HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: SÜNNET VE HADİSLER ÜZERİNE Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

SÜNNET VE HADİSLER ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİM

Ali UMUÇ (www.aliumuc.com)

İslam dinindeki ihtilafların ortaya çıkmasındaki en büyük etken hadislerdir. Bazı insanlar, aralarındaki ihtilafların giderilmesi için gönderilen Kur’an-ı Kerimi bırakıp, peygamberden veya O’nun sahabesinden geldiği iddia olunan hadislere dalmış ve içinden çıkılamaz ihtilaflara düşmüşlerdir. Daha sonra da aslı astarı olmayan bazı hadislerden yola çıkarak kıyaslar yapmış ve daha fazla ihtilafların ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır. Gerek itikadi farklılaşmanın, gerekse de ameli farklılaşmanın sebeplerinin başında; peygambere veya O’nun sahabelerine fatura edilen hadisler gelmektedir. Aynı şekilde ümmeti bölen ve siyasi farklılaşmalarla onları küfür milletinin zulümlerine maruz bırakan parçalanmaların sebeplerinin en önemlisi de bu hadislerdir.

Bu kısa girişten sonra şimdi de hadislerle ilgili temel düşüncelerimizi maddeler halinde açıklayalım.

- Hadisler gelenekçilerin açıkladıkları gibi Peygamberimizin sözleri değil, çoğunluğu O’nun ve sahabelerinin adına fatura edilmiş olan rivayetlerdir.

- Hadis kitaplarında peygamber adına fatura edilmiş binlerce hadis vardır. Buhari Müslim’de dahil olmak üzere her hadis kitabında peygamber adına uydurulmuş olduğu % 100 ispatlanabilecek birçok hadis vardır. Ve bu uydurmalar gelenekçilerin sandığı gibi 3-5 rivayet değil, hadislerin büyük bir çoğunluğudur.

- Hadis alimlerinin isnad sistemi diye ortaya koymuş olduğu sistem; tarafgirliğe dayalı olan ve gerektiğinde yalanı da içeren bir sistemdir. Bu sisteme asla güvenilemez. Belki araştırma yapıldığında illetleri akılla kavranılamayan Kur’an merkezli konularda, Kur’an’ın mesajının te’kid ve tebyin edilmesinde tamamlayıcı bilgi olarak isnad sisteminden faydalanılabilir. Yine bu faydalanma da % 100 sağlıklı değildir, ama diğer delillerle birleştirilerek faydalanılabilir. Bazı hususlarda tamamlayıcı bilgilerin ortaya çıkartılmasında bunlara başvurulabilir. Ama hiçbir zaman bu bilgiler esas alınamaz. Ehli hadisin ortaya çıktığı ilk dönemlerde isnad sistemi hadislerin peygambere aidiyetinin garantisi gibi gösteriliyordu. O günden bu güne kadarda aynı anlayışın sağlıklı olduğuna inanılıyordu. Biz diyoruz ki, bu zihniyetin oluşması için, birçok rey ehline iftira atılmış ve cahil kalabalıklarında katkısıyla bu yanlış anlayış –ehl-i reye rağmen- günümüze kadar taşınmıştır. Bu insanların iftiralarından rey ehlinden olan Nazzam ve Ebu Hanife gibi alimler bile nasiplerini almışlardır. İftiralara örnek olarak, Nazzam’a gece gündüz içki içer fuhuş yapardı ve haysiyetsizdi diyen İbn-i Kuteybe’yi ve Ebu Hanife’ye Muhammedin dinini değiştiren, hadislere hurafe diyen, sahih hadisi inkar eden, ümmetin fitnecisi…vb diyen İbn-i Hibban’ı örnek olarak gösterebiliriz.

- Hadislerin peygamber döneminde-DİNİN İKİNCİ KAYNAĞI- olduğu iddiası da yalandır. O dönemde hadislerin yaygın bir şekilde yazılmadığı apaçık ortadadır. Eğer dinin ikinci kaynağı olsa mutlaka yazılırdı. Hadislerin ilk başta Kur’an ayetlerine karışmamış olduğu yorumu da mantıksızdır. Çünkü birçok sahabenin ezberinde olan Kur’an’ın hadislerle karıştırılmasının imkanı yoktu. Diyelim ki yazılmadı. Pekala Beni Saide gölgeliğinde hilafete kimin seçileceği tartışılırken niçin Sünnilerin hadis kitaplarındaki onlarca hadisten söz edilmedi.Çünkü o hadisler o dönemde yoktu. O hadisler siyasi olaylar sebebiyle daha sonra uydurulmuş ref edilerek peygamber veya O’nun sahabeleri adına fatura edilmiştir. Aynı şekilde Şiilerin bildiğini iddia ettikleri birçok sahabe; buradaki hilafet seçiminin sonucunda çıkıp ta “Hayır! Bu seçim doğru değil, Peygamberin hilafete Ali’yi daha layık gördüğüne dair onlarca rivayet var demedi. Niye? Çünkü onların sahih dedikleri birçok rivayette aynen Sünnilerinki gibi olaydan sonra uydurulmuştu. Bu bilinçle hareket eden birçok sahabe ve Ebu Hanife ve İmam Malik gibi mezhep imamları sahih senetle gelmesine rağmen-sünnet anlayışlarına aykırı olan- sahih hadisleri reddetmişlerdir. Hanefilerdeki Manevi İnkıta meselesini anlayanlar bizim açıklamalarımızdan gerekeni anlayabilir. Onu bilmeyenler ve kör mukallitlikle müttaki bir muvahhit olunacağını sananlar ise; maalesef ne açıklamalarımızı nede dinlerini anlama şerefine nail olamayacaklardır.

- Hadis kitaplarında bırakın sözleri ameller bile doğru nakledilememiştir. Hatta imanın şartının kaç olduğunu bile hadisçiler net bir şekilde aktaramamışlardır. Bu onların peygamberin sözünü değil de, en temel inancı bile doğru nakledemediklerini ispatlamaya yeterlidir. Mesela; iki sayfalık hadisi doğru nakletmek bir yana, bütün hadisçiler yan yana gelse peygamberin kıbleye karşı bevledip bevletmediğini çözemezler. Ancak te’ville, nesh mensuh…vb yöntemlerle rivayetler arasını bağdaştırmaya çalışırlar. Ama bunda bile başarılı olamazlar. Çünkü, kendilerine çöl ortamında yüzlerce defa belki de sahabeler arasında bevletmiş olan peygamberin bir amelini bile doğru nakledememişsiniz, sözlerini nasıl nakledeceksiniz? Deseniz hiçbir cevap veremez ve sadece sizi sünneti inkar etmekle suçlarlar. (Sünnetle hadisin farkını bilmeyecek kadar sünneti anlamaktan uzak oldukları için; siz, peygambere ait olmayan sözleri(hadisleri) reddettiğiniz halde, onlar Alah’ın rasulünün Kur’an’ı yaşama şekjli olan sünneti inkar ettiğinizi sanacak ve size karşı tutumunu da ona göre belirleyecektir.

- Hadislerin aslının vahy olduğu iddiası da yalandır. Bu konuda İbn-i Hazm, İmam Şafi, İbn-i Hibban ve benzerlerinin getirdiği deliller bağlamlarından kopartılmış ayetler ve uydurulmuş hadislerdir. Örnek olarak, bu kişiler Kur’an hakkında söylenmiş olan peygamberin konuştuklarının vahy olmasını, hadislerin de aslının vahy olduğuna delil getirmişlerdir. Bu doğru değildir. Ayetin ayetler içindeki, sure içindeki bağlamına ve nüzul kronolojisi dikkate alınarak Kur’an içindeki bütünlüğüne bakıldığında gelenekçilerin yorumlarını yaparken Kur’ana bakmak ve O’nu anlamak yerine, O’ndaki ideolojilerini desteklediklerini sandıkları herhangi bir ayeti cımbızla çıkartıp, binbir te’ville te’vil edip daha sonra işte bakın Kur’an’da da bizim teorinin delili var demişlerdir. Ataları taklitle ömür tüketenlerin, Kur’an’a bakarak fikir üretmeleri mümkün olmadığı için maalesef ilgili kişilerin delil diye verdikleri ayet, asla delil olmamasına rağmen binlerce yıldan beri alim ulema geçinenler arasında delil diye açıklanıp durmuştur. Dikkat ediyorsanız, Necm suresindeki bu ayetin bizim anladığımız manadaki hadislerle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Yine aynı şekilde Hicr suresindeki “zikri biz indirdik ve O’nu biz koruyacağız” ayetindeki zikrin hadisle hiçbir alakası da yoktur. Hatta bütün akıl sahipleri ittifak etmişler ki hadisler korunmamıştır ve korunmadığı konusunda ihtilafta yoktur. Ümmetin üzerinde ittifak ettiği tek şey; Allah’ın kitabının değiştirilmeden günümüze kadar geldiğidir. Hadisler öyle mi? Müçtehit olmayanların bir müçtehidi taklit etmesi gerektiğini açıklayan Hüsnü Aktaş ismindeki gelenekçi bir hocamızın kitabındaki “itibar edilen hadis kitaplarımızda aynı konuda birbiriyle çelişkili iki sahih hadise her zaman rastlanılır…” şeklindeki açıklama bizim iddialarımızın muhaliflerimiz tarafından da aynen kabul edildiğinin göstergesidir. Teşhisimiz aynı olan bu konuda çözüm önerilerimiz oldukça farklıdır. Onlar hadisler karmakarışık onu biz anlayamaz anlayan bir müçtehide tabi oluruz derken, biz evet! Karmakarışık olduğu doğru bu yüzden dinimizi yaşamak için Kur’an’a sımsıkı yapışmalı, hadislere ise sadece Kur’an’ı anlamamıza yardımcı olacak kadar bakmalıyız. Bunu yapmayarak “bu karmakarışık hadislerden ancak mezhep imamlarımız ve alimlerimiz anlar” diyenler, artık uykudan uyanmalı ve müçtehitlerinde ihtilafları çözemeyerek Kur’an’a rağmen ortaya çıkartılan bu ihtilafların içinde boğulup kaldığını anlamalıdır.

- Geleneksel hadis anlayışının esas aldığı sahabe tarifi de yanlıştır. Eğer bu tarif esas alınırsa o zaman, sahabenin tümünün adil olması, tamamen imkansız hale gelir. Bu tanım ve sahabenin tümünün adil olduğu şeklindeki yorumun, rivayetlerin eleştirilmesini önlemek için hadis ehlinin yapmış olduğu bir koruma çemberi olduğunu biliyoruz. Ve bu şekildeki sonradan çıkartılan saçma sapan kurallara itibar etmiyoruz. Hadisçi kesim bu hadisleri korumak ve kollamak adına uydurmuş, daha sonra tartışılmasın diye akaid konularının arasına katmış ve bir inanç şekline dönüştürmüştür. Maalesef bunda da başarılı olmuş ve bunun sonucunda binlerce uydurma hadis sahih hadis olarak hadis kitaplarında yer alabilmiştir.

- Gelenekçilerin geçmişteki alimlerin uydurma hadisleri temizledikleri iddiaları da doğru değildir. Bunu söyleyenlere, Buhari’den sonra yaşayan hadis alimlerinin çalışmaları sonucunda, Buhari’de uydurma olduğunu anlayıp seçtikleri kaç uydurma hadis var? Diye bir soru sormanız yeterlidir. Cevap “Buhari’de olmaz” olacaktır. Halbuki Buhari’de Peygambere aidiyeti imkansız olan, çünkü, peygamberin vefatından sonra ortaya çıkan ve hadis uydurmacılarının tetikleyicisi olan savaşların birebir açıklamasını yapan rivayetler vardır. Buhari’yi araştıranlar, orada her iki siyasi grubun kendi yorumlarını hadis diye uydurup Buhari’nin içine taşıdıklarını göreceklerdir. Siyasi olaylar sonucunda ortaya çıkan savaşta ölenlerin Müslüman olduğunu söyleyen ve her iki tarafı temize çıkarmaya çalışanlarında, tam tersine her iki tarafı suçlayanlarında kendi tezlerini peygamber adına fatura ettiklerini kolaylıkla anlayacaktır. Örnek olarak; siyasi olaylar sonucunda iki tarafın Müslüman olduğunu savunanlar, “İki (İslam) topluluğu savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu iki topluluk arasında büyük bir harp olacaktır. Halbuki ikisinin de davası birdir. “ hadisini, tam tersini savunarak her iki grubunda cehennemlik olduğunu söyleyenler ise “Ebu Bekre hadisi Ahmet b. Kays rivayetinde şöyle demiştir. “(Sıffin harbi sırasında) şu adama (Ali b. Ebi Talip) yardım etmeye gittim. (Yolda) Ebu Bekre ile karşılaştım. Nereye gitmek istiyorsun? Diye sordu. Ben “Şu adama (Ali’ye) yardım etmeye” dedim. Ebu Bekre “Dön zira ben Rasullah’ın İki Müslüman kılıçlarıyla karşı(laşıp vuruştukları) zaman öldüren de, ölen de cehennemdedir.” Buyurdu. Ben ya Rasullah, şu katilin Cehennemlik oluşunu anladık, öldürülene ne oluyor? Dedim. O da arkadaşını öldürmeye hırslı idi” buyurdu. Hadisini delil göstermiş ve bunu da Buhari’ye Peygamber sözü olarak yazdırtabilmişlerdir. Bunun örnekleri onlarca, yüzlerce değil binlerce vardır. Ve biz bunları zamanı geldikçe teker teker göstermeye çalışacağız.

- Hadis kitaplarındaki hadislerin birçoğu Kur’an’ın anlaşılmasını kolaylaştırmak şöyle dursun, tam tersine zorlaştırmıştır. Maalesef bazı konularda bu zorlaştırmanın bir ucu imkansızlaştırmaya doğru gitmiştir. Hadis kitaplarındaki hadislerin mutlaka bilinmesini şart koşan hadisçi zihniyet; maalesef hadislerin büyük bir çoğunluğunun Kur’an’ın anlaşılmasını kolaylaştırmak şöyle dursun, tam tersine zorlaştırmış olduğunun farkına varamamıştır. Biz bazı hadislerin Sünnetin anlaşılmasında ve dolaylı olarak ta Kur’an’ın anlaşılmasında faydaları olduğunu inkar etmiyoruz. Ama bu gelenekçilerin anladığı gibi değil. Çünkü gelenekçilere göre Kur’an merkezli ve ameli tevatür olarak gelen uygulanmış bir sünnet ile, merfuluğu, ittisali tartışılacak bir ferdi rivayet kitapta geçiyorsa aynı şeyi ifade eder. Ehli Sünnetliği kimseye bırakmayan tarikatçıların eserlerinde, bu tip ferdi rivayetlerin, Kur’an ayetlerini tekzip edercesine uydurulmuş anlamlarına ve çürük isnadlarına bakılmaksızın yer alması bu iddiamızı ispatlamaktadır. Bu tip rivayetler, sadece tarikat kitaplarında değil, akaid kitaplarında bile kullanılmıştır. Bunun bazı örneklerini akaidle ilgili düşüncelerimize baktığınızda göreceksiniz.

- Sonuç olarak; Avam halk hadis kitaplarıyla ve hadislerle fazla muhatap edilmemelidir. Onlar inancını ve ahlakını Kur’an’a göre yapmalı, ameli konularda da güncelleştirilmiş bir ilmihal kitabına göre amellerini yapmaya çalışmalıdır. Okumayı ve araştırmayı seven orta ve ileri aşamalı Kur’an okuyucuları ise sitemizi takip ederek geliştirmiş olduğumuz Kur’an merkezli Sünnet anlayışının mahiyetini anlamalı ve araştırmalarımızı takip ederek Kur’an merkezli Sünnet anlayışıyla Hurafe merkezli sünnet anlayışının farkını fark etmelidir. Aradaki farkı anlayanlar, yalancı birçok ravinin uydurmuş olduğu rivayetlerdeki bilgilerle, Allah’ın dinine eklemelerde veya çıkartmalarda bulunulamayacağını bilecek ve tevhid inancının gereğini yapacaktır.
http://www.aliumuc.com/index.php?sf=7&dt=3


__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Sn.Alperen.

Kur"an"ın anlaşılması ve okunması yönündeki gayretlerinizin her türlü takdire şayan olduğunu belirtmek isterim.Allah razi olsun.

Kur"an "ın anlaşılmasının önündeki en büyük engellerden birinin de hadisler külliyatı olduğu,artık herkesin malumudur.1970 li yıllardan beri,okuyan, yazan,düşünen müslümanlar tarafından hadisler tartışılmakta ve sorgulanmaktadır.Bana göre,bu konuda bir hayli mesafe alınmış bulunmaktadır.Ancak,konuyu sürekli gündemde bulundurmak da gerekmektedir.

Ancak,benim şahsi ve kesin kanaatim odur ki,hadisler Kur"an"nın çevresine örülmüş ilk duvarı oluşturmaktadır.Halbu ki,müaslümanların Kur"an"a ulaşıp,yalnız Kur"an"la baş başa kalabilmesi için,yıkılması gereken çok daha kalın ve çok daha güçlü,iki duvar daha bulunmaktadır.Benim üzüntüm,okuyan,yazan ve düşünen müslümanların,bu duvarların henüz farkına bile varmamış olmalarıdır.

Yıkılması gereken bu duvarlardan biri,sözüm ona sebebi nuzul ve sözüm ona islam tarihidir.Peygamber ve islam karşıtlarının uydurduğu nuzul sebebleri ve yazdığı islam tarihi çöpe atılmadıkca,hadisleri atmakla hiç bir yere varamaz,bir adım bile mesafe alamayız.

Bunu da halletsek,gene de Kur"an ile baş başa kalamayız.Bu defa,karşımıza,arap dil tekniği,lugatler ve arap grameri çıkacaktır.Halbu ki,Kur"an arapça olmadığı gibi,kendisine özgü kelimeleri ve kendisine özgü bir dil tekniğine sahiptir.

Halbu ki,bizim Kur"an"ı anlamamız için,3 kaynağa ihtiyacımız vardır.

1.Özgür akıl.

2.Mushaf.Elimizdeki yazılı Kur"an ayetleri.

3.Orijinal ayetler.Diğer adıyla,Kitabın apaçık ayetleri.Bunlar,çevremizdeki varlıklar,açıkca müşahade edebildiğimiz fiziksel,sosyal yasalar ve insanlığın büyük çoğunluğunun müşahade ettiği ilmi verilerdir.

Kur"an "ı anlamak için,bunların dışında itibar edilebilecek hiç bir şey yoktur.Hadisler konusunu,en azından "hanif dostlar"olarak aştığınızı düşünüyorum.Ama aşmanız gereken,çok güçlü iki duvar daha var.Lütfen,bu duvarlara da yönelin,aksi takdirde bulunduğunuz yerde dönüp durmak zorunda kalabilirsiniz.

Selam ile.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
MSER1
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 17 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 199
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı MSER1

Selam naci celik

Yıkılması gereken duvarlar, yazınızda bahsettiğin hususlar değil, insan oğlunun Kur'an'a yaklaşım biçimidir. Eğer birileri Kur'an'ı yaşamak ve hayata aksettirmek için değilde, insanların kafalarını karıştırmak, kendi görüş ve düşüncelerini, belli grup ve hiziplerinin kabulü için Kur'an'a yaklaşırsa günümüzde olduğu gibi  parcalanmışlığın önü kesilemez..

Ayrıca, Kur'an'ı anlamak içi vermiş olduğun 3 maddenin 2 sinde yanılıyorsunuz kanımca, asıl 3.madde aşağıdaki gibi olmalıdır.

1. Lafız

2. Mana

3. Kasıt

Selam ve dua ile

 



__________________
Yanlız sana ibadet eder ve yanlız senden yardım bekleriz.
Yukarı dön Göster MSER1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: MSER1
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Sn.MSER1.

Dostum.Size katılmıyorum.Çünkü,1000 yıldır sizin verdiğiniz kriterler geçerli.Sizin verdiğiniz kriterler,parçalanmayı önlemiş mi ki,benim verdiğim kriterler parçalanmayı önlesin.Siz ehli sünnet meshebinin parçalanmasından korkuyorsunuz.Halbu ki,ehli sünnet meshebi birinci cihan harbinde tamamen parçalandı,ancak siz hala farkında bile değilsiniz.Çünkü ehli sünnet meshebi,büyük ve tamamen siyasi bir oluşumdu.İslamla Kur"an"la,uzak yakın ilgisi yoktu.

Ama sizin endişenizi anlıyorum.Nasıl ki,Türk inasanının Cumhuruyet(laiklik meshebi) dönemine geçmesi sancılı olduysa,ehli sünnet meshebinden,ehli Kur"an meshebine geçişi de sancılı olacaktır.Bir çok müslümanın,gerçekten kafası karışacak,hayal kırıklığına uğrayacak ve bir hayli bocalayacaktır.Ancak,bu süreç yaşanmak zorunda ve 1970 li yıllardan beri de yaşanmaya başlanmıştır bile.Bu sureç,bundan sonra toplumu daha da çok sarsacak ve daha da çok etkileyecektır.

Bundan korkmamak lazım.Bir süre sonra,belki,50,belki,100 yıl sonra,en azından Türkiye de,kendiliğinden yeni bir fıkıh,yani yeni bir meshep oluşacaktır.Siz zannediyormusunuz ki,bilenen meşhur meshepler,bir kaç yılda oluştu.Bana göre ,söz konusu mesheplerin oturması,en az,300-400 yıl sürdü.

Selam ile.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
MSER1
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 17 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 199
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı MSER1

Selam naci celik

Ya görüyorsun işte, nasıl damgalanıyor insanlar, asıl sorunumuz bu, asıl bölünmüşlük buradan başlıyor işte, fikirleri hoşa gitmeyen insanlara illaki bir damga vurulacak.

Bak kardeş, benim formdaki yazılarımı okumadığın çok belli, nasıl böyle bir sonuç çıkardın anlayamadım; ama ben sizin tüm yazılarınızı (belki bir ikitane hariç) okudum, yani satır aralarından sonuç çıkarılacaksa, kusura bakmayın ama sizin satır aralarınızdan dökülenleri bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Selam ve dua ile



__________________
Yanlız sana ibadet eder ve yanlız senden yardım bekleriz.
Yukarı dön Göster MSER1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: MSER1
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

 

MSER1 YAZDI

Yıkılması gereken duvarlar, yazınızda bahsettiğin hususlar değil, insan oğlunun Kur'an'a yaklaşım biçimidir. Eğer birileri Kur'an'ı yaşamak ve hayata aksettirmek için değilde, insanların kafalarını karıştırmak, kendi görüş ve düşüncelerini, belli grup ve hiziplerinin kabulü için Kur'an'a yaklaşırsa günümüzde olduğu gibi  parcalanmışlığın önü kesilemez..

Dostum,benim sizi tanımadığımı,yani yazılarınızı okumamış olduğumu kabul ediyorum.Bu konuda haklısınız.Yazını yukariya aynen aldım ve gene ayni şeyi söyliyeceğim.İlla,birilerinin birilerine herhangi bir meshebi dayatması,parçalanmalara yol açmaz.Birileri,kendi Ku"an anlayışını başkalarına dayatarakta parçalanmaya yol açar.Ve açacaktır da,ben bunun kaçınılmaz olduğunu,bu süreci yaşadığımızı ve daha uzun yıllar yaşayacağımızı söylüyorum.Bu doğaldır,bundan korkmamak lazım.Yeter ki,yanlışta olsa,çıkış noktamız Kur"an olsun.Zaman içinde,zaman süzgeci yanlış yorumları eleyecektir.İnşallah

Selam ile.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
kadirgur
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 31 mart 2007
Gönderilenler: 29
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kadirgur

Merhaba

26 senedir Yalniz Kuran kaynakli Islami savunuyorum bilincim yerinde oldugu surece bu degismeyecektir.Yalniz Kuran anlayisini gerceklestirmek icin tarihi ,lugati ve benzeri malzemeleri yok etmek yerine onlari geregince ogrenmek, anlamak ,ve bir sisteme gore duzenleyip istifadeye sunmak sarttir diye dusunuyorum.Kuran'i okumakla anlamak cok farkli.

Gecenlerde baska bir mail grubuna yazdigim bir kac kisa yaziyi ilistiriyorum.

Kuran'i anlamak uzere;

Kurani anlayabilmek icin yontemler tespit etmek gerektigini soylemistim,bunun icin olmazsa olmaz mutlakaki samimiyyettir.Bunun yanisira bir bilgi donanimi kacinilmazdir.



 Evet Kuran’in ozellikleri arasinda apacik,kolaylastirilmis,anlasilir,yol gosteren ve benzeri bir cok nitelikler muhatabi acisindan umit vadetmektedir .Yinede aci gercek sudurki biz bu Kuran’i anlamakta cok gucluk cekmekteyiz.



Bundan yirmibes yil once ben Kuran’i herkes anlayamaz diyenlere duzinelerce ayet  okur guya haddini bildirirdim.Kurani tercumesinden okuyup baskalarina anlattigimda meallerden yola cikarak bir fikir elde etmenin yanlis oldugu tepkisiyle karsilasiyordum buda beni arapca ogrenmeye sevketti  cok kisa zamanda sarf ve nahiv uzerine yogun ders alip metin cozmeye basladim,ardindan Ank.Uni.Dil Tarih Cografya fakultesinin arap dilini  secip girdim .Arapca bilmenin de mazeretleri yok etmedigini soylememe gerek yok.Muzzemmil suresi talimatlari geregi her gece toplanip Kuran okuyor calisma yapiyorduk uc seneden fazla suren bu calismalara hicbir gece  atlamadan devam ettik.Bu tutuklu bulundugumuz zamanlarda bile boyleydi. Cok yogun bir sekilde imkanlarimizi zorlayarak bircok sehirde ogrendiklerimizi insanlara aktariyorduk.Soylemimiz, dinimizi yalnizca Kuran’dan ogrenmeliyiz bunun icinde Kuran’i bildigimiz dilde okumaliyiz ve dogal sonucuda  bunlari ciddiye alip yasamaliyiz idi.Hatalarimiz coktu cunku biz hicbir tecrubeden yararlanmamistik ve artik lakayt bir hayat yasayan daha once Kuran okumus bazi kisilerden baska boyle bir hareketten haberdar degildik.Bahsi gecen kimselerle cok sonradan tanistik. Geleneksel  din anlayisinin emniyetteki mensuplari tarafindan defalarca tutuklandik,en sonunda yurt disina cikmak zorunda kaldim.Benim disimda kimse gelmedi ve geride kalan arkadaslarin buyuk bir kismi ne kadar buyuk hata yaptiklarini farkedip makbul dine geri donduler.Butun bunlar 1985 oncesi vuku buldu 22 yildir yurt disinda yasiyorum.Hayatta zaaf anlarim oldu ama hicbir zaman tevhid inancim sarsilmadi Yalniz Kuran kaynakli din anlayisim degismedi.Ama sunu ogrendimki insanlarin Kuran okumasi onu anlamak icin yeterli degil 1400 yil oncesi Mekke ve cevresi dil, din, kultur, yasam sekli ve kurallari tam anlasilmadan tespitler isabetli olmayacakti.Bu yuzden konuyla ilgili yapilmis calismalardan istifade etmek gerekiyor.Bu calismalar démodé bir ifadeyle muslim gayri muslim ayirdetmeden yapilmali tabiki nitelikli ilim adami olmari sartiyla.



 Gunumuzdeki Kuran savunucularinin ortak bir yonu hadisleri gunah kecisi yapmak,oysa butun hadisleri yok saysak yine hicbir cozum getirmis olmayiz.Islamdan ilk sapmalar Kuran kullanilarak baslatilmistir ,hariciler bunun bir ornegi.Henuz hadisleri ekollestirecek sivriler turememisti.Kuran resulden kisa bir sure sonra  yanlis yorumlanmaya baslandi,Siyasi cikarlar bunun birinci sebebiydi.



Bizler yeniden ilk basa donup Kuran’in vahyedildigi ortami guzel kavrayip mesaji kendi ozgun ifadesiyle tanimaliyiz.Bu alanda Islam dunyasinda Pakistanli Fazlurrahman cok guzel calismalar baslatmis bir ilim adami kendisinden istifade etmek gerekir. Maalesef Bizim ulkemizde ona cok muhalefet edip isini zorlastiran yuzeysel kitaplari olan Mevdudi daha cok taninmis ve tercih edilmistir. Arkadaslar biraz telden tele oldu ama umarim niyetim anlasilmistir.


 

Kurran kissalari

Kuran'in cok buyuk bir kismini kissalar olusturmaktadir ve gerek resullerin gerekse yanlarindaki inananlarin Hz Muhammed'e ve diger inananlara guzel bir ornek olusturduklarini ve kissalarla resulun kalbinin guclendirildigini kuran ifade etmektedir. Resul Muhammed ve yaninda bulunanlar ve onlarin ornek aldiklari Kuran muhtevali oncekiler bizler icin birer ornektirler ve onlarin kissalari geregince muhatap olursak imanimizi ve sabrimizi guclendirecektir. Resul muhammed'e hayranligim Rabbine imani, guveni, sadakati, azim ve gayreti ,sabri,tarihte gordugum en mutedil insan kimligine sahip olusu ve daha nice mumtaz ozellikleri. Benim hadis kulliyatinda aradigim bir resul yok , hadis dogruda olsa kaydedildigi tarih ortami bize Hz Muhammed'in yasadigi gunu yansitamamaktadir. Cunku hadislerin kayda gectigi donemler ortam cok farkli idi, dilde degismeler yasanmis ,siyasi, itikadi,ameli ekollesmeler olusmus,bu yuzden hadisler bize ifade edilip kayda gecildikleri gunun aktuel havasini teneffus ettirmektedir. Baska bir husus bizim resulumuz ummetin duymasi gereken hususlari sadece bir arkadasini koseye cekip saklica soylememistir.Her vakit namazi ve cuma namazi ve bunun haricinde defalarca arkadaslari ile beraber anlar yasayan resul ummetin duymasi gerekenleri bu zamanlarda acikca beyan etmis ve hepsinin gozu onunde bir yasam surmustur.Bunlar da ummet ihtilaf etmez ve bu guzel orneklikten istifade eder.

Resulun hayati Kuran olcu olmak kaydiyla tarihi kaynaklardan ogrenilebilinir, bu bilgiler mustesrikler de dahil olmak uzere bircok ilim adamlari tarafindan eserlestirilmistir. Ben W.M.Watt'i cok derinlik sahibi buldum ,batili olmasindan kaynaklanan bazi takintilari
haric cok guzel tespitleri var.Resulumuzu musluman cevrelerden daha fazla tanimis oldugunu gordum. Fazlurrahmanin Makaleler 1,2,3,4 cok guzel.Internet sitelerinde goreceginiz yuzeysel yaklasimlardan cok farkli.Su yanlis anlasilmasin ben Kuran'a olan ilgiye en cok sevinen insanlardanim Allah biliyor bilincli bir Kuran nesli yetissin arzusu
icimi kavuran bir arzum ama su andaki haliyle mevcut olan yaygin gelisme beni umitlendirmiyor. Muthis bir kolaycilik ve sanal dunyanin verdigi kamuflaj, bilgiden yoksun insanlari ulema yapiyor!Ben bu guruptaki arkadaslari samimi buldum diger sitelerde de cok samimi arkadaslar oldugu muhakkak,fakat iyi niyet kafi gelmiyor.Cok okumak
arastirmak bir zaruret . .

Yukarı dön Göster kadirgur's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kadirgur
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Kadir

Sitemize hoş geldiniz. Değerli görüşleriniz forumumuza zenginlik ve derinlik katacaktır inşaAllah.

Muhabbetle, Alperen








__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats