HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KUR’AN’IN EVRENSELLİK İDİASI VAR MI. ? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
muvahhıd
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 eylul 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 174
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhıd

Kuran'ın evrensellik iddiası var mı?

islam evrensel mi



1. İslam’ın evrensellik iddiası
2. Tüm insanlığa Arapça Kuran?
3. Her kavme (o kavmin dilini konuşan) bir peygamber gönderilmesi
4. Kuran’ın da sadece somut bir kavme gönderilmiş olması
5. Kuran’ın evrensellik iddiasını savunan argümanların geçersizliği
6. Kuran’ın evrenselliğine dair ayetler



1. İslam’ın evrensellik iddiası

İslam inancına göre Kuran, kıyamete kadar dünyada yaşayacak olan bütün insanlar ve medeniyetler için gelmiş ve evrensel (alemşümûl) hakikatler getirmiştir.

Oysa inanmayan biri için, Kuran’da işlenen meselelerin, verilen örneklerin, sunulan değer yargılarının evrensel hiçbir yanı yok. Kuran’ın tamamına yakını, örneğin günümüzde yaşayan bir Eskimo, Tibetli, Tokyolu, İsviçreli vs. için hiçbir güncel, anlamlı mesaj/hüküm/hikmet içermiyor (içerme ihtimali olan bölümler ise, zaten her toplumca malûm genel-geçer ‘hikmet’lerden ibaret). Çok sayıda ayet, değil evrensellik iddiasında bulunan bir hitapta, açık açık sadece somut bir zaman ve mekân dilimindeki bir topluma seslenen metinlerde dahi kesinlikle olmaması gereken bir şekilde günübirlik, tekil olayları işliyor, üstelik bu ayetlerden bu tekil olayları aşan herhangi bir genel anlam ve hüküm çıkartmak da mümkün değil (bkz. “Evrensel” Kuran’dan günübirlik ayetler). Diğer yandan birçok ayetin içerdiği genel hüküm, ancak 1400 yıl öncesi Arap Yarımadasında hakim olan hukuk ve örf anlayışları bağlamında anlamlı durmakta ve evrensel nitelikten büsbütün yoksun.

Ama tüm bunlardan bağımsız olarak bir de şu soruyu sormamız uygun olur: “Acaba Kuran’ın kendisi bu evrensellik iddiasını ne kadar ciddiye almıştır?”

Yani bu metinde ele alınan soru “Kuran evrensel mi, içerdiği hüküm ve öğütler açısından evrensel niteliği var mı?” sorusu değil.
“Kuran’ın kendisi (çelişkisiz bir şekilde) evrensellik iddiasında bulunmuş mu?” sorusu ele alınmaya çalışılmakta.
Bir an olsun, doğduğumuzdan beri bizlere telkin edilenlerden şöyle bir arınıp düşünmeye çalışalım. Aşağıdaki ayetler, evrensellik iddiasıyla uyuşur mu hiç?



2. Tüm insanlığa Arapça Kuran?

  • Yusuf/2
    Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.
  • Zuhruf/2-3
    Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.
  • Fussilet/44
    Biz bu Kuran’ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık: “Ayetleri uzun açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı bir dille söylenir mi?” derlerdi.
  • Zümer/28
    Biz onu, Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar diye hiçbir eğriliği bulunmayan Arapça bir Kur’an olarak indirdik.
  • Taha/113
    İşte böylece biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar, yahut onlara bir uyarı versin diye onda tehditleri teker teker sıraladık.
  • Meryem/97
    Biz Kuran’ı Allah’a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.
  • Fussilet/3
    (Bu,) bilen bir kavim için, ayetleri Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır.

Bütün milletlere, medeniyetlere gelen bir kitap niçin sadece tek bir milletin dilinden gelsin, ve -hadi bunu geçtik, ama asıl önemlisi- niçin üstelik bir de “anlayasınız diye sizin dilinizden getirdik” densin? Acaba o dönemlerde İslam’ın bu denli yayılacağı ve hatta 1400 yıl sonra bile Arap olmayan toplumlar tarafından benimseniyor olacağı hayâl dahi ediliyor muydu? Yoksa Kuran’da geçenler tamamen o zaman ve mekânın şartlarına göre uyarlanmış insan sözleri mi?



3. Her kavme (o kavmin dilini konuşan)
bir peygamber gönderilmesi

  • İbrahim/4
    (Allah’ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik.
  • Nahl/36
    And olsun ki, her ümmete: “Allah’a kulluk edin, azdırıcılardan kaçının” diyen peygamber göndermişizdir.
  • Yûnus/47
    Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onların peygamberi geldiği (tebliğini yaptığı) zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.
  • Fâtır/24
    Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
  • Şu’arâ/208
    Biz, hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helâk etmedik.




4. Kuran’ın da sadece somut bir kavme
gönderilmiş olması

  • Yasin/5-6
    Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.
  • Secde/3
    Yoksa “Onu Muhammed uydurdu” mu diyorlar? Hayır o, kendilerine senden önce hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, doğru yolu bulsunlar diye Rabbin tarafından indirilmiş gerçektir.
  • Zuhruf/44
    Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.
  • En’âm 156-157
    “Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik” demeyesiniz, yahut, “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız.

Ama dahası da var:

  • Şura/7
    Böylece biz sana Arapça bir Kur’an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir.
  • Enam/92
    Bu indirdiğimiz, kendinden öncekileri doğrulayan, Mekkelileri ve etrafındakileri uyaran mübarek Kitap’dır. Ahirete inananlar buna inanırlar, namazlarına da devam ederler.

(Bu iki ayetin orijinalinde “şehirlerin anası” anlamına gelen “ümmül kurâ” ifadesinden Mekke şehrinin kastedildiği konusunda müfessirler hemfikirdir) (*)



5. Kuran’ın evrensellik iddiasını savunan
argümanların geçersizliği

Burada şu denilebilir:islam ve evrensellik

  • Kuran, tüm insanlığa seslenmektedir. Ama doğal ve zorunlu olarak bu hitabın orijinali somut bir lisanda olması gerekirdi. Allah da -bizlerin bilebileceği ve/veya bilemeyeceği sebeplerle- Arapçayı seçmiştir. Bu durum, Kuran’ın evrensellik iddiasına gölge düşürmez. Nitekim örneğin bazı evrensellik iddiasında bulunan insan ürünü metinler de (örn. bilimsel veya ideolojik eserler, yahut evrensel insan hakları metinleri) tüm insanlığa hitap ettiğini söylemesine rağmen, orijinal/ilk metin mecburen somut bir lisanda kaleme alınmaktadır.

Böyle bir itirazın çürüklüğü birçok açıdan gösterilebilir: Birincisi, herşeye gücü yeten bir Yaratıcı gayet kolayca her millete kendi dilinden hitap edebilmeliydi. Kaldı ki, zaten Kuran da işte bunu yaptığını söylüyor (bkz. yukarda 3. Her kavme (o kavmin dilini konuşan) bir peygamber gönderilmesi). Muhammed’den önce gelen bütün elçiler sadece somut bir toplum için ve doğal olarak o toplumun diliyle gönderilmiş. Ama sadece Muhammed yine somut bir toplumun diliyle, fakat bütün insanlığa ve kıyamete kadar yaşayacak olan bütün milletlere, medeniyetlere gönderilmiş (!).

Tanrı’nın her defasında bir toplum/millet/kavim içinden sadece bir bireyi seçmesi, sadece onunla iletişime geçmesi ve bu tek bir elçinin halkına vahiyi tebliğ etmesini istemesi, zaten son derece tuhaf bir durum. Ama asıl önemlisi: Bunu kabul etsek bile, Tanrı’nın, belli bir noktadan sonra “Bu son elçiydi. Başka yok.” demesi ve ondan sonra yaşayacak olan bütün insanlıktan bu tek elçiye uymasını beklemesi, binbir türlü farklı dil, kültür ve medeniyete sahip toplumlara belli bir tarihte Arapça diliyle vahyettiği kelama uymasını emretmesi hiç mi hiç akıl kârı değil.

Tamam, Allah insanları uyarmak için her bir millette o dili konuşan bir elçi gönderiyor olsun (İbrahim/4‘de yazdığı gibi). Ve bu elçinin de tabiyatı gereği o milletin dilinden konuşması gayet normal ve akla yatkın olsun. İyi de: Bundan çıksa çıksa yine sadece Muhammed ve Kuran’ın Arap milleti için gönderildiği çıkar!
O hâlde ilave açıklamalara ihtiyaç var:

  • Önceki diğer bütün peygamberler belli bir kavme gönderilmişti, fakat son Peygamber Hz. Muhammed ve Kuran bütün insanlığa gönderilmiştir. Ama son Peygamber de, Allah’ın seçmiş olduğu davet yöntemi gereği bir insandır ve doğal olarak bir millete, kavme aittir, o milletin, kavmin dilini konuşur. Dolayısı ile Kuran’ın da o dilde nazil olması son derece doğaldır. Ama yine de Kuran bütün insanlığa hitap eder, evrenseldir, tek bir millet için değil, bütün insanlık için gelmiştir.

Tamam, bunu da kabul edelim. Diyelim ki, Tanrı bin yıllar boyunca her topluma o toplumun içinden bir elçi göndermiş ve bir noktadan sonra “bu sondu” demiş ve kıyamete kadar gelecek olan bütün farklı milletlere bu son elçiye uymayı emretmiş olsun. Yani diyelim ki, Kuran (müslümanların iddia ettiği gibi), aslen bütün insanlığa hitabediyor olsun, ama ilk muhatabları Araplar olduğu için ve Muhammed de Arap olduğu için doğal olarak Arapça gelmiş olsun.

Peki ama böyle bir Kitap’ta neden üstüne basıla basıla, sürekli “siz anlayasınız diye, sizin dilinizden gönderdik” densin ki?

Kuran’ın hiçbir yerinde “Biz Kuran’ı, seçtiğimiz Resul’ün diliyle vahyettik. Ama O yine de bütün kavimlere hitap eder. Arapça bilmeyenler öğrensin veya kendi dilinde meal ve tefsir yapanlara uysun” gibi bir açıklama geçmiyor.

Aksine “Biz onu, siz iyice anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.” deniliyor.

Yani sorun, sadece Kuran’ın Arapça “vahyedilmiş” olması değil. Sorun üstüne üstelik bir de “siz anlayasınız diye sizin dilinizde vahyettik” denmesi, peygambere “senin kavmin için gönderdik” denmesi.

Yukardaki 2., 3. ve 4. altbaşlıklarda yer alan bütün ayetleri tekrar okuyalım. Ayetlerin dili gayet açık!

Kuran “Biz bu Kuran’ı senin kavmin için indirdik” diyor. “Mekke ve çevresini uyarman için” diye ekliyor…

İslam’ın doğru mu, yanlış mı (ilahî kaynaklı mı, insan uydurması mı) olduğu bir kenara, doğru (ilahî kaynaklı) olsa bile, zaten yukardaki bütün bu ayetlere göre kendisinin evrensel olma iddiası yok ki!

Ama tabii ki, her konuda olduğu gibi, bu hususta da, eğer İslam’ın evrensel ve ilahî din olduğunu baştan kabul etmiş olarak, zorla bütün ayetleri bu şekilde yorumlamaya çalışırsak, bir şekilde bunu yapar/yaptığımızı sanarız. Örneğin “Mekke ve çevresindekileri” tabirini, “çevre”den kasıt bütün insanlıktır, şeklinde yorumlarız, ki zaten tefsirciler de bunu yapıyor, hatta bazı mealciler bunu parantez içinde mealin kendisine ekliyor. Bu arada tabii ki kelime-cümle-anlam ilişkisine de tecavüz etmiş oluruz, ama olsun, ne de olsa istediğimiz sonuç çıkmıştır.

“Biz sana Arapça bir Kur’an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın”

Bu cümlede “çevre”den kastedilen bütün insanlık ise, neden başında “Arapça vahyettik ki” var? “Arapça vahyettik ki, bütün insanlığı uyarasın”.
Mantıklı mı?

Veya: “Anlayasınız diye Arapça yaptık ki, bütün insanlık ve Arapça bilmeyenler de anlasın.
Çok tuhaf değil mi?

Yahut: “Biz bu Kuran’ı yabancı bir dil ile ortaya koysaydık: ‘Araba yabancı bir dille söylenir mi?’ derlerdi. Bu yüzden Arapça ile ortaya koyduk ki, hiç bir millet (Arapça bilmeyenler de) böyle birşey diyemesin.”
Akla sığıyor mu?



6. Kuran’ın evrenselliğine dair ayetler

Yanlış anlaşılmayı önleyebilmek ümidi ile:
Bu makalede Kuran’ın evrensel olmadığı konu edilmiyor. Kuran zaten evrensel değil/olamaz. “Peygamberle görüşmeden önce sadaka verin“, “Peygamberin evine davetsiz gitmeyin, davet edilince de fazla kalmayın“, “Peygamberle yüksek sesle konuşmayın” gibi emirler içeren; Muhammed’in evliliklerini ve cinsel hayatını düzenleyen; somut ve tekil bir olaydan dolayı Peygamber eşlerini azarlayan; kölelik, cariyelik, kısas gibi kurum ve düzenlemelerle tamamiyle 1400 yıl öncesi Arap çöl örf ve adetlerine göre uyarlanmış olan ayetler içeren bir kitap elbette evrensel değildir/olamaz. Ama bu yazının konusu bu değil zaten.

Müslümanların, Kuran ve İslam’ın evrensel olduğunu iddia ettikleri de zaten kimse tarafından inkâr edilmiyor. Ayrıca İslam’ın zamanla Arap olmayan toplumlara da yayıldığı da inkâr edilemez bir fiili gerçek. Ama bu da bu metnin konusu değil.

Metnin konusu: Kuran’da yer alan birçok ayet, İslam’ın bariz bir şekilde Arap toplumuna ve sadece Arap toplumuna hitap eder bir şekilde kurgulanmış olduğunu göstermekte.

Aksi halde, örneğin “Biz birincil muhatab/başlangıç noktası olarak Arap kavmini seçtik. Fakat kitabımız tüm cihana hitap eder. Bu başlangıç noktasından hareketle İslam tüm milletleri, bütün dilleri, medeniyetleri aynı oranda davet eder. Arapça bilmeyenler ya öğrensin ya da kendi dilinde açıklama yapan alimlere uysun.” gibi izahlar olmalıydı.

Oysa bu gibi izahat şöyle dursun, tam tersine, Kuran’ın sadece Arap toplumu için düşünülerek söylenmiş bir hitap olduğunu doğrulayacak çok sayıda ifade var.

“inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.”
“Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.”
iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık”
ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için”
“kendilerine senden önce hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için,
Arapça bir Kur’an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın
Mekkelileri ve etrafındakileri uyaran mübarek Kitap’dır.”

Yukardaki ayetler son derece bariz bir şekilde, Kuran’ın sadece Arap toplumuna hitap ettiğini göstermekte. Peki Kuran’ın bütün insanlara seslendiği fikrini destekleyici ayetler de yok mu?

Olmaz mı?

  • Sebe/28
    Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.
  • Enbiya/107
    (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
  • Araf/158
    De ki: “Ey insanlar! Doğrusu ben, göklerin ve yerin hükümranı, O’ndan başka tanrı bulunmayan, dirilten ve öldüren Allah’ın, hepiniz için gönderdiği peygamberiyim. Allah’a ve okuyup yazması olmayan, haber getiren peygamberine -ki o da Allah’a ve sözlerine inanmıştır- inanın; ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”

Bu gibi ifadelerden, evrensellik iddiası çıkartmak zaten başlıbaşına zorlama gibi duruyor. “Ladies and Gentlemen” diye başlayan bir konuşmacının, (sırf bu genel ifadeyi kullandı diye zorunlu olarak) tüm dünyanın bayan ve erkeklerine hitap etmek istediğini söylemek gülünç olur. “Ey insanlar”, “ey ahali” vs. gibi ifadeler lafzen genel olsa da, somut olarak o an orada bulunuyor olanlara seslenir. “Alemlere rahmet” gibi ifadeler de, Muhammed’in kendisini yüceltmesi olarak okunmalı. Tarihde birçok kral, imparator vs. kendisi için bu gibi ifadeler kullanmıştır. Bu gibi ifadelerden “Kuran kendi iddiasına göre bütün milletlere, dillere, medeniyetlere eşit derecede hitap etmektedir” gibi bir sonuç çıkartmak epey zorlama olur.

Ama diyelim ki bu zorlama sonucu da kabul ettik. Bu neye işaret eder? Yukarda sayılan bunca apaçık ayetin hepsinin birden buharlaşıp yok olduğuna mı, yoksa Kuran’da birçok çelişkili ifade olduğuna, o anki somut durum ve şartlar neyi gerektirdiyse, ona göre ifadeler bulunmuş insan sözlerinden ibaret olduğuna mı?



(*)

  • Prof.Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağırıcı, Prof. Dr. İ. Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sadrettin Gümüş
    Mekke’nin “Ümmülkurâ” diye anılması bölgenin din ve ticaret merkezi, bil­hassa hac mahalli olması, ayrıca Arabistan’ın en eski mabedi sayılan Kabe’nin orada bulunmasından dolayıdır.
    (Kur’an Yolu – Türkçe Meâl ve Tefsir, Enam/92)
  • Elmalılı Hamdi Yazır
    Bütün şehirlerin anası, merkezi demek olan (Ümmü’l-kurâ) Mekke’nin bir ismidir ki cihanın merkezi, bütün yaratılmışların kıblesi demek gibidir.
    (Hak Dini Kur’an Dili, Enam/92)
  • Seyyid Kutub
    Mekke’ye şehirlerin anası anlamında `Ummul Kura’ denmektedir. Çünkü Mekke, ortaksız tek Allah’a kulluk yapmaları amacıyla insanlar için. kurulmuş ilk evi içinde barındırmaktadır.
    (Fizilal´il Kur´an, Enam/92)
  • Fahruddin Er-Râzi
    “Mekke’ye Ümmü’i-Kurâ (Başkent) Denilmesinin Sebebi
    Birinci Bahis: Alimler, bu âyette bir mahzufun bulunduğu ve takdirinin “bir de başkent olan (Mekke)nin halkını uyarman için…” şeklinde olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Yine, “başkent”in (Ümmü’l-Kura’nın) Mekke olduğu hususunda ittifak, ama Mekke’nin bu şekilde isimlendirilmesinin sebebi hakkında ihtilaf etmişlerdir. İbn Abbas, “Mekke, bütün yeryüzü, onun altından ve etrafından itibaren genişletilip bu hale getirildiği için Ümmü’l-Kurâ (şehirlerin anası) diye isimlendirilmiştir” demiştir. Ebu Bekr el-Esamm ise şöyle demiştir: “Mekke, bütün dünyanın kıblesi olduğu için böyle isimlendirilmiştir. Binâenaleyh o, sanki bir asıl (ana, kök), diğer belde ve şehirler de, ona bağlı olan yerler gibidir. Yine, dünyadaki mü’minlerin temel ibadetlerinden birisi de hacc olup, hacc da ancak bu beldede yapılabilir. İşte bu sebepten dolayı, bütün insanlar, çocukların annelerinin etrafında toplanması gibi, onun etrafında toplanır. Yine dünyanın bütün müslümanlan, hacc sebebiyle orada toplandıkları zaman, o beldede, başka beldelerde bulunmayan birçok ticaret ve istifadeler hasıl olur. Şüphe yok ki, kazanç ve ticaret, geçim yollarının asıllarından, temellerindendir… İşte bu sebepten dolayı Mekke, şehirlerin anası diye isimlendirilmiştir. Yine denildiğine göre Mekke, “Kabe, ibadet maksadıyla, insanlar için yapılmış olan ilk yapı olduğu için” Ümmü’l-Kurâ diye isimlendirilmiştir. Bir de, “Mekke, yeryüzünde meskun olan ilk belde olduğundan böyle adlandırılmıştır” denilmiştir.”
    (Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 10/25, Enam/92)

Afak Adalı – ulpian




 


 
Yukarı dön Göster muvahhıd's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhıd
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

tüm evrenlerde ve zamanlarda  geçeli olan prensiplerin belli bir zaman ve mekandaki insanlara hatırlatılmasıdır kuran...

iyilik ile yaşama kötülük ile savaşma evrensel prensibinin tarihteki bir örneğinin bize ulaşan notlarını içerir...

tamamen tarihseldir...

ama içinde bazı evrensel öğütler barındırır...

insanlığın istifadesine sunulmuştur...

yazılmış olan her kitap her eser gibi...




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
isimsiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 02 haziran 2010
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı isimsiz

İnsan bir yazıyı kaleme alırken öncelikle varsa bir bilgi/veri eksikliği onu giderir, sonra yazar ki komik duruma düşmesin. Adamın Rasul, Nebi, Ümmet, Rahmet, Ümmi, ‘Arabiyy, v.s. gibi kelimelerin ne anlama geldiğine dair hiçbir ilmi ve fikri yok. Mealleri kopyalayıp yapıştırmakla olmuyor bu işler. Zaten baştan tarafını belli etmiş. Oysa böyle konuların, hem tarafsız bir bakışla, hem de detaylı çalışmalarla ele alınması gerekiyor. Ne diyelim, klavyesi olan yazıyor.

 

Selam

Yukarı dön Göster isimsiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: isimsiz
 
UlulEbsar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 mayis 2010
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 352
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulEbsar

[QUOTE=isimsiz]

İnsan bir yazıyı kaleme alırken öncelikle varsa bir bilgi/veri eksikliği onu giderir, sonra yazar ki komik duruma düşmesin. Adamın Rasul, Nebi, Ümmet, Rahmet, Ümmi, �Arabiyy, v.s. gibi kelimelerin ne anlama geldiğine dair hiçbir ilmi ve fikri yok. Mealleri kopyalayıp yapıştırmakla olmuyor bu işler. Zaten baştan tarafını belli etmiş. Oysa böyle konuların, hem tarafsız bir bakışla, hem de detaylı çalışmalarla ele alınması gerekiyor. Ne diyelim, klavyesi olan yazıyor.


Dilerse  GERÇEK ÖZGÜR PLATFORM olarak kendisi ile burada tartışabiliriz.
yazar islamın sunni yorumundan başkasını kabul etmiyor ve şiddetle bizi
Ayetleri çarpıtmakla itham ediyor.
Bir Ateistin inkar ettiği Kuranın Sunni yorumundan başkasına tahammül edememesi bir İroni değilse nedir?

saygılar...
 
Yukarı dön Göster UlulEbsar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulEbsar
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba,

yazının tamamını okumadım. linklerden linklere zıpladım...

ve şunu fark ettim:

bir ara bu sitede belli arkadaşlarla şiddetle münazara ettiğimiz konu...

ortalama sunni birinin ---> tarikatlara bakışı

tarikatçılar için dinsizdir!!!!

kuran meal okuyucuları (namaz,oruç yerine getirenler) nın ----> mezhepcilere bakışı

mezhepciler için dinsizdir !!!!

dini ritüelleri kabul etmeyen kuran okuyuclarının ----> kabul eden kuran okuyucularına bakışı

dini ritüellere inanan kuran okuyucuları için dinsizdir!!!

kuranın bireysel yazılmış kitap olduğunu savunanların ---> üsttekilere bakışı

üsttekilere göre dinsizdir !!!

bir rockçının ---> ateist bir öğretim üyesine bakışı

öğretim üyesine göre yoldan çıkmıştır

metalcinin --->  rockçıya bakışı

rock çıya göre aşırıdır...

şimdi geliyorum en can alıcı SORUYA:

esfeli safilin - ahseni takvim

bu sınırlara KİM , kendisini NEYE GÖRE sokar...:)

hadi selamlar...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar.

    arkadaş  kuranın insanlık için olduğunu bilmiyor.. bazı ayetlerle çürüterek bir arap dini haline sokuyor.

    tarihde fransız ihtilalinin sonuçları sadece fransada mı? kaldı.. dünya bundan nasibini almadımı. oysa sadece fransayı alakadar eden bir konu değilmiydi.

    veya  Alexsander Graham Bell telefonu icat ettide sadece amerikadamı kaldı.

   düşünce akınlarından karl marx kominizim düşüncesi. sadece  ingilterede mi? kaldı yanlız ingilizlerimi alakadar etti.

    bu yukarıdakiler nasıl  dünyaya bir köyden bir kasabadan yayıldı ise. veya bazıları mucidinin kendi günlük kullanımı iken nasıl dünyayı sardı ise.

     yada bazı düşünce  akımları o zamanın şartlarındaki ototriteye karşı savunmak için söylenim sonradan dünyanın benimsediği bir düşünce akımı olduysa ....

      şimdi çıkıp bu arabın kuranı beni bağlamaz diyenler. önce elinin altındaki bilgisayardan başlayıp. telefonunu.. televizyonun.. beni bağlamaz onların o anki kişisel ihtiyaçları deyip çöpe atsın.



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
Mektep
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 agustos 2009
Yer: Scotland
Gönderilenler: 105
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mektep

 

Bir sayi var,karsilikli goruyoruz .sen diyorsun 6,ben diyorum 9 veya sen diyorsun yarisi su dolu bardak, ben diyorum yarisi bos bardak.olaya farkli yerlerdelen bakiyoruz.Aslinda Gercek Rehbere bakilsa isteneni gorucez.Bu seferde gorusler farkli olacak/oluyor..Ayriliga dustugumuz seylerden,aramizda Allah hukmunu verecek.

2/113.Yahûdiler: "Hıristiyanlar, bir temel üzerinde değiller," dediler. Hıristiyanlar da: "Yahûdiler bir temel üzerinde değiller," dediler. Oysa hepsi de Kitabı okuyorlar. Bilmeyenler de tıpkı onların dedikleri gibi demişlerdi. Artık Allâh, ayrılığa düştükleri şey hakkında, kıyâmet günü aralarında hüküm verecektir.

Selam ile

 

Yukarı dön Göster Mektep's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mektep
 
İmam Huseyin
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 07 agustos 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 6
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı İmam Huseyin

Kur�anı her hususta kendi aklımız ve mealler ile biz anlayabiliriz hususunda düşülen en büyük hata,Sünnet-nüzul siyak ve sibak Sahabe ve alimlerin görüş ve düşüncelerini arka plana atıp kendi görüşünü sunmak, Kur�an�ı anlamada birçok yanlışlığa düşülmesine sebebiyet vermekte ve günümüz haricileri olan HANİFLER birçok hususta 1400 yıllık süreç içerisinde müsteşriklerin dahi kabul ettiği birçok hususu reddetme cesaretleri hiçbir zaman istedikleri emellerinin İslam ümmeti arasında kabul görmeyecektir. Çünkü İslam alimleri teslimiyet ve akli selim bir tavır ile bakmakta idiler.

İslam alimlerinin hemen hepsi. Sünneti Kur�an tefsirinde ikinci kaynak olarak kabul etmektedirler. Bu hususta hiçbir alim başka bir fikir sunmamıştır. Kur�an Allah Resulü Muhammed (s.a.a) efendimize vahyedileni sadece tebliğ etme ile yeterli kılmayıp, aynı zaman ona Kur�anı açıklama görevide vermiştir.

O peygamberleri açık deliller ile ve kitaplar ile göndermiştik. Sana da, insanlara indirilen ilahi mesajı açıklayasın da ola ki, düşünürler diye Kur'an'ı indirdik.
(Nahl-44)

Ama Biz, sana, (ey peygamber,) yazılı bir metin göndermiş olsaydık ve ona kendi elleriyle dokunmuş olsalardı bile hakikati inkara şartlanmış olanlar, kesinlikle, "Bu aldatmacadan başka bir şey değil!" derlerdi.(En�am-7)

Kur�an� inkara şartlanmış olanların istediği gibi gökten kağıt parçaları halinde vahyedilmiş olsa idi Allah resulü bu ayetleri açıklamasa idi, insanlar o zaman Kur�an emir ve yasaklarının ne şekilde uygulanacağını bilemez ve layıkıyla yerine getiremez birçok yanlış anlayış ortaya çıkardı.

Kur�an birçok ayeti kerimede Allah resulünün insanlara kitap ve hikmetin öğreticisi olduğunu, ayeti kerimeleri okuduktan sonra muhataplarına Kitabı ve Hikmeti öğrettiğini bildirmektedir. Ayeti kerimelere dikkat ettiğimizde Allah Resulünün ayetleri sadece tebliğ etmekle kalmayıp aynı zamanda açıkladığı sonucu açıktır. Ayeti kerimelerde ��İnsanlara İlahi mesajı açıklayasın�� hitabı bizzat Tebliğ ile birlikte açıklayıcısının da Allah Resulü olduğunu ve Peygamberlik görevi ile birlikte açıklama görevini de yürüttüğü tüm İslam camiasınca sabittir.

Kur'anı Peygamberi Ulul Emri birbirinden bağımsız kılan anlayış eseri olan günümüz HARİCİLERİ (Hanifler)

İslam dininin tüm dinamiklerine el atmak üzere birleşmişçesine, benim Kurandan anladığım benim Kurandan anladığım, sözlerini dillerine dolayarak herkes dilsiz, sağır, kör görmüyor da sadece bu beyefendiler anlıyor ve öğretiyorlar. Benim size acizane tavsiyemBu benim kurandan anladığım diyene kadar, günümüze kadar İslam alimlerinin ittifakı ile bende onların görüşünün doğruluğunu kabul ederek Kuranı anlamaya ve yaşamaya çalışıyorum diyerek. NASUH bir Tevbe ile Rabbe Tevbe etmeniz Allah bizleri kendine kul eylesin.

Gencecik beyinleri aşureye çeviren bu sanal Google alimleri Kur'anı açıklamaya o kadar yüreğiniz yetiyor ise buyrun size vereceğim şu maddeler ile açında görelim. Yeter artık çekin ellerinizi Müslümanların dininden kendinize uygun din anlayışınız size kalsın Bize Kuran Sünnet Hadis İcma Kıyas İstihzan Alimlerin ittifakı yeterde artar bile sizden bir şey istemiyoruz.

İstisna Yoluyla Açıklama.
Bir Şeyin Sebebini Zikretmekle Açıklama.
Genel İfadelerin Tahsis Edilmesi
Genel Anlamlı Kelimeden Kast olunan Şeyin Belirlenmesi
Genel Anlamlı Bir Kelimenin Şümulüne Giren Hususların Açıklanması
Müphem Hususların Açıklanması
İsm-i Mevsullerle Kast olunan Şeylerin Açıklanması
İsm-i İşaretlerin Gösterdikleri Şeylerin Açıklanması
Zamirlerin Açıklanması
Bir şeyin Veya Bir Şahsın Gerçek Adının Zikredilmesi
Zaman ve Mekanla İlgili Belirsizliğin Giderilmesi
Garib Kelimelerin Açıklanması
İfadelerdeki İhtimallerin Bir'e İndirgenmesi
Kısa Ve Veciz İfadelerin Geniş Açıklanması
İfadelerin Mecazi Oluşlarının Tayin Edilmesi
İzahı Güç Hususların Açıklanması

Kur'an-Kur'an diyip Kur'andan anlamayan zihniyetlere sadece ufak bir örnekleme verdim buyrun bu maddeler eşliğinde Kur'anı bize anlatında bizde sizi görelim Allah şahittir Ahirette ilk yakasına yapışacağım kesim, bu dini oyuncak haline getiren Hanifler olacaktır. Sizi Allah'a havale ediyorum. Biz Sizin dininizden değiliz Biz Allah'ın berrak dini olan İslam�a tabiyiz.


Öncelikle HANİFLERİN söylemlerini vereyim daha sonra Kararı siz verin Bunlar kim diye?


İslam Alimleri Kimki ben bilirim

Peygamber Postacı aramızda işi yok

Tasavvuf neki hepsi şirke girmiş

Kıble aman Allah'ım oda ne her yön serbest yatarak namaz kılma dahil

Peygamber Ümmi değil bilakis OXFORD üniversitesini iki defa bitirmiş

Peygamberin Helal Haram koyma yetkisi olamaz biz daha iyi biliriz

Kadir ve Miraç Geceleri insan aklının dışında akıl ile kabul edilemez

Hadisler onlarda ne hepsi yalan ve uydurmalardan ibaret

Sünnet Kuran ile alakası yok peygamberin kendi heva ve heveslerinin ürünü

Tevhidi en iyi biz biliriz

Kuran'ı bizden iyi anlayan yok onlar çöl bedevisi Sahabeler ne bilir biz Peygambersiz bu işi yürütürüz

Oruç 29 gün çekilirmi ya 10 gün daha mantıklı işimiz gücümüz var

Kur'anı anlama metotları diye bir şey yok Mealler bize yeter nüzul siyak sibak bunlar bizi ilgilendirmez

Mucize diye bir şey yok onlar hayal aleminden ibaret halüsinasyon eseri

Namaz oda ne jimnastik hareketleri el çırpmadan ibaret şekilsel bir izahatı yoktur

Mahrem sınırları çağdışı uygulamalar açılıp saçılma dururken oda ne

Melek diye bir şey yok

Kader ne ya (hâşâ) Allah suçlu biz suçlu değiliz o zaman

Haremlik Selamlık ayıp ya hepimiz kardeşiz böyle bir şey olmamalı erkek bayan tek başlarına kardeşçe oturabilir

Ebu Hanife İmam Caferi Sadık İmam Şafi İmam Ahmet İmam Malik bunlarda kim Edip Yüksel Yaşar Nuri, Halife Reşat Zekeriya Beyaz bunlar bizlere yeter nede olsa .............adamlar bulmuşuz

Kuran 19 üzere yaratılmıştır Tevbe suresindeki ayet fazla çıkarın bunu 19 uymuyor

Yellenme abdesti bozmaz kim demişse dine ekleme yapmıştır

İbadet Angarya zaman kaybına sebep kısaltmak ve vakitleri daraltmak lazım

Kabe dikili bir taş ona karşı saygı gösterme ŞİRKTİR

Bütün kabirleri yerle bir edin kabir diye bir şey yok Maazallah dua ederseniz çarpılırsınız

Başörtüsü Allah�ın emri değildir

Kur�an�da Salat Namaz mıdır?

İnsanların Peygambere sevgisine ŞİRK

Alimlere saygı ve sevgiye ŞİRK

Kur�an�ı anlamada başvurulması gereken yollara barikatlar ve engeller ile saf dışı etme

Âmin demeyi Putperestlik görme

İslam alimlerini (haşa) kendilerini Peygamber gördüklerini kitaplarını Kuran gördükleri

Şeriat hususunda düşülen yanılgı Kuran�a Parçacı yaklaşımlar

Siyak-Sibak Nüzul esas alınmadan sarf ve nahivden habersiz Tefsirciler


Maddeler halinde vermiş olduğum sözleri bir düşünün! Bunları kimler diyor HANİF'LER adı altında kime hizmet ettikleri belli olmayan günümüz müsteşrikleri söylüyor.


Mevlüt Hönül

www.medineweb.net

Yukarı dön Göster İmam Huseyin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: İmam Huseyin
 
UlulEbsar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 mayis 2010
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 352
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulEbsar

Sayın Hönül,

Öncelikle hoşgeldiniz.
Yazınızı baştan sona okudum;
Hanif Akıma olan tepkinizi dile getirmişsiniz,herşey tartışılabilir.
Günümüzde Bilgiye ulaşmak artık çok kolay.
Hepimiz bir uyanışın arifesindeyiz.

Hepimizin önyargıları var.Onlarsız olmuyor...
Bende sizin hakkınızda zanna kapıldım,lakin kısa bir araştırma ile geçmişde yazdığınız bir yazıya ulaştım;
Onuda baştan sona okudum ve sizin 4*4 lük bir Hanif olduğunuz fikrine ulaştım.
Müsadenizle o yazınızı buraya alıntılamak sureti ile paylaşıma sunmak istiyorum;

Eğer sonradan düşüncelerim değişti yada o yazıyı ben yazmadım derseniz,o da kabulum...
Ancak henüz knou açma hakkınız olmadığı için buraya yazmış olabilirsiniz.
Dilerseniz cevabi yazınız ile birlikte yeni bir başlıkta tartışabiliriz.
forum yöneticilerinden ricam,konunu bu ileti ile birlikte yeni bir başlığa taşınması.
Böylece Sn. Mevlut Honul'a dileyen arkadaşlar yeni bir başlıkta cevap verebilir,fikrini söyleyebilir.

Aşağıda ki metnin size ait olduğunu teyit ediyormusunuz=?

EĞER CEVABINIZ EVET ise SİZ dE BİR HANİFSİNİZ.
Tekzip hakkınız saklıdır.

Mevlut Honul Yazdı:

De ki: "Ben, dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet etmekle emrolundum."
(Zümer 11)

Öncelikle ibadet kavramının ne olduğunu ele alalım:
İbadet kişilerin İnançları doğrultusunda, inandıkları değer yargıları uğrunda yaptıkları, İtaat ettikleri her şeyi kapsamaktadır. Lakin günümüzde özünde bütün bir hayatı kapsayan, İbadet kavramı daraltılmış ve sınırlandırılmış belli başlı şeyler için kullanılmaya başlanmıştır.

Namaz, Oruç, Hac, Zekat vs kavramlar etrafında şekillendirilmeye başlanmıştır. Bu anlayış ile İbadet kavramı belli kesimlerin inancı haline dönüştürülmüştür, Bizler Mümin’ler olarak İbadet kavramının gerçek değerini anlamadıkça, İslam’ın bir bütün olarak yaşanmasını beklememiz hayalden ibaret olur. İbadet’i Allah’ın kulları olarak her şeyimizi borçlu olduğumuz Allah’a has kılmadıkça ve gerçek manada yönelmedikçe yanlış yoldayız demektir.

Bu yönelişimizde yaşamımıza ait ne varsa, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmeyi ilke edindiğimiz vakit, Müslüman’lar olarak yaptığımız her şey İbadet kavramı içine girer. Bu temel ilkeler doğrultusunda Allah’ın razı olacağı her şey ibadet’tir. İslami emir ve yasakları hayat biçimine dönüştürmeyen, İslam’ın yeryüzüne hakimiyeti doğrultusunda hareket etmeyen, yaşam tarzını gelenekler atalar vs inancı üzere inşa edenlerin İbadet’lerinin hiçbir değeri olamaz.

Yaptığımız şeylerin İbadet hükmünde sayılabilmesi için, Ana hedefimiz Yeryüzünden fitnenin kalkması ve Dinin yalnızca Allah’a ait olması hedefini taşımalıdır. Yani gayesiz yapılan bir işin karşılığını ne kadar bekleyebiliriz. Yaptığımız işlerin iyi veya kötü olması bu sonucu değiştirmez. İbadetlerimiz de en hassas noktalardan biri olan RİYA’DAN uzak durmak vazifemizdir, Çünkü RİYA ibadeti öldürmekle beraber, Şirke sapmaya dahi yol açar, İbadetlerimizde Şirk’ten ve Riya’dan uzak durabilmeliyiz.

Müslüman'lar sırf Dindar görünmek için İbadeti Atadan, babadan, geleneklerden efendilerinden aldıkları bir anlayış ile yapmaları boş bir uğraştan başka bir şey değildir. Günümüz İslam dünyasında belli başlı yapılan şeyleri İbadet olarak görmek, Allah’ın bizden istemiş olduğu Kulluk tanımını anlayamamışlığı ortaya çıkarır. Bu aynı zaman da ibadettin de çemberini daraltıp belli başlı bazı hareketlere indirgemek olur ki bu büyük bir kavram katliamıdır. Kulluğu anlayabilmek için her anlayışımızda olduğu gibi İbadette de Tevhidi inancımızı korumak ile mükellefiz. İbadeti Yalnız ve Yalnız Allah’a has kılmak için Allah’ın dışında hiç bir şeye boyun eğmememiz gerekir.

Allah c.c bizden istemiş olduğu kulluk hususunda şöyle buyurmaktadır.

(Rabbimiz!) yalnız sana kulluk etiğimiz için. Yalnız senden yardım isteriz! (Fatiha /4 )

Siz Ey iman edenler! Sadece (Allah’ın huzurunda)eğilin! Onun sizin için koyduğu yasaya tabi olun ve yalnızca Rabbinize kulluk edin! Birde hayırlı işler yapın ki ebedi kurtuluşa nail olasınız!
(Hac Suresi/ 77)

Şüphesiz, sana bu Kitabı hak ile elbette biz indirdik; öyleyse sadece zatına hasredilmiş saf ve samimi bir borçluluk bilinci ile Allah’ kulluk et!

(Zümer Suresi, 2)

Söz konusu edilen itaat sadece ve sadece Allah’a has kılınmış bir ibadet olgusudur ve bu ibadet olgusunun çerçevesi tüm hayatı kuşatmıştır. Ancak Günümüzde İbadet kavramı belli başlı davranışlarımızın karşılığında kullanılmaya ve algılanmaya başlanması ile Allah’ın emir ve yasaklarını Heva ve hevesleri uğrunda kullananlar başgöstermiştir. Zahir’de Allah’a yöneldiklerini gösterseler de gerçekte Atalar dininin temsilcisi oldukları aşikardır. İbadeti sadece sakal, tespih, takke, cüppe, tövbe alıp verme rabıta, tevessül, sözde Salihler ile beraber olma gibi vb şekilselciliğe hasredilen bir ibadet anlayışı ile ibadet kavramını katleden zihniyetler kuranı asıl amacından saptırıp kendilerince oluşturdukları atalar yolu din anlayışları ile sadece kendilerini değil masumane yaklaşımlar ile dini öğrenmek isteyen insanların da islamın özünden uzaklaşmalarına sebep olmaktadırlar.

Bu geleneksel atalar yolu yaklaşımı sadece ibadeti ifsat etmekle kalmayıp. ekonomik, Kültürel, Sosyal, Hukuksal, Toplumsal, Evrensel vb İslamın emrettiği ne varsa kendi yaşamlarında dejenere ederek ortaya koydukları şekilci yaklaşımları ile dini yaşanmaz hale getirerek dini ibadethanelere hapseden ruhban din sınıfı oluşturmuşlardır.


İbadetin kime yapıldığı hususunda soracağımız soru karşısında. Müslüman’ların şüphesiz olarak söyleyeceği Allah’a yapmaktayız, eylemsel olarak hayat biçimlerine baktığımızda Allah ile birlikte birçok şeye İbadet edildiği görülmektedir. Şunu da belirteyim bilinçli olarak hiç bir Müslüman Allah dışında birine İbadet etmeyi kabul etmez.
Mesela (onlar hahamlarını ve papazlarını rabler edindiler ) ayeti inince buna adiy bin hatem itiraz eder ve der ki. Ey Allah’ın resulü biz onlara tapmıyorduk. Efendimiz ise ey adiy siz onların her dediklerine şüphesiz itaat etmiyor muydunuz? oda evet ya resulallah dedi efendimiz ise işte tapınmak budur diyerek. her halukar da sorgusuz ve sualsiz itaatin tapmak olduğunu ifade etmişlerdir.

Cehaletleri sebebiyle İbadet kavramını iyice anlayamamış kişilikler, Şu hususu kavrayabildiklerinde İtaatin Allah’a ibadet olduğunu benimsediklerin de doğru yolu bulmuş olurlar. Allah’ın emir ve yasaklarını Her şeyin üstünde gören Müminler Hükümleri tereddütsüz bir İman ile uydukları vakit İbadeti Allah’a has kılmış olurlar.

Tevhidi bir inancı özümsemiş olan Müminlerin inançlarında Hüküm ve İtaatin Yalnızca Allah’a yapılması gerektiği hususunda yapılması gerekenleri kur’anın bak dediği yerden bakarak öğrenmek zorundadırlar,

Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, Allah onları içerisinde yerleşip kalacakları tabanından ırmaklar çağlayan cennetlere koyar; işte muhteşem kazançta budur.(Nisa Suresi, 13)

MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT
03/10/2009



__________________
Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
Yukarı dön Göster UlulEbsar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulEbsar
 
İmam Huseyin
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 07 agustos 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 6
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı İmam Huseyin

Değerli kardeşim yazı bana ait İbadet hususunda kime itaat ediyor isek ibadetimizin ona olduğunu Kuran beyanı ve Allah resulünün tebliği ile açıkça belirttim Hanif veya başka bir şey olmam hususunda Ben yalnızca Müslümanlardanım demekten daha güzel bir söz yoktur.

İstediğiniz her konuda tartışmaya açığım yalnız ayrı bir başlık açalım benim bu sizin değindiğiniz mevzularda 65 e yakın Kendi çalışmam mevcut isterseniz burda isterseniz www.medineweb.net sitesinde tartışabiliriz yeterki Rabbimizin emri gereği Vasat (orta) yol üzere olalım. Allah elbette bizleri Kurandan sorumlu tutacak.Bu hususta sorun yok ama Akli selim ile bakılan Kurandan yoksa Sefih olarak bakılacak kurandan değil buyrun cevabınızı bekliyorum Allah'a emanet olun.... 

Yukarı dön Göster İmam Huseyin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: İmam Huseyin
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats