HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Yasin 6 & Maide 19 Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selam değerli forumdaşlarım, görüşlerinizi paylaşınız,


Babaları uyarılmamış, böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin). (YASİN SURESİ / 6)


babaları uyarılmamış bir kavim,


Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde: "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah her şeye güç yetirendir. (MAİDE SURESİ / 19)

uyarıcı gelmedi diye uyarılan bir kavim,




şimdi, soru şu, bir kavme şunu şunu demesinler diye bir uyarıcı gelirken, bir başka kavme uyarıcı gelmeden yolculuk yapılıyor, kıyamet sahnesinde yer alan ayetlerden öğrendiklerimize göre herkese öğüt alınabilecek kadar bir ömür verildiğine göre, bu iki ayet ve kıyamet anındaki bahsettiğim ayeti bir arada düşününce, imtihan insan ve vahiy arasında nasıl bir anlama faaliyeti yaparız ?



selam

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim

 

 

Selam sevgili Malik Bin Nebi kardeşim!

İnsanı uyaran şeyler nelerdir, yada Allah’ın elçileri neyi ifade ediyor?

Allah’ın elçileri bir koldan gelmez birçok koldan gelir, uyarısı da tek yönlü değildir.. nasıl ki ayetleri sadece Mushaf’ta olan olmadığı gibi.. Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan-beyan belli olsun. Kendisinin herşey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi? 41/Fussilet/53

 

Birinci elçi insanın kendi fıtratı. Allah insanın fıtratına doğruyu yanlıştan, sağlamı çürükten, yararlıyı zararlıdan, lehine olanı aleyhine olandan vb..  ayırma yetisi yerleştirmiştir. Bunu yönlendirme ve yönetme de insanın kendi eline verilmiştir. Hani Rabbin, âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu: "Rabbiniz değil miyim?" Onlar: "Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz." demişlerdi. Kıyamet günü, "biz bundan habersizdik" demeyesiniz. 7/Araf/172

Zaten insan birinci dereceden bundan sorumludur. Çünkü insan Allah’ın gönderdiği peygamberlere bu birinci elçi vasıtasıyla (vicdanında değerlendirir iç muhasebesini yapar ve öyle) iman eder. İman etmediği zaman sorumlu (kâfir) olur.

Eğer fıtrattaki bu özellik olmasaydı peygamberlere inanmayanlar sorumlu olmazdı. Çünkü kâfirler Müslümanlar gibi Kuran’ın içeriğinden sorumlu değillerdir, Kur’an’a inanmamakla sorumludurlar. Altını çiziyorum bu birinci elçi (vicdanları) sebebiyle sorumludurlar.

 

İkinci elçi evrensel ahlak ilkeleri. İnsan hayatı boyunca yaşadığı olaylardan tecrübe/ders alır, tecrübelerden süzülüp gelen bir atasözü “bir musibet bin nasihatten evladır” gerek kendinden önceki toplumların bıraktığı, gerekse kendi yaşadığı tecrübeler, insana bazı ahlaki değerleri tespit etme imkânı sağlar. De ki: "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın! Onların çoğu şirke sapan insanlardı." 30/Rum/42

Evlerinde-yurtlarında dolaşıp durdukları nice nesilleri, kendilerinden önce helak etmiş olmamız onlara yol göstermedi mi? Kuşkusuz, bunda ibretler vardır. Hala işitmiyorlar mı? Görmediler mi ki biz, çorak toprağa suyu salıyoruz da onunla ekinler çıkarıyoruz; hem hayvanları yiyor ondan hem kendileri. Hala görmüyorlar mı? 32/Secde/26,27

 

 

Üçüncü elçi kozmik akış. Evrende işleyen yasalar, fizik kuralları bugün insanoğlu küresel ısınmanın zararlarını hesaplıyor önlem almaya çalışıyor, çünkü işleyişe çomak sokuyor.

Şu bir gerçek ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanların yararı için denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten suyu indirip onunla, ölümünden sonra toprağı dirilterek üzerine tüm canlılardan yaymasında, rüzgârların bir düzen içinde yönden yöne çevrilmesinde, gök ve yer arasında bir hizmete memur edilen bulutlarda, aklını işleten bir topluluk için sayısız izler-işaretler-ibretler vardır. 2/Bakara/164

Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar diye insanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Umulur ki onlar hakka dönerler. 30/Rum/41

 

 

Dördüncü elçi bilimler ve keşifler. Bilim ilerledikçe keşifler yapıldıkça arınmaya niyeti olanların imanı artar, “Rabbim sen bunları boşuna yaratmadın” der. Hiç görmediler mi, Allah, yaratmayı nasıl başlatıyor, sonra onu tekrarlıyor/yeni baştan yapıyor. Kuşkusuz, bu, Allah için çok kolaydır.

De ki: "Yeryüzünde dolaşın da yaratılışın nasıl başladığına bir bakın. İleride Allah öteki oluşmaya da vücut verecektir. Allah, herşeye Kadir'dir.29 /Ankebut/19,20

Göğün atmosferine uygun yaratılmış kuşları görmüyorlar mı? Onları ALLAH'tan başkası tutmaz. Bunda inanan bir toplum için elbette ayetler vardır. 16/Nahl/79

Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, Allah'ın göklerde ve yerde yarattıklarında, O'na karşı gelmekten sakınan kimseler için ayetler vardır. 10/YÛNUS/6

Yeri uzatıp döşeyen ve onda oturaklı dağlar ve nehirler vücuda getiren O’dur. Bütün meyvalardan kendi içlerinde ikişer çift yaratmıştır O. Geceyi gündüze sarıp bürümektedir O. Bütün bunlarda derin derin düşünecek bir topluluk için elbette ayetler vardır. 13/RA’D/3

 

Beşinci elçi Peygamberler. Allah’ın insanlar arasından seçerek, kitaplar/vahiy gönderdiği resullerdir.

 

 

Bu açıklamalardan sonra gelelim soru soru’ya.
malik bin nebi Yazdı:

“şimdi, soru şu, bir kavme şunu şunu demesinler diye bir uyarıcı gelirken, bir baş ka kavme uyarıcı gelmeden yolculuk yapılıyor, kıyamet sahnesinde yer alan ayetlerden öğrendiklerimize göre herkese öğüt alınabilecek kadar bir ömür verildiğine göre, bu iki ayet ve kıyamet anındaki bahsettiğim ayeti bir arada düşününce, imtihan insan ve vahiy arasında nasıl bir anlama faaliyeti yaparız ?”

 

Sevgili kardeşim! bu soruyu eminim senin gibi ve benim gibi diğer kardeşlerimizin de aklından geçmiştir ve bir kısmı bu sorunun cevabını bulmuş, bir kısmı bulmak üzeredir..

 

Ben kendi kendime sorduğumda bulduğum cevap şuydu: Şu bilinen bir gerçektir ki Allah’ın gönderdiği mesaj her insana ulaşmıyor, bu geçmişte de böyleydi şimdi de böyle. İsa a.s ölümünden Muhammed a.s gelişine kadarki dönemi geçmişe örnek gösterebiliriz.

 

Muhammed’den a.s günümüze kadar ise Emevilerin, Abbasilerin, Osmanlıların.. hasılı atalar dininin müntesipleri ve kitap ehli Kuran’la insanlar arasına duvar örmüşlerdir.

Buda gösteriyor ki özel gayreti olmayan insanlar Allah’ın mesajını alamıyor.

Peki mesajı alamayanların durumu ne olacak? işte can alıcı soru bu!!!

 

Bunları düşünürken insanın aklına başka sorularda geliyor, bebekken, aklı oturmuş oturmak üzereyken, çocukluğunda başına gelen bir olaydan dolayı yarı akılı yarı deli vs..vs..vs.. ve mesaj ulaşmamış insanlar öldüklerinde mahşerde durumları ne olacak?

 

Her insanın tâir(kuş)ini boynuna bağladık, kıyâmet günü onun için, açılmış olarak bulacağı bir Kitâp çıkarırız: "Kitabını oku, bugün nefsin sana hesapçı olarak yeter!" (deriz). 

Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş olur, kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günâhkâr, başkasının günâh yükünü taşımaz. Biz elçi göndermedikçe azâb edecek değiliz. 17/İsra/13-15

 

 

Ayette geçen “..Biz elçi göndermedikçe azâb edecek değiliz” ifadesi ahirette de geçerliliğini koruyacaktır. Allah herkese verdiği kadarıyla sorumlu tutacak, onlara yukarıda bahsettiğimiz elçiler vasıtasıyla ulaştırdığı kadarıyla mükellef tutacaktır.

 

“Allâh, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır….” 2/Bakara/286

Diyelim ki bir insan Allah’ın peygamberleri vasıtasıyla gönderdiği mesajdan habersiz yaşadılar, o zaman ne kadar sorumludurlar?

 

Birinci elçi insanın kendi fıtratı kişi vicdanının sesini dinlemeli, o hiç kötülüğü söylemez, halk arasında şöyle bir değim vardır “vicdan aynası”. Bir ayette İbrahim a.s putları işaret ederek “onların yardıma ihtiyacı var siz ise onlardan yardım umuyorsunuz” gibi şeyler söyleyip onların vicdan kitabından yine onlara bir ayet okutmuştur. “Kendi vicdanlarına başvurup (içlerinden): "Hakikaten sizler haksızsınız!" dediler.” 21 /Enbiya/64 İnsan fıtratına ters şeyler yapmamalıdır,  Ör: Hayat hakkı olan, her canlının yaşam hakkına müdahale etmemesi gibi.

 

 

İkinci elçi evrensel ahlak ilkeleri ne ters iş yapmamalı, Ör: zina, hırsızlık, haksız kazanç, cinayet işlememesi gibi vb..

 

 

Üçüncü elçi kozmik akış.  doğaya ters iş yapmamalı, Ör: bitkilere hormon uygulamamak, israf etmemek, çevresine ve diğer canlılara insaflı davranmak gibi vb..

 

 

Dördüncü elçi bilimler ve keşifler. Keşifleri ve bilimi insanların ve doğanın aleyhine kullanmamalı, Ör: kimyasal silahlar yapıp katliam yapmamak gibi vb..

 

Sonuç olarak bahsettiğimiz elçiler, her an insanı doğruya davet ediyor ve uyarıyor. Uyarılar kendine ne kadar ulaşıyorsa o kadar sorumlu ve mükelleftir. Bu elçiler Allah’ın elçileridir bunlara uymak Allah’tan korkmayı beraberinde getirir. Bu elçilerin sesine ne kadar kulak verilirse o kadar basiretli olur insan. “Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir.” 8/Enfal/29

 

Bunlara uymamakta tersine bir etki yapar. “Kendisini zengin görüp tenezzül etmeyene gelince; Sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sana ne?” 80/Abese/5-7

Fakat onların kalpleri, bundan gaflet içindedir. Onların bundan başka (birtakım pis) işleri daha var ki, onlar hep o işler için çalışırlar. Nihayet varlıklılarını azap ile yakaladığımız zaman, hemen feryada başlarlar. "Bugün artık feryat etmeyin, bize karşı size yardım olunmaz (kimse sizi bizim azabımızdan kurtaramaz). "Ayetlerim size okunuyordu da siz arkanıza dönüyordunuz. 23/Müminun/63-66

 

 

 

Eğer biri bahsettiğimiz elçilere kulak verirde arkasından Allah’ın gönderdiği mesajla (Kuran’la) tanışırsa “benim aradığım tam da buydu” der. “Fakat koşarak sana gelen, Saygılı olarak gelmişken,”  80/Abese/8,9

Onlar ki Rablerine saygıdan titrerler. Ve onlar ki Rablerinin ayetlerine inanırlar. Ve onlar ki Rablerine ortak koşmazlar. 

Verdiklerini, Rablerinin huzuruna dönecekleri düşüncesiyle kalpleri korkudan ürpererek verirler. 

İşte onlar, hayır işlerine koşarlar ve onlar hayır için önde giderler.

Biz, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz. Katımızda gerçeği söyleyen bir Kitap vardır. (Herkesin eylemleri onda tespit edilmiştir), onlara asla haksızlık edilmez. 23/Müminun/57-62

 

 

 

Selam olsun emeğinin karşılığını yalnız Allah’tan umanlara.

 

Selam olsun hiçbir ücret istemeyen elçilere kulak verenlere.

 

 



__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selam ibrahimim abi,

 

gönderilen vahiylerin bir gereksinime binaen bir araç olarak gönderildiğine inanıyorum, şöyle ki, afrikanın dağındaki kabile reisi kur'an'dan sorumlu değildir,veya kur'an'ı hüç duymayan birisi kur'andan sorumlu değildir, o fıtratı, muhakemesi, evren vesair gibi araçlar neticseinde doğruluk bilincine ulaşmak için sorumludur, kur'anda bu bilinç için bir araçtur, ve ulaşırsan tasdiki şart,

benim sorum kendisine mesaj ulaşmamışların durumu nedir sorusu değil, her insan eldeki araçlardan mesuldür, ve hekese öğüt için yeterli süre ve araç verilmiştir,

 

soru şu,

 

iki çocuğunuz var,

küçük çocuğa babam bana para vermedi demesin diye para veriyorsunuz,

büyük çocuğa ise para vermiyorsunuz ve aç kaldı diye eleştiriyorsunuz,

 

ehli kitap uyarıcı gelmedi demesinler diye elçi gönderiliyor,

 

babaları uyarılmamışlara ise bir şey yok  ve gaflette kalıyorlar neden uyarılmadıkları için, oysa ki insan uyraılmadığı için mi gaflette kalır yoksa akledemediği için mi ?

 

 

selam ve dua ile

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim

malik bin nebi Yazdı:

selam ibrahimim abi,

 

gönderilen vahiylerin bir gereksinime binaen bir araç olarak gönderildiğine inanıyorum, şöyle ki, afrikanın dağındaki kabile reisi kur'an'dan sorumlu değildir,veya kur'an'ı hüç duymayan birisi kur'andan sorumlu değildir, o fıtratı, muhakemesi, evren vesair gibi araçlar neticseinde doğruluk bilincine ulaşmak için sorumludur, kur'anda bu bilinç için bir araçtur, ve ulaşırsan tasdiki şart,

benim sorum kendisine mesaj ulaşmamışların durumu nedir sorusu değil, her insan eldeki araçlardan mesuldür, ve hekese öğüt için yeterli süre ve araç verilmiştir,

 

soru şu,

 

iki çocuğunuz var,

küçük çocuğa babam bana para vermedi demesin diye para veriyorsunuz,

büyük çocuğa ise para vermiyorsunuz ve aç kaldı diye eleştiriyorsunuz,

 

ehli kitap uyarıcı gelmedi demesinler diye elçi gönderiliyor,

 

babaları uyarılmamışlara ise bir şey yok  ve gaflette kalıyorlar neden uyarılmadıkları için, oysa ki insan uyraılmadığı için mi gaflette kalır yoksa akledemediği için mi ?

 

 

selam ve dua ile

 

Bir yerde demeiştimki:
İbrahimim Yazdı:

Sonuç olarak bahsettiğimiz elçiler, her an insanı doğruya davet ediyor ve uyarıyor. Uyarılar kendine ne kadar ulaşıyorsa o kadar sorumlu ve mükelleftir. Bu elçiler Allah’ın elçileridir bunlara uymak Allah’tan korkmayı beraberinde getirir. Bu elçilerin sesine ne kadar kulak verilirse o kadar basiretli olur insan....

  

Bir yerde de şöyle demiştim:
İbrahimim Yazdı:
 

 

Eğer biri bahsettiğimiz elçilere kulak verirde arkasından Allah’ın gönderdiği mesajla (Kuran’la) tanışırsa “benim aradığım tam da buydu” der. 

 

Şimdi sözünü ettiğin ayetin devamına bakalım.. 

36/Yasin suresi

6 Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.

7 Yemin olsun ki, onların çoğuna söz hak olmuştur, artık onlar iman etmezler.

8 Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.

9 Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik.Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler.

10 Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, farketmez onlar için: inanmazlar.

Elbette akledemedikleri için, bahsettiğin ayetin devamında da bunu anlıyoruz, bu ayetlerden sonra da..

36/Yasin/11 Sen ancak o zikir'e/ Kuran'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın.Böylesini, bin bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele.

Selamlar ve dualar bizdende size olsun.

 

 

 



__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 
osman1
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 19 kasim 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 178
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı osman1

 

     Kitap ve elçi merhametten gönderilmiştir....Yani Allahın kullarına bir lütfu.....

      Hz ibrahim gibi kitap ve elçi olmadan da  hakkı bulmak mümkün...

      Neden......Rum suresi 30...

       Hanif dini....insanın üzerine yaratıldığı esaslar..(fatare nnase alyha......)

      Allahın yaratması hakkı bulmaya yeterlidir...

      Mesela kuşlar uçmaya yatkın ve yeterlidirler....hemen uçarlar...

       Çünkü Yaratılış esasları buna göre dizayn edilmiştir ....

        Ancak...Kitap ve elçi gönderilmeyenlerin imtihanı da ilahi adalet gereği farklı olmalıdır elbette.....

         Ve konuyu en güzel Musa(as)'ın firavna verdiği cevapla daha iyi anlayacağımızı sanıyorum...

           Musa(as) Firavne tebliğ için gittiğinde tebliğini yapar ve sonunda Firavn şu soruyu sorar....(ilgili ayette görebilirsiniz)

           Ey Musa....Hadi bu anlatıklarından ben haberdar oldum....Peki ya sen gelmeden gelip geçenler (yaşayıp ölüp gidenler) senin bu tebliğini duymayanlar şimdi ne olacak......

              Musa(as) : Onların bilgisi rabbimin yanındadır rabbim yanılmaz ve unutmaz....

               Musa(as)'ın bu cevabından sonra başka söze gerek varmı....

   selamlar

             

Yukarı dön Göster osman1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: osman1
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

selam ibrahimim abi, bir kez daha teşekkür ederim sana sorun okuduğum ayetin mealinden kaynaklanıyor muş verdiğin ayet mealinde ve senin yaptığın mealde bunu daha iyi anladım,

 

benim okuduğum meal gaflette kalan insanların buna babalarının uyarılmamışlığından dolayı düştüğünü anlatırken senin verdiğin meal de iki farklı durumdan bahsediyor

 

birincisi babaları uyarılmamış bir kavim

ikincisi gaflette kalan bir kavim,

iki durumu da inceleyelim inşallah,

 

babaları uyarılmamış kavim ;

uyarı, öğüt, hatırlatma, kimlere yapılır, unutanlara hatırlatma aslı var olanın tekrardan ortaya çıkarılmasından ibarettir, bu konuda daha yeni işlediğimiz adem kıssasında ki bilgilerimizden de faydalanarak ilerleyebiliriz

varlık sahnesinde imtihan sürecine başlayan varlık, yeni doğan bebeğin annesinin memesine yapışması gibi fıtratına yapışmış rum suresindeki ayeti gereğince yerine getirmiş ve tek ümmet olan insanlık,

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan 'azgınlık ve kıskançlıkları' yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (Kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir. (BAKARA SURESİ / 213)

 

adem ve eşi, insan çifltleri bu tek ümmet olma sürecinde imtihan unsuru olarak, fıtratları, evren, akıl, gibi etmenlerle süreçlerini sürdürüyorlar ki zaten insanın cennete gideceği yolculukta gereken temel araçlarda bunlardur, fakat ne zaman ki ağaça yaklaşıyorlar işte o zaman şeytan ayaklarını kaydırıyor ve anlaşmazlığa düşüyorlar, sonrasında unuttukları şeyler onlara vahiy olarak hatırlatılıp ikram ediliyor, sonrasında vahiyle beraber gelişen insanlık sosyal gerekesinimler doğuruyor, vahiy de bu oranda sosyal içeriklerde de düzenlemeler getiriyor, vahiy başlı başına bir sorumluluk aracı değil, vahiy muhatap olunduğunda sorumlu olunan bir araç aslında, aslolan temiz fıtrattır, dolayısıyla babaları uyarılmamış bir kavimde uyarılmayan babalar adaletsiz bir imtihana tabi değildir, burda iki seçeneği aklımıza getirebiliriz,

babaları uyarılmayacak derece de fıtaratlarına uygun yaşıyorlardı ve uyarıya gerek yoktu, veya

Allah herkese verdiği kadarının hesabını soracaktır, muhammedin gönderildiği kavmin farklılıklardan en az derecede etkilenmiş ve tam bir gafletin içerisinde kalması için bu kavmin babalarına bu şekilde bir imrihan zemini seçilmiş ve torunlar her türlü fikri etkilenmeden en az derecede etkilenecek derecede bir tarihle karşıkarşıya kalmış ve muhammed böyle bir kavme gönderilmiştir,

 

ikinci durum gaflette kalan kavim;

senin de belirttiği gibi kavmin gaflette olmalarının sebebi dış etmenler dğeil iç etmenler, akletmeyen ve uyarsan da uyarmasan da bir olacak derecede sorumsuz olan insanların durumu gaflet hali,

ayeti bu şekilde ele aldıktan sonra kitap ehli ile olan kıyasımıza geçersek,

kitap ehlinin elinde bir uyarıcı yok ve ayetin gündeminden anlaşıldığına göre ehli kitap kitaptan olan bir kısım verilerden dolayı uyarıcı kültürüne alışkın ve kitabı işine geldiği gibi okuyarak, meselenin uyarıcı da değil insanın kendisinde bittiğini fark edememiş olacaklar ki bu şekilde bahanelere sığınacak durumdalar Rabb ise onlara bu bahanenin yersiz olduğunu, sırf mazeretlerinin kalmaması adına böyle bir uyarıcı gönderdiğini aslında uyarılsalar da uyarılmasalar da bir olduğunu vurguluyor, demek ki uyarılmayan babalar böyle bir bahaneye mahal vermeyecek derecede imtihan alanına uyum sağlamışlar veya bu uyarıcı kültürle hiç tanışmadıkalrından mecburiyetlerini fıtratlarına sarılarak sürdürmüşler,

 

hatırlatmalar, hatırlamanlar, öğütler, emirler gelen uyarıcılar,

bunların hepsi tek bir şey içindir ve tek bir şeydendir o da fıtratınızın bunları kabulü ve fıtratınızdan kaynaklı kabulünüz,

araf suresinde galu bela diye bilinen olay ( ibrahimim abimizin bu konudaki çalışmasına ve hakkı yılmazın bvu konudaki çalışmalarına bakılabilir) insanların yaşam serüvenlerinde zaten yaratıcı ve onunla kurduğu bağa kendini şahit tutulduğu anlatılıyor, yeryüzü, benliğiniz doğan güneş, yuvasına giden böcek, bunların hepsi size kur'an'ın anlattıklarını anlatıyor, gönderilen vahiy ile görülen vahiy arasındaki fark sundukları imtihan araçlarıdır, örneğin gönderilen vahiy seni yemek ve içme kültürü konusunda bir takım imtihan araçları ile karşı karşıya koyuyor,

şöyle anlatalım, domuz eti örneğini ele alalım, afrikanın bilmem hangi kabilesinde elinde tek bir parça vahiy kırıntısı olmayan bir teslim fıtratına uygun yaşadığı yeryüzü kitabını hakkıyla okuyup, temiz fıtratını gereğince anlarsa ama buna rağmen domuz yerse bu adamın kesinlikle Allah'ı hoşnutsuz edecek bir durumda bulunduğunu söyleyemeyiz, zira bu adam karşısında ki araçları en doğru şekilde okumuş ve en uygun şekilde bunları kullanmış,

ama aynı şey bizler için söz konusu değildir, çünkü biz bu imtihan aracı ile karşı karşıyayız, öğüt ve hatırlatma Allah'tan gereği gibi haşy edenlere fayda sağlıyorsa, Allah'tan gelen her araca karşı kesinlikle karşı tutuma giremeyiz, bu araçlar birilerinde farklı birilerinde farklıdır, fakat yöneliş deki ortaklı ve kullanılan ortak kaynaklar bizler tek ümmet yapacaktır,

bu paylaşımın sonunda şu kanıya varabiliriz,

kur'an'ı anlamak veya o'nu uygulamak amaç değildir,

amaç hayatı Allah'a adamak ve bu yolda karşımızda olan her aracı en doğru şekilde kullanmak, bu değerlendirmeyi yaparken de başlangıç yerimiz, toplumsal/ şekilsel/ hukuksal meselelerden daha çok, ahlaka/ bilince/ duruşa yönelik kısımlar olmalı,

 

en doğrusunu Allah bilir,

 

selam ve dua ile

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

yorumcu arkadaşların hepsinede teşekkür ediyorum.gerçekten güzel ve mantıklı yorumlar yapmışsınız.Allah sizlerden razı olsun.selamlar,sevgiler.

__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

peygamberi yada kuranı hiç duymayanla duyan arasında imtihan bakımından hiç bir fark yoktur...

aynı şeylerden sorumluyuz...

dağın başındaki hiç bir kitaptan haberi olmayan  ilkel insan neden sorumluysa kuran hafızıda ondan sorumlu...

eğer kurani  bilgi sahibi daha fazla sorumlu olsa bu ona haksızlıktır...

daha az sorumlu olsa bu ötekine haksızlıktır...

herkes kendi elindekine göre sorumlu ise...

o zaman kimseye ne kurandan ne de peygamberden bahsetmeye tabliğ etmeye gerek yoktur...












__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats