HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Kuranda CUMA GUNU ve NAMAZI VAR MI ??? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
radyoman
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 09 mart 2005
Yer: Antigua And Barbuda
Gönderilenler: 362
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı radyoman

Asagida Cuma   (Salat-il Cuma) By Mirghani Hamed tarafindan yazilan Ingilizce makaleden cevrilidir. Forumda basdan beri tartisilan CUMA NAMAZI ile ilgili cok degisik bir Kuran yaklasimi getiriyor.  Kuranda CUMA GUNU DEGIL BIR ARAYA GELME  SIRASINDA (KOnferans, Panayir, Hac, Eglence, Pazar)  namaza yapilan cagri vardir diyor. Delilleri gayet ilginc. Dostlarimiz ne derler.

Cuma Namazi  ve Kuranda GUN (YEVM ) kavrami

KURANDA GUN (YEVM) 24 SAATLIK ZAMAN DILIMI ANLAMINA MI GELIYOR ?

Asagida arastirma da GUN (YEVM) kavraminin Kuranda kullanilmasinin degisik ayetlerde degisik anlama gelse bile genelde bir zaman diliminden bahsetmekdedir. Kuranda YEVM (gun) hangi  anlamlarda kullanilmistir.Ne zaman, sonra, gun, zaman dilimi, zaman gibi anlamlarda kullanilmistir.

Ama meallerin cogunda genelde YEVM (gun) kavrami 24 saat dan olusan GUN anlaminda cevrilsede. Aslina bakarsaniz GUN kavraminin Kuranda 24 saati tanimlayan  zaman dilimi anlaminda kullanilmasi  cok istisnadir.

YEVM (GUN) kavrami on eklemeler, cogulekleri, cogul halde Kuranda 400 den fazla yerde kulanilmakdadir. Ben burda bir kac tanesinden bahsedecegim. Lutfen diger ayetleride siz kontrol ediniz.

Simdi bu orneklerden bir kacina bakalim. Buyuk harfler ile yazilananlar YEVM kavraminin karsiliklaridir.

 (ÂLİ IMRÂN suresi 155. ayet) İnnellezine tevellev minküm yevmel tekal cem'ani innemestezellehümüş şeytanü bi ba'di ma kesebu, ve le kad afallahü anhüm, innellahe ğafurunhalim

(ÂLİ IMRÂN suresi 155. ayet) İki ordunun çarpıştığı gün/zamanda/anda geriye dönenlerinizi yaptıkları bazı işlerden dolayı şeytan kaydırmak istemişti. Ancak ALLAH onları affetti. ALLAH gerçekten çok Bağışlayıcı, çok Şefkatlidir

 (MÂİDE suresi 109. ayet)  Yevme yecmeullahür rusüle fe yekulü ma za ücibtüm kalu la ilme lenav inneke ente allamül ğuyub

MÂİDE suresi 109. ayet) ALLAH elçileri topladığı gün:/zamanda/anda  "Size ne cevap verildi," der. "Bir bilgimiz yok. Gizemleri sen bilirsin," derler.

 (EN'ÂM suresi 73. ayet) Ve hüvellezi halekas semavati vel erda bil hakk ve yevme yekulü kün fe yekun kavlühül hakk ve lehül mülkü yevme yünfehu fis sur alimül ğaybi veş şehadeh ve hüvel hakimül habir

(EN'ÂM suresi 73. ayet) O'dur gökleri ve yeri yaratan. "Ol," dediği gün:/zamanda/anda   hemen oluverir. Sözü mutlak doğrudur. Boruya üfürüldüğü gün egemenlik tümüyle O'nundur. Gizliyi ve açığı Bilendir. Bilgedir, herşeyden Haberdardır. (ve yevme yekulü kün fe yekun kavlühül hack)

 (TEVBE suresi 3. ayet) Ve ezanüm minallahi ve rasulihi ilen nasi yevmel haccil ekberi ennallahe beriüm minel müşrikine ve rasulüh fe in tübtüm fe hüve hayrul leküm ve in tevelleytüm fa'lemu enneküm ğayru mu'cizillah ve beşşirillezine keferu bi azabin elim

(TEVBE suresi 3. ayet) Bu, aynı zamanda, ALLAH ve elçisinden tüm halka, büyük hac günü:/zamaninda/aninda   yayımlanmış bir bildiridir: ALLAH putperestlerden uzaktır, elçisi de... Tevbe ederseniz sizin için daha iyidir. Dönerseniz, bilin ki siz ALLAH'ı aciz bırakamazsınız. İnkarcılara acı bir azabı müjdele. (yevmel haccil ekberi)

 (NAHL suresi 80. ayet) Vallahü ceale leküm min cüludil en'ami büyuten testehiffuneha yevme za'niküm ve yevme ikametiküm ve min asvafiha ve evbariha ve eş'ariha esasev ve metaan ila hiyn

(NAHL suresi 80. ayet) Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri yaptı. Hayvanların derilerinden gerek yolculuk sırasında, gerekse konup yerleştiğiniz zamanda kolayca taşıyabileceğiniz barınaklar ve yünlerinden, yapağılarından, kıllarından da bir süreye kadar kullanacağınız, giyim, ev eşyası ve ticaret malı yarattı. (yevme za'niküm ) (yevme ikametiküm)

 (AHZÂB suresi 66. ayet)  Yevme tükallebü vücuhühüm fin nari yekulune ya leytena eta'nellahe ve eta'ner rasula

(AHZÂB suresi 66. ayet)  Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği zaman: Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e de itaat etseydik! derler. (Yevme tükallebü vücuhühüm fin nari)

 (KAF suresi 30. ayetYevme nekulu li cehenneme helimtele'ti ve tekulu hel mim mezid

(KAF suresi 30. ayet) O gün.o zaman  cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da "Daha var mı?" der. (Yevme nekulu li cehenneme)

Simdi yukardaki ayetleri dikkatlice inceleyelim. Bu ayetlerde 24 saatlik zaman dilimi olan bugun kullandigimiz GUN anlaminda gun var mi ?

Simdi bu konuyu daha iyi anlamak icin asagidaki ayetlere bakalim. Ayetleri dikkatlice inceleyip yukaridaki ayetle rile birlikde dusunulim.

Allah Kuranin bir cok ayetinde cennetlerin ve Yerkurenin yaratilisini anlatir. Butun su ayetlerde Allah cennetlerin ve yeryuzunun ALTI (6) gunde (YEVM) yaratildigini soyler. (7:54, 10:3, 11:7, 25:59, 32:4,50:38, 57:4).  Simdi gercek Allah dunyayi 6 GUNDE mi yarattti, yoksa 6 zaman diliminde yarattti.

Benim bu ayetden anladigim tipki 41 Surenin 9-12 ayetlerinde oldugu gibi 6 zaman diliminde yaratmistir.

Simdi YEVM kavraminin Kuranda  uzunluguna bagli olmadan bir zaman dilimi belirtiigini gormek icin su ayete bakiniz. (9:36)

Tevbe 36 İnne iddeş şühuri indellahisna aşera şehran fi kitabillahi yevme halekas semavati vel erda miha erbeatüm hurum zaliked dinül kayyimü fe la tazlimu fihinne enfüseküm ve katilül müşrikine kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh va'lemu ennallahe meal müttekiyn

Tevbe 36 Doğrusu, ayların sayısı Allah yanında on iki aydır, Gökleri, Yeri halkettiği GUN Allah yazısında; bunlardan dördü haram olanlardır, bu işte en pâydâr, en doğru dindir, onun için bunlar hakkında nefislerinize zulmetmeyin de müşrikler size kâffeten harbettikleri gibi siz de onlara kâffeten harbedin ve bilin ki Allah korunanlarla beraberdir

Simdi su ayetlere dikkatli bakarsak  (7:54, 10:3, 11:7, 25:59, 32:4, 50:38,57:4) cennet ve yeryuzu 6 (yevm) zaman diliminde ((sitata ayaam) yaratildigini Fakat Tevbe 36 Allah “..yevme halekas semavati vel erda..” Gökleri, Yeri halkettiği GUN Allah)

Simdi buyuk harflerle Yazilan GUN genel de Kurana ters dir.

TEVBE 36 yeniden bakalim, burdki YEVM kavramini GUN diye cevirmek Kurana ters dusuyor.. Simdi  burdaki YEVM kavrami  ZAMAN DILIMI anlaminda kullanilmis. Su ayetlere bakiniz (7:54, 10:3, 11:7, 25:59,32:4, 50:38, 57:4)

Sanirim bu ayetleri incelediginizde  YEVM kavraminin anlami butun ciplakligi ile cikiyor.

Buna benzer diger bir ornek de  Allah’in Ad kavmi hakkinda konustugu Kamer suresi 19 ayetdir

(KAMER suresi 19. ayet) İnna erselna aleyhim rihan sarsaran fi yevmi nahsim mustemir

(KAMER suresi 19. ayet) Biz, o uğursuz  sürekli bir günde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik. (fi yevmi nahsim mustemir)

Burda YEVM kavramini bircok mealcinin yaptigi gib gun diye cevirebilirmiyiz

 (HÂKKA suresi 7. ayet) Sahhareha 'aleyhim seb'a leyalin ve semaniyete eyyamin husumen feterelkavme fiyha sar'a keennehum a'cazu nahlin haviyetin.

(HÂKKA suresi 7. ayet) Allah onu, ardarda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.

BU ayetin AD kavmini anlattigini  (69:6)  bakarak anlayabiliriz.

Simdi  54:19  daki (fi yawmi nahsin mustamir) cevirisi devamli zaman dilimi, 69 surenin 7 ayetinde birbirini izleyen  7 gece 8 gun  kavrami ile daha iyi aciklanmistir.

Allah Kuranda arapca kelime olan YEVM kelimesinin aciklamasini yapiyor.

 (MEÂRİC suresi 4. ayet) Ta'ruculmelaiketu verruhu ileyhi fiy yevmin kane mikdaruhu hamsiyne elfe senetin.

(MEÂRİC suresi 4. ayet) Melekler ve Rûh oraya bir günde çıkarlar ki, oranın mesafesi ellibin yıldır.

(yevmin kane mikdaruhu hamsiyne elfe senetin) oranın mesafesi ellibin yıldır.

 CUMA GUNU (YEVMEL CUMA)

Oylese MIN YEVM EL CUMA neden toplanti gunu olarak aliyoruz da BIR ARAYA TOPLANILAN  zaman olarak almiyoruz.

Peki bunun boyle olmasi gerektigine dair delillerimiz nedir. Allah insanlarin belli bir gunde  toplanmasini mi istiyor ?  Yoksa isimizi ve faliyetlerimiz o gundemi  yapmamiz gerekiyor ?  Yada ben  o gun is yapmasam, faliyetlere katilmasam ne olur.   Yada tatile cikmissam, o gun hic birsey yapmazsam ne olur.

BIR ARAYA GELINME  zamani Kuranda bir cok yerde gecer. ( Evlilik, toplanti, is, panayir vb vb ):

Butun bu arastirmadan sonra, vardigimiz sonuclara bakalim.  BIR ARAYA GELME  gununde namaz yada cemaat namazi diye bir sey yok. Namaza cagri genel bir kavramdir (idha nudiya liAS SALAT)  ve (MIN YEVMIL CUMA) ise basitce BIR ARAYA GELME zamaninda yada toplanti surerken  anlamina geliyor. BIR ARADA TOPLANMISKEN  NAMAZA cagrildiginizda.

Cuma 9 Ya eyyuhelleziyne amenu iza nudiye lissalati min yevmilcumu'ati fes'av ila zikrillahi ve zerulbey'a zalikum hayrun lekum in kuntum ta'lemune

Cuma 9 Ey iman edenler! Biraraya gelmis toplandiginiz     sirada/zamanda  namaza cagrilirsaniz, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.

Dogru Tercume Kurandaki digger ayetler isiginda boyle olmalidir..

Allahin mesaji diger insanlarin yazdiklari kitaplarda  degil KURAN dadir. O zaman baskalarinin ne dedigi degil Alllahin dedigine bakalim.

Friday Prayers (Salat Al-Jum'a)
By Mirghani Hamed (e-mail: m62s7619@bih.net.ba)



__________________
43/44 Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Yukarı dön Göster radyoman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: radyoman Ziyaret radyoman's Ana Sayfa
 
radyoman
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 09 mart 2005
Yer: Antigua And Barbuda
Gönderilenler: 362
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı radyoman

Konunun daha saglikli tartisilabilmesi icin Kutubu Sitteden Cuma Namzi ile ilgili verilen giris bilgilerini ve Bu konuyla ilgili Hadisler ne diyor onada bakalim. Ibrahim Cananin Cevirdgi Kutubu Sitteden CUma namazi ile ilgili kisima giris bilgileri

BEŞİNCİ FASIL

CAMİYE GİRME VE CÂMİDE OTURMA ÂDÂBI

UMUMÎ AÇIKLAMA

İbnu Hacer, cuma ile ilgili şu umumî bilgileri dermeyan eder:

1- Cuma İsminin Tarihçesi:

Cuma kelime olarak toplamak, bir araya getirmek mânasına gelen "cem" kökünden gelir. Cahiliye devrinde haftanın altıncı gününe cum'a değil arûbe denilirdi. Bu gün, İslam'dan sonra cuma ismini almıştır.

Bu ismin veriliş sebebiyle ilgili muhtelif görüşler var:

* Mahlukâtın mükemmel şekli  o gün cem olundu, tamamlandı.

* Hz. Âdem'in yaratılışı o gün cem oldu, tamamlandı.

* Ensar, Es'ad İbnu Zürâre ile birlikte bir araya gelince, cemaatle namaz kılarlar ve o günü cuma diye isimlendirirler.[1]

* Ka'b İbnu Lüey, kavmini o gün toplar, haramlara ta'zîm göstermelerini emreder, kendi neslinden bir peygamber geleceğini haber verirdi. Bu sebeple cuma adı verildi.

* Bu toplanma işini yapanın Kusayy olduğu da söylenmiştir.

* Cuma isminin verilişi, o günde halkın namaz için toplanması sebebiyledir. İbnu Huzeyme bu görüşte ısrar eder, "çünkü der, bu İslâmî bir isimdir. Cahiliye devrinde yoktur, daha önce arûbe deniyordu"der.

İbnu Hacer, bu görüşe itiraz eder ve der ki: "Lügatciler der ki: "Arûbe cahiliye devrine ait eski bir isimdir." Cuma için de şunu derler: "Bu arûbe denen gündür. Görünen şu ki: Araplar haftanın yedi gününün isimlerini zamanla değiştirdiler. Önceki isimler şöyle  idi: Evvel (birinci gün, pazar) Ehven (pazartesi), Cebbâr (salı), Debbâr (çarşamba), Mü'nis (perşembe), Arûbe (cuma), Sebbâr (Cumartesi), Cevherî der ki: "Araplar, kadîm isimlendirmede pazartesi gününe ehven diyorlardı." Bu da gösterir ki onlar haftanın günlerine yeni isimler verdiler. Bunlar hâlen herkesce bilinip kullanılan isimlerdir: es-Sebt (cumartesi), (el-Ehad) (pazar), el-İsneyn (pazartesi) vs. gibi...

* Arûbe'yi cuma olarak ilk isimlendirenin Ka'b İbnu  Lüey'in olduğu da söylenmiştir. (Ferrâ bu görüştedir). İbnu Hacer der ki: "Bu durumda, arûbe'yi "cuma"ya cahiliye Araplarının çevirip, arûbe şeklindeki ismini de ibkâ ettiklerini söyleyenlerin, bunu te'yîd eden hususi rivâyete ihtiyaçları vardır (aksi takdirde desteksiz iddiada bulunmuş olurlar.)"

2- Cuma Gününün Fazîleti:Cuma gününü, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) "mü'minlerin bayramı" olarak tavsif buyurur. Bayram, bir kısım imtiyazları ve hususiyetleri sebebiyle bir günün diğer günlerde olmayan, o güne has bazı  umumi merasimlerle kutlanmasıdır. Her bayramda mutlaka bir kutlama ve merasim ve bunun da bir sebebi vardır.  O halde, cum'a gününü kutlamaya sevkeden hususiyetleri nelerdir? Şeriat kitapları, bu günün hususiyetleri üzerine otuzdan fazla kerâmet ve fazilet zikrederler. Bazılarını şöylece kaydediyoruz:

* Bayram günüdür, münferid oruç tutulmaz.

* O günün sabahında eliflâmmîm tenzîl ile Hel Etâ sûreleri, gündüz de Cuma ve Münâfikîn sûreleri okunur.

* Cuma günü gusledilir, koku sürülür, misvak kullanılır, en güzel elbiseler giyilir.

* Mescidler buhurlanır.

* Mescide erken gidilir.

* Hatip hutbeye çıkıncaya kadar ibadetle meşgul olunur.

* Sessiz durulur, hutbe dinlenir.

* Kehf sûresi okunur.

* İstiva vaktinde nafile kılma kerâheti kalkar.

* Namazdan önce yola çıkmak mekruhtur.

* Cuma namazına gidenin her adımına bir yıllık sevap katlanmıştır.

* Cehennem o gün kabarmaktan yasaklanmıştır.

* Duâların kabul edildiği icabet saati vardır.

* Günahlar o gün örtülür.

* Bu, ümmet için hayrı artırılmış bir gündür.

* Haftanın en hayırlı günüdür.

* Hayır o günde sâbitleşir, yüce ruhlar o gün toplanır.[2]

Cumanin Vakti ile ilgili Hadisler

Hadis No : 2851
Ravi: Enes
Tanım: Resulullah (sav), cumayı (öğleyin) güneş meyl edince kılardı.

Kaynak: Ebu Davud, Cuma 224, (1084); Tirmizi, Salat 361, (503)

Hadis No : 2852
Ravi: Enes
Tanım: Buhari'nin bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) soğuk şiddetlenince namazı erken (ilk vaktinde) kılardı. Sıcak şiddetlenince namazı-yani cumayı- (öğleyin biraz) serinleyince kılardı."

Kaynak: Buhari, Cum'a 16

Hadis No : 2853
Ravi: Sehl İbnu Sa'd
Tanım: Biz Resulullah (sav)'la cum'ayı kılar sonra da kaylule (öğle uykusu) yapardık.

Kaynak: Buhari, Cum'a 40, 41, Hars 21, Et'ime 17, İsti'zan 16, 39; Müslim, Cuma 30, (859); Ebu Davud, Cuma 2

Hadis No : 2854
Ravi: es'Saib İbnu Yezid
Tanım: Resulullah (sav), Hz. Ebu Bekr ve Hz. Ömer (ra) devirlerinde cuma namazın ilk ezanı, imam minbere oturunca okunurdu. Ancak Hz. Osman zamanı olup cemaat artınca, emri üzerine (Medine çarşısında) Zevra nam yerde üçüncü bir ezan daha okundu. (Cum'a ezanı işi) bu şekilde sabitleşti.

Kaynak: Buhari, Cuma 21, 22, 24, 25; Ebu Davud, Salat 225; Tirmizi, Salat 372, (516); Nesai, Cuma 15, (3,100

CUMA NAMAZININ NAFILESI ILE ILGILI HADISLER

 
Hadis No : 2963
Ravi: Cabir
Tanım: Resulullah (sav) hutbe verirken bir adam girdi. Resulullah adama: "Namaz kıldın mı?" dedi. Adam: "Hayır!" dedi. Efendimiz: "Öyleyse iki rek'atini kıl!" diye emretti.

Kaynak: Buhari, Cuma 32,33, Teheccüd 25; Müslim Cuma 55; Ebu Davud, Cuma 237; Tirmizi, Salat 367, (510); Nes

Hadis No : 2964
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden biri cumayı kıldı mı, ondan sonra da dört rek'at kılsın."

Kaynak: Müslim, Cuma 67, (881); Ebu Davud, Salat 244, (1131); Tirmizi, Salat 376


Hadis No : 2965
Ravi:
Tanım: Bir rivayette şöyle buyrulmuştur: "Senin acele etmen gereken bir şeyin olursa mescidde hemen iki rek'atı kıl, iki rek'at de dönünce kıl."

Kaynak: Müslim, Cuma 67, (881)

Hadis No : 2966
Ravi: Nafi'
Tanım: İbnu Ömer (ra), cuma günü bir adamın cumayı kılarken durduğu yerden hiç kımıldamaksızın iki rek'at daha kılmaya devam ettiğini görmüştü, adamı bundan menetti. "Cumayı dört mü kılıyorsun?" dedi. İbnu Ömer, Cuma günü evinde iki rekat kılar ve etrafındakilere: "Resulullah böyle kılardı!" dedi.

Kaynak: Buhari, Cuma 39, Teheccüd 25,29; Müslim, Cuma 70, (882); Ebu Davud, Salat 244, (1127, 1128); Tirmizi

Hadis No : 2967
Ravi: Ata
Tanım: İbnu Ömer (ra) Mekke'de cumayı kıldı mı ilerler iki rek'at daha kılardı; sonra biraz daha ilerler ve dört rekat daha kılardı. Medine'de olunca da cumayı kılar sonra evine döner, iki rekat daha kılardı, bunu mescidde kılmazdı. Bu durumun sebebi nedir? diye kendisinden sorulmuştu: "Resulullah (sav) böyle yapardı" dedi.

Kaynak: Ebu Davud, Salat 244, (1130, 1131); Tirmizi, Salat 376, (523)

Kaynak www.hadis.com

KUTUB-I SITTE

İbn Ebi Deybe

İbrahim Canan



__________________
43/44 Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Yukarı dön Göster radyoman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: radyoman Ziyaret radyoman's Ana Sayfa
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Cuma 9 Ey iman edenler! Biraraya gelmis toplandiginiz     sirada/zamanda  namaza cagrilirsaniz, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.

Dogru Tercume Kurandaki digger ayetler isiginda boyle olmalidir..

Allahin mesaji diger insanlarin yazdiklari kitaplarda  degil KURAN dadir. O zaman baskalarinin ne dedigi degil Alllahin dedigine bakalim.

Friday Prayers (Salat Al-Jum'a)
By Mirghani Hamed (e-mail: m62s7619@bih.net.ba)

RADYOMAN DOSTUMUZA BİZLERİ DEĞİŞİK GÖRÜŞLERLE BULUŞTURDUĞU İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM.

 

BU KONUDA GÖRÜŞLERİ BURAYA AKTARILAN ŞAHSA BAZI İTİRAZLARIM VAR.

 

İLLA DA FARKLI OLMAYA ÇALIŞMAK DAHA DOĞRUSU FARKILIĞINI İZHAR ETMEYE AŞIRI GAYRET SAEFETMEK �AYRICALIKLI OLMA� HEVESİNDEN KAYNAKLANMAKTADIR.

 

BU DURUM BİR RAHATSIZLIĞIN TEZAHÜRÜDÜR. BU KAŞINTI PEK HAYRA ALAMET DEĞİLDİR.

 

�MUHALİF OLALIM DA, NASIL OLURSA OLSUN� ANLAYIŞI SAÇMADIR.

 

ŞİMDİ AYETİN MEALİ VATANDAŞIN DEDİĞİ GİBİ OLSA NE OLUR? SONUÇTA MÜSLÜMANLAR BİRGÜN TOPLANACAK DEĞİL Mİ YİNE? 1400 YILDAN BERİ BU TOPLANMA GÜNÜ CUMA GÜNÜ OLARAK BENİMSENMİŞ. BUNUN KİME NE ZARARI VAR? BÖYLE BİR GELENEK OLUŞMUŞ. BUNUN DİNEN NE SAKINCASI VAR?

 

HEM AYETLERİN ÇOĞUNDA YEVM 24 SAATLİK ZAMAN DİLİMİ OLARAK KULLANILMAMIŞ OLABİLİR. BU ANLAMDA KULLANILAN AYETLER DE VAR. ÖRNEĞİN CUMARTESİ ASHABI KONUSUNDA. BELKİ GÜN �GÜNDÜZ� ANLAMINDA DA KULLANILMIŞTIR. AMA HER NE OLURSA OLSUN CUMA GÜNÜNÜ YANİ ONDA BELLİ BİR ZAMAN DİLİMİNİ TOPLANMA GÜNÜ KABUL ETMEMİZİN NE SAKINCASI VAR?

 

ŞİMDİ TUTUP DA �YA �CUMA- BİR GÜN DEĞİLDİR, MÜSLÜMANLARIN TOPLANTI GÜNÜ ONLARIN CUMASIDIR� DEMENİN NE LÜZUMU VAR?

 

"MÜSLÜMANLAR CUMA GÜNÜ TOPLANMASIN. ÇÜNKÜ CUMA BİR GÜN İSMİ DEĞİL TOPLANMANIN ADIDIR" DİYENLERE SÖYLÜYORUM.  İYİ O HALDE MÜSLÜMANLAR HAFTANIN HANGİ GÜNÜ TOPLANSIN? ATALARININ YAPTIĞINA BURUN KIVIRAN ADAMLAR BUYRUN BİR GÜN BELİRLEYİN BAKALIM. SALI MI, PERŞEMBE Mİ, PAZAR MI? HEM BUNA KARAR VERECEK ADAMLARIN GÖRÜŞÜ NEDEN KİTLELER TARAFINDAN BENİMSENSİN? 

 

"HERKES KAFASINA GÖRE CUMA=TOPLANTI GÜNÜ BELİRLESİN, BU KONUDA SERBESTİYET OLSUN" DİYENLER İSE  İŞİ SULANDIRMAK SURETİYLE ASLINDA "TOPLANTI MOPLANTI YAPMAYIN KARDEŞİM" DEMEKTELER.

 

BU KADAR DA CİDDİYETSİZLİĞE PES DOĞRUSU. GELENEKÇİLİĞE KAYNAYAYIM DERKEN BAZILARININ DÜŞTÜĞÜ DUURUMA BAKIN.

 

BU FAALİYETİN İSMİ �KAFA KARIŞIKLIĞI� OLUŞTURMADIR.

 

MÜSLÜMANLAR CUMA GÜNÜ TOPLANIR, YAHUDİLER CUMARTESİ, HRİSTİYANLAR DA PAZAR. YANİ HERKESİN CUMASI FARKLI GÜNDEDİR. BUNUN BÖYLE OLUŞUNUN NE GİBİ BİR KUR�AN DIŞILIĞI OLABİLİR?

 

PEŞİN PEŞİN VE SORGULAMAKSIZIN GELENEĞE KIL OLMANIN  NE GEREĞİ VAR? KUR�ANDIŞI OLMAYAN ADETLERİMİZ BİZİM ZENGİNLİĞİMİZDİR.

 

ELİMİZDE BİR FİLTRE VAR: FURKAN=KUR'AN. UYAN BERİ TARAFA, UYMAYAN ÇÖP SEPETİNE.

 

BİZİM GÖRÜŞÜMÜZÜN KUR'ANİLİĞİ DEĞERLİ DE BİZDEN ÖNCEKİLERİN GÖRÜŞÜNÜN KUR'ANİLİĞİ DEĞERLİ DEĞİL Mİ? KÖRÜ KÖRÜNE GELENEK DÜŞMANLIĞI AKILSIZLIKTAN BAŞKA BİRŞEY DEĞİL.

 

1400 YILDAN BERİ BENİMSENEN TOPLANMA GÜNÜNDE YANİ CUMA=TOPLANTI GÜNÜNDE BİZLER DE TOPLANMALIYIZ. BU ZAMAN DİLİMİNDE SORUNLARIMIZI KONUŞMALIYIZ, DERTLERİMİZİ PAYLAŞMALIYIZ. LİDERİMİZ YADA ONUN SÖZCÜSÜ DİRLİK VE DÜZEN ADINA YADA DİNDARLIK ADINA BİZLERE NASİHAT ETMELİ. BİLDİRİ VARSA SUNMALI. SONRA DA BU TOPLANTIYI EN GÜZEL AMELLERDEN BİRİSİ OLAN NAMAZLA TAÇLANDIRMALIYIZ. BUNUN NE GİBİ BİR KUR'ANDIŞILIĞI VAR?

 

SÖZÜN ÖZÜ, ŞU AN CUMA GÜNÜ YAPILAN FAALİYET EKSİK-GEDİK OLSA DA YERLİ YERİNDEDİR. BU KONUDA SONUNA KADAR GELENEKÇİYİM. ANLAMSIZ SULANDIRMALARA DA SONUNA KADAR KARŞIYIM.

 

Saygılar




__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
celebi
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 30 nisan 2005
Gönderilenler: 167
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı celebi

Ilginc su cuma namazi isini bir daha dusunmeiz gerekiyor bu gidisle



__________________
Dabbetciler icin buraya: Bu Allah'in Dabbeti: www.hansvonaiberg.org
Iskenderciciler icin buraya: Buda Allah'in Mehdisiymis! www.iskenderalimihr.com bakabilirsiniz
Yukarı dön Göster celebi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: celebi
 
halil66
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 05 mart 2006
Gönderilenler: 53
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halil66

radyoman Yazdı:

Cuma 9 Ey iman edenler! Biraraya gelmis toplandiginiz     sirada/zamanda  namaza cagrilirsaniz, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.

Dogru Tercume Kurandaki digger ayetler isiginda boyle olmalidir..

ya  arkadaşlar siz dini sulandırmakmı istiyonuz allah aşkına , bu nasıl haniflik.

bakın böyle tercüme edilirse hangi anlam çıkıyor: her kim bi kaç kişi bir araya geldiğinde ,ezan okunuyorsa, hemen alışverişi bırakın camiye koşun anlamı çıkıyo.tamam bu anlam çıksında bunu herhangi bi vakit için çıkarmıyosunuz . her ezan okunduğunda ve her gün için çıkarıyorsunuz.

bunu yazan arkadaş gerçekten samimiysen bu dediğini yerine getir. her namaza çağrıldığında, topluluk halindeysen camiye git. hadisçiler toplu namaza fazla sevap verir kızarsınız. ama siz toplu namazı farz haline getiriyorsunuz.tabii farz olması için bi şartınız var. topluluk halinde olmak.....ya kuran'ı biraz mantığınızla, aklınızla okuyun .

allah için ,nasıl bu anlamı çıkarıyorsunuz. alışveriş yapan , herkes kendi işinde gücündeyken ,insan nasıl toplantı halinde veya topluluk halinde olur.  sırf ben farklıyım demek için allahın ayetlerini çarpıtarak dindenmi çıkmak istiyorsunuz ,yoksa başka bir niyetinizmi var.



__________________
selam
Yukarı dön Göster halil66's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halil66
 
mindar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 373
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mindar

selam

bu konuya bi cevap verilmeyeli bir hayli zaman olmuş.. aslında radyoman arkadaşımızın bi cevap vermesi gerekir çünkü ona atıfta bulunulmuş..

benim söyleyeceğim başka birşey var ..... cuma namazı diyoruz... cuma namazının oluşması için hangi şartların olması gerekiyor.. ülkemiz cuma kılmak için uygun şartlara sahip bir ülkemi

bunu tartışmak lazım bence.....

Yukarı dön Göster mindar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mindar
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

selam,

alperenin bu konu ile ilgili yazısındaki her bir satıra imzamı atıyorum.

insan bir şey savunurken akıl ve mantık muvazenesinden ayrılmaya görsün,savunduğum neye yarar diye faydası nedir diye hiç düşünemiyor. 



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm ! Değerli Kardeşlerim!

 Radyoman Kardeşimizin çeviri yaparak istifademize sunduğu makaleyi okuduk.

Alperen Kardeşimizin bu makale ile ilgili değerlendirmesini de okuduk.Allah Razı olsun. Rabb'im cümlemizin ilmini artırsın.

Okuyan kardeşlerimizin sağlıklı bir değerlendirme yapabilmeleri için bu konuda yapılmış bir çalışmayı istifadelerinize sunmak istedim.

CUMA

(Yerel Gündem Toplantısı)

Cuma ’nın sözlük anlamı: Cumua kelimesi, Cem’a kökünden türemiş bir sözcük olup, toplamak, bir araya getirmek anlamına gelir. Burada ‘Yevmü-l Cumua’ , terkip/tamlama halinde olup   Toplantı Günü  demektir.

Cuma günü’ tarzında mânâlandırmak, Arapça iki kelimenin birini Türkçeleştirip birini yine Arapça bırakmak olduğundan, böyle bir uygulama hem yanlış olur hem de binlerce senedir olduğu gibi anlam saklanmış olur. Bu da bir çok yanlış inanç ve ameli beraberinde getirir. 

                     

      Tarihçesi:

Bugünkü  Yevmü-l Cumua/Toplantı günü dediğimiz  güne eskiden Araplar  yevmül arube/yedinci cennet günü derlerdi.  Peygamber efendimiz henüz hicret etmeden Yesrip (Medine’nin o zamanki adı)li Müslümanlar Es’ad İbnü Zurara ile birlikte toplanıp, namaz kılar ve istişarede bulunurlardı.

Yahudiler ve Hıristiyanlar haftada bir gün toplanıyorlar, bizde haftada bir toplanalım diye karar alıp toplanmaya başladılar. Ve toplantı gününün haftanın altıncı günü (bize göre beşinci gün) olmasına karar verdiler. Çünkü o gün Yesrip’te pazar kuruluyor; çevreden, yakın mesafelerden halk pazara geliyordu.  Böylece toplantıya katılım daha çok olacaktı. İşte böylece yevmül arube, yevmül cümüa/toplantı günü oldu. Sonradan eski adıyla değil de yeni adı söylenir oldu. Asrı saadetten sonra maalesef  kavram ve amacı yozlaştırıldı.

        Vucubunun şartları/zorunlu görev olmasının koşulları:

Tüm fıkıh kitapları ve ilmihal kitaplarında bu şartlar :

·           ; ;         Erkek olmak

·           ; ;         Hür olmak

·           ; ;         Şehirde oturmak

·           ; ;         Sıhhatli olmak

·           ; ;         Güvende olmak ; tarzında açıklanır.

Erkek olma koşulunun, uydurma ve yanlış olduğunu aşağıdaki bölümlerde geniş bir biçimde açıklayacağız.

Hürriyet/özgürlük: Fıkıh ve İlmihal kitapları bu kavramı köle olmayanlara,  özgür insanlara farzdır diye açıklamışlardır. Halbuki Hürriyet kavramı sadece esâreti, köleliği ifade etmez. Düşünce ve ifade özgürlüğünü de kapsar. (Bu gün kölelik zaten kalmamıştır. Bu insanlığın yüz karası uygulamanın ortadan kaldırılması şerefi Müslümanlara değil  maalesef Müslüman olmayanlara aittir.) “O toplantıda herkes özgürce fikrini beyan edecektir. Kimsenin fikri, düşüncesi asla kısıtlanmayacak, sansür edilmeyecek, fikrinden dolayı kimse takibata uğramayacaktır.” demektir. 

Şehirde ikamet : Yani toplantı beldenin yerli nüfusuna zorunlu görevdir. Misafirler için zorunlu görev değildir. Çünkü dışarıdan geçici olarak gelenler o beldenin sorunlarını bilemezler. Onun için onun tartışmasına katılmasalar olur. Katılırlarsa da dinleyici sıfatıyla bulunup bilgilenirler. Beldenin kendi sakinleri kadın-erkek toplantıya katılmak zorundadırlar.

Sağlıklı olmak, kör, topal olmamak ve güvenlik şartlarını ise açıklamaya gerek yok. Bunlar ise her işte önemsenen hususlardır.

 

       Cuma/toplantının uygulanması:

Cumaya katılmanın zorunluluğu bir yana Rasulüllah efendimiz, toplantıya hazırlık için de çok önemli  öneri ve  uygulamalar getirmiştir. Bu öneri ve uygulamaları tüm hadis kitaplarında vardır. Özetle:

Evinde boy abdesti /gusül alıyor, (herkese de öneriyor, özellikle boy abdestinin cünüplükten çıkmak için alınmış olmasını istiyor. Yani Cuma/Toplantıya çıkmadan evvel cinsel ilişkide bulunup iyice yıkanın toplantıya gelin buyuruyor.) Beyaz ve temiz elbisesini giyiyor. (Cuma/toplantı için  iş elbisesinin dışında özel toplantılarda giyilecek,  bayramlık tabir ettiğimiz cinsten herkesin bir elbisesi olsun arzuluyor.) Güzel kokular sürünüyor. (herkese güzel koku önerdiği gibi, soğan ve sarımsak yemiş olanların ağzı kokar bir durumda, hayız elbiseli, elbisesi lekeli olan kadınların toplantıya katılmalarını istemiyor.)

İşte bu koşullar ve pozisyonda Müslümanlar, toplantı mahalline, musallaya/mescide toplanıyorlar.

       Cuma’nın/toplantının edası/uygulanması için şartlar:

1.  Veliyyül emir :

              Yani Cuma’yı/toplantıyı resmi otoritenin başı, devlet başkanı ya da naibi/yetkilendirdiği birisi kıldıracak/yönetecek.

2.   İzn-i âmm :

              Cuma/toplantının yapılacağı yer herkese açık olacak. Mülki âmirin izin verdiği yerde (miting izni gibi) uygulanacak.  

        

Bu iki şart bugünkü siyasi yapı gereği uygulama imkanı olmayan şeylerdir. İşin aslında böyle şartlar İslam’da yoktur. Müslümanlar nerede olsa toplanır; (ilk Müslümanlar koyun ağılında toplanmışlardı.) Cuma/toplantı başkanını (kongre divan başkanını) aralarında tayin eder; “Allah’ın anılması” işini icra eder, yeryüzüne Allah’ın nimetlerini aramaya dağılırlar. İslam Allah’ın koyduğu sınırlarda yaşanır. Asla onun bunun himmeti ve verdiği izin kadar yaşanmaz.

Bu iki şartı, resmi otorite, mülki idareye bağlayanlar, laik sistemde işin içinden çıkamamışlardır. İnançları gereği “Bu şartlarda Cuma kılınmaz” diyemedikleri gibi kıldıkları Cuma’nın kabul olmama endişesini de içlerinden atamamışlardır. Onun için iki rekat namaz ve hutbe/Allah’ın anılmasından ibaret olan Cuma/toplantıyı hutbe ve on altı rekata çıkarmışlardır. On altı rekata nasıl niyet edileceğini ise bir türlü kitaba sığdıramayıp ikna edici bir cevap bulamamışlardır.

Bu şartlar,  Peygamber sonrası Müslümanları kontrol altında tutma çabası gösteren siyasi kadrolarca İslam’a sokulmuş. arı, duru, Allah’a ait İslam; Arap, Acem, Selçuklu, Osmanlı Müslümanlık’ı olarak dejenere olmuştur. Abant konsülünden sonra da Türk Müslümanlığı olarak yozlaştırılmak istenmektedir.

Her Müslüman bu toplantının doğal üyesidir. Hiçbir Müslüman’a katılımda kısıtlama konamaz. Herhangi bir nedenle katılımı kısıtlanmış kişiye  katılmadığı için sorumluluk yoktur. Ama mazeretsiz olarak ard arda üç Cum’a’ya/toplantıya katılmayanları Peygamber efendimiz münafık ve kalbi mühürlü olarak nitelendirmiştir.

3.  Vakit :     

              Bu günkü uygulamada haftanın beşinci günü Yevm-ül Cumua’dır. Yani Toplantı Günü’dür.

Haftanın beşinci günü olmasını Allah cc. tespit etmemiştir. İlk Cuma’yı uygulayan Medineli Müslümanlar içerisinde bulundukları sosyal ve ekonomik şartları dikkate alarak haftanın bize göre beşinci gününü (Araplara göre altıncı gün. Çünkü Araplarda haftanın birinci günü pazardan başlar.) Yevm-ül-Cumua /Toplantı Günü  olarak kararlaştırmışlardır. O günden bu güne de aynı uygulamalar devam edip gelmektedir. Her hangi bir bölgedeki Müslümanlar şartları gereği bu Yevm-ül Cumua’yı/Toplantı Günü’nü haftanın başka bir gününde uygulamayı uygun bulurlarsa buna da saygı duymak gerekir.

Allah Cc. Cumua suresi,   9.   âyet:

“ Ey inananlar ! Toplantı Günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, Allah’ın anılmasına koşun. Alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.”

diye günün tümünü işaret ettiğine göre, günün beş vaktinden her bir vaktinde Cuma/Toplantı uygulanabilir. Bunu da yine bölge Müslümanları  sosyal ve ekonomik bölgesel koşullarına göre ayarlayabilirler. Bu güne kadarki gün ve saat uygulamaları  bir teâmül (genel uygulama) dür. Allah Cc. tarafından tespit edilip zorunlu tutulmamıştır.

Yine fıkıh kitapları bu vakti Cuma/toplantı gününün öğle vakti olarak şartlandırsalar da Resulüllah S.v. in,  öğleden evvel, öğlen sonrası uyguladığı sahih (güvenilir) hadis kitaplarında var. Ayrıca, âyet-i celilede ‘yevmül Cuma/toplantı günü’ ifadesi yer aldığına göre günün herhangi bir saatinin olabileceğine ilâhi bir işaret vardır. Cuma/toplantı gününün tayiniyle ilgili açıklamayı yukarıdaki kısımlarda yapmıştık.

4.    Cemaat :

             Bu kavram ekoller/mezhepler, imamlar/din önderleri arasında tartışılmış; peygamber döneminden gelen haberlere göre kimi üç kişi kimi yedi kişi, kırk kişi olmalı demiş. Bu ifadelerin kaynağında üç kişiyle de yedi kişiyle de  kırk kişiyle de uygulandığını anlıyoruz. Ama işin özü; Arapça’daki çoğul ifade eden  sayıdır: O da ‘ÜÇ’tür. Âyet-i celile çoğul olarak  “Allah’ın zikrine koşunuz”  diye hitap edildiğine göre çoğulun en küçüğü ele alınıp toplantıda bulunması gereken Müslümanlar ister kadın, ister erkek, ister kadın erkek karışık olsun en az üç kişidir.

5.   HUTBE :

Hutbe, âyette geçen zikrullahtır/Allah’ın anılmasıdır.

Bu mezhepler/ekoller ve mezhep içi imamlar/din bilginleri arasında değişik şekillerde yorumlanmıştır. Halbuki Zikrullah/Allah’ı anmak ameli/eylemi idrak edilse, hiç yoruma ihtiyaç olmadığı anlaşılır.

En güzel anlayışı İmam-ı Azam Ebu Hanife yapmış. O hutbe ‘Zikrullahtır/Allah’ı anmaktır.’ demiş. Ki doğrusu da âyetin açıkça beyanıyla budur.

Ama bizimkiler bunu, “imam minbere çıkıp ‘Allah’ deyiverse hutbe tamam olur” diye anlamışlar. (zikrullah/Allah’ın anılması işini lütfen iyi anlayıp kavrayalım!!) Hutbe, aşağıdaki toplantının amacı adlı parça ile izah edilecektir.

Hutbe belirli bir gündemle icra edilir. Hutbeyi okuyan bir nevi kongredeki DİVAN BAŞKANI görevini yürütür. Herkesin söz hakkı vardır. Hem de sansürsüz. Orada görüşülen her konu  Zikrullah’a yönelik  ve de “Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.”  anlayışı çerçevesinde olduğundan  hiçbir Müslüman görüş ve eleştirisinden ötürü takibata alınmaz, ayıplanmaz. Tam bir dokunulmazlık hakkına sahiptir.’ .Mescidde dünya kelâmı konuşulmaz; hutbe esnasında konuşulmaz vb. ilmihallerde yer alan bu ifadeler, eleştiriye tahammül gösteremeyen güçler tarafından para karşılığı uydurtulmuş şeylerdir. İslâm’ın aslı ile hiç alakası yoktur. Aktif ve cevval, uyanık olmaları lazım gelen Müslümanların pasif birer koyun sürüsü haline getirilmesi için yapılmış bir cinâyettir ki bu gün buna muvaffak olmuşlardır. Mescitlerde cemaatın katılımı yoktur. İmam bildiğini okur, yalan ve yanlış da olsa. Tur dağına Musa’yı, gök yüzüne İsa’yı, Mi’rac’a  Muhammed Mustafa’yı çıkarsa da ses çıkarılmaz, ana avrat sövse de ses çıkmaz cemaattan. Halife Ömer R.a. hutbe okurken ‘Susun ve beni dinleyin’ dediğinde, ’Üzerindeki elbiseyi nerden bulduğunu, nasıl ona sahip olduğunu bize  açıklayıp bizi ikna etmeden sana itaat etmeyiz’ diyen erkek cemâat da, ‘Rasülüllah’ın bize verdiği Mehir haklarında sen nasıl kısıtlamaya gidebilirsin ?’ diye itiraz eden kadın cemâat da tarih oldu.

6.     Mısır / Yerleşim birimi :

             

Her yerleşim alanında Cuma /toplantı yapılır. Köyde ve kentlerde. Mahalle ve mezralarda, geçici kamplarda yapılmaz. Her yerleşim biriminde tek bir yerde  Cuma/Toplantı icra edilir. Bu günkü her yerde her yüz metrelik mesafede bir Cuma /toplantı, YANLIŞTIR. Bir beldenin her camisinde ayrı ayrı Cuma/Toplantı,  cuma/toplantının amacına  aykırıdır. Böyle uygulamalardan maksat hasıl olmaz. Konu fıkıh kitaplarında uzun uzun anlatılır. Bir belde de bir den fazla Cuma kılınacak olursa ilk Cuma’ya başlayan cemâatın Cuma’sı kabul olur; diğerlerinki olmaz denir. Özellikle İmam-ı A’zam Ebu Hanife, bir beldede değişik yerlerde birden  fazla cemaat olunup Cuma kılınamaz derken, Hanefi mezhebinden olduklarını iddia eden ahmakların, diğer ekollerden daha çok bu hatayı yapmaları da dikkat çekicidir.

       

      Cuma/toplantıya katılmak zorunluluğu:

Cumaya/toplantıya katılmak kadın ve erkek, bedenen ve aklen sağlıklı her erişkin Müslüman’a farzdır. Zorunlu  görevdir. Allah Cc.

Cuma Suresi, 9. âyette :

“Ey inananlar!  Toplantı günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, Allah’ı anmaya koşun. Alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.”

buyurur. Ayrıca Rasulüllah muhtelif hadisi şeriflerinde ‘üç Cumayı/toplantıyı art arda mazeretsiz terk edenin kalbinin mühürlendiği/münafık sayılacağını buyurur. Ayrıca Cuma/toplantıya gelmeyenin bir altın lira sadaka vermesini emreder. Bir yandan da Cumaya/Toplantıya erken gidenlerin geç kalanlardan daha çok sevap alacağını  bildirir. Cuma/toplantıya teşvik ve gelmeyenleri azar konusunda bir hayli hadisi şerif var. Kitaplardan okunabilir.

     Cuma/toplantı kadınlara da farzdır/zorunlu görevdir:

Fıkıh ve İlmihal kitaplarında Cuma namazı kadınlara farz değildir diye yazar. Ama bu yanlıştır, hem de çok yanlıştır. Bu konu ‘Dinimiz İslam’da kadının yeri’ adıyla tarafımızdan genişçe incelendi. Oradan tetkikinde de fayda var. Yine de ana hatlarıyla konuya kısaca değinelim:

Allah’ü Teala tüm emir ve yasaklarını milliyet, ırk ve cinsiyet ayırımı yapmadan genel ve mutlak olarak bildirmiştir. O nedenle İslam dini Fıtrat dinidir ve EVRENSELDİR. Her milleti, her ırkı, her cinsi ve her ülkeyi  aynen kapsar. Kulluk ve görev yükleme Vs. yönünden kadını erkekten ayırmamıştır. Kadını asla ikinci sınıf insan ve aklı ve dini noksan Müslüman yerine koymamıştır. (bu tarz kabuller hainler tarafından İslam’a sokulmak istenmiş; maalesef gafiller tarafından da kabul görmüştür. Bu tip inanç ve kabul büyük bir ihanet ve cinâyettir.)

Kur’ân-ı kerimde  kadının cumaya/toplantıya katılmamasını açıkça veya işaret yoluyla isteyen, kadınlara farz olmadığını açıklayan  hiçbir âyet yoktur. Cuma suresi 9. âyeti tekrar gözden geçirirsek:

‘Ey İnananlar ! Toplantı günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, Allah’ı anmaya koşun. Alış verişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.’

diye,  Allah Cc. kadın ve erkek, cinsiyet, milliyet ayırımı yapmadan her inanana sesleniyor. Herkesi bu işe görevlendiriyor.

Hadisi şeriflere  ve İslam Tarihi’ne bakarsak Peygamber efendimizin kadınların mescitlere gitmelerini ve eşlerinin bu duruma engel olmamalarını istediğini ve Müslüman kadınların belirli bir zamana kadar (Emeviler dönemi) Cuma /Toplantı ’lara  iştirak ettiklerini görürüz.  Ama bazı hadis kitaplarında yer alan ve  siyasi otoritesini baskı ve parayla sağlayabilmek için yazdırılmış kitaplarda göreceğimiz  hadis diye bir rivâyet vardır ki, bu yalan bu konuda malzeme olarak kullanılmıştır. O da şu: Tarık bin Şihap hadisi diye meşhur olan hadis. Bu hadiste güya Peygamber efendimiz,  “Cuma namazı, cemaat içinde bulunan her Müslüman üzerine Allahü Tealanın bir hakkı olup farzdır. Ancak bundan, köleler, kadınlar, çocuklar ve hastalar müstesna.”  buyurmuş. Bu rivâyet/söylenti,  hadis bilginleri tarafından tetkik edildiğinde bu hadisi ortaya atan Tarık bin Şihap’ın Peygamber efendimizi gördüğü; ama ondan hiçbir söz işitmediği teferruatla yer alır. Yani böyle bir şey aslında yok. Olay düzmece.

İşin aslı şu:  O günkü siyasi otorite haksız iktidarlarını sürdürebilmek için, toplumdaki direnci kırmayı düşünür. Toplumun yarısını oluşturan kadınları  olmadık yalanlarla (ki en fazla peygamber efendimizle ilgili), ayrıca kadınlar FİTNEYE sebep oluyorlar yani onlar Cumaya/toplantıya geldiklerinde erkekler kadınları görüyor ve CİNSEL TAHRİK oluyorlar bahanesiyle CUMADAN/TOPLANTIDAN uzaklaştırıp evlerine kapatırlar. O gün bu gün de böyle devam edip gidiyor...

      

    Toplantının amacı:

Bu toplantının amacı, zikrullah/allahı anmaktır. Bu görev, bu gün, adına hutbe /söylev dediğimiz bölüm olarak icra edilir. Bu kavramı  zikrullah/Allah’ı anmak adlı çalışmamızdan aynen buraya aktarıp, konuyla ilgili yeterli bilgi verildikten sonra Cuma /Toplantı konusuna devam edeceğiz ki konu iyi anlaşılsın.

      Zikrullah/Allah’ı anmak:

‘“.........Görüldüğü gibi bu âyeti celileler Zikrullah/Allah’ın anılmasından bahsediyor. Önemine ve gereğine değiniyor. Öyleyse bu Zikrullah/Allahın anılması nedir, ve nasıl olur?  Bunu, kimden nasıl öğreneceğiz?  Toplumda Zikir yaptıklarını söyleyen gurupların yaptıkları doğrumu?  Dünya üzerinde özellikle geri kalmış, sürünen Müslüman ülkelerde binlerce cemaat, tarikat, zikir halkaları var. Haftanın belirli gün ve saatlerinde doksan dokuzluk, binlik, on binlik elde tespihleriyle zikir yaptıkları zannıyla, Allah, Allah ve ya Lâ ilâhe illallah, Lâ ilâhe illallah ve ya Hû, Hû diye bağırıp duruyorlar. Bunlar doğru mu?

Hayır, bunlar hiç de doğru şeyler değil. Bunlar yozlaştırılmış şeyler. Kur’ân’da cennetin bedelini  cenabı hak  bildirmiş;

Tevbe Suresi, âyet 111:

“Allah, Müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır. .......”

Cenneti bedeli can ve mallarımız iken bilmem kaç tane tespih çekersen cennete girersin gibi uyuşturucu, Müslümanları gayretten, faaliyetten, rekabetten uzaklaştırıp, tembelliğe, miskinliğe ve uyuşukluğa  sevk eden Allah’ın razı olmayacağı şeyler bunlar. Hatta ucuza cennet kapatma uyanıklığı yaparken, leyleğin ömrünün  lak lakla geçtiği gibi, ömrü bilinçsizce harcama enayiliğidir. Peki doğrusunu kimden  ve nerden öğreneceğiz?  Tabii ki Allah’tan öğreneceğiz. Kur’ân’daki şekliyle öğrenip uygulayacağız. Madem bize, kendisini anmamızı emrediyor, nasıl yapmamız lazım geldiğini bize mutlaka bildirmiştir.

Bakara Suresi, âyet 198:

“Rabbınızdan bir lütuf ve bereket istemenizde hiçbir sakınca yoktur. Arafat’tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş’ari-Haram’da Allah’ı anın. O’nu O’nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz.”

Gördünüz mü, dikkat ettiniz mi Allah nasıl anılacakmış? Allah, Allah’ın gösterdiği, öğrettiği şekilde anılacakmış. Peki bize gösterdiği, öğrettiği şekil nasıl bir şey?  Şimdi ona dikkat edelim.

Bakara Suresi, âyet 200:

“Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah’ı anın. Tıpkı babalarınızı andığınız gibi. Hatta daha kuvvetli bir anışla anın. İnsanlardan bazısı şöyle der:  ‘Ey Rabbımız bize dünyada ver.’ Böylesi için Âhiret’te bir nasip yoktur.”

Evet Allah’ı babalarımızı andığımız gibi, hatta daha kuvvetle/şiddetle anmamız lazımmış. Allah’ın emri böyle.   Başka türlü anamayız. Çünkü Allah’a isyan olur.

Mademki böyle Allah’ı babalarımızı andığımız gibi hatta daha da kuvvetle  anacağız öyleyse düşünelim bir kez: Babalarımızı nasıl anarız? Elimizde, otuz üçlük, doksan dokuzluk, binlik,.... tespih gece gündüz Baba, Baba,.....baba diye dilimizle mi anarız?  Babamızı anmamız, onu düşünmemiz nasıl olması lazım ? İşte   düğümü çözecek olan düşünce budur.

Babalarımızı anmamız, onları düşünmemiz, onları aklımızdan çıkarmamamız, onların bizler üzerindeki haklarını düşünüp, onlara karşı maddi ve manevi sorumluluklarımızı hatırlayıp onlara sevgide saygıda kusur etmememizdir. Babalarımız bizlere “oğlum/kızım beni unutma!” dedikleri zaman, eline bir tespih alda ‘gece gündüz durmadan Baba, Baba...diye tespih çek!’  demek istemezler.

Netice olarak anlıyoruz ki zikrullah/Allah’ın anılması, halk arasındaki tarzda elde tespih, dil ile Allah, Allah,...., Allah demek değil. Zikrullah/Allah’ın anılması   ‘Allah’ın bizler üzerindeki haklarını, bize sunduğu nimetleri  düşünmek, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemektir. Daima bu bilinç içerisinde olmaktır..........”’

                         

Cumanın/Toplantının  Zikrullah/Allah’ın anılması/hutbe bölümüyle Müslümanların bir nevi haftalık bakımları yapılıyor. İnançları ve amelleri revize ediliyor. İleriki hafta için  işlerini programlıyorlar. Aralarındaki ihtilaflar, yaşamlarında ortaya çıkmış aksaklıklar, yapılması lazım gelen işler, dertler, tasalar, eleştiriler her şey, orada  Allah için  hiç kimsenin kişisel çıkarına alet olmadan , her Müslüman’ın katılımı ile özgürce, sansür edilmeden, Cumaya/Toplantıya fesat karıştırılmadan tam bir dokunulmazlıkla  istişare edilip karara bağlanıyor.

Ayrıca bu toplantı vesilesi ile Müslümanlar, konuşup, tanışıyorlar. Dostluklar tazeleniyor. Bilgileri, bilinçleri artıyor. Kenetleniyorlar. Güç birliği yapıyorlar ve bu güçlerini dost düşman herkese gösteriyorlar. (Koyun sürüsü gibi camiye dolup, uyuklayıp uyuklayıp dağılmıyorlar.

Sahih sünnette ve tarihî belgelere bakılırsa Peygamber efendimizin mescidi/camiyi her türlü kamu hizmeti ve sosyal aktivite için kullandığı görülür. Bu gün de mescitler/câmiler kongre, konferans, sergi solunu, kütübhane gibi tüm sosyal ve kültürel aktivitelere açık olmalıdır. Kesinlikle, mescitler/câmiler uyuma ve uyutma mekanları, mahalleri ve merkezleri  olmaktan çıkarılmalı, İslâm’daki orijinal kimliğine kavuşturulmalıdır. Yâni mescitler/câmiler bilgilenme, bilinçlenme ve aydınlanma yerleri olmalıdır.))

Sonra da, bu dinamizmle,

  Cumua Suresi, 10.   âyet:

“Namaz kılınınca hemen yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşa erebilesiniz.”

Emri gereği, Allah’ın nimetlerini aramak ve kazanmak için yer yüzüne yayılıyorlar. Ne kadar güzel ve anlamlı...

İşte İslâm’ın cuması...  Böyle olmalı Müslümanların yerel gündem toplantısı!

Kaynak:İşte Kur'an.com

Kusursuz olan Allah'tır.

En doğrusunu Allah bilir.

Sevgi,saygı ve muhabbetle.

Allah'a emanet olunuz. 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Dost1 yazdı:

 " zikrullah/Allah’ın anılması, halk arasındaki tarzda elde tespih, dil ile Allah, Allah,...., Allah demek değil. Zikrullah/Allah’ın anılması   ‘Allah’ın bizler üzerindeki haklarını, bize sunduğu nimetleri  düşünmek, kul olarak O’na karşı sorumluluklarımızı yerine getirip getirmediğimizin kontrolünü yapmak ve verdiği görevleri eksiksiz yerine getirmek, nimetlerine karşı şükredip nankörlük etmemektir. Daima bu bilinç içerisinde olmaktır..........”

  Selam Dost1,uzun yazından en çok bu cümleyi beğendim.Diğer yazdıkların yoruma açık ama şimdilik değinmek istemiyorum.Çalışmalarında başarılar dilerim.



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
kamer
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 06 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kamer

dost1 yazdı

Cumanın/Toplantının  Zikrullah/Allah’ın anılması/hutbe bölümüyle Müslümanların bir nevi haftalık bakımları yapılıyor. İnançları ve amelleri revize ediliyor. İleriki hafta için  işlerini programlıyorlar. Aralarındaki ihtilaflar, yaşamlarında ortaya çıkmış aksaklıklar, yapılması lazım gelen işler, dertler, tasalar, eleştiriler her şey, orada  Allah için  hiç kimsenin kişisel çıkarına alet olmadan , her Müslüman’ın katılımı ile özgürce, sansür edilmeden, Cumaya/Toplantıya fesat karıştırılmadan tam bir dokunulmazlıkla  istişare edilip karara bağlanıyor.

Ayrıca bu toplantı vesilesi ile Müslümanlar, konuşup, tanışıyorlar. Dostluklar tazeleniyor. Bilgileri, bilinçleri artıyor. Kenetleniyorlar. Güç birliği yapıyorlar ve bu güçlerini dost düşman herkese gösteriyorlar. (Koyun sürüsü gibi camiye dolup, uyuklayıp uyuklayıp dağılmıyorlar.

Sahih sünnette ve tarihî belgelere bakılırsa Peygamber efendimizin mescidi/camiyi her türlü kamu hizmeti ve sosyal aktivite için kullandığı görülür. Bu gün de mescitler/câmiler kongre, konferans, sergi solunu, kütübhane gibi tüm sosyal ve kültürel aktivitelere açık olmalıdır. Kesinlikle, mescitler/câmiler uyuma ve uyutma mekanları, mahalleri ve merkezleri  olmaktan çıkarılmalı, İslâm’daki orijinal kimliğine kavuşturulmalıdır. Yâni mescitler/câmiler bilgilenme, bilinçlenme ve aydınlanma yerleri olmalıdır.))

Sonra da, bu dinamizmle,

  Cumua Suresi, 10.   âyet:

“Namaz kılınınca hemen yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok anın ki kurtuluşa erebilesiniz.”

Emri gereği, Allah’ın nimetlerini aramak ve kazanmak için yer yüzüne yayılıyorlar. Ne kadar güzel ve anlamlı...

İşte İslâm’ın cuması...  Böyle olmalı Müslümanların yerel gündem toplantısı!

 Aleyküm Selam!!dost1 Kardeşim!

 

    Peygamber efendimizden sonra Cuma/toplantı hakkında yapılan çalışmalar içerisinde en anlamlısı.Embarrassed  Eline, koluna, gönlüne sağlık.

 

    Eğer Rabb'im böyle bir cumayı bizlere nasip ederse bu ülkede suç oranı hayal edemediğimiz rakamlara düşer.Kamu malını niye yandaşlarına peşkeş çekiyorsun diyeceğimiz için refah düzeyi artacak.Yeşil kartlar altında jeepi olanlara değil ihtiyaç sahiplerine verilecek.Bütceden katrilyonlar alan Diyanet işlerine ihtiyaç kalmayacak.Onlarda Allah rızası için ibadet yapma fırsatı bulacaklar. Emekleri boşa gitmesin diye Allah rızası için araştırma yapmak zoruda kalacaklar. İnsanların dialoğu olacağından kap-kaç olmayacak...

 

    İsminin başında Prof. , Doç. , Dr. , Şeyh , Efendi , Baba ....olanlara soruyorum:Böyle bir cuma mı insanlık için daha hayırlı olur , yoksa yıllardır bizi uyutup dayattığınız dinle İSLAM ALEMİNİN GELDİĞİ BU NOKTA MI?Ouch

 

Bakara/159 (Y.N.Ö.):İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder.

 

Nisa/47 (Y.N.Ö.):Ey kendilerine kitap verilenler! Biz bir takım yüzleri silip arkalarına çevirmeden, yahut Cumartesi Ashabı'nı lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden önce, yanınızda bulunanı tasdikleyici olarak indirdiğimize inanın. Allah'ın emri yerine getirilmiş olacaktır.

 

Nisa/118 (Y.N.Ö.):Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o: "Senin kullarından belirli bir pay elbette alacağım."

 

A'raf/38 (Y.N.Ö.):Allah buyurdu: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla içiçe, girin bakalım ateşe." Her ümmet girdiğinde, yoldaşına/kızkardeşine lanet eder. Nihayet, hepsi orada bir araya gelince, sonrakiler öncekiler için şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bunlar saptırdılar. Ateş azabını bunlara bir kat daha fazla ver." Allah buyurur: "Her biri için bir kat fazlası var, fakat siz bilmezsiniz."

 

En Doğrusunu Allah bilir.

 

Esen kalın.

 

Allah'a emanet olun.



__________________
Kamer/17-22-32-40:Ant olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık.O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
Yukarı dön Göster kamer's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kamer
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats