HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: DINDE HUKUM KAYNAKLARININ BELIRLENMESI Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

sevgilialiaksoy,

maksadınızı çok iyi anlıyorum...

bakınız ne yazmışsınız..

1) Biz size kendi içinizden bir Resul gönderdik.

2) Bu resul sizinle aynı dili konuşuyor. İçinizde dolaşıyor, çarşılarda geziyor, sizin gibi yemek yiyor.

3) Size sizin dilinizde pürüzsüz bir dil ve anlatımla bir kitap / beyan indirdik.

4) Eğer bu kitabı / beyanı başka bir dilde yapsa idik elbette buna itiraz ederdiniz. Size bu kitabı indirdik ki, yarın nezdimizde daha önceki kitapları anlayamadığınız için doğru yola erişemediğiniz gibi bir gerekçe getirmeyin.

5) Size indirdiğimiz beyan, yerlerin ve gökerin sırrını bilen, her şeyden haberdar olan, üstün kuvvet sahibinin dosdoğru sözüdür. Onda hiç bir şüphe ve çelişki yoktur. Siz hepiniz bir araya gelseniz onun bir benzerini bile söyleyemezsiniz ki, karşınızda size okunan şey bir beşer ürünü olsun...

6) Size apaçık ayetler / deliller / misaller irad ettik. Mesajı / gerçeği / hakkı türlü türlü açıkladık ki iyiden iyiye düşünesiniz.

7) Kuran'ın topluca indirilmesini isteseniz de biz onu ayet ayet ayırdık, zamana yaydık. Taki, bu beyan başta Resul olmak üzere hepinizin kalbine iyice yerleşsin. Emirlerini tatbik hususunda azim kazanın. Üstelik biz böyle yaptık ki, bize karşı sonradan getireceğiniz itirazlara, ileri süreceğiniz misallere karşı size en güzel tefsiri / açıklamayı / cevabı sunalım.

8) Eğer Kuran indiriliren sorarsanız size bütün hükümler açıklanır. Ancak, hükmü açıklandığı zaman üstünüze farz olacak hususları biz onları açıklamazdan önce sormayın.

9) Size sunduğumuz öğütler öncekilerin kitaplarında da vardır. Biz, size gönderdiğimiz gibi sizden önce de nice nesillere uyarıcılar gönderdik. Eğer bunu bilmiyor iseniz şu kendilerine daha önce uyarıcılar gönderdiğimiz, hatırlatmamıza muhatap olmuş kişilere bir soruverin. Onlara da doğruyu ve yanlışı apaçık olarak anlattık. İşte bu doğrular ve yanlış olarak değerlendirilen şeyler Allah'ın insanlar için beğenip seçtiği hükümlerdir. Bu hükümler / öğütler; yoldan çıkmış her azgın topluluğa gönderdiğimiz resuller vasıtası ile hatırlatılmıştır. Bu (size indirilen) hatırlatmayı da yine biz indirdik. Bu hatırlatmayı koruyacak olan da biziz. Bizim sünnetimizde hiç bir değişiklik olmaz. Şu karşınızda Allah'ın ayetlerini okuyan Peygamber de göndermekte olduğumuz peygamberlerin en son gönderilmiş olanıdır.

10) Evlere kapılarından girin. Konulara tersinden / kastetmediğimiz maksatlarla bakmayın. Size indirilen öğüdü "bile bile" inkar etmeyin. Sonra, görüp bilmediğiniz, bizzat şahitlik etmediğiniz şeylere sırf atalarınızdan gördünüz / duydunuz diye körü körüne inanmayın. İnancınızı muhakkak bir delile / kitaba dayandırın.  Allah'ın ayetlerini bölük bölük / parça parça etmeyin / anlamlandırmayın. (Hicr 92-93) Bir iş hususunda ihtilaf ettiğinizde onu Allah'a ve Resulüne getirin. O'nun vereceği hükme tam bir teslimiyetle sadakat gösterin. Yalan dolan haberlerle ortalığı karıştırmaya çalışanlara karşı uyanık olun. İşte Allah'ın resulü aranızda...  Bir fasık size haber getirdiğinde de onu iyice tetkik edin. Zanna dayanarak harekete geçip hüküm vermeyin. Çünkü zan hakikat namına hiç bir şey ifade etmez...

İşte bu ve benzeri apaçık öğütlerin muhatapları için mükellefiyet tam olarak doğmuştur.

O sırada dünyanın bambaşka yörelerinde yaşayan ve Kuran beyanına aynı o toplum gibi vakıf olmayanların sorumluluğu aynı olur mu hiç
? "

merak ettim şimdi...

bu elçi (rasul) kim???

emsal kim???

hüküm koyan kim???

beyan ne???

hadi cevaplayınız... bekliyoruz...

yazdıklarınızdan anlaşılan hep işaretler sizi mi gösteriyor ne??? :) :)

"çıplak uyarıcıyım ben" demişti bir zamanlar y.nuri hoca...

yoksa "yeni bir çıplak uyarıcımız" (nezir) daha mı oldu????

Türkiye'dekilere kendi dilleri ile hitap eden... açıklayan... öğreten... vs..

iyi bir yoldasınızdır umarım..

ben yanılmışımdır umarım....

muhabbetle...

sevgiyle kal....



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Bembeyaz;

Sen kibarlık edilecek bir adam değilsin.

Senin ciğerin kararmış ki, şu kadar söz içinden kendimi resul ilan ettiğimi çıkardın.

Yuh sana !

Yazık sana !

Allah'ın Kuran'da bildirdiği hakikatleri, "siz-biz" kalıbında size geri okudum diye ben resullük mü ilan etmiş oldum ?

Eğer senin derdin Allah'ın gerçekte ne dediği olsa idi, sözümde eğer varsa bir yanlış, vahye aykırı olan hususları delilleri ile birlikte söyler, ikaz ederdin.

Ama senin ciğerin kötü. Önder edindiğin kişinin deyimiyle "bakışın yamuk" sa ben sana ne diyebilirim.

Yoksa senin uzman olarak yapman gereken şeyi yaptım diye hased mi ediyorsun.

Sen iyisimi şu temsil getirdiğin göz doktoruna git de yazdıklarımı bir daha oku...

Selam sana...


__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
islamci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 03 haziran 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 292
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı islamci

kurana yetersiz diyenlere sorum olacak. hz. musa da 10 emir getirdi Allah(c.c.) tarafından. peki kuran yetersizse bu 10 emir ne kadar yeterli?  Allah(c.c.) ın kanununda bir değişiklik bulamazsın diyor ayette. birşey anlatılmak isteniyor. ne acaba bembeyaz anlayabildin mi?

__________________
ne kadar hatırlanmak istiyorsan o kadar hatırla.
Yukarı dön Göster islamci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: islamci
 
ibrahimim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 ekim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahimim

Aliaksoy Yazdı:


Allah, insanlara akıl ve vicdanlarını birlikte işletmelerini emretmiştir.

Şimdi; akıl ve vicdan işletmek için "uzman" mı arayacağız ?


Çünkü Rahmanın kanununda zulüm yoktur. Allah hiç bir beşeri bilip anlayamadığı bir şeyden mesul tutmaz.

O öyle bir ilahtır ki; ne söylediği iyiden iyiye anlaşılsın diye doğrudan doğruya (aynı dil üzerinden) ama ne demek istendiği şeksiz ve şüphesiz ortaya çıksın, insanlar da derin derin düşünsünler diye dolaylı olarak yani temsiller getirerek konuşur / vahyeder.

Yani aynı dili konuşmak ama bu dil içerisinde meseller irad ederek insanların akli melekelerini harekete geçirmek O'nun kanunudur.

O, bu sırada o toplumun zaten bilmekte olduğu olguları / malzemeleri kullanır.

Yani, öğüdü / mesajı / hatırlattığı şey iyiye anlaşılsın diye, o toplumca pek iyi bilinen kelimeleri, mecazları, deyimleri, kıssaları, temsilleri kullanarak zaten bilinmekte olan vakıalar hususunda insanları aydınlatır.

Kullandığı dil pürüzsüz yani "güncel" bir dildir.

Bilinenler üzerinden bilinmeyeni açıklar / öğretir.

İşte böyle bir ortamda "dil" başta olmak üzere bu "zaten bilinen" olgular çok önemlidir. Çünkü beyan bunlar üzerine kurulmuştur.

Bu açıdan Kuran, indirildiği "diri" muhatapları için mutlak anlamda mübin yani apaçıktır.

Onu (ne dediğini) anlamak için hiç bir uzmanlığa gerek yoktur.

Ama ne denilmek istendiğini kavrayıp, bu gerçeği görebilmek ona iman etmeyi gerektirir.

Çünkü insanlar "önceki inkarları" sebebiyle taş kesilmiş kavrayışlarını aşıp  mesaja kendilerini adapte etmezler.

Atalarından gördükleri doğrular yerine yepyeni bilgilere direnirler. Bunu, önceki halleri ile tutarlı görünmek yahut mevcut avantajlı statülerini korumak gibi gerekçelerle yaparlar...

Yine Allah'ın kanunu, mesajını muhakkak ve muhakkak bir resul vasıtası ile iletmektir. O'nun Peygambersiz olarak gönderdiği hiç bir vahiy yoktur.

İşte bu sebepledir ki, insanlar hacc için bir yere değil, Resule çağırılırlar.

İşte bu sebepledir ki, hüküm vermesi için Resule gidilir. Ve o Resul de Allah'ın indirdiği ile hükmeder. Çünkü çok iyi bilir ki, eğer kendisine gelen bunca ilimden sonra diğerlerinin heva ve hevesine uyacak olursa yardımsız bırakılır da Allah'a karşı kendisini hiç bir şeyle müdafaa  edemez.

O çok iyi bilir ki, eğer Rabbine isyan ederse büyük bir günde hesaba çekilecektir.

Şu halde Resul, kavminin arasında Allah'ın kendisine indirdiği şey ile hükmedecektir.

Bu sırada Kuran'ı reddetmekle birlikte başka bir kitaba bağlı olduğunu beyan edenlerden bir güruh kendi kitaplarında işlerine gelmeyen / beğenmedikleri bir hüküm sebebiyle Resule gelirlerse O onları "tutarlı olmaya", yanlarında bulunana tabi olmaya çağıracaktır.

Kuran'ın konusu indirildiği dönemdir. Bütün hitabı, Muhammed'in "diri" muhataplarınadır. Kuran'ın "korunan zikir / eskimez din" dışındaki gündemi o toplumun "güncel gündemi"dir.

Arızalı gördüğü yönlere değinir, bu hususta irade ortaya koyar ve bu irade; bu iradenin ne anlama geldiğini çok iyi bilen çağdaşları için TAM BİR HÜKÜM dür. 

Yine Allah, getirdiği hükümlerin "sebebini" açıklayarak, akıl yürütmeyi devreye alır. Balık vermez, balık tutmayı öğretir.

Kuran, hükümlerinin sebebini açıklamakla bu hükümlerden yola çıkarak toplumsal meselelerin hüküm altına alınmamış kısımlarında ne şekilde hareket edilebileceğini açıklamış olur. İşte bu yönü ile Kuran'ın toplumsal meselelere getirdiği hükümler artık bir EMSAL olmuştur.

Dosdoğru bir yol edinmek isteyenler, hükmün nüzul sebebini, erişmek istediği gayeyi, getirildiği ortamın koşullarını sağlam bir bilgi ile (Şahitlik ederek yahut buna denk sayılabilecek bir eminlik ile) bilebilirlerse, aynı gayeye götürecek yeni çözümler üretebilirler.

Şu kadar ki, "yorum" sonucu ortaya çıkan bu çözümler asla birer ayet, birer HÜKÜM olmaz.

İşte bu sebeplerle Kuran, indirildiği toplum için yani Kuran'ın pürüzsüz dilini zaten bilmekte olan, değindiği tüm meselleri, kullanılan mecazları, deyimleri, kıssaları zaten bilen bir toplum için Mübin bir HÜKÜM ve EMSAL dir.

Bu toplumun önünde zaten canlı ve sorulan sorulara cevap vermekte olan bir RESUL vardır.

Birisi o resul hakkında bir şey uydurduğu zaman bizzat kendisinin şahitliğine başvurulabilir.

O insanların hiç bir raviye ihtiyaçları yoktur.

İşte bu toplum için Kuran bir şeref, bir zikir / hatırlatma bir öğüttür ve onlar Kuran'dan sorguya çekileceklerdir.

Anlayamadıkları, şüpheli kalmış hiç bir husus yoktur. Kendilerine 100 kelime söylenecek ise bu 100 kelime tamamıyla söylenmiş, karanlıklardan aydınlıklara erişmek isteyen bir topluluk olmak istiyorlarsa gerekli olan tüm malzeme onlara verilmiştir.

Onlara Allah dünya hayatında her neyi vaad etti ise, O'nun vaadini / kelimelerini değiştirebilecek hiç bir kuvvet bulunmadığını görmüşler, ahir yaşama yönelik vaatler hususunda da hiç bir şüpheleri kalmamıştır.


Bu "ara konuyu" bir tarafa bırakırsak; Kuran'ın indirildiği toplumun bilimum verilerine "sahih" olarak sahip olmayan kimseler için Kuran "mübin" değildir. Kuran'ın mübin oluşu indirildiği topluma özgüdür.

Zaten Kuran, müşriklerin ve hatta Muhammed'in önceden gönderilmiş kitaplar hususundaki bilgisizlğini hatta alakasızlığını hoş görmüş, onların bu beyanlardan mesul olacaklarını andıran hiç bir değinme yapmamıştır.

Bilakis, sorumluluğu şu kıstaslara dayandırmıştır:

1) Biz size kendi içinizden bir Resul gönderdik.

2) Bu resul sizinle aynı dili konuşuyor. İçinizde dolaşıyor, çarşılarda geziyor, sizin gibi yemek yiyor.

3) Size sizin dilinizde pürüzsüz bir dil ve anlatımla bir kitap / beyan indirdik.

4) Eğer bu kitabı / beyanı başka bir dilde yapsa idik elbette buna itiraz ederdiniz. Size bu kitabı indirdik ki, yarın nezdimizde daha önceki kitapları anlayamadığınız için doğru yola erişemediğiniz gibi bir gerekçe getirmeyin.

5) Size indirdiğimiz beyan, yerlerin ve gökerin sırrını bilen, her şeyden haberdar olan, üstün kuvvet sahibinin dosdoğru sözüdür. Onda hiç bir şüphe ve çelişki yoktur. Siz hepiniz bir araya gelseniz onun bir benzerini bile söyleyemezsiniz ki, karşınızda size okunan şey bir beşer ürünü olsun...

6) Size apaçık ayetler / deliller / misaller irad ettik. Mesajı / gerçeği / hakkı türlü türlü açıkladık ki iyiden iyiye düşünesiniz.

7) Kuran'ın topluca indirilmesini isteseniz de biz onu ayet ayet ayırdık, zamana yaydık. Taki, bu beyan başta Resul olmak üzere hepinizin kalbine iyice yerleşsin. Emirlerini tatbik hususunda azim kazanın. Üstelik biz böyle yaptık ki, bize karşı sonradan getireceğiniz itirazlara, ileri süreceğiniz misallere karşı size en güzel tefsiri / açıklamayı / cevabı sunalım.

8) Eğer Kuran indirilirken sorarsanız size bütün hükümler açıklanır. Ancak, hükmü açıklandığı zaman üstünüze farz olacak hususları biz onları açıklamazdan önce sormayın.

9) Size sunduğumuz öğütler öncekilerin kitaplarında da vardır. Biz, size gönderdiğimiz gibi sizden önce de nice nesillere uyarıcılar gönderdik. Eğer bunu bilmiyor iseniz şu kendilerine daha önce uyarıcılar gönderdiğimiz, hatırlatmamıza muhatap olmuş kişilere bir soruverin. Onlara da doğruyu ve yanlışı apaçık olarak anlattık. İşte bu doğrular ve yanlış olarak değerlendirilen şeyler Allah'ın insanlar için beğenip seçtiği hükümlerdir. Bu hükümler / öğütler; yoldan çıkmış her azgın topluluğa gönderdiğimiz resuller vasıtası ile hatırlatılmıştır. Bu (size indirilen) hatırlatmayı da yine biz indirdik. Bu hatırlatmayı koruyacak olan da biziz. Bizim sünnetimizde hiç bir değişiklik olmaz. Şu karşınızda Allah'ın ayetlerini okuyan Peygamber de göndermekte olduğumuz peygamberlerin en son gönderilmiş olanıdır.

10) Evlere kapılarından girin. Konulara tersinden / kastetmediğimiz maksatlarla bakmayın. Size indirilen öğüdü "bile bile" inkar etmeyin. Sonra, görüp bilmediğiniz, bizzat şahitlik etmediğiniz şeylere sırf atalarınızdan gördünüz / duydunuz diye körü körüne inanmayın. İnancınızı muhakkak bir delile / kitaba dayandırın.  Allah'ın ayetlerini bölük bölük / parça parça etmeyin / anlamlandırmayın. (Hicr 91-92-93) Bir iş hususunda ihtilaf ettiğinizde onu Allah'a ve Resulüne getirin. O'nun vereceği hükme tam bir teslimiyetle sadakat gösterin. Yalan dolan haberlerle ortalığı karıştırmaya çalışanlara karşı uyanık olun. İşte Allah'ın resulü aranızda...  Bir fasık size haber getirdiğinde de onu iyice tetkik edin. Zanna dayanarak harekete geçip hüküm vermeyin. Çünkü zan hakikat namına hiç bir şey ifade etmez...

İşte bu ve benzeri apaçık öğütlerin muhatapları için mükellefiyet tam olarak doğmuştur.

O sırada dünyanın bambaşka yörelerinde yaşayan ve Kuran beyanına aynı o toplum gibi vakıf olmayanların sorumluluğu aynı olur mu hiç ?

O sorumluluk Kuran beyanı kime ulaşırsa / kim tarafından anlaşılırsa ancak onun için ve anlayabildiği oranda mümkün olacaktır.

Yunus'un kıssası eskilerin masallarından bir masal değildir. Allah'ın insanlar için getirdiği bir temsildir ki, o bu kıssa ile ilgililerine birçok dersler irad eder.

Sonra gelenlerin durumu, vahyi ne derecede anlayabildikleri ile sıkı sıkıya bağlıdır. Allah'ın anlaşılamamış bir beyanı sebebi ile beşeri sorumlu kılması olacak iş değildir. Sizler kendilerinize bile yakıştıramayacağınız bu zulmü Allah'a mı yakıştırırsınız ?


İnsanın kendi şeytanı bile ona kendi dilinde vahyederken siz Allah hakkında nasıl bir hüküm kuruyorsunuz ?

Hiç görmezmisiniz ki, yeryüzünde her bir yerde yaşayan, her dili konuşan her insan topluluğunun, yaratışlarından gelen ortak ahlaki değerleri vardır. Ve hiç görmez misiniz ki, Allah bu mübin ayetleri de  korumaktadır.         

Yine bu insan topluluklarının hiç birinin örfü çirkin değildir.

Örf ile / örfe uygun emir, ilahi maksada da uygundur. Tartışmasız / kutsal ilan etmemek şartıyla, kendi içinizde müşavere ile vereceğiniz kararlar da...

Eğer Allah'ın indirdiğinin dışında hiç bir şeyi kutsal / tartışmasız ilan etmeyerek tevhit eder, Allah'ı birlerseniz; onlar hususunda aklınızı ve vicdanınızı hür olarak işletirseniz İbrahim gibi dosdoğru olana erişirsiniz.

Eğer, Yaratıcı'nın şu alemleri boşu boşuna yaratmadığına inanır, hesaba çekileceğiniz endişesi ve müjdesi ile hareketlerinize çeki düzen verir, (ahirete iman eder)  ve iyi ve güzel, insanlara ve kendinize yarayışlı,  adil davranışlar sergilerseniz elbette Rabbin ikramı pek büyüktür.  


Sevgili kardeşlerim;

Dikkat edin de Kuran'ı anlama çabası, Kuran'ı anladığımız zaman yapacak olduğumuz şeylerin önüne geçmesin.

Çünkü, sizden evvelkilerin yapıp ettiği / söylediği şeyler hususundaki uzmanlığınız önünüzdeki hazır delillerin / ayetlerin hükmünü ortadan kaldırmaz. Ve siz, elbette sadece ve sadece size verilmiş olan şeyden ve ancak gücünüzün yettiğince mesul tutulacaksınız.

Esenlik dileklerimle...

 

 

Sevgili Ali kardeşim!

O kadar güzel anlamış/anlatmışsınız ki,  yazınızın büyük bir bölümünü değerli ve etkili buldum. Bu yüzden böyle bir yazının teğet geçilmemesi gerektiğini düşündüm ve beğendiğim kısımları izninle alıntıladım.

Sizinle olan yazışmalarımda sizi hiçbir zaman samimiyetsiz (ihtilaf ettiğimiz meselelere rağmen) art niyetli bulmadım. Şu son yazdıklarınız bir kez daha gösterdi ki, beni affedersin cesaretiyle "kendimce"   size harcadığım enerjimin (karşılıklı yazışmalarımızın) boşu boşuna olmadığını bir kez daha anlamış bulunuyorum.

Saygı, sevgi ve muhabbetlerimi sunarım,

 

Selam ve dua ile.



__________________
Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Yukarı dön Göster ibrahimim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahimim
 
kurankuran
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 135
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kurankuran

Selamlar. Hernekadar meal yazmak istemesem de ...

Fâtır SURESİ
Diyanet Vakfı Meali


1. Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a hamdolsun. O, yaratmada dilediği arttırmayı yapar. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.

 

2. Allah'ın insanlara açacağı herhangi bir rahmeti tutup hapseden olamaz. O'nun tuttuğunu O'ndan sonra salıverecek de yoktur. O, üstündür, hikmet sahibidir. 

 

3. Ey insanlar! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; Allah'tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı? O'ndan başka tanrı yoktur. Nasıl oluyor da çevriliyorsunuz!

 

4. Eğer seni yalanlıyorlarsa; senden önceki peygamberler de yalanlanmıştır. Bütün işler yalnızca Allah'a döndürülecektir.

 

5. Ey insanlar! Allah'ın vadi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve o aldatıcı da Allah hakkında sizi kandırmasın!

 

6. Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.

 

7. İnkar edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.

 

8. Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.

 

9. Rüzgarları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.

 

10. Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir. Onları da Allah'a amel-i salih ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur.

 

11. Allah sizi topraktan, sonra meniden yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı. O'nun bilgisi olmadan hiç bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır. Şüphesiz bunlar, Allah'a kolaydır. 

 

12. İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu keser, içilmesi kolaydır. Şu da tuzludur, acıdır. Hepsinden de taze et yersiniz ve giyeceğiniz süs eşyası çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan arayıp da şükretmeniz için gemilerin, denizi yarıp gittiğini görürsün. 

 

13. Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneş ve ayı emri altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir süreye kadar akıp gider. İşte Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir. 

 

14. Eğer onları çağırırsanız, sizin çağırmanızı işitmezler. Faraza işitseler bile, size cevap veremezler. Kıyamet günü de sizin ortak koşmanızı reddederler. sana, her şeyden haberi olan gibi hiç kimse haber veremez.

 

15. Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye layık olan ancak O'dur.

 

16. Allah dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir.

 

17. Bu da Allah'a güç bir şey değildir.

 

18. Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen kimse onu taşımak için çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır. 

 

19. Körle, gören bir olmaz.

 

20. Karanlıkla aydınlık da bir olmaz.

 

21. Gölge ile sıcak da bir olmaz.

 

22. Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin! 

 

23. Sen sadece bir uyarıcısın.

 

24. Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı bulunmuştur.

 

25. Eğer seni yalanlıyorlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. peygamberleri onlara açık ayetler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getirmişlerdi. 

 

26. Sonra ben, o inkar edenleri yakaladım. cezam nasıl oldu!

 

27. Görmedin mi Allah gökten su indirdi. Onunla renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan beyaz, kırmızı, degişik renklerde ve simsiyah yollar.

 

28. İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var. Kulları içinden ancak alimler, Allah'tan korkar. Şüphesiz Allah, daima üstündür, çok bağışlayandır. 

 

29. Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.

 

30. Çünkü Allah, onların mükafatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. Şüphesiz O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir.

 

31. Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının haberdardır, görendir.

 

32. Sonra Kitab'ı, kullarımız arasından seçtiklerimize verdik. Onlardan kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazilet budur. 

 

33. içine girecekleri Adn cennetleridir. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Orada giyecekleri elbiseleri de ipektir.

 

34. derler: Bizden tasayı gideren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz çok bağışlayan, çok nimet verendir. 

 

35. O ki lütfuyla bizi asıl oturulacak yurda yerleştirdi. Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak ne de orada bize bir usanç gelecektir.

 

36. İnkar edenlere de cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler, cehennem azabı da onlara biraz olsun hafifletilmez. İşte biz, küfürde ileri giden her nankörü böyle cezalandırırız.

 

37. Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? Şimdi tadın! Zalimlerin yardımcısı yoktur. 

 

38. Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. O, kalplerin içinde ne varsa onu da hakkıyla bilendir. 



39. Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur. Onun için kim inkar ederse, inkarı kendi zararınadır. Kafirlerin küfrü, Rableri katında kendileri için ancak gazabı arttırır. Kafirlerin küfrü, kendilerine ziyandan başka bir şey getirmez.

 

40. De ki: Allah'ı bırakıp da taptığınız, ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana! Onlar yerdeki hangi şeyi yarattılar! Yoksa onların göklerde mi bir ortaklıkları var! Yahut biz onlara, bir kitap mı verdik de onlar, o kitaptaki bir delile dayanıyorlar? Hayır! O zalimler birbirlerine, aldatmadan başka bir şey vadetmiyorlar.

 

41. Şüphesiz Allah gökleri ve yeri, nizamları bozulmasın diye tutuyor. Andolsun ki onların nizamı eğer bir bozulursa, kendisinden başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir, çok bağışlayıcıdır.

 

42. Kendilerine bir uyarıcı gelirse, herhangi bir milletten daha çok doğru yolda olacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi. Fakat onlara uyarıcı gelince, bu, onların haktan uzaklaşmalarından başka bir şeyi arttırmadı.

 

43. Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilerin kanunundan başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın kanununda asla bir değişme bulamazsın, Allah'ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın.

 

44. Bunlar yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görmediler mi? Halbuki onlar, bunlardan daha güçlü idiler. Ne göklerde ne de yerde Allah'ı aciz bırakacak bir güç vardır. O, bilendir, güçlüdür.

 

45. Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince. Kuşkusuz Allah, kullarını görrmektedir.


Yukarı dön Göster kurankuran's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kurankuran Ziyaret kurankuran's Ana Sayfa
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

 

“Sünnet” yada “Sahih Sünnet” dedikleri nedir? Sorusuna hiçbir uzman tatmin edici cevabı verebilmiş değiller. Sahih sünnetin mantıklı bir tanımını da yapabilmiş değiller. Her zaman hep ilgisiz mekanlarda dolaşmış, hariçten uzun gazeller okumuşlar uzmanım diyenler. Kitap dendiğinde, herkes Fatiha ile başlayıp Nas ile son bulan Kuran'ı anlıyor. Sünnet yada sahih sünnetten kim net olarak neyi anlayabiliyor? Varmıdır bir yiğit, "işte Sahih sünnet de şu şu arasıdır" diyecek? (haktansapmaz)

Cevap yok.

Nolur kanıt getirelim; sözlerimizi havada bırakmayalım. Örneğin sayın Bembeyaz, nolur bir tanecik evet çok değil yalnızca bir tane dinden hüküm örneği verir misiniz ki onun kaynağı "sünnet"tir, Kuranî vahiy değil?

Hadi ben de, sırf bu ricamı havada bırakmamak için, örnek vereyim. Devlet başkanı Muhammed, konusu kamusal işler olan o toplantılardan birinde şu kararı vermiş olsun:

Bir Müslüman İÇKİLİ İÇKİLİ deve sürerken bir yayayı yaralarsa beş yıl hapis cezasına çarpılır.

Kuran'da yok bu yaptırım; "sahih sünnet"te de yok; örnek olsun diye zorunlu olarak şimdi ben uydurdum. Ama siz zorunlu değilsiniz. BOŞUNA konuşmuyorsunuz. Madem "dinden hüküm"lerin ikinci kaynağı size göre "sahih sünnet"tir BİLİYORSUNUZ da konuşuyorsunuz.  

Bunun gibi ama sahiden "sahih sünnet"e dayanan dinî bir hüküm lütfen? (Hasan Akçay)

Cevap yok.

Sayın bembeyaz konunun özüyle ilgili bu sorulara cevap veremedi ama Ali Aksoy’un dile getirdiği SÖYLENTİ KÜLTÜRÜ polemiğe açık olduğu için ona balıklama daldı, uzmanlığı kendilerinden menkul hadisçi-sünnetçi zevatın hep ilgisiz mekanlarda dolaşıp hariçten uzun gazeller okuduğunu belirten Abdurrahman'ı desteklercesine.

Oysa özgürce düşünebilen UZMAN tavrı beklemiştik ondan.

Boş bir beklentiye kapıldığımız için asıl bizdik yanılan. Bembeyaz, İslamı yozlaştıra yozlaştıra ERKEKLER KLÜBÜ, Allah'ın ayetlerini çarpıta çarpıta KLÜB TÜZÜĞÜ yapıp çıkanların temsilcisi.

Özgür düşünemez; klübüne ihanet edemez.

O klübün bir sürü militanı gelip geçti bu forumdan. Bari onlar aklımızı başımıza getirmeliydi; boş beklentilere kapılmamalıydık.  

Sevgi ile.

Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

hasakçay yazdı:

"O klübün bir sürü militanı gelip geçti bu forumdan. Bari onlar aklımızı başımıza getirmeliydi; boş beklentilere kapılmamalıydık"

sevgili hasakçay,

bakınız kendiniz yazmışsınız...

o zaman ben de şöyle sorarım...

aklınız nerdeydi ki başınıza gelsin???.. yoksa bu bir itiraf mı???

militanların mı aklınızı başınıza getirmesini bekliyorsunuz??? :):)

hayret ki ne hayret.. mantığa bakar mısınız???? :) :)

ne kadar da hatalı bir yaklaşım...

karıştırmayınız...

neyse...

tarihte yaşanmış örnekleri de vardır...

ve ben bazı haddini aşıp, ahkam kesen zatlarda hep şunu görmüşümdür...

önce kendilerini mehdi ilan ederler... sonra rasul olurlar.... sonra kendilerine bir kitap yazarlar... (bu da kesmez) sonra da ilah oluverirler... kendilerini ilah ilan ederler...

böyle tipleri vakit yakınken uyarmak lazımdır.... "hey kendine gel" diye...

dolayısıyla biz vazifemizi yapalım da....

zaten yazımızın sonunda "inşallah yanılırız" demiştik... hala yanılmayı umuyoruz...

ama yanılacağımı da sanmıyorum....

evet kur'an mübindir... ama rasul de kimdir??

bize dilimizle hitap eden rasul nerededir??

cevap alalım lütfen... kısa ve öz olsun...

selametle....



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

selamlar,

şunu soralım... ve birlikte düşünelim....

"günümüzde organ nakli gereklidir" cümlesi bir hüküm cümlesi midir?

evet... öyledir...

peki bir müslüman bu hükmün nasıl ortaya konulduğunu merak edip sorduğunda ne diyeceksiniz???

ayetten delil getireceksiniz... sahih sünnetin konuya ilişkin uygulamalarının nasıl olduğu üzerinde yoğunlaşacaksınız... bilimsel veriler ortaya koyacaksınız...

peki "organ naklinden kur'an'da bahsedilmiyor" diye bu hükmün doğru olamayacağını söyleyebilir misiniz??? (maalesef içimizde bunu söyleyen bazı beyin(siz)ler var.)

evet düşünelim bakalım....

ictihad var mıdır?? vardır...

bunu kimler yapacaktır??? uzmanları....

bu konuda uzmanlığa gerek var mıdır??? elbette...

öyleyse;

dini konular hakkında hüküm koyma hakkını kendinde gören insanoğlu neden bunu hz. peygambere çok görür anlayamadım.. (aslında anlıyorum da öylesine soruyorum işte... anlayınız diye.. düşünesiniz diye...)

değişen şartlara göre ahkam da değişir... bunu uzmanları yaparlar...

(peygamberler de bir anlam da hep bunu yapmışlardır...)

evet.. dinde hüküm koyma yetkisi hangi ölçülerde ve kimlere aittir...???

cevapları alalım...

bakalım neler denilecek...

selam ve dua ile...



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Kimsenin, başkasına layık gördüğünü Peygamber'e çok gördüğü falan yok. Kitab'ın yanına eşdeğer koyduğunuz sahih sünnet dediğinizin ne olduğu soruluyor. Bunun bir başı bir sonu yok mu? Bu sünnet nerede başlıyor nerede bitiyor, niçin orta yere koymuyorlar Allah'ın bu uzmanları bu sahih sünnet dediklerini(!)? Madem Din'in ikinci kaynağı var Allah'ın kitabı gibi, o halde bu kaynağın da Allah'ın kitabı gibi biz lnkarcılarının gözüne sokarcasına siz uzmanlar tarafından cart curt demeden orta yere konmalıdır.

Muhabbetle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

aklını kullan ve bul.. yukarıda yeterince örnek var zaten...

tabi anlamak isteyene.. arınmayı dileyene.... var... örnekler...

siz kafanızdan hüküm koyunca ya da yapınca oluyor.... peygambere gelince tu kaka öyle mi???

akıllı olun biraz.... sahih sünneti kavramaya çalışın..

anlamadığınızı hemen red etmeyin.... bilimsel olun... ve uzmanlara sorun...

bana değil... benim vaktim yok... ben sadece bu kadar yazarım... uyarırırm...

işlerim var... şunu derim sadece...

"yanlış yoldasınızzz. dikkkaaaat"

zorba değiliz üzerinize.. bize düşen tebliğ... ders almak da size kalmış....

siz bilirsiniz....

muhabbetle...



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 

<< Önceki Sayfa 20 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats