Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Salat'ınAyrıntısı anlatılmamış çünkü aslı olmayan bir şeyin füruu(ayrıntısı da)
olmaz.yani sana diyelim bir soru sordum,elindeki elma nasıl bir elma
diye bir soru sordum,sen şayet elinde bir elma varsa ayrıntısını ve
özelliklerini bahsedersin,işte elimdeki elma,kırmızıdır veya yeşildir
dersin,yumuşak bir elma dersin,kurtlu değildir,tatlı bir elma dersin,ama
elinde varsa bunları dersin,elinde olmayan bir elmanın ayrıntından
bahsedebilir misin? işte namaz diye söylenen o ritüel ibadet şeklinin
ayrıntısından bahsedilmeyişinin sebeplerinden biri de budur ki,aslı
olmayan bir şeyin tarifinden bahsetmek abesle iştigal olacağından ve
buda Allah'ın şanına yakışmayacağından dolayı bahsedilmemiştir. Yani
salat kelimesinin bir anlamı vardır,desteklemektir,başka alamlar
verilmesi Kur'andaki mana akışını bozuyor,örneğin: Kıyamet suresi 31-32ayette ne buyuruluyor,''O,(Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı.Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti.(diyanet meali) şimdi buradaki ''salla'' kelimesine diyanetin
verdiği manayı verdiğimiz zaman nasıl bir çarpıtmaya düşmüş oluruz,zaten
mantık olarakta bilinirki bir insan iman etmeden o inandığı şeyin
ibadetini yapmaz,bu eşyanın tabiatına aykırıdır,o ibadeti yapması için
bir insanın önce ona inanması lazımdır,fakat burada bir müşrikin
özelliğinden bahsedilirken,onun peygamberi doğrulamadığından
bahsedilerek namazı da kılmadığından bahsediyor,zaten peygamberi
doğrulamamışsa onun söylediği bir işi niye yapsınki,buradaki yanlış
anlamlandırma hemen dikkati çekmektedir, oysaki salat kelimesinin asıl
anlamı olan desteklemek anlamı verilmiş olsaydı mana çok mantıklı hale
gelmiş olurdu,aslında Cenabı Allah,Kur'anına bir sözlük özelliği de
vermiştirki,yukarıdaki ayetlerde birbirine zıt 4 kelime ile
anlamlandırılmıştır ve adeta kelimenin tarifi yapılmıştır.saddega
kelimesinin zıttı olarak kezzebe,tevella (yüz çevirdi) kelimesinin zıttı
olarakta salla kelimesi zikredilmiştirki buradaki salla desteklemek
anlamındadır. namaz anlamı verilmiş olursa Allah'ı abes bir kelamda bulundurmuş gibi olursunuzki,bence bu çok yanlış olur.şayet namazı emretmişse Rabbim,bunun nasıl
yapılacağını insanların soracağını elbette bilirdi ve onunda cevabını
verirdi,ancak aslı olmayan bir şeyin tarifini niye yapsınki?.Salla
kelimesinin anlamını bu ayette güzel Allah'ım çok güzel açıklamış,daha
ne yapsın. selamlar,sevgiler.
Demek bir peygamber çıkıp da adalet demeseydi nerden
bileceklerdi öyle mi...."
sitenin tavukları yumurtlamış..ben adalet
derken,insanların çocuklarına isim olarak taktıkları
adaletten bahsedmemişdim!!!
anlaşılıyorki adalet nedir daha onu bile
bilmiyorsun.adalet suçun tanımlarını yapmak ve yaptığı
tanımları sınıflandırarak,derecelendirerek cezalar
vermekdir.en basit tanımıyla...
eğer adam öldürmenin kötü birşey olduğunu peygamberler
bildirmeseydi....su zamanda yaşayan sizler birbirinizin
kanını emen,leşini yiyen acayipler olurudnuz.
geçmiş kavimlere bak....lut kavmine bak...zinanın her
çeşidi...çirkin ve kötü işlerin her türlüsü toplum
tarafından meşru kabul ediliyordu.teraziden ve ölçüden
çalan kavimleri hatırla....eğerki peygamberler sizler
kötü yapıyorsunuz demesydi?şimdiki insanların hangi
durumda olabileceğini düşün....sen hırsızın en dik alası
olurdun belkide....çünki geçmişden sana
öldürmenin,zinanın,çalmanın kötü bir iş olduğu diye
birşey aktarılmayacakdı.toplumlar zıtlarıyla
tanışmayacaklardı....ve senin o zavallı aklında bu
karanlıkda boğulup geberecekdi...geberesice...
kainatta herşey bir ölçü iledir.bir miktar iledir.be ölçü
ve miktar bu muhteşem düzeni sağlar.işte adalatte bir
sınırıdır...ölçüdür miktardır.peygamberler bundan
bahsedmeseydi senin o zavallı aklın bu
ölçüleri,miktarları sınırları bulabilecekmiydi....ne
saçmalıklara adalet deyip duracakdın....kahrolası
akıllarınızla.
daha düne kadar karnınızı bile doyuramıyordunuz.anneniz
olmasa ağzınıza yemek bile koyamıyordunuz.ağlamakdan
başka bir ses çıkaramıyordunuz.ne tez büyüdünüz de
dillendinizde çenebaz oldunuz.oldunuzda kendinizin
birşeymi olduğunuzu zanneddiniz.anneniz altınızı
temizlemese kendi pisliğiniz içinde boğulup
gidecekdiniz.şimdi kıyama durdunuzda birşey mi oldunuz?
hala kendi... içinde boğulup gidiyorsunuz....da farkında
değilsiniz...
__________________ De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Artı, eğer Nisâ 102'deki salât
inananların İslama, Kuran'a ve Peygambere destek vermelerini sağlamak için
Peygamberin irad ettiği bir SÖYLEV idiyse Nisâ 101'de Allah şöyle diyor olur:
"Savaş
için araziye çıktığınızda kafirlerin size baskın yapacağını bekliyorsanız sizin
İslama, Kuran’a ve Peygambere destek vermemeniz ve Peygamberin bir
SÖYLEV irad edip sizin destek vermenizi sağlamaması caizdir… - Ve izâ
darabtum fîl ardı fe leyse aleykum cunâhun en taksurû mines SALÂTİ in hıftum en
yeftinekumullezîne keferû."(kırmızı yazılar senin)
selamlar,Hasan
Beye cevabımdır:Kıymetli Hasan abi,senin bahsettiğin ayeti bakara 239 çok güzel
tefsir ediyor. Bakara239:''Eğer korkarsanız, yaya yahut binekte iken
kılın, güvene erişince, bilmediklerinizi öğrettiği gibi Allah'ı anın.(diyanet
işleri eski meali)
Bakara239:''Eğer
(bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın.
Güvenliğe kavuşunca da, Allah’ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği
şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın).(diyanet işleri yeni
meali)
Ayetin arapçasını
dikkatlice okursanız burada zikir kelimesi
geçmektedirki bu büyük ihtimalle Kur'andır.yüce Rabbim,sahabelerin savaşta dua
ayetlerini okurken o korku veya panik psikolojisiyle ayetleri yanlış
okumamaları veya savaştaki veya korku halindeki durumlarına karşı tedbirlerini
alırken daha rahat tedbirlerini alabilmeleri için onların korunması mahiyetinde
dikkatlerinin dağılmaması için ve sağlam tedbirlerine yönelmeleri için bir
süreliğine o tehlike durumu geçene kadar dua ayetlerine ara vermelerini
istemiştir.
&nbs p; zikir
kelimesinin bir anlamıda hatırlamak anlamına geldiğine göre hatırlamakta
ezberden okunan şeylerle ilgili olduğuna göre burada ezberden okunan Kur'an
ayetleri (dua ayetleri) olması ihtimalini yükseltmektedir.en doğrusunu Allah
bilir.
Korkuya dair Allah'ın 2:239'da söylediği tek şey: eğer korkuyorsanız - Fe in hıftum. Korkulanın hangi şey olduğunu tahmin etmeye çalışırız ama kesin olarak şudur diyemeyiz. Örneğin inananlar bir savaşta bozguna uğrayıp dağılınca bu yaptıklarının yanlış olduğunu anlamış, savaş alanına dönmeye karar vermiş olabilirler. Cepheden ayrılmayan inanırlar tehlikededir; dönmeye çalışanlar "Ya geç kalırsam!" diye korkuyor. Her dakikanın değeri var. O halde devesi ya da atı olanlar salâtlarını binitlerinin üzerinde, olmayanlar yaya olarak muhafaza edecekler. Kıyam ve secde için duracak zaman yok.
Anılan korku henüz çatışma yokken düşmanın bir baskınla üzerinize çullanacak olmasıyla ilgili değil. Yoksa Allah salâtı binit üzerinde ya da yaya olarak sürdürmenizi değil salâttan kısa düşmenizi caiz kılardı, ayetler arasında çelişki olamıyacağına göre (4:82).
Allah 2:239'da "Namazdan kısa düşmeniz caizdir," demiyor; "yaya olarak ya dabinit üzerinde," diyor.
4:101'de ise korkunun nedeni açık ve net. Siz inananlar kafirlerin bir baskınla üzerinize çullanacağından korkuyorsunuz. O durumda caiz olan, salâttan kısa düşmeniz. Allah bunu nasıl yapacağınızı da 4:102’de açıklıyor: tam salâtın yalnızca "1 kıyam + 1 secde"lik birimini ikame edeceksiniz yani 2 rekat yerine 1 rekat. Kısa düşmek bu.
Salâtımızı 4:101 onaylar mı? Bu, niçin salât ettiğimize bağlı.
Sizin iddianız, cephedeki SALÂT "İslama destek vermek"tir. Şimdi 4:101’deki SALÂT kelimesinin yerine bunu koyalım ve bakalım ayetin anlamı ne oluyor.
"İslama destek vermek"ten kısa düşmeniz günah değildir – fe leyse aleykum cünahun en taksurû mines salât.
Yani kafirlerle savaşmak için arazidesiniz ve Allah size güya şöyle diyor:
Gücünüzün yalnızca yarısıyla savaşmanız günah değildir. İki okunuzun yalnızca birini atmakla yetinebilir; karşılaştığınız kafire kılıcınızı yalnızca bir kere sallayıp uzaklaşabilir ya da teslim olabilirsiniz. Dolayısıyla İslam küfre yenilir. Ama sizin günahınız yok... muş.
Bu mudur yani?
Hayır! Cephedeki o salât Allah’a sığınmadır. Her inanır bir bakıma Rabbine dilekçe sunup diyor ki: "Allah’ım! Ben geldim. Burdayım. Ölürsem şehit, kalırsam gazi olarak Sana sığınıyorum..."
Allah işte bu dilekçeden kısa düşmeniz günah değil, diyor. 2 paragraf yerine 1 paragraf, 2 rekat yerine 1 rekat. Dilekçenizi kabul edecek olan, Allah’tır. 1 paragrafı da kabul edecek; "günah değil"in anlamı bu.
Ama İslam için bütün gücünüzle savaşacaksınız. Allah "yarı gücünüzle savaşın da yenilin!" der mi ki cephedeki SALÂT İslama destek vermek ama yalnızca yarım destek vermek olsun?
Abdurrahman hocamız konuyu benimle müzakere ederken bunu asla söylemedi. Keşke ona dikkat etseydiniz.
"Bakın, Robenson Crusoe gibi ıssız bir adada yaşasaydım ihtiyacım olan bütün bilgileri şu ayetlerden öğrenirdim:"
Sevgili Hocam,gerçekten muhteşem bir örnek vermişsiniz,sizi tebrik ederim..!
Malumunuz dünyanın bir çok yerinde insanlar "İslam"a geçiyor..söylediğiniz doğru ise bu insanlar Kuranı okur okumaz rahatlıkla namaz kılabilmeli değil mi?
Ancak durum hiçte böyle değildir.Bir istisna bile yoktur.İhtida eden eğer kendi dilindeki Kuranı okumuşta müslüman olmaya karar vermiş ise anlatımdan etkilenmiş ve kendi inancındaki eksikleri görerek yön değiştirmiştir.Sonradan çevresindeki müslümanlar ona salat'ın namaz olduğunu anlatmışlar oda o an için başka çare bulamadığından onlara uymuştur.Örnek,cat stevens (Yusuf İslam)
Birde bulunduğu çevredeki müslümanlardan etkilenerek müslüman olanlar varki onlar zaten robenson crusoe pozisyonunda değiller..Kaldıki onlar bile namazlarını Kurana dayandırmazlar.eğer böyle olsaydı en azından senin gibi iki vakit iki rekat olarak kılarlardı..Böyle biri varmı çevrenizde Hocam..!!?
Selamlar..
Sevgili Dermanbeg hocam! Bu dediklerinizde yerden göğe haklısınız. Tıpkı "İslamın piyasadaki hali Allah'ın dini değil!" derken nasıl hepimiz haklı isek. Ama Allah'ın dini var, değil mi.
Sevgili hocam,yazımı ve yazınızın kısa bir alıntısını kopyaladım..bence konudan sapmışsınız..bir ingilizin elindeki çeviriye bakarak "namaz"ı çıkarması mümkünmüdür? diye sordum yanıtınız maalesef konuyla alakalı olmamış..sağlık olsun..Selamlar..
Ben bir İngiliz olsam ve elimde ASLINA SADIK bir çeviri bulunsa "namaz"ı Kuran'dan rahatlıkla çıkarırım. Allah’ın namazla ilgili sözleri öylesine ayrıntılı, açık ve nettir.
Anlatmaya çalışayım.
İnananlar Allah yolunda savaşmak için araziye çıktıklarında belirli vakit (4:103) girince Allah'a sığınma başvurusunda bulunurlar. (4:102). Cephede namaz odur.
İmam önde yer alır. İnananlar onunla dikelerek (4:102) ve Allah’a teslim olduklarını göstermek için ellerini kaldırarak (108:2) namaza başlarlar. İmam herkesin duyabileceği bir sesle (17:110) Kuran okur (20:14), örneğin ahrete ve şehid olmaya dair (3:53, 3:140, 4:104, 47:35). Sonra hep birlikte secde ederek namazı sona erdirirler (2:102).
İnananlar düşman saldırısı bekliyorlarsa namazdan kısa düşebilirler; bu caizdir (4:101) ve namazın yalnızca 1 birimlik yani "1 kıyam + 1 secde"lik en küçük miktarıdır.
*
Güven ortamında kılınan tam namaz ise (4:103) iki birimdir çünkü bir’in en küçük katı iki’dir. Matematik bu; kuşkudan arınmıştır.
Namaz cephede Allah’a sığınmak için kılındığı halde güven ortamında Allah’ın uyarılarını akıldan geçirmek için kılınır (20:14), o yüzden bir tür din eğitimidir.
İnananlar namazdan önce abdest alırlar ki hem madden hem manen temizlenip (5:6) eğitime saygılı ve duyarlı hale gelsinler. Namazdan sonra ise namazın onlara verdiği eğitimin gereğini "ayakta ve oturarak ve yanları üzerinde" kısacası her durumda yerine getirirler (4:104).
*
Gece gündüz, sabah akşam yani 24 saat kesintisiz ikame edilen salât içinse abdest gerekmez. Zaten 24 saat abdestli olunamaz. Örneğin Şuayb nebinin dini onun salâtı idi ve onu yaşamının her anında ikame etti (11:87); dinsiz anları asla olmadı ama abdestsiz anları oldu, hem de kıyamet kadar.
*
Bazı ayetlerden anlaşılan, Allah'ın elçisi güneş battıktan sonra ve güneş doğmadan önce Kuran'ı kıyamda tebliğ etti ve inananlar vahyi kâle alacaklarına dair Allah'a secde etmek suretiyle söz verdiler, genellikle Mescidi Nebevi'de.
İsrâ 78’degüneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadardenerek örneklendiği üzerenamaz inananların üzerine vakitleri belirlenerek yazılmıştır (4:103). Tam olarak gecenin gündüzün İKİ ucuna inen zülüfleri (11:114).
Yeryüzünün İstanbul gibi belli bir noktasında güneş bir günde yalnızca bir kez doğar, bir kez batar. O İKİ an gündüzün başı ve sonudur yani gündüzün İKİ ucu -tarafeyin nehâr (11:114).
Gündüzün İKİ ucunda namaz kılmak inananlara farzdır. Sabah namazı, akşam namazı. Bunların ikisi de gece namazıdır çünkü sabahın vakti "güneşin doğmasından önce"dir (11:114) ; akşamın vakti güneşin batmasından sonra (17:78).
Ben bir İngiliz olsam ve elimde ASLINA SADIK bir çeviri bulunsa "namaz"ı Kuran'dan rahatlıkla çıkarırım. Allah’ın namazla ilgili sözleri öylesine ayrıntılı, açık ve nettir"
Sn.Akçay hoca, şunu mu demek istiyorsun " evet haklısınız şu ana kadar herhangi bir ingiliz elindeki çeviriden namazı çıkaramadı ama ben ingiliz olsaydım çıkarabilirdim" tabi birde sana aslına sadık bir çeviri bulmak gerekecek ki !..bu da ayrı bir muamma...!
Değerli Hasan hocam merheba, sizi bir kaç gün burada göremeyince rahatsızlandı mı diye endişeleniyorum. Allah sağlık versin!
Değerli hocam, qasr min şey'in/ qasr an şey'in; bir şeye kısa düşmek, bir şeye kısa gelmek, bir şeye yetişememek, bir şeye güç getirememek, bir şeyle baş edememek, bir şeyi yapamamak, bir şeyi ele geçirememek, bir şeyden vazgeçmek, bir şeyi bırakmaktır mecburen, elinde olmayarak, acziyetten dolayı. Qasr minessalât da salattan kısa düşmek, salattan geri kalmak, salalata kısa gelmek, salatta bulunamamaktır. Görevli bir birlik seferde olması nedeniyle Elçi ile salattan (birliktelikten) geri , uzak düşüyor, O'nunla salatta bulunamıyor, O'nun inananlara ikame ettiği salattan geri kalmış oluyor. Salata kısa kalmak salata yetişememektir. "Ok hedeften geri düştü"; hedefe ulaşamadı demektir. Bundan, ok hedefin birazına ulaştı birazına kısa kaldı anlamı çıkarılamaz. Salattan/salata kısa kalmak, salatın eninden boyundan kısaltmak, salattan azaltmak diye anlamak doğru bir anlayış değildir.
Bir de "korkmanız" ifadesi bildiğimiz yürek korkusu anlamına almamak lazım. Buradaki "korkarsanız" ifadesi, "Allah'ın çizdiği hudutları koruyamayacağınızdan/onlara riayet edemeyeceğinizden korkarsanız", "adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız bir tane.." cümlelerindeki gibi, "bilirseniz" demektir.
Değerli Hüseyn 1975, Mescidi Haram, salat vs ile ilgili benden açıklama isteğinizi unutmadım, geniş bir zamanımda ilgili görüşlerimi özetleyeceğim mümkün olursa.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sn. Hasan AkçayYazdı.
Sevgili Dermanbeg hocam! Bu dediklerinizde yerden göğe
haklısınız. Tıpkı "İslamın piyasadaki hali Allah'ın dini değil!"
derken nasıl hepimiz haklı isek. Ama Allah'ın dini var, değil mi.
Namazın uygulamadaki hali de çakma. Ama bu, "Kuran'da
namaz yok!" deme hakkını bize vermez. Uydurulan dine rağmen indirilen
din nasıl varsa uydurulan namaza rağmen indirilen namaz öyle var.
İnananların üzerine vakitleri belirlenerek yazılmış
olan, kıyamlı-secdeli, "güneşin
sarkmasından gecenin
kararmasına kadar" örneğinde görüldüğü üzere gecenin gündüzün İKİ ucuna
bitişik saçaklarında ikame edilen namaz.
Tıpkı örneğin İran'dan Bosna'ya mal götüren TIR sürücüsüne
verien şu talimat gibi: "Türkiye'nin İKİ ucunda denetim var; hazır
ol!" Sürücü elbet yol boyunca da denetlenir ama "Yoldaki denetimler
bana yeter," deyip Gürbulak kapısını ve Edirnekapı'yı inkar edemez.
Sayın Hasan hocam,
Diyorsunuz ya namazın uygulamadaki hali çakma.Yani o çakma namazın Kur’anda tarifi yok.
Namaz yok Salat var diyen arkadaşların da görüşlerine ancak
şöyle bir ekleme ile katılabilirim. İnsanlarsabah ve akşam vakitlerinde abdest alıp , Kur’an meali okuyorlarsa
Allahın dediği vakitlerde Salat etmiş oluyorlar.Okumuyor, ama diyorlarsa ki benim yeterince
Kur’an kültürüm var. Bence yanılıyorlar.Bunun kadın erkek her müslümana farz olduğunu düşünüyorum.
Namaz , işte sabah ve akşam bu Anladığın dilde Kur’an
okuyup, Kur’an kültürüne yönelme, onu destekleme görevini , yapabilmek için
insanların bulduğu bir çözüm bence. Çünkü Kur’an da tarifi yok.Biz namazı bildiğimiz için bak şu,şu ayetleri
okuyunca namazı çağrıştırıyor diyoruz. Çağrıştırıyor. Tarif etmiyor.
O zaman kitap yok, matbaa yok. Okul yok( Halkın okula gitmesiEndüstri devriminden sonra. Ondan evvel
sadece Asilzadelerözel hocalardan
eğitim alırdı. ).İnsanlara Kur’anı nasıl anlatacaksın.İşte ezberlemişler, Farsların Zerdüşt
ibadetini almışlar ve bunun içinde insanlara okumuşlar. Bu şekline de bir şey
demiyorum. Sonuçta Arap anlıyor. OnudaHerşey Kur’an da yazmaz, Kur’anda yazanı da böyle anlamalısın diye
hadisler uydurmuşlar. Sonuçta Abbasi devrindememleketin başına geçen Fars bürokrasisi , Sasani yönetim anlayışını
uygulamış. Daha kolay yönetim olsun diye mezhepleşmeyidesteklemiş. Dini iyice devlet kontrolüne
almış ve bu uygulama bugüne kadar gelmiş.
Bizler namazdaki Kur’anı anlamıyoruz. Onun için namazdili Arapça olmayanlar için sadece bir
sembol. İçi boş bir sembol. Hatta değil Kur’ana yaklaştıran, Kur’andan
uzaklaştıran bir sembol.
Allah bizden, eğil kalk , tapınmamızı istememiş.Tamam Dua etmemizi istemiş ama şeklini göstermemiş.Allahın istediği şu.Ankebut45
Klasik çeviri:
Kitap'tan sana vahyedileni oku! Namazı/duayı yerine getir!
Çünkü namaz/dua, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki,
Allah'ın zikri/Kur'an'ı daha büyüktür! Allah, neler yaptığınızı biliyor.
Hanif Çeviri
Kitaptan sana vahyedileni oku. Ona yönel. (Ona destek ol,
okuduklarının gereğini yap). Çünkü Kur’ana yönelme(Salat) , çirkinliklerden ve kötülüklerden
alıkoyar. Elbette ki, Allahın zikri/Kur’anı daha büyüktür. Allah neler
yaptığınızı biliyor.
YüceAllahın bu Fecr
ve Işavakitlerini vererek , kitabın
okunması vaktini disipline ettiğini düşünüyorum. Tabii Kur’ana yönelme , onun
gereğini yapma sürekli olan faaliyet. Zamanla kayıtlı olan faaliyetin anlayarak
Kur’an okuma olduğunu düşünüyor ve artık böyle uyguluyorum.
Selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Bununla ilgili bir açıklamadan söz etmiştim. Açıklamayı yapan sizi onaylıyor ama "Yine de (Allah'ın değil) gramercilerin kuralı bu," diyordu. Lütfen hatırlayın. Bu çekince neleri çağrıştırır, özellikle, salâtın 1 kıyam + 1 secdelik uygulamasını anlatan 102, "Güvene kavuştuğunuzda salâtı ikame edin!" diyen 103 ile birlikte okunduğunda?
قصّرالشعرَ Kalıp II'de olup geçişli bir fiile sahiptir. Anlamı: O, saçı kısalttı; geçişsiz hale geldiğinde ise fiilimiz Kalıp I'e girer: قصُرالشعرُ. Anlamı: Saç kısa oldu.
O halde niyetiniz "Salâtı kısalttı" demek ise ifademiz kıyasen قصّرالصلاة olur (yani, benim anladığım, "من "siz. H A).Ama yine de gramercilerin kuralı bu.
Neyse. Şimdi görmezden gelelim bunu. Ama o zaman da "Salât İslama destektir," diyen sayın medeni hepten yanılır. 101: Kafirlerin size saldıracağını biliyorsanız "İslama destek"te bulunmamanız size günah değildir – fe leyse aleykum cünahun entaksurû mines salât.
Size göre ise salât Kuran dersidir, istisnasız. Tamam, 101’deki salât Kuran dersidir çünkü Elçi cephe gerisinde ikame ediyor onu. Ama 102’deki salât?
Güzel hocam, 102'deki salâtın ikame edildiği yer düşman baskını beklenen cephe. Orda ders olmaz. O can pazarında inananların ihtiyacı Allah'a sığınmak. Kıyam edip secdeye vararak işte onu yapıyorlar.
Sözün özü, namazın kıyamlı secdeli uygulaması Kuran’da var.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma