SANAT, MÜZİK, HEYKEL, RESİM, SATRANÇ DÜŞMANLIĞI
TÜM KAİNAT ALLAH’IN SANATI
MÜZİK DİNLEYENİN BAŞINA GELECEKLER
MEZHEPÇİLER HZ SÜLEYMAN’I BEĞENİYOR MU?
HAYATIN RENKLERİNİN DÜŞMANLARI
RESSAMLIK PUTPERESTLİKTEN KÖTÜ MÜ?

18. BÖLÜM

SANAT, MÜZİK, HEYKEL, RESİM, SATRANÇ DÜŞMANLIĞI

uran’ın İslam’ının ve mezheplerin İslam’ının farkını daha iyi anlamak için somut olarak bazı konuların incelenip bu büyük farkın açığa çıkarılmasının faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu yüzden bu bölümde müzik, resim gibi birkaç konuyu inceleyip, Kuran’ın İslam’ının mezheplerin İslam’ından (uydurulan İslam’dan) farkını göreceğiz.

TÜM KAİNAT ALLAH’IN SANATI

Allah kendi sanatını, gücünü kimi zaman dünyamızın hareketlerinde, kimi zaman yağmurda, kimi zaman bir kuşun ötüşünde, kimi zaman bir menekşenin renklerinde gösterir... Kimi zaman ise bir müzik parçası, bir heykel, bir resim de Allah’ın sanatının, ilminin, gücünün göstergeleridir. Her şeyi yaratan Allah, evrendeki her şeyin ham maddesinin yaratıcısı, aynı zamanda bu ham maddelerin arka arkaya gelip herhangi bir şey oluşturmalarındaki fizik, kimya, biyoloji kanunlarının da yaratıcısıdır. İnsanlar Allah’ın yarattığı “demir” gibi ham maddeleri alır, Allah’ın yarattığı kimya kanunlarıyla demire şekil verir, fizik kanunları çerçevesinde oluşturulan makinelerle, matematiksel hesaplarla birleşimler yapılır ve arabalar, uçaklar ortaya çıkar. Bunları yapan insan, Allah’ın yarattığı gözleri, beyni ve elleriyle, Allah’ın yarattığı ham maddelerle, Allah’ın yarattığı kanunlar çerçevesinde birleşimler yaptığı için insanın arabayı, uçağı ve her şeyi icadı, aslında insanın Allah’ın evrenin içine sakla-dıklarını buluşudur. Aynı şekilde bir müzik parçası çalındığı enstrü-manlarının ham maddesiyle, kainatta varolan notaların, kelimelerin belli bir düzeninin ihtimali ile zaten kainatta mevcuttur. Müzisyen, Allah’ın bu yarattıklarından, kainatta zaten mevcut olanı keşfeder ve şarkılar, besteler yapar, bunları çalar, söyler. Kainatın her nokta-sında Allah’ın varlığının delillerini bulmayı bilen akıl, baktığı kadar görmeyi de bilen göz; müzikte olsun, herhangi bir sanat eserinde olsun Allah’ın varlığının delillerini, Allah’ın yaratışının güzelliklerini görür. Kuran’ı Kerim’in hiçbir yerinde müziğin, heykelin, res-min yasaklandığına veya kötü bir uğraş olduğuna dair tek bir izah yoktur. Oysa mezheplerin İslam’ı Allah’ın yaratışındaki güzellikleri, hayatın neşesi, tadı, Allah’ın insanlara rahmeti olan sanatın birçok kolunu yasaklayıp, kendi karanlık dünyalarını başkalarına da uygulamak istemişlerdir. Daha evvel gördüğümüz gibi Kuran’da yasaklanmayan her şey serbesttir. Yasak istisnadır, bir yasağın ge-çerliliği için Allah’ın bir emri, yani Kuran ayeti olması gerekir. Müzik, heykel, resim ve şiirin yasaklığına dair hiçbir ayetin olmaması bunların serbestliği için yeterli delildir, ayrıca bunların serbest, helal olduğuna dair izaha gerek yoktur. Aynı patlıcan yemek gibi. Ku-ran’da patlıcanın haram olduğuna dair hiçbir izah olmaması yeterlidir. Ayrıca patlıcan yemenin helal olduğuna ilişkin, patlıcan yiyebilirsiniz diye bir açıklamaya ihtiyaç yoktur. Şimdi müzikten başlayarak mezheplerin İslam’ında neler uydurulmuş görelim:

MÜZİK DİNLEYENİN BAŞINA GELECEKLER

Musiki dinleyen bir kişiye cennette ruhanileri dinleme izni verilmez.

Kurtubi 14/53

Şarkı kalpte nifak bitirir.

Ebu Davud

Ümmetimden bir topluluk bulunacak saf ve yünlü ipeği, çalgı aletlerini helal edinecekler.

Sahihi Buhari

Allah şarkıyı, onun alış verişini, parasını, öğretmeyi ve dinlemeyi haram kılmıştır.

Muhammed Gazali/Nebevi Sünnet sayfa 111

Bu son hadisi kitabında zikreden Muhammed Gazali (doğumu 1917, Mısır) İbni Hazm’ında izahlarını delil göstererek, nakilcileri inceleyerek, Hz. Ömer’den örnekler vererek bu hadisin ve evvelki incelediğimiz hadislerin uydurma olduğunu ortaya koyar. Aslında Peygamber’in müzik dinlediğine, müziği teşvik ettiğine dair de hadisler vardır. Fakat birçok mezhep yasaklayıcı hadislerin etkisinde kalmıştır (Türkiye’de en yaygın ve en çok taraftarı olan Hanefi mezhebi gibi). Bu arada vurmalı sazlarla müziğin helal olabileceği, telli ve üflemeli sazların ise haram olduğuna dair mantık dışı birçok izah da mezheplerin temel dini kaynak diye sundukları ilmihal kitapların-da yer alır. “Peygamber zamanında def çalınıyor, Peygamber de dinliyormuş, demek ki def, darbuka gibi vurmalı sazlar helal, telli, üflemeli sazların ise hepsi haramdır.” diyerek mezhepler çelişkili açıkla-malarını ilmihal kitaplarında halka sunmaktadırlar. “Peygamber za-manının ve yöresinin müziği def tipi aletlerle yapılıyorsa, değişik kültürlerin kullandığı üflemeli ve vurmalı sazlar da helaldir” şeklinde basit bir mantığı bile çıkartamamaları mezhep kurucularının ken-di kültürlerini din diye yutturma gayretlerini göstermektedir. Sonuç olarak her konuda olduğu gibi Kuran’ı dinin yeterli, tek kaynağı olarak görmemek, mezhepleri müzik konusunda da çelişkili izahlara ve kaosa sürüklemiştir. Müzik kadar yoğun olarak karşı çıkılmasa da şiire de karşı çıkanlar olmuştur. Fakat genelde din dışı şiirler, aşk şiirleri kötü görülmüş, yalnız dini şiirlere izin verilmiştir.

Sizden birinizin içinin kusmuk ve kanla dolu olması şiirle dolu olmasından daha hayırlıdır.

M. Mesabih 4/4809

Şiire karşı çıkışlar müzik kadar yoğun olmamasına rağmen heykele neredeyse tüm mezhepler müzikten çok daha şiddetli bir şekilde karşı çıkmışlardır. Heykele putperestliğe yol açtığı için karşı çı-kıldığı cevabı da hemen hazırdır. Ona bakılırsa Hindular ineğe tap-maktadırlar, bu durumda bütün inekleri öldürmemiz mi gerekmektedir? Mecusiler ateşe tapıyordu, Peygamber tüm ateşlerin söndürülüp bir daha ateş yakılmamasını emretti mi? Güneşe tapanlar ol-duğu için hiç güneş görmeyen kapalı bir yerde yaşama fikrine ne dersiniz? Kuran’ın hiçbir ayetinde yasaklanmazken, tek bir yerde o da bilakis övülür tarzda, Hz. Süleyman’ın saltanatının bir şaşası olarak gösterilen heykele, bu ayetin beyanına rağmen nasıl karşı çıkar-sınız?

Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kalkmayan kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın. Kullarımdan şükredenler azdır.
34- Sebe Suresi 13

MEZHEPÇİLER HZ. SÜLEYMAN’I BEĞENİYOR MU?

Allah, Kuran’da heykeli gücün, güzelliğin bir göstergesi şeklinde anmayı unutmuyor da, haşa heykeli yasaklamayı unuttu mu da dine bu ilaveyi yapıyorsunuz? Peki Hz. Süleyman sizin kadar dine titiz değil miydi de yukarıdaki ayetten öğrendiğimize göre heykeller yaptırdı? Siz, Hz. Süleyman’dan daha mı dindarsınız, yoksa Hz. Süleyman sizce günahkar mı? İnsanlar Allah’ın indirdiğiyle yetinmeyip kendi kafalarına göre din yapınca ortaya çıkan işte budur: mezheplerin karmakarışık, akıldışı, birçok Peygamber’i de dışlayan sözde İslam’ı.

Kim resim yaparsa, Allah onu Kıyamet günü yaptığı resim sebebiyle, resmindekilere ruh üfleyinceye kadar azab eder. Hiçbir zaman resimdekilere ruh üfleyemez

Buhari, Tabir 45, Nesai Zinet 114

Köpek ve resim bulunan eve melekler giremez.

Tırmizi 4. Cilt No: 2955

Mezheplerin İslam’ında sanata düşmanlığın en yoğun olduğu konulardan biri de resimdir. Canlı figür çizmek, aynı heykel gibi, Kuran’da bu konuda hiçbir yasak olmamasına rağmen yasaklanmış-tır. Tabi bu arada aynı hadisle evde köpek beslemenin yasak oldu-ğu şeklinde bir uydurmayı da İslam’a sokmuşlardır. Mezheplerin bu saçma izahlarıyla alay edenler şöyle bir soru sorup mezhepçileri dalgaya almaktadırlar: “Azrail de bir melektir, eğer evde köpek besler veya eve resim asarsam, Azrail de evime giremeyeceğine göre, evdeyken ölmemem garanti olur mu?”

İslam’ı yanlış tanıtıp kitleleri dinden kaçıranlar, kendilerine inananları müzik, heykel, resim gibi Allah’ın kulları için yarattığı güzelliklerden mahrum etmektedirler. Oysa Allah Kuran’da şöyle buyuruyor:

De ki: Allah’ ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti. De ki: Bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır. Bilen bir topluluk için biz ayetleri böyle detaylandırırız.

7- Araf Suresi 32

Kuran’a göre iman edenler Allah’ın yasaklamadığı güzelliklerden faydalanır ve Allah’a şükrederler. Gelenekçi İslam ise sürekli yasaklamada, zorlaştırmada, çirkinleştirmede, eziyette medet arar. Bu zihniyetin sahipleri, Allah’ın yasaklamadıklarını yasaklayarak insanları Allah’a daha fazla yaklaştırdıklarını, daha takva (daha makbul bir kul) yaptıklarını zannederler. Oysa Allah dinden eksiltmeyi de, dine ilaveyi de kınar. Her iki hareket de Allah’ın olanı insansal olana çevirmek demektir.

Ey iman edenler, Allah’ ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez.

5- Maide Suresi 87

HAYATIN RENKLERİNİN DÜŞMANLARI

Allah’ın bu ve benzeri ayetlerine aykırı hareket edilmesi yüzünden dinimiz çok büyük zarar görmüştür. Örneğin müzik hakkında tüm bu kısıtlamalar olmasaydı, İslam aleminden, Bach gibi, Beethoven gibi birçok dehaların çıkmaması için hiçbir sebep yoktu. İslam aleminde çıkan müzik dehalarını Hıristiyan dünyayla objektif bir şekilde kıyaslarsak bu alandaki geri kalmışlığımızı da üzülerek farkedebiliriz. Hıristiyan uydurmacılığı daha ziyade Peygamberle-ri’ni ilahlaştırarak iş görürken, bizim uydurmacılarımız ise dine ilavelerle dini yozlaştırarak, hayatı renksizleştirerek iş gördüler. Müzik sayesinde birçok dini mesaj verilip, insanların bilinçaltına birçok gerçek çakılabilirdi. Bizdeki kısıtlı dini müzik eserlerine karşı Hıris-tiyanların sayısız üretimini ve bunu dini anlatmada nasıl olumlu bir şekilde kullandıklarını görürsek müzik yasağının dinimize verdiği zararı anlarız. Aynı şekilde heykel ve sanatın diğer bir çok öğesinin yasaklanmaması, Hıristiyanların bu unsurları da kullanıp daha güzel, daha medeni, daha estetik bir yaşam tarzı oluşturmalarını sağ-lamıştır. Birçok insan Hıristiyan uydurmacılığının inanç alanına soktukları saçma izahlara rağmen, sırf bu daha medeni, renkli yaşam stilinin etkisiyle Hıristiyan olabilmiştir. Oysa inanç alanını uy-durmacılıktan daha sağlam bir şekilde korumasına rağmen, uygulama alanında kapılarını ardına kadar uydurmalara açan dinimizin mezhepleriyse daha mantıklı inanç izahlarına rağmen renksiz, içinden çıkılmaz hayat görüşleriyle birçok insanı dinimizden kaçırmış-lardır. Kuran’ın diniyle uydurma dinin farkını bilmeyen yığınlarsa, renksiz çöl bedeviliğini İslam sanan bu kafanın sunduğu dini, din sanıp, ondan uzaklaşmışlardır. Hıristiyanlar nasıl Hz. İsa’yı ilahlaş-tıran izahları dinlerinden atıp Allah’ın indirdiği dinlerine kavuşmak zorundaysalar, biz de dinimize yapılan bu ilavelerden dinimizi kurtararak mezheplerin, geleneklerin , uydurmaların İslam’ından Ku-ran’ın İslam’ına dönmek zorundayız.

RESSAMLIK PUTPERESTLİKTEN KÖTÜ MÜ?

Sanata din adına yapılan zulmü iyice görmek için şu uydurma hadisleri inceleyelim:

Resim yapanlara kıyamet günü muhakkak azap olunur. Bu kimselere, yaptığınız resimleri diriltin denir.
Süneni İbni Mace h: 2151

Şu resimleri yapanlar yok mu? İşte kıyamet günü bunlara haydi yaptığınız resimlere can veriniz diye azap edilir.

Sahihi Buhari 12/112

Kıyamet günü en şiddetli azaba uğrayacak olan ressamlardır.

İbn Hacer El Heytemi, İslam’da Helal ve Haramlar 2/92Buhari, Tesavir 89

Özellikle sonuncu hadise göre resim yapmak zinadan, adam öldürmekten, hatta putperestlikten bile daha tehlikeli sayılabilir. Çünkü putperestlerin veya katillerin değil, ressamların en büyük azaba çarptırılacağı, Peygamberimiz’e iftira olarak uydurulan hadislerle geniş kitlelere sunulmuştur. Görüldüğü gibi Kuran dışında dini kaynak kabul etmemenin, herhangi bir mezhebin bağlısı yerine sadece ve sadece Kuran’ın Müslümanı olmanın önemi her delilde bir kez daha anlaşılmaktadır. Ayrılığın iyi olduğunda ayrılığa düşmeyen hadisçiler, en çok azabın kime yapılacağı konusunda da satrancı sevmeyen birinin şu uydurması sayesinde ayrılmışlardır:

Kıyamette en acı azabı görecek insan satranç oynayan kimsedir.

Büyük günahlar/Hafız Zehebi Sf:96-97

Hafız Zehebi, İbni Abbas’ın, nasıl bir yetimin satranç aletini yaktığını, satranç haram olmasa bu aleti yakmasının mümkün olma-yacağını anlatarak satranç konusundaki aydınlatıcı(!) bilgilerine devam eder. Dinimizin üzerindeki bu mezheplerin örttüğü kara örtülerden dinimiz kurtulsun ki, insanları karanlıklara boğan bu yapıla-rın çöl bedevilerinin işi olduğunu, Kuran’ın İslam’ında bu yasakla-rın olmadığını herkes öğrensin.

De ki: Size ne oluyor ki Allah’ ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir kısmını haram, bir kısmını helal yapıyorsu-nuz. De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?

10- Yunus Suresi 59