 

Tevbe/105: De ki: "İş yapıp değer üretin; yapıp ürettiğinizi Allah da resulü de müminler de görecektir. Ve siz, görülmeyen âlemi de görülen âlemi de bilenin huzuruna döndürüleceksiniz, O size, yapıp ettiklerinizi bir bir haber verecektir."

 

Tevbe/24:De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz/menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan, resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah,emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz."

 

Mutlu ve esen kalın



__________________
Kamer/17-22-32-40:Ant olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık.O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
Yukarı dön Göster kamer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kamer
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam.

Uzun yıllardan bu yana Kuran ve toplum idaresi üzerine araştırma yapıyorum. Bu çalışmalarımda gördüm ki, Hz. Musa ve kıssaları gerçekten toplumların idaresi için çok önemli dersler içermektedir, yani pek çok mesele özellikle Hz. Musa ve kıssasında yoğunlaşmıştır.

Bu konuyu açan arkadaşımız da çok isabetli br noktadan başlamış.

Ben de bir kaç küçük misal vereyim.

Mesela, bizim yetiştirilme tarzımızda "görev verilmez alınır" tarzında bir yaklaşım vardır. Yani kişi bir göreve talip olmamalı, kendisine verileni de hakkıyla icra etmelidir.  Kendisine bir görev tevdi edildiğinde hiç bir husus ileri sürmeden başını eğmeli ve tastamam yerine getirmelidir. Ancak Hz. Musa kıssasını okuduğumuzda bunun hiç te böyle olmadığını görmekteyiz. Hz. Musa, kendisine peygamberlik ve Firavunun uyarılması görevi verildiğinde, konuşmada sıkıntılı olduğunu, kardeşi Harun'un  bu hususta daha etkili olabileceğini, kendisinin Firavun nezdinde bir suç davası olduğunu, bundan endişe ettiğini açıklıkla ifade etmiş, bu yüzden asla kınanmadığı gibi istediği veçhile kendisine Harun da yardımcı olarak atanmıştır. Bakınız, bildiğimiz şeyle Allah'ın sünneti ne kadar farklı.  Keza, burada Musa'nın itirazlarının/çekincelerinin hedefi görevin yapılmaması, görevden kaçınmak değil, görevin daha iyi nasıl yapılabileceği hususunda bir arayıştır. Yine buradan,  tebliğ işinde görevli yahut toplumu bir meselede yönlendirecek olanların "hitap" sanatında kendilerini yetiştirme gerekleri, yahut bir grubun böyle işler için anılan vasıflardaki kişileri vizyona yerleştirmeleri gereği ortaya çıkar.  

Diğer bir enteresan örnek de, aynı kıssalar kapsamında Harun'un "Sözüme bakmadın, israil oğulları arasında ayrılık çıkardın diyeceğinden korktum" sözüdür. O, samirinin fitnesi peşinde ilerleyen kavmini toparlamak hususunda -sertliğe- başvurmamış ve bu hususta da onların çeşitli fırkalara bölünme ihtimalini gerekçe edinmiştir.  Bu gerekçe Hz. Musa tarafından kabul edilmeyerek tapınılan buzağı ve hazırlayıcısı elimine edilmiştir. Demek ki, iş tevhide dayanan bir meseleye veya benzer bir eşdeğer meseleye vardığında her gün televizyonda sıklıkla duyduğumuz "Ülkemiz çok hassas bir dönemden geçiyor, birlik beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz" vs. sözler şüpheli bir gözle irdelenmelidir. Nihayet, toplumlar için birlik ve beraberlikten daha mühim meseleler vardır ve bu meseleler gündeme geldiğinde gerektiğinde birlik ve beraberlik amacı tatil edilebilir.

Hz. Harun'un bir peygamber olması ve vahiyle hareket etmiş olma ihtimaline rağmen Hz. Musa'nın onu sorgulaması da düşünülecek işlerdendir. Böylelikle, çoğu zaman dillendirilen "masumiyet" karinesi / öngörüsü ortadan kalkar. Böylelikle, sık sık duymaya alışık olduğumuz, "Liderimin yanlışı benim doğrumdan doğrudur" , "emir demiri keser" , "şeyhim / liderim ne iş yapmışsa bir bildiği / hikmeti vardır" vs. sözlerin de mutlak doğru bir yaklaşım olmadığı anlaşılır.

Yine Musa kıssasında "sığır" meselesi de toplumların kendi kendilerine yaptıkları zulmün açık bir misalidir. İşte bu forumda, benzer yaklaşımların islam dinini ne hale getirdiğinin en güzel örnekleri sıralanmaktadır.

"Gidin Firavun'a yumuşak söz söyleyin. Olur ki öğüt alır" ayeti, zaten başlı başına bir meseledir.

Evet dostlarım, hatam varsa düzeltilsin. Musa kıssası toplumların idaresinde böyle önemli daha nice işaretler içerir. Ben bir kaçını misal olarak saydım. Forum başlığına sebep teşkil eden ayetler de bunun en çarpıcı misallerindendir. Bir fikri (beşer fikrini), bir cemiyeti, bir ırkı top yekün savunmanın veya topyekün düşman olarak görmenin, böyle bir yaklaşımla hareket etmenin olası çarpıcı bir misali ve sonucu burada verilmiştir. "Suçlulara arka çıkmayacağım" sözü, kendi kavmimden / fikrimden / partimden / tarikatımdan / cemaatimden / ırkımdan  olarak genişletilebilir.

Yeri geldikçe inşaallah bu ve benzeri çıkarımları paylaşırız.

Ancak O'na iman eder, ancak O'ndan dileriz.       

Selam ile...  
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
iblissavar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 06 subat 2007
Gönderilenler: 363
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iblissavar

 iyi akşamlar arkadaşlar,
  Öncelikle olumlu değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim.Şeyma kardeş,şöyle yazmış:

 " Haklı olanın kim olduğu konusunda içimizde bir şüphe doğuyorsa emin olamıyorsak,en doğru olanıda olaylara subjektif değil objektif bakmamız olmalıdır.Allah bize her ne şekilde olursa adaletle davranmamızı emreder."

    Adaletli olmak elbette mecburidir,yalnız mesele burada haklı olanı tespit ve adalet değil,çünkü açıkça belliki hz Musa'nın kavmi zulme uğramıştı ve adalet arıyordu.Hz Musanın yanlış olan tavrı,her zulme uğrayanın haklı olduğunu zannetmesiydi.
     Kamer kardeş,genelleme ile zaman-üstülüğe vurgu yapmışki,bizim de savunduğumuz budur ve rabbimiz bu kıssaları sadece tarihi bilgi vermek için anlatmıyor,hatta kıssaların tarih ilmiyle pek ilgisi yok.Siz siz olun da bu olay ve olayların kendi gündeminizdeki yerini belirleyin deniliyor.

 Aliaksoy kardeş,sağolsun Hz Musa kıssasının genel hatlarını vermiş ve şöyle demiş:

    "...
Diğer bir enteresan örnek de, aynı kıssalar kapsamında Harun'un "Sözüme bakmadın, israil oğulları arasında ayrılık çıkardın diyeceğinden korktum" sözüdür. O, samirinin fitnesi peşinde ilerleyen kavmini toparlamak hususunda -sertliğe- başvurmamış ve bu hususta da onların çeşitli fırkalara bölünme ihtimalini gerekçe edinmiştir.

    Bu gerekçe Hz. Musa tarafından kabul edilmeyerek tapınılan buzağı ve hazırlayıcısı elimine edilmiştir. Demek ki, iş tevhide dayanan bir meseleye veya benzer bir eşdeğer meseleye vardığında her gün televizyonda sıklıkla duyduğumuz "Ülkemiz çok hassas bir dönemden geçiyor, birlik beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz" vs. sözler şüpheli bir gözle irdelenmelidir. Nihayet, toplumlar için birlik ve beraberlikten daha mühim meseleler vardır ve bu meseleler gündeme geldiğinde gerektiğinde birlik ve beraberlik amacı tatil edilebilir."

   Hz. Harun'un bir peygamber olması ve vahiyle hareket etmiş olma ihtimaline rağmen Hz. Musa'nın onu sorgulaması da düşünülecek işlerdendir. Böylelikle, çoğu zaman dillendirilen "masumiyet" karinesi / öngörüsü ortadan kalkar. Böylelikle, sık sık duymaya alışık olduğumuz, "Liderimin yanlışı benim doğrumdan doğrudur" , "emir demiri keser" , "şeyhim / liderim ne iş yapmışsa bir bildiği / hikmeti vardır" vs. sözlerin de mutlak doğru bir yaklaşım olmadığı anlaşılır.
 
    "..Bir fikri (beşer fikrini), bir cemiyeti, bir ırkı top yekün savunmanın veya topyekün düşman olarak görmenin, böyle bir yaklaşımla hareket etmenin olası çarpıcı bir misali ve sonucu burada verilmiştir. "Suçlulara arka çıkmayacağım" sözü, kendi kavmimden / fikrimden / partimden / tarikatımdan / cemaatimden / ırkımdan  olarak genişletilebilir."
 
    Hz Musa,kıssası Kuranda en çok geçen kıssa olmasına rağmen,yine de hepsini bir anda değerlendirmek yerine gerektiği kadarıyla ilgilenmek daha doğru olmakla birlikte, bu güzel tespit ve katkılarından dolayı Aliaksoy kardeşe hassaten teşekkür eder,cümleten katkılarınızın devamını beklerim.





__________________
ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Yukarı dön Göster iblissavar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iblissavar
 
şeyma
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 03 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 179
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı şeyma

 

"..Bir fikri (beşer fikrini), bir cemiyeti, bir ırkı top yekün savunmanın veya topyekün düşman olarak görmenin, böyle bir yaklaşımla hareket etmenin olası çarpıcı bir misali ve sonucu burada verilmiştir. "Suçlulara arka çıkmayacağım" sözü, kendi kavmimden / fikrimden / partimden / tarikatımdan / cemaatimden / ırkımdan  olarak genişletilebilir."

Sevgili iblissavar;

Yukarıda alıntığım pasaj dan  çıkan anafikir doğru yolu bulmak ve her kim olursa olsun,ister dost ister düşman adaletle hükmetmek değil midir?



__________________
FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Yukarı dön Göster şeyma's Profil Diğer Mesajlarını Ara: şeyma
 
iblissavar
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 06 subat 2007
Gönderilenler: 363
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iblissavar

 Selam Şeyma,
  evet adaletli olmak, olmazsa olmaz bir şarttır hanif müslümana.Ancak biz burda taraf olmak üzerine konuşuyoruz.yani adaletli olandan yana tavır koymak bizim için önemlidir.Ama kitle iletişim araçlarının bizi bilgi(sizlik)bombardımanına tuttuğu bir hengamede bizim bir taraftan yana olmayı seçmek yerine rabbimiz bizi güncemdeki konularda bir seçimle başbaşa bırakıncaya kadar tarafsız olmak en doğru yol değilmidir?


__________________
ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
Yukarı dön Göster iblissavar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iblissavar
 
şeyma
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 03 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 179
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı şeyma

iblissavar Yazdı:
 Selam Şeyma,
  evet adaletli olmak, olmazsa olmaz bir şarttır hanif müslümana.Ancak biz burda taraf olmak üzerine konuşuyoruz.yani adaletli olandan yana tavır koymak bizim için önemlidir.Ama kitle iletişim araçlarının bizi bilgi(sizlik)bombardımanına tuttuğu bir hengamede bizim bir taraftan yana olmayı seçmek yerine rabbimiz bizi güncemdeki konularda bir seçimle başbaşa bırakıncaya kadar tarafsız olmak en doğru yol değilmidir?

İşte bende onu diyorum.Adalet ne dmektir? Adalet=Tarafsızlık

 Sende şunu diyosun: Rabbim bizi bir seçimle başbaşa bırakıncaya kadar.. Biz işimize bakalım şimdilik..)

 

 



__________________
FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Yukarı dön Göster şeyma's Profil Diğer Mesajlarını Ara: şeyma
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

İBLİSSAVAR YAZDI:

Evet dostlar, haklı ve haksız tarafın net belli olmadığı bu kaos ortamından kurtulmak için Hz Musa kadar olamasa da en azından zihinsel açıdan kendimizi bu toplumdan soyutlasak ve şeytanın da aramıza girmesine fırsat vermesek doğru olmazmı?Ne dersiniz?


Selam İblissavar,

Tesbitin çok doğru ancak,çözüm önerin kolaycılık gibi geldi bana.Eğer zihinsel ayrışma yeterli olsaydı Allah Musa'ya da onu önerirdi.Bu bombardımanın içerisinde zihinsel ayrışmanın pek mümkün olmadığına yaşayarak tanık oluyoruz.

Zaten önemli olan da Musa gibi Prensliği ve Sarayı terk edebilmek değil mi? Ne dersiniz?

Selametle



Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

aliaksoy Yazdı:


Mesela, bizim yetiştirilme tarzımızda "görev verilmez alınır" tarzında bir yaklaşım vardır. Yani kişi bir göreve talip olmamalı, kendisine verileni de hakkıyla icra etmelidir.  Kendisine bir görev tevdi edildiğinde hiç bir husus ileri sürmeden başını eğmeli ve tastamam yerine getirmelidir. Ancak Hz. Musa kıssasını okuduğumuzda bunun hiç te böyle olmadığını görmekteyiz.



Selam AliAksoy

"Görev istenmez, verilirse yapılır" anlayışı gerçekten çarpık bir zihniyetin  ürünü. Pasifize edilmişliğin, ezikliğin ve silikliğin takdire şayan gösterildiği bir zihniyetin. Emir komuta zincirinin bir halkası hem de son halkası olmanın muteber gösterildiği bir zihniyetin.

Bundan daha kötüsü de var. Klasik tasavvufi anlayışa göre toplumsal bazdaki görevler yanına yaklaşılmayacak derecede negatif görülmelidir. Çünkü liderlik nefsi okşar ve maleyani kalbi bozar, yoldan alıkoyar. Güç oyunculuğu ama yeşil renkli olandan, fiyakalısından...

Kur'anda bizlere örnek gösterilen Resullerimizden öğrenmekteyiz ki  böyle bir çarpıklık meziyet ve böyle bir miskinlik takva değildir.

Bu konuda Hz. Yusuf'ta da bizlere güzel örneklik vardır.


Yusuf 55. Yûsuf dedi ki: "Beni ülke hazinelerine bakan yap. Ben iyi bir koruyucuyum; bilgiliyim."


Yusuf 56. İşte böylece biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân ve mevki verdik. Ülkede, istediği yerde konaklayabiliyordu. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız; güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmeyiz.



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats