HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: BÜYÜK GÜNAHLAR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm! Değerli Kardeşlerim!

 

Hayata bakış açımızda yeni ufuklar açacağını düşündüğüm bir çalışmayı bilgilerinize sunmak istiyorum. 

 

  BÜYÜK GÜNAHLAR

 

            

Büyük günahların neler olduğu, bazı rivayetlere dayanılarak yapılan içtihatlar doğrultusunda aşağıdaki gibi belirlenmiştir:

             - Haksız yere adam öldürmek

             - Zina etmek

             - İffetli bir bayana kötülük isnat etmek

             - Savaşta, hücum anında cepheden kaçmak

             - Sihirbazlık yapmak

             - Yetim malını yemek

             - Müslüman ana-babaya asi olmak

             - Faiz yemek

             - Hırsızlık yapmak

             - Alkolik olmak, aklı işe yaramaz hale getirmek

             - Emredileni yapmamak, yasakları yapmakla aileye karşı istikameti terk etmek

             - Küçük sayılmasına rağmen ısrarla, devamla yapılan her türlü küçük günah

             - Şirk

 

            

Yukarıdaki sıralamanın sonunda yer alan “şirk”, bir günah değil, kâfirliğin ta kendisidir.

 

Günah, imanlı insanların yaptıkları hatalardır.

 

Bu nedenle “şirk”in günahlar arasında sayılması yanlıştır.

            

Bize göre “büyük günah”; Rabbimizin Kur`an`da, önüne “büyük” sıfatı eklediği suçlardır.

 

Bu suçlar, tespitlerimize göre şunlardır:

 

  Haram Ay`da savaşmak.

 

Bakara; 217:  

“Sana Kutsal Ay`dan; bu ayda savaşmaktan soruyorlar.

De ki: “Onda (o ayda) savaşmak büyüktür (büyük günahtır), …”

 

       

Haram aylar; Hacc yapılan, Arap geleneğine göre de savaşın yasak olduğu aylardır.

Bu ayeti, “işaret”, “delâlet” ve “iktiza” anlamlarını dikkate alarak günümüze uyarlarsak “büyük günah”; uluslar arası eğitimin, öğretimin, bilim alış verişinin ve ticaretin yollarını güvensiz hâle getirmek ve engellemektir.

 

  Yetim malı yemek.

 

Nisa; 2:                          

“Ve yetimlerinize mallarını verin. Temizi pise değişmeyin.

Onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin.

Bunu yapmak kesinlikle büyük bir suçtur.”

 

            

Bu ayetin günümüz şartlarındaki direktiflerinden birisi de;

“Kamu mallarının talan edilmemesi ve kamu geliri olan verginin kaçırılmaması”dır.

 

Çünkü bugün yetimin velisi ve hamisi kamudur.

 

 

Rızık endişesiyle çocukların öldürülmesi.

 

İsra; 31:                        

Ve yoksulluk kaygısıyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları ve sizi biz rızıklandırırız (besleriz). Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.

 

            

Bu ayet, bugüne kadar, Arapların kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleri ve erkek çocuklarını putlara kurban etmeleri şeklinde açıklanmıştır.

 

Halbuki ne kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi, ne de erkek çocuklarının putlara kurban edilmesi, ayetin vurguladığı yoksulluk kaygısı ile yapılmış eylemler değildir.

 

Bu ayetin “yoksulluk kaygısı” vurgusu göz önüne alındığında, günümüz için işaret ettiği “büyük günah” bize göre; yoksulluk bahanesiyle geç dönemde yaptırılan kürtajlar ve yine yoksulluk bahanesiyle erkek veya kız çocukların, öğretimden ve eğitimden mahrum bırakılması suretiyle geleceklerinin karartılmasıdır.

 

 

Kişinin yapmayacağı şeyi “yapacağım” demesi.

 

Saff; 2 - 3:                   

Ey inananlar! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında gazap bakımından büyüdü (büyük bir suç; günah olarak belirlendi).

 

            

Bu ayetteki direktifler, her ne kadar ayetlerin iniş sebebi olarak gösterilen Uhud savaşındaki cepheden kaçanları muhatap alır gözükse de, tüm yalan taahhütte bulunanları; yapmayacağı halde “yapacağım” diyerek kendilerine inanan, güvenen insanları kandıranları, hayal kırıklığına uğratanları muhatap almaktadır. Bu tipler, hatırlanacağı üzere Nass suresinde “Neffasati fil ukadi (sözleşmelerine tükürenler)” olarak nitelenmişti.

 

 

Fevahiş:

 

            

“ Fevahiş”, “çirkin iş, yüz kızartıcı söz veya davranış, olması gereken sınırı aşmak, söz ve cevapta taşkınlık etmek” anlamına gelen “fahşa” sözcüğünün çoğuludur.

            

 “Fuhş”, “fahşa” ve “fahişe” kelimeleri, Ragıb el-İsfehanî tarafından “el-Müfredat”ta; “son derece çirkin söz ve fiiller” olarak tanımlanmıştır (Fahşa mad.).

            

“Gerçeğe ve normal ölçülere uymayan her şey” demek olan “fahişe” sözcüğü, İbnu`l Cinni`ye göre cehaletin bir çeşidi olup, “ilim” sözcüğünün zıttıdır (İbn Menzur, Lisan ul Arab).

 

Âl-i Imran suresinin 135. ayetinde “fena iş” olarak nitelenen “fahişe” sözcüğü

Kur`an`da on üç yerde, çoğulu “fevahiş” sözcüğü ise dört yerde geçmektedir.

            

 “Fahşa” sözcüğü Kur`an`da  birden çok aşırılık için kullanılmıştır:

 

              

Nisa suresinin 19. ayetinde; zinadan kinaye olarak kullanılmıştır. Ama İmam Fahrûddin er-Râzi`ye göre bu ayette geçen “fahişe” kelimesi, kadının kocasına ve onun yakınlarına eziyette bulunması anlamına gelir (Mefâtihu`l-Gayb).

 

Nisa suresinin 22. ve Bakara suresinin 169. ayetlerinde; şeytanın emrettiği kötü davranış ve hayâsızlık anlamında kullanılmıştır.

 

Nisa; 22:                      

Babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin; ancak (cahiliye devrinde) geçen geçmiştir. Şüphesiz o bir hayâsızlıktır (fahişedir), iğrenç bir iştir yol olarak da ne kadar kötüdür?

 

Nisa suresinin 25. ayetinde; evlilikten sonra zina yapmak anlamında kullanılmıştır.

 

Nisa; 25:                      

… O halde fuhuşta bulunmayan, gizli dost edinmeyen namuslu kadınlar olmak üzere yakınlarının izniyle nikâhlayın ve örfe uygun bir şekilde mehirlerini verin. Evlendiklerinde fahişe işlerlerse (zina ederlerse) onlara hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir. …

            

 

 

A`râf suresinin 80, 81. ve Ankebut suresinin 28. ayetlerinde; Lût Kavmi`nin yaptığı çirkin fiil (homoseksüellik) anlamında kullanılmıştır.

 

A`râf; 80, 81:  

… Sizden hiç kimsenin yapmadığı hayâsızlığı (fahişeyi) mı yapıyorsunuz? …

 … Çünkü siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir kavimsiniz/ halksınız. …

 

         

İsra suresinin 32. ayetinde; zina fiili fahişe olarak nitelenmiştir.

 

İsra; 32:                        

Zinaya yaklaşmayın; çünkü o fahişedir ve ne kötü bir yoldur.

 

            

Nur suresinin 19. ayetinde; insanlar arasında yayılan kötülük ve fuhşiyat anlamında kullanılmıştır.

 

Nur; 19:                        

Şüphesiz müminler arasında fuhşiyatın yayılmasını sevenler için dünyada rezillik ve ahirette çok acıklı bir azap vardır. …

 

            

 En`âm; 151:

De ki onlara: "Hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım: Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; biz sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah'ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz." [/COLOR>

 

A`râf; 33:

De ki: "Rabbim, ancak şunları haram kıldı: İğrençlikleri-görünenini, gizli olanı-günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi."  

 

Şûra; 37:

Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur. [/COLOR>         

 

Necm; 32

Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.

 

 

“Fahişe” sözcüğünün çoğulu olan “fevahiş” sözcüğünün ise, Kur`an`da had cezasını (ağır ceza) gerektiren hâller için kullanıldığını görüyoruz. Müminler bu suçlardan uzak durmalı ve kendileri arasında bu ahlaksızlığın yayılmasına fırsat vermemelidir. Zira  düşmanları bu konuda sinsice çalışmaktadırlar:

 

 

Lemem:

 

 Kur`an`da sadece burada ve bir tek kez geçen  “ lemem” sözcüğünün aslı olan “lemme” fiili;

“toplamak, biriktirmek, bir şeyi ısrarlı ve devamlı olmamak şartıyla yapmak ve düzeltmek”

manasına gelir.

 

Meselâ dağınık saçları düzeltmek “lemme”  fiiliyle ifade edilir. Aynı kökten gelen “ eleme” sözcüğü de;

 “az miktarda, hafif tesir ve bir şeyin yanında az bir zaman durma” demektir.

            

Dolayısıyla “lemem” sözcüğü, bir kişinin bir işi yapmamakla birlikte yapacak noktaya kadar gelmesini, ve yaparsa da az bir şey yapmasını ifade eder.

            

Konumuz itibariyle ise, Allah`ın yasakladığını yapmaya yaklaşmak, günah işlere yakın olmak ama yapmamak veya yapıp hemen geri dönmek manasındadır.

 

Bu sözcüğün kapsamına giren davranışlar; “kebair” ve “fevahiş” derecesinde olmayan ve özellikle de kişinin kendine yönelik işlediği kusurlardır.

 

Hayatında bu tip kusurlardan başka kusur işlemeyenleri Rabbimiz;

 “güzel davranıp, güzel düşünenler” olarak nitelemiş ve onlardan övgüyle bahsetmiştir.

 

            

Necm 32:

> “Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.”

 

 

 ayette Rabbimizin bağışlamasının geniş olduğu vurgulanmaktadır. 

 

Zümer; 53:                   

De ki: “Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü aşan kullarım. Allah`ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir.”

 

Nisa; 16-18:                 

Sizlerden fuhuş yapanların (eşcinsel ilişkide bulunan erkeklerin), her ikisine eziyet edin. Eğer tövbe ederler de ıslah olurlarsa artık onlardan vazgeçin. Şüphesiz Allah, tövbeleri kabul edendir, esirgeyendir.Allah`ın (kabulünü) üzerine aldığı tövbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tövbe edenlerinkidir. İşte Allah, böylelerinin tövbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm (hikmet) sahibidir.

Tövbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de, onlardan birine ölüm çatınca: `Ben şimdi gerçekten tövbe ettim` diyenler, ne de kâfir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır.  

 

Nisa; 31:                        

Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi `onurlu-üstün` bir makama sokarız.

 

Nisa; 48:                        

Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun aşağısında olanları ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günah uydurmuş olur.

 

Nisa; 116:                     

Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun aşağısında kalanları ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.

 

Âl-i Imran;133-136:

Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır. Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar (daki hakların)dan bağışlama ile (vaz) geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.

Ve `çirkin bir hayâsızlık` işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah`ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah`tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar, yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.Bunların karşılığı, Rabblerinden bağışlanma ve içinde ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlerdir. (Böyle) Yapıp-edenlerin karşılığı (ödülü) ne güzeldir.

 

 

Yüce Allah kullarına bazen uyarı mahiyetinde belâlar, fitneler  verir:

 

Secde; 20, 21:           

Ve fasıklara (yoldan çıkanlara) gelince, onların varacağı yer, ateş olacaktır. Her çıkmak istediklerinde oraya yeniden çevrilecekler ve onlara, “yalanlayıp durduğunuz Ateş`in azabını tadın”  denilecektir.

 Hiç kuşkusuz, onlara büyük cezanın astından en yakın cezadan  tattıracağız; belki dönerler?

 

Rum; 41:                     

İnsanların elleriyle kazandıkları yüzünden, yaptıklarının bir kısmını onlara tattırmak için  karada ve denizde fesat (kargaşa) çıktı. Belki dönerler.

 

Tur; 47:                        

Evet, zalimlik edenlere, bundan aşağı bir azap var; ama, onların çoğu  bilmez.

 

Ankebut ;40:

Herbirini kendi günahı ile yakaladık. Bazılarının üstüne taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Bir kısmını, o korkunç titreşimli ses yakaladı. Onlardan, yere batırdıklarımız da oldu. Bazılarını da boğduk. Allah onlara zulmedecek değildi. Fakat onlar kendi benliklerine zulmediyorlardı.        &n bsp;  

Zühruf ; 48:

Onlara gösterir olduğumuz her ayet-alâmet, kızkardeşi ayet-alâmetten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır.

 

            

Sonuç olarak, yukarıda verdiğimiz bilgiler ve ayetler ışığı altında Rabbimizin, “kebair” ve “fevahiş” derecesinde olmayan ve kişinin sadece kendisine zarar veren kusurlarını bağışlayacağını, ama “kebair” ve “fevahiş” derecesinde olan ve kişinin büyüklük taslayarak Allah`a rağmen cüretle işlediği suçları affetmeyeceğini söylemek mümkündür.

Kaynak: İşte Kur’an (Hakkı Yılmaz)

 

Kusursuzluk sadec Allah’a mahsusdur.

En doğrusunu bilen Allah’tır.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah’a emanet olunuz.

 



__________________
Halil Ay
Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

          Efrayim

          Sevgili hanif dost1...

          Ayetlere bağlı kalarak yazdığınız yorumlar, özellikle benim ilgimi çekiyor.Ancak,

          Yazınızı incelediğimde, Allah"ın günah dediği ile haram dediğini aynı listeye almışsınız.

          Allah, harama haram, günaha günah demiştir.

          Siz de başkaları gibi " Kardeşim ha günah ha haram ne farkeder ikiside aynı kapıya çıkar" derseniz üzülürüm.Sizden daha kurani ve bilimsel katkı beklediğimden üzülürüm.

         Faiz yemek haram, yerseniz günah olur,

        Teyze ile evlenmek haram, evlenirseniz günah olur,  

        İçki içmek haram, içerseniz günah olur gibi  söylemler, insanların söylemleri olduğuna inanıyorum. 

        Sevgi ile, 

           

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
TRUES
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 03 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 38
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı TRUES

Merhaba dost1, paylaştığınız çalışma için teşekkürler.

dost1 Yazdı:

Yukarıdaki sıralamanın sonunda yer alan “şirk”, bir günah değil, kâfirliğin ta kendisidir.

Günah, imanlı insanların yaptıkları hatalardır.

Bu nedenle “şirk”in günahlar arasında sayılması yanlıştır.

Bu sözlerinizi anlıyorum, ama katılmıyorum. Çünkü Allah şirkin aşağısındaki suçları bağışlayabilirim derken, "şirkin" "affedilmez suç" olduğunu anlatmaktadır. 

Nisa; 48:                        

Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun aşağısında olanları ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günah uydurmuş olur.

Evet Allah, artık "günahkar" olarak nitelenebilecek kadar günahda ileri gitmiş olanlara günahları sorulmaz der.

Bu ; sicilinde adam öldürmek suçu olan bir adamın, kapalı alanda sigara içmesinden sorgulanmasının saçma, gereksiz görülmesine benzer. Allah da en büyük, vazgeçilmemesi durumunda  asla affetmeyeceğim dediği "şirk" suçu içindekilere içki içmelerini, zina etmelerini... sormayacaktır. Onların sorgulanacağı şey "şirk suçu" olacaktır.

Kasas-78: Dedi ki: «Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir.» Bilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki kuşaklardan kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu-günahkârlardan kendi günahları sorulmaz.

Kişi  şirk suçu içindeyken, diğer suçlarının bir önemi kalmaz, daha doğrusu "şirk" öyle bir suç ki, bu suç tüm diğer suçların üstünde. Tüm diğer suçlar "şirk" suçunun yanında hafif kalır.  Dolayısıyla bu ""şirk" içindeki kişi, içki içmese de, zina etmese de, hırsızlık yapmasa da, adam öldürmese de Allah'ın affetmeyeceği bir suçlu konumundadır.

  
dost1 Yazdı:
  

Nisa; 116:                     

Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun aşağısında kalanları ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.

 

 



__________________
"Hakk Rabb'indendir."
Yukarı dön Göster TRUES's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TRUES
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm! Değerli Efrayim58 Kardeşim!

 

efrayim58 Yazdı:

          Efrayim

          Sevgili hanif dost1...

          Ayetlere bağlı kalarak yazdığınız yorumlar, özellikle benim ilgimi çekiyor.Ancak,

          Yazınızı incelediğimde, Allah"ın günah dediği ile haram dediğini aynı listeye almışsınız.

          Allah, harama haram, günaha günah demiştir.

          Siz de başkaları gibi " Kardeşim ha günah ha haram ne farkeder ikiside aynı kapıya çıkar" derseniz üzülürüm.Sizden daha kurani ve bilimsel katkı beklediğimden üzülürüm.

Allah Razı olsun. Okumuş değerlendirmiş ve değerlendirmenizin sonucunu yazmışsınız.

Bu yazımı dikkatli okuduğunuz gibi önceki yazılarımı da dikkatli okuduğunuzu düşünüyorum.

Alemlerin Rabbi oolan Yüce Allah, Kur'an'da ne dediyse odur.

Biz acizane olarak Rabbimizin Kitabında olanları tebyin ediyoruz.

Yazılarımızı okuyan Sizler gibi değerli Kardeşlerimizin kafalarında oluşabilecek soruları gidermek amacıyla yapılan bir çalışmayı bilgilerinize sunmak istiyorum.

    

SEVAB

“Sevb” in asıl anlamı, bir şeyin ilk haline, ya da ilk düşünülen hale dönmesidir. “Falan kişi evine döndü" sözü, Kişinin daha önce bulunduğu yere, yani kendi evine döndüğünü belirtir.

“Sevb” ipin, yapılmak istenen amaca, ürüne dönmesini belirtir. İp, elbise yapılmak için yapılır. İşte ipin, yapılış amacı olan giysiye dönüşmüş haline sevb denilir.

Herhangi bir amelin (eylemi) sevbi de, o eylemin yapılış amacına dönmesidir. Eylemin sonucunda oluşan iyilik ve güzelliğe sevb (sevâb) denilir. Sevbin çoğulu “siyâb” ve “esvâb” tır.

Müddessir;4:”Ve siyabeke fetahhir. Temizle giysilerini!

Müddessir;5:”Verrucze fehcur. Uzaklaştır kendinden pisliği!”

Burada elbisenin, maddi kirlerden, ruhun da ma'nevî kirlerden temizlenmesi emredilmektedir.

Kehf; 31:”Ülaike lehüm cennatü adnin tecri min tahtihimül enharu yühallevne fiha min esavira min zehebiiv ve yelbesune siyaben hudram min sündüsiv ve istebrakim müttekiine fiha alel eraik ni'mes sevab ve hasünet mürtefeka

Bunlar için, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyip koltuklar üzerine kurulacaklar. O ne güzel karşılık, o ne güzel dayanak!”

 

sevâb, yapılan işlerin karşılığı, yani eylemlerin varacağı sonuçtur. İyi, kötü her işin sonucuna sevâb denilir:

 

 Al-i İmran 145:Ve ma kane li nefsin en temute illa bi iznillahi kitabem müeccela, ve mey yürid sevabed dünya nü'tihi minha, ve mey yürid sevabel ahirati nü'tihi minha, ve senecziş şakirin

Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişi ölmez. Vakti belirlenmiş bir yazıdır o. Dünya çıkarını gözetene ondan veririz; âhiret yararını gözetene de ondan veririz. Şükredenleri ödüllendireceğiz biz.

Al-i İmran 148:Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahirah, vallahü yühibbül muhsinin

“Allah da onlara, hem dünya nimetini verdi hem de âhiret sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever.”

Al-i İmran;195:Festecabe lehüm rabbühüm enni la üdiy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa, ba'duküm min ba'd, fellezine haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fi sebili ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhilennehüm cennatin tecri min tahtihel enhar, sevabem min indillah, vallahü indehu husnüs sevab

“Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli.”

Nisa;134”Men kane yüridü sevabed dünya fe inellahi sevabüd dünya vel ahirah ve kanellahü semiam besiyra”

“Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.”

 

Mesûbetde sevâb demektir:

Bakara;103:”Ve lev ennehüm amenu vettekav le mesubetüm min indillahi hayr, lev kanu ya'lemun

Eğer onlar iman edip sakınsalardı, Allah katından bir sevap elbette daha kıymetli olurdu. Keşke bilebilselerdi.”

Maide;60:”Kul hel ünebbiüküm bi şerrim min zalike mesubeten indellah mel leanehüllahü ve ğadibe aleyhi ve ceale minhümül kiradete vel hanazira ve abedet tağut ülaike şerrum mekanev ve edallü an sevais sebil De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar."

 

(sevb) kökünden mîmli masdar ve mekân ismi olan (mesâbet), tekrar tekrar dönüp gelinecek, toplanma, sevâb kazanma yeri anlamına gelir.

Bakara;125:”Ve iz cealnel beyte mesabetel lin nasi ve emna, vettehizu mim mekami ibrahime müsalla, ve ahidna ila ibrahime ve ismaiyle en tahhira veytiye lit taifine vel akifine ver rukkeis sücud

Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!"

 

Seyyib kocadan yoksun olan. yani dul kadındır

 

Tahrim;5:”'Asa rabbuhu in tallakakune en yubdilehu ezvacen hayren minkunne muslimatin mu'munatin kanitatin taibatin 'abidatin saihatin seyyibatin ve ebkaren.”

O sizi boşarsa, kim bilir belki de Rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşler nasip eder: Allah'a teslim olan, iman sahibi, gönülden bağlı, tövbe etmesini seven, ibadete düşkün, yolculuk edebilen dullar ve bâkireler.”

 

GÜNAH

 

Arapçada günâh anlamına gelen üç kelime vardır: İsm  cunâh ve zenb.

 

Küçük nüanslarla her üçü de günâh anlamını verir.

 

İsm: sevâb ve hayırda yaya kalmak, ağır gitmek demektir ki günâh anlamında kullanılır.

 

Günâhın sonunda gelecek vehâmet ve azaba esâm denilir

Furkan;68:”Vellezine la yed'une meallahi ilahen ahara ve la yaktülunen nefselleti harramellahü illa bil hakki ve la yeznun ve mey yef'al zalike yelka esama

Onlar Allah'ın yanında bir başka ilaha yakarmazlar/davet etmezler. Allah'ın saygıya layık kaldığı canı haksız yere almazlar. Zina etmezler. Bunları yapan cezaya çarpılır.

 

 

İsm'in karşıtı birr'dır.

Necm;32:”Ellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahişe illel lemem inne rabbeke vasiul mağfirah huve a'lemu bi kum iz enşeekum minel erdi ve iz entum ecinnetun fi butuni ummehatikum fe la tuzekku enfusekum huve a'lemu bi menitteka

Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.

 

A'râf;33:”Kul innema harrame rabbiyel fevahişe ma zahera minha ve ma betane vel isme vel bağye bi ğayril hakki ve en tüşriku billahi ma lem yünezzil bihi sültanev ve en tekulu alellahi ma la ta'lemun

De ki: "Rabbim, ancak şunları haram kıldı: İğrençlikleri-görünenini, gizli olanı-günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi."

Şura;37:”Vellezine yectenibune kebairal ismi vel fevahişe ve iza ma ğadibu hüm yağfirun

Onlar, günahın büyüklerinden ve tüm iğrençliklerinden uzak dururlar. Öfkelendikleri zamansa, affedenler onlar olur.”

Bakara: 85, 173, 181, 182, 188, 203, 206, 219; Ahzâb: 58; Âl-i İmrân: 178; Nisa: 20,48,50, 111, 112; Nûn 11; Mücâdele: 8, 9; Hucurât: 12; Mâide: 2, 3, 29,62,63, 107, 120'nci âyetlerde geçmektedir.

 

 

Cunâh esasında bir tarafa meyletmek, eğilmek demektir. Doğru davranıştan, yanlış davranışa doğru eğilim göstermeğe, sapmağa da cunâh denmiştir. Bu kelimenin, eğilmek anlamındaki  (cnh) kökünden gelmesi mümkün olduğu gibi farsça gonâhtan Arapçalaşmiş olması da mümkündür.

Cunâh kelimesi de: Nisa: 98/23, 24, 101, 102; Bakara: 92/158, 198, 229, 233,234,235,236,240,282; Mâide: 110/93'ncü âyetlerde geçer.

 

 Zenb ise esasında bir şeyi kuyruğundan yakalamak demektir, fakat sonucu vahîm olan şey anlamında kullanılır. Türkçede günâh dediğimiz şeydir. Günâh olan eylem, sonunda ağır sorumluluk getirecek olan eylemdir.

Tekvir;8:” Ve izelmev'udetu suilet. O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda”

Tekvir;9:”Bieyyi zenbin kutilet. Hangi günah yüzünden öldürüldü diye!”

 

 

HELAL

 H-L-L    Kelimesinin aslı  düğümü çözmek demektir.

Ta-Ha 27; “Vahlül ukdetem mil lisani "Dilimden düğümü çöz,”

Haleltü indim demektir. Bunun aslı inerken yüklerin indirilmesinden alınmıştır. Sonraları salt anlamda iniş için de kullanılmıştır.

Halle hululen: Bir şekilde indi. Ehallehu ğayruhu: Başkası onu indirdi.

Rad 31:…ev tehullü karibem min darihim veya bu belalar  yurtlarının yakınına iner…

İbrahim 28:…ve ehallu kavmehüm daral bevar .. Milletleri helak yurduna sürüklüyenleri görmüyor musun?

Halleddeynu: Borcun ödeme zamanı geldi.

 

 

Halîl: Eş (koca), halîle :Eş(hanım)dır.

Hülle: Elbise, etek, gömlek (pantalon-ceket)tir.  

İhlîl  ise idrar kanalıdır. Çünkü bu da idrarın çıkması için önü açılmış yol, kanaldır

 

Düğümü çözmek anlamındaki hail, herhangi bir şey üzerindeki yasak düğümünü kaldırmak için de kullanılır.

Düğümün çözülmesinden istiare yoluyla  halleşey’ü hılalle deyimi türetilmiştir.

İhlâl : helâl kılmak demektir. Keza ihlâl hacda ihramdan çıkmadır. Muhrim ihramdan çıkan, helâl dönemine girendir.

"Ve izâ haleltum fastadû", "ve ente hillun bihâzâ' l-beled" burada hill iki anlama gelebilir: Biri bu kentte helâlsin, diğeri bu kente gelip kona­caksın, demektir.

 

Sonuç olarak:

Helâl,  üzerinden yasak düğümü çözülmüş, yenmesi, kullanılması veya yapılması serbest olan şeydir.

Mâide: 1 âyetinde Kur'ân'da yasaklananlar dışındaki bütün hayvanların helâl kılındığı vurgulanmaktadır. Bunların etini yemekte bir sakınca yoktur. İnsanların kendi düşünce ve gelenekleriyle bazı hayvanlar üzerine koydukları yasaklar, rezervler geçersizdir.

Nahl;116:”Ve la tekulu lima tesifü elsinetükümül kezibe haza halalüv ve haza haramül li tefteru alellahil kezib innellezine yefterune alellahil kezibe la yüflihun

Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.

Tahrim;1  :”Ya eyyuhennebiyyu lime tuharrimu ma ehallellahu leke tebteğiy merdate ezvacike vallahu ğafurun rahiymun.

Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

Maide; 87:”Ya eyyühellezine amenu la tüharrimu tayyibati ma ehallellahü leküm ve la ta'tedu innellahe le yühibbül mu'tedin

Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.

Maide;88:”Ve külu mimma razekakümüllahü halalen teyyibev vettekullahellezi entüm bihi mü'minun

Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan korkun.

 

HARAM

Haram kelimesi ya ilahi açıdan ya da beşeri yönden yasaklanan ya zorla  ya da akıl ve şeriat tarafından , yahut da emrine uyulan biri tarafından yasaklanmış şey demektir.

İlahi yönlendirme yönünde haram:

Kasas;12:”Ve harramna aleyhil meradia…Süt annelerinin emzirmelerini ona Haram kıldık.

Enbiya;95:”Ve haramün ala karyetin ehleknaha ennahüm la yarciun Helâk ettiğimiz bir kente/medeniyete yaşamak haram edilmiştir. Onlar bir daha geri dönemezler.”

Maide;26:”Kale fe inneha müharrametün aleyhim erbeiyne seneh yetihune fil erdi fe la te'se alel kavmil fasikiyn

Allah dedi ki: "Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. Yeryüzünde sersem sersem dolaşacaklar. Sen o sapıklar topluluğu için kederlenme."

 

Zora dayalı olması yönünden haram:

 

Maide;72:”Le kad keferallezine kalu innellahe hüvel mesihubnü meryem ve kalel mesihu ya beni israila'büdüllahe rabbi ve rabbeküm innehu mey yüşrik billahi fe kad harramellahü aleyhil cennete ve me'vahün nar ve ma liz zalimine min ensar

Yemin olsun ki, "Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: "Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır."

 

A’raf;50:”Ve nada ashabün nari ashabel cenneti en efidu aleyna minel mai ev mimma razekakümüllah kalu innellahe harramehüma alel kafirin Ateş halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın!" Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de küfre sapanlara haram kılmıştır."

 

Şeriat ile gelen yönünden haram:

Bakara;85:”…ve in ye'tuküm üsara tüfaduhüm ve hüve muharramün aleyküm ihracühüm…”

Sonra size esir olarak geldikleri takdirde, size haram olduğu halde, fidye vererek kendilerini kurtarıyorsunuz.”

En’am;145:”Kul la ecidü fi ma uhiye ileyye müharramen ala taimiy yat'amühu illa ey yekune meyteten ev demem mesfuhan ev lahme hinzirin fe innehu ricsün ev fiskan ühille li ğayrillahi bih fe menidturra ğayra bağiv ve la adin fe inne rabbeke ğafurur rahiym

“De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar." Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.”

 

En’am 146: Ve alellezine hadu harramna külle zi zufür ve minel bekari vel ğanemi harramna aleyhim şühumehüma illa ma hamelet zuhuruhüma evil havaya ev mahteleta bi azm zalike cezeynahüm bi bağyihim ve inna lesadikun

Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptık. Biz elbette sözünde duranlarız.” 

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.

En doğrusunu bilen Allah'tır.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah'a emanet olunuz.   

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün aleyküm! Değerli Trues Kardeşim!

TRUES Yazdı:

Merhaba dost1, paylaştığınız çalışma için teşekkürler.

dost1 Yazdı:

Yukarıdaki sıralamanın sonunda yer alan “şirk”, bir günah değil, kâfirliğin ta kendisidir.

Günah, imanlı insanların yaptıkları hatalardır.

Bu nedenle “şirk”in günahlar arasında sayılması yanlıştır.

Bu sözlerinizi anlıyorum, ama katılmıyorum. Çünkü Allah şirkin aşağısındaki suçları bağışlayabilirim derken, "şirkin" "affedilmez suç" olduğunu anlatmaktadır. 

Nisa; 48:                        

Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun aşağısında olanları ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günah uydurmuş olur.

Evet Allah, artık "günahkar" olarak nitelenebilecek kadar günahda ileri gitmiş olanlara günahları sorulmaz der.

Bu ; sicilinde adam öldürmek suçu olan bir adamın, kapalı alanda sigara içmesinden sorgulanmasının saçma, gereksiz görülmesine benzer. Allah da en büyük, vazgeçilmemesi durumunda  asla affetmeyeceğim dediği "şirk" suçu içindekilere içki içmelerini, zina etmelerini... sormayacaktır. Onların sorgulanacağı şey "şirk suçu" olacaktır.

Kasas-78: Dedi ki: «Bu, bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir.» Bilmez mi, ki gerçekten Allah, kendisinden önceki kuşaklardan kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu-günahkârlardan kendi günahları sorulmaz.

Kişi  şirk suçu içindeyken, diğer suçlarının bir önemi kalmaz, daha doğrusu "şirk" öyle bir suç ki, bu suç tüm diğer suçların üstünde. Tüm diğer suçlar "şirk" suçunun yanında hafif kalır.  Dolayısıyla bu ""şirk" içindeki kişi, içki içmese de, zina etmese de, hırsızlık yapmasa da, adam öldürmese de Allah'ın affetmeyeceği bir suçlu konumundadır.

  
dost1 Yazdı:
  

Nisa; 116:                     

Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz. Bunun aşağısında kalanları ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.

 

 

Sağolun. Allah Razı olsun. Düşüncelerinizi bizlerle paylaştınız.

Bağışlayın! Ancak, hangi görüşüme katılmadığınızı anlayabilmiş değilim.

Açarsanız sevinirim.

Rabbim ilminizi artırsın.

Hep birlikte bilgi ve sevgi pınarlarından çağlayanlardan olalım inşaallah.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.

En doğrusunu bilen Allah'tır.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah'a emanet olunuz.

 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
TRUES
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 03 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 38
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı TRUES

dost1 Yazdı:

Yukarıdaki sıralamanın sonunda yer alan “şirk”, bir günah değil, kâfirliğin ta kendisidir.

Günah, imanlı insanların yaptıkları hatalardır.

Bu nedenle “şirk”in günahlar arasında sayılması yanlıştır.

Selamlar, dost1,

 Alıntıladığım gibi, şirkin günahlar arasında sayılması yanlıştır sözünüze katılmıyorum dedim. Şirk, günahlar arasındadır fakat en büyük, tamamen bitirilmediği sürece asla affedilmeyecek olan günahtır.  Sınırdır; şirk günahını işlemek Allah'ın dininden çıkışı, şirk günahını tamamen, kökten bitirmek, sonlandırmak Allah'ın dinine girişi ifade eder .

Nisa; 48:                        

Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun aşağısında olanları ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günah uydurmuş olur.

 

Yusuf Suresi:37-40

Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim."

"Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı (bir sürü) Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar (kahredici) olan bir tek Allah mı?"

 

Sizin Allah'tan başka taptıklarınız, Allah'ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler."

 

"Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiç bir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler."

 

 Sizi anlıyorum dedim, Allah' ın bunları yapmayın, yalan söylemeyin, zina etmeyin, içki içmeyin... dedikleri, iman edenlerden istedikleridir, zaten şirk içindeki bir insandan Allah'ın istediği tek ve öncelikli şey "şirk" i bitirmesidir. Yani kişi şirk günahı içindeyken gündeminde olması gereken tek günah "şirk" olmalıdır. Yazımda da belirttiğim gibi "şirk" içindeyken kişinin diğer suçlarının bir önemi kalmaz, içki içmese de, hırsızlık yapmasa da, zina etmese de Allah'ın affetmeyeceği bir suç içindedir zaten.

 

esenlikler dileği ile




__________________
"Hakk Rabb'indendir."
Yukarı dön Göster TRUES's Profil Diğer Mesajlarını Ara: TRUES
 
erdemli
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 temmuz 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 96
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı erdemli


Slm,

Gerçekten de üzerinde durulması gereken bir konu...

Hatta yanlış söyledim...

Hiç br zaman gündemden düşmemesi gereken bir konu...

Şu kesin ki;

1-İnsanlar bilmeden şirk içindeler...

2-Allah'In var ve bir olduğunu bilseler de şirk içindeler

3-Çoğunluk bunun fakında değil

4-Şirk, tüm yaptığını iyilikleri, kıldığınız namzı, tuttuğunuz orucu toptan götüren ciddi bir suç....

DAHA ÖTESİ VAR MI? ALLAH AFFETMEYECEĞİM DİYORSA KENDİMİİZİ BU KONUDAN TEMİZE ÇIKARIRKEN BİN KEZ DÜŞÜNMELİYİZ....

AĞZIMIZDAN DİN ADINA NE ÇIKIYOR, NEYİ BİLEREK NEYİ BİLMEDEN YAPIYORUZ...

BU KONUNUN CİDDİYETİ ANLAŞILDIĞINDA GÖRÜLECEK Kİ BELKİ DE UZUN SÜRE KONULMASI GEREKEN TEK KONU ŞRK OLMALIDIR....

BU FORUMA GİRENLERDE DAHİ BU KONUNUN EKSİK OLDUĞU BİR ÇOK KİMSE GÖREBİLİYORUM..

ÇÜNKÜ BİZE HİÇ BU BİLİÇ VERİLMEMİŞ...AMA BİZ AŞMALIYIZ ENGELLERİ VE KAFAMIZDA VE KALBİMİZDE BUNU NETLEŞTİRMELİYİZ selam ile

 

 



__________________
Allah temiz akıl sahiplerini sever!
Yukarı dön Göster erdemli's Profil Diğer Mesajlarını Ara: erdemli
 
efrayim58
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 subat 2007
Gönderilenler: 1098
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı efrayim58

 

          Efrayim58

          Sevgili hanif dost1...

           Açıklamalarınızı okudum. Teşekkür ederim.

         Ancak, aşağıdaki değerlendirmelerime değinmemişsiniz. 

         Segi ile,

        Yazınızı incelediğimde, Allah"ın günah dediği ile haram dediğini aynı listeye almışsınız.

          Allah, harama haram, günaha günah demiştir.

          Siz de başkaları gibi " Kardeşim ha günah ha haram ne farkeder ikiside aynı kapıya çıkar" derseniz üzülürüm.Sizden daha kurani ve bilimsel katkı beklediğimden üzülürüm.

         Faiz yemek haram, yerseniz günah olur,

        Teyze ile evlenmek haram, evlenirseniz günah olur,  

        İçki içmek haram, içerseniz günah olur gibi  söylemler, insanların söylemleri olduğuna inanıyorum. 

         

Yukarı dön Göster efrayim58's Profil Diğer Mesajlarını Ara: efrayim58
 
anafikir
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 26 aralik 2006
Gönderilenler: 112
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı anafikir

 

 Alıntıladığım gibi, şirkin günahlar arasında sayılması yanlıştır sözünüze katılmıyorum dedim. Şirk, günahlar arasındadır fakat en büyük, tamamen bitirilmediği sürece asla affedilmeyecek olan günahtır.  Sınırdır; şirk günahını işlemek Allah'ın dininden çıkışı, şirk günahını tamamen, kökten bitirmek, sonlandırmak Allah'ın dinine girişi ifade eder .

Nisa; 48:                        

Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz.bağış iseBunun aşağısında olanları , dilediğini lar. Kim Allah`a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günah uydurmuş olur.

 

Yusuf Suresi:37-40

Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim."

"Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı (bir sürü) Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar (kahredici) olan bir tek Allah mı?"

 

Sizin Allah'tan başka taptıklarınız, Allah'ın kendileri hakkında hiç bir delil indirmediği, sizin ve atalarınızın ad olarak adlandırdıklarınızdan başkası değildir. Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur, ancak insanların çoğu bilmezler."

 

"Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiç bir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler."

Bu düşünceye katılmamak mumkun değil Kuranda en büyük günah ortak etmektir. Bununde kesinlikle bağışlanması yoktur.   bundan başkasını dilediğine bağışlar. Kuranda günah çeşitleri farklı kelımelerle anlatılmıştır.

1-şırk için ısm

2-Zenb

3Hatiye

4-seyiye

5-Lemem

6-Fevahış

Bu günahların her birinin farklı günah çeşıdı olduğunu unutmayalım.

 selam ile
Yukarı dön Göster anafikir's Profil Diğer Mesajlarını Ara: anafikir
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats