Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba arkadaşlar,
Zekat ve Sadaka ayrı şeyler.
Kur'ana göre Zekat devlete ödenen vergi. (Tevbe 103) Sadaka ise kişinin Kendi gönlü ile Allahın rızasını kazanmak için fakire yaptığı yardım.
Peki bunlar niye karışmış.
Peygamber, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer devrinde , Zekat insanlardan vergi olarak alınıyordu. Zekat memurları vardı. Toplanan para Beyt-ül Mal da toplanıyor ve devletin ihtiyaçları için harcanıyordu. Hadislerde bildirilen zekat paradan, tahıldan şu, sığırdan, deveden, koyundan şu gibi ölçüleri peygamber de uygulamış olabilir, Hz. Ömer zamanında çıkarılan bir fermanla uygulandığını söyleyenler de var.
Hz. Osman devrinde Mısırın ve İranın arazi vergileri gelmeye başladı. Beyt-ül Mal çok zenginleşti. Bundan dolayı Hz. Osman Zekatı devlet vergisi olarak toplamaktan vazgeçti. Çünkü miktar olarak çok önemsiz kaldı. Hz. Osman herkesin kendi zekatını , kendi belirleyeceği fakirlere vermesini emretti. M.S 650 li yıllardan beri zekat vergi olarak toplanmıyor. Fakirlere sadaka gibi veriliyor.
Kur'anda zekatın oranının belirtilmemesinin sebebinin bunun devlet vergisi olmasından dolayı, verginin zamana, zemine, devletin ihtiyaçlarına göre oranının devletçe serbestçe takdir edilmesi gerekliliği olduğunu düşünüyorum.
Vergilerinizi veriyor, çalıştırdıklarınızın ssk primlerinizi yatırıyorsanız zekatınızı vermişsinizdir. Çünkü devletinizin yaşamasına katkıda bulunuyor, devletin çeşitli harcamalarına, yatırımlarına katkıda bulunuyorsunuz. Tabii bu işiniz bitti, sadaka verme, fakir fukarayı gözetme anlamında değil. Bunu da yapmalıyız.
Tabii vergilerin ağırlığı, uygunluğu, verilebilirliği, kaçırmadan veren için haksız rekabete sebeb olup olmadığı falan bunlar tartışılabilir konular.
Sayın Naci Çelik in Enfal Suresi 8/41 ayetinde belirttiği beşte bir veya %20 oranı savaş ganimetleri içindir. Takdir edersiniz ki kişilerin tek kazancı savaş ganimeti değil. Adam ticaret yapıyor, tarım, hayvancılık yapıyor. Emeğiyle geçiniyor. (örneğin kuyu açıyor, ev yapıyor, marangozluk, demircilik vb esnaflık yapıyor) falan. Bunların illa % 20 vergilenmesi gerekmiyor.
Ama şunu diyebiliriz. % 20 den fazla vergi hem adil değil, hem de ödenebilir değil. Kur'anın böyle bir oran vermesinin hikmeti % 20 ye kadar oranın vergi için makul oduğunu belirtmek olabilir.
Sadakalar için söylenen ihtiyacınızdan fazlasını verin yorumu da bence yanlış. Ayette infak geçiyor ve affettiğinizi verin diyor. (Bakara 219) . ihtiyaçtan fazlası, seni sıkıntıya sokmayacak olanı falan gibi ifadeler afve kelimesinin anlamı değil yorumu. Ne anlaşılır affettiğinizi verin ifadesinden. Ne takdir edersen onu ver demek. Tabii buradaki takdirin cimriliğe düşmeden iyi niyetle yapılması şart. Bakara 219 un Zekatın oranı olduğunu düşünmüyorum. Devlet için verilecek vergi affettiğini ver, ne takdir edersen onu ver gibi bir oran olmaz. Bu yanlış yorumlar Hz. Osman devrinde Zekat ın vergi olmaktan çıkıp kişisel sadakalaşmasından geliyor.
Bu konu ile ilgili Xweser Mirov arkadaşın yorumlarına aynen katılıyorum.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|