Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Selam Allah yolunda cihad eden bütün kardeşlerime selam olsun Çok uzun sayılmaz ama hatırı sayılır bir süredir bu forumdan yararlanıyorum.Emeği geçen herkeze teşekkürü bir borç bilirim.Önce Allah'ın hidayeti sonra hanif kardeşlerin vesilesiyle Kur-an'la yeniden tanışmış olmaktan son derece mutlu ve huzurluyum.Daha yolun başındayım ve yürüyecek çok yol olduğunun da farkındayım.Allah dilerse doğru yoldan sapmamaya gayret göstermek ve her inatçı şeytandan yüz çevirmek şiarımdır. Konuyla kısmen ilgili olsada genelde Kur-an'ın korunmuş olması ile ilgili, bu günlere kadar gelmesinde, aynı zamanda hadislerinde bu günlere taşıyıcısı olan atalarımızın bir dahlinin olduğunu savunan,hadisleri bugüne ulaştıran zincir , Kur-an'ı da ulaştırmıştır deyip öyleyse hadislere neden inanmıyorsunuz karşı görüşüne dönüşüyor. Bu noktada enfal suresinin 17. ayeti bana göre Kur-an'ın korunmuşluğunun nasılına bir cevap niteliği taşıyor. Şöyleki; 8:17 siz
öldürmediniz onları, Allah öldürdü onları. Attığın zaman da sen
atmadın, Allah attı. İnananları kendisinden güzel bir imtihanla denemek
için yaptı bunu. Allah; işitendir, bilendir. Bu ayetin geçtiği pasaj her ne kadar savaşla ilgili olsa da yinede Allah bir şeyin olmasını dilediğinde onu müminlere yaptırması örneğinde olduğu gibi. Yine Yusuf Peygamber kıssasında anlatılan, Yusuf Peygamberin kuyuya atılması, oradan geçen kafilenin onu oradan çıkarması ve sonuçta Mısırda önemli bir mevkiye gelmesinde Allah'ın emri gerçekleşmiş ve bunu değiştirecek hiç bir kuvvet olmamışsa da aynı kuralın bu gün de işleyişine yani Kur-an'ın bu günlere ulaşmasında neden göz ardı edilmektedir.
Selametle
__________________ ''Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz''
Selam Allah yolunda cihad eden bütün kardeşlerime selam olsun Çok uzun sayılmaz ama hatırı sayılır bir süredir bu forumdan yararlanıyorum.Emeği geçen herkeze teşekkürü bir borç bilirim.Önce Allah'ın hidayeti sonra hanif kardeşlerin vesilesiyle Kur-an'la yeniden tanışmış olmaktan son derece mutlu ve huzurluyum.Daha yolun başındayım ve yürüyecek çok yol olduğunun da farkındayım.Allah dilerse doğru yoldan sapmamaya gayret göstermek ve her inatçı şeytandan yüz çevirmek şiarımdır. Konuyla kısmen ilgili olsada genelde Kur-an'ın korunmuş olması ile ilgili, bu günlere kadar gelmesinde, aynı zamanda hadislerinde bu günlere taşıyıcısı olan atalarımızın bir dahlinin olduğunu savunan,hadisleri bugüne ulaştıran zincir , Kur-an'ı da ulaştırmıştır deyip öyleyse hadislere neden inanmıyorsunuz karşı görüşüne dönüşüyor. Bu noktada enfal suresinin 17. ayeti bana göre Kur-an'ın korunmuşluğunun nasılına bir cevap niteliği taşıyor. Şöyleki; 8:17 siz
öldürmediniz onları, Allah öldürdü onları. Attığın zaman da sen
atmadın, Allah attı. İnananları kendisinden güzel bir imtihanla denemek
için yaptı bunu. Allah; işitendir, bilendir. Bu ayetin geçtiği pasaj her ne kadar savaşla ilgili olsa da yinede Allah bir şeyin olmasını dilediğinde onu müminlere yaptırması örneğinde olduğu gibi. Yine Yusuf Peygamber kıssasında anlatılan, Yusuf Peygamberin kuyuya atılması, oradan geçen kafilenin onu oradan çıkarması ve sonuçta Mısırda önemli bir mevkiye gelmesinde Allah'ın emri gerçekleşmiş ve bunu değiştirecek hiç bir kuvvet olmamışsa da aynı kuralın bu gün de işleyişine yani Kur-an'ın bu günlere ulaşmasında neden göz ardı edilmektedir.
Selametle
Selam Erdal,
Aramıza hoş geldin. Allah basiretini arttırsın.
Bu söylenen şeyler işi neredeyse Kuran korunmamıştır, hadisler korunmuştur noktasına götürüyor. Muhataplarımız bir de Kuran'ın korunmuşluğu hakkındaki şüphelerini rivayet zırvalarına dayandırmazlar mı...
Bir yanda Allah'ın tanıklığı öte yanda beşerin...
Akılca müsriflikten Allah'a sığınırım.
Şunu düşünmüyorlar. Müşrikler de "rivayet"lere aynı derecede inanç besliyorlardı.
"Bu kadar insan, bu kadar zamandan beri nasıl olurda yalan üzerinde ittifakla şahitlik eder" işte bütün mesele budur.
Hz. İsa'nın getirdiğini reddedenler de Hz. Muhammed'in getirdiğini reddedenler de aynı mantıkla olaylara yaklaştılar.
Şeytan, Allah'ın dosdoğru yolunda pusu kuracağını ilan etmiş.
"Dedi: "Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım." (7/16)
Bakıverin Kuran'a, "dosdoğru yol" ne imiş ?
"Allah, rızasına uyanları o Kitap'la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar." (5/16)
"Bizim ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, dilediği/dileyen kişiyi şaşırtır, dilediğini/dileyeni de dosdoğru yol üzerine koyar." (6/39)
"Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Biz öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladık." (6/126)
"Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi O'nun yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye O bunu önermiştir size." (6/153)
Şeytan, bizatihi Kuran üzerinde pusu kuruyor. Bir kısım uydurmaları Kuran'a uygun fısıldıyor. Süsleyip, püslüyor da gözlere, kulaklara, gönüllere cazip kılıyor.
İki temel uydurma inanç bu gelenek dininin temelidir.
1) Peygamber Kuran dışı vahiy almıştır.
2) Dinimizde nesih vardır. Kuran, Kuran'ı, Hadis hadisi nesheder. Bazılarına (mesela İmam Şafi) göre ise Sünnet / hadis, Kuran'ı nesheder.
İşte bu iki temel uydurma inanış, Kuran ile şeytanın üfürdüğü / attığı / fısıldadığı şeyler arasındaki kopukluğu gidermeye hizmet etmektedir.
İnsanların maddeci, şekilci, eşyayı ve kişileri kutsallaştırıcı yaklaşımı da eklenince alın size geleneğin dayatmacı Emevi dini...
Muhabbetlerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Xweser-Mirov arkadaşım, demişsin ki;
Ayrica, ben Peygamberimizin kendisine gelen vahyi, olmezden once,
toplattirdigina inaniyorum, baska turlusunu dusunemiyorum, cunku
Peygamber, olumunden sonra, bende de ayetler var deyip ortaya yalan
uydurmalar cikacagini bilebilecek basirete sahipti..
Ve bu yuzden de Kuran' disinda baska hicbirsey yazdirmadi.. Bunu da
sana senin delil kabul ettigin, hadislerden buldum.. Cok ilginc degil
mi..
zaten hadisler tarih kayıtlarıdır. onlardan yararlanmayan Müslüman yoktur. daima bakmalısın.
Doğrusuna gelmeye başladın.
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kutuphaneci kardesim, dogruyu Allah bilir..
Hadisler tarih kayitlaridir.. Ve binlerce yazilmistir ilk baslarda, bu da Kuran'i devre disi birakmak ve Islam'i rotasindan saptirmak icindir..
Tarihi bireyler yazarlar, kardesim..
Ben simdi birine birsey rivayet etsem, o digerine, digeri baskasina, baskasi oburune, boyle devam etse, en son anlatilanla benim rivayet ettigim, birbirine hic benzemez..
Birsey sicagi sicagina yazilmadiysa, hata payi cok olabilir.. Senin dogruya geldigin dedigin seyleri ben defalarca okudum, sen merak etme..
Birsey sormak istiyorum, siz saniyormusunuz ki, yalniz Kuran diyen insanlar, hadisleri hic okumadilar, ehl- i sunnet degildiler.. !!??
Yalniz Kuran diyen herkes, Hz. Musa ve sihirbazlar'in hadisesi gibidirler..
Bizler, dedik ki sihirbazlara atin, asalarinizi attilar.. goz alicidiydi ama sahteydi, cunku sihirdi gercek degildi.. gozleri boyamaktan ibaretti.. Okuduk hadisleri, mezhepleri, diger kitaplari.. Boyandi gozlerimiz.. ama
sira bize geldi, asamizi attik.. gitti butun diger kaynaklari yuttu.. Hak ortaya cikti.. Hak geldi batil yok oldu.. !
O kaynaklari cok okuduk..
Asil simdi, dogruya vardik.. Allah bize yeter.. O'nun indirdigi kitapta bizlere kaynak olarak yeter.. Ne eksik soylermisiniz.. ?
Ben hadislersiz, basbaya yasiyorum dinimi.. !! Ne eksik, ne var Kuran'da olmayan hadislerde olan.. ?
Yani, detaylar, elini kaldir, basini indir, su dua surda bu dua burda yok diye mi.. Kuran eksik..
Buzaginin rengini kilosunu mu ariyorsunuz hala..
Ne eksik Kuran'da, hadisleri cikarirsak ne olur.. ?? Hayatimizda ne eksik kalir.. Ben kendi adima, eksik kalan hicbirsey yok.. Hatta akli on plana cikariyor, bilime daha cok yatkin oluyorsunuz..
Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi birşeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler. (6/38) demis,
sen de böyle cevap vermissin Kütüphaneci :
bu ayette ki Kitap ifadesi Kuran a değil kainat kitabına atıftır. Zaten ayetin öncesinde Allah yarattığı canlılardan bahsediyor.
Yani demek istiyorsun ki ; kainat kitabi ne eksik ne fazla ama Kuran'da eksik ve fazla var. Kuran la Kainat Kitabini ayri seylermis gibi düsünüyorsun. Bu cok büyük bir celiski. Bir silkin kendine gel.
ve Xweser-Mirrow arkadasim verdigin asa örnegi süperdi
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Arkadaşlar, tekrar burada belirtmek gereği doğdu ki;
Ehli sünnet yolunu Kuran dan ayrı görmek yanlıştır.
Ehli sünnet fakihi Kuran a göre hüküm çıkarır. bir konuda Kuran da açık hüküm
bulamazsa hadise bakar, orada da yoksa kıyaslama yaparak doğru hükmü vermeye
çalışır. tüm bunların sonucunda ''en doğrusunu yine de ancak Allah Teala nın
bildiğini'' ifade eder.
sizlerin, hadise göre yaşıyorsunuz, dediğiniz şeyi ben anlamıyorum. benim demek
istediğim eğer Kuranı Kerimi iyi anlamak istiyorsanız 23 yıllık inzal döneminde
neler yaşanmış. Peygamberimiz ayetleri nasıl izah etmiş o na bakmadan doğruya
yaklaşmak zor olur. Sadece akılla anlamaya çalışmak Allah ın emrine muhalefet
etmek olur. 2/151- Nitekim kendi aranızdan, size
âyetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti
öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik. Bu ayeti kerimeden Peygamberimizin ashabına Kuran ı okumakla yetinmediği ve
onlara dinin en ince ayrıntılarını öğrettiği anlaşılmaktadır. Bu demek değil ki
Peygamberimiz vahye aykırı bir şey öğrettiği. hayır O ancak hak üzere
konuşurdu. O nun sözünü saptıran için açık uyarılar vardır.
62/2- O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine
âyetlerini okuyan, onlari temizleyen, onlara kitabi ve hikmeti ögreten bir
peygamber gönderendir. Halbuki onlar, bundan önce apaçik bir sapiklik içinde
idiler.
Hz. Muhammed'in (s.a) davranışları bizzat
ortaya koyduğu kadar, sizler de onun bir peygamber olduğunu açıkça
görmektesiniz. O'nun size okuduğu ayetlerin uslûbu, keyfiyet ve lisanı apaçık
olarak, okuduklarının Allah'ın ayetleri olduğuna delalet etmektedir. O
başkalarının hayatını ıslah etmekte, ahlak, adet ve münasebetlerini
temizlemekte ve onları yüksek bir ahlak ile donatmaktadır. Bu ameliyeyi daha
önceki peygamberler de, kendi ümmetlerine yapmışlardır. Ayrıca Hz. Peygamber
(s.a) sizlere sadece o ayetleri okumakla kalmamakta yanısıra, Allah'ın
Kitabı'nın bildirdiği ölçülere göre, hayatını düzenleyip bunu sizlerin önüne
bir örnek olarak koymaktadır.
Sizlere öyle bir hikmete dayalı mesaj sunmaktadır ki, peygamberlerin dışında
hiç kimse bu mesajı sunamaz. O'nun hayat tarzı, peygamberlere has bir özellik
taşır ve insanlar peygamberleri bu özellikleri ile tanırlar.
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
İkinci bir konu; bazıları ben hadis okudum dinimi yanlış öğrenmişim
diyor.
hadis usulü ve hükme tabi yönünü iyice öğrenmeden dinini hadislere dayandırmaya
kalkışan bilgisiz kişilerin yanlış sonuçlar çıkarması normaldir. dinini
öğrenmek isteyen, takva ehli ilim sahibi kimselerin kitaplarını okuyarak önce
kendi anlayış kabiliyetini geliştirmek zorundadır.
Zira ilimsiz hiçbir şey anlaşılamaz. Allah Teala ‘umulur ki
akledersiniz’ diye buyuruyor. İslamın ilk emri oku. Okumak ilim öğrenmek
içindir.
Üçüncü bir konu; bazıları diyor ki, Kuran da her şey var, ben Kuran
a göre yaşıyorum, neyi eksik yapıyorum?
Derim ki; Kuran da her şey var, demek, öncelikle Allah ın ilminin
yüceliğini anlamamaktır.
31/27- Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem,
deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah'ın
sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm
ve hikmet sahibidir.
Eğer
dersen ki, Kuranı Kerim de dinim için gerekenlerin hepsi var.
Derim
ki,
Tuzlu
deniz suyuyla abdest alınır mı?
gaz
çıkarınca abdestin bozulur mu?
Eşini
öpünce orucun bozulur mu?
Kusunca
orucun bozulur mu?
Denizden
çıkan ölü balık yenir mi?
Seferdeyken
namaz kaç rekat? Mukimken kaç rekat?
Secde
kaç tekrar?
Böcekler
yenir mi?
Gibi
daha birçok içtimai hayata dair meseleler Kuran da belirtilmemiştir. Zaten de
her konunun belirtilmesine gerek yoktur. Zira Kuran ın 23 senede inişindeki
hikmet, dini insanların yaşayarak Peygamberin izahıyla yavaşa yavaş sindirerek
öğrenmesi içindir.
Hz.
Muhammed bizlere Vahye uygun nasıl yaşayacağımızı göstermiştir.
17/106- Biz o Kur'ân'ı insanlara ağır ağır okuman için bölüm bölüm
ayırdık ve onu kısım kısım indirdik.
3/31- De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da
sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok
merhamet edendir."
32- De ki: "Allah'a ve Rasulüne itaatetten yüz çevirirlerse muhakkakAllah da kâfirleri sevmez.
Emirlerine
uymak ve yasaklarından kaçınmak suretiyle Allah'a itaat ediniz. Sünnetine
uymak, onun gösterdiği yoldan gitmek ve izini takip etmek suretiyle de
Rasulüne itaat ediniz. Bu da Yüce Allah'ın bize peygamberine tabi olmanızı
farz kıldığını göstermektedir.(Tefsir’ul Munir)
Özellikle
buradaki vurguya dikkat edin. Allah ı seven Hz. Muhammed e uymalı. Kuran ı
okumak yeterli olsaydı Hz. Muhammed e uymak istenmezdi. Zaten bir çok ayette
Kuran a uyulması istenmektedir. Burada özellikle Peygamberin zatına uyulması
isteniyor. Çünkü işaret edilen Peygamberin kendisidir. Eğer Peygamber e uymak, Kuran
a uymak olsaydı, Kuran a uymakta Peygambere uymak anlamına geleceğinden bu
durumda tuhaf bir önermedir. Zira biri diğeriyle aynı değildir. Kuran Allah
kelamıdır ve Kuran ın her dediğini yapmak gerekir. Oysa Peygamber bir insandır
ve duruma göre farklı şekillerde hareket etmiştir. Yaptığı şeylerin bazısına
uymak müstehap veya farz iken bazısı sadeceO na farz kılınmış, ümmetine yasaklanmıştır. Bazı fiillerini özel
şartlarda yaptığından genele racih olmaz. Peygamberimiz Kuran ile Allah ın
dinine davet ederken bu dinin Peygamberinin kendisi olduğu nu ve kendisine biat
edilmesini istemiştir. Bundan sonra Peygamber bir uygulama hakkında hüküm
verdiğinde, ashabından hiç kimse, bu Kuran da var mı?, diye itiraz etme hakkı
tanınmamıştır.
Hz.
Muhammed e bu yüzden muhtacız. O bize dinimizi öğretti. O Allah ın elçisi,
halifesidir.(önceki Peygamberler gibi)
2/30- Hani, Rabbin meleklere, "Ben
yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti.
O na
uymadan dinimiz kemale eremez. O na uymak demek; O vahye uygun hareket eder, O
nun zatı ve sözü bizim için en güzel örnektir. Demektir.
33/21-
Andolsun, Allah'ın Resülünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayi
uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
Katılma Tarihi: 25 mart 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 156
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Dördüncü
konu; Kuran da kitap ve ayet kelimeleri bazı yerlerde farklı
anlamlarda kullanılmıştır. Fakat ne yazık ki kendi aklını alimlerin ilminden
üstün gören bazıları bunu idrak edememekte ve Allah kelamı nı hatalı bir
şekilde kendi fikrine alet etmekteler.
Oysa
saplantısız ve samimiyetle yanlışları ayıklayıp doğrulara sarılanlar muteber
olan ilimlere inşallah kavuşacaktır.
11/6-
Yeryüzünde hiçbir canli yoktur ki, rizki Allah'a âit olmasın. Her birinin
(dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de
o bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta
(Levh-i Mahfuz'da yazılı) dır.
6/38- Yeryüzünde hareket eden
hiçbir canlı varlık ve kanatlarıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi
birer topluluk olmasınlar. Biz, Kitapta(Levh-i Mahfuz'da)hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Onlar sonra hesap için Rableri-nin huzurunda toplanacaklardır.
6/59- Gaybın anahtarları Allah'ın
nezdindedir. Onları ancak O bilir. O, karada ve denizde olanları bilir. Düşen
hiçbir yaprak dahi yoktur ki, Allah onu bilmesin. Yerin karanlıklarında olan
her tane, kuru ve yaş her şey mutlaka apaçık bir Kitapta(Levh-i Mahfuz'da)kayıtlıdır.
Biz Meryem'in oğlunu ve o'nun anasını bir âyet {yani, ibret} kıldık. (Mü'minün/50)
Neticede o'nu ve gemi arkadaşlarını necata çıkardık ve onu âlemler için
bir âyet {yani, İbret] kıldık. (Anke-bût/15)
Şüphe yok ki şunda, îmân eden/edecek bir kavm için âyetler {yani, ibretler} vardır. (Nahl/79)
Onlar için bir âyet {yani, alâmet}
de, zürriyetlerini o dolu gemide taşimamızdır. (Yâ-Sîn/41)
Sizi topraktan yaratması, sonra da beşer olup yayılmanız O'nun âyetlerin dendir {yani, Rabbin bir ve tek
olduğunun alâmetlerin dendir}. (Rûm/20)
Göğün ve yerin O'nun emri {yani, işi i fiili} ile durması da O'nun âyetlerindendir (yani, Rabbin bir ve tek
olduğunun alâmetlerindendir. -Öyleyse, fiillerinden I sanatından hareketle
O'nun vahdaniyyetini tanıyıp bilin-}. (Rûm/25)
Sizin için nefislerinizden eşler halketmesi de O'nun âyetlerindendir {yani, Rabbin bir ve tek olduğunun alâmetlerindendir.
-Öyleyse sanatından ve fiillerinden hareketle O'nun vahdaniyyetini tanıyıp
bilin-}, (Rûm/21)
__________________ Artık sadece kainat kitabını okuyorum. Daima Rabbime teşekkür ederek.
sizin inandığınız muhammedle bizim inandığımız muhammed resul heralde farklı.
bizim inandığımız muhammed resul ben bana vahy olana uyarım diyor size göre de bu aynı peki alttaki ayeti hangimizin inandığı resul tam olarak (yani eksitmeden yada fazlalaştırmadan uygulamıştır).
6. Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın.
senin inandığın muhammedle benim inandığım muhammed aynımı benim inandığım muhammed resul yukardaki ayeti aynen bu şekilde almıştır.
bu abdest alımına ne ekleme yapmıştır nede eksik almıştır.
hangimizim resulu hak
selam abdesti değiştirmeden alan resule olsun onun gibi alanlara olsun.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma