HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Kitap Tanıtımı-Uydurma Hadisler Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
yakamoz
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yakamoz

UYDURMA HADİSLER  
 
Kitabın Adı
:
UYDURMA HADİSLER
Yayınevi Adı
:
Mirac Yayınları
Yazarı
:
Harun Ünal
 
 


 
 
 
 
 

 


   
 
   
   
   
   
   
   
               
 

Uydurma hadisler konusunda şu ana kadar hazırlanmış olan tüm kaynak eserler bu çalışma ile tek eser halinde sizler için hazırlandı…



Hadis diye bildiğimiz ibadet ve düşünce hayatımıza girmiş bir çok sözün aslında hadis olmadıklarını bu eserde delilleriyle görecek hayretler içerisinde öğreneceksiniz…

Resülullah Sallallahu Aleyhi vesellem bu konuda şöyle buyuruyor:

Kim benden,benim söylemediğim bir şeyi söylerse, o şimdiden cehennem ateşindeki yerine hazırlansın.”

(Buhari,ilim bölüm 38 hadis 109)


Uydurma Hadisler serisi konu ile ilgili herhangi tek bir kitabın çevirisi değildir. Mevzu hadis konusunda çok yorucu ve titiz çalışmalar yapmış ve bu konuda çok değerli eserler ortaya koymuş olan Hadis Alimleri’nin konu ile ilgili onlarca kaynak eserleri taranarak yorucu ve yıllar süren titiz bir çalışma ile tek bir kaynak eser mahiyetinde istifadenize sunulmaktadır.

Ali el-Kari’nin el-Esrar ve el-Masnuu, Şevkani’nin el-Fevaidi, Süyuti’nin, ed-Dürer’i, Camiussağir’i, el-Leali’si, Heysemi’nin Mecmauzzevaidi, Ezheri’nin Tahzirul Müslimin’i, Sağani’nin Mevduatı,

Ibn Cevzi’nin Mevduatı, Ibn Kayyım’ın el-Menar’ı, Sehavi’nin, el-Makasıd’ı, Ibn Arrak’ın Tenzih’i, Iraki’nin el-Muğni’si, Ibn Teymiye’nin Ulumul Hadisi, el-Hut’un, Esnalmetalib’iKütübi Sitte, Fethul Bari, Umdetul Kari, Elbani, Askalani gibi zatların eserlerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.

 

Sizleri kitapla baş başa bırakıyoruz

Merhum Mehmet Akif Ersoy’da bu konu hakkında şikayetini şu mısralarıyla dile getirmektedir.

Kitabı, Sünneti, Icmaı kaldırıp attık;

Havassı maskara yaptık, avamı aldattık.

Yıkıp şeriatı, bambaşka bir bina kurduk

Nebiye atf ile binlerce herze uydurduk.


O hali buldu ki bu cür’et: “yecuzü fi’t-tergib..”

Kararı erzeli fetva kesildi! Hem ne garib,

Hadis vazediyorken sevap uman bile var!

Sevabı var mı imiş bir zaman gelir, anlar!


Cihanı titretiyorken niday-ı “men kezebe.”

Işitmiyor mu, nedir, bir bakın şu bi edebe:

Lisan-ı pak-i Nebiden yalanlar uyduruyor,

Sıkılmadan da “sevap işledim” deyip duruyor.


Düşünmedin mi girerken şeriatın kanına?

Cinayetin kalacak zanneder misin yanına?

Sevap ümid ediyor ha! Deyin ki namerde

Sevabı sen göreceksin huzur-ı mahşerde!


                                                                 ( safahat sayfa 274-275)

 

UYDURMA HADISLER IÇIN NE DEDILER

 

Prof. Dr. Abdulaziz BAYINDIR

 

Hıristiyanlıkta şirk en büyük günahtır. Incil’de Isa’nın şöyle dediği nakledilir: “Tanrın olan Rabb’e tap, yalnız ona kulluk et.” (Incil/Luka 4: 5–8)

Incil, Allah’ın Isa aleyhisselam’a indirdiği kitaptır. Ama eldeki Incil’in büyük bölümü Pavlus’un, bir kısım havarilerin ve kimliği bilinmeyen kişilerin mektuplarından oluşur. Dolayısıyla onlarda Allah’ın dışında tanrıların varlığından da söz edilir. Pavlus’un Korintililere 1. mektubunda şu ifadeler geçer:

“Yerde ya da gökte ilah diye adlandırılanlar varsa da –nitekim birçok ilahlar ve rabler vardır- bizim için tek bir Tanrı Baba vardır. O her şeyin kaynağıdır ve biz O’nun için yaşıyoruz. Tek bir Rab var, O da Isa Mesih’tir. Her şey O’nun aracılığıyla yaratıldı, biz de O’nun aracılığıyla yaşıyoruz.” (Incil/Korintililere 1. mektubunda 8: 5–6.)

Daha sonra Hıristiyanlar, Isa’nın Rablığı ile yetinmemiş, üç asır sonra Antakya’da başlayıp devam eden konsillerinde onun tanrılığına karar vermişlerdir.  Böylece Hıristiyanlığın kökleriyle ilişkisi kesilmiş, konan yeni kurallarla yeni bir yapı kazanmıştır. Allah Teala şöyle buyurur:

 

Hahamlarını ve papazlarını, Allah ile kendi aralarında aracı rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa onlara verilen emir, sadece tek bir Tanrı’ya kul olmaları idi. Ondan başka tanrı yoktur. Allah, onların şirkinden uzaktır.” (Tevbe, 9/31)

Ebu Said Hudri’nin bildirdiğine göre Allah’ın Elçisi sallallahu aleyhi ve selem şöyle demiştir:

“Sizden öncekilerin izlerini, kuşkusuz karış karış, arşın arşın takip edeceksiniz. Onlar bir kertenkele deliğine girseler, siz de arkalarından gireceksiniz.

Dedik ki; “Yahudi ve Hıristiyanlar mı?”

Ya kim olabilir? dedi.” (Buhari, I’tisam bi’s-Sünne, 14)

Kur’an’a insan sözü karıştırılmamıştır. Çünkü onu korumayı bizzat Allah üstlenmiş; “O zikri (Kur’an’ı) biz indirdik. Ne olursa olsun onu koruyacak olan da biziz.” (Hicr, 15/9) buyurmuştur.

Hadisler koruma altında olmadığı için kötü niyetliler yapacaklarını bu yolla yapmışlar ve Islam’ı tanınmaz hale getirmişlerdir.

Güzel bir atasözümüz vardır; “bir deli bir kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış” derler. Deli, kuyuya taşı, usulüne uygun atamayacağı için onu fark etmek kolaydır. Bir de taşı, akıllı birinin attığını düşünün, o zaman kırk bin akıllı onun farkına bile varamaz. Hatta taşın orada olması gerektiğini savunanlar çıkar. Elinizde olan kitaptaki hadisler senet yönünden zayıf olduğu için kolayca tespit edilen hadislerdir.

Tefsir, fıkıh, kelam, tasavvuf ve ahlak kitaplarında böyle hadisler çoktur. Bunlarla birlikte senet yönünden kuvvetli görünen uydurma hadisler vardır. Işte Kur’an’dan destek almadan onları tespit edip yapılan tahribatı gidermek hemen hemen imkânsızdır. Bu tahribatı gidermeden düzlüğe çıkmak mümkün değildir. Şu ayet, ehl-i kitap gibi bizi de ilgilendirmektedir:

De ki: Ey Ehl-i kitap, Tevrat’ı, Incil’i ve Rabbinizden size indirilmiş olanı tam yerine getirmedikçe temelsiz kalırsınız. Rabbinden sana indirilen (Kur’an) onlardan çoğunun taşkınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Artık o kâfirlere üzülme. (Maide, 5/68)

Kur’an’a tam uymadıkça ehl-i kitabın da bizim de bir temelimiz olamaz. Sünnet Kur’an’a tabidir; ondan bağımsız bir kaynak değildir. Allah Teala Elçisi’ne şöyle buyurur:

De ki: Ben sadece bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım.” (Yunus 10/15)

Sünnet Kur’an’a tabi olduğundan, Kur’an’a dayanmalı. Peygamberimizi örnek almalı; her konuyu, Kur’an ve Sünnet bütünlüğü içinde incelemeliyiz. Sünnet konusunda aceleci davranmamalı, her biri ile ilgili ayetleri mutlaka bulup çıkarmalıyız. Bu metot, uydurma hadisler için tam bir kalkan görevi görecektir.

Allah Teala şöyle buyurur:

Sizin için; Allah’a ve ahiret gününe umut bağlayan ve Allah’ı çok anan herkes için Allah’ın elçisinde güzel örnek vardır.” (Ahzab, 33/21)

Değerli âlim Harun ÜNAL uydurma hadisleri tespit ve beyan konusunda güzel bir çalışma yapmıştır. Benzeri bir çalışma, tefsir, kelam, fıkıh ve diğer konularda sahih gibi görünen uydurma hadislerle ilgili olarak da yapılmalıdır.

Bu zor hizmeti başardığı için kendisini tebrik eder, iki cihan saadeti dilerim.

 

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi

Ilahiyat fakültesi Öğretim Görevlisi

Doç.Dr. Enbiya Yıldırım

 



Kendi gerçeğimizle yüzleşebilmek

 



Hz. Peygamber’in kendi döneminde hadislerin yazımını yasaklamış olmasının nedenlerini tespit etmeye çalıştığımızda, oldukça makul gerekçeler bulabiliyoruz. Insanların öncelikle Allah’ın kitabıyla yüzleştirilmek istenmesi yanında, hadislerin Kur’an ayetleri ile karışabileceği endişesi temel iki neden olarak gözükmektedir. Sahabe döneminde ise, geniş fütuhât hareketiyle birlikte, öncekilere eklenen yeni endişeler nedeniyle, idareci konumunda olanlar hadislerin yazılmaması yönündeki katı tutumu devam ettirmişlerdir. Onların haklı gerekçeleri ne olursa olsun, hakikat olan bir başka olgu varsa, o da, hadislerin oldukça cüzi bir kısmının ilk asırda yazıya geçirildiğidir. Dolayısıyla, hadisler şifahî gelenek içerisinde, insanların birbirlerine sözlü anlatımı olarak kuşaklar boyunca aktarılmıştır, denebilir.

Sözlü geleneğin yazıya aktarılması süreci başladığında, rivayetler arasında bir takım farklıkların oluşmuş olduğu olgusal bir gerçektir. Bu farklılaşmadan en az etkilenen hadisler ise, Hz. Peygamber’in fiilî uygulamalarını aktaran rivayetler olmuştur. Bunlarda anlatılan hususların insanlar tarafından gündelik hayatta sürekli tekrarlanması, söz konusu rivayetlerin sağlıklı şekilde aktarılmasında önemli bir katkı sağlamıştır. Gündelik yaşamda oldukça fazla yer buluş bu tür rivayetlerin doğru şekilde aktarılmasında adeta kontrol mekanizması oluşturmuştur. Bu nedenle, Hz. Peygamber’in fiilî uygulamalarının keza dua türü sözlerinin başka bir ifadeyle müslümanlarca günlük hayatta kendilerine sürekli yer bulan rivayetlerin, diğer rivayetlere oranla daha sağlıklı aktarıldıklarını ve daha güvenilir olduklarını söylemek mümkündür.

Gerek ibadet ve gerekse dua türünde, günlük yaşamda tekrar edilme şansını yakalayan rivayetler diğerlerine göre daha güvenilir bir durum arz etmekle ve farklı tariklerden gelmelerine rağmen manada birleşmekle birlikte, bunlarda bile -furûât olarak değerlendirilen- pek çok farklılıklar söz konusudur. Bu nedenle aynı hususa vurgu yapan rivayetler mecmuası bir araya getirildiğinde, Rasûlullah’tan oldukça farklı şeyler nakledildiğini görebilmekteyiz. Bazen farklılık içeren rivayetler muhtelif sahabilerden nakledilirken, bazen de aynı sahabiden aktarılabilmektedir. Muhaddisler genelde farklılık arz eden her bir rivayeti, Hz. Peygamber’in değişik zamandaki bir uygulaması olarak saydıklarından ve hepsini Rasûlullah yapmıştır yaklaşımında olduklarından, sorunu çözmüş gözükmektedirler. Ancak, bazen çözüm olarak sunulan bu formülün sorun üretmekten ve tatminkâr olmaktan uzak olduğu çok açık bir biçimde kendisini gösterir. Bu nedenle, rivayetlerin birleştirilmesi ve bunun hangi yöntemle gerçekleştirileceği sorununu, günümüz hadis problemlerinin en önemlilerinden birisi olarak görmek mümkündür.

Çağımız hadis araştırmalarını bekleyen diğer bir konu da, kendilerine duacı olduğumuz müelliflere bir kudsiyet atfetmeksizin, telif etmiş oldukları eserleri yeniden ve seçmeci bir bakış açısıyla tahlile tabi tutmaktır. Söz konusu eserler Islam kültür mirasının temel taşları olmakla birlikte, müellifleri sonuçta birer şahsiyettirler. Buharî ve Müslim olarak bilinen hadis kitaplarının musanniflerinin birer kişi olmaları gibi. Bu gerçeklik yanında diğer bir gerçeklik de şudur: Bir kişinin, her bir hadisi bütün tarikleri ve ravileri açısından hakkıyla değerlendirmesi oldukça zordur. Aynı şekilde, ele aldığı rivayeti senedi dışındaki açılardan tahlil etmesi, kriterlere vurması çok zordur. Hepimiz bilmekteyiz ki, bir hadisin hakkını vererek değerlendirmesini yapmak günler, bazen aylar almaktadır. Bu ise, binlerle ifade edilen rivayetleri barındıran hadis kitaplarındaki tüm merviyyâtın yeniden elden geçirilmesini zaruri kılmaktadır. Ayrıca, bir müellifin her hadisi hak ettiği şekilde tüm açılardan sıhhat tespitine tutmuş olmasını beklemek, o eseri yazmamış olmasını arzulamakla aynı şeydir. Çünkü böylesi yoğun bir çaba içerisine girmeleri durumunda, elimizdeki eselerin telif edilme şansının kalmayacağı aşikardır. Bu da Peygamber mirasından mahrum kalışımız demektir.

Bunun yanında, söz konusu eserlerin müelliflerinin bilgi dağarcıklarının kapsamını ve alanını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Özellikle bugün için fen bilimleri, uzay bilimleri ve sosyal bilimler alanına giren rivayetlerin, –Hz. Peygamber’in bilgi alanı sorunsalını da ihmal etmeden- yeniden tedkîke muhtaç olduğu açıktır. Bizlerin bir muhaddisten, coğrafî bilgi içeren bir rivayette anlatılanların doğruluğunu tespit etmek için söz konusu bölgeye seyahat etmesini veya astronomi alanına giren bir konuyu o günün şartlarında incelemesini beklememiz ne derece yanlış olursa; günümüzün kesin verilerine muhalif bilgiler içeren rivayetleri, müellifinin saygınlığına bakarak mutlak doğru kabul etmek veya kendimizin bile ikna olmadığı yorumlarla tevil etmeye çalışmak da aynı düzeyde yanlış olacaktır.

Bütün bunlar dile getirilirken, hadisleri bir yana koyarak, “Kur’an’la Peygambersiz baş başa kalmak” tarzındaki anlamsız, her bir insanın kendisini bir Muhammed olarak görmesine ve kendi anlayışına göre bir Islam ortaya çıkarmasına neden olacak temelsiz yaklaşıma elbette onay verilemez. Ancak, sorunları görmezden gelmek suretiyle, Rasûlullah’la gerçekten kucaklaştığımız hissine her zaman kuşku düşüren endişelerden de kendimizi soyutlayamayız. Allah’a, son elçisine dolayısıyla son dine bizim de bir görev borcumuz vardır. Gönlümüz ismi anıldığında sevgisiyle yanan yüreğimiz, bu hizmetini îfâ etmek istiyor. Ancak bunu yerine getirirken dikkat edilmesi gereken önemli bir husus daha vardır, hatırlatılması gereken:

Hadisler, Kur’an yanında Islam’ın ikinci direğidir. Din bu ikisi üzerinde bina edilmektedir. Bu nedenle, Kur’an’a gösterilen saygı ve titizliğin hadisler için de göz önünde bulundurulması icap eder. Rivayetler tahlil edilirken Hz. Peygamber’in kelâmı olması kuvvetle muhtemel bir söze karşı aşırı cüretkar olunmamalı ve bunları değerlendirmek için mutlaka “belli bir birikim gerektiği” göz önünde bulundurulmalıdır. Insanın öncelikle olarak, “bu Hz. Peygamber’in hadisi olamaz” yaklaşımından ziyade, “acaba ben bu hadisi anlayamadım mı” bakış açısını benimsemesi, kuşanılması gereken haslettir. Günümüz milletleri kendilerini geçmişlerine bağlayan en küçük değerlere ve mirasa önem verirken, bizlerin ahiret yolunu aydınlatan son elçiye ve ondan nakledilenlere karşı elbette daha hassas olmamız gerekmektedir.

Söylenebilecek söz, öncekilerden bir kısmının, üzerlerine düşen görevi yerine getirdiği, rivayetleri elden geldiğince irdeleyip müminlerin değerlendirmesine sunduğudur. Öncekilerde olduğu gibi günümüzde de bu bilinçte olan, fedâkar ve kalbi sızılı insanlar vardır ancak, onların çalışmalarının karşısında hiç olmadığı kadar büyük bir engel durmaktadır: Söyledikleri ve yazdıkları mutlak doğru kabul edilen önderlerin söylemlerine aykırı bilgiler içeren bu eserler, öndekilerin oluşturduğu bilgi kirliliği seddini aşarak arkadakilere ulaşmakta zorluk çekerler. Bir şekilde engeli aşıp cemaate ulaşsalar bile; dinleyecek kulak bulamazlar hatta saf düzeni almış bir cepheyle karşılaşırlar. Zira öyle bir bakış açısı oluşturulmuştur ki, hakikat mutlak olarak onlarladır, farklı bir söylemin doğru olma ihtimali yoktur.

Kalbi sızılı insanlardan olan Harun Ünal Hocaefendi’nin elinizdeki çalışması, böylesi bir çabanın ürünüdür. Ümidimiz odur ki, Allah Rasûlü’nün getirdiği dine hizmet etmeyi hedefleyen bu kitap, çok sayıda insana ulaşır ve onların zihinsel silkinişine vesile olur.

 

Dr. Recep Şehidoğlu

Emekli Müftü

 



Rahman ve Rahim Allah ’ın adıyla

Hamd, Allah’a; salât ve selam, Efendimiz Rahmet Peygamberine; selam, hidayet üzere olup onun Sünnetine tabi olanlara olsun…

Harun Ünal hocamızın hazırladığı ve “UYDURMA HADISLER” adını verdiği bu kitabı okuduğunuzda “Hadisi Şerif” olarak bildiğiniz birtakım sözlerin, -bazılarının manaları gerçeklere aykırı düşmese de- “Hadisi Şerif” olmadıkları, bu konunun uzmanı olan ilim adamlarımızca ortaya çıkarıldıklarını görecek ve hatta şaşırıp kalacaksınız. Kim bilir belki de ilk anda tepki bile göstereceksiniz.

Oysa “Hadisi Şerifler”, Allah’ın kelamı Kur’an’ın ayetlerinden sonra dinimizin temelini oluşturan en yüce değerlerimizdir. Bir gerçeği ifade etse bile eğer bir söz, bizzat peygamberimizin sözü, fiili veya takriri değilse, onu “Hadisi Şerif” mertebesine çıkartmak en azından sevgili Peygamberimize iftira etmek ya da dinden olmayan bir şeyi dine eklemek gibi bir vebal yükler bizlere…

Bu konuda ne kadar titiz olsak yeridir. Ayrıca dini korumak adına bu, aynı zamanda bizim görevimizdir. Sevgili Peygamberimizi sevmemizin tabii bir sonucudur.

Nice “Hadisi Şerif” âlimlerimiz –Allah onlardan razı olsun- bu konuda olağanüstü gayretler sarf ederek bazen iyi ve bazen kötü niyetlerle oluşturulan birtakım sözleri “Hadisi Şerif” ismi altında pazarlamaya çalışanlara fırsat vermemişler, adeta hanımların pirinç ayıklarken pirince benzer taşları ayıklayıp çıkardıkları gibi, bu âlimlerimiz de hadis diye ileri sürülen bu sözleri çıkarıp atmışlardır. Nitekim Bu sözlere de, “MEVDUAT” adını vermişlerdir.

Gayretine ve çalışkanlığına gıpta ettiğim arkadaşlarımdan olan Harun Ünal hocamızın, bu konuda çalışarak herkesin faydalanacağı, özellikle din görevlilerimizin çok yararlanacağı böyle hacimli bir eseri Türkçemize kazandırmasını takdire değer buluyorum ve kendisini tebrik ediyorum.

Eserin birinci cildini okuyabildiğim kadarıyla gördüğüm iki nokta dikkatimi çekti.

Birincisi: elinizdeki bu eserin isminin “UYDURMA HADISLER” Olması hususudur. Bu isim gerçekte doğru olsa da, bana pek sevimli gelmiyor. Çünkü bir söz “Hadis” ise uydurma olamaz. Eğer uydurma ise, zaten hadis olamaz. Gerçi buradaki “hadis” sözü, lügat anlamında yani “söz” anlamında kullanılsa da, yine gerçek manada, “Resulüllah’tan gelen hadisleri” de çağrıştırdığından, dolayısıyla “Hadisi şeriflere” bir gölge düşürebilmektedir.

Bu nedenle buna, “Hadis diyerek ileri sürülen sözler” veya söylenen sözler” gibi bir isim verilse idi, daha iyi olacağı kanısındayım.

Ikincisi de; “hadis” diye bilinen bir sözün hadis âlimlerince nasıl değerlendirildiğini ortaya koymak ve okuyucuyu bu konuda bilgilendirmek, sözü gereksiz yere uzatmadan daha ilmi olacağı düşüncesindeyim.

Buna, asıl konunun dışına çıkmanın yarar yerine zarar getireceğini de ilave etmeliyim.

Sonuç olarak, bu çalışmanın dünya ve ahiret açısından yazarına ve okuyucularına faydalı olmasını yüce Mevla’dan niyaz ederim.

 

Dr. Recep Şehidoğlu

Emekli Müftü

 

 

 

 

2 Değerli hocam Dr. Şehidoğluna, katkıları ve olumlu tenkitlerinden ötürü teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Ancak burada konunun hadis âlimlerince de bu yönüyle itiraz gördüğünü ve buna da Müslim’de ve Müsned’de yer alan şu hadis uyarınca, “uydurma Hadisler” adının veya “Mevduat” isminin verildiğini söylemek suretiyle karşılık vermişlerdir. Zaten kitabımızda da buna zaman zaman yer verilmiştir, konuya ilişkin hadisler örnek olarak gösterilmiştir. Bu hadislerden biri de Müslim ile Ahmed b. Hanbel’de yer alan ve Semure, Muğire b. Şube ve Ali b. Ebu Talib tarafından rivayet olunan hadis olup şöyledir:

Kim, benden, yalan olduğunu görerek, bilerek hadis diye bir söz söylerse, o da yalancılardan biridir.”  (Müslim, Mukaddime, h:1; Ahmed b. Hanbel, Müsned, h:18398, 4/252; 18429, 4/255; 903, 1/113) Burada bizzat geçen ifade, “Kim yalan hadis… ” diye “Hadis” sözcüğü kullanılmıştır. Biz de bu gelenekten ayrılmayarak kitaba, “Uydurma Hadisler” adını verdik. Uyarıları için saygıdeğer hocama tekrar teşekkürlerimi arz ederim. (H. Ünal)

 


   


__________________
Ne kadar az bilirseniz, onu o kadar şiddetle savunursunuz.

Bertrand Russell
Yukarı dön Göster yakamoz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yakamoz
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam;

Allah islam için çalışan herkesten razı olsun. Bu türlü çalışmalar elbette faydalar sunacaktır.

Fakat, bu kitaplarda sayılanlar uydurmadır, geriye kalanlar kesinlikle uydurma değildir denirse yine sıkıntı baş gösterir. Uydurma ve sahih gibi kavramlar yerine, "ŞÜPHELİ" kavramını kullanmak gerekir. Bütün hadis rivayetleri şüphelidir. Şüphe, doğruluğa da yanlışlığa da açık kapı bırakır. Hangisinin gerçek olduğu hususunda başvurulabilecek yegane şüphesiz kaynak Kuran-ı Kerim'dir.

Hadis olarak nakledilen bir rivayet Kuran'a uygun olsa bile, sırf bu husus bu rivayetin muhakkak Peygamberimizin kelamı olduğunu kanıtlamaz. Zira, herhangi bir insan da Kuran'a uygun bir söz söyleyebilir.

Bu meseleye aşağıdaki bakış açısı ile yaklaşmanın daha uygun olacağını düşünüyorum.

Allah şöyle buyurmuştur;

“(Dişi ve erkek olarak) sekiz eş yarattı: Koyundan iki, keçiden iki… De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin.” (Enam,143)


“Deveden de iki, sığırdan da iki (yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah’ın size böyle vasiyet ettiğine şahit mi oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah’a karşı yalan uydurandan kim daha zalimdir! Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Enam,144)

Koyu harfle yazılı kısımlar hadis dinin delilidir diyenler için ciddi bir anlam ifade etmelidir.

Bu soru, yani, “Peygamberiniz böyle söylerken sizler şahit mi idiniz ?” sorusu; onların “sahihtir” dediği şeyler için onlara sorulduğunda ne cevap verirler ?

İnsan şöyle bir soru sorabilir:

“İyi ama ben Kuran’ın indirildiğine de şahit olmadım. Peki bu nasıl olacak?”

Buna da Allah cevap vermiştir:

“Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın.” (Bakara,23)

Bir cevap daha;

“Hâla Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.” (Nisa,82)

Bu nedenle; Haniflik, en kısa tanımı ile her türlü çelişki ve dayanaksız bilgiden arınmaktır.


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam

Bu tip kitapların zararı çok, yararı yok. Çünkü diğer uydurmaları aklıyor. Yazarın uydurma olarak belirdiği hadislerin dışındakiler sahih öyle mi? İyi de neye ve kime göre?

Bu uydurma olarak etiketlenen hadisler arasında Buhari, Müslim hadisleri de var mı? Yoksa hiç mi uydurma hadis yok onlarda?

Kimin ölçüleri kriter bu çalışmada? Sünnilerin mi? O halde gerek yoktu böyle bir çalışmaya. Malumu ilan…

Sünniler daha cesur davranmalı ve yüzyıllardır sahihlik zırhıyla korunan hadislere el atmalı. Tabular yıkılmalı.

Bu altı ciltlik kitabı okuyalım. Neden? Sünnilerin uydurma olarak niteledikleri hadisleri tanımak için. İşimiz bununla bitmiyor, yeni başlıyor. Çünkü sahih(!) hadisleri okumak için okuduk bu altı cildi. Bir dirhem bal için bin çuval keçi boynuzu yemek gibi bir şey bu.

Bunları okumaktan Kur’anı okumaya ne vaktimiz kalıyor ne de enerjimiz. Ezilip gidiyoruz altlarında.


Yanlış 1- Hiçbir hadis sahih olarak nitelenemez. Çünkü onlar peygambere atfen ortalıkta dolaşan ve ölümünden yüzlerce sene sonra derlenen sözler. Şüpheyle bakılmalı hepsine.

Yanlış 2- Hadislere iman edilmemeli. Hadis kitapları kutsal ve dokunulmaz ilan edilmemeli. İman edilecek, başucu kitabı edinilecek, dinde referans kabul edilecek tek kutsal kitabımız vardır; Kur’an.

Yanlış 3- Hadisleri Kur’ana ortak etmek müslümana yakışmaz. Kur’anı hadislere muhtaç görmek müslümanın işi olamaz.

Yanlış 4- Hadisler Kur’ana ortak edilince Elçi Allah’a dinde ortak edilmiş oluyor. Allah+Peygamber ortaklı bir ŞİRKet dini vücuda geliyor.

Yanlış 5- Hadis+Kur’an inancı sapkınlıktır. Kur’an+hadis inancı da…

İlgili Link: HADİSLERİN SÜNNETİN İNCELEMESİ

Ve: http://www.kurandakidin.net/



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
yakamoz
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 ekim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 55
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı yakamoz

Selam,

Şahsım adına sahih yada uydurma başlıklı derli toplu hiçbir hadis kitabını elime alıp okumuş değilim. Kur'anın yeterli kelam olduğuna iman edince gerekte kalmıyor buna.

Bu başlığı açmamın sebebi ehli sünnetin büyük kısmının evet uydurma hadis vardır ama onlar vakti zamanında ayıklanmıştır ve bizim elimizdeki hadislerin hepsi sahihtir demeleri üzerinedir.

Kitabın tanıtımında da görüldüğü gibi 6 ciltlik uydurma hadis serisinin birilerinin dikkatine çekeceğine inanıyorum. En azından günümüze ulaşan uydurma hadistemi varmış deyip bu seriden yada diğer kaynaklardan durumu araştırmaları bile kendileri adına büyük bir adım olacaktır diye düşünüyorum.

 

Yukarı dön Göster yakamoz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yakamoz
 
muslumankul
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 12 kasim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 22
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muslumankul

Bahsedilen kitapları aldım. 3 cildini okudum. İlk olarak, kitaplar aslında 3 cilde  sığdırılabilecekken büyük puntoyla yazılması, aralarda ve sayfa kenarlarında fazlaca boşluk bırakılması sebebiyle 6 cilde tamamlanmış. "Hacimli" eser tabirine tabirine uygun olsun diye böyle yapılmış olabilir.


Kitabın yazarı, "hadislere gerek yoktur diyenler çoğalıyor biran önce bir ayıklama yapalım da bari elimizdekileri aklayalım" anlayışı ile yazdığı anlaşılıyor.  Yazar kitapların konuyla ilgili herhangi bir kitabın çevirisi olmadığı iddia ediyor. Doğru olabilir. Bir kitabın çevirisi değil fakat Aliyyülkarinin, Şevkaninin, Suyutinin, ibn kayyımın, ,ibn cevzinin, Elbaninin, Askalaninin vs. uydurma hadis konulu kitaplarından yapılan derlemelerden oluşuyor. özgün bir telif eser olduğu tartışılır.

Sonuç olarak kitaplar, daha bilimsel bir inceleme beklentisinde olan bendenizi hayal kırıklığına ugrattı. Daha öncekileri biraraya getirmesinden başka bir farkı yok.

 

Yukarı dön Göster muslumankul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muslumankul
 
Muhsin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 subat 2007
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Muhsin

Slm,kardeslerim, ZUHRUF/44 "Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz."


Zuhruf:36:"Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.”


Kamer    
40 Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!
Hadîd 9        
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.

Benim, düsüncem,ben hesaba Kuran dan cekilecekmisim, Rabbim öyle bildiriyor Kuran da,
Peygamber efendimizden gelen güzel ve yararli sözleri elbette gözardi edemeyiz,ama DIN olunca, KURAN ile yetinmeyi bilmeliyiz.
Yüce Rabbimiz Maide3 egöre ,ben DINI tamaladim,diyor,herseyi detaylica acikladim,diyor.

Yukaridaki Kitabin yazari,ve dahilindekiler de birbirlerini övmekde,zuhruf44 okumalarini ve üzerinde düsünmelerini,dilerim,Insallah.
EN DOGRUSUNU YÜCE RABBIMIZ BILIR
selametle kaliniz.

Yukarı dön Göster Muhsin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Muhsin
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats