HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Halaka ve Ceale kavramlari Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
UlulElbab
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 488
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulElbab

"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde UlulElbab için gerçekten
ayetler vardır.
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler.
Ve derler ki:Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın.
Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru."

(Al-i İmran Suresi, 190-191)

__________________
Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Yukarı dön Göster UlulElbab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulElbab
 
mistikbalim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 agustos 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mistikbalim

UlulElbab Yazdı:
"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde UlulElbab için gerçekten
ayetler vardır.
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler.
Ve derler ki:Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın.
Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru."

(Al-i İmran Suresi, 190-191)

olay bu kadar basit aslında
yüreğine sağlık..


__________________
bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Yukarı dön Göster mistikbalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mistikbalim Ziyaret mistikbalim's Ana Sayfa
 
UlulElbab
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 488
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulElbab

Tüm Ortadoğu ve batı kültürlerinde, biliriz ki Tanrının yarattığı ilk insan Âdemdir.

Âdemin eşi olarak da, bir gün Âdem uyuklarken, bir kaburga kemiği alınarak bu kemikten Havva yaratılmıştır.

Biliriz ki Âdemin cinsiyeti erkek iken, Havva’nın cinsiyeti dişi olup, her ikisinin de göbek deliği
bulunmamaktadır.

Çünkü her ikisi de doğrulmamış, Tanrı tarafından yaratılmışlardır.

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan ülkemizde bile bu Eski Ahit öyküsüne, bu şekliyle, inanılmaktadır.

Ama bu öykünün bir Eski Ahit öyküsü olduğu, bir Tevrat öyküsü olduğu bilinmeden inanılmaktadır.

İşin ilginç tarafı bu öykünün Kuransal bir öykü olduğu bile sanılmaktadır.Hatta bundan herkesler
eminlerdirde.
Bu sanı aslında 1400 senedir pişirilen ve insanların önüne konan bir çorbadır.

Bu çorbanın neden bu şekilde pişirilmiş olduğu bilinmiyor. Ama şöyle bir gerçek var;

Kuran, kendinden önce gelmiş tüm semavi kitapların doğrulayıcısı olarak indirilmiştir.

Bunu Kuran kendi diliyle bize şu şekilde aktarır:

2:91- Onlara, "Allah'ın indirmiş olduğuna inanın" denildiğinde şöyle konuşurlar: "Biz, bize indirilene
inanırız." Ve ondan ötesini inkâr ederler. Oysaki o, kendilerinin yanındakini doğrulayıcı bir gerçektir.
Söyle onlara: "Madem iman sahibiydiniz, daha önce Allah'ın peygamberlerini niye öldürüyordunuz?"

2:97- De ki: "Kim Cebrail'e -ki o, Allah'ın izniyle Kuran’ı kendinden öncekini doğrulayıcı, insanlara yol
gösterici ve müjde olarak senin kalbine indirmiştir- düşman kesilirse,

Madem Kuran kendinden önceki kitapları doğrulamaktadır, o halde neden Tevrat-Kuran arasında ve İncil-Kuran
arasında tezat teşkil edecek bilgiler mevcuttur?

Kuranın değiştirilemezliği ve korunmuşluğu daha değişik bir tartışmanın konusudur, ama burada “orijinal”

Kuranın değiştirilmemiş olduğunu kabul ettiğimiz anda ve buna inandığımız anda karşımıza aksi kanıtlanması
zor bir iddia çıkmaktadır.

Bu iddia da Tevrat’ın da İncil’in de orijinal metnine sadık kalınmamış olmasıdır.

Yani Tevrat’ın da İncil’in de orijinal metinleri bir yerlerde gizlenmektedir.

O halde, madem ki Kuranın değiştirilmemiş olduğunu kabul etmekteyiz, ki bu değiştirilmemiş olma durumu bir

sürü veriyle ve takip edilen yöntemler dolayısıyla çok kolaylıkla ispat edilebileceği gibi, Kuranın bizatihi
kendisi bunu mükemmel bir şekilde haykırmaktadır,

(15:9- Hiç kuşkusuz, o Zikir'i/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak(hafızun)
olan da biziz), kabul etmemiz gereken diğer gerçek ise, Kuranın doğrulayamadığı bu kitapları tamamladığı ve
düzelttiği gerçeğidir.

İşte bu aşamada sizlere oldukça ilginç bir ayetten bahsetmek, bu ayete dikkatleri çekerek değinmek
istiyorum.

Nisa:1- Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezı halekaküm min nefsiv vahıdetiv ve haleka minha zevceha ve besse
minhüma ricalen kesırav ve nisaa vettekullahellezı tesaelune bihı vel erham innellahe kane aleyküm rakıyba
(Meal: Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan onun eşini de vücuda getiren ve o ikisinden birçok
erkekler ve kadınlar üreten Rabbimize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler
dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah,
Rakib'dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir.)

Bu ayete paralel olarak, yine aynı şekilde aynı anlamları taşıyan ve aynı kelimeleri kullanan, ama sadece
"ceale" sözcüğüyle farklılaşan Araf:189 ayeti vardır.

Araf:189 da buraya kopyalarsak;

Araf:189 - Hüvellezi halekaküm min nefsiv vahidetiv ve ceale minha zevceha li yesküne ileyha felemma
teğaşşaha hamelet hamlen hafifen fe merrat bih felemma eskalet deavellahe rabbehüma lein ateytina salihal
lenekunenne mineş şakirin.

(Meal: O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın.
Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden
Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden
olacağız.")

görülür ki aynı nefsden yaratma bolümü iki ayette de aynıdır. Fakat eşin ortaya konmasına iş geldiğinde
birinci ayette “yaratmak” fiili kullanılırken neden ikinci ayette “yapmak”(ceale) fiili kullanılmaktadır?

Yukarıda verilen tercümeler, bu ayetlerin klasik tercümeleri olup, beş aşağı on yukarı tüm meallerde aynı
şekilde meallendirilmişlerdir.

Buraya Nisa:1 ayetinin türkçe transliterasyonunu gözden kaçırmamak için tekrar koyalım:
Nisa:1- Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezı halekaküm min nefsiv vahıdetiv ve haleka minha zevceha ve besse
minhüma ricalen kesırav ve nisaa vettekullahellezı tesaelune bihı vel erham innellahe kane aleyküm rakıyba

Nisa:1'in Türkçe tercümesi şu şekilde yapılabilir:
Nisa:1- Ey insanlar! Rabbinizi dinleyin ki, O, sizi tek bir nefsten yarattı, ondan (o nefsden), o dişinin
eşini de yarattı, ikisinden pek çok erkek ve kadın üretti ...... ve adına birbirinizden isteklerde
bulunduğunuz ALLAH'a saygı gösterin; akrabalara da... ALLAH elbette sizi Gözetlemektedir.

Aynı şekilde bu tercümeyi şu şekilde yapmak da mümkündür:
Nisa:1- Ey insanlar!Rabbinizi dinleyin ki, O, sizi tek bir nefsden yarattı, o nefsden de o nefsin eşini
yarattı ve ikisinden pek çok erkek ve kadın üretti ........

Yaratanın yazım şekillerine hayranlık duymamak elde değildir.

Zira bu iki tercüme şekli, ayeti bir kere daha düşünmemize kapı açmaktadır.

Ayet yukarıdaki şekilde değil de “Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezı halekaküm min nefsiv vahıdetiv ve

haleka zevceha…….” denmiş olsaydı, yani “minha” eksik yazılmış olsaydı, klasik anlaşılan anlama aynen

uyulacaktı. Halbuki bu sözcük var olduğu müddetçe, bu sözcükten dişil bir kelime olan “nefs” sözcüğü
anlaşılabileceği gibi, “o dişinin” manası da anlaşılmaktadır.

Bu yöntem Arap gramerinin bir şekli değildir. Ben buna Kuran Arapçası grameri demek istiyorum.

Bu gramer, yani Kuran Arapçası grameri, o kadar ilginç bir yöntem ortaya koyar ki, eğer bir kelime veya

sözcük, hitab ettiği insan ve cinlerin düşünce sistemlerinde bir çelişki uyandıracak ise, o çelişkiyi

ortadan kaldırmak amacıyla, Kuran, kendisi o sözcüğü kendi içerisinde bambaşka bir konuyu açıklarken ortaya

koyuverir, öyle ki, siz o ayeti okurken “bu ayetin burada ne işi var” demekten kendinizi alamazsınız.

Nitekim böyle bir ayet, Al-i İmran suresi ayet 59’da karşımıza dikilir.

3(Al-i İmran):59- İsa'nın durumu Allah katında, Âdem’in durumu gibidir ki onu topraktan yarattı, sonra ona
"ol" dedi. Artık o, olur.
3(Al-i İmran):59- İnne mesele ıysa ındellahi ke meseli adem halekahu min türabin sümme kale lehu kün fe
yekun

Buradaki durum oldukça enteresandır.

Çünkü bu surede İsa’nın ne şekilde dünyaya geldiği ve nasıl henüz beşikteyken konuşmaya başlayacağı annesi
Meryem’e haber verilmektedir.

Yani Allah katında zaten İsa’nın durumu anlatılmaktadır. Evet burada aslında bir taşla iki kuş
vurulmaktadır. Hem isanın da aynı Adem gibi “topraktan” yaratıldığı belirtilmekte ve aynı anda Adem’in de
babasız yaratıldığı ifade edilmektedir.

Bu ifade şeklini de Embiya:91’den anlamaktayız:


21(Embiya):91- Ve o, ırzını titizlikle koruyan kadın ki onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini(ha) ve
oğlunu(vebne-ha) âlemler için bir mucize (ayet) yaptık.
21(Embiya):91- Velletı ahsanet ferceha fe nefahna fıha mir ruhına ve cealnaha vebneha ayetel lil alemın


İsa’nın yaratılışı bakire Meryem’in rahmine KutsalRuh tarafından atılan topraktan oluşmuş bir öz

münasebetiyle olmuştur. Ademin durumu da aynı şekilde olmuş, önce dişi yaratılmış, sonra kutsal ruh

topraktan bir özü (23(Muminun):12-Yemin olsun ki, biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık.) dişinin

rahmine atmış ve böylece Âdem yaratılmıştır. Âdemin yaratılışında ona öz ruhtan da üflenmiştir.

Dikkat edilecek olursa, ilk yaratılan dişinin yaratılışında, ona öz ruhtan üflenmemektedir.

Daha sonra bu ikisinden pek çok erkek ve kadın üremiştir denmektedir. Sanki öz ruh sonraki nesillere sadece
erkek kromozomundan geçmektedir. Ve de sadece erkek çocuğa geçmektedir.

Belki de soyun erkek üzerinden devam etmesi bu sebepledir, kim bilir? Bu arada dişinin nefsani bir varlık
olduğunu, erkeğin ise hem nefsani hem de rabbani bir varlık olduğunu üzülerek söylemek mecburiyetindeyim.

Klasik kabullere göre bu tercüme şu şekilde yapılmaktadır ki bu da insanı yanlış anlamlara sürüklemektedir.
Nisa:1- Ey insanlar! Rabbinizi dinleyin ki, O, sizi tek bir nefsten yarattı, ondan da onun eşini yarattı,
ikisinden pek çok erkek ve kadın üretti…..

Bu şekilde bir tercümeden tabii ki Rabbin bizi bir tek nefsden yarattığını ve o ilk yaratılandan da, o ilk
yaratılanın eşini yarattığını anlamaktayız. Bu manayı anlamamız için yetişmiş olduğumuz kültür de yeterince
bizleri etki altında bırakmaktadır. Eski ahit Yaratılış bölümünde bakın nasıl bir anlatım vardır.

Tekvin2:21-24-RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden
birini alıp yerini etle kapadı./ Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın Yaratarak onu Adem'e getirdi./
Adem, "İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir" dedi, "Ona 'Kadın denilecek, Çünkü
o adamdan alındı."/ Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.

Hâlbuki Kuran ayetlerinde bu durum Eski Ahitteki gibi anlatılmamıştır.

Mademki Kuran tüm diğer semavi kitapların tamamlayıcısı ve düzelticisidir, o halde Kuran anlatımı bizi en
layıkıyla bağlamalıdır.

Burada anlatılan odur ki, ortada bir “nefs” vardır. Ve kabaca, ilk yaratılan da, eş de o aynı nefsden
yaratılmaktadır.

Fakat burada yaratılan nedir. Aynı nefsden yeni nefsler mi yaratılmaktadır, yoksa aynı nefsden bedenler mi
yaratılmaktadır?

Nisa:1 ayetinin tercümeleri ele alındığında her iki tercüme de aslında doğrudur.

Öncelikle bir bütün nefsden, bir nefs yaratılmakta ve yine o aynı nefsden(minha) – ki nefs kelimesi Arapçada
dişi bir kelimedir ve “ha” eki ile belirtilmektedir - yaratılan nefsin zevcesi yani eşi yaratılmaktadır
(zevceha).

Bu yaratılış yeryüzü boyutunda olan bir yaratılış değildir. Şimdi bu iki eşin bedenlenmeleri gerekmektedir.

İşte Yüce Yaratan burada mucizevî bir kelime oyunuyla bizlerin nefislerinin aynı “bütün” nefsden

yaratıldığını ama bizleri bedenlerken ilk başlangıçta beden olarak kadının yaratıldığını,

devamında o kadının eşi olarak – o kadından- erkeğin yaratıldığını ve bu her ikisinden de pek çok erkek ve
kadının ürediğini bizleri düşündürerek belirtmiştir.

Nisa:1 ayetinin tercümesi sadece 3(Al-i İmran):59 dikkate alındığında dahi şu şekle gelmektedir.

Nisa:1- Ey insanlar!Sizi tek bir nefsden yaratan, o nefsden de o dişinin eşini yaratan, ikisinden pek çok
erkek ve kadını yayan/üreten (besse) Rabbinizi dinleyin.

Adına birbirinizden isteklerde bulunduğunuz Allaha saygı gösterin, akrabalara da. Allah elbette sizi
gözetlemektedir.

Nisa:1- Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezı halekaküm min nefsiv vahıdetiv ve haleka minha zevceha ve besse
minhüma ricalen kesırav ve nisaa vettekullahellezı tesaelune bihı vel erham innellahe kane aleyküm rakıyba

Surenin adı Nisa-Kadınlar suresidir ve bu anlatılanlar bu surenin birinci ayetinde yerlerini bulmuşlardır.
Bu aşamada ister istemez şu tespiti yapmak mümkündür. Allah yeryüzüne bir halife atayacaktır,

(2:30- Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle
konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysa ki bizler, seni hamd
ile tespih ediyoruz; seni kutsatıp yüceltiyoruz."Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin
bilmediklerinizi bilmekteyim.")

bu halifenin adı Ademdir, (2:31-Ve Adem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle
buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz.")
cinsiyeti kadındır.

Bu tespit doğru olabilir mi? Bunu ancak Kuranın kendisinden öğrenebiliriz. Bakın Araf suresi ayet 12’de
nasıl bahsedilmiştir:

7(Araf):12-Allah buyurdu: "Sana emrettiğimde secde etmeni engelleyen neydi?" İblis dedi: "Ben ondan
hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."
7(Araf):12- Kale ma meneake ella tescüde iz emartük kale ene hayrum minhu halakteni min nariv ve halaktehu
min tıyn.

İblis “ben ondan hayırlıyım” derken bu cümledeki ondan zamiri, Ademi işaret etmektedir. Zamirler Arapçada,
ulandığı ismin cinsiyetine göre değişik formlar alırlar.

Türkçede kelimelerin cinsiyetleri olmadığı için tercümelerde isimlerin cinsiyetlerinin farkında olmayız.
“Ondan” işaret zamiri Arapçada “min-hu” olarak Ademi işaret etmektedir.

Ve erkek olarak işaret etmektedir. Adem dişi olsaydı o durumda “min-ha” denecek idi. Dolayısıyla Adem
erkektir.
Buradan da ancak şu anlaşılabilir. Evet ilk yaratılan insan dişidir. Ama yeryüzüne atanan halife Ademdir, ve
cinsiyeti erkektir.

Ne kadar ilginçtir ki, anne karnındaki ambriyo, fötüs evresine gelene kadar çeşitli evrelerden geçer.

Bu evreler arasında bebeğin cinsel organları da evrelerden geçerlerken, öncelikle dişi cinsel organ gelişim
gösterir, bebek dişi olacaksa, cinsel organ vagina olarak kalmakta ve gelişmektedir.

Aksine bebek erkek olacaksa, vagina zaman içerisinde penise dönüşmekte ve bebek erkek olarak doğmaktadır.

Anne karnında bebeğin cinsiyetinin tespiti bu yüzden belli bir süre sonra yapılmaktadır. Yani her bebeğin
bedenlenişinde de önce dişi sonra erkek unsurlar ortaya çıkmaktadır.

Konumuzu tartışmaya başlarken bu ayete benzeyen bir de Araf:189 ayetinden bahsetmiştik.

Şimdi Araf:189 ayetine gelinecek olursa, buradaki anlatımın biraz değişik olduğu dikkat çekecektir.

Her birimizin aynı bütün nefsden yaratıldığımız (halekaküm) söylenmekte ama o aynı nefsden(minha), sükunet
bulması için (yeskune) o dişinin (ha) eşinin(zevce) yapıldığı/vücuda getirildiği(ceale) dile getirilmekte ve
devamında dişinin eşine sarıldığı ve hafif bir yükle yüklendiği ifade edilmektedir.

Burada eşin yaratıldığı değil yapıldığından (ceale) bahsedilir ki bu anlatım tamamen fiziksel dünyada vuku
bulmuş olup bedenlenme ve hamile kalma işlemleri üzerinedir.

Araf:189-Hüvellezi halekaküm min nefsiv vahidetiv ve ceale minha zevceha li yesküne ileyha felemma teğaşşaha
hamelet hamlen hafifen fe merrat bih felemma eskalet deavellahe rabbehüma lein ateytina salihal lenekunenne
mineş şakirin.

Araf:189-O'dur sizi bir tek nefsten yaratan. Sükunet bulması için o nefsten de o dişinin eşini yaptı.
Ardından, (eşi) o dişiye sarıldı, hafif bir yükle yüklendi ve bir süre sonra ağırlaştı. Her ikisi Rab'leri
ALLAH'a: "Bize kusursuz bir çocuk verirsen şükredenlerden olacağız," diye yalvardılar.

İlk dişi ile, ondan olup da aynı zamanda onun eşi de olan Âdemin birlikteliğinden pek çok erkek ve kadın
üremiştir. Bu üreyen erkek ve kadına Kuran Âdem oğulları (beni ademe) ünvanını vermiştir.

(beni Âdem, Âdem oğulları demek olduğu kadar Âdem yavruları, Âdem çocukları manasına da gelmektedir?).

Bu özel bir addır. Kanımca bu ad bu varlıklara, kendi aralarında üreme izni verildiği için uygun
görülmüştür.
Bu varlıkların kendi aralarında üremelerinde, kan karışması açısından herhangi bir sorun olmamış, Allah bu
izni vermiştir kanısındayım.

Bu durum Nuh tufanına kadar bu şekilde devam eder. Nuh tufanından sonra ise bu varlıklara artık Âdem
oğulları değil, insan diye hitab edilmiştir.(Araf suresinin okunmasında bu durum rahatlıkla
anlaşılabilmektedir).

Bu aşamadan sonra bir dişi ve bir erkekten doğanlara “insan” diye hitap edilmektedir. (49(Hucurat):13- Ey
insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi
milletlere, boylara ayırdık.

Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, kötülüklerden en çok korunanınızdır. Allah her şeyi bilir, her
şeyden haberdardır.)



__________________
Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Yukarı dön Göster UlulElbab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulElbab
 
evrensel
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 16 kasim 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 422
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı evrensel

Merhaba UlulElbab,

Kur'an'ın korunduğunu 15/9 ayetiyle pekiştirmeye çalışıyorsunuz anladığım kadarıyla?

Peki madem kur'an korundu ise neden önceki suhuflar korunmadıda kuran nüshaları korundu?Sizce bu adilmidir?Madem önceki toplumlara okunan''zikr''idiyse ve bu değerliyse bu neden korunmadı?Eğer korunmadı ise kuranda neden onaylanıyor ve ehli kitab'a bunlarla amel etmeleri isteniyor?Ayrıca bakara suresinde herkim Yahuda oslun,nasara olsun ,sabii olsun Allaha ve ahiret gününe iman edip salih ameller bulunursa cennete girileceği söyleniyor?Bu paralelde madem böyle neden islamdan başka din arayanların kabul edilmeyeceği söyleniyor?

Anlamak için soruyorum.

Teşekkür ederim

sayılarımla



__________________
BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
Yukarı dön Göster evrensel's Profil Diğer Mesajlarını Ara: evrensel
 
UlulElbab
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 488
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulElbab

Merhaba,

Korunma daha çok muhataba yani resule transferle ilgili diye düşünüyorum.

Mushaflaşma ve sonrası için koruma görevi muminlere verilmiştir.

Onlar kitablarını korumakla mükelleftir.Eğer daha önceki nesiller veya

kitab ehli bu görevini yerine getirmediyse elbette sorumludurlar.

Zikr hatırlama/hatırlatmadır ve unutmanın zıttıdır.

Bildiğiniz gibi insan beyni herşeyi Zıttı ve Benzeri ile kıyaslama Algoritması üzerine
programlanmıştır.

Bu bağlamda Sünnetullah gereği herşeyin bir Zıttı yaratılmıştır.

Zıttı ve Benzeri olmayan yegane varlık/olgu Allahtır.

Bakara suresinde geçen ve ister yahudi,ister nasiri isterse Sabii olsun...diye
başlayan Ayette çok önemli bir koşul var;
"Allaha ve ahiret gününe iman edip salih ameller bulunursa cennete girileceği"
söyleniyor.Şartlı bir Ayettir ve söz konusu şartlarda zaten İslam tanımını işaret
ediyor.
Bu şartları taşıyan herkeste benim kardeşimdir.Yani Allaha ve Onun birliğine iman
eden,

Ölüp yok olmayacağını bilakis yeniden diriltilip hesaba çekileceği bilinci içinde
Salih işler yapan kişi hangi Sıfatla anılırsa anılsın Allaha TESLİM olmuş,dolaysı ile
İSLAM olmuş veya MUSLİMAN olmuştur.

Bununla birlikte kimsenin de Allahın işine karışmaya,itiraz etmeye Haddi,Gücü ve
İmkanı yoktur.

O dilediğini dilediği gibi cezalandırır veya mükafatlandırır.

Allah kendi Sünneti dışında Mutlak SORUMSUZDUR.

Kullarına hesap vermesi herhalde düşünülemez.

Sevgiler...

__________________
Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Yukarı dön Göster UlulElbab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulElbab
 
UlulElbab
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 488
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulElbab

selam tekrar,

Şunuda eklemek istiyorum ki YEVM ed DİN de ,yani din gününde çok şaşılacak şeyler olacak.

Kendisine verilen Hayat süresi içinde -kendince- müslüman hatta mümin olduğunu düşünen,kendisini Garanti

Cennette sayan,yahut içten içe başkalarının Kaybedenler olduğunğ ZAN edenler olacak.

İslamın 5 şartını yerine getirdiğini düşünen ve ellerini ovuşturarak hakettiğini düşündüğü Cenneti hatta

satın aldığını düşünenler yanılacak.

Allahla Kaza NAMAZ ları hesabı tutan ve Rekat sayanlar,bu hesaplarının tutmadığını görecekler.

Komşusu AÇ olduğu için Zengin Semtine taşınanlar ve böylece pişkin pişkin benim komşularım benden daha

Zengin diyenler...

Şeyhlere Müridlere bulaşanları hiç saymıyorum bile...

AKLINI kullanmayıp Kiraya verenler ile AKLINI Rab edinenler ve daha niceleri...

Aslolan korkarak ve yinede Umid ederek Allaha yaklaşmak.Korku Onun sevgisini kazanamama ihtimalinden
kaynaklanmalı.

Çünkü en büyük kayıb ve hatta Cehennem budur.

__________________
Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Yukarı dön Göster UlulElbab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulElbab
 
evrensel
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 16 kasim 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 422
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı evrensel

Selam UlulElbab kardeşim,

Beklediğim bir cavabtı.Ekseriyet kuranı yüzeysel okuyor.Neye niiçin inandığını sorgulamadan taklitçi bir biçimde yaşıyor.Bu tür soruların sorulması hakikatin ortaya çıkması adına faydalı olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum

 



__________________
BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
Yukarı dön Göster evrensel's Profil Diğer Mesajlarını Ara: evrensel
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 2
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats