HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: peygamberlerin biri diğerine üstünmüdür? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
prenses
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 21
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı prenses

2/253 O elçilerin bazısına diğerlerinden daha fazla lütufta bulunduk. Örneğin, kimileriyle ALLAH konuştu, kimilerini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. ALLAH dileseydi, onların ardından gelenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle kavga etmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler. Kimisi inandı, kimisi inkar etti. ALLAH dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat, ALLAH dilediğini yapar.

 

bu ayette ne demek istemektedir?sizinde fikrinizi almak isterim allaha emanet olun



__________________
ttp://ibadetleriniz olmasa Allah sizin neyinize değer versin!!!
Yukarı dön Göster prenses's Profil Diğer Mesajlarını Ara: prenses
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selam prenses kardeş,

selam arkadaşlar aşşağıdaki yazı,M.Yaşar Soyalan'ın Vahy Savunması Adlı kitabından Elçilerle Farklı konuşma meselesi bölümünden, özetlenerek iktibas edilen bir yazıdır., faydası olması ümidi ile,


" Geleneksel kültürümüzde, bunUN bir yanısıması olarak tefsirlerimizde,Allah'ın seçtiği rasullerle farklı farklı şekillerde konuştuğu, yani vahiy gönderdiği; örneğin Hz.Musa ile Tur Dağı örneğinde olduğu gibi açıkca konuştuğu ifade edilgelmiştir.Bu düşüncelerine delil olarak az sonra ifade edeceğimiz ayetleri delil olarak göstermişlerdir.Kendi düşüncemizi ortaya koymadan önce ilgili ayetlere bakalım.Ancak önce peygamberlere farklı şekilde vahy verilmesi konusu ile peygamberlerin birbirleri karşısında var olduğu iddia edilen hiyerarşi/alt-üst durumunu ilişkilendirerek birlikte ele almamız gerekir.Çünkü, geleneksel kültür içinde bu konular iç içe girmiş durumda dile getirilmektedir." Peygamberler arasında ast-üst ilişki varvar ve bu nedenle,Allah rasulleri ile bu alt-üst ilişkisine göre konuşmaktadır.Bizim peygamberimiz Hz.Muhammed ise bu alt-üst ilişkisinin en tepe noktasında bulunuğu için Allah onunla bütün vahy şekilleri ile konuşmuştur." denilmektedir,
Öncelikle bu hiyerarşiyani ast üst ilişsine veya bazı peygamberlerin derecelerinin daha fazla olduğu konusuna değinelim.Bir defa kelimeler kendi anlam dünyalarına uygun olarak ifade edilmemektedir.Bu hem "derecat " kelimesi, hem de "faddala " kelimesi için söz konusudur."Derecat" kelimesi günlük, türkçe'de kullanılan "derece", "kademe"anlamında kullanılmamaktadır..Oysa ilgili kelime,Kur'an'sa ancak çok dolaylı bir şekilde böyle bir anlmaı çağrıştırsa da, bir bütünlük içerisinde ele aldığımızda"konum" "durum" anlamlarında kullanıldığını, genelde nötr bir anlama sahipken cümle içindeki durumu veya birlikte kullanıldığı kelimelere göre onlarla uyumlu olarak yeni anlamlar kazanır.

" Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, verdiği şeylerde, sizi denmek için, kiminizi kiminizin derecat ile fevkine çıkarır.O'dur.Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve O, bağışlayan, esirgiyendir." ( 6/165)

Bu ayette, yeryüzünde halife kılınan kullar arsında bir ats üst ilişkisinden değil, yani bazılarının diğerlerinen daha değerli ve kıymetli olduğu anlamında değil; farklı konumlarda, farklı durumlarda bulunduklarından, bu durumlarına göre, yani, bu insanların rızk karşısındaki konumlarına göre imtihan olacakları ifade edilmektedir.

" Andolsun ki biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi kldık.Karada ve denizde taşıtlar yükledik ve temiz yiyeceklerden onları rızıklandırdık.Onları yarattıklarımızın bir çoğundan donanımlı kıldık ( faddalnahum ala kesirin mimmen halakna tafdilen).(17/70)

Aynı konu derecat kelimesi kullanılmadan farklı ifadelerle de dile getiriliyor; insanoğlunun diğer yaratılanlar karşısındaki farklılıklarından ve ona fazladan verilen donanımların hakkını vermesi, isteniyor.

" Bak! Bir kısmını diğerinden nasıl ayırmışız/farklı kılmışız ve elbette ahiret hem konumu (derecat) olarak daha büyük, hem de tafdılce ( içinde barındırıdıkları açısından) de daha /büyüktür." ( 17/21)

Bu ayette derecat kelimesi, ahiretin konumunu, durumunu anlatan bir ifade olarak kullanılıyor.Burada bir efdaliyattan, bir üstünlükten çok, cennet ve cehennemi de ifade edecek şekilde mevcut durumu anlatılıyor.Bir dünya ve ahiret karşılaştırılması yapılarak, dünyanın ahiret karşısındaki konumu ortaya konuyor.Ahiretin hem konum açısından hem de içinde barındırdıkları açısından, dünyadan çok çok büyük oolduğu ekber kelimesi ile ifade ediliyor........................(43/32’yi okuyunuz ve 16/71 ile tefsir ediniz. farklı rızıklandırılmanın sebebinin zenginlerin fakirlere vermeleri gerektiğini, bunun da sadece bir faklılık olduğunu üstünlük olmadığını görürsünüz.)

Deracat kelimesinde olduğu gibi, benzer bir anlam kayması da faddala kelimesi için söz konusudur.Faddala kelimesi öz olarak farkı, farklılaşmayı, farklı olmayı ifade ederken; günümüz Türkçe'sinde kutsalı çağrıştırmak anlamında, üstün, üstün olmak anlamlarında kullanılmaktadır.Böylece bu kelimenin bütün kullanımlara bu şekilde tercüme edilerek, zengin olan dahaüstün /daha kutsal, fazla bilgi depolamış olan daha üstün/daha kutsal, yönetici konumunda olan daha üstün / daha kutsal, fizikiolarak daha güçlü olan daha üstün / daha kutsal olarak anlaşılagelmiştir. Ayetlere önce bu anlam verilmiş, sonra şu demek isteniyor diye farklı şekilde yorumlanmaya çalışılmıştır. Çünkü, Allah'ın adalet, rahmet, rahman sıfatlarıyla bu anlayışın çeliştiği görülmüş.Ancak,bu yorumlar sadece Peygamber ile ilgili kullanımlarda söz konusu olmamıştır. Peygamberler arasında ast-üst ilişkisi olduğu gibi üstetekiler allatkilerden daha faziletli, dah kutsal olarak kabul edilmiştir.

Oysa az önce ifade ettiğimiz ve az sonra örneklerde göreceğimiz gibi, bu kelime bir efdalliyet, bir kutasllığı değil; Bir farklılığı, bir fazlalığı,(ayrıcalığı değil) ifade etmektedir .


Resuller arasında derece farkını ifade ettiği iddia edilen kullanımlara geldiğimizde,burada da resuller arasındaki üstünlük veya büyüklük-küçüklük değil; başka bir değişle hangisinin daha kutsal, daha faziletli olduğu değil; durumları, konumları ve farklılıkları,ilahi metin anlamında vahiy alıp almadıkları konusundaki farklılıkları ifade edilmektedir.

Bilindiği gibi Kuran’da çok sayıda resul/nebi ismi geçmekde ve Allah hepsinin de kendisi tarafından seçildiğini, nimetlendirildiğini ifade etmektedir.Üstelik bu resullerin hepsi Kuran’da hem nebi hem resul olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, geleneksel kültürde “kendisine kitap verilen peygamberlere Resul, kitap verilmeyenlere Nebi denir”, iddiasının Kur’an’i hiçbir kaynağı yoktur. İşte bu resul/Nebilerden bir kısmına açıkça İlahi kelam anlamında vahiy verildiğinden söz edilirken, bazıları konusunda sessiz kalınmaktadır. Örneğin ; hem Harun Peygamber, hem de Yahya Peygamber, resul ve Nebi olarak ifade edilirken; kendilerine ilahi kelam anlamında bir metin verildiğinden söz edilmez. Örneğin Harun’a bir bu anlamda bir metin verilmediği çok net bir şekilde ortadadır. O, Musa ile aynı ortamda, Musa’nın yardımcısı olarak, resul ve Nebiliğini sürdürmektedir bize göre aynı durum birçok İsrail peygamberi içinde söz konusudur. İşte Peygamberler arasında ki bu konum ve durum farklılığı kanaatimizce deracet kelimesi ile ifade edilmektedir. Örneğin enam suresinin 63. ayetinde bu kelime açıkça bu anlama gelmektedir. Yani Hz. İbrahim’in vahiy almasına ve hidayet edilmesine işaret edilmektedir.

“Bu, kavmine karşı bizim İbrahim’e vermiş olduğumuz hüccetimizdir. Biz dilediğimizin konumunu (deracat) yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin Hakimdir, Alimdir”. (6/83)

aynı şekilde, iddia edildiği gibi bakara: 253. ayette Peygamberler arasında bir üst ast ilişkisini değil, farklı konumdaki birçok peygamberin, Yahudilere, belge ve beyanatla gelmelerine rağmen; onların kendilerine getirilenleri önemsemeyip, kendi aralarında kavga etmeye devam ettikleri ve bunu kötü sonucuna katlandıkları anlatılmaktadır.

“İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir. Onları sana hakkıyla okuyoruz. Şüphesiz ki sen o gönderilen Resullerdensin. İşte bu peygamberlerden kimini diğerlerinden farklı kıldık. Onlarda Allah’ın kendilerine hitap ettiği (kelleme) konumunu (deracat) yükselttikleri vardır.

“Bu anlamda) Meryem oğlu İsa’ya belgeler (Beyyinat ) verdik, yani O’nu Ruhu’l-Kudüs’le destekledik. Allah dileseydi, belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardından birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler, kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi, lakin Allah istediğini yapar”. (2/252-253)

“Rabbin, göklerde ve yerde olan herkesi en iyi bilir. Andolsun ki, peygamberlerin bir kısmını bir kısmından farklı kıldık ve ( bu anlamda) Davud’a da Zebur'u verdik. ( 17/55)

“Gerçekten Allah, Adem’i, Nuh’u ve İbrahim ailesiyle İmran hanedanını alemler üzerine seçti ( Istafa)” (3/33).

“Andolsun ki, Davud’a tarafımızdan bir nimet ( fazl) verdik: <> dedik ve O’na demiri yumuşattık.” (34/10)

“Andolsun ki, Davud’a ve Süleyman’a ilim verdik. İkisi de : <> dediler.”27/15)

Bu ayette Davud ve Süleyman peygamberlere verilen “ilim”, onların diğer insanlardan farklılıklarını açıklar. Bu ilimde Kuran’ın bir çok ayetinde ifade edildiği gibi, ilahi vahiy anlamında kullanılmaktadır.

Faddalna kelimesi, Türkçe meallerde genellikle “üstün kıldık” şeklinde tercüme ediliyor. Oysa bu ibare üç yerde peygamberler ile ilgili olarak kullanılıyor 17/21’de ise, insanlarla ilgili olarak; “bak! Bir kısmını diğerinden nasıl ayırmışız/farklı kılmışız ve elbette ahret hem konumu (deracat) olarak daha büyük, hem de tafdılce (içinde barındırdıkları açısından) de daha büyüktür. (17/21) şeklinde geçmektedir.

Kelimenin faddale şeklinde ki kullanımlarında ise “sahip olunan, mal, mülk, imkan gibi farklı şey” anlamında kullanılıyor. Nisa süresinin 32. ayeti buna güzel bir örnektir. Erkeklerin üstünlüğüne delil olarak aktarılan Nisa süresinin 34. ayetinde de aynı kullanımın bulunduğunu ifade edelim.

“Bir de Allah’ın bazınıza diğerinden fazla verdiği şeyleri ( ma faddale Allahu bihi ba’dukum ala ba’din) istemeyin erkeklere çalışmalarından bir pay kadınlara da çalışmalarından bir pay vardır.çalışında Allah’tan Lütfünü isteyin. Her zaman Allah her şeyi iyi biliyor”4/32). Ayrıca bkz. (16/71,4/95 ve 34)

Allahu teala bir çok ayette İsrail oğullarının faddal kılındığını ifade etmiştir. Bu ayetlerde Türkçe meallerde genellikle “İsrail oğullarını üstün kıldık” diye tercüme edilmiş.İsrail oğullarının bu gün de üstün olduklarını içlerine sindirmeyenlerin veya “ madem ki İsrail oğulları üstündü, o zaman yeni peygamberler, dolayısıyla Hz.Muhammed’in peygamberliğinin ve Kuran’ın gelmesinin ne anlamı var ?” sorusuna muhatap olmamak için, metinde olmadığı halde” bir zamanlar” ifadesi eklenmiştir. Gördüğünüz gibi bir yanlış ifade insanoğluna kaç tane yanlış yaptırıyor. Şimdi ilgili ayetlerden örneklere bakalım.

“ Ey İsrail oğulları ! size ihsan ettiğim nimetim ve sizi alemlerden farklı kıldığımı hatırlayın.” (2/47)

“ Andolsun ki, biz vaktiyle israil oğullarına kitap,hüküm ve peygamberlik vermiştik. Kendilerini temiz rızklardan rızıklandırmıştık ve alemlerin üstüne geçirmiştik.” (45/16)


bu ayetlerde ve benzeri ayetlerde, Allah İsrail oğullarına vahy veya başka nimetlerde vererek, onları firavun zulmünden kurtardığını ifade etmekte, dolayısıyla onlara bu nimetleri hatırlatmaktadır. İsrail oğullarının farklı kılınması onlara verilen bu nimetler sayesindedir.Bu nimetlerin verilmesi bir ayrıcalı, bir kayırma değildir.Bir yerde bir ayrıcalık varsa bir kayırma ve özel muamele söz konusu olur.Bu ayetlere Sadece Musa ve kavmine ait olacak, bu nimetlerden başka topululuklar yararlanamayacak; bu olacak şey değildir.Nitekim Musa peygamber, aynı ayetleri/vahy firavun ve toplumuna da götürmüştür.Onlar ta işin başında bu ayetleri yalanlamışlardı.Ayrıca Allah’ın nimet/ vahy göndermediği toplum mu var ki, bir diğerinden üstün olsun.Bu bir üslup meselesi ve ifade biçimidir.Aynen, fil ve kureyş surelerinde olduğu gibi. Yani, verilen nimetlerin hatırlatılmasıdır.Bu anlamda Allah, her topluma kendisini hatırlatacak nimetler sunmuştur.Bu nimetler onlara yapılan ayrıcalığı değil, Allah’ın tüm insanlar için geçerli olan genel sünnetini ifade etmektedir. Bu anlamda bir üstünlükten değil ancak bir farklılıktan, farklı donanımlardan söz edilebilir.

İşte resullerin bazısının bazısından üstün/farklı olması durumu da budur.Doğal olarak, “ peki resuller arasında hangi farklar var veya buradaki farklılıktan kast edilen nedir?” diye sorulabilir.Daha önce de değindiğimiz gibi bu fark ; vahy alan peygamberle vahy almayan peygamber arasındaki farktır.Allah’ın ilahi hitapta bulunması.Bunu da o zaman kültürel mirası ve algılaması çerçevesinde yapıyor.Bakara/253 de zaten ifade edildiği gibi, İsa'ya Beyyinat verilip Ruhul Kudüs ile desteklenip, Musa’ya hitap ettiği gibi bazı peygamberlerini diğerlerinden farklı kılmıştır. ( 252. ayette atfen) ey Muhammed ! Sende gönderilen bu resullerdensin.Bu anlamda sana da, Davud'a Zebur verildiği gibi ( 17/55’e atfen) vahy edildi ve bu Kur’an verildi bir bütünlük içerisinde ayetin devamında niçin Muhammed'e vahy verildiğinin cevabı da var: Cevap; o toplumların gelen Beyyinat önemsemeyip birbirlerini öldürmeye devam etmeleridir.

Bu peygamberlerin genel bir listesi, alemlerden farklı oldukları ifade edilerek, en’am suresinin 82-87 ayetleri arasında verilmektedir.

“ Bu, kavmine karşı bizim İbrahim vermiş olduğumuz hüccetimizdir.Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz.Şüphesiz rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir. Bundan başka O’na İshak ve Yakubu da ihsan ettik ver her birini hidayete erdirdik Nuh’u da daha önce hidayete erdirmiştik, O’nun soyundan Davudu, Süleyman’ı, Eyyub’u, Yusuf’u,Musa’yı, Harunu da…. İşte iyi işler yapanları böyle mükafatlandırırız.Zekerriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyası da…hepsi iyilerdendir.İsmail’i Elyasa’yı Yunus’u ve Lut’u da…. ( faddalna alelamemin) alemlere faddal/farklı kıldı.Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da nokta.Onlar’ı etçik ve doğru yola ilettik” ( 6/83-87) ayetinde neredeyse, Kuran’da adı geçen bütün peygamberler sayılarak alemlere faddal oldukları ifade edilmiştir.Ayrıca Nisa Suresi 162- 167. ayetleri de aynı şeyleri ifade etmektedir……………….


• De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiç biri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim olmuşlarız." (84) Ali-İmran)


• Dediler ki: "Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayete eresiniz." De ki: "Hayır, (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dini(dir); O müşriklerden değildi." (135)

• Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiç birini diğerinden ayırdetmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız." (136) Bakara,

Kur’an ayrıca Allah’ın seçti bu peygamberler arasında ayrım yapmaya, onlardan birini veya bir kaçını tercih etmeye karşı çıkmakta, konumları ne olursa olsun hepsine iman edilmesi gerektiğini ifade etmekte, ayrımcılığa karşı çıkmaktadır.

Allah'a ve Resûlü'ne inananlar ve onlardan hiç biri arasında ayrım yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (152)Nisa)

• Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana'dır" dediler. (285) Bakara)

Madem Allah peygamberleri arasında ayrım yapmıyor, hepsine aynı şekilde iman edilmesine, saygı duyulmasını, hepsinin “ benim peygamberim” olarak algılanmasını istiyor. O halde bu peygamberlerin hepsine aynı şekilde hitap etti; bu rasulleri hitap şeklinde de bir birinden ayırmadı.”

Yazar bundan sonra vahy’in inişini anlatıyor, buraya kadar meseleyi açıklamak için yeterlidir sanıyorum, faddala ve deracat” kelimelerinin, üstünlük, değil farklılık” olarak algılanması derece ast üst değil, konum ve durum olarak algılanması gerektiğini anlatı yazar kısacası.Allah müminlerin hepsine aynı imanının istiyor, kendi katında da aynıdır tek farkları farklılıkları, imtihan araçları, kimi hükümranlıkla, kimi mustazaflık ile imtihan edilmiş, bu ayrıcalık değil farklılıktır, ama şunu da unutmayalım ki, elçiler de imtihan sürecinden geçmiştir ve Rabbım onların ecirlerini verecektir, yazıyı yazma da katkısı bulunan kardeşlere teşekkürler Allah’a emanet


Selam ile



Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
mukaddes_vadi
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 01 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 36
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mukaddes_vadi

    Selam prenses..Bu ayetten anladığım Allahın kullarına,karşılıksız fazl cinsinden iyilikler edebileceğidir...

__________________
huzur
Yukarı dön Göster mukaddes_vadi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mukaddes_vadi
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats