HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Allah’ın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Muhliskul yazdı:

"Allah'u teala insanlarin mevcut olan uygulamalarini  kendilerine lutfedenin Allah oldugunu hissettirmek icin bazen var olanlari bu sekilde gundeme getirir. Allah'i hayattan soyutlayan onu uzaklara has kilmaya calisan zihniyetle kuran surekli mucadele etmektedir. Kendisini onemsedigimiz her olusumun ardindaki mutlak guce isaret etmek icin Allah'i hep fail olarak tanitir. Bu defalarca Kuran'da gorulen bir husustur. Kuran'in muhataplari bu ifadeleri cok iyi anlamislardir."

Güzel tespiti güzel ifade etmişsiniz.

Muhabbetle.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Allah'i hayattan soyutlayan onu uzaklara has kilmaya calisan zihniyetle kuran surekli mucadele etmektedir. (muhliskul)

Merhaba sayın muhliskul.

"Allah'ı hayattan soyutlayan zihniyet" denince benim aklıma hicrî takvimi uydurup uygulayan ve böylece av yasağını işlemez hale getiren zalimlerin zihniyeti gelir.

Onu kastediyorsanız elbet ben de katılırım size.

*

Takvim konusunda herhangi bir tartismanin yasandigi ayetlere yansimamis. o halde siz bu bildiyi nerden aliyorsunuz. (muhliskul)

Hicrî takvim vahiy döneminde kurgulanmadı ki Allah'ın Elçisi ve sahabe onu tartışsın da onların tartışması ayetlere yansısın. 

*

Bunun yanisira Arapca zaman birimi olarak ay hangi kelimeyle ifade edilir, yazmis iseniz dikkatimden kacmis. Tekrar edermisiniz. (muhliskul)

 

Günümüzün Arapçasından değil Kuran'daki ŞEHR kelimesinden söz ediyoruz. O "şehr" Recep, Şaban, Ramazan... değil "dolunay"dır. Buna dikkat çekmeye çalışıyoruz.

 

Örneğin Tevbe 36'ya bakalım:

 

İnne ıddet eş "şuhûr"i ındelllahi 'sné aşere "şehr"an... Bunun mevcut meali: ŞÜPHESİZ Allah'ın katında "aylar"ın sayısı on ikidir...  

 

Bunun yanlış olduğu o kadar belli ki. Kanıt için Yûsuf 47'ye bakın.

 

Yûsuf dedi ki: "Yedi YIL âdetiniz üzere ekin ekeceksiniz..." Yedi YIL eşittir yedi EKİM. Ve yedi HASAT. Yedi GÜNEŞ yılı. Çünkü ekim, hasat gibi mevsimlik işler GÜNEŞ yılında olur.

 

Eğer işiniz hicrî takvimin 354 günlük eksik yılına kalırsa en çok 6 (altı) ekim yapabilirsiniz.

 

Şimdi bölün GÜNEŞ yılının 365 gününü hicrî takvimin 28 günlük zaman birimine. Sonuç: 12. 53... Ayların sayısı gerçekte bu! "Ayların SAYISI on ikidir" dedirterek Allah'a yalan söyletiyorlar.  

 

IDDET zaten SAYI değil SAYIM demek. Allah, "Dolunayların SAYILMASI on ikidir," diyor. Onları on ikiye denk getirmek için ON ÜÇÜNCÜ dolunayı bir sonraki yıla devredip ilahî düzene NESÎ fesadını (9:37) sokmanızı istemiyor. Sayımda ON İKİ deyip duracaksınız. "Yıl bu," diyeceksiniz.

 

Dolunayları sayarken ON BİR deyip durmayacaksınız çünkü YIL o değil; ON ÜÇ dolunay saymaya da kalkmayacaksınız çünkü ertesi yılın on üç dolunayı yok; on iki dolunayı var. Her yılda ON ÜÇ dolunay olsun diye tutturursanız her yılda ON İKİ ay olsun diye tutturan hicri takvimciler gibi Allah'ın sistemine fesat sokup zulmedersiniz. 

 

*

 

Aşağıdaki haberde geçen yazı Halife Osman dönemine ait. Dikkat eder misiniz; dördüncü yılın 20'si diye tarih düşülmüş. O düşülen tarihte AY yok.

SUUDİ Arabistan Turizm Yüksek Komisyonu’nda yer alan Arap araştırmacı Ali ibn İbrahim Gabban, ülkenin kuzeybatısında eşiyle birlikte yaptığı gezide, tarihi bir keşfe imza attı. Gabban söz konusu gezide, üzerinde şu ifadenin kazılı olduğu bir kayayla karşılaştı:

"Allah’ın adıyla; ben, Züheyr, bunu Ömer’in öldüğü zamanda, dördüncü yılın 20’sinde yazdım."

HÜRRİYET 21 Kasım 2008

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/10410097.asp?gid=229

 

Şu yazı da Kuran öncesine ait. Aslında DOLUNAY anlamına gelen ama hicrî takvim fantazisine uysun diye 28 günlük AY diye çarpıtılan ŞEHR bu yazıda da yok; YARH kelimesi var.

 

http://www.islamic-awareness.org/History/Islam/Inscriptions/ raqush.html

Sayın muhliskul, Miladî 267 yılına ait bu yazıyı lütfen inceleyin. Orada bi-yarkh-ı temmuz deniyor. Zaman birimi olan AY işte o.

Ancak bu, Arapların dünyasında olmayan bir şey. "Temmuz"dan da anlaşılıyor zaten. TEMMUZ Arapça değil. Anlaşıldığına göre yazının sahibi olan zat, Romalılarla oturup kalkan biriymiş. Onların etkisinde kaldığı için koymuş o ifadeyi annnesinin kabir taşına.

*

Haziran 22, 2005’te başlayıp Mayıs 24, 2010’da biten beş KURANÎ TAKVİM yılı içinde dolunayların belirdiği tarihler:

 

2005

HZ22-te21-ağ19-ey18... ek17-ka16-ar15-(2006) oc14-şu13-ma14-ni13-may13- hz11 (383)

TE10-ağ9-ey7-ek7... ka5-ar5-(2007) oc3-şu2-mar3-ni2-may2-hz1 (355)

HZ30-te30-ağ28-ey26... ek26-ka24-ar24-(2008) oc22-şu21-mar21-ni20-may20- hz18 (382)

TE17-ağ16-ey15-ek14... ka13-ar12-(2009) oc11-şu9-mar11-ni9-may9-hz7 (353)

TE6-ağ6-ey4-ek4... ka2-ar2-ar31-(2010) oc30-şu28-mar30-ni28-may27 (350)

 

KURANÎ takvimde bir yılın uzunluğu o yıl gerçekleşen dolunayların sayısına bağlı olarak değişiyor.

 

Örneğin Haziran 22, 2005’te başlayıp Temmuz 10, 2006’da biten yılda ON ÜÇ dolunay belirmiş. O yılda 383 gün var. Ertesi yılın dolunay sayısı ise ON İKİ; dolayısıyla o yılda 355 gün var. 

 

Ama Kuranî takvimde, örneğin hicrî takvimdekinin aksine, tarihler sabit. Yaz yaza geliyor; kış kışa. İlgili ayetler açısından bu çok önemli.

 

Tevbe 36: Allah’ın ındinde dolunayların SAYIMI on iki dolunaydır… bunlardan dördü haramdır.

 

Tevbe 37 (NESÎ, on üçüncü dolunayı ertesi yıla devretmek demek): NESÎ küfrü artırır; onunla kafirler daha da saptırılır. Allah'ın HARAM kılmış olduğunu bir yıl helal, bir yıl haram sayarlar...

 

Örneğin 2006 Haziranının 11'inde gerçekleşen ON ÜÇÜNCÜ dolunay müşrikane bir hinlikle ertesi yıla devredilir. Böylece o yıla ait HARAM AYLAR Allah'ın takdir ettiğinden (36:38) bir ay erken başlar, bir ay erken biter:

 

2005

HZ22-te21-ğ19-ey18... ek17-ka16-ar15-(2006) oc14-şu13-ma14-ni13-may13 

hz11-TE10-ağ9-ey7... ek7... ka5-ar5-(2007) oc3-şu2-mar3-ni2-may2-hz1

 

Av yasağının delinmesidir bu; Allah'ın düzeninden sapmadır, zulümdür.

 

Kuran'ın indirildiği devirdeki müşriklerin "nesî" hinliğiyle  BAZAN yaptığı bu zulüm Hz Peygamber'in ölümünden bir süre sonra hicrî takvim hinliğiyle SÜREKLİ hale getirildi. 

 

Hicrî takvimin uygulandığı coğrafyalarda "av yasağı" anlamında HARAM AYLAR yok çünkü Hicrî takvimin vaktî oynaklığı yüzünden hac dönemi bazan örneğin kışa denk geliyor.

 

Avlanmak, avlanma yasağının gerekli olmadığı kışın HARAM ama av yasağının gerekli olduğu yazın HELAL. Mâide 94, 95'i vahyeden Allah'a inat.

 

Allah'ı hayattan böyle soyutladılar. O'nu hayatın içine tekrar sokmak amacında samimi iseniz önce bu küfrün tanısını yapacaksınız sonra tedavisini.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
savasen
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 24 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 331
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savasen

savana Yazdı:
[

 

 

Selam

Benim bu konuda bazı sorularım var

 

1-kuranın indirilmesi ne demek?nereye indi?o kızıl dolunayda ,kuranı tamamlayan tüm ayetlerin hepsi birden mi indi?

 

kuran ayetlerinin peygambere vahiy yoluyla parça parça indirildiğini biliyoruz bakara süresindeki tüm ayetlerin hepsinin bir anda ,birden bire ayette anılan ayda indirilmiş olması ifadesi çelişkiye neden oluyor.İndirilmeye başlandı ifadesi yerine indirildi ifadesi neden kullanılmış?

 

 

Soruma tatmin edici cevap alamadım diğer katılımcı arkadaşlardanda

cevap bekliyorum lütfen

Selam,

Bakaradaki ifadeyi Kur'an'ın hep birden indirilmesi olarak anlamak zorunda olmadığımızı düşünüyorum. Taha 2 de "Biz sana bu Kur'an'ı güçlük çekmen için indirmedik" şeklinde bir ifade var. Bu ayet geldiğinde henüz vahiy tamamlanmamıştı. Bu tür ifadelerde sanırım bütünü anıp parçanın kastedilmesi var. Dilimizde de benzer kullanımlar var. "Elma yedim" cümlesini söyleyen kişi bir dilim de elma yemiş olabilir bütün bir elma da. Kur'an kelimesi de hem parça hem bütün için kullanılabilen bir kelime. On ayet de okusak Kur'an okuduk diyoruz mesela.

Kur'an'ın Ramazan ayında indirilmesi ya da "biz onu kadir gecesi indirdik ifadesi kanaatimce Kur'an'ın ilk parçalarının iniş zamanını belirtiyor.

 

Umarım meramımı anlatabilmişimdir.  



__________________
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir.
Birbirini anlamayan...
Can Yücel
Yukarı dön Göster savasen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savasen
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba

Sayin Hasan bey on yargilardan uzak olarak okursaniz sehr kelimesinin bizim kullandigimiz zaman birimi ay manasinda da kullanildigini cok rahat gorursunuz. Bu kadar apacik belirgin olan konularda zorlamalar yaparak baska sonuclara varmayi ve bunlarida tevhidin bir parcasi olarak gormeyi neden cok seviyorsunuz?

Arkadasim butun takvimler insan icadidir, her biri farkli ortamlardaki ihtiyaca binaen olusmuslardir. Ilahi takvim yoktur. Illaki ilahi takvim ilan edeceksek butun takvimler ilahidir. 

Tevhidi, Kurani takvim yoktur zira dort basi mamur bir tanim yapilmamistir.    

Kuran Muhammed'e risalet suresi boyunca kisim kisim inmistir.  Ramazan ayinda da inmistir. Muayyen bir geceyi Kadir gecesi saymamiz mumkun degildir. Kuran'in vahyinin degerine binaen onun vahyedildigi anlarin onemi zikredilmistir. Bu geceler geride kalmis ama Kuran hala her geceyi aydinlatmaya devam etmektedir.

 Tarihi malzemeler kabataslak haberlerle delil olarak kullanilamazlar. Yanlis ve yaniltici sekilde iletilmis olma ihtimali goz onunde tutulmalidir. Bu  bilgilerin yazildigi ortamda ne ifade ettigi bilinmeden, sirf tezimize delil teskil ediyor  diye  kullanmak da pek ahlaki olmaz.   Ayrica her tarihi evrak mutlak olarak dogru haber iletir dusunceside yanlistir. Bu yaziyi yazan kimsenin disari bir bolgeden geliyor olmasi onun kendi cevresinin takvimine istinaden izahatte bulundugu anlayisinida ortaya koyar.  Yani sizin sandiginiz gibi oldu bitti masallah demek o kadar kolay degil.  Birde Arapca alfabesine yonelik  kisimlari var ki bu bilgiye dair  bir   cok kuskulari pesinen uyandirmaktadir.

  Allah'a emanet.

 

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Allah'ın takvimi var. Gökleri ve yeri yarattığı gün düzenlediği takvim. O takvime göre dolunayların SAYILMASI on ikidir (9:36). Allah'ın takvimi o.

Hani Hz İbrahim "Ben de can verir, can alırım!" deyip rablik taslayan bir hükümdara "Allah güneşi doğudan getirir; hadi sen batıdan getir!" diye meydan okur ya (2:258). 

"Ben de takvim yaparım!" diyen zamane hükümdarlarına o İbrahim gibi meydan okuyup "Allah dolunayların SAYILMASINI on iki yaptı; hadi siz SAYISINI on iki yapın!" demek istemez miydiniz, sayın muhliskul?

"Allah'ın katında ayların sayısı on ikidir," dedirtmek suretiyle Allah'a yalan söyletmek bu kadar ucuz mu olmalıydı? Matematik bu. ŞEHR eğer öne sürüldüğü gibi 28 günlük bir "zaman birimi"yse bölün 365'i 28'e. SAYI öne sürüldüğü gibi 12 çıkıyor mu? HAYIR! 12.53. Matematik bu.  

Neden "On ikidir!" dedirtip yalan söyletirler Allah'a?

*

SAYI "adet"tir; SAYMA ise "ıddet". Tevbe 36 buna göre okunmak zorunda. Zorunda çünkü matematik bu. 12.53 asla 12 değildir. 

 

IDDET eş-şuhuri ındellahi ‘sné aşere şehran... Bunun alışıla gelen çevirisi: Allah’ın ındinde ayların SAYISI on ikidir. Ayların SAYISI?

 

Oysa Allah IDDET diyor. IDDET eş-şuhur: ayların SAYILMASI. Bunun A ve B üzerinde uygulanışını görelim (H: Haziran, t: temmuz, a: ağustos, e: eylul, e: ekim...)

 

A. 28H-27t-26a-24e…24e-22k-22a-(1943) 21o-20ş-21m-20n-19m +(h18)

B. 17T-15a-14e-13e…12k-11a-(1944) 10o-9ş-10m-8n-8m-6h

 

Bunlar 28 Haziran 1942 ile 6 Haziran 1944 arasında dolunayların güründüğü tarihler.

 

ALLAH'IN TAKVİMİ bu. İşareti, "dolunaylar"dır, ki Kuran bu anlamda eşhur kelimesini kullanıyor. EŞHUR meşhur ile aynı kökene sahip olup HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE OLAN demek. KOLAY GÖRÜNEN.

 

Allah'ın sizin hâşâ YOK saydığınız takvimi işte böyle herkesin gözünün önünde olan işaretler kullanıyor. Allah gökleri ve yeri yarattığı gün düzenlemiş onları (9:36). Beşerî takvimlerin kelimeleri gibi kâğıt üzerinde değil onlar; yırtılıp atılamazlar. Hep görünürler; hep varlar.

 

RAMAZAN en sıcak demek. Elmalılı:

 

Çoğunluğun görüşüne göre RAMAZAN "ramaz"dan alınmıştır. RAMAZ güneşin hararetinin şiddetinden taşların son derece kızmasıdır ki, böyle pek kızgın yere RAMDÂ denir. Bu bakımdan RAMAZAN "ramda"dan YANMAK mânâsına ramida fiilinin masdarıdır. Yani kızgın yerde yalın ayak yürümekle yanmak demektir. (Hak Dini Kur'an Dili, Bakara 185). 

 

En kızıl dolunay (şehru ramazan) anılan dönemde iki kez görünmüş. Bir: 28 Haziran'da. İki: 17 Temmuz'da. Arkadan gelen üç dolunay ile birlikte en kızıl dolunay Tevbe 36'da ERBA'ATUN HURUM diye anılan "dört yasak"tır. HARAM AYLAR.  

 

İki en kızıl dolunayın arasındaki "süre"yi Allah av yasağı, hac ibadeti gibi etkinliklerin zamanlarını belirlemek için kullanıyor. YIL değil bunlar. Allah'ın onayladığı takvimde YIL güneş yılıdır (12:47) ve "yıl"ın meydana gelmesi güneşe bağlıdır, oysa bu sürelerin meydana gelişi dolunaylara bağlı.

 

A. 28H-27t-26a-24e…24e-22k-22a-(1943) 21o-20ş-21m-20n-19m +(h18)

B. 17T-15a-14e-13e…12k-11a-(1944) 10o-9ş-10m-8n-8m-6h

 

Dolunayların SAYILMASI on ikidir; bunların dördü yasaktır (9:36).

 

Yüce Allah av yasağını vurguluyor. Önemli olan, dolunayların SAYISI değil, insanların o yasağa uyması. Sürenin ne zaman başladığını, ne zaman bittiğini bilecekler ki onun içindeki haram ayları bilecekler ve kâle alacaklar.

 

A’da on üç dolunay var. Onların SAYISI hiç kâle alınmadan SAYIMI yapılacak. Süreyi belirleyen "sayım"dır, SAYI değil. On iki dolunay SAYILACAK, ne bir eksik ne bir fazla. On ikinci dolunayda "Tamam, anılan süre bu!" diyeceksiniz.  

 

"Ama bir dolunay daha var; SAYI on üç!" demiyeceksiniz. Amaç o iki en kızıl dolunay arasındaki süreyi tanımlamak. Süre 12 dolunaylı olsa da kabul, 13 dolunaylı olsa da. Konu dolunayların süre içindeki SAYISI değil. Konu o sürenin kendisi.

 

Baştaki en kızıl dolunaydan itibaren, o dolunayın kendisi dahil, 12 dolunayı SAYDIĞINIZDA tanıyorsunuz o süreyi; biliyorsunuz. 

 

Tesbit edilen o sürenin ilk dört dolunayı haramdır. Saygı göstereceksiniz; onlardaki av yasağını delmiyeceksiniz.

 

B’de on iki dolunay var. SAYI ve SAYIM aynı. Haram dolunaylar 17 Temmuz, 15 Ağustos, 14 Eylul, 13 Ekim. Dört bilinen zaman. Açık ve net.

 

*

 

Kafirler nasıl deliyordu Allah’ın o yasağını? NESÎ hinliğiyle. NESÎ dolunayı ertelemek, bir sonraki süreye devretmek demek.

 

A’nın ON ÜÇÜNCÜ dolunayını B’ye devrediyorlardı. Oysa Allah’ın ölçüp biçerek düzenlediği takvime fesat sokmaktı bu; amansız zulümlere teşneydi.  

 

DEVRETMEK, küfrü artırır. Kafirler Allah’ın yasak ettiğini SAYMAYA uydurmak için onu bir yıl haram ilan ederler, bir yıl helal; onunla böyle saptırılırlar (9:37).

 

A. 28h-27t-26a-24e…24e-22k-22a-(1943) 21o-20ş-21m-20n-19m +(18h)

B. 17t-15a-14e-13e…12k-11a-(1944) 10o-9ş-10m-8n-8m-6h

 

Allah örneğin B’nin ilk dört dolunayında avlanmayı yasak etmiştir. Yasak 17 Temmuzda en kızıl dolunay görününce başlar; 12 Kasımdaki dolunay göründüğünde sona erer.

 

13 Ekim yasak dönemin içindedir. Allah’ın yasak ettiği bu.     

 

Ama kafirler o dolunayda, Allah'a inat, avlanmaya azimlidir. İsteklerini gerçekleştirmek için NESÎ hinliği yaparlar.

 

Allah "Dolunayların SAYILMASI on ikidir,” diyor ya. SAYARLAR. On ikinci dolunaya gelince "SAYI tamam!" derler; artan on üçüncü dolunayı B’ye devrederler.

 

NESİ fesadına uğratılan A ve B şöyledir artık:

 

A. 28h-27t-26a-24e…24e-22k-22a-(1943) 21o-20ş-21m-20n-19m 

B. (18h)-17t-15a-14e…13e-12k-11a-(1944) 10o-9ş-10m-8n-8m-6h

 

Allah’ın haram kıldığı 13 Ekim dolunayı helal ilan edilmiştir. Elbette bu, zincirleme gider. Sıra 14 Eylula gelir; o helal ilan edilir, ardından 15 Ağustos, ardından 17 Temmuz ve 18 Haziran… 

 

Oysa o dolunaylar av hayvanlarının yavrulama ve yavrularını büyütüp eğitme zamanıdır. NESî fesadı yüzünden yavrular buna fırsat bulamaz. Avcıya av olmak nedir öğrenemeden onunla burun buruna gelirler. Avcıyı koklamaya, yalamaya başlarlar. Anaları kendini ortaya atar. Sonra?

 

Size helalken avlanın -Ve izâ haleltum festâdû! (5:2). Size yasakken hayvan öldürmeyin –lâ taktulû’s sayde ve entum hurum (5:95).

 

1400 yıl önceki kafirler NESî fesadını bir yıl uygular bir yıl uygulamazmış (9:37). Hicri takvimciler onu sürekli hale getirdi.

 

Allah’ın YASAKKEN anlamına gelen kelimesini de İHRAMLIYKEN diye çarpıtmışlar, iyi mi. Sizin o traji-komik giysinizden av hayvanlarına ne?   

 

Keramet ihramda olduğuna göre ve yalnızca iki gün süren hac ibadetinin dışında o da giyilmediğine göre av yasağı anlamında haram aylar fiilen iptal edilmiştir. Allah'ın hayattan soyutlanması böyle mi önleniyor?

 

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

 Sayin Hasan bey , siz Allah'in kainatin bir parcasi olan gunes sistemi, ve onun bir parcasi olan dunyayi yaratmasindan itibaren bir takvim belirledigini soyluyorsunuz. 

Sizin kanaatinize gore  Bu takvim insanlara nasil deklare edildi?

 Vahyin takvim babinda bir ders olarak verilerek mi ogretildi?

 Ben bu ve benzeri alanlarda ki gelismelerin, insanlara verilmis olan kesifcilik, belirleme, tanimlama ozelliklerinin  aktivasyonu sonucu olustuguna inanan bir kimseyim.

Insanlar yasam sekillerine paralel olarak kesifler gerceklestirmislerdir veya mevcut kesiflerden tercihler yapmislardir.

Allah duvara asilacak nitelikte bir takvim yapmamistir, Allah'in yarattigi evren uzerine yapilan gozlemler sonucu takvimler olusmustur.    Her biri Allah'in yarattigi evren  uzerindeki kesifler sonucu olusmus bulunan bu takvimlerin birbirlerine ustunlukleri yoktur.

Mekkeliler ticari toplum bicimine kavusmus bir haldeyken Kuran'in vahyi ile muhatap olmuslardir. Yasamlarini avcilik ile surduren bir toplum degildiler. Ayrica av yasagi Allah tarafindan hayvanlarin rahatca uremelerini saglamak icin konuldu anlayisida pek isabetli gibi gorunmuyor.

Sayin arkadasim hac ve mekanindan tutunda ondaki rituellerin dahi insanlarca vazedilerek uygulandigina inanan birisiyim. Beser kokenli olanla ilahi kokenli olani ayirt etmek tevhide daha uygun duser. Bunlar belirlendikten sonra sirk icermedigi surece bu uygulamalarda mahsur olmadigi gibi fayda dahi soz konusu olabilir.  Dinin kultur ve gelenek kismina dair hususlari onun inanc merkezine tasimak en tehlikeli olan davranistir. Ay takvimini Islami takvim olarak bakanlarla bunun tersini savunan sizin farkiniz olmali. Bu fark takvim tercihi hususunda fanatikce davranmamak ve bunu dini bir vecibe gibi gormemek olmalidir.  Akli tercih  soz konusu oldugunda zaten hangisinin daha uygun oldugu ortadadir ve zaten insanlik bu hususta musterektir.

 Allah'a emanet

Kadir

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

"Sayin Hasan bey! Ilahî takvim yoktur."

 

İLAHÎ takvim İLAH GİBİ takvim demekse ona ben de inanmam. Ama Allah'ın takvimi var. Mevcut meallerde öne sürüldüğünün aksine, 28 günlük ayların SAYISINI değil dolunayların SAYILMASINI esas alan bir takvim.

 

*

 

Yûsuf dedi ki:

 

Hep yaptığınız gibi yedi SENE ekip biçeceksiniz. Yiyeceğiniz az miktarın dışındaki ürünü başak olarak alıkoyun (12:47).

 

Ardından yedi kurak sene gelecek ve tükettiğiniz az miktarın dışında bu yıllar için alıkoyduğunuzu yiyip bitirecek (12:48).

 

Yedi bitek "sene"nin sonu Allah’ın takvimine göre: 10 Haziran,

bazı insanların uydurduğu HİCRÎ takvime göre ise: 14 Mart  

 

10 Haziran ekinlerin olgunlaşıp biçildiği zamandır. O yıl yedinci ürün alınır. İnsanlar yedi kurak yıla YEDİ bitek yılın ürünlerini alıp bir kenara koyduktan sonra girerler ve açlıktan ölmemeyi başarırlar.

 

14 Mart ise aşırı erkendir. Ekinler ot halindedir; yedi yıllık verimsiz döneme girilince kelle çıkaramadan tarlada kurur. YEDİNCİ ÜRÜN alınamaz. İnsanlar yedi kısır yıla yalnızca altı ürünle yakalanır ve açlıktan ölürler.

 

Dolunayların SAYILMASINI esas alan Allah’ın takvimi:

 

1. 28H-27t-26a-24e…24e-22k-22a-(1943) 21o-20ş-21m-20n-19m+18h

2. 17T-15a-14e-13e…12k-11a-(1944) 10o-9ş-10m-8n-8m-6h

3. 6T-4a-2e-2e… 31e-30k-29a-(1945) 28o-27ş-28m-27n-27m

4. 25H-25t-23a-21e…21e-19k-19a-(1946) 17o-16ş-17m-16n-16m+14h

5. 14T-12a-11e-10e…9k-8a-(1947) 7o-5ş-7m-5n-5m-3h

6. 3T-2a-31a-30e…29e-28k-27a-(1948) 26o-24ş-25m-23n-23m

7. 21H-21t-19a-18e…18e-16k-16a-(1949) 14o-13ş-14m-13n-12m+10h

 

28 günlük ayların SAYISINI esas alan beşerin hicrî takvimi:

 

1. 28H-27t-26a-24e-24e-22k-22a-(1943) 21o-20ş-21m-20n-19m

2. 18h-17t-15a-14e-13e-12k-11a-(1944) 10o-9ş-10m-8n-8m

3. 6h-6t-4a-2e-2e- 31e-30k-29a-(1945) 28o-27ş-28m-27n

4. 27m-25h-25t-23a-21e-21e-19k-19a-(1946) 17o-16ş-17m-16n

5. 14t-12a-11e-10e-9k-8a-(1947) 7o-5ş-7m-5n-5m-3h

6. 16m-14h-3t-2a-31a-30e-29e-28k-27a-(1948) 26o-24ş-25m

7. 23n-23m-21h-21t-19a-18e-18e-16k-16a-(1949) 14o-13ş-14m

 

Dışlanan aylar: 13n-12m-10h

 

*

 

İşte bu. Yaşamakla ölmek arasındaki fark kadar önemlidir... Sınandığınız "YEDİ YILLARDA "Allah'ın takvimi"ni kâle alırsanız yaşarsınız; Allah'ın takvimini kâle almayan HİCRÎ TAKVİM fantazilerine dalarsanız ölürsünüz.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

Merhaba

Degerli arkadasim hasan, siz tuttugunuzu koparan bir kimsesiniz. Inanin  sizin mantik yurutmenizi giptayla  karsiliyorum. Yalniz bir husus var, eger  kopardiginiz dalda oturuyorsaniz sonuc biraz tepetaklak oluyor.

Yusuf'un kissasi Arap bolgesinde gecmemistir. Ortam tarim toplumu Misir olarak bilinmektedir. Kissanin yasandigi  toplumdaki bilindigi sekliyle gecmesi goz onunde tutularak degerlendirilirse, anlatimda gecen hususlarin  bunu  yansitmasi gayet dogaldir.

Sayin hasan bey siz bu konuyu biraz daha arastirin , zihniniz netlestiginde bizi de aydinlatin.

Allah'a emanet.

Kadir

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Allah duvara asılacak nitelikte bir takvim yapmamıştır.

 

Elbette. Allah Kendi takviminde işaret olarak dolunayları kullanıyor. MEŞHUR yani kolay görünen işaretler. Gökyüzündeler; duvara asılacak kâğıt parçaları üzerinde değil. Allah gökleri ve yeri yarattığı gün düzenlemiş onları (9:36); hiç kimse yırtıp atamaz.

 

Bu takvimlerin birbirlerine üstünlükleri yoktur.

 

Bence 365 günlük "güneş yılı"nı esas alan bütün takvimlerin 28 günlük ayları esas alan hicrî takvime üstünlüğü vardır. Çünkü güneş yılını esas alan (12:47) Allah’ın takvimi ile uyum içindeler.

 

Bu bir yana, hicrî takvimi Allah reddediyor.

 

Kanıt, örneğin, Yûsuf 47’dir: tezra’ûne seb’a SİNÎNE de’âben – yedi SENE, hep yaptığınız gibi, ekip biçin.

 

Yedi SENE ekip biçmek için yedi ekim "mevsim"inin olması şarttır. Ve mevsimleri KAMER değil, GÜNEŞ oluşturur. 

 

Yedi SENE içindeki "dolunaylar"ın ve 28 günlük "aylar"ın o iki dökümüne bir daha bakın lütfen.

 

İki en kızıl dolunay arasındaki zamana SÜRE demiştik; 28 günlük 12 ay ise hicrî takvimin "yıl"ıdır.

 

Yedi yılın içindeki "süreler"e ait zaman anlamındaki ayların sayısı, yedi güneş yılının içindeki ayların sayısına denk geliyor. O yüzden güneş yılında mevsimler sabit.

 

Ama o 7 güneş "sene"sinin aylarından 3 (üç)ü yani Nisan, Mayıs, Haziran 7 hicrî yıla ÇOK GELİYOR; o yüzden bir sonraki hicrî yıla devrediliyorlar. NESÎ işte bu. Ve NESÎ fesadı hicrî takvimde böyle otomatiğe bağlanmış durumda.

 

FİİLEN o üç ay, arkadan gelen kurak yıla değil son bitek yıla aittir. Ama hicrî takvim kurak yıla katıveriyor onları. Ne yaparsa yapsın! İsterse ağzıyla kuş tutsun, Allah’ın sistemine aykırıdır; onaysızdır; GEÇERSİZDİR.

 

Üreticiler kurak dönem başladı diye isterlerse evlerine kapansınlar. Ekinler tarlalarda dipdiri ayaktadır. Allah’ın güneş yılını kâle alanlar onları hasad edip açlıktan ölmemeyi başarırlar.

 

*

 

Kadr gecesi, hac, oruç, avlanma (ve husumet) yasağı gibi olayların VAKTEN SABİT ve, Yüce Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, MALÛM olduğu üzerinde de kısaca durup kendimce bu bölümü kapatacağım, Allah isterse.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

ŞEHRU RAMAZAN en kızıl dolunay demek. 21 Haziran'daki Yaz Dönencesini izleyen 0-30 gün içinde görülür. Örneğin 2008, 2009, 2010 yıllarındaki günler: 18Tem, 7Tem, 26 Haz.

 

18T-16a-15e-14e/13k-12a-11oc 2009-9ş-11m-9n-9m-7h

7T-6a-4e-4e/2k-2a-31a-30oc 2010-28ş-30m-28n-27m

26H-24a-23e-23e/21k-21a…

 

*

 

En kızıl dolunay orucun ilk günüdür:

 

EN KIZIL DOLUNAYDA okuma indirildi. İnsanları iletip bazı kanıtları dile getiren ve gerçeği yalandan ayıran okuma. Hanginiz o dolunaya tanık olursa ORUÇ tutsun (2:185)   

 

Söz konusu yalan, ikiyüzlülerin iman etmiş GİBİ yapmalarıdır. Yalanlarını bildiren bir SÛRE iniverirse diye korku içindeler:

 

İkiyüzlüler içlerinde olanı bildiren bir sûrenin tepelerine indirilmesinden korkarlar. (9:64). 

 

Kızıl dolunay kavurucu sıcakların habercisidir. Ama "Allah’a iman edin ve  O’nun elçisiyle birlikte savaşın!" diyen bir SÛRE indirilince (9:81) savaşmak zorunlu olur. İkiyüzlüler aşırı sıcak buldukları havayı bahane ederler:

 

Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmak zor geldi onlara. "Bu sıcakta savaşa çıkmayın!" dediler (9:81).

 

Sûreyi alaya alıp küçümserler: "Hanginizin imanını artırdı bu!" (9:124).

 

Ve sıvışırlar: Bir SÛRE indirilince "Sizi biri görüyor mu?" diye birbirlerine göz atarlar, sonra sıvışırlar (9:127).  

 

*

  

Kadir gecesidir (Sûre 97):

 

Biz onu Ölçü Gecesi indirdik. Ölçü gecesini sana ne bildirir? Ölçü gecesi bin dolunaydan iyidir. O esnada Melekler ve Ruh her türlü iş için Rabbin izniyle inerler. Şafak atana kadar esenliktir.    

 

"Kadr"in fiil halleri ölçüp biçerek düzenlemek anlamında Yâ Sîn 39-40’ta geçiyor:

 

Ve kamer. Hurma çöpünden bir yaya dönene kadar küçülen dilimler ölçüp biçtik ona (KADDERna hu). Güneş aya yetişmez; gece gündüzü yakalayıp geçmez. Her biri kendi yolunda yüzer. Bunu o Üstün Olup Bilen, ölçüp biçerek düzenledi (TAKDÎR).

 

*

 

10 günlük hac dönemi en kızıl dolunay ile başlar

 

Dolunay anlamındaki ŞEHR, Bakara 185’teki ŞEHRU RAMAZAN ifadesinde geçmişti; aya ait dilimler anlamındaki EHİLLEH, Bakara 189'da geçiyor:

 

Sana ayın dilimlerini soruyorlar. De ki, onlar insanlar ve hac için vakitleri belirler. Evlere arkadan girmeniz değildir iyi olan; sorumlu duruşunuzdur. Evlere kapılarından girin.

 

Evlere kapılarından girmek ayetteki anlam örgüsüne bakılırsa göz önünde olan yolu kullanmak demek; meŞHuR, kolayca görünen. Evlerin kapıları.

 

Buna göre hac ibadetinin süresi meŞHûr "ŞeHR"in ortaya çıkımasıyla başlar ve ŞeHR, "hilal"e inip varınca biter. 10 gündür bu. Ama acelesi olana hac için iki gün yeter (2:203). 

 

Ayın yerküre çevresindeki devri 28 küsûr gün alıyor.

 

Yeni aydan hilale...: 4 ya da 5 gün

hiladen dolunaya...: 10 gün

dolunaydan hilale: 10 gün

hiladen eski aya....: 4 ya da 5 gün

 

Bakara 197’deki "hac dolunayları malumdur" ifadesinden anlaşıldığı üzere fesat ve avlanma yasağının uygulandığı dört yasak ay olan "erba’atun hurum"da (9:36) yani yılın o dört ayının her hangi birinin en kızıl dolunayı ile onun hilal hali arasındaki 10'ar günlük dönemlerinde hac yapılabilir.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 

<< Önceki Sayfa 12 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats