HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Kur’an ın Emrettiği, Namaz, Oruç ve Zekat Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

 

Kur’an ı doğru anlamak istiyorsak, önce onunla bizzat tanışmamız ve anlama çabasında olmamız gerekir. Eğer onu anlayarak okumayıp, Rabbin önerdiği gibi ayetler üzerinde düşünmüyorsak, Kur’an ı da asla doğru anlamamız,  inancımızı doğru yaşamamız mümkün olmayacaktır.

 

Belki birilerinden, Kur’an hakkında çok şeyler öğrenebiliriz, ama doğruluğundan asla emin olamayız. Emin olabilmek içinde, önce kendimiz mutlaka Kur’an ile buluşmalı ve onu anlamak adına çaba harcamalıyız. Çaba harcamadan, kendimizden bir uğraş vermeden, imtihanımızda başarılı olacağımızı da düşünmemeliyiz.

 

Birileri siz Kur’an dan anlayamazsınız diyorsa, bunu söyleyenlerin bizlerden gizlemeye çalıştıkları bir şeyler var demektir, bunu da unutmayalım.

 

Eğer birileri siz Kur’an ı anlayamazsınız, onu veli insanlar ancak anlayabilir diyorlarsa, şunu unutmayınız ki, bunu söyleyenlerin Kur’an dan gizlemeye çalıştıkları bir şeyler var demektir. Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum dedikten sonra, asla kullarının anlayamayacağı bir rehber gönderip, daha sonrada ondan sorumlu tutmaz.

 

Bugün sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, acaba Allah ın Kur’an da bolca bahsettiği, bizlere önerdiği, namaz, oruç, zekât gibi ibadetler, bizlerin Allah a borcumudur? Çünkü günümüzde namaz her Müslüman ın Allah a borcudur denir. Gerçekten Yaradan ın bizlere Kur’an da zikrettiği, ibadetleri Allah a borcumuzu ödemek için mi yapıyoruz? Ya da onun için mi yapmalıyız? Bu önemli konuyu, gelin birlikte Kur’an ışığında düşünelim, anlamaya çalışalım.

 

Önce namazı ele alalım. Eğer namaz bizlerin Allah a borcumuz olsaydı, borç alacak ilişkisini Yaradan la kurmamız gerekirdi ki, sanırım bu borcu bizlerin ödemesi çok zor olurdu. Borç alacak ilişkisi, aynı değerde kişiler arasında olur. Yaradan la biz aciz kullarının arasında, sizce böyle bir alış veriş olabilir mi?

 

Borç alacak ilişkisi ile Allah a yaklaşırsak, onun yüceliğine, eşi benzeri olmayan makamına, saygısızlık yapmış olmaz mıyız?

 

Namazı Kur’an da bolca zikreden Allah, bu yolu bizlere neden öneriyor olabilir. Namazla ulaşılmak istenen amaç, fayda nedir? Önce bunu gerçek anlamda doğru öğrenmeliyiz ki, namazın faydasını görebilelim.

 

Dikkat ederseniz, Kur’an namazdan bahsederken, bu yolla Yaradan ile bir bağ kurulacağını ve bu irtibat sayesinde, Allah tan yardım istenebileceği örneğini verir.

 

Bakara 45: Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir. 

 

Demek ki namazın asıl amacı, Allah ile diyalog kurmak, ondan yardım istemekmiş. Eğer namazın asıl amacını anlayamayıp, Allah a borcumuzu ödüyoruz fikrinden yola çıkarsak, namazın asıl amacını anlamamış oluruz. Allah ın bizlerin namaz kılmasına ihtiyacı yoktur.

 

Namaz, Yaradan la kulunun bir olduğu andır. Namaz, Allah ın huzurunda saygıyla boyun eğip, tüm benliğimizle ona teslim olduğumuz andır. Namaz riyadan, her türlü kötülükten, kinden, nefretten uzak kalabilmenin yoludur.

 

Namaz, Yaradan a açılan bir kapıdır. O kapının da anahtarı yalnız ve yalnız Kur’an da gizlenmiştir. Onu bulmak isteyen, aklını kullanmalıdır. Aklını kullanmayan, birilerine koşulsuz teslim olan, asla Yaradan a açılan kapıdan geçemez. İşte tüm bu gerçeklerin farkında olan, ancak namazın faydasını görebilecek, o anahtara sahip olacaktır. Başaramayan ise, nefsini aldatmaktan öteye gidemeyecektir.

 

Düşünerek Kur’an ı okuyan bir Müslüman, geçmiş namazların kılınmasından, Allah ın bahsetmediğini görecektir. Böyle bir sorumluluktan Kur’an bahsetmez. Allah geçmişe değil, yaşadığımız o ana ve geleceğimize yön verir. Çünkü geçmiş yaşanmıştır, ancak geçmişten dersler, ibretler alarak geleceğimize yön verebiliriz. Eğer namaz, Allah a borcumuz olsaydı, geçmiş kılmadığımız namazlarımızın, da kılınmasını isterdi bizlerden. Ama böyle bir emri Kur’an da yoktur.

 

Peki, geçmiş namazlar konusunda ne söyleyebiliriz? Geçmiş kılmadığımız namazlarımızın, bizler için büyük bir kayıp olduğunu söyleyebiliriz. Yaradan ile bağlantı kurmadığımız, onun huzuruna durmaktan uzak, onun nurundan, önerilerinden kopuk yaşadığımız, bizler için kayıp günlerimiz diyebiliriz.

 

Geçmişte kılmadığımız namazlarımızı bugün kılarak, yaptığımız yanlışlarımızı düzeltebilir miyiz? Elbette hayır. Yaptığımız her şeyin hesabını vereceğiz. Bugün kılacağımız namazlarımızla belki, geçmişte yaptığımız hataların affı için dua edebiliriz. 

 

Buradan da anlaşılıyor ki, bizlerin kıldığı namaza Rabbin ihtiyacı yok, tam tersine bizlerin ihtiyacı vardır. Çünkü namazla bizler Allah a yaklaşır, onun nuru ile nurlanır, gönül gözlerimizi onun ışığıyla aydınlatırız. Onu hatırlarız, onu zikrederiz, tespih ederiz ve hayatımıza onun önerileri ile yön veririz. Doğru, güzel yaşamanın tadını, nefsimizde hissederiz. Bakın Allah namaz konusunda ne diyor.

 

Bakara 277: İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.

 

Dikkat ederseniz Allah, namaz kılanların, yani Allah ile irtibat kuranların, mükâfatlandırılacağını söylüyor. Peki, neden mükâfat verileceğini söylüyor, bolca namaz kılanların mı mükâfatlandırılacağını söylüyor? Lütfen bu ayete dikkat edelim.  İman edip, iyi işler yapmaları halinde. Yoksa ben iman ettim, bol bolda namaz kılıyorum demekle değil. Buradan da anlıyoruz ki, gerçek anlamda kılacağımız namaz, bizleri doğruya, güzele yaklaştıracaktır. Tabi elimizde, Allah ın rehberi olmak şartıyla. Onun çizdiği yoldan yürüyerek, onun kelamını ciddiye alıp, onda her şey yazmaz, her açıklama, detay yoktur demeden Kur’an a yaklaşarak, Allah ın hoşnutluğunu kazanabiliriz.

 

Allah birçok ayetinde, üstünde durduğu bir konu vardır. İyilik, güzellik, barış ve hayırda yarışmak.  Hatta cennetinin en güzel makamını hayırda ve barışta yarışanlar için ayırdığı örneğini verir. Dikkat ediniz namazı çok kılan, orucu tam tutan demiyor. Önemli olan sonucu alabilmektir. Namaz, oruç bizleri iyiliğe güzele, doğruya, hayra, barışa ulaştırmanın yol ve yöntemleridir.

 

Bu yolu, yöntemi doğru kullanmıyorsak, işin özüne inmeden görüntüye, gösterişe önem veriyorsak, istenilen amaca da ulaşmamız mümkün olmayacaktır. Bu durumda mükâfat beklemek elbette doğru olamaz.  Tüm bunları, doğru bir toplum yaratmak için Allah ister bizlerden. Namazında asıl amacı budur. Allah ı unutmadan, onun rızasının, hoşnutluğunun verdiği mutlulukla, insanlık adına yararlı işiler yaparak yarışmaktır asıl amaç.

 

Eğer Müslüman olduğunu söyleyen bir toplum, barıştan, yardımlaşmadan, iyilikten uzak bir toplum olarak yaşıyorsa, bu toplum NAMAZIN özünde isteneni kavrayamamış, şekilsel boyutta namazı yaşayarak, boşa zamanlarını harcıyorlar demektir. Sanırım İslam toplumunun büyük bir çoğunluğu, bu gerçeği kavrayamamış görünüyor.

 

Gelelim oruç tutma konusuna. Oruç tutmamız da Yaradan a bir borcumuz olmayıp, tam tersine bizlerin hayatında, sağlıklı yaşamanın çok önemli bir yoludur. Eğer Allah a borcumuz mantığıyla bakarsak, oruç tutamayanların borcunu ödemediği çıkar ki, bu düşünce ve fikir yanlıştır. Allah bizlerin ne namazına, nede oruç tutmamıza ihtiyacı yoktur. Çünkü onun eşsizliği, yüceliğinin hesabını dahi bizler yapamayız.

 

Allah oruçtan bahsederken, bizlerin korunması adına orucun farz kılındığını söyler. Oruç tutmamızın, bizler için çok hayırlı olacağı uyarısını da yapar. Demek ki orucun emredilmesinin asıl nedeni, bizlerin sağlıklı bedene ve ruha sahip olabilmesi amacını taşıyor.

 

Yine oruç konusunda açıklama yapan Allah, bulunduğumuz oruç ayında tutamadığımız günleri de, daha sonra fırsatını bulduğumuz, sağlığımıza kavuştuğumuz en kısa zamanda tutmamızı ister. Hiç tutamayanlarında, fakiri doyurmaları yolunu gösterir. Dikkat ediniz geçmiş yıllarda tutulmayan oruçlar konusundan da hiç bahsetmez Kur’an. Çünkü geçmiş artık geçmişte kalmıştır. Geçmiş yıllarımızı, oruçla değerlendirmediysek, sağlıklı olmanın yolunu kaçırmışız demektir diyebiliriz. Elbette buda bizlerin, bedenimiz ve ruhumuz için büyük bir kayıptır. Bunu yapmakla, Yaradan ın bizlere verdiği emanetini, doğru kullanmadığımızı söyleyebiliriz.

 

Zekât konusunda Allah, çok dikkat çekici bir örnek verir.

 

Bakara 245: Kimdir o adam ki, Allah'a güzel bir borç versin de, Allah da ona kat kat fazlasıyla (verdiğini) ödesin! Allah (rızkı) kısar da, açar da. Hep O'na döndürüleceksiniz.

 

 

Ayetin güzelliğine bakar mısınız lütfen. Allah fakire,  maddi imkânı olmayana zekât vermeyi, kendisine borç verme olarak kabul ediyor. Elbette bunu yapan, karşılığını Allah tan görecektir. Allah zekât konusuna Kur’an da çok önem verir ve derki. Zekât sizlerin malınızın, paranızın bereketidir. Zekât verilen bir toplumda, toplumsal barışın sağlanacağı, insanların daha huzurlu ve mutlu yaşaması arzu edilmektedir.

 

Dikkat etmemiz gereken bir konuda, Kur’an da en çok zikredilen, Rabbin bizlere önerdiği, namaz kılmayana, oruç tutmayana ve zekâtını vermeyenlere karşı bir yaptırımdan, cezadan söz etmemesidir. Çünkü dinde zorlama olmadığını ve herkesin yaptıklarının karşılığını alacağını, bu Dünyada imtihanda olduğumuzu söyler. Fakat bu ibadetlerin yapılması ile bizlerin Allah ın istediği yoldan gideceğimiz örneklerini verir ve bizleri teşvik eder.

 

Açıkça Allah bizleri, bu Dünyada özgür bıraktığını söylerken, yapılan her şeyin bir karşılığı olacağının da dikkatini çeker.  Emredilen ibadetlerin yapılmadığında, bu Dünyada beşeri kanunlarla bir ceza verilmesinden bahsetmez. Çünkü emrettiği ibadetlerin, yerine getirilmemesinin muhatabı, Allah ın bizzat kendisidir. Cezayı da mükâfatı da Allah yalnız ben veririm der. Toplumun huzurunu, düzenini sağlamak adına koyduğu kuralların uygulanmasında, elbette beşeri cezalar konmuştur. Örneğin toplumda fuhşun, hırsızlığın çoğalmaması için konmuş olan kurallar gibi.

 

Duaların karşılık bulmasını istiyorsak, söz dinleyen, Allah ın önerileri ile yaşayan bir kul olmalıyız.

 

Bizler önce namaz kılın emriyle, Allah ın bizlere neler anlatmaya çalıştığını, doğru anlamalıyız. Toplum olarak bu emri acaba doğru anlayabildik mi? İşte kendimize sormamız gereken çok önemli bir soru. İslam Ülkelerinde bolca kılınan namazları, yapılan duaları düşünün lütfen. Görünen manzara adaletten uzak bir toplum, savaş, yokluk, acı ve keder. İşte namazı Allah ın kriterlerine göre kılmazsak, elbette ondan faydada görmemiz de mümkün olmayacaktır. Allah ın istediği gibi yaşanmıyorsa, dualarında karşılık bulması beklenemez.

 

Rabbin bir başka ayetinde söylediği gibi, iman ettim demekle gerçek iman etmiş nasıl olunmuyor da, Yalnız Rabbin buyruklarına, batıl karıştırmadan teslim olunması, boyun eğilmesi gerekiyorsa, Allah ın önerdiği şekliyle, namazını gereği gibi kılmayanlarda, NAMAZIN faydasını görmeleri mümkün olmayacaktır.

 

Allah her şeyden nice örnekler verdik diyorsa Kur’an da, namazını göstermelik kılanlar içinde elbette bir uyarısı var. Maun suresinde Allah, namazını kılan bir toplumdan söz ederek bakın ne diyor.

 

(Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş yapanlardır.)

 

Demek ki öyle Müslümanlar var ki, namazlarını borcumuzu ödeyelim, borçtan kurtulalım ya da gösteriş olsun diye kılıyor. Ciddiye almama konusuna gelince. Allah namazlarımızı huşu içinde kılmamızı, kendisinden yardım istememizi söyler. Eğer emredilen namaz, Allah ın istediği kalitede, yöntemle yapılmıyorsa, ona ciddiyetle yapılmıyor deriz. Ne yazık ki bizler, namazlarımızı Rabbin istediği ölçüde, değerde yapamıyoruz.

 

Peki, bizler namazımızı nasıl kılıyoruz? Anlamını dahi bilmeden ayetleri okuyarak, namaz kıldığımızı zannediyoruz. Anlamını bilmeden okuduğumuz içinde, Yaradan la huşu içinde onun huzurunda olamıyoruz. Yaradan la doğru yöntemle irtibat kuramadığımız için, boşa geçiriyoruz zamanımızı. Böyle namaz kıldığımız için, aklımıza öyle şeyler geliyor ki, bununda suçunu şeytana atıyoruz ve bakın şeytan vesvese veriyor diyoruz. Kendimizde hiç suç aramıyoruz bile.

 

Bizler Allah ın rehberi ile bulaşmadığımız için, birilerinden İslam ı öğrenmenin yolunu seçiyoruz. İşte o birileri de, dini kendi nefislerinde evirip çevirip ilavelerle topluma sunduğu için, ne yazık ki Rabbin gerçeklerinden habersiz yaşıyoruz.

 

Namazda gösteriş konusu, günümüzde ne yazık ki en çok kullanılan yöntemdir. Birileri camide beni görsün düşüncesiyle, namazımızı kılıyorsak, elbette o namazdan fayda görmemiz de düşünülemez.

 

Allah hüküm vermediği halde, Camide namaz kılmanın sevabının, kat kat daha fazla olduğunu söyleyerek, ne yazık ki camileri siyasete alet etmişler ve topluma istedikleri gibi yön vermenin, kendi çıkarları doğrultuda kullanmanın merkezi yapmışlardır.

 

Allah ın bizlere emrettiği tüm ibadetlerin, bizlere faydası olması adına emredildiğini unutmamalıyız. Bu emirlere uyan, uymayan, ya da gevşek davranan, Allah ın önerdiği yolda yürüme çabaları, azmi nispetinde fayda sağlayacaklardır.

 

Rabbin önerilerine kulaklarını açıp, gönülden uyanlara ne mutlu. Dilerim Rabbimden, namazını gereği gibi kılıp, orucunu tutan, zekâtını gönülden veren, Rabbin halis kullarından oluruz.

 

 

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats