HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Karaman’ın koyunu yani şeriatı Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

İzan ve vicdan ile düşünün:

Hz Fatıma entarisini omuz bölümününden tutup başının ta üstüne çekince vücudunun belden aşağı ne kadarı açılır? Entarinin o çekiştirmeden önce de zaten kısa olduğu, ayakları açıkta bıraktığı belirtildiğine göre? 

Omuzdan başın tepesine 30 cm. Ayak bölümü 20. Belden aşağı toplam yarım metre. Apışarası demektir o apışarası. Bakın, o harika iftira aklama çabanız yine sığdırmamadı mızrağı çuvala.

Hz Fatıma gibi iffetli bir müminenin vücudunun belden aşağısını köle denen elin adamına açıvermesi uygun... muş. Hayır, fahişedir; uygunsuz.

Tesettürü din edinenler başörtüsü pisliğini İslama sıvaştırmak için atsınlar bakalım bin bir taklasını. "Apışarası açılsa da olur ama aman baş açılmasın!" desinler.

Gün gelir Allah'ın tertemiz dini ayağa kalkar ve iffetli müminelere atılan bu çirkin iftiraları kitaplarına koyup etrafa yayan mevdudiler ve onların hempaları elbet hesaba çekilir.

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Hasan Akcay Yazdı:

İzan ve vicdan ile düşünün:

Hz Fatıma entarisini omuz bölümününden tutup başının ta üstüne çekince vücudunun belden aşağı ne kadarı açılır? Entarinin o çekiştirmeden önce de zaten kısa olduğu, ayakları açıkta bıraktığı belirtildiğine göre? 

Omuzdan başın tepesine 30 cm. Ayak bölümü 20. Belden aşağı toplam yarım metre. Apışarası demektir o apışarası. Bakın, o harika iftira aklama çabanız yine sığdırmamadı mızrağı çuvala.

Hz Fatıma gibi iffetli bir müminenin vücudunun belden aşağısını köle denen elin adamına açıvermesi uygun... muş. Hayır, fahişedir; uygunsuz.

Tesettürü din edinenler başörtüsü pisliğini İslama sıvaştırmak için atsınlar bakalım bin bir taklasını. "Apışarası açılsa da olur ama aman baş açılmasın!" desinler.

Gün gelir Allah'ın tertemiz dini ayağa kalkar ve iffetli müminelere atılan bu çirkin iftiraları kitaplarına koyup etrafa yayan mevdudiler ve onların hempaları elbet hesaba çekilir.

Evet. İzan, vicdan ve haya duygunuzla düşünün:

...mâlikesi, kölenin mahremdiir. Evin içinde bunlardan kaçmak güçtür (Süleyman Ateş, Ahzab 55 yorumu) 

Âyette sayılan mahremler, kadının her yerine bakabilir. (Nûr 31 yorumu) 

Her yerine, apışarasına... Yeter ki başı örtülü olsun.

Yüzünüz hiç kızar mıyor mu? Bu kadar mı kaşarlandınız?

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
muta
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 09 kasim 2006
Gönderilenler: 93
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muta

SAYIN HASAN AKÇAY SİZE SÖYLEDİĞİM YAZDIĞIM SÖZLER SİZİN

YAPTIĞINIZ İDDİALAR ÜZERİNEDİR BEN İDDİALARINIZA CEVAP

VERDİKÇE SİZ HEPTEN PANİKLEMEYE BAŞLADINIZ KONU ŞAHSİ BİR

KONU DEĞİL NEFSİMİ BU OLAYA DAHİL ETMEM ETMEYECEĞİM AMA

SİZİN YANITLARINIZDA HEM ŞAHSIMA HAKARETAMİZ SÖZLER VAR

HEMDE (HADİS) E YENİ KURGULAR EKLEMEYE BAŞLADINIZ VE OLAY BENİM AÇIMDAN BİTMİŞTİR BURADAN FORUMU TAKİP EDEN

İNSANLARA DERİMKİ BU İNSANIN (hasan aksay) İĞVA LARINA VE

ÇARPITMALARINA ALDANMAYIN YAZDIKLARINI İYİ TAKİP EDİN SORGULAYIN BAKIN NASIL ÇUVALLAYACAK HADDIZATINDA BEN

hasan aksay GİBİ KENDİMİ ALİM YERİNE DE KOYMADIM KOYMAM

ÇÜNKİ ALİM DEĞİLİM AMA ALİM GEÇİNEN KENDİNDEN MENKUL KİŞİLERİN ÇARPITMALARINI YAKALARIM RİCA EDİYORUM FORUM

DA BU YAZILANLARI TAKİP EDENLERDEN BU KİŞİNİN İDDİALARINI

ÇAĞRIŞTIRAN KELİMELER VARMI İTHAM ETTİĞİ İNSANLARIN YAZILARINDA Kİ İTHAM ETTİĞİ O KİŞİLER (ALİM) KENDİ DALLARINDA SAHALARININ OTORİTE KİŞLERİDİR BENİM ONLARI

SAVUNMAMA DA İHTİYAÇ DUYMAZLAR BEN ZATEN SÖYLEDİM AVAMDAN BİRİYİM UZUN LAFIN KISASI ADAM DAHA HALA NEREDE BAKARMISINIZ .

hasan akçay dan alıntı.

Omuzdan başın tepesine 30 cm. Ayak bölümü 20. Belden aşağı toplam yarım metre. Apışarası demektir o apışarası. Bakın, o harika iftira aklama çabanız yine sığdırmamadı mızrağı çuvala.

her yerine, apış arasına... yeter ki başı ortülü olsun.

yüzünüz kızar mıyormu? bu kadarmı kaşarlandınız?

............................................................ ................................

OLMAYAN BİR ŞEYİ YAZIYOR OLMUŞ GİBİ İTHAM EDİYOR BİRDE

OMUZDAN AYAK BÖLÜMÜ BELDEN AŞAĞI SANTİM METRE DEMEĞE

BAŞLADI KAFASINA GÖRE YAHU SİZİN MEVDU DİDEN ALINTILAD-

IĞINIZ HADİS TE YAZDIKLARINIZIN HİÇ BİRİSİ NE LAF OLARAK NE YAZI OLARAK GEÇMİYOR YÜZÜN HİÇ KIZARMIYORMU UTANMADINMI ÇARPITMAN YAKALANDI DİYE SEN KENDİN ZORLAMA YORUMLAR İLE O LAFLARI ORAYA KOYDUN BİRDE O LAFLARIN O MUBAREK İNSANLAR İLE ANILIP SÖYLENMESİNİ İSTİ- YORSUN HADİ ORADAN.

muta.

 

Yukarı dön Göster muta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muta
 
hayatzor
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 29 eylul 2006
Gönderilenler: 4
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hayatzor

sizce kım haklı ???

 

KAFAM KARISTI !!
bu kişiler kımdır kı ıkısı arasında şiddetli tartışma geçti ve neye kıme baglılar kı bukadar sert konusmalar neden!!!

 

Yukarı dön Göster hayatzor's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hayatzor
 
abingazi
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 19 ocak 2007
Gönderilenler: 1
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı abingazi

saçma sapan bi yazı yazmışsınız bu bir

kaynak verdiğiniz yerleri araştırdım tamamen siz kendiniz uydurmuşsunuz bunları bu iki

sizinki tamamen islamı bulandırmak bu üç

buyrun size nur 32 nin tefhimdeki bölümü. bakın bakalım sizin yazmış olduklarınız burada var mı?

32- İçinizde evli olmayanları,(50) kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları(51) evlendirin.(52) Eğer fakir iseler Allah, kendi fazlından onları zengin eder.(53) Allah geniş (nimet sahibi) dir, bilendir.

33- Nikâh (imkânı) bulamayanlar, Allah onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar.(54) Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe(55) isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız(56) -mükatebe yapın.(57) Ve Allah'ın size verdiği malından da onlara verin.(58) Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorsa -cariyelerinizi fuhşa zorlamayın.(59) Kim onları (fuhşa) zorlarsa, hiç şüphe yok, onların (fuhşa) zorlanmalarında sonra Allah (onları) bağışlayandır, esirgeyendir.

AÇIKLAMA

50. "Evli olmayanlar" olarak çeviridğimiz "" tek başına bekâr anlamındaki "eyyim" kelimesinin çoğulu olup, karısı olmayan her erkek ve kocası olmayan her kadın için kullanılır.

51. Yani, sizinle olan ilişkilerinde doğru tavır takınanlar ve kendilerinde evlilik hayatının sorumluluklarını yerine getirebilme yeteneği gördükleriniz. Kölesi doğru tutum içinde olmayan ve gerçekten mutlu bir evlilik hayatı sürdürme yetenek ve mizacından yoksun görünen köle sahibinden köle veya cariyesini evlendirmesi istenmez.

Çünkü, bu durumda o bir başkasının hayatını mahvetme nedeni olacaktır. Bu şart hür kişilere yüklenmiş değildir, çünkü onlar için evlendirme teşebbüsünde bulunacaklar ancak öğüt verici, arkadaş veya tanıtıcı olabilirler. Evlilik gelinle güveyin karşılıklı isteğine bağlıdır. Köleyle ilgili olarak, tüm sorumluluk sahibinin üzerindedir, bu yüzden, eğer o yoksul bir insanı kötü tabiatlı, kötü huylu biriyle evlendirirse bu sorumluluğun tüm sonuçları kendisinin olacaktır.

52. "... salih olanları evlendirin" ifadesindeki fiilin emir kipinde gelişi, bazı alimleri bu işin zorunlu olduğu sonucuna götürmüştür, oysa sorunun mahiyeti, işin gerçekte böyle olmadığını göstermektedir. Bir kimsenin bir başkasını evlendirme zorunda olmadığı açıktır. Evlilik tek yanlı bir iş olmayıp, bir ikinci tarafın daha bulunmasını gerektirir. Eğer zorunluysa, evlenecek kişinin durumu ne olacaktır? Başkaları kendisini evlendirmek istediğinde, bunu kabul etmek zorunda mı kalacaktır? Eğer böyleyse, o zaman onun bu konuda hiç bir seçim hakkı yok demektir. Ve, eğer kişinin reddetme hakkı varsa, diğerleri sorumluluklarını nasıl yerine getireceklerdir? Tüm bu yönleri dikkate alan çoğu fakihler, buradaki hükmün emir değil, tavsiye ifade ettiği görüşünü benimsemişlerdir. Hükmün amacı, toplumda evlenmemiş kimsenin kalmaması konusunda müslümanları temin etmektir. Ev halkı, arkadaşlar ve komşular bu konuya gerekli ilgiyi gösterecekler ve böyle bir yardımın olmadığı yerde de, devlet gerekli düzenlemeleri yapacaktır.

53. Bu, Allah'ın evlenen herkese servet bahşedivereceği anlamında değildir. Amaç, para hesabına dayalı bir yaklaşıma engel olmaktır. Talimat hem erkeğin, hem de kızın anne babasınadır. Kızın ebeveyni, yoksul diye dindar ve faziletli bir eşi reddetmemeli, erkeğin ebeveyni de, henüz ailenin tam kazanan bir ferdi değil diye, çocuklarının evlenmesini ertelememelidirler. Gençlere de, daha uygun zaman bulma bahanesiyle, yok yere evlenmekte gecikmemeleri öğütlenmektedir. Gelir yeterli olmasa bile, kişi Allah'a tam bir iman ve teslimiyetle evlenmelidir. Çok zaman evlilik dar ve zor şartlardan kurtulma nedeni olur. Kadın aile bütçesinin kontroluna yardım eder, ya da koca yeni görev ve sorumluluklarını yerine getirmek için daha bir çabalar. Ayrıca, aile bütçesine katkıda bulunmak için kadın da kazanabilir. Sonra, geleceğin onlar için ne hazırladığını kim bilebilir? İyi vakitler kötüye, kötü vakitler de iyiye dönebilir. Bu nedenle, bu konuda çok hesaplı olmamak gerekir.
54. Bu ayetler en güzel yorumunu hadis-i şeriflerde bulmuştur. Hz. Abdullah b. Mes'ud'un rivayetine göre, Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: "Ey gençler, içinizde kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin, çünkü bu, gözleri kötü bakıştan alıkor ve kişinin temiz ve iffetli kalmasını sağlar, evlenmeye gücü yetmeyen ise oruç tutsun, çünkü oruç ihtirasların bastırılmasına yardım eder." (Buhari, Müslim)
Hz. Ebu Hureyre'nin bir rivayetinde ise Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuşlardır: "Allah üç kişiye yardım etmeyi üzerine almıştır: a) İffetini korumak için evlenene, b) Hürriyetini kazanmak için çalışan köleye, c) Allah yolunda savaşmak için çıkana." (Tirmizi, Nesaî, İbn Mace, İmam Ahmed) . (Daha fazla açıklama için bkz: Nisa: 25) .
55. "Mukâtebe" terim olarak köleyle sahibi arasındaki, kölenin belirli bir süre içinde kararlaştırılan miktar parayı ödedikten sonra azad edilmesini öngören anlaşmadır. Kölelerin hürriyetine kavuşması için İslâm'ın ortaya koyduğu yöntemlerden biridir bu. Kölenin mutlaka para olarak ödemede bulunması şart değildir. Her iki tarafın razı olması durumunda efendisine belli bir hizmette bulunmakla da hürriyetini elde edebilir. Bir kez anlaşma imzalandı mı, kölenin sahibinin kölesinin hürriyetinin önüne engeller çıkarmaya hakkı kalmaz. Üstelik, salınması yolunda kölesine gerekli imkân ve kolaylıkları sağlamak ve kararlaştırılan miktar zamanında ödendiğinde kölesini hemen salmak zorundadır. Hz. Ömer (r.a) zamanında bir köle bayan efendisiyle böyle bir anlaşma yapar ve gereken parayı kararlaştırılan vakitte biriktirmeyi başarır. Para kadına sunulduğunda, aylık ve yıllık taksitler halinde almak istediği gerekçesiyle kadın parayı kabulden kaçınır. Kölenin şikâyeti üzerine, Hz. Ömer paranın devlet hazinesine emaneten yatırılmasını ve kölenin serbest bırakılmasını emreder. Kadın paranın hazineye yatırıldığından haberdar edilir ve kendisine bunu toptan veya yıllık, ya da aylık taksitler halinde alma hakkı tanınır. (Darakutnî)

56. "Hayır" üç anlam ifade eder:

a) Köle emeğiyle özgürlüğünü kazanabilmelidir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: "Kölenin gerekli parayı kazanabileceğinden emin olduğunuzda anlaşmayı yapın, onu parayı halktan dilenmesi için bırakmayın." (İbn Kesir, Ebu Davud) .

b) Anlaşmanın amaçları bakımından köle namuslu, doğru sözlü ve güvenilir olmalıdır. Fırsatları en iyi biçimde değerlendirmeli ve kazancını israf etmemelidir.

c) Köle sahibi, kölesinin gayri ahlâkî eğilimleri olmadığından, İslâm ve müslümanlara karşı düşmanlık hisleri beslemediğinden ve hürriyetine kavuşturulmasının İslâm toplumunun menfaatlerine zararlı olmayacağından emin bulunmalıdır. Bir başka deyişle, köle bir beşinci kol elemanı değil, İslâm toplumunun sadık ve inançlı bir üyesi olduğunu kanıtlamalıdır. Bu tür önlemlerin, köleleştirilen savaş esirleri için kesinlikle gerekli olduğu belirtilmelidir.

57. "" (onlarla mükâtebe yapın) emri, açıkça Allah'ın kesin bir hükmü olduğuna delalet eder. Ancak, fakihlerden bir grup "onlarla mükâtebe yapın" ifadesinden, köle sahibinin kölesinin kitabet teklifini kabul etmek zorunda olduğu anlamını çıkarmışlardır. Bu, Ata, Amr b. Dinar, İbn Sirin, Mesruk, Dahhak, İkrime, İbn Cerir et-Taberi ve Zahiriler'in görüşü olup, İmam Şafiî de başlangıçta buna meyletmiştir. Diğer grup ise buradaki emrin zorunluluk değil, tavsiye ifade ettiği fikrinderir. Şa'bi, Mukatil b. Hayyan, Hasan Basri, Abdurrahman bin Zeyd, Süfyan es-Sevri, Ebu Hanife, Malik bin Enes, ve sonraki görüşüyle Şafiî bu gruptandır. Birinci görüşü destekleyen iki delil vardır:

a) "Mükâtebe yapın" fiilinin emir kipinde gelişi, bunun Allah'ın hükmü olduğunu ortaya koyar.

b) Sahih rivayetlerde geldiğine göre, büyük fakih ve muhaddis Muhammed bin Sirin'in babası Sirin, efendisi Hz. Enes'ten mükâtebe ister, fakat Enes bunu reddeder. Bunun üzerine Sirin meseleyi Hz. Ömer'e götürür ve Hz. Ömer elinde kırbaç Enes'e döner ve şöyle der: "Allah'ın hükmüdür, onunla mükâtebe yap" (Buhari) . Olay sahabelerin huzurunda geçtiği ve kimse de itiraz etmediği için, bu karar Hz. Ömer'in kişisel seçimi değil, ayetin gerçek yorumu olarak kabul edilmelidir.
Diğer grup ise, Allah'ın yalnızca, "onlarla mükâtebe yapın" demediğini, "kendilerinde hayır görürseniz" şartını eklediğini belirterek, bu şartın tümüyle köle sahibini muhatap aldığını ve "hayır görme" konusunda mahkemenin hüküm verebileceği sabit bir ölçünün bulunmadığını ileri sürer. Dilin bu tür kullanımından yasal emirler çıkarılamaz. Dolayısıyla, bu emir yasal zorunluluk değil, ancak tavsiye ifade eder. Sirin'in durumu konusunda fakihler şöyle der: Gerek Hz. Peygamber, gerekse Raşid Halifeler döneminde mükâtebe isteyen bir değil, binlerce köle vardı ve birçoğu mükâtebe yoluyla hürriyetlerini elde ettiler. Fakat Sirin'inkinden ayrı olarak, bir köle sahibinin mahkemece mükâtebeye zorlandığına dair tek bir rivayet yoktur. O halde, Hz. Ömer'in bu kararı yasal bir karar olamaz. Bu konuda söylenebilecek tek şey, Hz. Ömer'in yargıç olmasının yanısıra, müslümanlar için bir baba gibi olduğu ve yargıç olarak müdahale edemeyeceği yerde babalık otoritesini kullandığıdır.

58. Genel olan bu hüküm köle sahiplerine müslümanlara ve İslâm hükümetine hitap etmektedir.

a) Köle sahibine, mükâtebe ile kararlaştırılan paranın bir kısmından geçmesi talimatı verilmektedir. Sahabelerin, bu paranın büyücek bir miktarını kölelerine bağışladıklarını ifade eden rivayetler vardır. Hz. Ali (r.a) dörtte birini bağışlar ve başkalarını da aynı şekilde davranmaya teşvik ederdi. (İbn Cerir) .

b) Müslümanlardan, hürriyetlerine kavuşmak için yardım isteyen kölelere cömertçe yardım etmeleri istenmektedir. 'Zekâtın Kur'an'da belirtilen harcama yerlerinden biri de "kölelerin fidyesi"dir. (Tevbe: 60) Allah katında köle azad etmek büyük bir fazilettir (Beled: 13) Bir rivayete göre, bir bedevi Hz. Peygamber'e (s.a) gelerek cenneti kazanmak için ne yapması gerektiğini kendisine söylemesini rica eder. Hz. Peygamber (s.a) şöyle cevap verir: "En kısa yoldan en önemli şeyi sordun. Köle azad et ve onların hürriyetlerine kavuşmalarına yardımcı ol. Birine bir inek verdiğinde, sütlü olanı ver. Akrabana nazik davran. Sana kaba davransalar bile. Bunları yapamazsan, yoksulları doyur, susuzlara su ver, halkı ma'rufu emretmeye ve münkerden nehyetmeye çağır. Bunu da yapamazsan, dilini tut, konuşacaksan hayır konuş, aksi halde sus" (Beyhakî) .

c) İslâm hükümetine, zekâtın bir kısmını kölelerin hürriyetlerine kavuşturulması yolunda harcaması tavsiye edilmektedir.
Burada yeri gelmişken şu noktayı belirtmeliyiz: Eskiden köleler üç sınıfa ayrılırdı: 1) Savaş esirleri, 2) Ele geçirilip köleleştirilen hür kimseler, 3) Babalarının neden köle olduğunu ve başlangıçta bu kategorilerden hangisine girdiklerini bilmeyen miras kalmış köleler. İslâm'dan önce, dünyanın kalan bölgeleri gibi, Arabistan da her üç türden kölelerle doluydu. Toplumun tüm sosyal ve ekonomik yapısı hizmetçi ve ücretlilerden daha çok kölelerin emeğine dayanıyordu. İslâm'ın önündeki ilk sorun, miras kalmış köleler sorununa el atmak ve ardından, gelecek tüm zamanlar için kölelik sorununa tam bir çözüm bulmaktı. İlk sorunu ele alırken, İslâm, tüm sosyal ve ekonomik sistemi bütünüyle felç edip, Arabistan'ı Amerika'dakinden daha yıkıcı bir iç savaşa sürükleyerek, sorunu bugün zencilerin her türlü hakaret ve aşağılanmaya maruz kaldığı Amerika'daki şekliyle bırakacağından, miras kalmış köleleri hemen sahiplerinin elinden kurtarmaya kalkmadı. İslâm bu tür çılgınca bir reform politikası izleyemezdi. Bunun yerine, kölelerin azad edilmesi için manevî-ahlâkî bir hareket başlattığı ve halkı ahirette kurtuluşa ermek için, veya günahlarının keffareti olarak, ya da mükâtebe yöntemini kabul etmekle isteyerek kölelerini serbest bırakma yolunda eğitici ve harekete geçirici faktörler, ikna, dini emirler ve yasal yaptırımlar kullanma yolunu seçti.

Yolu açmak için bizzat Hz. Peygamber 63 köle azad etti. Hanımlarından Hz. Aişe 67, amcası Hz. Abbas 70 köle azad ettiler. Sahabeler içinde Hakim b. Hizam 100, Abdullah b. Ömer 1000, Zülka'le Himyeri 8000 ve Abdurrahman b. Avf 30.000 köle azad ettiler. Diğer sahabeler bu arada Hz. Ebu Bekir ve Hz. Osman yine çok sayıda köle azad ettiler. Allah'ın rızasını kazanmak için halk yalnızca kendi kölelerini azad etmekle kalmadılar, başkalarından da köleler satın alıp hürriyetlerine kavuşturdular. Sonuçta, Raşid Halifelik sona ermeden önce mirasa konu olan kölelerin hemen hepsi hürriyetlerini elde etmiş bulunuyorlardı.
Köleliğin gelecekteki durumu konusunda, İslâm hür insanların kaçırılıp, köle olarak alınıp satılmalarını bütünüyle yasaklamıştır. Savaş esirlerinin ise, müslüman savaş esirleriyle değiştirilinceye, ya da fidye karşılığında serbest bırakılıncaya kadar köle olarak tutulabilmelerine izin vermiş fakat emretmemiştir. Bir yandan kölelerin mükâtebe suretiyle hürriyetlerini kazanmalarına imkân tanırken, öte yandan köle sahiplerini Allah'ın rızasını kazanmak ve günahlarına keffaret olması için veya öldüğünde kölesinin azad edilmesini istemek, ya da istemiş olsun olmasın efendisinin ölümüyle çocuk doğurmuş cariyelerin serbest kalması şeklindeki yollarla faziletli bir hareket olarak tıpkı miras kalmış köleler gibi, bu tür köleleri de serbest bırakmaya teşvik etmiştir. Budur İslâm'ın kölelik sorununu çözme yolu. Bu çözümü kavramaya çalışmayan cahiller, itirazlar yükseltirken, özür dileyiciler ise her türlü özrü ileri sürmekte ve bazen de İslâm'ın hiçbir surette köleliğe izin vermediğini söylemek zorunda kalmaktadırlar.

59. Bu, cariyeler iffetli ve faziletli bir hayat yaşamak istemezlerse, fuhşa zorlanacaklardır demek değildir. Denmek istenen, bir cariye kendi iradesiyle ahlâksızlıkta bulunursa, bundan onun sorumlu olduğu ve kanunun yalnızca kendisine karşı uygulanacağıdır. Buna karşı, eğer sahibi cariyeyi ahlâksızlığa zorlarsa, bu durumda sorumluluk onun olur, kanun da ona karşı işleyecektir. "Dünya hayatının serip verdiğini elde etmek için" ifadesi ise, efendinin cariyesinin gayri ahlâkî kazancına ortak olmadığı takdirde cariyeyi fuhşa zorlamakla günah işlemiş olmaz anlamında bir şart ve sınırlama getirmek için değildir. Burada amaç, bu yolla elde edilen her türlü kazancın, gayri meşru ve gayrı ahlâkî yollardan geldiği için haram olduğunu açıklamaktır.

Bununla birlikte, bu emrin tüm anlam ve kapsamını yalnızca metinden çıkarmak mümkün değildir. Bu nedenle, emrin vahyedildiği dönemde geçerli olan tüm şartları hakim ortamı yerinde tesbit etmek gerekir. Bu zamanda Arabistan'da fuhuş, "evcil" fuhuş ve açık fuhuş olarak iki şekildeydi.

a) Evcil fuhuş, koruyucuları bulunmayan azad edilmiş cariyelerce, ya da ailevî veya kabilevî desteği bulunmayan hür kadınlarca yapılırdı. Bunlar bir eve yerleşir ve cinsel doyum karşılığında geçimlerini sağlamak için aynı anda birden fazla erkekle anlaşma yaparlardı. Çocuk doğacak olursa, anne onu ilişkide bulunduğu erkeklerden istediğine atfeder ve toplumda bu adam onun babası sayılırdı. Cahiliyye bulunduğu döneminde yerleşik bir adet halini alan bu durum, evlilikle hemen hemen eş statüdeydi. İslâm gelince, bir kadının ni-kâhla tek bir kocanın bulunduğu durumları yasal evlilik olarak kabul etti ve tüm diğer cinsel doyum şekillerini zina ve dolayısıyla ceza gerektirici suçlardan saydı. (Ebu Davud) .

b) Yalnızca cariyelerin yaptığı açık fuhşun iki türü vardı:

1) Cariyeler her ay sahiplerine büyük miktarda belli bir para ödemeye zorlanır ve bunu da ancak fuhuş yoluyla kazanabilirlerdi. Cariye sahibi, paranın nasıl kazanıldığını çok iyi bilirdi ve gerçekte, özellikle bu yolla kazancın normal çalışma ücretlerini çok çok aştığı bir zamanda böylesine ağır bir yükü zavallı cariyenin üzerine yüklemenin başka bir amacı da yoktu.

2) Genç ve güzel cariyeler genelevine konur ve kapıya isteyenin orada şehvetini doyurabileceğini gösteren bir bayrak asılırdı. Böylece çalışan kadınlara "kalikiyyat" ve çalıştıkları evlere de "mevahir" denirdi. Dönemin tüm önde gelen kişileri bu türden fuhuş yuvalarına sahipti ve onları işletiyorlardı. Hz. Peygamber'in hicretinden önce Medine krallığına getirilmiş bulunan ve Hz. Aişe'ye iftira olayında başrolü oynayan münafıkların başı Abdullah b. Übeyy'in böyle bir evi vardı ve içinde altı güzel cariye çalışıyordu. O bunlarla yalnızca para kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda Arabistan'ın çeşitli yörelerinden kendisini görmeye gelen önemli misafirlerini de eğlendiriyordu. Bu yolla doğan çocukları da, köleler ordusunun gücünü ve görkemini artırmada kullanıyordu. Bu fahişelerden olan Muazele İslâm'ı kabul edip, geçmiş günahları için tevbe etmek dileyince, İbn Übeyy kendisine işkence etmişti. Kadın Hz. Ebu Bekir'e şikayette bulunmuş, o da meseleyi Hz. Peygamber'e getirmişti. Hz. Peygamber (s.a) . kadının bu zalim adamdan alınmasını emretti. (İbn Cerir, cilt: 18, sh: 55-58, 103-104, el-İstiab. Cilt: 2, sh: 288-289) .

İşte ayetin indiği zamandaki şartlar buydu. Eğer bu şartlar gözönüne alınırsa, ayetin amacının yalnızca cariyeleri fuhşa zorlamayı yasaklamak değil, İslâm devletinin sınırları içinde fuhşu da her türüyle gayri meşru ilân ederek yasaklamak olduğu açıklık kazanacaktır. Bununla birlikte, geçmişte bu işe zorlananlar hakkında da genel af ilânında bulunulmuştur.

Bu hükmün inmesinden sonra, Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurdular: İslâm'da fuhşa yer yoktur." (Ebu Davud) . Rasûlullah'ın bu bağlamda koyduğu ikinci hüküm, zina yoluyla elde edilen tüm kazançların haram, necis ve bütünüyle yasak olduğudur. Rafi b. Hadic'in rivayetine göre, Hz. Peygamber (s.a) bu tür kazancı necis, en kötü mesleğin ürünü ve en kirli gelir olarak nitelemiştir. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesaî) . Ebu Huzeyfe'ye göre, o fuhuş yoluyla kazanılan parayı haram saymıştır. (Buhari, Müslim, Ahmed) . Ebu Mes'ud Ukbe b. Amr, Hz. Peygamber'in (s.a) halkı fuhuş kazançlarını almaktan men ettiğini söyler. (Kütübü Sitte ve İmam Ahmed) .

Bu konudaki üçüncü hüküm, cariyenin meşru olan el işlerinde kullanılabileceği, fakat, sahibinin ne kadar gelir getireceği belli olmayan bir iş için cariyeye belli bir miktar yükleyemeyeceğidir. Rafi b. Hadic'e göre, Hz. Peygamber (s.a) ne kadar kazandıkları bilinmeden cariyelerden herhangi bir kazancın kabul edilmesini yasaklamıştır. (Ebu Davud) . Rafî b. Rifaa el-Ensarî aynı hükmü daha açık bir surette ifade ederek şöyle der: "Rasulullah, ekmek pişirme, pamuk eğirme, yün ya da pamuk tarama gibi el işleriyle (bunu eliyle gösterdi) kazandıkları dışında, bizi cariyenin kazancını kabul etmekten men etti." (Müsned-i Ahmed, Ebu Davud) . Müsned-i Ahmed ve Ebu Davud'da Ebu Hureyre'den nakledilen bir başka rivayette, cariyenin haram yollarla elde ettiği paranın alınması yasaklanmaktadır. Böylece Rasûlullah, ayete uygun olarak, o zaman Arabistan'da icra edilen tüm fuhuş türlerini dini emir ve kanunla yasaklamış oluyordu. Bütün bunların üstünde, onun Abdullah b. Übeyye'nin cariyesi Muazele'yle ilgili verdiği karar, cariyesini fuşa zorlayan bir kişinin, bu cariye üzerindeki sahiplik haklarını yitireceğini göstermektedir. Bu, İbn Kesir'in Müsned-i Abdürrazak'a dayanarak İmam Zührî'den naklettiği bir rivayettir.


Yukarı dön Göster abingazi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: abingazi
 
Bilal13
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 18 aralik 2006
Gönderilenler: 4
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Bilal13

Hasan Akcay Yazdı:

Özetle MA MELEKET EYMAN, bakımı üstlenilen kız ve erkek çocuklardır; köle ve CARİYE değil. MUKATEBE ise onların evlenmesine İZİN vermek anlamına geliyor.

Allah'ın Selamlıyla, 

Foruma ve konuya benimde bir sorum olacak.

23:5 - Ve onlar ki ırzlarını korurlar.

23:6 - Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.

Yukarıdaki alıntıya göre, bu iki ayetde  BAKIMI ÜSTLENİLEN KIZ VE ERKEK ÇOCUKlLARLA İLİŞKİ SERBEST mi ?? bırakılmıs yani ?? (töbe)

EZVACİHİM (nikahlı eşler) ve EV MA MELEKET EYMANÜHÜM ayrı ayrı zikredilerek onlarla ilişkinin kınanmıyacağı belirtiliyor.

tekrar selam.

 

** Dertsizsen başın büyük dertde demektir **

 

 

 

Yukarı dön Göster Bilal13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Bilal13
 
RAFET
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 29 ocak 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı RAFET

HASAN AKÇAY'A SORU:

DOGRUSUNU SÖYLEMEK GEREKİRSE NE YAPMAYA ÇALIŞTIGINIZI ANLAMADIM.MADEM KURANDAN ALINTI YAPIYOR YANLIŞ ANLAŞILMA OLDUGUNU SÖYLÜYORSUNUZ O ZAMAN YANLIŞ OLARAK GÖSTERDİGİNİZ ŞEYİN DOGRUSUNU YAZIN.YANİ O AYETİN NASIL ANLAŞILMASI GEREKTEGİNİ DE YAZIN(O AYETİN MOTA MOT MEALİNİ).DOGRUSU "NUR SURESİ "31.AYETİ AÇIKLAMANIZI BEKLİYORUM.EĞER AÇIKLAYAMIYORSANIZ.LÜTFEN UZMANI OLMADIGINIZ KONULAR HAKKINDA YORUM YAPMAYIN.BİR DE SİZİN BİLDİGİNİZ DOĞRU BİR KURAN MEALİ VARSA GÖSTERİNDE OKUYALIM.KORUNMASI GEREKEN ZİYNET NEYMİŞ AÇIKLAYINDA ANLAYALIM.

NOT:AYRICA  PEYGAMBERİMİZLE İLGİLİ ÜSLUBUNUZDANDA NE YAPMAYA ÇALIŞTIGINIZA DAİR PİS KOKULAR GELİYOR.İLGİLİ KISIM:
"""""""""""Yani bu zevat kölelik ve tesettür pisliğini İslama sıvaştırmak için Allah'ın Elçisini, kızını kölesine peşkeş çeken bir pzvnk yapıp çıkarlar. Gözleri öylesine dönmüştür.""""""""""""""

29. Yoksa, kalplerinde hastalık olanlar Allah’ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar?30. Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, sen onları,konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah, yaptıklarınızı bilir.[MUHAMMED SURESİ]

Yukarı dön Göster RAFET's Profil Diğer Mesajlarını Ara: RAFET
 
Bilal13
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 18 aralik 2006
Gönderilenler: 4
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Bilal13

Bu tiplerin yaptıkları şu:

59-16: Şeytanın meseli gibi ki, vaktiyle insana «Kâfir ol!» dedi, Vaktâ tâ ki kâfir oldu. (Şeytan) Dedi ki: «Şüphe yok ben senden uzağım. Muhakkak ki ben âlemlerin Rabbinden korkarım.»

yazık bunlara kanıp dininden olanlara. herşeye saldırmışlar maşallah , Ömer Öngüt e mahana vermişler, sonra  onuda sollamışlar.

Yukarı dön Göster Bilal13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Bilal13
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Bilal13 Yazdı:

Hasan Akcay Yazdı:

Özetle MA MELEKET EYMAN, bakımı üstlenilen kız ve erkek çocuklardır; köle ve CARİYE değil. MUKATEBE ise onların evlenmesine İZİN vermek anlamına geliyor.

Allah'ın Selamlıyla, 

Foruma ve konuya benimde bir sorum olacak.

23:5 - Ve onlar ki ırzlarını korurlar.

23:6 - Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.

Yukarıdaki alıntıya göre, bu iki ayetde  BAKIMI ÜSTLENİLEN KIZ VE ERKEK ÇOCUKlLARLA İLİŞKİ SERBEST mi ?? bırakılmıs yani ?? (töbe)

EZVACİHİM (nikahlı eşler) ve EV MA MELEKET EYMANÜHÜM ayrı ayrı zikredilerek onlarla ilişkinin kınanmıyacağı belirtiliyor.

tekrar selam.

Hayır! Serbest değil. Çünkü 23:5-6'daki ma meleket eyman ühüm müminin yeminle edindiği "besleme"si değil yeminle edindiği "helalı"dır (33:50). 

Keşke beni tekfir edivereceğine bunu açıklayan yazılarımı okusaydın bir zahmet. Tekfircilik kolaydır ama "Tekfir etmeyin!" buyuran Allah'la inatlaşmadır (4:94). Allah seni bağışlasın.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
mzs55
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 21 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 7
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mzs55

mevdudinin tefsiri nur 32 de öyle birşey yazmıyor doğru ayeti belirtiniz birde nur 33 te yazılanlarla sizin yazdıklarınız tezatlık teşkil ediyor. dikkatli olursak yani ezbere kafadan yazmassak sevinirim

__________________
Allah'ın dediği olur.
Yukarı dön Göster mzs55's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mzs55
 

<< Önceki Sayfa 18 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats