HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Hangi Kur’an? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
savasen
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 24 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 331
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savasen

Hangi Kur’an?

“Kur’an’a dönelim”, “Kur’an İslam’ı” vs. diye “Kur’an da Kur’an” deyip durmaktan dillerde tüy bitiren söylemleri biliyorsunuzdur.

Olumlu işlevi olmuştu bir ara ama artık kabak tadı vermeye başladı.

Gayet sığ, derinliksiz ve yavan kalıyor.

Artık şöyle denmeli: İyi de “Hangi Kur’an”?

Yanlış anlaşılmasın; birden fazla Kur’an olduğunu kastetmiyorum.

Bir tane Kur’an var; tamam, başımız gözümüz üstüne…

Artık soru şu: Hangi Kur’an “anlayışına” döneceğiz?

***

Bir ritüel, ayin ve “ölü metin” haline getirilmiş Kur’an’a mı?

İçinde her türden hikaye, masal, mucize, keramet, kehanet, şifre, cifr bulunduğuna inanılan ve bu haliyle yaşamdan koparılarak “eskilerin masalları”na dönüştürülmüş Kur’an’a mı?

Hani şu Adem’i cennetten kovan, Havva’yı Adem’in kaburga kemiğinden yaratan, ruhlar aleminde bizden söz alan…

Hz. Nuh’u bin yıl yaşatan…

İbrahim için ateşi gül bahçesine çeviren, kuşları kan revan içinde parça parça ettiren, oğluna olan sevgisini kıskanıp onu kurban etmesini isteyen…

Hz. Salih’e şapkadan tavşan çıkartır gibi kayanın içinden deve çıkartan, Ashab-ı Kehf’i üç yüz yıl öldürüp sonra dirilten, parçasıyla vurunca ölmüş ineği dirilten, Musa’ya denizleri yardırtan, İsa’ya ölüleri dirilten sonra evin bacasından göğe çeken, Yunus’u ırmağın içindeki balığın karnında üç gün yaşatan, Süleyman’la havada kuşları, karada karıncaları konuşturan, tahtının üstüne ceset bırakan, ışınlamayla (!) Belkıs’ın tahtını getiren…

Peygamberinin kalbini yarıp zemzemle yıkayan, parmaklarıyla ayı yardırtan, gelecekten nice haberler verdirten, kehanette bulunduran, cinlerle konuşturan, günahkarlar için ona torpil (şefaat) izni veren…

İçinde 19 mucizesinden demirin esrarına, Zülkarneyn’in uzaylı ufoları gördüğünden, iki denizin birleştiği yeri keşfine nice bilimsel (!) keşifleri 14 asır öncesinden haber veren…

600 tane ayeti nesholan, recm ayetini keçiler yiyen, velayet suresi hasıraltı edilen…

Bir hatimle borçlulara eda, hastalara şifa, dertlilere deva olan Kur’an’a mı?

Güllü yasindeki, okunmuş ayetteki, muskalardaki Kur’an’a mı?

Bunların hepsi Kur’an.

Hangi Kur’an’a döneceğiz?

Akif’in o unutulmaz dizeleriyle, “Ya açıp baktığımız yaprağına ya da üfleyip geçtiğimiz bir ölünün toprağına” Kur’an’a mı?

“Her gün ezbere okuduğumuz halde ibret olmayan, ayetlerinde bir maksat arama gereği duymadığımız” Kur’an’a mı?

“Sadece lafzını muhkem sanıp manasının kaydında olmadığımız” Kur’an’a mı?

“Mezarlıklarda okunan ve fal bakılan” Kur’an’a mı?

Hangi Kur’an’a döneceğiz?

***

Keza Hangi Allah’a döneceğiz?

“İşlerimizi görmek vazifesidir, Rabbimiz değil mi?” dediğimiz…

Hazinelerini kendi veznemiz sandığımız…

Havale edip ne kadar masrafımız varsa ona ödettiğimiz…

Silahımızı kullanacak, hududumuzu bekleyecek…

Çekip kumandası altına ordu ordu meleği bizim hesabımıza küffarı yerle bir edecek…

Başımız sıkıldı mı kafi bizim o nazlı sesimiz; “Yetiş” deyince ya kendi gelecek ya da Hızır’ı gönderecek…

Evde hasta mı var borcudur; bakacak…

Şifa hazinesini derhal oluk oluk akıtacak…

Hani şu yanaşmamız, ırgadımız, lalamız, bacımız, dadımız, vekil-i harcımız, kahyamız, mudir-i veznemiz… Denizde cenk mi olacakmış; gemimiz, kaptanımız… Ordu mu lazımmış; askerimiz, kumandanımız…

Köyün yasakçısı, şehrin baş tahsildarı, ailemizin doktoru, eczacımız… Hasılı hepsi O olan Allah’a mı?

Hangi Allah’a döneceğiz?

Bunun adı “Hudayı kul yapıp kendi Huda olmak” değilse nedir?

Bunun adı şudur: Çalış dedikçe şeriat çalışmayıp durmak… Onun hesabına bir çok hurafe uydurmak… Sonunda bir de tevekkül sokuşturup araya, zavallı dini çevirmek onunla maskaraya …

Dinin o güzel yüzünü, çirkin bir hortlağa (çehre-i memsuha) döndürmek…

Bunları ben söylemiyorum; Akif söylüyor.

***

Hangi Kur’an’a döneceğiz?

Bir eski çağlar, ölüler, cifrler, şifreler kitabı olarak Kur’an’a mı?

Tarihten, hayattan ve tabiattan koparılmış bir ayin metni olarak Kur’an’a mı?

Üzerinden servet yığdığımız, para pastığımız Kur’an’a mı?

Böyle bir Kur’an var zaten.

İşte mezarlıklarda okuyoruz, türbelerde üflüyoruz, evimizin başköşesine asıyor, ona doğru uzanıp yatmıyor, arka odada ise her türlü haltı yiyoruz.

Ha babam ezberliyor, teberrüken hatmediyor, abdestsiz dokunamıyor, destursuz açamıyor, salavatsız konuşamıyoruz…

Tecvidinden hattına, DVD’sinden görüntülü hatim setine “din pazarına” dönüşmüş ekranlarımızdan “gel geel!” diye pazarlıyoruz. Çalkalandıkça kendisinden yağ çıkan kap gibi habire çalkalıyoruz. Yağını, derisini, kılını, tüyünü her şeyini ranta çevirmeyi pek bir beceriyoruz. Hinduların kutsal ineği gibi üzerinden palazlanıyor, zengin oluyor; katlar, yatlar, arabalar, yazlıklar, villalar alıyoruz.

Rütbeler, şanlar, titrler takıyor: Prof.’lar, Doç.’lar, Dr.’lar oluyoruz.

Böyle bir Kur’an var zeten.

Hangi Kur’an’a döneceğiz.

19 katlamalı, 7 bölenli, 12 çıkarmalı… Japon icadı son model hesap makinesi gibi ne zaman kıyametin kopacağını, başınıza nelerin geleceğini, hangi vakit Mehdi’nin zuhur edeceğini cifirleyip önümüze koyuveriyor…

Hangi Kur’an’a döneceğiz?

Bir ölü metin olarak Kur’an’a mı?

“Yaşayan Kur’an’a” mı?

Kur’an’ın “ölüsüne” mi “dirisine” mi döneceğiz?

Nereden başlayacağız, hangi “anlayışı” esas alacağız?

***

Bak kardeşim, önce esaslı bir dini aydınlanma yaşacağız.

Kur’an’ı insanlığın vicdanı (basâiru li’nnâs) olarak göreceğiz.

İçinde insanlığın şeref ve haysiyetinin bulunduğuna, akla ve vicdana hitap etmeyen hiçbir şey bulunmadığına, iyilik, güzellik, doğruluk rehberi, sevgi ve merhamet kaynağı olduğuna, gerçeğin ve adaletin evrensel sesi olduğuna inanacağız.

Kur’an’ın bütün özü budur, başka bir şey aramayacağız.

Bunun için Kur’an diyene “Hangi Kur’an?”, İslam diyene “Hangi İslam?”, sünnet diyene “Hangi sünnet?”, Muhammed diyene “Hangi Muhammed?” Allah diyene “Hangi Allah?” diye soracağız?

Bunlar önemli çünkü hurafeden görünmez hale gelmiş durumdalar.

Bu bizi doğru anlama yolunda ilerletecek.

Çünkü artık İslam’ın ilk doğuş yıllarında değiliz. Kur’an’ın nazil olduğu çağı yaşamıyoruz. Aramızda peygamber de yok. Aradan 14 koca asır geçti ve 72 bin çeşit anlayış var. Hangisi? Neden? Niçin? Nasıl? Nereden? Ne şekilde? diye sormak zorundayız.

***

Hatırlayın, Peygamberimiz veda hutbesinde “Burada bulunanlar, bulunmayanlara bunları anlatsın. Belki onların içinden daha iyi anlayanlar çıkar.” buyurmuştu. (Buhari; 10/1654)

Dikkat ediniz! “daha iyi anlayan” (ev’â) diyor!

Metinde geçen (v’ayun) kök olarak içe doğru dalmak, derinliklerine inmek, kavramak, şuuruna varmak, bilincinde olmak, idrak etmek demek… Şuurlandırma, bilinçlendirme, farkına vardırma (tev’ıyye), bilinçli, şuurlu, farkına varmış (vâ’î), şuur, bilinç (v’ayun) kelimeleri de bu kökten...

Bakın bu ne demek?

Türkçe’de kullandığımız yani, mana sözcüklerini (‘n’ harfi farkıyla) çağrıştırır. Bir şeyi daha geniş ve derinlemesine açıklamak için “yani” diye başlarız. Bir şeyin anlamsız olduğunu ifade için “manasız, saçma” deriz. “Ne manaya geliyor?” diye sorarız. Yani “Derine doğru daldığımızda, içine iyice girdiğimizde ne anlatılıyor burada?” demek isteriz.

İşte Peygamberimiz diyor ki “Belki onların içinden daha iyi anlayan; şuuruna varan, idrak eden, manasını iyi kavrayan çıkar…”

Daha iyi hatmeden, daha iyi ezberleyen, daha iyi üfüren değil; daha iyi anlayan…

Anlamak… anlayış…

Bir topluluğu birbirine yakınlaştıran şey budur.

Aynı hedefe yönelip birlikte hareket edebilen topluluklar inanç veya fikir birliği olan topluluklar değil; “anlayış birliği” olan topluluklardır.

Mesela şu yazdığım yazıyı, “Yazı yazmaya inanan” veya “Yazının iletişimdeki önemi” konusunda hemfikir olduğum birisi değil; ne dediğimi kavrayan en iyi anlar. “Apple” dediğimde hiç bir şey anlamıyorsanız daha işin başında dilde/lisanda anlaşamıyoruz demektir. “Elma” dediğimde zihnimizde aynı şey çağrışıyorsa aramızda fikir birliği var demektir. Fakat ben “Elma” derken ağaçtaki elmayı, siz de bir bilgisayar firması olan Elmayı anlıyorsanız aramızda fikir birliği olmasına rağmen anlayış birliği yok demektir. O zaman sormanız gerekir: “Hangi elma?”

Demek ki “Kur’an’a dönüş” argümanı artık yetmiyor. Kur’an üzerine inanç ve fikir birliği halinde olmamız da yetmiyor. Zaten yetseydi halimiz böyle olmaz; ortalık aynı Kur’an üzerine iman ve fikir birliği etmiş “gaza namına dindaş öldüren biçare dindaşlar” ile dolmazdı. Çünkü inandıkları ve hemfikir olduklarından aynı şeyi anlamıyorlar.

“İnanç ve fikir birliği yetmez; anlayış birliği lazım” dediğim böyle bir şey…

En azından en temel olanlar; Allah, Kur’an, Peygamber’den aynı şeylerin anlaşılması lazım. Aksi halde anlayış birliği olmadığı için birlikte hareket çıkmaz, havanda su döğeriz.

Sahabe havanda su döğmedi. 40 yılda çölün içinden fışkırırcasına tarihin meydanına çıktılar ve gemileri yakar hale geldiler. Çünkü “Allah” dendi mi aynı hedefe yürüyor, “Kur’an” dendi mi aynı yöne gidiyor, “Muhammed” dendi mi aynı mihver etrafında kenetleniyorlardı.

Aralarında “anlayış” birliği vardı. İnanç, heyecan, fikir, amel hep buradan çıkıyordu.

Ne zaman ki Kur’an’ın, hüküm, ahkam, hakimiyet, devlet, adalet, kardeşlik, sadakat, ganimet, kabile vs. dediğinden Ali başka bir şey, Muaviye başka bir şey anlamaya başladı, o zaman üzerinde inanç ve fikir birliği ettikleri aynı Kur’an’ın ayetleri mızrakların ucunda karşı karşıya geldi. Çünkü “anlayış birliği” kalmamıştı.

Kur’an aynı Kur’andı fakat soru değişti: Hangi Kur’an?

Bugün 1400 kat daha fazla değişti.

Buradan “Tek tip düşünce olsun, herkes aynı şeyi anlasın” demek istediğim sanılmasın.

Demek istediğim farklı düşünmenin fikri zenginlik, aynı şeyi anlamanın birlikte hareket ve ortak akıl getirdiğidir. Biri diğerinin içinden çıkıyor, biri olmazsa diğeri olmuyor. Biri diğerinin anahtarı...

Demek ki birlikte hareket ve ortak akıla ulaşmak için farklı düşünebilerek işe başlamak gerekiyor. Yalnız bir şartla: farklı düşünmek şiddetin gerekçesi ve aracı yapılmayacak!

***

Şu üç kişiye ait üç söz ne demek istediğimi çok iyi anlatıyor. Tercümanım onlar olsun:

Konfüçyüs: “İnsanlar kelimelerin ne manaya geldikleri üzerinde anlaşmış olsalardı ihtilaf etmezlerdi.”

Ammar bin Yasir: “Biz bunlarla (Emeviler) önce Kur’an’ın tenzili için savaştık, şimdi de tevili için savaşıyoruz.”

Ali Şeriatî: “Hangi din? Halkların afyonu olan din mi? Halkların vicdanı olan din mi?

Bu nedenle “Kur’an’a dönüş” argümanı inanç ve fikir birliği sağlıyor ve fakat aynı şeyi anlamamıza yetmiyor ve yerimizde saydırıyor. Oysa Kur’an’ın dünyasına girmemiz, derinliklerine dalmamız, manasına ermemiz, maksadını kavramımız, bilincine erişmemiz gerekir. Aynı şeyi anlamanın yolları bunlardır. “Anlamak” ancak böyle böyle ortaya çıkan bir şey, değil mi?

Sonra aynı şeyi anlayanlar aynı yöne giderler. Peygamberî firaset “Belki onların içinden daha iyi anlayan çıkar” diye boşuna dememiş. Önce “iyi anlamayı” hedef göstermiş…

İyi anlamak, onu ne olarak görmemiz gerektiğini kavramak demektir.

İşte bunun anahtarı bu soruda: Hangi Kur’an?

Bu Kur’an insanlığın vicdanı (basâirun li’n-nâs), bir yol gösterici (huda), şeksiz ve şüphesiz imana ulaşmak isteyen bir halk için sevgi ve merhamet (rahmet) kaynağıdır.” (45/20).

“İnsanlığa özünü hatırlatmadan (zikrun li’l-âlemîn) başka bir şey değildir.” (68/52).

R. İhsan  ELİAÇIK



__________________
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir.
Birbirini anlamayan...
Can Yücel
Yukarı dön Göster savasen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savasen
 
hasanoktem
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 10 eylul 2006
Gönderilenler: 2837
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasanoktem

savasen Yazdı:
***

Keza Hangi Allah’a döneceğiz?

“İşlerimizi görmek vazifesidir, Rabbimiz değil mi?” dediğimiz…

Hazinelerini kendi veznemiz sandığımız…

Havale edip ne kadar masrafımız varsa ona ödettiğimiz…

Silahımızı kullanacak, hududumuzu bekleyecek…

Çekip kumandası altına ordu ordu meleği bizim hesabımıza küffarı yerle bir edecek…

Başımız sıkıldı mı kafi bizim o nazlı sesimiz; “Yetiş” deyince ya kendi gelecek ya da Hızır’ı gönderecek…

Evde hasta mı var borcudur; bakacak…

Şifa hazinesini derhal oluk oluk akıtacak…

Hani şu yanaşmamız, ırgadımız, lalamız, bacımız, dadımız, vekil-i harcımız, kahyamız, mudir-i veznemiz… Denizde cenk mi olacakmış; gemimiz, kaptanımız… Ordu mu lazımmış; askerimiz, kumandanımız…

Köyün yasakçısı, şehrin baş tahsildarı, ailemizin doktoru, eczacımız… Hasılı hepsi O olan Allah’a mı?

Hangi Allah’a döneceğiz?

Bunun adı “Hudayı kul yapıp kendi Huda olmak” değilse nedir?

Bunun adı şudur: Çalış dedikçe şeriat çalışmayıp durmak… Onun hesabına bir çok hurafe uydurmak… Sonunda bir de tevekkül sokuşturup araya, zavallı dini çevirmek onunla maskaraya …

Dinin o güzel yüzünü, çirkin bir hortlağa (çehre-i memsuha) döndürmek…

Bunları ben söylemiyorum; Akif söylüyor.

***

KUR'AN'DA ALLAH'IN VASIFLARI

Allah razı olsun Savasen Kardeş.



__________________
Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Yukarı dön Göster hasanoktem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasanoktem
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 "Anlayış birliği" meselesi gerçekten de meselenin özü.Burada Kuran yeter diyen biz hanifler bu konuda maalesef istenilen bir birlikteliğe ulaşamadık.Bu yazının tekrar tekrar okunması ve gereken derslerin çıkarılması elzemdir.

__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
snobyx
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 27 mart 2008
Gönderilenler: 83
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı snobyx

Çok doğru ve güzel tesbitler.Kısır tartışmaları bırakıp Kuran etrafında toparlanmalıyız...

__________________
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir...
Yukarı dön Göster snobyx's Profil Diğer Mesajlarını Ara: snobyx
 
gondolcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gondolcu

selamlar,
R. İhsan  ELİAÇIK bey gerçekten çok sinirlenmiş ve çok doğru tesbitlerini yazıya dökmüş kendisine teşekkür ediyorum.aşağıda alıntıladığım sözüde çok anlamlı buluyorum..
Ali Şeriatî: “Hangi din? Halkların afyonu olan din mi? Halkların vicdanı olan din mi?

Yukarı dön Göster gondolcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gondolcu Ziyaret gondolcu's Ana Sayfa
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

selamlar,

hangi kurana döneceğiz?

önce akıl  ve vicdan pusulasını diğer manyetik alanlar ve materyallerden uzaklaştıracağız
 ve sonuç olarak akıl ve vicdan pusulası bizim hangi kurana döneceğimizi zaten gösterecektir.

Manyetik alanlar öğretilerdir,atalar kabuludur kısaca aklın ve vicdanın pusulasını şaşırtan etkenlerdir,onlardan uzaklaşmak kolay değil,örneğin ben  tehdit etmekteyim hala,sırf doğruluk adına.Sağlıcakla
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats