HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: kaç tane kıble var (Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
özzalim
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 16 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 98
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

selam,
safbilgi yazdı;
Peygamberimizin peygamber olarak gönderilişinden beş yıl önce bir sel sonucu Kâbe yıkıldı. Kabileler Kâbe'yi yeniden inşa etmek için iş bölümü yaptılar. Duvarlarını yapan usta Yunanlı (Rum) Yakum'du. Mısırlı bir marangoz da ona yardım ediyordu. Sıra Hacer-ül Esved'in yerleştirilmesine gelince, onu yerine koyma onuruna kimin erişeceği hususunda aralarında tartışma çıktı. Sonunda Hz. Muhammed'in (s.a.a) hakemliğine başvurmaya karar verdiler. Peygamberimiz (s.a.a) o sırada otuz beş yaşındaydı. Kureyşliler onu akıllı, ileri görüşlü, doğru biri olarak biliyorlardı. Hz. Muhammed bir aba istedi. Hacer-ül Esved'i örtünün üzerine koydu. Sonra her kabilenin temsilcisinin örtünün bir ta-rafından tutup kaldırmasını istedi. Taşın konulacağı doğu tarafındaki yere kadar yükselttiklerinde, Hz. Muhammed (s.a.a) taşı tutup yerine yerleştirdi.

sana bi sorum olacak safbilgi kardeşim,Hz Muhammed peygamber olduktan sonra neden Kabe'yi yıkmadı?
Allah sel ile afet ile yıktı diyorsun,sence kabenin bu dinin elçisine vahy edilerek yıkılması gerekmezmiydi?yani bu daha anlamlı olmazmıydı?
cevaplarsan memnun olacağım...


__________________
düşmanlarından nefret etme,yargılarını etkiler..
Yukarı dön Göster özzalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: özzalim
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

ABCDF Yazdı:

Konunun sayfalar dolusu devam etmemesi dileğiyle

Bakara 177

Yüzlerinizi DOĞUYA ve BATIYA çevirmeniz iyilik değildir.

Ama iyilik,

Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır).

İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

SELAM SİZLERE;

Ne kadar güzel alıntılar.Allah razı olsun.Her şeyi belli bir Tertil(düzen)içinde ele almak gerekiyor.Yapabildiklerimizden başlamamız gerekiyor.Aksi durumda uygulanamaz bir sistem ortaya çıkar ki,oda Allah korusun derin bir hayal kırıklığına dönüşebilir.

SAFBİLGİ'nin söylediklerini yabana atmıyorum.Ancak bir konuda ayağa kalkınca oturmamak gerekiyor.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selamün Aleyküm! Değerli Kardeşlerim!

 

Bu formda asılan hacc ve kıble ile ilgili yazılarda daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilmeniz dileğiyle yapılan bir çalışmayı bilgilerinize sunmak isterim.

 

Bu yazıyı okuyan kardeşlerimiz burada yazılanlarla ilgili araştırma yapsınlar lütfen.

 

Öncelikle şunu belirteyim.

 

İşte İbrahımın haccı,orjınalı arapça metınde hacc gecıyor.Buyrun:

En'am Suresi 80 Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye(VE HACCEHU KAVMÜH) kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?"

Şeklinde verilen ayette geçen haccehu ile hacc birbirinden farklı kavramlardır. Lütfen orijinal Arap harfleri ile yazılan şekline bakın.

 

Klavyem uygun olmadığı için Arap harfleriyle yazamadım.

 

Bu ayet 74-90 ayetleri ile birlikte okunduğunda olay açık ve net olarak görülür.

Şimdi ayete birlikte bakalım. Farklı birkaç meal veriyorum.

 

En’am 80. “Ve haccehu kavmüh* kale e tühaccunnı fillahi ve kad hedan* ve la ehafü ma tüşrikune bihı illa ey yeşae rabbı şey'a* vesia rabbı külle şey'in ılma* e fe la tetezekkerun “

 

Edip Yüksel

6/80 Halkı onunla tartıştı. "Beni doğruya ulaştırmış iken benimle hala ALLAH hakkında mı tartışıyorsunuz? Sizin ortak koştuklarınızdan korkmam, meğer Rabbim bir şey dilerse... Rabbim, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Öğüt almıyor musunuz?"

 

Yaşar Nuri Öztürk

6/80 Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O iletti. O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hala öğüt almayacak mısınız?"

 

Süleyman Ateş

6/55/80 Kavmi onunla tartışmaya girişti. (O onlara) dedi ki: "Beni doğru yola iletmiş iken Allâh hakkında benimle tartışıyor musunuz? Ben, sizin O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak Rabbimin dilediği olur! Rabbim, bilgice herşeyi kuşatmıştr. Hâlâ öğüt almıyor musunuz? 

 

En’am suresi 80. ayette geçen haccehu kelimesinde ha uzatmalıdır. Asıl anlamı münakaşa etmek, mücadele etmek, protesto etmek,tartışmak demektir. Bildiğimiz hacc kelimesinden tamamen  farklıdır.

 

Hacc:

 

Kur’an’da 9 yerde hacc 1 yerde de hicc şeklinde geçen bu kelimenin  asıl anlamı kasdetmek, bir işi yapmaya , bir yere gitmeye yönelmek demektir.  Yapılan tamlamaya göre  anlamlar kazanır.

 

Değerli Kardeşlerim!

 

Kur’an’da olanları teybin ediyorum. Takdir, inananlarındır.

 

Bakara 158. İnnes safa vel mervete min şeairillah* fe min haccel beyte evı'temera fe la cünaha aleyhi ey yettavvefe bihima* ve men tetavvea hayran fe innellahe şakirun alıym

 

2/158 Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir.Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur.Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şakir'dir, teşekkür eder, Alim'dir, en iyi biçim de bilir.

 

Bakara189. Yes'eluneke anil ehilleh* kul hiye mevakıytü lin nasi velhacc* ve leysel birru bi en te'tül büyute min zuhuriha ve lakinnel birra menitteka* ve'tül büyute min ebvabiha vettekullahe lealleküm tüflihun

 

2/189 Sana, doğan aylardan sorarlar.De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir." Hayra ulaşmak evlere arkalarından girmeniz değildir.Hayra ulaşan o kişidir ki, takvaya sarınıp korunur.Evlere kapılarından girin.Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz.

 

Bakara 196. Ve etimmül hacce vel umrate lillah* fe in uhsırtüm femesteysera minel hedy* ve la tahliku ruuseküm hatta yebluğal hedyü mehılleh* fe men kane minküm merıdan ev bihı ezem mir ra'sihı fe fidyetüm min sıyamin ev sadekatin ev nüsük* fe iza emintüm* fe men temettea bil umrati ilel hacci fe mesteysera minel hedy* fe mel lem yecid fe sıyamü selaseti eyyamin fil hacci ve seb'atin iza raca'tüm* tilke aşeratün kamileh* zalike li mel lem yekün ehlühu hadıril mescidil haram* vettekullahe va'lemu ennellahe şedıdül ıkab

 

2/196 Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın.Eğer engellenirseniz, kolayınıza gelen kurban yeterlidir.Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin.İçinizden hasta olan yahut başından rahatsızlığı bulunan oruç tutarak, sadaka vererek veya kurban keserek fidye yoluna gitsin.Güvene kavuştuğunuzda, hacca kadar umreden yararlanmak isteyen, kolayına gelen kurbanı kessin.Bunu bulamayan oruç tutsun.Üç günü hacda, yedi günü döndüğünüzde, tam on gündür bu.Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kişi içindir.Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah'ın azabı çok şiddetlidir.

 

Not:”hedy”kelimesi “kurban” olarak çevrilmiş. Bunun ile ilgili bir değerlendirmem “kurban kes” başlığı altında bulunmaktadır. Oraya bakılabilir.

 

Bakara 197. Elhaccü eşhürum ma'lumat* fe men ferada fıhinnel hacce fe la rafese ve la füsuka ve la cidale fil hacc* ve ma tef'alu min hayriy ya'lemhüllah* ve tezevvedu fe inne hayraz zadit takva vettekuni ya ülil elbab

 

2/197 Hac, bilinen aylardadır.Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur.İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir.Azık edinin.Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır.Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun.

 

Ali İmran 97. Fıhi ayatüm beyyinatüm mekamü ibrahım* ve men dehalehu kane amina* ve lillahi alen nasi hıccül beyti menistetaa ileyhi sebıla* ve men kefera fe innellahe ğaniyyün anil alemın

 

3/97 Açık-seçik deliller, İbrahim'in makamı vardır orada.Oraya giren, güvene ermiş olur.Yoluna gücü yetenin o evi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır.Kim nankörlük ederse hiç kuşkusuz, Allah bütün alemlere muhtaç olmayacak bir Gani'dir.

 

 

Hacc 27. Ve ezzin fin nasi bil hacci ye'tuke ricalev ve ala külli damiriy ye'tıne min külli feccin amıyk

 

22/27 İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.

 

 

Safbilgi yazdı:

“AYETTEKİ EMIRDEKİ GIBI TUM INSANLARIN(YAHUDI,HIRISTIYAN,ATEIST..VS) ÇAGRILDIĞI BIR HACC ORGANIZASYONUYLA,İBRAHIMIN HANİFLIK SİSTEMIN HIZMET ETMEK, YAYMAK MI ISLAMI AYAGA KALDIRIR YOKSA HACC EYLEMINI TASA SECDE EDEREK YAPMAK MI?”

 

 

 

Bence anlamlı ve üzerinde düşünülmesi gereken bir soru!

 

Bu sorudaki çekincem “…HACC EYLEMINI TASA SECDE EDEREK YAPMAK MI?”

cümlesidir.

 

 

Secde: Dil anlamı bakımından itaat ve saygı olan sücûd, dinde namazın rükünlerinden (temel taşlarından) birinin adıdır ki alnı yere koymaktır. Alnı yere koymak, itaat ve. inkıyadın simgesi ve son sınırıdır.

Gecenin bir kısmında ve secde arkalarında O'nu teşbih et. (Kaf: 40)

Ey inananlar, rükû' edin, secde edin, Rabb'inize ibâdet edin, hayır işleyin ki umduğunuza eresiniz. (Hac: 77)

 

Hacc için giden “insanları taşa secde ediyor” olarak ilan etmek zanna dayanır. Zann ise günahtır.

 

Hucurat 12. Ya eyyühellezıne amenütenibu kesıram minez zanni inne ba'daz zanni ismüv ve la tecessesu ve la yağteb ba'duküm ba'da* e yühıbbü ehadüküm ey ye'küle lahme ehıyhi meyten fe kerihtümuh* vettekullah* innellahe tevvabür rahıym

 

49/12 Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın. Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin. Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan korkun. Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.

 

Fetih 12. Bel zanentüm el ley yenkaliber rasulü vel mü'minune ila ehlıhim ebedev ve züyyine zalike fı kulubiküm ve zanentüm zannes sev'* ve küntüm kavmen bura

 

48/12 Siz sanmıştınız ki, resul de müminler de ailelerine bir daha asla dönemeyecekler. Bu düşünce kalplerinizde süslendi de çirkin bir sanıya saplandınız ve mahvolmuş bir topluluk haline geldiniz.

 

 

Hac, inananların mallarıyla , mülkleriyle.  canlarıyla  Kabe’nin sahibine uymak için yapılan yolculuğun adıdır.

 

 

25. İnnellezıne keferu ve yesuddune an sebılillahi vel mescidil haramillezı cealnahü lin nasi sevaenil akifü fıhi vel bad* ve mey yürid fıhi bi ilhadim bi zulmin nüzıkhü min azabin elım

 

22/25 Küfre sapanlar, Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Hem sürekli içinde kalan hem dışardan gelen tüm insanlar için oluşturduğumuz Mescid-i Haram'dan da geri çeviriyorlar. Kim orada zulmederek haktan sapmak isterse, biz ona acıklı bir azabı tattıracağız.

 

26. Ve iz bevve'na li ibrahıme mekanel beyti el la tüşrk bı şey'ev ve tahhir beytiye littaifıne vel kaimıne ver rukkeıs sücud

 

22/26 Bir zamanlar, İbrahim için, Beytullah'ın yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rüku-secde edenler için temizle.

 

Hacc 27. Ve ezzin fin nasi bil hacci ye'tuke ricalev ve ala külli damiriy ye'tıne min külli feccin amıyk

 

22/27 İnsanlar içinde haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.

 

28. Li yeşhedu menafia lehüm ve yezkürüsmellahi fı eyyamim ma'lumatin ala ma razekahüm mim behımetil en'am* fe külu minha ve at'ımül baisel fekıyr

 

22/28 Kendilerine ait bir takım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzere belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun.

 

29. Sümmelyakdu tefesehüm velyufu nüzurahüm velyettavvefu bil beytil atiyk

 

22/29 Sonra, kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, Eski Ev’i tavaf etsinler.

 

30. Zalike ve mey yüazzım hurumatillahi fe hüve hayrul lehu ında rabbih* ve ühıllet lekümül en'amü illa ma yütla aleyküm fectenibür ricse minel evsani vectenibu kavlez zur

 

22/30 İşte böyle! Kim Allah'ın yasaklarına saygılı olursa bu, Rabbi katında kendisi için çok hayırlı olur. Karşınızda okunarak açıklananlar hariç, tüm hayvanlar size helal kılınmıştır. Artık putların pisliğinden, yalan sözden uzak durun;

 

31. Hunefae lillahi ğayra müşrikıne bih* ve mey yüşrik billahi fe keennema harra mines semai fe tahtafühüt tayru ev tehvı bihir rıhu fı mekanin sehıyk

 

22/31 Allah'a ortak koşmadan, hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

 

32. Zalike ve mey yüazzım şeairallahi fe inneha min takvel kulub

 

22/32 İşte böyle. Kim Allah'ın kutsallık nişanı yaptığı şeyleri yüceltirse bu yaptığı, gönüllerin takvasındandır.

 

33. Leküm fıha menafiu ila ecelim müsemmen sümme mehıllüha ilel beytil atiyk

 

22/88/33 O(hayva)nlarda belli bir süreye kadar sizin için menfaatler vardır. Sonra onların varacakları yer, Eski Ev(Ka'be)dir. (Orada kurban edilirler). (Süleyman Ateş Meali)

 

 

34. Ve li külli ümmetin cealna mensekel li yezkürüsmellahi ala ma razekahüm mim behımetil en'am* fe ilahüküm ilahüv vahıdün fe lehu eslimu* ve beşşiril muhbitın

 

22/34 Biz her ümmet için bir kurban yeri/bir kurban kesme tarzı belirlemişizdir ki, kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üstüne Allah'ın ismini ansınlar. Sizin tanrınız bir tek tanrıdır; o halde yalnız O'na teslim olun. Alçak gönüllü, saygılı kişileri muştula.

 

35. Ellezıne iza zükirallahü vecilet kulubühüm ves sabirıne ala ma esabehüm vel mükıymis salati ve memma razaknahüm yünfikun

 

22/35 Onlar öyle insanlardır ki, Allah anıldığında kalpleri titrer; başlarına gelene sabrederler, namazı gözetirler. Ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.

 

36. Vel büdne cealnaha leküm min şeairillahi leküm fıha hayrun fezkürüsmellahi aleyha savaf* fe iza vecebet cünubüha fe külu minha ve at'ımül kania vel mu'terr* kezalike sehharnaha leküm lealleküm teşkürun

 

22/36 Biz o büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın kutsallık nişanları arasına koyduk. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar ayakları üzerine sıralanmış halde dururken, üzerlerine Allah'ın isimini anın. Yanları yere yaslandığı zaman da onlardan yiyin; isteyen yoksulu da istemeyen yoksulu da doyurun. Allah o hayvanları sizin hizmetinize verdi ki, şükredebilesiniz.

 

 

Peygamber  Efendimizin zamanında yapılan Hac bunun en büyük örneğidir.

devam edecek inşaallah.

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Kıble:

 

Bakara115. Ve lillahil meşriku vel mağribü fe eynema tüvellu fe semme vechüllah* innallahe vasiun alım

 

Doğu da, batı da Allah'ındır. Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (zatı) oradadır. Şüphesiz Allah('ın rahmeti) geniştir. O (her şeyi) bilendir.

 

Nereye dönülse, doğunun ve batının sahibi, rahmeti bol ve her şeyi bilen Allah'ın vechinin orada bulunduğunu belirten bu âyette, kıblenin çevrileceğine de işaret vardır.

 

kıble, cihet, yön demektir.

Bu âyette geçen   (Allah'ın vechi) yani ciheti veya yüzü (zâtı)anlamına gelir.

 

 Âyetin sonunda Allah'ın vâsi' (geniş) ve 'alîm (bilen) sıfatlarının anılmasında bir incelik, tüm yeryüzünün ma'bed oluşuna bir işaret vardır. Yani Allah bir tek ma'bedle sınırlı değildir, tüm kâinatı kuşatmıştır. Her yerde O'na ibâdet edilebilir. Her yer O'nun yönüdür. Nereye dönülse O'nun zâtı oradadır. O, her yerde yapılan ibâdetten haber­dardır.

 

Bu âyetin hükmüne göre müslümanlar, kıbleyi bilmedikleri, ya da kıble tarafına dönmenin sakıncalı olduğu zamanlarda -meselâ hayvan veya araç üzerinde yolculuk yaparken- yönelebildikleri tarafa doğru durup namazlarını kılabilirler. Korkulu hallerde de tehlikeli olmayan yana yönelip namazlarını kılarlar.

 

Âyet müslümanlara ibâdetlerinde kolaylık ve genişlik getirmekte, dinin de özünü açıklamaktadır.

 

Önemli olan, belli bir yöne dönmekten ziyade gönlüyle Allah'a yönelmektir. Gönül Allah'a yönelik olduktan sonra nereye dönülmüş olsa bir zararı yoktur, o eylem gerçek ibâdettir.

 

Gönül Allah'a yönelik olmadıktan sonra bedence kıbleye yönel­miş olmanın hiçbir yararı yoktur.

 

İşte bu husus;

 

Bakara 177. Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın* ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab* ve ekames salate ve atez zekah* vel mufune bi ahdihim iza ahedu* ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's* ülaikellezıne sadeku* ve ülaike hümül müttekun

 

 

"Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, o(kimsenin iyiliği)dir ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere inandı; sevdiği malını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan(köle ve esîr)lere verdi; namazı kıldı, zekâtı verdi. Antlaşma yaptıkları zaman antlaşmalarını yerine getirenler; sıkıntı,hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte doğru olanlar onlardır, (Allah'ın azabından) korunanlar da onlardır."

 

âyetinde de vurgulan­maktadır.

 

Bakara 142- Bazı düşüncesiz insanlar: "Onları üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir."

Bakara 143- Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şahit olasınız. Peygamber de size şahit olsun. Biz, Peygamber'e uyanı, ökçesi üzerinde geriye dönenden ayıralım diye, eskiden yöneldiğin Ka'be 'yi kıble yaptık. Bu, Allah'ın yol gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara şefkatli, merhametlidir.

Bakara 144- (Ey Muhammed,) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilip durduğunu (gökten haber beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) Elbette seni, hoşlanacağın bir kıbleye döndüreceğiz. (Bundan böyle) Yüzünü Mescid -i Haram tarafına çevir. Nerede olursanız, yüzlerinizi o yöne çevirin. Kitâb verilenler, bunun Rableri tarafından bir gerçek olduğunu bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.

Bakara 145- Sen Kitâb verilenlere her türlü âyeti getirsen yine onlar senin kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, o takdirde sen, mutlaka zâlimlerden olursun.

Bakara 146- Kendilerine Kitâb verdiklerimiz, onu, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar, ama yine de onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler.

Bakara 147-Gerçek, Rabbinden gelendir, artık kuşkulananlardan olma.

Bakara 148- Her ümmetin yöneldiği bir yönü vardır. O halde hayır işlerine koşun; nerede olsanız, Allah sizi bir araya getirir, şüphesiz. Allah, her şeyi yapabilir.

Bakara 149- Nereden (yola) çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir. Bu elbette Rabb'inden gelen gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değil­dir.

Bakara 150- Nereden (yola) çıkarsan yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir, nerede olursanız, yüzünüzü o yana çevirin ki, haksızlardan başka hiç kimsenin, aleyhinizde bir delili olmasın. Yalnız haksızlık edenler başka. Onlardan da çekinmeyin, benden çekinin ve (o yana dönün ki) size olan nimetimi tamamlayayım, böylece yolu bulmuş olasınız.

 

  92/142'de kıblenin çevrilmesinden ra­hatsız olan bazı düşüncesiz insanların, "Onları bulundukları kıbleden çe­viren nedir?" diyecekleri bildirilmekte ve bu aldatıcı sözlere karşı müslümanlar uyarılıp, doğunun da, batının da Allah'a âidolduğu, Allah'ın, kullarını dilediği yöne çevirebileceği ve dilediği kulunu doğruya ileteceği anımsatılmaktadır.

 

Hz. Peygamber Mekke'de iken toplumunun diğer bireyleri gibi Ka'be'ye doğru yönelip ibâdet ederdi. Medine'ye gelince, orada ağır­lıklı cemâat olan Kitâb ehli Yahudilerin kıblesi olan Kudüs'teki Sahra'ya yönelerek namaz kılmaya başladı. Onaltı, onyedi ay kadar böyle namaz kıldı.

 

Tarihi kaynaklarda:Bunu gören Yahudilerin, "Muhammed ve adamları, nereye dönüp ibâdet edeceklerini bilmiyorlardı, biz onlara dönecekleri yönü gösterdik" diyerek övündükleri aktarılmıştır.

 

İşte bu durum karşısında, zaten daha önce her üç dinin temellerini atmış olan Hz. İbrahim'in yaptığı Ka'be'ye yönelerek ibâdet eden Allah Elçisi, yine oraya dönmek için Allah'ın buyruğunu bekliyordu.

 

Nihayet Bedir Savaşından iki ay önce bu emir geldi. Kendisi öğle namazının henüz iki rek'atini kılmıştı ki:

 

 "...  (Ey Muhammed,) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilip durduğunu (gökten haber beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) Elbette seni, hoşlanacağın bir kıbleye döndüreceğiz. (Bundan böyle) Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Nerede olursanız, yüzlerinizi o yöne çevirin. Kitâb verilenler, bunun Rableri tarafından bir gerçek olduğunu bilirler. Allah onların yaptıkla­rından habersiz değildir."

âyeti indi.

 

Allah'ın Elçisi ve arkasındaki cemâat Ka'be'ye doğru döndüler. Kadınlar erkeklerin yerine, erkekler de ka­dınların yerine geçtiler.

 

 

 Müslümanların, Kudüs'ten Ka'be'ye yönelmelerinden rahatsız olan, Yahudiler ve onların etkisindeki münafıklar: "Bunları bulundukları kıb­leden çeviren nedir?" demişlerdir. Zaten kıblenin çevrilmesi emri veri­lirken, bazı düşüncesiz insanların bu değişime karşı çıkacakları belirtil­miştir:

 

 "Bazı düşüncesiz insanlar, 'Onları üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?' diyecekler. De ki: 'Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir'."

 

Dinin ruhundan ayrılıp sadece şeklinde kalan taklidciler, gerçekte kıblenin, insanlar arasında birliği sağlamanın ve birlikte Allah'a yönelmenin bir sembolü olduğunu unutmuş; Süleyman Ma'bedine veya herhangi bir bir binaya yönelmenin, dinin ruhu olduğunu sanmışlardı. Hz. Muhammed’in, kendi kıblelerine yönelmesini de kendilerince bir övünme vesilesi yapmışlardı.

 

 İşte Bakara 115, ve 177'de ibâdette herhangi bir tarafa dönüşün, sembolik bir eylem olduğu; bilgisiyle her yerde ve yönde olan Allah'ın, kulun amacını bildiği belirtilerek dinin özünün sağa, sola dönmek değil; gönülden Allah'a yönelmek, içtenlikle dine bağlanıp Hakk'ın rızâsını aramak olduğu ifade edilerek dinde kolaylık getirilmekte; Yahûdîlere de şımarıp övünmeleri için bir sebep bulunmadığı anlatılmaktadır.

 

 Bakara 92/148'de de her ümmetin yöneldiği bir yönü olduğu, asıl önemli olanın, bedenen bir yöne dönmek değil, dinin özü olan hayır işlerini yapmak olduğu be­lirtilmek üzere

 "Her ümmetin yöneldiği bir yönü vardır. O halde hayır işlerine koşun; nerede olsanız, Allah sizi bir araya getirir, şüphesiz Allah, her şeyi yapabilir." buyurulmaktadir.

 

Kıbleye yönelmek, tevhîd dînine yönelmenin bir sembolüdür. Çünkü Ka'be, tevhidin en büyük önderi olan Hz. İbrâhîm tarafından yapılmış tevhîd ma'bedidir. Oraya yönelmekle İbrâhîm'in getirdiği dinin ruhu olan tevhîde dönülmüş olur.

Yönü bilen ve yönelme imkânı olan kimse, namazda kıbleye doğru durur. Yönü bilmeyen veya yönelme imkânı bulamayan, istediği yöne durabilir.

 

Tevhîd dininin asıl temsilcisi, üç dinin atası sayılan Hz. İbrâhîm'dir. Ruh itibariyle hepsi İslâm olan Yahûdîliğin, hırıstiyanlığın ve müslümanlığın kurucuları olan peygamberler, hep İbrâhîm'in neslinden gelmişlerdir.

 

O halde bu üç dinin atasının, Allah adına yaptığı ma'bed olan Ka'be'ye yönelmek en doğru bir hareket olacak ve Ka'be bütün şirk izlerinden temizlenip tevhîdin odağı haline gelecekti. Artık İslâm güçleniyordu, kıb­lenin Ka'be'ye çevrilmesi bu işareti veriyordu.

 

Allah, kıbleyi çevirmekle artık çok zinde, Kıyamete dek gelecek kuşakların odağı, herkese örnek olacak orta yolu izleyen, her bakımdan ılımlı bir tevhîd toplumu meydana getirdiğini gösteriyordu. İşte bu husus şöyle belirtilmektedir:

  “ Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şahit olasınız. Peygamber de size şahit olsun. Biz, Peygamber'e uyanı, ökçesi üzerinde geriye dönenden ayıralım diye, eskiden yöneldiğin Kabe'yi kıble yaptık. Bu, Allah'ın yol gösterdiği kim­selerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara şefkatli, merhametlidir."

 

Evet Allah, kıbleyi tevhidin asıl mümessili olan Hz. İbrahim'in yaptığı Ka'be'ye döndürmekle İslâm ümmetini orta bir ümmet yapmıştır.

 

Bütün insanlık dairesinin merkezinde bulunan orta bir ümmet, diğer uluslara şâhid olacak (yani onların eylemlerini ölçecek, değerlendirecek, tevhide uygun ve aykırı noktalarını söyleyecek) bir ümmet.

 

 Bakara143'de bu ümmetin, insanlara şâhid bir ümmet olması hedef gösterilmektedir.

 

Şâhid bir olayı görüp bilen, bir olay hakkında verilecek hükmün şöyle veya böyle olmasını etkileyen kimsedir.

 

O halde insanlığın merkezinde bulunacak İslâm ümmeti, bütün insanlığın gözetleyicisi, doğru ve eğrilerinin değerlendiricisi bulunacaktır.

 

Nasıl peygamberler, kendi ümmetlerinin eylemlerine tanık ise, bu ümmet de tüm ümmetlerin tanığı olmaktadır. O halde bu ümmet, herkesin numunesi (örneği), her bakımdan dengeli, ölçülü bir ümmettir.

 

Teknikte gerileyen İslâm ümmetinin, Kur'ân 'in gösterdiği bu örnek ümmet olma hedefinin çok gerisinde kaldığı açıktır. Bunun birçok sosyo-psikolojik nedeni vardır. Teknolojide geri kalmakla beraber yine de bugün birçok ahlâkî konuda diğer toplumlardan ileridedir.

 

İslâm ümmeti, şefkat, merhamet, iyilik, dayanışma, konukseverlik, başkalarını düşünmek, kendi yararını olduğu kadar başkalarının yararını da düşünmek gibi mezi­yetlerde diğer ulusların önünde olduğunu bilerek silkinmeli, Allah'ın ken­disi için belirlediği doruğa ulaşmaya çalışmalıdır. Yoksa batının her yap­tığını keramet bilip onu taklide kalkarsa bir gün farkına varmadan zaten insanî meziyetlerini yitirmeğe yüz tutan batının potasında eriyip varlığının temeli olan değerlerini yitirebilir.

 

Namazda kıbleye yönelmek, namazın sağlığının şartlarındandır. Yal­nız korku durumunda veya binek üzerinde namaz kılarken hüküm değişir. Birincisinde güven hangi yönde ise oraya dönülür; ikincisinde binitin gittiği yön, kıbledir.

 

144, 149-150. âyetlerde namaz kılanın, nerede bulunsalar,Mescid-i Harâm'a yönelmesi emredilmektedir. Mescid-i Haram Ka'be anlamında kullanıldığı gibi, Mescid ve çevresi, Mekke'yi çevreleyen Harem bölgesi anlamında da kullanılır.

 

 "Yüzünü Mes­cid-i Harâm'a çevir!" âyetinde Mescid -i Haram ile Ka'be kasdedilmiştir.

 

İsra 1. Sübhanellezı esra bi abdihı leylem minel mescidil harami ilel mescidil aksallezı barakna havlehu li nüriyehu min ayatina* innehu hüves semıul besıyr

 

 "Sânı yücedir O'nun ki kulunu, gecenin bir kesiminde Mescid-i Haram'dan yürüttü" âyetinde Mescid-i Haram, Mekke anlamında kullanılmıştır.

 

Tevbe 28. Ya eyyühellezıne amenu innemel müşrikun necesün fe la yakrabül mescidel haram ba'de amihim haza* ve in hıftüm ayleten fe sevfe yuğnıkümüllahü min fadlihı in şa'* innellahe alımün hakım

 

 

"Ey inananlar, (Allah'a) ortak koşanlar pisliktir, artık bu yıllarından sonra Mescid-i Harâm'a yaklaş­masınlar."

 

âyetinde Mescid-i Harâm'dan maksat, Ka'be ve onu çevreleyen Mekke'dir.

 

Kıble'ye gelince: Kıblenin, Ka'be'nin kendisi mi, yönü mü olduğu ihtilâf konusudur.

 

Peygamber devrinden beri insanlar mescid yapmaktadırlar. Mihrâb yerini belirlemek için mühendis getirmemişlerdir. Oysa mihrabın, tam Ka'be'nin karşısına düşebilmesi, ince geometrik hesabı gerektirir.

 

Eğer Ka'be 'nin tam karşısında bulunmak farz olsaydı, geometri öğren­menin farz olması gerekirdi.

Çünkü bu husus, ancak geometrik hesaplarla saptanabilir. Farzın saptanmasına neden olan şey de farzdır.

 

 Demek ki Ka'be'nin tam karşısına durmak farz değildir; yönüne durmak yeterlidir.

 

143. âyetin sonundaki:

  

“Allah sizin îmânınızı zayi edecek değildir" cümlesi,

 

"şimdiye dek başka yöne durup namaz kılanların namazları boşuna mı gitti?"

 

şeklindeki bir tereddüdü gidermektedir. Allah, içtenlikle yapılan ibâdetleri zayi etmez.

 

144. âyette, Peygamber’e,kendisinin razı olacağı bir kıbleye döndürüleceği, bundan böyle Mescid-i Haram tarafına dönüp namaz kılmaları buyurulmakta, kendilerine Kitâb verilmiş olan kimselerin, onun hak yani Allah'ın buyruğu gereği olduğunu bildikleri; Allah'ın, kullarının yaptıklarından haberdar olduğu vurgulan­maktadır.

 

145. âyette de yine Hz. Muhammed'e hitaben, Kitâb ehline her türlü kanıtı getirmiş olsa da onların, kendisine bildirilen bu yöne dönmeyecekleri; zaten onların (yani Yahûdî ve Hıristiyanların) birbirlerinin kıblesine de uymadıkları belirtil­mekte ve onların keyiflerine uyduğu takdirde Hz. Muhammed'in de hak­sızlardan olacağı vurgulanmaktadır.

 

Burada "Kitâb ehlinin, birbirlerinin kıblesine uymadıkları" bildiril­diğine göre kendilerine Kitâb verilmiş olanlardan kasıt, Yahûdî ve hırıstiyan topluluklardır.

 

Çünkü Yahudiler Kudüs 'e doğru yönelirken Hıristiyanlar doğuya yönelmişlerdir.

 

Burada bu ifade ile, onlar arasındaki düşmanlıklara, inanç ayrılıklarına da işaret edilmiştir.

 

Onların, Hz. Muhammed'e emredilen kıbleye uymamaları, ona gelen bu emrin, Hak'tan geldiğini bilmeme­lerinden değil, bencilliklerinden ve dini millîleştirmelerinden ötürüdür.

 

146-147:

"Kendilerine Kitâb verdiklerimiz, onu, oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar, ama yine de onlardan bir grup, bile bile gerçeği gizlerler. Gerçek, Rabb’inden gelendir, artık kuşkulananlardan olma." âyetlerinde Kitâb ehlinin, Hz. Muhammed’e gelen vahiylerin hak olduğunu, oğullarını tanıdık­ları kadar net, kuşkusuz biçimde tanıdıkları, fakat bile bile gerçeği giz­ledikleri anlatılmaktadır.

 

Onlar, Hz. Muhammed'e gelen vahiylerin içe­riğinin kendi Kitâblarına uygunluğunu biliyorlardı. Kendi Kitâblarının içeriğine âşinâ olan ve Kitâblarıyla, aralarında tıpkı çocuklarıyla olduğu gibi ma'nevî bir bağ kurulmuş bulunan Kitâb ehli, Hz. Muhammed'e vahyedilen sözlerin de tanıdıkları, bildikleri İlâhî sözlere uygun olduğunu ve onların verildiği kaynaktan geldiğini anlamışlardı ama, itiraf etmek işlerine gelmediği için bu gerçeği bile bile gizliyorlardı.

 

148:

"Her ümmetin yöneldiği bir yönü vardır. O halde hayır işlerine koşun; nerede olsanız, Allah sizi bir araya getirir, şüphesiz Allah, her şeyi yapabilir."

 

âyetinde her ulusun, ibâdette yöneldiği bir yönün (kıblenin) bulunduğu, dinin asıl ruhunun, dış görünüşten çok iyi işler yapmak olduğu, Allah'ın bütün insanları bir araya toplanıp dünyâ yaşamında yaptıkları işlerle değerlendireceği belirtilmek­tedir.

 

Bu âyet de birçok benzeri gibi her ulusun kendine özgü bir dini olduğu gerçeğini dile getirmektedir. Allah'ın vahyine dayalı oldukça din doğrudur ve onun mensubu, Allah tarafından ödüllendirilir. Ama İlâhî dini yozlaştıranlar, cezalandırılırlar.

 

Dinin ruhu, doğru iman ve doğru davranıştır. İnanan insanlar, sâlih amele, iyi, yararlı işlere koşmalıdırlar. Allah, insanların yaptıklarını bilir ve tüm insanları bir araya toplayacağı gün, herkesin yaptığının karşılığını verir.

 

149-150. âyetler, dünyânın neresinde bulunulursa bulunulsun, kıbleye doğru yönelmek gerektiğini bildirmekte; kıbleye yönelme hakkındaki emri pekiştirmektedir. Kıble, dinin bir hükmüdür. İslâm dini, Allah'ın en büyük ni'metidir. Kıblenin çevrilmesiyle Allah, müslümanlara olan ni'metinin bir hükmünü daha tamamlamıştır.

 

Böyle böyle dinin bütün hükümleri tamamlanmış olacak ki insanlar tam doğru yolu bulsunlar ve artık Allah'a karşı ileri sürecekleri bir bahaneleri kalmasın.

 

Son âyette geçen haşyet, insanı korunmaya, dikkatli davranmaya götüren gönül huzurudur. Bunu çekinme ile ifade edebiliriz. Bu, korku demek olan havften farklıdır. Havf (korku) insanı tedirgin ederken, haşyet insana huzur ve güven verir.

 


Peygamberimizin bizzat yapımında bulunduğu kıblesi “Kabe “olan  mescitler  tarihin tanıkları olarak  yeryüzünde durmaktadır.

 

Allah’ın izni ile  kıyamete kadar da duracaktır.

 

 

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.

Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.

Sevgi,saygı ve muhabbetle .

Allah’a emanet olunuz.

 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
safbilgi
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 841
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selam Dostlar

Konuyu uzatıp,gundemi meşgul etme nıyetınde değilim,ama safa,mereve,hacc kıble,Kabenın yeri,kudsıyetı,İbrahımın hayatı,..vs bu baglantılı konuları herkes arastırsın ve değindım noktalarıda bir olasılık olarak aklında tutsun,arastıran doğruyu bulur.Eger İbrahımın hanıflığini örnek aldıysak,bu konuları arastıralım.

Özzalım yazdı:

bi sorum olacak safbilgi kardeşim,Hz Muhammed peygamber olduktan sonra neden Kabe'yi yıkmadı?
Allah sel ile afet ile yıktı diyorsun,sence kabenin bu dinin elçisine vahy edilerek yıkılması gerekmezmiydi?yani bu daha anlamlı olmazmıydı?
cevaplarsan memnun olacağım.

Özzalım sorusunuda yanıtlayıp konuyu bıtırmek istıyorum.Dinimizde tum mabedlere saygı vardır.Kılısse ve havralarda  şirk  mabedı ama yıkılmaz,Putperstlerın toplandığı bu merkeze her sene haram aylarda Mekke dışından putperestler gelıyordu.Hacc zaten dını kanıt tartışmasıdır,İslamı yaymak için yapılır.Onlar Kabeye geleceklerkı hacc organızasyonunda İslam onlara tanıtılsın.Zamanla ,Emevı dönemı sonrası bu hacc eylemi yozlaşıp bu gunku halını aldı,amacından saptı,kavramlar yozlaştı.

Son iletımdır.

Yukarı dön Göster safbilgi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: safbilgi
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Safen:ıhtıyaç karşılamak

Merve:cömertlık

2:158 Safa ile Merve(IHTIYAÇ KARŞILAMA VE CÖMERTLIK) Allah'ın belliklerindendir.Beytullah(TEVHID BİNASI,HANİFLİK SİSTEMİ)'ı hacc veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf (HİZMET)etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur.
Kim içinden gelerek bir hayır işlerse,iyılık yaparsa Allah Şakir'dir, teşekkür eder,Alim'dir, en iyi biçim de bilir.

selam

Safbilgi bu ayetin mealini bu şekilde sizmi yaptınız?

Bu nasıl meallendirmedirki kuranın onlarca ayetinde Allahı birlemek emredilirken bu ayette HANİFLİK SİTEMİNE HİZMET ETMEKTE BULUNAN BİR KİMSEYE SAKINCA yoktur gibi bir ifade kullanılsın.Bu nebiçim meal.Ne biçim bakış açısı.Yukarıdaki meali anlamak için  dört beş cilt safbilgi tesfiri okumamız icab edecek.



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
safbilgi
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 841
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

En'am Suresi 151 De ki onlara: "Hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım: Hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Ana-babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; biz sizi de onları da rızıklandırırız. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah'ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz."

HARAM=YASAK OLAN,ALLAHIN EMIRLERINE TERS OLAN,ŞEYTANİ DEMEKTIR

Nahl Suresi 115 O size ancak şunları haram kılmıştır: Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen hayvan. Bununla birlikte, zorda kalan, başkasının hakkına tecavüz etmemek, sınırı da aşmamak şartıyla bunlardan yerse, Allah bağışlayacak, merhamet edecektir.

Yukarı dön Göster safbilgi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: safbilgi
 
safbilgi
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 841
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Safen:ıhtıyaç karşılamak

Merve:cömertlık

2:158 Safa ile Merve(IHTIYAÇ KARŞILAMA VE CÖMERTLIK) Allah'ın belliklerindendir.Beytullah(TEVHID BİNASI,HANİFLİK SİSTEMİ)'ı hacc veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf (HİZMET)etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur.
Kim içinden gelerek bir hayır işlerse,iyılık yaparsa Allah Şakir'dir, teşekkür eder,Alim'dir, en iyi biçim de bilir.

Burda cömertlık tum insanlara karşı,içlerınde muşrıklerde var,Hacca herkes davetlıdır,ayet cömertlıkte sakınca olmadığını söyluyor.İbrahımın kurduğu haniflık yapısına evıne hizmet eden yani dını kanıt tartışması yapıp putperestlere teblığde bulunan hacıların gelen putperestlere cömert davranmalarında sakınca yok,içınden gelerek hayır işleyen Şakırdır diyor.

Hacca tum ınsanlar(ateıst,hiristıyan,yahudı...vs) davetlıdır.Nasıl peygamberımız gönullerı ısınsın İslama dıye  sadaka mallarından musluman olmayanlarada ayırdıysa bu Hanıf beytın İslamın tanıtıldığı organızasyona katılan musluman olmayanlarında Hacc dını  kanıt tartışması,teblığ  yapılırken gönülleri ısındırılacaktır.Safa ve merve,ihtıyaç gıderme,cömertlık, İbrahımın nişanlarındandır.

Tevbe Suresi 60 Sadakalar/zekât malları Allah'tan bir farz olarak sadece şunlar içindir: Fakirler, düşkünler, sadakalarla ilgilenmeye memur edilenler, kalpleri İslama yakınlaştırılıp ısındırılacak olanlar, özgürlüğünü yitirmiş olanlar, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmış kişi. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir

Sayın Savana

Burda cömertlık tum insanlara karşı,içlerınde muşrıklerde var,Hacca herkes davetlıdır,ayet cömertlıkte sakınca olmadığını söyluyor.

Yukarı dön Göster safbilgi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: safbilgi
 
safbilgi
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 841
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selam Alperen

Ben buraya gercek islamın göruşlerını tasımıyorum.Verdığın forumları okudum,Kabeye hayvan ayak bılegı demışler ben öyle bır sey dedımmı?

Gercek İslamla hıç bır ılışkım yok,bireysel hareket ederım.

HARAM MESCID ALLAHIN YASAK ETTIĞI EMRINE TERS MESCID,SEN NASIL KUTSAL MANASI ÇIKARDIN ANLATIRMISIN?

KABENIN KUTSAL OLDUĞUNA DAIR AYET YAZARMISIN?

NAMAZLARDA KABEYE DÖNMEYE KURANDAN KANITIN NE?

Yukarı dön Göster safbilgi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: safbilgi
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

safbilgi Yazdı:

Özzalım yazdı: bi sorum olacak safbilgi kardeşim, Hz Muhammed peygamber olduktan sonra neden Kabe'yi yıkmadı? Allah sel ile afet ile yıktı diyorsun,sence kabenin bu dinin elçisine vahy edilerek yıkılması gerekmez miydi? yani bu daha anlamlı olmaz mıydı?

Dinimizde tum mabedlere saygı vardır.Kılısse ve havralarda  şirk  mabedı ama yıkılmaz, Putperstlerın toplandığı bu merkeze her sene haram aylarda Mekke dışından putperestler gelıyordu.

Yanılıyorsun safbilgi. Yazmayacaktım ama beni zorladın. Sen bu bilgiye nereden, hangi kaynaktan aldın? Kabe’nin Mekke’nin fethinden sonra hala putperestlerin tapınma yeri olarak kaldığını da nereden çıkardın?

Ne Allah’ın olumsuz bir sözü vardır Kabe konusunda ne de Peygamberin herhangi bir olumsuz tavrı. Ne de onun seçkin arkadaşlarının. Kabe kötü olsaydı Allah kötülerdi onu Kur’anda. Yok böyle bir şey.

Öyle bir yapı ki şirkin odağı, hem de müslümanlığın yeşerdiği beldenin tam göbeğinde ama Allah sessiz, peygamberi de. Olacak şey mi?

Eksik biliyorsun ve yanlış yönleniyorsun. Bak bir örnek vereceğim sadece;

safbilgi Yazdı:

Peygambere korkuyu atıp yuzunu ve hedefını haram yani yasak,şeytani Mescıde çevırmesı emredılmektedır kı muşrıklerın onun aleyhınde kanıtları olmasın.

Her yerde haram beyt,haram mescıddır. Haram yasak olan şeytanı demektır,beytullah değildir.Sadece Maıde 95 ve 97 de Kabe olarak gecer,bıldığımız siyah kubık yapıdır,ordada Allah haram beyt olarak tasvır etmış ,beytullah dememış yıne..

Kabe için orjınal arapça metınlere bak ,Mekke alındıktan sonrası için ve alınmadan öncede her yerde haram beyt,haram mescid olarak geçer

HER KAVMIN PUTUNU BARINDIRAN PUTPERESTLIK MERKEZİ HARAM (ŞEYTANİ ANKEBUT BEYTİ) KABE

Önce haram kelımesının uzak durulması gereken şeytani anlamında olduğunu bılelım.

HARAM MESCID ALLAHIN YASAK ETTIĞI EMRINE TERS MESCID

Haram Beyt sakınılması gereken, şeytani beyt demekmiş.  Kendine acımaz mısın sen hiç?

Bak Allah haram yani şeytani(!) mescid hakkında neler söylemiş:

Artık yüzünü Mescid-i haram yönüne çevir. Nerede olsanız yüzünüzü Mescid-i haram yönüne döndürün. (Bakara 144’ten)   Nereden çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i haram'a döndür.  (Bakara 149’dan)  Onlar Mescid-i haram'dan geri çevirip dururken, Allah onlara neden azap etmeyecekmiş? (Enfal 34’ten) Ey inananlar! Müşrikler bir pisliktir. Artık bu yıllarından sonra Mescid-i haram'a yaklaşmasınlar. (Tevbe 28’den) Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i haram'dan geri çevirdiler Fetih 25’ten)


Not: Sana ve bu fikirleri sahiplenenlere verdiğimiz cevaplar ortada. Lütfen hala ve ısrarla sanki hiç yanıt almamışcasına aynı şeyleri sorup durma.



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats