HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Sünnet İnkarcılığı ve Mutezile Mezhebi Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

Hadisi ve sünneti inkar edenlerin görüşü yeni bir görüş değildir. Ehli sünnet görüşüyle dalga geçip ‘atalarının dini’ diyenler aslında Hulefa’i Raşidin den sonra ortaya çıkmış Mutezile inancının görüşlerini savunmaktadırlar. Aşağıda derlemiş olduğum bilgiler dikkatle okunursa günümüzde bizim ne ile mücadele ettiğimiz daha iyi anlaşılacaktır.

 

Bu fırka, Emeviler döneminde ortaya çıkmış, fakat 'Abbasîler dö­neminde uzun bir zaman İslâm düşünce âlemini işgal etmiştir.

Bazılarına göre bu mezhep Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hasan'ın, hila­feti bırakıp, Hz. Muaviye'ye devretmesi üzerine Hz. Ali taraftarların­dan bir gurubun siyaseti bırakarak kendilerini itikadı meselelere ver­meleri sırasında ortaya çıkmıştır.

Mutezileler, görüşlerinde Yunan felsefesinin tesiri altında kalmışlar, delil getirme metotlarının çoğunu bunlardan almışlardır. Yunan felsefesi, Mutezilelerin delillerinde ve kıyaslarının önermelerinde apaçık görülmüştür.

Mutezileleri, Yunan felsefesini incelemeye sevk eden iki sebep vardır:

a) Mutezileler, Yunan felsefesinde aklî açlıklarını giderecek ve fikri boşluklarını dolduracak düşünceler bulmuşlar, bunlarla fikrî eğitimler yapmışlar ve kendilerini, delil ileri sürme hususunda güç­lendirmişlerdir.

b) Filozoflar ve diğerleri, bazı Îslâmî prensiplere hücum edin­ce, Mutezileler bunlara karşı çıkmışlar ve onların tartışma ve mü­nazara usullerini kullanarak cevap vermeye çalışmışlardır. Filozof­lara galip gelmek için, onlardan çok şeyler öğrenmişler ve bu yolla, gerçekten Müslüman filozoflar olmuşlardır.

 

Mutezileler, inanç meselelerini anlama mevzuunda selef-i salihîn'in (önceki ihlaslı müslümanların) yolundan ayrılmışlardı. Selef-i salihîn'in devamlı olarak okuduğu zikri, Kur'an-ı Kerim idi. Allah Tealâ'mn sıfatlarını ve itikadî meselelerden, iman edilmesi gerekenleri öğrenmek isteyen herkes, Kur'aıı-ı Kerîm'e ve sünnet-i se-niyye'ye başvurur, bunların dışına taşmazlar ve bunlardan başka­sına güvenmezlerdi.

Evet, inanç meselelerini açık seçik olan Kur'an-ı Kerîm'in âyet­lerinden öğrenirlerdi. Herhangi bir mesele hakkında tereddüde düş­tükleri zaman ise, çok iyi bildikleri, Arap dilinin ifadelerinden anla­maya çalışıyorlardı. Bütün bunlara rağmen bir şey anlayamazlarsa işi Allah'a havale ederler, mesele hakkında herhangi bir şey konuş­mazlar, fitne ve şüphe tohumlarının saçılmasına razı olmazlardı.

Bu durum, Arapların mizacına, uygundu. Çünkü Araplar, aslın­da mantık, ve felsefe bilmiyorlardı ve ilim adamı değillerdi. Arap­lar arasında ilim gelişip, özellikle, felsefi bilgiler yayılınca,' ortaya, Arapların bu durumuna karşı Mutezile fırkası çıktı. Mutezili-ler, herşeyde aklı hakem tayin etmeye başladılar. Onu, araştırmala­rının temeli kabul ettiler. Akıllarının ihtirası onları her şeyin mahi­yetini öğrenmeye sevketti.

Mutezilelerin dinî öğrenimde, başvurdukları bu yeni metod, fıkıhçılar ve hadis âlimlerince dinî tahsilde görmedikleri yepyeni bir metod idi. Bu sebeple fıkıh ve hadis âlimleri, Mutezilîlere karşı, eleş­tiri kılıçlarını çekmişler ve onlar aleyhine kötü sözler yaymaya gi­rişmişlerdir.

İnanç meselelerini öğrenme hususunda Mutezilelerin metodu sırf akılcı bir metoddu.

Mutezilelerin görüşü ile Kur'an-ı Kerim'in âyetlerinin zahiri, bir­biriyle çeliştiği takdirde onlar, Kur'an-ı Kerim'i kendi görüşlerine ters düşmeyecek ve zahiri mânâsından da uzaklaşmayacak bir şe­kilde te'vil ederlerdi.

Bu metodun temelini, akla güven teşkil eder. Halbuki aklın te­mayülleri ve aldanmaları vardır. Bu sebeple Mutezileler, sırf aklî te­mayüllerine uyarak birçok hatalara ve kötülüklere düşmüşlerdir.

Meselâ; Mutezilelerin. imamlarından olan Cübbaî'nin «Allah, ku­lunun duasını kabul ettiği vakit kuluna itaat etmiş olur.» sözüne srnı-sıkı sarılması bu kabildendir. Cübbaî'nin bu görüşte direnmesinin sebebi şu idi: Bir zaman ona Ebu Hasen el-Eş'ari şu soruyu sormuş­tu : Sana göre, itaat etmek ne demektir?» Cübbaî: Başkasının istek ve iradesine muvafakat etmektir. Kim, başkasının isteğini yerine geti­rirse ona itaat etmiş olur.» dedi. Bunun üzerine Ebuî Hasen: “Bu prensibe göre, Allah Tealâ'nm, kulunun isteğini yerine getirdiği tak­dirde, ona itaat etmiş olması gerekir. Allah Tealâ'nın kuluna itaat etmesi caiz görüldüğü vakit ise, onun, kuluna boyun eğmesi de caiz görülmüş olur.» «Allah bundan münezzehtir, çok yücedir.»

 

Birçok inkârcılar, Mutezile mezhebinde fitne tohumlarını ve bâtıl görüşlerini yayabilecek ve îslâma vesveselerini sokabilecekleri yuvalar buldular. İnkarcıların gerçek maksatları ortaya çıkınca Mutezileler, bunları kendilerinden uzaklaştırmışlardır.

Meselâ: İbn-i Ravendi, Ebu İsa el-Verrak, Ahmed b. Hait ve Fadl el-Hadesî bunlardandı. Bu adı geçen kişiler, bir kısım, îslânıî pren­sipleri yıkıcı görüşler ortaya koymuşlardır. Bunlardan bazıları, Müs­lümanların inancını bozmak için Yahudiler tarafından kiralanmak­la suçlanmışlardır.

 

Abbasilerden, Mutezilelere arka çıkan, onlara yardım eden, onların mezheplerini benimseyen ve onların görüşlerine taassup de­recesinde bağlı olanlar çıkmıştır. Bu gibi insanlar halkı Mutezilîliği kabullenmeye zorlamışlar, fıkıh ve hadis âlimlerine işkence yapmış­lar, onların başına çeşitli musibetler getirmişlerdir. Fıkıh ve hadis âlimleri, bu işkence ve musibet­lere sabretmişlerdir.

Fıkıh ve hadis âlimlerinin, içine düştükleri bela ve musibetler, halkın onlara acımasına ve Mutezilîlere kızmasına vesile olmuştur. Böylece, takva sahibi bu zatların çektikleri elem ve izdıraplar, Mutezilîlerin itibarını düşürmüş ve günahları Mutezilîlerin boynunda kalmıştır.

 

Mutezilîlerin özelliklerinden biri de, itikadı meseleleri ispat hususunda akla dayanmalarıdır.                                            Mutezilîler, Kur'an-ı Kerîm'in yolundan sapmamak için imdadı Kur'an'dan almışlardır. Fakat bunların pek fazla hadis bilgileri yok­tu. Çünkü bunlar, inanç meselelerinde hadislere dayanmıyor ve on­ları delil olarak kullanmıyorlardı.

Mutezilîlerin akla dayanmaları, onları, devirlerinde Arapçaya tercüme edilen aklî ilimleri tahsile sevketmiştir. Bunlar, bu ilimleri incelemişler ve bunlardan, düşmanlarıyla çarpışabilecek ve delil çı­karabilecek kadar nasiplerini almışlardır. Bu sebeple birçok filozof­luk taslayanlar, bunlara katılmışlardır.

Mutezilîler, güzel konuşma ve meseleleri iyi izah etme özel­likleriyle de seçilmişlerdir.

Mutezilîlerin arasında çok güzel hatipler ve münazara usulleri­ni iyi bilen tartışmacılar mevcuttu. Bunlar, devamlı mücadele yap­tıkları için nasıl tartışma yapılacağanı çok iyi biliyorlardı. Yine bun­lar, düşmanın nasıl mağlup edilebileceğini öğrendikleri için müca­dele usullerini çok iyi biliyorlardı.

îşte mutezilenin lideri olan Vâsıl b. Ata büyük bir hatip, karşı­sındakinin ne düşündüğünü sezebilen, hazırcevap ve hazırlıksız ko­nuşabilen bir kimse idi.

Mutezile fırkası;

a) Mecusî, dualist, cebriye ve bidatçılarla.

b) Fıkıh ve hadis âlimleriyle.

c) Eş'arî ve Matüridi'lerle.

Mücadele ve münazaralarda bulunmuşlardır.

 

Mutezilîlerin fıkıh ve hadis âlimlerine karşı giriştikleri hücum şiddetlenmişti. Bunların hücumlarından ne bir tanınan fıkıh âlimi, ne de meşhur bir muhaddis kurtulabilmişti. Bu sebeple insanlar Mute-zililerden nefret etmişlerdi ve bunların adlan belâ ve musibetlerle anılırdı. Gitgide düşmanlık daha da kökleşmişti. Öyleki insanlar Mu­tezilîlerin iyiliklerini İslâmı savunmalarım, îslâm uğrunda çektikleri eziyetleri, zındıklara ve nefsine uyanlara karşı koymalarını unuttu­lar. Bunları, insanlar; halifeleri, her takva sahibi imamı ve her doğ­ru yolu gösteren muhaddîsi sorguya çekmeleri için kışkırtanlar şek­linde anıyorlardı.

 

Mütevekkil adlı halife, iktidara gelip Mutezilileri çeşresinden uzaklaştırıp, hasımlarını kendisine yaklaştırınca ve âlimlerden zin­cirleri çözünce fıkıh âlimleri ve inanç meselelerini sünnetin ışığında anlamaya çalışan hadis âlimleriyîe bunlara karşı koymaya girişti. Mutezilîlerin tartışma usûlünü iyi bilen ve onların görüşlerini kabul­lenmeyen bazı âlimler onlarla sert tartışmalara giriştiler. Arkaların­dan avam tabakası bunları destekliyor, bir kısım havas da bunlara katılıyordu. Ayrıca halifeler de bu âlimlere yardım ediyordu.

H.z yüzyılın sonlarına doğru ortaya gayret ve metanetleri ile seçilen iki âlim zât çıktı. Bunlardan biri Basra'da ortaya çıkan Ebu el-Hasen el-Eş'arî, diğeri ise Semerkant'da bulunan Ebu Mansur el-Mâtûridî idi, İmam-ı Eş'arî ile İmam-ı Mâtûridi'nin Mutezile mez­hebine yakın ve uzak olma derecelerine göre aralarında ihtilaf bulun­masına rağmen, bunların her ikisi de Mutezileye karşı çıkmakta tam bir ittifak içinde idi.

 

İmam-ı Eş'ari H, 280 da CM. 873) Basra'da doğdu. H. 330 küsurda M. 935) vefat etti. İmam-ı Eş'ari üm-i kelâmı Mutezill-lerden tahsil etti. Onun devrindeki Mutezili hocası Ebu Ali el-Cübbâİ'-ye talebelik yaptı. İmam-ı Eş'ari konuşmasını çok iyi bildiği ve yaşlı bir kimse olduğu için, hocasının yerine kendisi tartışmaları yürü­türdü.

İmam-ı Eş'ari, Mutezilîlerin sofralarından gıdalanması ve düşün­ce ürünlerinden faydalanmasına rağmen, Mutezilîlerden düşünce ba­kımından uzaklaşmaya karar verdi. Fıkıh ve hadis âlimlerinin gö­rüşlerine meyletti, halbuki Eş'arî fıkıh ve hadis âlimlerinin meclisle­rinde bulunmamış ve akaîd ilmini bunların metoduyla okumamıştı. İşte bu nedenle İmam-ı Eş'arî belirli bir süre evinden dışarı çıkmadı. Mutezile ve ehl-i sünnet fırkalarının delillerini karşılaştırdı. Netice­de belirli bir görüşe vardı, bunun üzerine evinden dışarı çıktı. İn­sanları bir araya toplanmaya çağırdı, cum'a günü Basra şehrinde bulunan «el-Mescid el-Câm» adlı caminin minberine çıktı ve insan­lara şunları söyledi:

— Ey insanlar! Şüphesiz ki beni tanıyan tanımıştır, tanımaya­na ise şimdi kendimi tanıtacağım. Ben filan oğlu filanım. Kur'an-ı Kerim'in mahluk olduğunu, Allah'u Tealâ'mn âhiretde gözle görü­lemeyeceğini, kötü fiillerin benim gibi kullar tarafından yapıldığım söylerdim. Şimdi ise ben tevbe ettim, kesinlikle vaz geçtim. Mutezililere karşı çıkmaya ve onların rezilliklerini ortaya koymaya karar verdim.

îmam Eş'arî, İmam Ahmed İbn-i Hanbel'in görüşlerini diriltmek için ortaya çıkmıştır. Çünkü Eş'arî, îmam Ahmed'in metodunu, kendisine metod kabul et­mektedir. Bu sebepledir ki Eş'arî, tercih ettiği îmam Ahmed îbn-i Hanbel'in metodu ile şunları" söylemiştir: îtikad hususunda kısaca görüşlerimiz şunlardan ibarettir: Allah Tealâ'ya, meleklere, kitap­lara, peygamberlere, Allah katından bize gelenlere, güvenilir zatla­rın, Resulullah (S.A.V.)'den naklettikleri şeylere iman ederiz. Bun­lardan herhangi birini reddetmeyiz. Yine Allah Tealâ'nm yalnız bir tek ilah olduğuna, hiçbir kimseye muhtaç olmadığına, O'ndan başka hiçbir ilah bulunmadığına, eş ve çocuk edinmediğine, Muhammed'in, O'nun kulu ve peygamberi olduuğna, cennet ve cehennemin hak oldu­ğuna, kıyametin mutlaka kopacağına, Allah Tealâ'nm, kabirlerde bulunanları mutlaka dirilteceğine iman ederiz.

Ebul Hasan el-Eş'arî ile, Mute­zileden olan (eski) hocası Ebu Ali el-Cübbaî'nin arasında geçen ve elimiz­de bulunan şu münazara ya bakınız. Tartışmanın konusu, Allah Tealâ'nın, en iyi olanı yapmasının, O'na vacip olup olmadığı mesele­si idi.

Eş'arî — Şu üç kişi hakkında ne dersin, bunların biri mümin, diğeri kâfir, üçüncüsü ise çocuktur.

Cübbai — Mümin cennetin yüksek derecelerine erenlerden, kâ­fir ise, cehennemin alçak derecelerine düşeceklerden, çocuk ise ken­disini kurtaranlardandır.

Eş'arî — Şayet çocuk, yüksek derecede olanların mertebesine ulaşmak isterse (yani çocukken öldüğü halde) bu, onun için müm­kün müdür?

Cübbaî — Hayır, çünkü ona denilir ki «Mümin bu derecelere, yaptığı amellerle ulaştı. Senin ise, bu gibi amellerin yoktur.

Eş'arî — Çocuk, kusur benim değildir. Eğer beni yaşatsaydın, mümin gibi iyi ameller işlerdim.» derse?

Cübbai — Allah; «Biliyordum ki, yaşasaydın günah işleyecek­tin ve cezaya çarptırılacaktın. Senin menfaatini gözettim ve seni, mükellef olma yaşına ulaşmadan önce vefat ettirdim.» der.

Eş'ari — Şayet kâfir, derse ki, çocuğun durumu gibi, benim du­rumumu da biliyordun. Onun gibi, benim de menfaatimi göz önünde bulundursaydın ya.

Bunun üzerine Cubbaî sustu ve verecek bir cevap bulamadı.

Bitti…



__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats