HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: Ateizm ile yapılan fikir mücadesi ve Hata Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Prangasız: yani inanmak nedir?
inanç değil midir seni evirip çeviren..inanç denince
sadece tanrıya inancı mı anlamak zorundayız..?

--Peki neyi anlayacağız ki? Neye inanacağımızı Kuran defalarca değişik ayetlerde söylemiş. En fazla tekrarlanan kalıplardan biri de “Allah’a ve ahret gününe inanmak”. Başka şeylere de iman etmek tekrarlanır: Mesela 2/177, 4/136

Prangasız: bir yaratıcı fikrine inanç önemli mi ki, bu fikri
taşımayan adam salih olduktan sonra?

--2/62: Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sâbiîlerden Allah'a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş (salih amel) yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.

Bu ayete göre ne Allaha ve ahirete  kuru kuruya (salih amelsiz) bir iman yetiyor insana, ne de salih ama imansız bir amel… Hem iman edilecek hem de imanın gerektirdiği ameller işlenecek. Daha kısa söylemek gerekirse, Allaha göre,  imansız amel de bir değer ifade etmiyor; amelsiz iman da!

Selam ile...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
josephus
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 11 nisan 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı josephus

ateizm ile ilgili temel bilgiler için şu linkteki kitaba göz atabiliriz:

http://kitap.ihya.org/ateizm-elestirisi/index.html 

ateizmin tarihçesi, çeşitleri, karıştırılan kavramlar, savunucuları ve savundukları gibi temel bilgiler var.

varoluşun ve evrendeki bütün işleyişin, bir yaratıcıya dayanması düşüncesi yerine "tesadüf" le açıklanması, çok az akleden bir insan için bile içinden çıkılmaz gibi.

eğer tanrının varlığı kabul edilmiyorsa, bu durumda evrendeki her bir olay en ince ayrıntısına kadar açıklanmalı ki, kendilerine rasyonel-pozitivist diyen diyen ateistler bile bu konuda fazlasıyla muzdaripler, çünkü her oluş-varoluş-gerçekleşme-hareket v.s.için birbirinden tutarsız, bağımsız, ilgisiz, ayrı ayrı açıklama getirmeleri gerekiyor.

Bu birinci sorun, yani hem tanrının, hem de evrendeki her şeyin “varoluş” sorunu, ateistler açısından.

Ateizm teorisiyle le ilgili diğer sorun ise metehanın da yazdığı gibi “ahlakilik” sorunu.

bir ateist niye "iyi bir insan" olur, böyle davranır ? mademki tanrıya inanmıyordur, onu "iyilik" yapma düşüncesine sevk eden nedir ?

eğer tanrı yoksa ve  hayat sadece dünyada yaşamaktan ibaretse, insanın doğasında, diğer hayvanlar gibi varolan "kendini düşünme-bencillik" düşüncesini, kendine ateist diye bir insan, nasıl olur da bir tarafa bırakır, onu bundan vazgeçmeye iten sebepler nelerdir ?

bu soruya, insanın yaşadığı toplumda edindiği gelenek-görenek-kültür vs. gibi cevaplar verilmiş çoğunlukla, ama bu açıklayıcı değil, çünkü tüm toplumlar iyi kötü bir tanrı inancına sahipler.

Eğer bir laboratuar ortamı oluşturup, herhangi bir bilince-kültüre-inanca-geleneğe vs. sahip olmayan bir grup insanı veya bir grup küçük çocuğu-bebeği,  bir toprak parçasına yerleştirip dış dünyadan izole etseydik ve onların toplumsal ve insani gelişimlerini- hayatlarını gözlemleyebilseydik, acaba ne gibi sonuçlara ulaşırdık ? sonuçta bu insanlar tanrı düşüncesini kendiliklerinden edinirler miydi ? yoksa tanrının varlığı ve varoluş sorununu çözmeden de “tutarlı bir ahlaki yapı” geliştirirlermiydi ? (Sineklerin kralı filmi örneğini hatırlayalım)

Aslında sorunun cevabı basit gibi. Bir ateistin bakış açısı ile bakacak olursak bile, İlk insanın varoluşundan beri, “ahlak” konusu hep inanca paralel şekilde gelişmiş,yani insanlar önce “inanıp” sonra “ahlaklı” olmuşlar, herhangi bir inanca sahip olmadan “ahlaka-moral değerlere” sahip olmanın örneği yok, herhalde mümkün de değil. İnanmadığı halde, “ahlaka” sahip olanlar ise, mecburen çevrelerindeki inananların ahlakını-moral değerlerini  taklit ede gelmişler.

İbn Tufeylin “Hay Bin Yakzan”’ı, bizim açımızdan örnek, (Hz. İbrahim de böyledi ama o sonuçta bir toplum içerisinde yaşıyordu.) insan aklını kullanarak (çevresiyle hiçbir etkileşimi olmadan-tek başına) bir yaratıcının varlığını bulabilir, Tersini inkar eden ateistlerin ise, evrende her şeyi açıklamaları ve şimdiye kadar çözemedikleri “ahlakilik” sorununu çözmeleri gerekiyor ki bu da mümkün görünmüyor.

Bir başka konu, özellikle ilk  ateistlerin, bilimle dini (hristiyanlığı) çatıştırma gayretleri. Bu durum da artık popülaritesini yitirdi ve ateistlerin en acımasızca eleştirdikleri hristiyanlık bile, akıl ve bilime yeterince önem verdiğini-inkar etmediğini ilan edip “rasyonelliğini” ispatladı. İslamın böyle bir derdi zaten olmamıştı, çünkü en temel düsturları ile akletmeyi-rasyonel olmayı emrediyordu.

Ama tabi bu durum ateistlerin kafasındaki sorulara cevap vermeye yetmiyor, çünkü var oluşa dair “bilimsel” diye kastettikleri isbatlara henüz ulaşabilmiş değiller. Neyseki , Ateistler, yoldaşları olan evrimciler gibi, her iddiaları yalanlandığında yeni bir soru sorma, teoriyi yenileme gayretinde değiller :) Tek sorunları varoluş sorunu :) 

biraz dağınık oldu, ama şunu iddia edebiliriz herhalde, bir ateistin “Salih-ahlaklı-moral değerlere sahip” olması, kendi düşüncesi ile çelişiyor gibi, öncelikle tanrıyı inkar edip, “iyi bir insan olmak-salih olmak-ahlaklı olmak” düşüncelerini-amaçlarını açıklamaları gerekiyor.
Yukarı dön Göster josephus's Profil Diğer Mesajlarını Ara: josephus
 
muvahhıd
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 eylul 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 174
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhıd

 

    Merhaba sayın prangasız

  Sizin savunduğunuz değerlerin bir kısmına katılmakla birlikte farklılaştığımış hususlara'da dikkatinizi gekmek istiyorum musadenizle. 

  Öncelikle sebep sonuç ilişkisini iyi analiz etmemiz gerekir, yaptığımız işin bir anlamı olmalı dürüst davranmamız gerekir, evimizdeki yangının alevleri göğe yükselirken, hiç bir fedakarımız, babayiğidimiz, hümanistimiz, iyilikseverimiz, v.s, komşumuzun yangınını söndürmeye gitmeyiz, bu doğruda olmaz, aksı taktirde sorumlu olduğumuz insanlara karşı haksızlık yapmış oluruz, kaş yapayım derken, göz çıkarmaya benzer bu, bizler erdemliğiğe, iyiliye, güzelliğe ilk önce kemdimizden başlamalıyız, akılcı olan da budur, bu konuda bencil davrandığımı düşünebilirsiniz ancak böyle olmak zorundayız, kısacası siz kiranızı ödemeyip fakir ve yoksul komşunuzun kirasını önce öderseniz ev sahibinize haksızlık ve zulüm etmiş olursunuz, sizinde dediğiniz gibi sağımızda solumuzda gör engeller olmamalı, sadece tek yöne bakmamalıyız, komşumuzu düşündüğümüz kadar evimizdekileride düşünmek zorundayız.

   İkinci hususta cennet'e gitmek için namaz kılan ile, yaratıcısının emri gereği namaz kılanın aynı kefeye kunulması ban göre yanlış bir yargı olur, inanmak kişinin hayatına bir şeyler katmıyorsa yani salihleştirmiyorsa o inançta zaten bir arıza var demektir,

   Ayrıca kuran bütünlüğünde adı geçen tüm peygamberlerin sürekli bir ve tek olan Allah'a iman'a çağrıları vurgusu gözlerden kaçmamaktadır, akabinde iyi işler yapanların salihlerin itirazsız seçdelere (iman ettikleri) kapandığı, salat ve zekat ile de (vahy'i izleme ve arınmayla) hayatlarını daha da anlamlandırdığı görülmektedir, başta peygamberler olmak üzere

 Yinede en doğrusunu Allah bilir

 Selametle

Yukarı dön Göster muvahhıd's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhıd
 
prangasiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 mart 2010
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı prangasiz

Yazımda katıldığın taraflar nedir?

algı diyorum.. algı!

ve bir şekilde konuyu kendinden başlamalıyla direkt
alakalı hale getiriyorsun.. hani desem ki, deniz bir
sudur, sen yine konuyu kendinden başlamalıyla, oraya
getireceksin.. problem kişide değil, algıda..

Ahlak kavramı ne yazık ki çoğunluğun ön gördüğü
kalıplarda değil ve bu nedenle vaaz tarzı ifadeleri
bırakmalı ve fikir beyanına devam edilmeli..

bırak Allah yargılasın... elbet Allahlaşmanın tadına olan
heves dur durak bilirse..

Bir insanın zihninde gelişen bir bağ nedeniyle,o kimsenin
değerli oluşunu değerli bulduğumu söyleyemem.. o bağ
adına davranışlarını düzene koyan da düşünce alanımda
değil.. ta ki gerçekten iman etmiş kimse olana kadar..

İbrahim elçinin değerli oluşunun nedenini; bizzat tanrıya
olan inancı değil, akleden bir kimse oluşuna bağlıyorum..
tanrının zihniyle, insan zihninin arasında aşılmaz engel
var insan için, oysa tanrıya böyle bir engel yok..

bizler bu noktayı gözden kaçırarak Allahlaşmaya
kalkıyoruz.. her noksan ahlak yargısı da bu Allahlaşmanın
içine girmektedir.. bizler Allahlaşma da sınırda
tanımıyoruz, bizler insanlardan bir çoğunu salih olsalar
da kurtuluşa yaklaştıramıyoruz... bizler diğerlerinin
bizlere göre olan kusurlarına göre, yargılayıp
lanetliyoruz.. bizlerin anlayışları algıları kıt olduğu
sürece, kimilerini dinden, kimilerini insanlıktan,
kimilerini yaşamdan afaroz edebiliyoruz.. papazlıkta
üstümüze yok.. işte bu nedenle iranda yada arabistanda
bastığın zemin daha kaygandır.. hele dindarım diyen
milletlerde kaynayan kazandır ve yine din adına ortaya
çıkan hergeleler, Allahlaşma da oralarda sınırda
bırakmamışlardır, yani yargısız imansız infaz insafsız
insanlıktan uzak..

işte bu nedenle kadın ve erkeklerin bir kısmı ya
çukurlarda taşlanarak öldürülürler yada kafaları kesilir,
buna gücün yermediği yerlerde de her zaman imanlı
papazlar vardır ve onlar kendilerince oradan yada buradan
ısırık almaya çabalar dururlar..

ya sokak ortasında öldürülürler ya insanlıklarını
zorlarlar yada yaban eşekleri gibi kaçarlar..

Allaha teslim olmamış tek varlık yoktur, insanlardan
teslim olmuyorum diyenlerin de elbet ipleri yine tanrının
elindedir.. bağ kurmamış adamlara, elçiler bağ
getirirler, bu bağdan habersiz yada üzerinden uzunca
zaman aşmış haberlere kim neden bir zorunluluk
koyabilsin.. yani söz şu: efendim insan ancak tanrı
sözleriyle insanlığını bulur, bunun dışındaki düşünceler
kilisemize uymamaktadır babında..

uymayan gerçekte tanrının öngördüğü ile insanın öngördüğü
arasındaki farktır..

otoyolda bir kaza geçirdiniz, yardımınıza gelen kişi kim
olursa olsun öncelikle İNSANdır.. onun insanlığına ancak
o zaman vakıf olursunuz.. ama bu vakıflık uzaklardan taş
atmaya benzemez mi? ve şimdi o kan yara bere
içindede yargıla da görelim.. deki sen beş para etmez
adam beni sakın kurtarma yada deki, sen ey beynamaz beni
kurtaran sen olma.. yada sen ey ahlaksız dürzü, sakın
beni kurtarma ahrette yanarım...ama yemiyor tabi..
yemez..
Allahlaşmanında bir sınırı olmalı değil mi? hani şu
gemide keyfle vals yaparken koca dalgaların çevreyi
sarması gibi..

umurlara bakıyorum, kimsenin umuru, umurumda olmuyor..
çünkü önce kendinden başla diyen kafanın hedefi benim..
onun hedefi kendi değil.. çünkü Allahlaşmak
istediklerinin farkında bile değiller..

biriyle uğraşacak kadar zamanınız varsa bu o zaman
aralığı için kendinizden kayıptır.. ibrahim elçinin
düşüncesi yine o putları kırdırmamış mıdır.. onlardan
ibrahim elçiye ne?

ibrahim elçi kendi düşüncesine değer vermiştir.. işte bu
nedenle ben kendi düşünceme değer veriyorum, aralarda
kayıplarım elbet oluyor.. yani genel olarak ana konu şu;
insanların birbirlerine üstünlük taslamaları, insanım
diyenin ilgi alanı olmamalı.. ve tanık olmakla vakıf
olmak arasında fark vardır bunu unutmamalı.. falanca
düşünce kitabı falan bab.. ne fark eder?

dünyanın her tarafında her ülkesinde her şehri kasabası
köyünde linçler var.. Ahlaklı Allahlaşanların linçleri..
bir adamın salih oluşuna bile tescil gerekiyor çoğunlukça
oysa tescil makamlarınız ahlaktan yoksun.. o kadar yoksun
ki yine Allah adına, diğerlerinin salihliğini bir inanca
bağlamak zorundasınız.. oysa kaza anında size el uzatan
elin kimin eli olduğunun ne önemi var? işte o zaman
kalkmıyor mu aradaki tüm bu yargılar?

nayııır antonyus, sen benden uzak dur ve sakın kurtarma
çünkü sen benden değerli değilsin.. :)

ama çocuğumu kurtar o da yaralı..

neden?

çünkü o benden daha az mı değerli..

biraz durup düşünmeli..








__________________
"Asılan hırsız değil, yakalanandır."
Çek Sözü
Yukarı dön Göster prangasiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: prangasiz
 
sasha
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 27 kasim 2009
Gönderilenler: 368
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sasha

Selam,

Islenmesi gereken ve isabetli secilmis bir konu oldugunu soylemeden gecemeyecegim oncelikle.. Kendi dusuncelerimi de yazmak istedim, katkisi olabilir diye.

Geleneksel muslumanlarin pek cok yanilgisi var, degil ateistlere, siradan insanlara yaklasmak adina.

Bir ateist'in de, bir yahudi'nin de, bir hristiyan'in da, bir musluman'in da, bir saman'in da bilcumlesi, iyi, ahlaksal degerlere sahip ve insancil olmasi icin, bu saydigimiz kimliklere sahip olmasi gerekmiyor.

Oncelikle bunu bilmek lazim. Eger bu saydigimiz kimliklerden oturu, insan, iyi, ahlakli, insancil ise, bu bir sahte davranislar butunudur.

Yaparsam cennet bileti garantidir seklinde..

Bir insani (inanci veya inancsizligi ne olursa olsun) iyilik yapmaya , iyi dusunmeye sevkeden, ondaki algilardir. Nedir bunlar dersek, merhamettir, insan sevgisidir, ahlaksal anlamda yasamda durus ilkeleridir, paylasimdir herseyden once.. Bunlari cogaltabiliriz.

Tekke kosesinde muridine tecavuz eden hoca, hangi ahlak degerinden dolayi bunu yapiyorsa, veya ben emredilen herseyi yapiyorum cennete gidecegim sen cehenneme gideceksin diyen musluman hangi ahlak degerinden dolayi bunu soyleyebiliyorsa, iyilik yapan ateist'de ayni degerlerden dolayi bunu, iyiligi yapar. Aradaki fark, ahlaksal degerlerin, kullanimina dair egilimdir.

Eger dikkat ederseniz, ateist surekli Muhammed uzerinden elestirisini yapar. Cunku Allah/tanri kavrami, tek basina aciklanacak birsey degildir.

Bir teist ile bir ateist'i ayni kefede bulusturan, tanri kavramidir.
Biri dislar(varolagelen dinler de dahil), biri kabul eder.

Ama ikisine de sorsaniz "tanri nedir ? "diye ikisi de aciklayamaz.

Ateist, disladigi icin aciklamamak avantajini kullanir.

Peki, inanc kavramina sahip  bir insana sorsak su soruyu,  resul ve kitap olmaksizin bize tanriyi nasil aciklar? Varsayin ki Allah, hicbir zaman resul ve kitap yollamadi. Kendi varligi ve yarattiklari adina hicbir malumatimiz yok. Bunlari hic bilmiyoruz.

Soru "ben nasil varoldum? " sorusu degil.

Soru su;
Allah/Tanri nedir?

Ben, bu kriterlerde, kisisel olarak "vicdan" disinda bir cevap bulamiyorum, bu soruya. Farkli minvalde cevap verebilecek bir arkadas varsa buyursun.


Geleneksel muslumanlarca unutulan ikinci nokta da sudur.
Ateist, olusagelmis tanri ve din sistemlerini dislar. Bu sadece Allah ve islamiyet degildir. Ilkel zamandan beri varolagelen tanri/lar ve ileri zamanda daha da oturmus olan din sistemleridir.
Din sistemlerine baktigimizda, konulan kurallar, yaptirimlar, motifler bircogu sonradan insanlardan tarafindan olusturulmus, arizali sistemlerdir. Arizali olmasaydi, bugun hadisleri ve kitaba yerlestirilmis gerceginden farkli bircok kavrami aciga cikartmak adina kafa patlatiyor olmazdi bir kisim arkadaslar.. Ki bu ciddi bir emek ve yuzlesebilme cesaretidir.


Muslumanlarin en temel 3. sorunu, ateistlere karsi, varolus'u evrim teorisine esleyip hareket etmeleridir. Bu yonde fikir sunmalaridir.
Sunu hic kendilerine sormazlar mesela..

"Ben neden karsit fikirde olani, karsit fikrin kendince kabul ettigi  ile curutmeye calisiyorum? Benim iman ettigim, inandigim kurallar butunu yanlislama luksu iceren kurallar degildir. Benim kitabim ve resul'um disinda, one surebilecegim, fikir yurutebilecegim, kisisel bir karsi tezim niye yok? Yarin birgun bilimsel bir teori olan evrim, yine bilimsel cevrelerce yanlislanirsa, boyle birseyin olmadigi ispatlanirsa, elimde savunabilecegim ne var? "

Uzucudur ama, hicbir seyi yoktur elinde geleneksel muslumanin.. Hazir pismis yemek seklinde, kopyala yapistir kitap ayetleriyle gezer durur. Ayet ustunde dusunmeye, kafa yormaya, fikir yurutmeye gerek duymaz. Cunku kendi, Allah/Tanri kavramini ciddi sekilde sorgulamis degildir.

Darwin'e dair evrim, sadece canliliga dair fikirler one surer.
Halbuki insandan, hayvandan, bitkiden kisaca canliliktan ote, onumuzde kocaman, ucsuz bucaksiz bir evren durmakta.. Yani sadece insanin geldigi nokta ile bitmiyor is..

Muslumanin en temel 4. sorunu da sudur.
Zanneder ki, ateist, ateist oldugu icin, genel inanc kavramini, DNA'sinda kodlu inanc genini, kendinden kesip cikarip atmistir. Istisnasiz hicbir seye inanmaz. Bu buyuk bir yanilgidir.

Ateist sadece inanc kavraminin dinsel ogelere ait olanini cikarip atar. Anormal bir insan degildir yani..
Bunun disinda, elbette inanc kavramina sahiptir. Olmasaydi en basit ornek asik olmazdi, tipki bir inanan gibi.. Ask/sevgi duygusundan yoksun olurdu. Siz kalkip ateist asik olmaz, sevmez diyebilir misiniz?

Muslumanin en temel 5. sorunu da sudur.
Ateizm'i yeni turemis bir kavram zanneder. Halbuki ateizm de, teizm de insanin ortaya cikisiyla yasittir. Cahiliye devrinde ismi kafirdir, simdi ki zamanda ateist'tir. Her kavram, ortaya ciktigi gunden beri, zittiyla birlikte mevcuttur. Zitti olmayan bir kavram var mi?

Dikkat edilmesi gereken baska, ve belki de en onemli  bir nokta da, boyun egmek bir teslimiyettir, daha gercekcidir,sahtelik icermez, insanin evrendeki kendi varligini bes duyusuyla, bilmesidir.

Ama inanc/iman olmayabilir ayni kiside. Zira o, inanmayi degil, bilmeyi secmistir.

Ve hicbir ateist yoktur ki, "ben varlik olarak, insan olarak yokum, evren yok" desin.

Muslumanlarin en buyuk yanilgisi, nihilizm'i, ateizm'e yapistiriyor ve oyle degerlendiriyor olmalaridir. Yani ateizm'i elestirirken, aslinda elestirdikleri nihilizm'dir. Ve bunun farkinda degildirler.

Nihilist farklidir, ateist farklidir. Nihilist ozellikleriyle, ateistleri yargilamak ne denli adildir?

Nihilizm nedir?
Nihilizm; metafizik ve ahlaki gucleri yok sayan, mevcut olan degerlere ve duzene karsi cikan, hicbir iradeye boyun egmeyen goruslerin genel adidir.



__________________
sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Yukarı dön Göster sasha's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sasha
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

ateistlerle tartışmak beni kafir ve müslim kavramlarını tekrar düşünmeye sevketti...

ve sonuçta bunların inançla değil amelle yani davranışlarla ortaya çıktığı fikrine sahib oldum...

kişi ateistim dese bile davranışları doğru ise dürüst ise bu kişi kafir olamaz...

zulm kötülük ahlaksızlık gibi davranışları ortaya sürekli koyuyor ise ister atistim ister müslümanım desin kafir sayılır...

yani iyiler müslüman kötüler kafirdir...




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
UlulEbsar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 mayis 2010
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 352
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulEbsar

Sevgili Hanif_Sufi,

geciken cevabi yazım için özürdilerim;

Daha önce belirttiğim gibi bir benzetmeyi sizlerle paylaşmak istediğimi belirtmiştim;

İsa mesihin benzetmeleride Müteşabihdir...
Anlayanlar için bir derya...

(Mar.11:27-33; Luk.20:1-8)

28«Ama şuna ne dersiniz? Bir adamın iki oğlu varmış. Adam birincisine gidip, `Oğlum, git bugün bağda çalış' demiş.
29«O da, `Gitmem!' demiş. Ama sonra pişman olup gitmiş.
30«Adam ikinci oğluna gidip aynı şeyi söylemiş. O da, `Giderim, efendim' demiş, ama gitmemiş.
31«İkisinden hangisi babasının isteğini yerine getirmiş olur?»
«Birincisi» diye karşılık verdiler.
İsa da onlara, «Size doğrusunu söyleyeyim, vergi görevlileriyle fahişeler, Tanrı'nın Egemenliğine sizden önce giriyorlar» dedi.
32«Yahya size doğruluk yolunu göstermeye geldi, ona inanmadınız. Oysa vergi görevlileriyle fahişeler ona inandılar. Siz bunu gördükten sonra bile pişman olup ona inanmadınız

Anlayanlar için bu SON söz dahi çok şeyi açıklıyor...

Bir diğer benzetmede aklımda kaldığı kadarı ile;

Bağ sahibi (benzetmeye göre Allah)
Bağında çalışmak üzere AMELEler arıyor...
Sabah erken saatte bulup-getirdiği ameleye 1 altın vereceğini söylüyor...işci çalışmaya başlıyor...
Bağ sahibi Daha çok amele için Şehre iniyor ve orada yokmu hayırlı bir işde çalışmak isteyen diye işci arıyor ve birkaç kişi ile ÖĞLEN vakti bağa geliyor...
Mülkün Sahibi Akşam üstü bir kaç işci daha görevlendirir...

Gün sonunda tüm çalışanların ECİRlerini 1 Altın olarak verir...

Sabah işe başlayan işci İTİRAZ eder...Sabahtan akşama kadar çalışan BEN...Akşam bir kaç saat çalışan bunlarla aynı ücrete mi tabiyim?
Bu nası adalet?
Ey insan...Seninle 1 Altın karşılığı andlaşmadık mı?
Elinde ki 1 Atın değil mi?
Sen benim Mülküme Ortakmısın?
 
............................................................ ....................

Yukarıda ki MÜteşabih anlatım benim aklımda kaldığı kadar böyleydi...

selam ile...



__________________
Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
Yukarı dön Göster UlulEbsar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulEbsar
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

UlulEbsar Yazdı:
merhaba sayın kütüphaneci,

Sizce bir insanın inancını yada inançsızlığını saplantı haline getirdiğinin göstergesi nelerdir?
O insanın inançlı olması ve inançsız olmasının sizce anladığım kadar ile bir önemi yok.
Saplantı derken Obsesif/Takıntılı düşüncelerden mi bahsediyorsunuz?



Sağol UlulEbsar.
Evet Freud ça dersek obsesif, kendi dilimizde; takıntıya dönüşmüş. Tankılı düşüncelerin altında mantık aranamıyor. Mantıklı bir tartışma olmuyor.
Kişi sıkıştığı noktada saçmalamaya başladığında anlıyorum ki obsesif olmuş.
Yani aklı ve mantığı öyle önerdiği için değil bir şekilde şartlar veya insanlar onu bu girdaba hapsetmiş.
Selamlar.


__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 
muvahhıd
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 eylul 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 174
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhıd

 muvahhıd yazdı 

 Merhaba sayın prangasız

  Sizin savunduğunuz değerlerin bir kısmına katılmakla birlikte farklılaştığımış hususlara'da dikkatinizi gekmek istiyorum musadenizle. 

  Öncelikle sebep sonuç ilişkisini iyi analiz etmemiz gerekir, yaptığımız işin bir anlamı olmalı dürüst davranmamız gerekir, evimizdeki yangının alevleri göğe yükselirken, hiç bir fedakarımız, babayiğidimiz, hümanistimiz, iyilikseverimiz, v.s, komşumuzun yangınını söndürmeye gitmeyiz, bu doğruda olmaz, aksı taktirde sorumlu olduğumuz insanlara karşı haksızlık yapmış oluruz, kaş yapayım derken, göz çıkarmaya benzer bu, bizler erdemliğiğe, iyiliye, güzelliğe ilk önce kemdimizden başlamalıyız, akılcı olan da budur, bu konuda bencil davrandığımı düşünebilirsiniz ancak böyle olmak zorundayız, kısacası siz kiranızı ödemeyip fakir ve yoksul komşunuzun kirasını önce öderseniz ev sahibinize haksızlık ve zulüm etmiş olursunuz, sizinde dediğiniz gibi sağımızda solumuzda gör engeller olmamalı, sadece tek yöne bakmamalıyız, komşumuzu düşündüğümüz kadar evimizdekileride düşünmek zorundayız.

   İkinci hususta cennet'e gitmek için namaz kılan ile, yaratıcısının emri gereği namaz kılanın aynı kefeye kunulması ban göre yanlış bir yargı olur, inanmak kişinin hayatına bir şeyler katmıyorsa yani salihleştirmiyorsa o inançta zaten bir arıza var demektir,

   Ayrıca kuran bütünlüğünde adı geçen tüm peygamberlerin sürekli bir ve tek olan Allah'a iman'a çağrıları vurgusu gözlerden kaçmamaktadır, akabinde iyi işler yapanların salihlerin itirazsız seçdelere (iman ettikleri) kapandığı, salat ve zekat ile de (vahy'i izleme ve arınmayla) hayatlarını daha da anlamlandırdığı görülmektedir, başta peygamberler olmak üzere

 Yinede en doğrusunu Allah bilir

 Selametle

 

prangasız yazdı

Yazımda katıldığın taraflar nedir?

algı diyorum.. algı!

ve bir şekilde konuyu kendinden başlamalıyla direkt
alakalı hale getiriyorsun.. hani desem ki, deniz bir
sudur, sen yine konuyu kendinden başlamalıyla, oraya
getireceksin.. problem kişide değil, algıda..

Ahlak kavramı ne yazık ki çoğunluğun ön gördüğü
kalıplarda değil ve bu nedenle vaaz tarzı ifadeleri
bırakmalı ve fikir beyanına devam edilmeli..

bırak Allah yargılasın... elbet Allahlaşmanın tadına olan
heves dur durak bilirse..

Bir insanın zihninde gelişen bir bağ nedeniyle,o kimsenin
değerli oluşunu değerli bulduğumu söyleyemem.. o bağ
adına davranışlarını düzene koyan da düşünce alanımda
değil.. ta ki gerçekten iman etmiş kimse olana kadar..

İbrahim elçinin değerli oluşunun nedenini; bizzat tanrıya
olan inancı değil, akleden bir kimse oluşuna bağlıyorum..
tanrının zihniyle, insan zihninin arasında aşılmaz engel
var insan için, oysa tanrıya böyle bir engel yok..

bizler bu noktayı gözden kaçırarak Allahlaşmaya
kalkıyoruz.. her noksan ahlak yargısı da bu Allahlaşmanın
içine girmektedir.. bizler Allahlaşma da sınırda
tanımıyoruz, bizler insanlardan bir çoğunu salih olsalar
da kurtuluşa yaklaştıramıyoruz... bizler diğerlerinin
bizlere göre olan kusurlarına göre, yargılayıp
lanetliyoruz.. bizlerin anlayışları algıları kıt olduğu
sürece, kimilerini dinden, kimilerini insanlıktan,
kimilerini yaşamdan afaroz edebiliyoruz.. papazlıkta
üstümüze yok.. işte bu nedenle iranda yada arabistanda
bastığın zemin daha kaygandır.. hele dindarım diyen
milletlerde kaynayan kazandır ve yine din adına ortaya
çıkan hergeleler, Allahlaşma da oralarda sınırda
bırakmamışlardır, yani yargısız imansız infaz insafsız
insanlıktan uzak..

işte bu nedenle kadın ve erkeklerin bir kısmı ya
çukurlarda taşlanarak öldürülürler yada kafaları kesilir,
buna gücün yermediği yerlerde de her zaman imanlı
papazlar vardır ve onlar kendilerince oradan yada buradan
ısırık almaya çabalar dururlar..

ya sokak ortasında öldürülürler ya insanlıklarını
zorlarlar yada yaban eşekleri gibi kaçarlar..

Allaha teslim olmamış tek varlık yoktur, insanlardan
teslim olmuyorum diyenlerin de elbet ipleri yine tanrının
elindedir.. bağ kurmamış adamlara, elçiler bağ
getirirler, bu bağdan habersiz yada üzerinden uzunca
zaman aşmış haberlere kim neden bir zorunluluk
koyabilsin.. yani söz şu: efendim insan ancak tanrı
sözleriyle insanlığını bulur, bunun dışındaki düşünceler
kilisemize uymamaktadır babında..

uymayan gerçekte tanrının öngördüğü ile insanın öngördüğü
arasındaki farktır..

otoyolda bir kaza geçirdiniz, yardımınıza gelen kişi kim
olursa olsun öncelikle İNSANdır.. onun insanlığına ancak
o zaman vakıf olursunuz.. ama bu vakıflık uzaklardan taş
atmaya benzemez mi? ve şimdi o kan yara bere
içindede yargıla da görelim.. deki sen beş para etmez
adam beni sakın kurtarma yada deki, sen ey beynamaz beni
kurtaran sen olma.. yada sen ey ahlaksız dürzü, sakın
beni kurtarma ahrette yanarım...ama yemiyor tabi..
yemez..
Allahlaşmanında bir sınırı olmalı değil mi? hani şu
gemide keyfle vals yaparken koca dalgaların çevreyi
sarması gibi..

umurlara bakıyorum, kimsenin umuru, umurumda olmuyor..
çünkü önce kendinden başla diyen kafanın hedefi benim..
onun hedefi kendi değil.. çünkü Allahlaşmak
istediklerinin farkında bile değiller..

biriyle uğraşacak kadar zamanınız varsa bu o zaman
aralığı için kendinizden kayıptır.. ibrahim elçinin
düşüncesi yine o putları kırdırmamış mıdır.. onlardan
ibrahim elçiye ne?

ibrahim elçi kendi düşüncesine değer vermiştir.. işte bu
nedenle ben kendi düşünceme değer veriyorum, aralarda
kayıplarım elbet oluyor.. yani genel olarak ana konu şu;
insanların birbirlerine üstünlük taslamaları, insanım
diyenin ilgi alanı olmamalı.. ve tanık olmakla vakıf
olmak arasında fark vardır bunu unutmamalı.. falanca
düşünce kitabı falan bab.. ne fark eder?

dünyanın her tarafında her ülkesinde her şehri kasabası
köyünde linçler var.. Ahlaklı Allahlaşanların linçleri..
bir adamın salih oluşuna bile tescil gerekiyor çoğunlukça
oysa tescil makamlarınız ahlaktan yoksun.. o kadar yoksun
ki yine Allah adına, diğerlerinin salihliğini bir inanca
bağlamak zorundasınız.. oysa kaza anında size el uzatan
elin kimin eli olduğunun ne önemi var? işte o zaman
kalkmıyor mu aradaki tüm bu yargılar?

nayııır antonyus, sen benden uzak dur ve sakın kurtarma
çünkü sen benden değerli değilsin.. :)

ama çocuğumu kurtar o da yaralı..

neden?

çünkü o benden daha az mı değerli..

biraz durup düşünmeli.. 


 


[/QUOTE]

 

  Yinede selam

  Seninle bu uslupta münazara edemiyeceyim, kırıcı olmamak için kesiyorum, tamamı suçluluk psikolojisine dayalı, eleştriye tahammülsüzlük üzerine yazılmış yazınıda cevap vermeye değer bulmuyorum.

    Benim algımda bu

 O eşsiz algı'larınla mutlu ol.

Yukarı dön Göster muvahhıd's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhıd
 
kutupaneci
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kutupaneci

asım Yazdı:
ateistlerle tartışmak beni kafir ve müslim kavramlarını tekrar düşünmeye sevketti...

ve sonuçta bunların inançla değil amelle yani davranışlarla ortaya çıktığı fikrine sahib oldum...

kişi ateistim dese bile davranışları doğru ise dürüst ise bu kişi kafir olamaz...

zulm kötülük ahlaksızlık gibi davranışları ortaya sürekli koyuyor ise ister atistim ister müslümanım desin kafir sayılır...

yani iyiler müslüman kötüler kafirdir...




İnkar edenin kötülüğünü anlayabiliyoruz da, müminim diyenin kötülüğünü görünce ne kadar da şaşırıyoruz. İnancın tam yerleşmediği ne kadar da açık.

İyiler inanmıyorum dese de sonunda mümin olma ihtimalleri çok yüksek.
Tarih böyleleriyle doludur.
Yine de pürüssüz iyi olabilmek için Allah a teslimiyetin şart olduğunu düşünüyorum.
Doğru inancın mülkemmel iyliği getireceği Kuran a göre kesindir.
Aman sakın unutmayınız ki, Kuran; kafirlerin tüm iyiliklerinin boşa çıkacağını söyler.
Selamlar.


__________________
Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Yukarı dön Göster kutupaneci's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kutupaneci
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats