Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Fatiha sûresinin sonunda "amin" demek niyetle alakalı bir durumdur. Burada bütün öğrencilerin "amin" i eklemeleri Kur'an'a ilave anlamı taşımamalıdır.

Ancak bir kısım meallerde parentezle de olsa "amin" ilave edilmesi isabetli bir yaklaşım değildir. Zira bir meal yapıyorsanız aslında olmayan bir şeyi eklemeniz doğru olmasa gerektir. 

Ama özel hayatta yaplan duaların arkasından "ben de katılıyorum bu duaya", "onaylıyorum", "bütün bunları ben de istiyorum" demek yanlış olmamalıdır.

Bu; Kur'an'ı tahrif değildir. Kur'an'ın bize öğrettiği bir duayı yaptıktan sonra, kabulü için Allah'a havele etmektir. Bu niyetle Allah'tan istemektir...

Bu itibarla "amin" demek; dilekçenin altını imzalamaktır. Herhangi bir makama arzedilen dilekçe, eğer imzalı değilse talebin dikkate alınmadığı, usul yönünden eksik bulunduğu hukukî bir kural değil midir?

Dolayısıyla bu iki hususun biribirine karıştırlmamasının uygun olacağı kanaatini belirtmemiz yerinde olacaktır. 

selam ve dua ile...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kur'an-ı Kerim'de "amin" kelimesinin geçmediği elbette doğrudur... Ancak bu kelimenin Oxford İngilizce sözlüğün "amin" maddesinde de belirtildiği üzere, "onaylamak" anlamına geldiği bir gerçektir...

Dolayısıyla bir insanın yaptığı duanın arkasından bunu onaylayan bir söz yani; "amin" demesi, bir başka ifadeyle duasının altına "adeta imzasını atması", bunu gönülden istediğini teyid etmesi yadırganmamalıdır.

Toplu yapılan dualarda cemaatin her bir ferdinin "amin" demesi, kısaca "ben de bu duaya katılıyorum. Bu duayı ben de onaylıyorum" şeklinde niyetini ifade etmesi ve bunu "amin" kelimesi ile yapması yanlış olmasa gerektir...

Hıristiyan ve Yahûdîler de böyle yapıyorlar diye "amin" kelimesinden vazgeçmek doğru olmamalıdır... Zira Kur'an onların da "ehl-i kitap" olduğunu haber veriyor... Onlardan gelen her şeyi reddetmek, ilmî bir anlayışla bağdaştırılamaz...

Kur'an ile çelişmeyen bir takım noktalarda sırf onlardan geldi diye karşı çıkmak doğru bir tavır olarak değerlendirilebilir mi? Bu sorunun cevabını merak etmekteyim... Bu itibarla onlardan gelen her şeyi tamamen reddetmek yerine "seçici ve eleştirel olmanın" çok daha doğru olacağını düşünüyorum...

Öte yandan "amin" kelimesinin söylenmesinde esas olan; "Allah'a olan bağlılığımızı" ifade etmek değildir. Burada "AMİN" ile anlatılmak istenen; isteğimizi, duamızı onayladığımızı, altına imzamızı attığımızı, kabul edilmesini talep etmedeki samimiyetimizi vurgulamaktır. Mesele "bağlılık" olsaydı Arapça da bunu "ribat" kelimesiyle ifade edebilirdik...

Ayrıca kelimenin kökenini paganizme dayandırmak da şekilci bir yaklaşımın izdüşümlerini çağrıştırmaktadır...

Kelimeler de insanlar gibi doğar, büyür, farklı anlam kazanır, görevlerini tamamlar ve bir zaman sonra ölür giderler...  Oysa amellerin değerini belirleyen niyetlerdir. Bir kelimeye takılarak bütünü gözden kaçırmakta isabetli bir yaklaşım değildir... Tek tek ağaçlarla meşgul olurken ormanı görememek doğru olmasa gerektir...

Yani; konulara parçacı değil, bütüncül yaklaşmak gerekmektedir... Aksi takdirde bilimsellikten duygusallığa giden bir yola girmek kaçınılmaz olabilir...

selam ve dua ile....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

       Efrayim

       Sevgili bembeyaz...

       Basitbir kaç soruyla siz de bu 'amin' konusunda diğer arkadaşlara katılacağınızı umuyorum.

       SORU 1-) Allah'ın peygamberi Musa'ya ve kitabı Tevrat'a kayıtsız şartsız inanıyormuyuz biz müslümanlar ?

        CEVAP -1) ALLAH'IN PEYGAMBERLERİNE VE ONUN İNDİRDİĞİ KİTAPLARINA KAYITSIZ ŞARTSIZ İNANMAK, BİZ MÜSLÜMANLARIN İMANINDANDIR.

         SORU 2-) Tevrat'ın içinde ne yazıyorsa hepsine inanacakmıyız?

         CEVAP -2) HAYIR...

         SORU 3-) neden hayır?

         CEVAP -3) Tevrat'ta Lut peygamber ve döneminden bahseder ancak, bir bölümünde iki kızıyla cinsel ilişkisinden ve onlardan doğan çocuklarında da bahseder.

           Davut peygamber ve o dönemi anlatır ancak, peygamberin komutanının eşine göz koyduğunu, eşine sahip olabilmek için o komutanı, yenilmesi mutlak bir savaşa gönderip, ölüm haberini aldıktan sonra eşine sahip olduğu v.s abuk subuk şeylerinde Tevrat'tta var olduğu,buna karşılık doğru bilgilerin de var olduğu bir gerçek.

           SORU 4-) O ZAMAN BU TEVRAT'IN İÇİNDE YAZILANLARDAN HANGİLERİNE İNANACAĞIZ?

             CEVAP -4) KURAN-I KERİM'DE YER ALDİĞİ KADARIYLA TEVRAT'IN İÇİNDEKİLERİNE İNANACAĞIZ.

              SORU -5) O ZAMAN EFRAYİM, HAVVA, HABİL, KABİL, AMİN,VAİZ, SELA. TÜM BU TERİMLERE İNANMAMAMIZ GEREKİYOR. TEVRAT'TA GEÇEN AMA  KURAN-I KERİM'DE YER ALMAYAN TERİMLER BUNLAR?

               CEVAP -5) EVET DOĞRU.

               SORU -6) tevrat öğrenmediğimize göre,TEVRAT'TA GEÇEN AMA  KURAN-I KERİM'DE YER ALMAYAN;EFRAYİM, HAVVA, HABİL, KABİL, AMİN,VAİZ, SELA. TÜM BU TERİMLER,HANGİ KAYNAĞA DAYANARAK  BİZ MÜSLÜMANLARA  ÖĞRETİLDİ, ÖĞRETEN KİMLER?

                CEVAP -6) tekrar düşünmeniz dileği ile,

                  Sevgi ile,  

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

şekilci bir bakış acısının geldiği acı sonuç işte bu...

lafza takılıp kalmak, ama öze inememek işte bu....

tevratta yer alan bazı kelimelere takılıp kalmak işte bu...

bunları bırakın da,

 siz "amin" konusunda yukarıda getirdiğimiz yaklaşımın içeriğini, maksadını anlamını, ruhunu kavramaya bakın..

eğer bir yanlışlık varsa getirin onu tartışalım...

evet amin demek "onay" demektir... "imzamı ben de atarım" demektir...

sevgi ile...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bir insanın yaptığı duanın arkasından bunu onaylayan bir söz

 yani; "amin" demesi, bir başka ifadeyle duasının altına "adeta imzasını atması",

bunu gönülden istediğini teyid etmesi yadırganmamalıdır.

Toplu yapılan dualarda cemaatin her bir ferdinin "amin" demesi,

kısaca "ben de bu duaya katılıyorum. Bu duayı ben de onaylıyorum"

şeklinde niyetini ifade etmesi ve bunu "amin" kelimesi ile yapması yanlış olmasa gerektir...

Hıristiyan ve Yahûdîler de böyle yapıyorlar diye "amin" kelimesinden vazgeçmek doğru değidlir...

 Zira Kur'an onların da "ehl-i kitap" olduğunu haber veriyor... Onlardan gelen her şeyi reddetmek veya kabul etmek ilmî bir anlayışla bağdaştırılamaz...

selametle...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bu topici açan radyoman kimdir...?

acaba kimler kullandı bu adamı??

ve bunları yazarken ki amacı neydi??

müslümanlar akıllı olmalılar...

her duyduklarına inanmamalı, sorgulamalılar... diye düşünürüm...

daha bu adam gibi, başkalarının da bu siteyi kötü emellerine alet etme ihtimali var mıdır??

bence vardır.. ve olabilir...

agah olmak iyidir.. hem de her zaman...

şurayı bir okuyunuz bakalım....

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=5304&PN= 1

http://www.network54.com/Forum/251643/thread/1167404470/last -1173317395/Hans+Von+Aiberg++Sahte+profes%F6rden+sahtekarl%F Dk+itiraf%FD

dikkatli olmak lazım dikkatliii..

kimler ne amaçla neler yazıyorlar iyi bakmak lazım......

selam ve dua ile....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

             Efrayim

              Sevgili bembeyaz.

              Şekilci bir bakış acısının geldiği acı sonuç işte bu...

lafza takılıp kalmak, ama öze inememek işte bu....

tevratta yer alan bazı kelimelere takılıp kalmak işte bu...

bunları bırakın da,DEMİŞSİNİZ.

                 Kuran-ı kerm'in takılmadıği ama bizim takıldığımız tevrat'ta yer alan kelimelerle ki amin bunlardandır,Allah'a sığınmak, iki eksi kutup gibi birbirini iter.

                   Aminin diğer bir anlamı da tanrıdır, başka bir anlamı da şeytandır. Siz ona 'kabul et' manasını yüklemeniz, kuranın 'ruh'una uygun görmeniz gerçeği değiştirmez.

                     Şu bölümü tekrar ediyorum:

                     tevrat öğrenmediğimize göre,TEVRAT'TA GEÇEN AMA  KURAN-I KERİM'DE YER ALMAYAN;EFRAYİM, HAVVA, HABİL, KABİL, AMİN,VAİZ, SELA. TÜM BU TERİMLER,HANGİ KAYNAĞA DAYANARAK  BİZ MÜSLÜMANLARA  ÖĞRETİLDİ, ÖĞRETEN KİMLER?

                      tekrar düşünmeniz dileği ile,

                      Sevgi ile,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Yunus 10. Onların oradaki duası: "Allah'ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!" (sözleridir). Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri ise "selam" dır. Onların dualarının sonu da şudur: Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

gerçek haniflerden olabilmeniz ümidiyle...

bu da o kadar kolay olmasa gerek...

ciddi çaba gerekiyor sanırım...

tutuklu değilse cevap versin, aklasın kendini...

iddialar bana ait değil... http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=1674&PN= 2

selam ve dua ile....

ayrıca amin kelimesinin anlamı için oxford sözlüğü bakınız... yeterince yazdım zaten....