HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: HZ. İBRAHİM’DEN ASRIMIZA DERSLER Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

HZ. İBRAHİM’DEN ASRIMIZA DERSLER

 

    

Allaha hicret etmek; Ona gönülden teslim olmak, tek dost ve vekil olarak Onu edinmek ve Allahın himayesine sığınmak anlamlarına gelmektedir. Hz. İbrahim de, sapkın kavminin şirk dolu yaşamlarından uzaklaşarak Rabbimiz'e hicret etmiş, samimiyeti ve Allaha tevekkülü ile katıksızca O'na yönelmiş kutlu bir peygamberdir. Hz. İbrahim'in yaşadığı dönemden Kuran ayetleriyle asrımıza ulaşan kıssaları da, tüm Müslümanlar için hikmetli birer örnektir.

 

    

Gönderilen tüm kutlu elçiler, yaşamları süresince herşeyin üzerinde hakim olanın yalnızca Allahın üstün gücü olduğunu ve kavimlerini Hak yola çağırırken karşılaşabilecekleri zorlukları bilerek hareket etmişler, bu ilim sonucunda Allahın risaletini tüm zorluklara ve baskılara rağmen eksiksizce yerine getirmişlerdir. Peygamberlerin hayatı ve mücadeleleri, düşünen ve öğüt almasını bilen müminler için, güzel örneklerle doludur. Bu nedenle müminler peygamberler arasında hiçbir ayırım yapmadan, onların Kuran'da bildirilen güzel tavır ve mücadelelerini, üstün ahlaklarını kendilerine örnek almalı, onların öğüt ve tavsiyelerine büyük önem vermelidirler. Tüm yaşamı boyunca müşriklere karşı örnek bir mücadele veren Hz. İbrahim de bu kutlu peygamberlerden biridir. Hz. İbrahim hakkında Kuran'da şöyle buyurulmaktadır:

    

"İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır" (Mümtehine Suresi, 4)

 

 

 

    Hz. İbrahim'in Öğüt Verdiği İnkarcı Kişi

 

    Hz ibrahim kavmine tebliğ yaparken pek çok farklı durum ile karşılaşmış, ancak bunlara verdiği akılcı cevaplarla inkar edenlerin tutarsızlıklarını kesin olarak ortaya koymuştur. Bu konuşmalardan birisi de Hz. İbrahimin insanları Allaha iman etmeye davet ederken karşılaştığı azgın bir hükümdar ile arasında geçen konuşmadır. (Tarihi kaynaklarda bu inkarcı kişinin Nemrud olarak anılan bir hükümdar olduğu belirtilmektedir): Kuranda şu şekilde bildirilmektedir:

   

 "Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim'le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da: "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti..." (Bakara Suresi,258)

 

    Allahın varlığını ve kudretini insanlara anlatan peygamberler, her zaman bu örnekteki gibi hikmetli ve akılcı anlatımlar kullanmışlardır. Rabbimiz'e olan samimi imanları onların tebliğlerini etkili kılmış, inkarcıların sapkın bakış açıları bu vesile ile geçersiz hale gelmiştir.

 

    Hz. İbrahimin verdiği cevapta dikkat çeken bir diğer yön ise, onun samimiyeti ve üstün ahlakıdır. İçten gelen, samimi bir anlatım şekli Allahın izni ile her zaman insanların kalplerine ve vicdanlarına etki eder. Müminler de tebliğ yaparken farklı karaktere sahip pek çok insanla karşılaşabilirler.  Bunlar arasında akıllı ve vicdanlı olanlar Kuran ahlakını yaşamayı tercih etse de, bazıları kendilerince büyüklenerek Yüce Rabbimiz'in sonsuz gücünü ve kudretini gerektiği tanıyıp takdir edemezler. Bu durumda Müslümanların yapmaları gerekenlerden biri, Hz. İbrahim gibi onların kibirlerini ortadan kaldıracak, Allahın karşısında ne kadar aciz olduklarını kendilerine hissettirecek örnekler vermek olmalıdır. Bunun sonucunda, Allah dilerse inkar eden kişi artık kibirlenmesinin, malı ile övünmesinin hiçbir önemi olmadığını anlayacaktır. Kendi güç ve kudretinin sınırlı olduğunu, ölümü ile birlikte herşeyin yok olacağını, alemleri yoktan var eden Yüce Rabbimiz'in tek mutlak güç olduğunu vicdanı ile hissedecektir.

 

    Hz. İbrahimin, kendisiyle tartışmaya giren kişiye karşı kullanmış olduğu anlatım şekli, tebliğde akılcı, hikmetli ve sonuca yönelik konuşmanın ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir. Müslüman, hiçbir zaman tartışmaya dayalı ve sonuç getirmeyecek konuşmalara girmemelidir. Aksine her zaman için karşı tarafın psikolojik durumunu ve mantık örgüsünü iyi tahlil ederek, varsa onun batıl inançlarını ortadan kaldıracak, ona Allahın varlığını gösterecek etkileyici ve akılcı izahlar kullanmalıdır. Bu etkili ve hikmetli anlatım şekline ise, ancak imanda derinleşmiş, Kuran ahlakını uygulamada titiz davranan ve Allahtan çok korkan insanların sahip olabilecekleri açıktır. Çünkü hikmet, dilediğini yapmaya gücü yeten Yüce Allah'ın insanlara bir lütfudur ve onu Allahtan talep etmek gerekir.

 

    Allah bir ayette Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir... (Bakara Suresi, 269) şeklinde buyurarak, bu sırrı bizlere haber vermektedir.

 

 

Hz. İbrahimin Putlara Kurduğu Tuzak

 

    Kuranda bildirildiği üzere, Allah Kendisinden korkan kullarına doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği verir. (Enfal Suresi, 29) Bu, sadece müminlere has olan çok büyük bir lütuf, üstün bir nimettir. Hz. İbrahimin, kavmini Allaha iman etmeye davet ederken izlediği yöntemler, aldığı kararlar ve kullandığı üslup, Allahın seçkin kullarına bahşettiği bu büyük nimetin önemli örnekleridir.

 

    Hz. İbrahimin hayatındaki bu örneklerden biri, kavminin putlarına kurduğu tuzaktır. Hz. İbrahim, sayıca çok olan bir topluluğa karşı tek başına mücadele vermiştir. Bu, elbette tehlikeli bir ortamın varlığını ve dolayısıyla da tedbir alınması gerektiğini gösterir. Nitekim Hz. İbrahim de inkarcıların kendisine zarar vermelerini ve tebliğini engellemelerini önlemek için çeşitli tedbirler almıştır. Örneğin etrafındaki müşrikleri uzaklaştırmak için hastayım demiştir. Hz. İbrahim'in bu yöntemi Kuran'da şöyle haber verilmiştir:

 

    "Hani babasına ve kavmine demişti ki: Sizler neye tapıyorsunuz? Birtakım uydurma yalanlar için mi Allahtan başka ilahlar istiyorsunuz? Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir? Sonra yıldızlara bir göz attı. Ben, doğrusu hastayım dedi. Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar." (Saffat Suresi, 85-90)

 

    Hz. İbrahim inkarcı topluluğu kendinden uzaklaştırdıktan sonra putların yanına gitmiş ve onları parçalamıştır:

 

    "Böylece o, yalnızca büyükleri hariç olmak üzere onları paramparça etti; belki ona başvururlar diye." (Enbiya Suresi, 58)

 

    Hz. İbrahimin, putların sadece birini sağlam bırakmış olmasının da önemli bir hikmeti vardı. Hz. İbrahimin kavmi putların bulunduğu yere gittiklerinde, sözde ilahlarının paramparça olduğunu ve yalnızca en büyük olan putun kaldığını görmüşler ve hemen bunu yapan kişiyi aramaya başlamışlardır. Hz. İbrahimin putlarla ve bu müşrik inançla olan mücadelesini bildiklerinden dolayı putları onun kırdığını hemen anlamış ve kendilerince intikam almak için Hz. İbrahimi arayıp bulmuşlardır. Müşriklerin Hz. İbrahim'le olan konuşması ayetlerde şöyle bildirilmiştir:

 

    Bizim ilahlarımıza bunu kim yaptı? Şüphesiz o, zalimlerden biridir dediler. Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik dediler. Dediler ki: Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki, ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar. İbrahimi getirdikten sonra; dediler ki: Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın? (Enbiya Suresi, 59-62)

 

    Hayır dedi. Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin. (Enbiya Suresi, 63)

 

    İnkarcılar, Hz. İbrahimin bu cevabı üzerine putların konuşmaya güç yetiremeyeceğini ister istemez düşünmüş ve anlamışlardır. O güne kadar bu taş parçalarının hiçbir gücü olamayacağını anlatan Hz. İbrahime inanmayan bu insanlar, onun bu hikmetli planı ile bu gerçeği kavramışlardır:

 

    "Bunun üzerine kendi vicdanlarına başvurdular da; Gerçek şu ki, zalim olanlar sizlersiniz (biziz) dediler."" (Enbiya Suresi, 64)

 

    Ancak inkarcıların bu pişmanlığı kısa sürmüş ve gerçeği anlamış olmalarına rağmen, sırf kendilerine atalarından miras kalan ve geçici dünyevi menfaatleri ile uyuşan şirk sistemini sürdürmek için Hz. İbrahime tekrar karşı çıkmışlardır. (Enbiya Suresi, 65-68)

 

    Hz. İbrahimin putları kırmasındaki asıl amaçlardan biri, kavminin sahip olduğu inanç sisteminin ne kadar akıl dışı olduğunu onlara kavratabilmektir. Çünkü eğer bu yaptıklarının ne denli akıl dışı olduğunu anlamazlarsa, tekrar yeni putlar oluşturup onlara aynı şekilde tapınmaya devam edebilirlerdi. Bu nedenle önemli olan, putlara tapmanın Allahın vahyine ve imana karşı olan batıl bir sapkınlık olduğunu onlara kavratmaktır.

 

    Ancak bu anlayışsızlığın sadece Hz. İbrahim döneminde kaldığını sanmak büyük bir yanılgı olur. Putperestlik farklı isimler altında olsa da hala yaşamaktadır. Örneğin Hz. İbrahimin karşılaştığı putperestlerin inançları, günümüzdeki Darwinistlerin, tüm evrenin sözde tesadüf sonucu meydana geldiğine inanmalarıyla çok büyük bir benzerlik göstermektedir.

 

 

Hz. İbrahimin Fikri Mücadelesi

 

    Hz. İbrahimin kavmi inkarda direnen zorba bir topluluktu ve ayetlerde de bildirildiği üzere bu kıymetli insanla kendilerince tartışmaya girmeye çalışmışlardır. Kavmi ve özellikle de babası, Hz. İbrahime karşı zorba yöntemler kullanmak istemiştir. Oysa Hz. İbrahim sadece fikri bir çalışma yapmış, inkar edenlere karşı fikri bir mücadele yürütmenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Karşısındakiler onu taşlamak, evinden sürmek ve hatta öldürmek istemiş, ama o kavminin zorbalıklarına güzellikle karşılık vermiştir. Bu, Allahın Kuranda iman edenlere emrettiği üstün bir ahlak özelliğidir:

 

    "İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir." (Fussilet Suresi, 34)

 

    Hz İbrahimin üstün ahlakının başka bir örneği de, çevresinde kimse olmasa bile Kuran ahlakından kesinlikle taviz vermemesi ve sadece Allahın hoşnut olacağı gibi bir yaşam sürmesidir. Allah, Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allaha gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi. (NahlSuresi, 120) ayetiyle Hz. İbrahimin imanı tek başına yaşayabilen, sadece Allaha yönelen bir kul olduğunu bildirmektedir. İşte bu nedenle de tüm iman edenler aynı Hz. İbrahim gibi kesin kararlılık gösterip, koşullar ne olursa olsun inkar edenlerin aldatmacaları ve tuzakları karşısında gevşekliğe kapılmamalıdırlar.

 

Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allaha gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi.    (Nahl Suresi, 120)

 

 

 

Hz. İbrahimin Ateşe Atılmak İstenmesi

 

    Putlarının kırılmasından dolayı öfkelenen inkarcılar, Hz. İbrahime şiddetle ve baskıyla karşılık vermeyi kararlaştırmışlardır. Bunun için de Hz. İbrahimi ateşe atarak yakmak gibi büyük bir zalimliğe başvurmuşlardır. (Saffat Suresi, 97-98) Bir ayette Allah, kavminin Hz. İbrahime ne kadar düşmanca yaklaştığını, onu mutlaka öldürmek için tuzak hazırladıklarını şu şekilde bildirir:

     

    "Bunun üzerine kavminin (İbrahime) cevabı yalnızca: Onu öldürün ya da yakın demek oldu. Böylece Allah onu ateşten  kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır. "(Ankebut Suresi, 24)

 

    Müşriklerin, Allahın varlığının delillerini açıkça gördükleri halde, içlerinde Hz. İbrahimi ateşe atacak kadar büyük bir öfke hissetmeleri, bu kişilerin elçilere ve iman sahiplerine olan kin ve tahammülsüzlüklerinin önemli bir örneğidir. Ancak Allah inkarcıların tüm tuzaklarını olduğu gibi, zulmünü de boşa çıkarır. Müminler, kendilerine yapılan işkenceden dolayı Allah Katında büyük bir sevap kazanırken, onlara bu zulmü yapan inkarcılar ebedi cehennem azabını hak ederler.

 

    İlk bakışta Hz. İbrahimin çok sayıda inkarcı tarafından yakılarak öldürüleceği zannedilmektedir. Fakat ölüm ancak Allahın dilemesiyle olduğu gibi, ateş de ancak Allahın dilemesi ile "yakma" özelliğine sahip olmaktadır. Herşeyi yaratan Allah, o an ateşe Hz. İbrahime karşı "soğuk ve esenlik" olmasını emretmiş, inkar edenlerin tuzaklarını kendi başlarına geçirmiştir. Bu mucize ayetlerde şöyle bildirilir:

 

    "Biz de dedik ki: "Ey ateş, İbrahim'e karşı soğuk ve   esenlik ol." Ona bir düzen  kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık. Onu ve Lutu kurtarıp içinde, alemler için bereketler kıldığımız yere (ülkeye) çıkardık." (Enbiya Suresi, 69-71)

    Allah tüm elçilerine yardım ettiği gibi, Hz. İbrahime de bu zor anında en güzel şekilde yardım etmiştir. Hz. İbrahim inkar edenlerin kurdukları bu tuzak karşısındaki dirayetiyle, cesaretiyle ve tevekkülü ile müminlere örnektir. Son derece güçlü bir imanı olduğu için başına gelen bütün olayların bir kader üzerine yaratıldığının, Allahın bir planı olduğunun şuurundadır.

 

    Müminlerin de Allaha olan imanıyla, tevekkülü ve güzel ahlakıyla ayetlerde övülen Hz. İbrahim'i kendilerine örnek alarak, zorluklar karşısında her zaman Allaha güçlü bir tevekkül göstermeleri ve herşeyi yaratanın Allah olduğunu asla unutmamaları gerekir. Nitekim zarar getireceği düşünülen olayların tümü aslında birer imtihan olarak ve yine müminlerin hayrına gerçekleşmektedir. Bu durumda Müslümanın daima şevkli ve azimli olması ve her zaman Rabbimiz'e dayanıp güvenmesi Allahın rızasını kazanmaya en uygun tavır olacaktır.

 

    Bundan dolayı iman etmeyenlerin tuzak, komplo ve saldırıları müminin hüzne kapılmasına ve sıkıntı duymasına kesinlikle sebep olmayıp Allaha daha da yakınlaşmasına vesile olur. Nitekim Allah Kuranda Peygamberimiz (sav)e bu konuda şöyle emretmiştir:

 

    "Sabret; senin sabrın ancak Allah iledir. Onlar için hüzne kapılma ve kurmakta oldukları hileli-düzenlerden dolayı sıkıntıya düşme. Şüphesiz Allah korkup-sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir." (Nahl Suresi, 127-128)

 

 

 

    Hz. İbrahim Kıssasından Günümüze İşaretler

 

    Allah, "Ey ateş, İbrahim'e karşı soğuk ve esenlik ol" (Enbiya Suresi, 69) ayetiyle ateşin Hz. İbrahim'e zarar vermediğini bildirmiştir. Bununla inkar edenlerin tuzakları bozulmuş, onlar Allah'ın kutlu elçisine en küçük bir zarar dahi verememişlerdir. Bu ayet aynı zamanda günümüze dair önemli bir işaret de içermektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

 

    Bilindiği gibi, günümüzde yüksek teknoloji ile farklı özelliklere sahip kumaşlar ve malzemeler üretilmektedir. Bu malzemelerle ateşe dayanıklı giysiler, araçlar yapılmaktadır. Örneğin kişiyi ateş, alev, kıvılcım ya da başka yanıcı etkilere karşı koruyan iplik ve kumaşlardan giysiler yapılmaktadır. Aleve karşı dirençli olan bu giysiler daha zor tutuşur, daha yavaş yanar ve alev ya da ısı kaynağı ortadan kalktığında kendiliğinden söner. Bu tür giysiler yanma sırasında kişiye üzerindekileri çıkartmak ya da alevleri söndürmek gibi hayati önlemleri almak için daha fazla zaman kazandırmaktadır.

 

    Cam, aramid, novoloid, sulfar ve saran liflerinden üretilen kumaşlar da alev alarak yanmaz ve yüksek ısılara dayanıklıdır. Farklı ipliklerden üretilen bu kumaşların yanmaya karşı koruyucu olmaları için kumaşın ağırlığı, dokuması, yapısı, gerilimi ve çeşitli testlerde gösterdikleri performans dikkate alınır. Aleve dayanıklı kumaşlardan tasarlanan gömlek, pantolon, ceket, kazak, ayakkabı, eldiven, çorap ve başlık gibi giysiler petrol rafinerileri, kimyasal madde üreticileri, elektrik ve doğalgaz tesisleri, çelik endüstrisi, alüminyum imalatçıları, kaynak yapılan işletmeler, havacılık ve uzay endüstrisi, inşaat sanayi, acil durum ve yangın söndürme görevlileri tarafından kullanılır (1). Yukarıdaki ayette de ahir zamanda ortaya çıkan bu büyük bilimsel gelişmeye işaret ediliyor ve ateşe karşı dayanıklı kumaş ve maddelerin üretileceğine dikkat çekiliyor olabilir. Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

 

 

Hz. İbrahimin Duaları

 

    Kuranda peygamberlerin dualarını haber veren birçok ayet bulunmaktadır. Bu dualar Allaha yakınlaşmak için vesile arayan Müslümanlara çok hikmetli birer örnektir. Peygamberlerin samimi ve ihlaslı dualarını öğrenmek, bu duaları eden mübarek elçilerin üstün ahlaklarını ve manevi derinliklerini anlamaya çalışmak ve Allaha aynı samimiyetle dua etmek, insanın Allaha olan yakınlığının artmasına önemli bir vesile olacaktır.

 

    Hz. İbrahimin Kuran ayetlerinde haber verilen içten duaları da tüm Müslümanlar için çok güzel hikmetler içermektedir. Hz. İbrahim Allahı, ... Şüphesiz Rabbim gerçekten duayı işitendir. (İbrahim Suresi, 39) ayetinde bildirildiği gibi yüceltmiş ve kavmine söylediği bildirilen şu sözlerle duanın önemine dikkat çekmiştir.

 

    Sizden ve Allahtan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım. (Meryem Suresi, 48)

 

    Hz. İbrahim Allahtan hüküm ve hikmet istemiş, salihlerin arasına katılmak için şöyle dua etmiştir:

 

   Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat. (Şuara Suresi, 83)

    

Hz. İbrahim ahiret hayatı için ise şöyle dua etmiştir:

 

    Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl. Babamı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlardandır. Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme. Malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde. Ancak Allaha selim bir kalp ile gelenler başka. (Şuara Suresi, 85-89)

 

    Kabeyi inşa ederken, Allahın bunu kendisinden kabul etmesi için dua etmiştir:

    "İbrahim, İsmaille birlikte Evin (Kabenin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin." (Bakara Suresi, 127)

 

    Allahtan kendisini ve soyunu Ona teslim kılmasını, ibadet yöntemlerini göstermesini, tevbelerini kabul etmesini istemiştir:

 

    Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin. (Bakara Suresi, 128)

 

    Hz. İbrahim Allaha samimi bir kalple bağlıdır ve ahiret gününe de kesin bilgi ile iman etmektedir. Bu sebeple dualarındaki ihlası, samimiyeti, teslimiyeti açıkça hissedilmektedir. Müminler de Rabbimiz'e dua ederlerken kendilerine Hz. İbrahimin Allaha olan derin bağlılığını, samimiyetini ve ihlasını örnek almalı, tek dost ve yardımcı olarak sadece Rabbimiz'e yönelmelidirler.

 

 

Hz. İbrahimin Vasiyeti

 

    Rabbimiz Hz. İbrahimin Kuranda, Allahı birleyen bir muvahhid olduğunu şöyle haber vermiştir:

 

    "Hani İbrahim babasına ve kendi kavmine demişti ki: Şüphesiz ben, sizin taptıklarınızdan uzağım. Beni Yaratan başka. İşte O beni hidayete yöneltip-iletecektir. Ve bunu (bu tevhid inancını) belki (insanlar Allaha) dönerler diye ardında kalıcı bir kelime olarak kıldı-bıraktı. (Zuhruf Suresi, 26-28)

 

    Hz. İbrahimin tüm iman sahiplerine bıraktığı bu miras tevhid inancıdır. Allahın mübarek elçisinin bu mirası, onun sadece Allahın hoşnutluğunu kazanmak için yaşadığını, sadece Allahı dost ve vekil edindiğini ve sadece Allahtan korkup sakındığını bizlere göstermektedir. Hz. İbrahim, hayatı boyunca Allahı birleyerek ve Ona hiçbir şeyi ortak koşmadan yaşamayı kavmine tebliğ etmiştir. Bakara Suresinde Hz. İbrahimin vasiyeti şöyle haber verilir:

 

    "Rabbi ona: Teslim ol dediğinde (O:) Alemlerin Rabbine teslim oldum demişti. Bunu İbrahim, oğullarına vasiyet etti, Yakup da: Oğullarım, şüphesiz   Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin (diye benzer bir vasiyette bulundu.)" (Bakara Suresi, 131-132)

 

    Hz. İbrahimin hidayet önderliği kendisinden sonra soyunda da devam etmiş; oğulları Hz. İsmail ve Hz. İshak, torunu Hz. Yakup ve onun oğlu Hz. Yusuf ve onları izleyen aynı soydan gelen diğer mübarek elçiler de insanları din ahlakını yaşamaya, hikmetli öğütlerle ve vakarla davet etmeyi sürdürmüşlerdir. (Bakara Suresi, 133). Allahın izni ile, her kim Hz. İbrahimin vasiyetine uyar ve sadece Allaha kulluk edip, tüm hayatını Onun rızası için sürdürürse, Allahın hoşnutluğunu ve sonsuz mutluluk yurdu olan cenneti umabilir.

 

    Sonuç

 

    Kuran'da Hz. İbrahim kıssasında aktarılan örnekler tüm müminler için birer ders niteliğindedir. Hz. İbrahim tüm yaşamı boyunca Allah'a tevekkül etmiş, kavminin düşmanca tavrı karşısında her zaman Allaha olan güçlü imanı, samimiyeti, teslimiyeti, ihlası ona güç vermiş, Allahın varlığını anlatmak için çok etkili yöntemler geliştirmiştir. Çok büyük bir kararlılık ve şevkle inkar edenlere karşı fikri mücadele yürütmüş ve Allahın rızası, rahmeti, cenneti dışında hiçbir karşılık beklememiştir. Allah Kuranda Hz. İbrahimin ve onun soyunun katıksızca ahireti düşünüp anan ihlas sahipleri olduğunu şöyle haber vermiştir:

 

    "... İbrahimi, İshakı ve Yakubu da hatırla. Gerçekten Biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp-anan ihlas sahipleri kıldık." (Sad Suresi, 45-46)

 

    Bir müminin de sahip olması gereken en önemli vasıflardan biri, katıksızca ahiret yurdunu düşünüp anmasıdır. Yapılan her iş, söylenen her söz sadece Allahın hoşnutluğunu kazanmak için olmalıdır. Müminler, Hz. İbrahim gibi sürekli asıl hayatı olan ahirete özlem duymalı ve dünyaya hiçbir zaman bağlanmamalıdır. İman edenler de elbette   Allahın dünyadaki nimetlerinden faydalanacak, bu yolla Allaha şükredip bu nimetlerin ahiretteki asıllarını düşüneceklerdir. Ama bunlar, hiçbir zaman amaç haline getirilmemelidir. Her biri Allahın rızasını kazanmaya, Kuran ahlakını anlatmaya, ahiret yurdunu anmaya vesile olan birer nimet olarak görülmelidir.

Yüce Allah bu üstün ahlaka sahip, ahiret yurdunu anan, Allahın rızasını herşeyin üstünde tutan ve din ahlakını yaymak için tüm hayatı boyunca ihlasla çaba gösteren kıymetli kulu Hz. İbrahim için Bakara Suresinde şu şekilde buyurmaktadır:

 

    "Kendi nefsini aşağılık kılandan başka, İbrahimin dininden kim yüz çevirir? Andolsun, Biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O salihlerdendir." (Bakara Suresi, 130)

      

1 http://www.firewear.com/spcgide.htm. http://www.iastate.edu/~tc-ext/flame.html

http://www.ilmimercek.org/MOC/index.php?secim=makale&m_i d=1723



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
gercek_neyse
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 mart 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 45
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gercek_neyse

çok güzel. teşekkürler
Yukarı dön Göster gercek_neyse's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gercek_neyse
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats