| Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
		     | 
                    
            		  
           | 
           
          
           
  | 
           
          
Azure Yazdı: 
   
    
    
      
       Selam, 
  siz de onun iş elini kesin demişim.bunun içine onun mal almasını engellemeyi de kat.çalmış, parası var ama hiçbirşey alamıyor-satamıyor.böyle düşün birde. 
mesele şu an uygulanabilir olup olmaması değil zaten.  illaki eli koparmak olarak anlamak istiyorsanız anlarsınız ama bu caydırıcılık bakımından korku değil nefreti arttırır.  
yaptıklarına karşılık olarak demiş, şimdi adam banka hortumlamış belki elini bile kullanmadan yapmış bunu.  
bence bunun karşılığı malını elinden alıp mal sahibi olmasını da engellemektir.bir de dendiği gibi tevbe edildiğinde cezanın geri dönüşümlü olabilmesi gerekmez mi?  | 
       
       | 
    
    | 
 
  
Selam Azure bende sana katılıyorum ve faydalı olabileceğine inandığım bir açıklamayı buraya koyuyorum. 
HIRSIZLIĞIN CEZASI
Şuan İslami ülkelerde uygulanan hırsızlık cezası aşağıdaki ayetin yanlışyorumlanmasının bir sonucudur:
05:38 Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza olarak ve Allah’tan bir 
ibret olmak üzere ellerini ( eydiyehüma ) kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir. 
ibret olmak üzere ellerini ( eydiyehüma ) kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir. 
ی د (yed) : kullanışlı; güç, kuvvet, kudret; faydalı eşyalar; cömertlik; elin üst kısmı, kol; (bir 
aletin) kolu; (kuşun) kanadıyed: bir elyedeyn: iki eleydi: (ÜÇ VEYA DAHA FAZLA EL) ellereydiyehüma: (ÜÇ VEYA DAHA FAZLA el için) elleri 
Buradaki el kelimesini gerçek anlamınında düşünürsek o zaman hırsızın bir elini değil 
İKİ ELİNİ birden kesmemiz gerekir çünkü ayet sayısı en az üç tane el kesmemizi emrediyor. 
Sunniler bu ayetteki çarpıklığı çok iyi anladılar ve yaptıklarının doğruluğunu kanıtlamak için 
Kuran’ın değişik biçimlerini türettiler. Bunlarda yed kelimesi yerine çoğulu “eymenun” olan 
sağ el (yemin) kelimesi kullanılıyor. 
İbn Kesir : Ves sariku ves sarikatü faktau eymanehüma = ve erkek hırsız ve kadın hırsız, 
ikisinin de sağ ellerini kesinTebari : Ves sariku ves sarikatü faktau eymanehüma = ve erkek hırsız ve kadın hırsız, 
ikisinin de sağ ellerini kesin 
Dahası bu ayeti gerçek anlamında anlarsak başka bir sorun daha çıkıyor karşımıza. O da 
bundan sonraki ayet: 
05:39 Kim (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve DURUMUNU DÜZELTİRSE 
şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.Elleri kesilen ya da mezhepçilerin yaptığı gibi tek eli kesilen birinin durumunu düzeltmesi 
olanaksızdır. Hele gerçek anlamda alıp kişinin iki elini birden kesersek artık o şahsın 
yaşaması bile ızdırap haline gelir. Bunun dışında mezhepçilerin cevaplaması gereken sorular 
şunlardır: 
a. Sabıkalı kişileri nasıl cezalandırırsınız? İki elini de kaybettikten sonra beyniyle 
hırsızlık yapan birinin ayaklarını mı kesmek icap eder yoksa kafasını mı? 
b. Bir yumurta çalan ile son model bir araba çalanın cezası aynı mıdır? Ellerinin 
kesilmesi? 
c. Sizin elleriniz kesilse nasıl hissederdiniz ve ailenize nasıl bakardınız? 
Kuran’da yed kelimesini incelersek bunun maddi gücü simgelediğini görebiliriz. Hem 
de yine beşinci surede: 
05:64 Bir de Yahudiler: "Allah'ın eli ( YEDÜLLAHİ ) bağlıdır." dediler ve dedikleri 
yüzünden elleri bağlandı ve la'netlendiler. Hayır, O'nun iki eli de açıktır, dilediği gibi nimet 
veriyor. Andolsun ki, sana Rabbinden indirilenler, onlardan birçoğunun azgınlığını küfrünü 
artıracaktır. Bununla birlikte, aralarına kıyamete kadar sürecek olan bir düşmanlık ve kin 
bıraktık. Her ne zaman savaş için bir ateş tutuşturdularsa, Allah onu söndürdü. Onlar 
yeryüzünde bozgunculuk için koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.Ellerin açıl olması cömert olmak demektir. Ellerini kesin hükmü de birçok anlam içerebilir: 
hırsızların çalmasını engelleyin, çaldıklarından harcayın veya çaldıklarını iade edin. 
Tebbet yeda ebiy lehebiv ve tebb 
111:01 MALİ GÜCÜ YOK OLSUN Ebru Leheb'in; zaten YOK OLDU! 
111:02 Ne MALI kurtardı onu ne de KAZANDIĞI. 
ت ب (tebbe) : kesmek, kısaltmak; yok olmak; kaybolmak. 
Yok olan da Ebu Leheb’in eli değil mali gücüdür. 
5:38 ayetinde Diyanet’in çevirdiği gibi ibret kelimesi geçmemektedir. Bazı 
çevirmenlerin de kelepçek olarak çevirdiği “nekale” kelimesi “örnek” anlamına gelir. 
Kuran’da bir ayette daha geçer: 
Fe cealnaha nekalel li ma beyne yedeyha ve ma halfeha ve mev'ızatel lil müttekıyn 
02:66 Biz bunu, hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakîler 
için de bir öğüt vesilesi kıldık.Ceza kelimesi ise bir şey karşılığında yapılan şeylerin verilen benzer bir cezadır. Ödül, ceza, 
karşılık anlamlarına gelir. 
fe in kateluküm (SİZİNLE SAVAŞIRLARSA / SİZİ ÖLDÜRÜRLERSE) faktüluhüm (ONLARLA 
SAVAŞIN / ONLARI ÖLDÜRÜN) * kezalike ceazül kafirın 
02:191 Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onlara savaş açın. İşte kâfirlerin CEZASI 
böyledir. 
Vellezıne kesebüs seyyiati cezaü seyyietim bi misliha 
10:27 KÖTÜLÜK YAPANLARA GELİNCE, KÖTÜLÜĞÜN CEZASI MİSLİ İLEDİR. Onları 
zillet kaplayacaktır. Onları Allah'a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki 
karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada 
ebedî kalacaklardır. 
Ve cezaü seyyietin seyyietüm mislüha 
42:40 BİR KÖTÜLÜĞÜN CEZASI, ONA DENK BİR KÖTÜLÜKTÜR. Kim bağışlar ve barışı 
sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez. 
مث ل (mislun) : benzerlik; benzer, benzeş; müşabih, birbirine yakın; benzerlik; eşit, musavi. 
5.38inci ayette yapılan suça karşılık olarak hırsızın mali gücünü keseceğiz. Hırsızlık el 
kesiminin cezası olamaz çünkü bunlar birbirine denk değil. El kol kesmek 42:40 ve 10:27 
ayetlerini dikkate almamaktır. 
Şimdi bir de “ceza” kelimesinin yerine “azap” kelimesi kullanılan 24:02 ayetine bakalım. 
24:02 Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret 
gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız 
tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun ( velyeşhed 
azabehüma taifetüm minel mü'minın ). 
Diyanet ceza olarak çevirmiş ama aslında “azaplarına” (azabehüma) kelimesi geçiyor. Neden 
5:38 ayetinde de Allah azaplarına şahit olsunlar demiyor da ceza / karşılık kelimesi geçiyor? 
Neden Allah 5:38 ayetinde mezhepçilere göre yapmanın çok büyük bir cesaret isteyeceği bir 
işte bu ayetteki gibi “onlara acıyacağınız tutmasın” demiyor? El koparmak daha mı kolay? 
Aslında Kuran’da örnek bir hırsızlık hadisesi de geçmiş, bakalım cezası neymiş: 
12:74 (Yusuf'un adamları) dediler ki: Peki, siz yalancıysanız bunun 
(HIRSIZLIĞIN) cezası nedir? 
12:75 "Onun cezası, kayıp eşya, kimin yükünde bulunursa işte o, onun 
cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler.Bu kıssalar Kuran’a boş yere konulmamıştır: 
12:07 Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinde, (almak) isteyenler için 
ibretler vardır. 
12:111 Andolsun onların kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler 
vardır.Hırsızlık ayetinin doğru çevirisi şöyle olmalı: 
Ves sariku ves sarikatü faktau eydiyehüma cezaem bima keseba nekalem minellah vallahü azızün 
hakım 
05:38 Hırsız erkek ve kadının KAZANDIKLARINA CEZA / KARŞILIK ( bi ma 
keseba ), ALLAH’TAN DERS OLSUN DİYE MALİ GÜÇLERİNİ KESİN ve Allah 
izzet ve hikmet sahibidir. 
07:28 Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah 
da bize bunu emretti" derler. De ki: ALLAH KÖTÜLÜĞÜ EMRETMEZ. 
ALLAH'A KARŞI BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ Mİ SÖYLÜYORSUNUZ? 
İbrahim Yılmaz: Büyük Kandırmaca 
  __________________ Maide/90- İnananlar, sarhoş edici maddeler,kumar, kutsal taş ve türbeler, şans oyunları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.
 
 
 
 
         |