HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: Hz. İbrahim Hanif Müslümandı Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ibrahim
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 nisan 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 94
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ibrahim


Makale : Hz. İbrahim Hanif Müslümandı - TÜRKÇE
Ekim 2004
Hz. İbrahim Hanif MüslümandıPutperestlerden oluşan ve ataları da putlara tapan bir kavmin içerisinde yetişen Hz. İbrahim, onlarla birlikte büyümüş, onların eğitimini almıştır. Ancak kavmi sapkın ve batıl bir yaşam sürerken o, kavminin diğer fertlerinden çok farklı bir karakter ve çok üstün bir ahlak göstermiş, Yüce Allah'a imanıyla kavminden kopup ayrılmıştır.

Tarih boyunca Yahudiler, Rabbimiz'in "Gerçek şu ki, İbrahim tek başına bir ümmetti..." (Nahl Suresi, 120) şeklinde övdüğü Hz. İbrahim'i tüm Yahudilerin peygamberi olarak kabul etmiş ve kendilerinin Hz. İbrahim'in yolunu izlediklerini ileri sürmüşlerdir. Hıristiyanlar ise, Hz. İbrahim'in Yahudilerin peygamberi olduğunu kabul etmelerine rağmen, onun kendisinden daha sonra gelecek olan Hz. İsa'ya tabi olduğunu iddia ederek Yahudilerden ayrılmışlardır.

Oysa gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri yaratan Yüce Rabbimiz, bir öğüt verici ve hidayet rehberi olarak indirdiği Kuran'da, tüm bu sapkın iddiaların yanlışlığını şu şekilde bildirmektedir:

Yoksa siz, gerçekten İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın, Yakub'un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah'tan kendisinde olan bir şehadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir." (Bakara Suresi, 140)

Tek Doğru Kaynak: Kuran-ı Kerim

Hz. İbrahim hakkında en doğru bilgiyi öğreten kaynak Kuran'dır; çünkü Kuran, Yüce Allah'ın tahrif edilmemiş olan tek kitabıdır. İnsanlar yol göstericileri olan Kuran yerine başka kaynakları rehber edindiklerinde büyük bir yanılgıya düşerler. Kuran'da detaylı olarak açıklanan bir konuyu göz ardı edenler, kendi zanları ve inançları doğrultusunda konulara açıklama getirmekten çekinmezler. Halbuki iman edenler, her konuda olduğu gibi, peygamberler ve soyları hakkında bir yorum yaparken de Kuran ayetlerini ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetini esas alırlar. İnsanlara doğru olmayan bilgileri öğretmeye çalışmanın, özellikle de peygamberler hakkında zan ve tahminde bulunup çekişmenin Allah'ın beğenmediği bir ahlak olduğunu bilirler.

Yüce Allah, Hz. İbrahim'in Hıristiyan mı, Yahudi mi olduğunun tartışılmasının akılsızca bir davranış olduğunu Kuran'da şu şekilde bildirmektedir:

Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? İşte sizler böylesiniz; hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz. (Al-i İmran Suresi, 65-66)

Hz. İbrahim Hanif Müslümandı…

Sonsuz ilim sahibi Rabbimiz, Hz. İbrahim'in tarih boyunca iddia edilenin aksine Yahudi ya da Hıristiyan olmadığını, Müslüman olduğunu bir ayette şu şekilde bildirmektedir:

İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi. (Al-i İmran Suresi, 67)

Kuran'da Hz. İbrahim'in Yahudi veya Hıristiyan olmadığı, "hanif" bir dine mensup olduğu kesin olarak ifade edilmektedir. "Hanif" kelimesi, "Allah'ın emrine teslim olup, Allah'ın dininden hiçbir konuda yüz çevirmeyen, ihlaslı kişi" anlamını taşımaktadır. Hz. İbrahim'in "hanif" olarak vurgulanan özelliği, Allah'a bir ve tek olarak iman etmesi ve teslim olmasıdır.

Başka bir ayette ise Rabbimiz, Hz. Muhammed (sav)'e, Hz. İbrahim'in dinine uymasını emretmektedir:

Sonra sana vahyettik: "Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dinine uy. O, müşriklerden değildi." (Nahl Suresi, 123)

Yüce Allah, Kuran'da insanlardan hanif (Allah'ı birleyen) olarak dine yönelmelerini istemektedir. İnsanın fıtratının hanif olmaya ve Rabbimiz'e hiçbir şeyi ortak koşmamaya uygun olduğunu Yüce Allah, açık bir şekilde vurgulamaktadır:

Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler. (Rum Suresi, 30)

Ayrıca birçok ayetten de anlaşıldığı üzere, "hanif" kelimesi ile ifade edilen Hz. İbrahim'in dini, özünde İslam ile aynıdır. Zaten bütün hak dinler, bozulmamış halleriyle temelde bir ve tek İlah olan Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak üzerine kuruludur. Bu hak din, Hz. İbrahim'den sonra oğulları, torunları ve onun soyundan gelen diğer salih insanlar tarafından ayakta tutulmuştur. Örneğin Kuran'da, Hz. Yusuf'un hapishane arkadaşlarıyla yaptığı konuşmaya dikkat çekilmektedir. Hz. Yusuf konuşurken kendisinin, ataları Hz. İbrahim ve onun neslinin dinine uyduğunu şöyle ifade etmektedir:

Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiçbir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler. (Yusuf Suresi, 38)

"Hanif" olan insanların, yani Müslümanların ortak özellikleri, Allah'a eşler koşmadan sadece O'nun şanını yüceltmektir. Peygamberlerin ana görevlerinden biri ise, insanları şirkten ve din ahlakına karşı olan her türlü uygulamadan kurtarıp asıl dini yaşamaya davet etmektir. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde de insanlar "Allah'a ortak koşmaktan" men edilmektedirler:

Dedim ki, 'Ey Allah'ın Resulü, en büyük günah hangisidir?' Bana: "Allah seni yaratmış iken, O'na ortak koşmandır (Kütüb-i Sitte, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, s. 130) ."

Yüce Allah bir ayetinde ise İslam'ın, Hz. İbrahim'in dini gibi kolay olduğunu bildirmektedir:

... O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcı. (Hac Suresi, 78)

Ayette belirtildiği üzere, Hz. İbrahim gibi bir ve tek İlah olan Allah'a yönelen ve dini tam anlamıyla yaşayan insanlar Kuran'da "Müslümanlar" olarak isimlendirilmektedir. "Müslüman" kelimesi, Arapçadaki "selam" kelimesinden türemiştir ve "selamete kavuşan" veya "teslim olan" anlamlarına gelmektedir. Müslümanlığın özü, Allah'a teslim olmak ve bu teslimiyetin verdiği selameti (güvenlik ve huzuru) yaşamaktır. Allah'ın insanlara birer hidayet önderi olarak gönderdiği peygamberler de Rabbimiz'e olan teslimiyetleri, gönülden bağlılıkları ve tevekkülleriyle bizlere örnektirler. Onlar her işlerinde Rabbimiz'e yönelen, O'na sığınan, sadece O'nu dost edinen ve O'ndan yardım isteyen teslimiyetli kimselerdir. Bu nedenle de Kuran'da her biri "Müslüman" olarak isimlendirilmektedir.

Örneğin Allah Hz. Nuh'a insanlara, "... Benim ecrim, yalnızca Allah'a aittir. Ve ben, Müslümanlardan olmakla emrolundum." (Yunus Suresi, 72) şeklinde söylemesini vahyetmiştir. Yunus Suresi'nde Hz. Musa'nın kavmine "... Ey kavmim, eğer siz Allah'a iman edip Müslüman olmuşsanız, artık yalnızca O'na tevekkül edin." (Yunus Suresi, 84) şeklinde hitap ettiği bildirilmektedir. Ve yine başka bir ayette Hz. Süleyman'ın Sebe halkına "...Bana karşı büyüklük göstermeyin ve bana Müslüman olarak gelin..." (Neml Suresi, 31) diye seslendiği bildirilmektedir. Maide Suresi'nde ise Allah havarilere şu şekilde vahyetmiştir:

Hani havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim; onlar da: "İman ettik, gerçekten Müslümanlar olduğumuza Sen de şahid ol" demişlerdi. (Maide Suresi, 111)

Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi, salih müminler Allah'a teslim olan, katıksız şekilde din ahlakını yaşayan, ihlas sahibi kimselerdir. Yüce Allah bu insanları "Müslüman" ismiyle şereflendirmiştir.

Hz. Yusuf'un duası ise bizlere bu konuda çok güzel bir örnektir. Alemlerin Rabbi Yüce Allah, bu duayı Kuran'da şu şekilde bildirmektedir:

"... Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat." (Yusuf Suresi, 101)

Hz. İbrahim'in Samimi İmanı Tüm İnsanlığa Örnektir

Hz. İbrahim'in Allah'a olan coşkulu imanı, derin sevgisi, Rabbimiz'in bütün emirlerine gönülden boyun eğişi, itaati ve üstün ahlakı Kuran'da birçok kez vurgulanmaktadır. Bu ayetlerden biri şu şekildedir:

"Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin." (Bakara Suresi, 128)

Her Müslüman, Hz. İbrahim'in gösterdiği güzel ahlakı, Allah'a imanındaki samimiyeti, Allah'a olan teslimiyetindeki ve itaatindeki derinliği örnek almalıdır. Hz. İbrahim'in tebliğ yaparken gösterdiği dirayet ve kararlılık da, kuşkusuz ki örnek alınması gereken önemli özelliklerdendir.

Ayetlerde de vurgulandığı gibi, Allah Hz. İbrahim'i tüm insanlara örnek kılmıştır. Ayetlerde Hz. İbrahim gibi diğer peygamberler de Yüce Allah'a teslim olmuş, hanif Müslümanlar olarak anılmaktadırlar. Bu dinlerin hepsi, temeli Hz. İbrahim'in dinine dayanan hak dinlerdir. Hıristiyanlık ve Yahudilik zaman içinde tahrif olmuş, Allah'ın vahyettiği zamanki hallerinden uzaklaşmışlardır. Ancak ilk vahyedildikleri dönemde hepsi, Allah'ı birleyen, şirki en büyük günah olarak kabul eden, sadece Allah'ın rızası için yaşamayı öğütleyen hak dinlerdir.

Bugün hem Yahudilerin hem de Hıristiyanların Hz. İbrahim'e gösterdikleri saygı ve sevgi ise onları İslam ile ortak bir zeminde buluşturan önemli değerlerden biridir. Her üç İlahi dinin mensupları da, Hz. İbrahim'in insanlara gösterdiği şekilde Allah'a inanmakta ve O'na kulluk etmeyi hedeflemektedirler. Bu nedenle Hz. İbrahim ve onun hanif dini, Müslümanlar ile Kitap Ehli arasında ortak bir kelimedir. (Ancak Hıristiyanların ve Yahudilerin Hz.İbrahim'in dinini bazı yönlerden yanlış yorumladıklarını göz önünde bulundurmak gerekmektedir.) Bir Kuran ayetinde Müslümanların Kitap Ehli'ni bu ortak kelimeye davet etmeleri gerektiği şu şekilde bildirilmektedir:

De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız." (Al-i İmran Suresi, 64)

Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 04. sayı (Ekim 2004) 22. sayfada yayınlanmıştır.
http://www.harunyahya.net/V2/Lang/tr/Pg/WorkDetail/Number/33 83
Yukarı dön Göster ibrahim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ibrahim
 
Nisa-103
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 haziran 2005
Gönderilenler: 31
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Nisa-103

Her Doğan Çocuk İslam Fıtratıyla, Hanif Fıtratıyla Doğar. Sonra annesi, babası onu Yahudi, Mecusi Putperest yapar
Dr.Abdülcabbar BORAN

Peygamber Efendimiz (S.A.V) buyuruyor ki: “Her doğan çocuk ıslâm ftratıyla, hanif fıtratıyla doğar; sonra annesi, babası onu yahudi, mecusi, putperest yapar.”

Resulullah’ın, bu hadis-i şerifle, bizlere ulaştırmak istediği mesajı Kur’ân-ı Kerim âyetleriyle sizlere açıklamak istiyorum:

 Yüce Rabb’imiz, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’e buyuruyor ki: “Baban ıbrahim’in dinine tâbî ol.” Allahû Tealâ bizler için de,“Babanız ıbrahim’in dinine tâbî olun” emrini Nahl Suresinin 123. âyet-i kerimesinde vermektedir. Babamız Hz. ıbrahim (A.S)’ın dini hanifti. Acaba hanif dini nedir?

“Felemmâ cenne aleyhilleylü reâ kevkebâ, kaâle hâzâ rabbiy, felemmâ efele kaâle lâ uhibbül’âfiliyn, felemmâ re’elkamere bâzigan kaâle hâzâ rabbiy, felemmâ efele kaâle lein lem yehdiniy rabbiy le’ekûnenne minelkavmiddâlliyn, felemmâ re’eşşemse bâzigaten kaâle hâzâ rabbiy hâzâ ekber, felemmâ afelet kaâle yâ kavmiy inniy beriy’ün mimmâ tüşrikûn.”                                     Enam-76,77,78

ıbrahim üzerine gece basınca bir yıldız gördü. “Budur benim Rabb’im” dedi. Fakat yıldız batınca, “ben batanları sevmem” dedi. Sonra, Ay’ı doğarken görünce, “budur benim Rabb’im” dedi.    Fakat batıp gidince,“eğer Rabb’im bana hidayet etmemiş olsaydı, muhakkak ki sapıklardan olurdum“ dedi. Daha sonra Güneş’i doğar halde görünce, “budur benim Rabb’im, bu hepsinden daha büyük” dedi. O da batınca, “ey kavmim, gördüğünüz gibi, bunların hepsi yok olan varlıklardır. Ben sizin Allah’a ortak koştuklarınızdan berîyim” dedi.

ışte hanif dininin esas mesajı, şirkten berî olmaktır ve yüce Rabb’imiz En’am Suresinin 79. âyet-i kerimesinde bunu ifade ediyor:

“ınniy veccehtü vechiye lilleziy fetaressemâvâti vel’arda haniyfen ve mâ ene minelmüşrikiyn.”  

Şüphesiz ben, hanif olarak vechimi gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve ben O’na ortak koşanlardan değilim.

ışte, hanif dininin aslı budur. Tek Allah’a iman etmek ve dünya hayatını yaşarken Allah’a ulaşmayı dilemek.

Allahû Tealâ Hz. ıbrahim Aleyhisselamı seçmiş ve Hz. ıbrahim Aleyhisselam babasına: “Sen putları niye ilah ediniyorsun? Doğrusu ben seni de, milletini de apaçık bir dalâlette görüyorum” diyor.

“Kad kânet leküm üsvetün hasenetün fiy ibrâhiyme velleziyne ma’ah, iz kaâlû likavmihim innâ büreâü minküm ve mimmâ ta’büdûne min dûnillâhi kefernâ biküm, ve bedâ beynenâ ve beynekümül’adâvetü velbağdâü ebeden hattâ tü’minû billâhi vahdeh, illâ kavle ibrâhiyme liebiyhi le’estagfirenne leke.”   Mümtehine-4

Gerçekten ıbrahim ve onunla birlikte olanların sözlerinde sizin için güzel bir örnek vardır. Onlar vaktiyle kavimlerine: “Biz sizlerden ve Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız. Siz, tek Allah’a iman edinceye kadar aramızda ebedi bir düşmanlık ve öfke başgöstermiştir” dediler. Ancak ıbrahim’in babasına şöyle demesi müstesna olmuştur: “Elbette senin için Rabb’imden mağfiret dileyeceğim.”

O halde görülüyor ki, Allahû Tealâ Hz. ıbrahim (A.S)’ı bu istikamette bizler için örnek tayin ediyor. Acaba Hz. ıbrahim (A.S)’ın örnek seçilmesinin hikmeti ne?

“Ve kezalike nüriy ibrâhiyme melekûtessemâvâti vel’ardı ve liyekûne minelmûkıniyn.”      En’am-75

Biz ıbrahim’e yerin, göğün melekûtunu gösteriyorduk ki, yakîn sahibi olsun.

“Ve izibtela ibrahiyme rabbühu bikelimatin feetemmehünn kale inniy ca’ılüke linnasi imam.”        

             Bakara-124

Rabb’i, ıbrahim’i birtakım kelimelerle imtihan etti. O bunları tamamen yerine getirdi ve Rabb’i “Ben seni muhakkak ki insanlara imam kılacağım” buyurdu.

“ız kale lehu rabbühu eslim kale eslemtü lirabbil’alemiyn.”

             Bakara-131

Rabb’i O’na: “Ya ıbrahim, alemlerin Rabb’ine teslim ol” deyince, “Ben alemlerin Rabb’ine teslim oldum” dedi.

ışte hanif dini, ıslâm dini tek Allah’a iman etmeyi ve o ılah’a teslim olmayı ifade ediyor. Bu evrensel dini, kayyım dini, ezeli ve ebedi tek dini Hz. ıbrahim Aleyhisselam ve Yakup Aleyhisselam evlatlarına miras bırakıyor.

 “Ve vassa biha ibrahiymü beniyhi ve ya’kub ya beniyye innallahestafa lekümüddiyne felâ temutünne illâ ve entüm müslimun.”      

             Bakara-132

Hz. ıbrahim Aleyhisselam oğlu Yakup Aleyhisselam evlatlarına dedi ki: “Şüphesiz Allah sizin için hanif dinini, ıslâm dinini seçti. Artık siz Allah’a teslim olmadan evvel ölmeyin.” (Yani ölmeden evvel Allah’a kesinlikle teslim olun.)  

Her doğan çocuk tek Allah’a iman etmenin ve tek Allah’a teslim olmanın yetenekleriyle doğuyor. Daha sonra annesi, babası onu yahudi, mecusi, putperest yapıyor. Allah’ın Resul’ü hadis-i şerifiyle acaba neyi kastediyor? Hz. ıbrahim (A.S)’ı Allahû Tealâ seçiyor ve yakîn sahibi kılarak onu Sırat-ı Müstakiym üzerinde imam tayin ediyor. Sırat-ı Müstakiym üzerinde Allahû Tealâ’nın vazifeli kıldığı imamlar açısından baktığımızda, Adem (A.S)’dan kıyamet gününe kadar imamlar arasında bir fetret döneminin söz konusu olmadığını görürüz. Sırat-ı Müstakiym üzerine seçilen imam, ya Allah’ın nebîsidir veya Allah’ın velîsidir. Bu sebeple, imamlık müessesesi açısından bir fetret dönemine rastlamak mümkün değildir. Elbette ki, her doğan çocuk ıslâm fıtratıyla, hanif fıtratıyla doğacaktır. Çünkü, Sırat-ı Müstakiym üzerinde vazifeli olan Zamanın ımamı Allah’a davet etmektedir.

“Ve men ahsenü kavlen mimmen de’â ilallahi ve amile sâlihan ve kaâle inneniy minelmüslimiyn.”

             Fussilet-33

Ben teslim olanlardanım deyip salih amel işleyerek Allah’ın Zatı’na çağıran kimseden daha güzel sözlü kim vardır?

Allah’a davet etmekle kalmayıp, aynı zamanda Sırat-ı Müstakiym üzerinde de vazifeli olan imam, insanların ruhlarını Allah’a teslim etmektedir, onları hidayete erdirmektedir. ışte, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in; “her doğan çocuk hanif fıtratıyla, ıslâm fıtratıyla doğar.” mesajı bunun açıklamasıdır. Ama eğer doğan çocuğun, Zamanın ımamı’nın davetine uyması ve Zamanın ımamı’na tâbî olması gerekirken, annesine ve babasına tâbî olursa o zaman buradaki durum nasıldır? ışte, bunun için Allahû Tealâ birçok âyet-i kerime vaz’etmiştir. Bunlardan bir tanesi de Maide Suresinin 104. âyet-i kerimesi. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

“Ve izâ kıyle lehüm te’âlev ilâ mâ enzelallahü ve ilerresûli kaâlû hasbünâ mâ vecednâ aleyhi âbâenâ, evelev kâne abaühüm lâ ya’lemûne şey’en ve lâ yehtedûn.”

Onlara: “Gelin, Allah’ın indirdiğine ve resulün açıklamalarına tâbî olun”  denildiği zaman, “atalarımızı üzerinde bulduğumuz din bize yeter” dediler. Allahû Tealâ cevap verir: “Ataları Allah’a ulaşmamışsa, hidayete ermemişse ve Allah’ın ilminden birşey bilmiyorsa da mı?”

Zamanın ımamı’nın görevlerini Allahû Tealâ âyet-i kerimede net olarak açıklıyor:          

“Yetlû aleyküm âyâtihi ve yüzekkiyhim.”              Al-i ımran-164

O size âyetlerimizi okur ve sizin nefsinizi tezkiye eder.

Zamanın ımamı’nın lisanıyla âyetlerin kendisine açıklandığı kişi, bu âyetlere iman ederse, ilim sahibi olur ve Zamanın ımamı’na tâbî olduğu takdirde de hidayete erer. Kişi, Zamanın ımamı’nın yerine, annesini, babasını geçirirse, Zamanın ımamı’na tâbî olmaz ve anne baba da Allah’ın âyetlerinden birşey bilmiyorsa, o kişi hidayete eremez.

O halde, her doğan çocuk, ıslâm fıtratıyla doğar, demekten murad; her doğan çocuğun ömür sermayesi içerisinde Zamanın ımamı’nın davetine muhatap olduğu ve bu daveti kabul ederek Zamanın ımamı’na tâbî olması halinde, muhakkak hidayete ereceği, Allah’a vâsıl olacağıdır.

Eğer, Zamanın ımamı’nın yerine anne-baba geçerse ve anne-baba Allah’ın âyetlerinden bir ilmin sahibi değilse, (Zamanın ımamı’na tâbî olmadıkları için) hidayete ermemişlerse o zaman o kişi de şirkin içerisinde kalır. Sonuçta onun annesi, babası onu yahudi, mecusi, putperest yapar. Buradaki yahudinin temel özelliği, dünyaya haris olmaları, dünyaya herkesten fazla rağbet etmeleridir. Mecusi ise, ateşe tapanlar olarak Kur’ân-ı Kerim’de açıklanmaktadır. Putperestler, yine şirk içinde olan, puta tapan insanlardır.

O halde kişi Allah’ın davetine uymadığı takdirde, Zamanın ımamı’na tâbî olmadığı takdirde, kesinlikle şirkin içinde kalmaktadır.

Allahû Tealâ Bakara Suresinin 170 ve 171. âyet-i kerimelerinde buyuruyor ki:

“Ve izâ kıyle lehümüttebi’û mâ enzelallahü kaâlû bel nettebi’u mâ elfeynâ aleyhi âbâenâ, evelev kâne âbâühüm lâ ya’kılûne şey’en ve lâ yehtedûn ve meselülleziyne keferû kemeselilleziy yen’ıku bima lâ yesma’u illâ du’âen ve nidâ’, sümmün bükmün umyün fehüm lâ ya’kılûn.”

Onlara “Allah’ın indirdiğine (Kur’ân’a) uyun” dendiğinde, “hayır, biz atalarımızın tuttuğu yoldan yürürüz, atalarımıza tâbî oluruz” derler. Ya ataları akletmemişse ve hidayete ermemişse de mi?

Allahû Tealâ’nın davetçisinin davetine uymayan insanlar, küfür ehli misali o kâfirler çobanlarının sözünü anlamayan, ancak onun bağırıp çağırmasını işiten hayvanlara benzerler. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Onlar Kur’ân-ı Kerim’i işitip anlayamazlar.

ışte, tek Allah’a iman edip Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin hali bu noktadadır. Ama, farklı bir durum da söz konusu olabilir. Hz. Lokman (A.S)’ın evladına nasihatlerinde olduğu gibi:  

“Ve lekad âteynâ lokmânelhikmete enişkür lillâh, ve men yeşkür feinnemâ yeşkürü linefsih, ve men kefere feinnallahe ganiyyün hamiyd.”   Lokman-12

Andolsun ki biz Lokman’a Allah’a şükret diye ilim ve hikmet verdik. Kim Allah’a şükrederse ancak kendi faydası için şükreder. Kim de nankörlük ederse şüphesiz ki Allah ondan müstağnidir.

Allahû Tealâ’nın, Lokman (A.S)’a hikmet verdiğini ve Hz. Lokman’ın da bu hikmetin şükrünü, hamdini eda etme babında çevresindeki insanlara nasihat ettiğini görüyoruz. En yakın çevresi elbette ki evladüiyalidir,  ailesidir.

“Ve iz kaâle lokmânü libnihi ve hüve ya’ızuhü yâ büneyye lâ tüşrik billâh, inneşşirke lezulmün azıym.”                                   Lokman-13

Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Oğulcağızım, Allah’a şirk koşma, şirk en büyük zulümdür.”

Görülüyor ki, Allahû Tealâ’nın Sırat-ı Müstakiym üzerinde vazifeli kıldığı imam, evladına evvel emirde Allah’a şirk koşmamayı öğüt veriyor. Yani nehyi anil münkerle hitap ediyor. “Allah’a şirk koşma, şirk en büyük zulümdür.”

Yine Allahû Tealâ Lokman Suresinin 15. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki: 

“Ve in câhedâke alâ en tüşrike biy mâ leyse leke bihi ilmün felâ tütı’hümâ ve sahıbhümâ fiyddünyâ mağrûfen vettebi’ sebiyle men enâbe ileyy.”

Bununla beraber annen, baban bilmediğin birşeyi Bana ortak koşman için seni zorlarlarsa kendilerine itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin ve Bana ulaşanın yoluna tâbî ol.

Bu âyet-i kerime, hadis-i şerifin açıklamak istediğimiz nirengi noktasını ifade ediyor. Çocuğun anne-babası, bilmedikleri birşeyi Allah’a şirk koşarlarsa, o çocuğun onlara itaat etmemesini Allahû Tealâ bize öğütlüyor. Ama itaat etmemekle birlikte, dünya hayatında onlarla iyi geçinmemiz isteniyor.

Allahû Tealâ hangi yola tâbî olmamızı emir buyuruyor? “Vettebi’ sebiyle men enâbe ileyye.” “Bana ulaşanın yoluna tâbî ol (velîlerin yoluna tâbî ol)” Çünkü, Allah’a ulaşan kişi, Allah’ın velîsidir. Allah’a ulaşan kişi, hidayete ermiş kişidir. Öyleyse, Lokman Suresinin 15. âyet-i kerimesiyle Allahû Tealâ, hidayete eren, Allah’ın Zatına ulaşan velîlerin yoluna tâbî olunmasını bizlere emrediyor ve anne-baba Allah’ın  ilminden birşeye sahip değilse, hidayete ermemişse, o cahil olan anne-babanın, Allah’a bilmeden birşeyi ortak koşmayı çocuklarına emretmelerini ve o emre itaat edilmesini Allahû Tealâ istemiyor. O zaman, Allah’ın Zatına ulaşana itaat etmemizi emir buyuruyor.

 Evliyalık açısından meseleye bakıldığında bir fetret dönemine rastlamak mümkün değildir. Çünkü, hangi zaman parçasını incelerseniz inceleyin mutlaka o kavimlerde Allah’ın Zatı’na ulaşan Allah’ın velîleri vardır ve Allahû Tealâ, “velî olarak, hidayete ermiş olarak Bana ulaşanın yoluna tâbî ol“ buyurmuştur.

Hz. Lokman, Zamanın ımamı olarak en yakın çevresi olan evladına nasihatta bulunuyor ve özellikle tek Allah’a iman etmesini ve mutlaka Allah’ın kendisi için tayin ettiği mürşide tâbî olmasını, öneriyor.

 “Ve vassaynel’insâne bivâlideyh, hamelethü ümmühü vehnen alâ vehnin ve fisâlühü fiy âmeyni enişkürliy ve livâlideyk, ileyyelmasıyr.”

             Lokman-14

Biz insana, anne ve babasına iyi davranmasını, ihsanla davranmasını   tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle karnında taşımıştı. Sütten kesilmesi iki yıl sürer. Bana, anne-babana şükret, dönüşün Bana’dır.

“Yâ büneyye innehâ in tekü miskaâle habbetin min hardelin fetekün fiy sahretin ev fiyssemâvâti ev fiyl’ardı ye’ti bihallah.”              Lokman-16

Oğulcuğum, işlediğin şey bir hardal tanesi kadar olsa, bir kaya içinde veya göklerde veya yerin dibinde gizlense dahi Allah onu muhakkak ki çıkaracaktır.

“Yâ büneyye ekımıssalâte ve’mür bilmağrûfi venhe anilmünkeri vasbır alâ mâ esâbek, inne zâlike min azmil’ümûr.”           Lokman-17

Namaz kıl ve marufla emret ve münkerden sakındır. Sana isabet eden musibetlere sabırlı ol. Bu, kesinlikle azim sahibi olan işlerdendir.

“Ve lâ tüsa’ır haddeke linnâsi ve lâ temşi fiyl’ardı merehâ, innallahe lâ yuhıbbü külle muhtâlin fahûr.”       

             Lokman-18

ınsanlardan yüzünü çevirerek yeryüzünde çalımla yürüme. Zira Allah kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez.

“Vaksıd fiy meşyike vagdud min savtik, inne enkerel’asvâti lesavtülhamiyr.”                     Lokman-19

Yürüyüşünde mütevazi ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir.

“Ve izâ kıyle lehümüttebi’u mâ enzelallahü kaâlû bel nettebi’u mâ vecednâ aleyhi âbâenâ, evelev kâneşşeytânü yed’ûhüm ilâ azâbissa’ıyr.”                                        Lokman-21

Onlara, “Allah’ın indirdiğine tâbî olun, denildiği zaman: “Hayır, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola, dine uyarız” dediler. Allahû Tealâ cevap veriyor: “Ya şeytan onları cehennem azabına çağırıyorsa?”

O halde görülüyor ki, Allah’ın indirdiğine tâbî olmayan kişi, şirk içinde olan bir küfür ehline tâbî oluyor. O şirk içinde olan kişiye vahyeden ise iblistir. Allahû Tealâ bu sebeple âyet-i kerimede “şeytan onları cehenneme çağırıyorsa da mı?” diyor  ve 22. âyet-i kerimede noktayı koyuyor:

“Ve men yüslim vechehü ilallahi ve hüve muhsinün fekadistemseke bil’urvetilvüskaâ, ve ilallahi âkıbetül’ümûr.”     Lokman-22

Kim vechini Allah’a, tek ılah’a teslim ederse ve muhsinlerden olursa  veya kim ihlas sahibi olarak kendisini Allah’a teslim ederse, o en sağlam kulp olan mürşidin eline sarılır. (Çünkü, urvetilvüska mürşidin elidir.)

“Lâ ikrâhe fiyddiyni kad tebeyyenerrüşdü minelgayy, femen yekfür bittâguûti ve yü’min billâh, fekadistemseke bil’urvetilvüskaâ lenfisâme lehâ.”    Bakara-256

Dinde zorlama yoktur, irşad yolu ile gayy yolu kesinlikle birbirinden ayrılmış, açıklanmıştır. Kim tağutu inkâr eder, Sırat-ı Cehiym’i terkeder ve Allah’a iman ederse, o Sırat-ı Müstakiym üzerinde olan urvetilvüskaya, (Allah’tan kopması mümkün olmayan Zamanın ımam’ının eline, mürşide) sarılır.

Evliyanın düstur haline getirdiği temel mesaj şudur:

El ele, el Hakk’a.

Mürşidin elini, Zamanın ımam’ının elini tuttuğumuz zaman, Zamanın ımam’ının diğer eli Hakk’ın eli olduğu için Hakk’ın elini tutmuş oluruz.

Kısacası, Allahû Tealâ bu mesajla herkesin hanif fıtratıyla, ıslâm fıtratıyla doğduğunu ve ıslâm standartları içerisinde yaşamasını emir buyuruyor.

Dileyen herkesin Kur’ân’daki ıslâm’ı Allahû Tealâ’nın emrettiği biçimde evvela Allah’ın davetine uyarak, daha sonra bu daveti gerçekleştirmek üzere Sırat-ı Müstakiym üzerinde vazifeli olan Zamanın ımam’ına tâbî olarak Allah’ın kendisine yaşamayı nasip kılması dileklerimizle...

Allah hepinizden razı olsun.

Yukarı dön Göster Nisa-103's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Nisa-103 Ziyaret Nisa-103's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats