HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: kur’an üzerine Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selam kardeşler inşallah hepiniziysinizdir,

 

27. BÜRUC (Yıldız Kümeleri) SURESİ
 
 
Takdim
 
             Büruc suresi Mekke`de 27. sırada inmiştir. Adını birinci ayetteki " البروجel büruc  (yıldız kümeleri)" sözcüğünden almış olan sure, müminlerin en sıkıntılı döneminde; yani Mekke`li müşriklerin, Müslümanlara dinlerinden dönmeleri için zulmettikleri, her türlü eziyeti yaptıkları, hatta onları şehit ettikleri dönemde inmiştir. Müminler için büyük bir destek ve teselli olan sure, müşrikler için ise ileri derecede bir tehdit içermektedir.
 
 
27 / BÜRUC (Yıldız Kümeleri) SURESİ
 
Rahman Rahîm Allah adına
 
                           Ayetlerin meali:
 
        1-                            Burçlar sahibi gökyüzüne kasem olsun ki,
        2-                            söz verilmiş o güne,
        3-                            şahitlik edene ve şahitlik edilene de.
        4-                            Ashab-ı Uhdud öldürüldü.
        5-                            Şiddetli tutuşturulmuş ateşin.
        6-                            Hani onlar onun üzerine oturmuşlar,
        7-                            ve inananlara yaptıklarına tanık idiler.
        8-                            ve inananları sadece ve sadece, onlar yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah`a
                           iman etmelerinden dolayı cezalandırdılar.
        9-                            O ki, göklerin ve yerin hükümranlığı O`nundur ve Allah her şeye şahittir.
      10-                            Şüphesiz ki inanan erkek ve kadınları ateşlere salıp (işkence edip) sonra da tövbe
                        etmeyenler için cehennem azabı vardır, yangın azabı da onlar içindir.
      11-                            Muhakkak ki, inanan ve salihatı işleyenler için altından ırmaklar akan cennetler
                          vardır. İşte bu büyük kurtuluştur.
      12-                            Rabbinin kıskıvrak yakalaması gerçekten çok şiddetlidir.
      13-                            Kesinlikle başlatan ve iade eden yalnızca O`dur.
      14-                            Ve O çok bağışlayandır, çok sevendir,
      15-                            Arş`n sahibidir, Mecid`dir,
      16-                            dilediğini en ileri derecede yapandır.
17, 18-                            O orduların; Firavun ve Semud`un haberi sana geldi mi?
      19-                          Fakat o inkârcılar hâlâ bir yalanlama içindedirler.
      20-                            Oysa Allah onları arkalarından kuşatıcıdır.
      21-                            Aksine o, Mecid/ şerefli bir Kur`an`dır.
      22-                            Korunmuş levhada.
 
 
             Genel Açıklama
 
             Ayetlerin tahliline başlamadan önce, çok önemli gördüğümüz bir tespiti açıklamak ve görüşlerimizi belirtmek ihtiyacını duymaktayız.
             Herkesin bildiği ve kabul ettiği gibi, surenin ilk üç ayeti kasemdir (yemindir).  Ancak, bu üç ayetin neyin kasemi (kanıtı) olduğu, 12. ayete kadar anlaşılamamaktadır. Çünkü kaseme cevap olan cümle 12. ayette karşımıza çıkmaktadır. Bu durum ise dil bilgisi kurallarına aykırıdır ve surenin doğru anlaşılmasını da zorlaştırmaktadır.
             İlk üç ayetteki kasemin cevap cümlesinin surenin12. ayeti olması gerektiği hakkındaki görüşümüzü dayandırdığımız esas nokta ise Arapçadaki dil bilgisi kurallarıdır:
 
             Kasem (yemin) cümlesi:
 
             " القسم Kasem (yemin)" sözcüğünün esas anlamı; "güç, kuvvet" demektir. Terim olarak ise sözcük; "iddia edilen tezi somut kanıtlar ile güçlendirmek" anlamına gelmektedir. "Kasem (yemin) cümlesi" de, insanların düşüncelerini anlatırlarken, ileri sürdükleri tezleri, kanıtlarla güçlü bir şekilde ortaya koymakta kullandıkları bir cümle  çeşididir.
             Kasem cümlesi iki bölümden oluşmaktadır. Bunlardan birincisi; yemin edilen (kanıt, tanık gösterilen) "kasem bölümü", ikincisi ise; söylenmek istenen asıl tezin ileri sürüldüğü "kaseme cevap bölümü" dür. Yani;
             - kasem cümlesinin "yemin bölümünde", cümlenin ikinci bölümünde ileri sürülecek tezi desteklemek üzere, kişiler, olaylar, nesneler… kanıt gösterilir,
             - kasem cümlesinin "kaseme cevap bölümü"nde de, ileri sürülen tez, asıl söylenmek istenen yargı belirtilir.
 
             Muhataplar tarafından anlaşılabilmesi ve kabul edilebilmesi için, kasem edilen şeyin  mutlaka somut ve akıl sahibi herkes tarafından ulaşılabilir özellikte olması gerekir. "Yemin ederim, ediyorum" vs. gibi ifadeler yemin sayılmaz ve bu ifadeleri taşıyan cümleler de yemin cümlesi değildir. Yemin; somut kanıtlardan, yemin cümlesi de; Kur`an`da Rabbimiz tarafından verilmiş örneklerde olduğu gibi, bu somut kanıtlarla güçlendirilmiş yargılardan oluşmalıdır.
 
             Kasem cümlesinin yapısı ve belirgin özellikleri:
 
             Kasem cümlesinin birinci bölümü olan "kasem bölümü", kasem edatlarının (vav, be, te), sözcüğün başına getirilmesi ile oluşturulur. Kasem cümlesinin ikinci  bölümü olan "kaseme cevap bölümü" ise, mutlaka bağımsız bir cümle hâlindedir ve bu cümle istenildiği gibi değil, bazı kurallara tâbi olunarak kurulur:
             Kaseme cevap olan cümle;
             1-) İsim cümlesi ise ve olumlu ise, cümlede mutlaka " ل lam" veya "انّ inne" edatlarından birisi veya her ikisi birden getirilir.
             2-) Fiil cümlesi ise ve,
                           a) cümle olumlu ise;
                                        I - fiil geçmiş zaman kalıbında ise " قد kad" ve " ل lam" edatları birlikte
                                             getirilir (bazı durumlarda "lam" hazfedilebilir (gösterilmeyebilir).
                                        II- fiil geniş zaman kalıbında ise (fiili muzari), "lam" ile "tekit nunu" getirilir.
                           b) cümle olumsuz ise, nefy edatlarından birisi (ma, la) getirilir.
 
             Bundan önce tahlilini yaptığımız surelerdeki tüm kasemlerin hepsinin cevap cümleleri, yukarıda belirttiğimiz kurallara uygun olarak kurulmuştur. Büruc suresinde de, belirttiğimiz kurallara uyan ve ilk üç ayetteki kasemin cevap cümlesi olabilecek tek cümle 12. ayettir.
             Bilindiği gibi, Kur`an`da kasem edilen şeylerin tümü, ileri sürülen tezlerin kanıtlarıdır. Yani, Rabbimiz bir çok olaya, sisteme, "şey"e… kasem etmekte ve bunları açıkladığı yargıya kanıt göstermektedir. Ama piyasadaki meal ve tefsirlerde (!), maalesef bu önemli kural ihmal edilmekte, kasemler cevapsız kalmakta, dolayısıyla Rabbimizin mesajları kullarına doğru olarak ulaşamamaktadır.
             Büruc suresinde de kasem edilen üç şey (burçlar sahibi sema, vaat edilmiş gün, tanık ve tanıklık edilen), ileri sürülen tezin (Allah`ın kıskıvrak yakalayacağının) kanıtları durumundadır ve kasemler ile ileri sürülen tez, bir kasem cümlesini oluşturmaktadır. Ama elimizdeki klâsik mushafa baktığımızda, normal olarak 1-3. ayetlerden oluşmuş "kasem bölümü" ile 12. ayetten oluşmuş "cevap bölümü"nden ibaret olması gereken kasem cümlesinin içine, 4-11. ayetlerin de girdiği görülmektedir. Yani, bir cümlenin içine, o cümlenin kendi ögelerinden olmayan başka sözcükler de girmiş olmaktadır ki bu, aslında mesajın doğru anlaşılmasını engelleyen bir durumdur. Zira bir cümlenin içine,  başka bir cümleye ait herhangi bir sözcüğün, bir paragrafın, bir pasajın girmesi hâlinde, her iki cümle de cümle olmaktan çıkar, anlaşılmaz söz yığını olur.
             Ama görünen odur ki, sureler düzenlenirken ve mushaf tertip edilirken bu kural, sahabe tarafından maalesef dikkate alınmamıştır. Benzer örneklerini ileride Kaf, Naziat ve Sad surelerinde de göreceğimiz bu uygulamanın ve böyle bir mushaf tertibinin, Allah ve peygamberimiz tarafından yapılmış olması mümkün değildir, düşünülemez.
             Büruc suresinin eldeki tertibi üzerinde çalışma yapan eski tefsirciler (!), 4. ayeti kaseme cevap yapabilmek için olmadık yollara başvurmuşlardır. Kimileri takdir  yaparak ayetin içine " لقد lekad" sözcüğünü eklemişler, kimileri de kasemin cevabını mahzuf (silinmiş) sayıp, "mutlaka kıyamet kopacaktır" anlamında bir cevap uyduruvermişlerdir. Bunun gibi meal ve tefsirlere (!) piyasada çokça  rastlanmaktadır.
 
             Oysa 12. ayet, teknik yapısını yukarıda belirttiğimiz kasem cümlesinin "kaseme cevap" bölümünü oluşturmaktadır ve surede, ilk üç ayetten oluşan "kasem bölümü"nden hemen sonra yer alması gerekmektedir. Gerek dil bilgisi kurallarına, gerekse suredeki söz akışına uygun olan bu durumun, Arapça dilini ve Kur`an ilimlerini bilenler tarafından reddedilmesi mümkün değildir.
             Bize göre, kasem cümlesinin teknik özellikleri yanında, surenin bütünündeki  söz akışının anlamı da dikkate alınarak, Büruc suresi aşağıdaki tertip üzerine okunup  anlaşılmalıdır:
 
        1-              Burçlar sahibi gökyüzüne,
        2-              söz verilmiş o güne,
        3-              şahitlik edene ve şahitlik edilene kasem olsun ki,
      12-              Rabbinin kıskıvrak yakalaması gerçekten çok şiddetlidir.
      13-                            Kesinlikle başlatan ve iade eden ancak O`dur.
      14-                            Ve O çok bağışlayandır, çok sevendir,
      15-                            Arş`ın sahibidir, Mecid`dir,
      16-                            dilediğini en ileri derecede yapandır.
17, 18-                            O orduların;  Firavun ve Semud`un  haberi sana geldi mi?
 
        4-            Ashab-ı Uhdud öldürüldü.
        5-              Şiddetli tutuşturulmuş ateşin.
        6-              Hani onlar onun üzerine oturmuşlar,
        7-              ve inananlara  yaptıklarına tanık idiler.
    8, 9-              Müminleri cezalandırmalarının (intikamlarının) sebebi de, onların yalnız çok
                         güçlü, övgüye lâyık, göklerin ve yerin hükümranlığı kendinin olan ve her şeye
                           şahit olan Allah`a iman etmelerinden başka bir şey değildi.
 
      10-                            Şüphesiz ki inanan erkek ve kadınları ateşlere salıp (işkence edip) sonra da tövbe
                           etmeyenler için cehennem azabı vardır, yangın azabı da onlar içindir.
      11-                            Muhakkak ki, inanan ve salihatı işleyenler için altından ırmaklar akan cennetler
                         vardır. İşte bu büyük kurtuluştur.
 
      19-              Fakat o inkârcılar hâlâ bir yalanlama içindedirler.
      20-              Oysa Allah onları arkalarından kuşatıcıdır.
      21-              Aksine o, Mecid/ şerefli bir Kur`an`dır.
      22-              Korunmuş levhada.
 
 
hakkı yılmaz iste kur'an,
 
bu sure ve açıklamaları ile ilgili görüşlerinizi paylaşmanbızı rica ediyorum, kasem cümlesini arapça bir kaideye bağlı olarak dizilişinin yanlışlığına ulaşıyor yazar, bu konuda arapça bilgim olmadığından diyecek birşeyim yok, fakat burda soracak şeyimiz olmadığı anlamına gelmez,
 
surelerdeki ayetlerin dizilişi anlamada etkili midir? Allah kelimeleri bile sıralarken gelişigüzel sıralamaz, erkek ve kadın derken erkeğin ve kadını ilişkisine, işitme ve görme derken, biyolojik harikalara dikkat çekerken bu şekilde sıralamada bunu es geçmiş ve bizlere bırakmış olablir mi bu işi, bu imtihan da adaletsizliğe neden olmaz mı vahyin ilk muhattpaları doğru dizilişle karşı karşıyayken sonra kimuhattaplar bu dizilişten uzak kalıyorlar, imtihan şekilleri farklı desek, yani bizim imtihanımız da doğru şekline ulaşmak için çalışmak desek o zaman da şöyle bir tehlike yok mu, Rabbimiz safha safha indirdiğinden, parçalar halinde indirdiğinden bahsederken, biz bir parçanın bütnünü bölerek başka bir parçaya ilave etmek gibi ağır bir yükün altına girmez miyiz ? O zaman da karşımıza arapça kuralları çıkıyor sizce bu nedenliönemlidir, Rabbimiz arapçayı da yeniden inşaa ederek eşşiz bir oluşum ortayaçıkartıyor diyemezmiyiz, arapça indirdikderken arapça kuralları ile sınırlımıdır Rabbimiz?
 
Diğer mesele, Vahyi gelenekteki indiriliş sırasına göre anlamak, bunu bu şekilde anlamak bize muhammedin tolumunu ve mücadelesini anlatır ama ne biz muhammediz ne de toplumumuz muhammedintoplumu yani, toplumun önceliklerine göre sureler arasında neden yeni çalışmalar yapmıyoruz, yani, eşcinsel bir topluma, kapitalist birtopluma ilk sunacaklarımızın sıraı ile namazlı müşriklere sunacağımız öncelikler sizce defarklı olmalı değil mi ? bu nokta da neden illa gelenekteki indiriliş sırasına bağlı kalıyoruz, neden biz ikrayı uygulamıyoruz yani toplayıp aktarmıyoruz,  yenibir sıra oluşturmuyoruz, ama bu demek değildir ki her toplum aynı sıra ile muhattap olmalı,   
 
 
son olarak kasem cümlelerini sadece aynı sure içinde iddialara dellilgibi anlamak mecburiyetinde miyiz, yoksa kasem cümlelerini üzerine kasem edilen şeylerle bağlantı kurarak mı anlamalıyız, güneşe yapılan kasemi, şems suresiyle anlamaktansa güneşle mi anlamalı, arapçaya boğulmadan ayeti bağımsız mı ele alamlı ve mesajla nihayetlendirmeli, yoksa kasem cümlelerini surlerle birlikte arapça kuralları ile değerlendirince ortaya Rabbin necmlerine, safha saha indirmesi ileilgili yükü oldukça ağır bir yük çıkıyor, ya Rabbin necmini bozma tehlikesi ya da bozuk necmle muhattap olmak,
 
görüşlerinizi paylkaşırsanız sevinirim,
 
 
selam ve dua ile
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

hakkı yılmaz kaf suresi, üzerine kasem edilen şeyi bağımsız anlamalıyız mı yoksa pasaj içinde mi anlamalıyıza güzel bir cevap,      

 

    "Bu kimselerin meal ve tefsirlerinde (!) kasem cümlesi, kasem vurgusu imiş gibi değerlendirilmiş, kasemin cevabının ne olduğu hakkında ikna edici bir açıklama yapılmayarak kasem cümlesinin ilk bölümü askıda bırakılmıştır.

             Muhammed Esed gibi bazı çağdaş bilginler ise çareyi kasem cümlesini bozmakta bulmuşlar, kasem cümlesine İnşa cümlesi (dilek kipi) nitelikli olarak " … düşün!" şeklinde bir anlam yükleme cihetine gitmişlerdir. Bu anlayışta olanlar bize göre çok hatalı bir tutum sergileyerek ayetlere;

             Asr suresinde, "zamanın akıp gidişini düşün!"

             Tin suresinde, "İnciri ve zeytini düşün!"

             Duha suresinde, "Aydınlık sabahı düşün!"

             Fecr suresinde, "Şafağı düşün!" şeklinde anlamlar vermişlerdir. Böylece de Kur`an`ın eksik ve yanlış anlaşılmasına yol açmışlardır.

             Bir başka kesim meal ve tefsirciler (!), kaseme gizli bir cevap ayarlama yoluna gitmişler ve konumuz olan kasem için "… kasem olsun ki, sen uyarcısın" veya "… kasem olsun ki ölümden sonra dirilme ve dönüş mutlaka olacaktır" şeklinde cevaplar düzenlemişlerdir. Hatta bazı meal ve tefsirlerde (!), düzenlenen bu hayalî cevapların,  ayetin orijinalinde varmış gibi gösterildiği bile olmuştur.

             Edebiyatta cümlenin bir bölümünün söylenmemesi, saklanması şeklinde anlam zenginleştirmeye yönelik bir uygulama vardır ve buna Hazf sanatı denmektedir. Ama bir örneğini Alak suresinin 11, 12. ayetlerinde gördüğümüz ve bir diğer örneğini de bu surenin 3. ayetinde göreceğimiz bu sanat kasem cümlelerinde uygulanmaz. Çünkü başka cümlelerde anlama zenginlik katan bu sanat, kasem cümlesinde konunun eksenini kaybettirir. Hele hele kasem cümlesinin birinci bölümünün söylenip ikinci bölümünün zikredilmemesi ise kelâmı kelâmlıktan çıkarır. Burada takdir edilen cevaplar surenin başlangıç bölümünü kısmen anlamlı hâle getirse de, kasemin cevabının bulunduğu pasajda ortaya çıkmış olan anlam kargaşasına bir çare olamazlar. Bu sebeplerle, burada Hazf sanatı uygulandığı görüşüne katılmamaktayız.

             Bize göre burada gerçekçi bir çözüm üretebilmek için bilgi yanında hem samimiyet hem de cesaret gerekmektedir. Bilindiği gibi surelerin oluşumu Allah ve peygamberimiz tarafından yapılmamış, Kur`an sahabe tarafından toplanıp kitaplaştırılmıştır. Dolayısıyla konumuz ayette olduğu gibi, bize göre surenin düzenlenmesinden kaynaklanan bu tip hataların, bu incelikleri düşünecek kadar müsait ortama sahip olmayan sahabeden kaynaklanması mümkündür. İşte sözü edilen samimiyet ve cesaret bu noktada lâzımdır ve tespit edilen gerçekler açıklanmalıdır. Bunların geçmişte dile getirilmemiş olması, susmayı gerektirmemektedir.

             Bu noktada yapılacak şey, aynen Büruc suresinde yaptığımız gibi, Kaf suresinin 45 ayetinin içinde kaseme cevap formatında olan bir ayetin var olup olmadığını araştırmaktır. Yapılacak tetkik sonunda 4, 18, 22 ve 37. ayetlerin kaseme cevap formatında oldukları görülecektir:

 

             4- Biz yerin onlardan neyi eksilttiğini elbette bilmişizdir. Yanımızda çok iyi kaydedip muhafaza eden bir kitap da vardır.

 

             Olumlu fiil cümlesi olan bu ayette normal şartlarda "ل   le" ve "قد   kad" edatlarının bulunması gerekirken, "ل   le" edatı mevcut değildir. Ancak, kadim Arapça`da bir çok örneği olduğu ve Kur`an`da da bir çok uygulaması görüldüğü gibi, bazı durumlarda "le" edatının kaldırılması söz konusu olabilmektedir. Diğer taraftan bu ayet kendi paragrafındaki anlam bütünlüğünün bir parçasını teşkil etmektedir. Dolayısıyla ayetin bulunduğu paragraftan alınıp başka bir yere bağlanması durumunda hem ayetin kendi anlamı hem de bulunduğu paragrafın anlamı bozulmaktadır. Sonuç olarak bu ayetin kasemin cevabı olarak değerlendirilmesi uygun değildir.

 

             18- (İnsan) Hiçbir söz söylemez ki yanında gözetleyen, hazır biri bulunmasın.

 

             Orijinali, olumsuz fiil cümlesi olan bu ayet, dil bilgisi kurallarına göre kasem cümlesinin cevap kısmını oluşturabilir. Ama bu ayet de kendi paragrafına ait olup, buradan alınıp başka bir yere bağlanması durumunda, yine hem kendi anlamı hem de bulunduğu paragrafın anlamı bozulmakta ve bu sebeple kasemin cevabı olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir.

 

             22- Kesinlikle sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden perdeni kaldırdık. Artık bugün gözün keskindir.

 

             Bu ayet de dil bilgisi kurallarına göre kaseme cevap olabilecek tüm koşulları taşımaktadır. Ayrıca anlam itibariyle bulunduğu pasaj ile bir uyum göstermemekte, sanki orada gereksiz gibi durmaktadır.

 

             37- Şüphesiz ki bunda kalbi olan ve kendisi şahit olarak kulak veren kimse için elbette öğüt vardır.

 

             Dil bilgisi kurallarına göre kaseme cevap olabilecek bir cümle olmasına karşılık bu ayet de bulunduğu pasajın anlam bütünlüğü ile uyum içindedir ve ayetin başka bir yere bağlanması pek uygun görünmemektedir.

 

             Yukarıdaki saptamalar sonucunda kasemin cevabının 22. ayet olduğu anlaşılmaktadır. Bu demektir ki, ilk mushafı hazırlayan sahabe, 1. ayetteki kasemin cevabı olan cümleyi 22. sıraya yerleştirmiştir. Buna benzer bir başka tespitimizi de inşallah Sad suresinin incelemesinde sunacağız.

             Bu durumda surenin 1. ve 22. ayetlerinden oluşan kasem cümlesi şu şekilde olmaktadır:

 

             1- Kaf. Çok şerefli Kur`an`a kasem olsun ki,

             2 (22)- kesinlikle sen bundan (şerefli Kur`an`dan) gaflet içinde (duyarsız) idin. Şimdi senden perdeni kaldırdık. Artık bugün gözün keskindir.

 

             Bu hüküm, tarihî gerçeklerle de örtüşmektedir. Çünkü peygamberimiz, peygamber seçilmeden evvel Kur`an`dan habersiz ve tüm vahyler hakkında da gafildi (duyarsızdı, ilgisizdi). Yani, vahy ve vahyin içeriği konusunda bilgi sahibi değildi, bu konularda kitap okumamış ve yazmamıştı (kendisine peygamberlik verileceğini bilmiyor ve ummuyordu). Gerçekten de bu hususların doğruluğuna, kasem cümlesinde belirtildiği gibi, şerefli Kur`an ayetleri kanıttır, şahittir:

 

Sad; 67-70:                                 De ki: "O çok büyük bir haberdir.

                                                      Siz ondan yüz çeviriyorsunuz.

                                                      Onlar birbirileriyle tartışırken, benim melei A`lâ`ya (Kur`an`a) dair bir bilgim yok idi.

                                                      Ancak ben açıktan açığa bir uyarıcı olduğum için bana vahyediliyor."

 

Şûra; 52:                                        İşte Biz böylece emrimizden olan ruhu vahyettik. Yoksa sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Fakat Biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz. Şüphesiz ki sen de doğru bir yola götürüyorsun.

 

Yusuf; 3:                                        Biz bu Kur`an`ı sana vahyederek, kıssaların / hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce sen kesinlikle gafillerden idin (bunlara karşı duyarsız olanlardan idin).

 

Ankebut; 48:                                Ve sen bundan önce herhangi bir kitaptan okumuyordun; onu sağ elinle de yazmıyorsun. Eğer öyle olsaydı, batılcılar mutlaka kuşku duyacaklardı.

 

Kasas; 86:                                   Ve sen Kitab`ın sana verileceğini umuyor değildin. (O) Ancak Rabbinden bir rahmet olarak (verildi). Öyleyse sakın kâfirlere arka çıkma (yardımcı olma).

 

             22. ayetin bulunduğu pasajdan alınıp 2. sıraya konulmasından sonra ise 22. ayetin yer aldığı pasaj şu duruma gelmektedir:

 

             20-Ve Sur da üflenmiştir. "İşte bu, korkutulan gündür."

             21-Ve herkes, kendisiyle beraber bir saik (sürücü) ve bir şahit bulunduğu hâlde geldi.

             23-Ve onun karini (yaşıtı olan arkadaşı) dedi ki: "İşte yanımdaki hazır."

             24-"Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı kâfiri;

             25-o hayrı alabildiğine engelleyen, zalim ve şüpheci olanı.

             26-O ki Allah ile birlikte başka bir ilâh edinmişti. Haydi ikiniz birlikte onu şiddetli azaba atın."

             27-Onun karini (yaşıtı olan arkadaşı) dedi ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi uzak bir dalâlet (kayboluş / sapıklık) içindeydi."

             28-(Allah) Buyurdu ki: "Benim huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce tehdit göndermiştim."

             29- Benim huzurumda Söz değiştirilmez. Ve Ben kullara asla zulmedici değilim.

 

             Gerek 1. ayetteki kasem cümlesi gerekse 22. ayetin içinde bulunduğu pasaj, yukarıdaki tertiple okunduğunda Rabbimizin mesajı gayet iyi anlaşılmakta, aksi takdirde ise her iki pasaj da anlaşılamamaktadır.

             22. ayetin, 1. ayetten sonraki sıraya yerleştirilmesi sonucunda, dikkatlerin Kur`an`a çekildiği görülmekte ve yapılmış olan açıklamadan anlaşılmaktadır ki, Kur`an`ın mucizeliğinin peygamberimiz ile bir ilgisi yoktur.

             Gerçekler böyle iken kâfirlerin buna verdikleri tepki ise şu şekildedir:

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats