HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Fetva Çıktı: Sigara İçmek Haram ! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

 Savaş1 yazdı:

 "Dinsel kurallar - sınırlar ayrıdır , tabiatın da kendine has kurallar, sınırları vardır. Haram dinsel bir yasaktır, trafik ışıkları ise doğanın kuralı- yasağıdır....."

    Tamam işte savaş kardeş.Diyeceğim şu:tabiattaki ayetler de bana yasaklar getiriyor,öyleyse ben Allaha teslim olmuş bir kul olarak bu yasakları da kaale alacağımki,fıtratıma uygun yaratılmış olan evrenle uyum içinde yaşayayım.

   Allah beni evrenle uyum içinde yaşayayım diye yarattığı halde şu anki teknoloji bizi evrene ve fıtratımıza yabancılaştırdı.

     Bu nedenle kısaca " ben teknolojiye ne kadar az teslim olursam tabiata dolayısıyla Allaha o kadar yakın olacağım,teknolojiye ne kadar çok bağımlı olursam o kadar Allahtan uzak olacağım.

   İsterseniz tartışmayı bu son cümlem üzerinden sürdürelim, ne dersiniz?



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 
Deli_Veli
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 03 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 33
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Deli_Veli

pis   olan  her şey  haram  değilmi ?

ARAF:157. Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
 SİGARA  TEMİZMİ ?



__________________
Allah hakkında yalan uyduranlar asla felah bulamazlar
Yukarı dön Göster Deli_Veli's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Deli_Veli
 
Suzi
Ozel Grup
Ozel Grup
Simge

Katılma Tarihi: 28 mart 2006
Yer: United States
Gönderilenler: 150
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Suzi

Deli_Veli Yazdı:

pis   olan  her şey  haram  değilmi ?

......

[016.115] [DV] (Allah) size, sadece ölü hayvanı kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir

[016.116] [DV] Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.

Yukarı dön Göster Suzi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Suzi
 
ABCDF
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 412
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ABCDF

Abdullah16 Yazdı:

 ...     Bu nedenle kısaca " ben teknolojiye ne kadar az teslim olursam tabiata dolayısıyla Allaha o kadar yakın olacağım,teknolojiye ne kadar çok bağımlı olursam o kadar Allahtan uzak olacağım.

   İsterseniz tartışmayı bu son cümlem üzerinden sürdürelim, ne dersiniz?

 

Selam Abdullah16,

Sizin dediğiniz gibi bir genelleme yapmayı uygun bulmuyorum. Verilen örneklere göre bu durum değişir.

Örnek: Evime bilgisayar almakla, adsl almakla bu siteye girmekle teknolojiyi kullanıyorum ve Allah adına güzel işler yapıyorum.

Teknolojinin insanı Allah tan uzaklaştırdığı konusunda aklıma bir örnek gelmedi... bu konuda sizin ne demek istediğinizi tam anlayamadım belkide..

insanın teknolojiyi nasıl kullandığı daha önemli değil mi..

Yukarı dön Göster ABCDF's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ABCDF
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

selam

incelemeden ezbere konulan hükümler yapılan
mücadeleyide etkisiz hale getiriyor.

çok uzun yıllar kullanan birisi olarak sigaranın
kötülüğü fıtrata aykırı yaşam şekli oluşturmasından
kaynaklanıyor. insan olmaktan çıkıyorsunuz.

çok uçuk bir örnekle diyebilirimki her gün yirmi, otuz
veya kırk kez bir gün geçerken gördüğünüz sizi çok
duygulandıran bir resmin basılı olduğu bir gazeteyi
bir daha görebilirmiyim acaba diyerek kaldırım
taşlarını sayarak aynı büfeye gitmeye, ve aynı
gazetede baştan aşağı aynı resmi aramaya
benzediği için kötüdür sigara içmek.

yada

her gün on yirmi otuz veya kırk kez konyanın ana
caddesine bakan ofisinizin penceresine gidip yolun
öbür tarafına bir geminin hangi şartlarda
yanaşabileceğine kafa yormanın dayanılmaz
cazibesi ve hesaplarını yapmak için vakit açmaya
yaradığı için kötüdür sigara içmek.

siz eğer insanın vücudunda sigaradan başka
endorfin salgılatacak bir hoşluk meydana getirecek
bir toplumsal düzen kuramamaşsanız.

yada normalde kişide gemi görmek için deniz
kenarına gitmek yerine bulunduğu şehre deniz
getirme ihtiyacını doğuran sebebi araştırmassanız

anlamadığınız herşeyi haram ilan ederek sadece
cehennemi olan allah anlatırsınız ki karşınızdakinin
nefes alabilmek için sigaradan başka çaresi kalmaz.
halbuki sigarada nefes açmaz.

yoksa işte sağlığa aykırılığı, kokusu, çevre kırliliğine
israfa vb. sebeplere dayalı çok daha feci örnekler
verebilirim helal sayılan pek çok şeye. örneğin nasıl
helal sayıyorsunuz verdiğiniz parayı kömür işçilerine,
sağlığa zararlı olduğundan haram saydığınız sigarayı
anlatırken berikilere?

sigara o kadar kötüdür ki hayalinizda yalancı bir
cennet kurar size, hiç çıkmak istemessiniz
etrafınızdan baskı geldikçe. farkettiğinizde o kadar
geç olabilirki değiştiremeyebilirsiniz size biçtiği
yaşam şeklinide. biliyormusunuz bırakılamayan
nikotin ihtiyacı falan değil. sigara içerken yaşadığınız
seremonileri, duyguyu, hayalleri, terkedememek
legal tembelliği...

yaşınız gereği değildir aslında koşamamak, sigara
içtiğinizden kırda ağır oturaklı adam olmak. sizden
geçmemiştir aslında top oynamak, gençlerle güreş
tutmak, pinpon oynamak. sigara içme ihtiyacını
ortadan kaldıracak.... tek engel sigarayla hayatınızı
paylaşmak.

burada bir arkadaşımızın bir soruma cevabı vesile
oldu bırakmama. rab edinmenin ne demek
olduğunu arıyordum. yani ne yapayım bırakamıyorum
derken meğer sigarayı rab edinebiliyormuşum.

tam otuz yıl ramazan dahil günde iki paket içtim.
bugün 50 gün oldu artık içmiyorum. sebeb olanlar
sağolsun.

belki başka birine faydası olur diye yazıyorum...

yani içen arkadaşlarada çokmu ağır oldu
bilmiyorum...
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
Abdullah16
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 21 eylul 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 727
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Abdullah16

  İman yazdı:

 "çok uzun yıllar kullanan birisi olarak sigaranın
kötülüğü fıtrata aykırı yaşam şekli oluşturmasından
kaynaklanıyor. insan olmaktan çıkıyorsunuz."Embarrassed

   İşte güzel bir tespit.Günlük hayatımızda bizim fıtratımıza aykırı olan herşey,İmanın tabiriyle mushafa da aykırıdır.

    Teknolojiyi nasıl kullandığımız sorusu da aslında tuzak bir sorudur.Benim saatlerce hayr ve hasenat yapıyorum diye bilgisayarın başından kalkmamam,övünülmesi değil,tartışılması gereken bir konudur.

    İnsan iyiliği öncelikle kendisine ve çevresine yapmalıdır,yan taraftaki komşum benden somut bir iyilik görmemişse,benim neredeyse iskeletimle birlikte varolacak kadar bütünleştiğim bilgisayar beni asla cennete götürecek bir alet değildir .

   Bunu izale etmenin yolu ise herşeyi denge noktasında tutabilmek ve aşırılıklardan arınmış bir toplum olarak fıtratı kaim etmekle olur vesselam.



__________________
''Eğer biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik,kesinlikle onun,Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün..''Haşr:21
Yukarı dön Göster Abdullah16's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Abdullah16
 
savas1
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 261
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savas1

Abdullah16 Yazdı:

  İman yazdı:

 "çok uzun yıllar kullanan birisi olarak sigaranın
kötülüğü fıtrata aykırı yaşam şekli oluşturmasından
kaynaklanıyor. insan olmaktan çıkıyorsunuz."Embarrassed

   İşte güzel bir tespit.Günlük hayatımızda bizim fıtratımıza aykırı olan herşey,İmanın tabiriyle mushafa da aykırıdır.

    Teknolojiyi nasıl kullandığımız sorusu da aslında tuzak bir sorudur.Benim saatlerce hayr ve hasenat yapıyorum diye bilgisayarın başından kalkmamam,övünülmesi değil,tartışılması gereken bir konudur.

    İnsan iyiliği öncelikle kendisine ve çevresine yapmalıdır,yan taraftaki komşum benden somut bir iyilik görmemişse,benim neredeyse iskeletimle birlikte varolacak kadar bütünleştiğim bilgisayar beni asla cennete götürecek bir alet değildir .

   Bunu izale etmenin yolu ise herşeyi denge noktasında tutabilmek ve aşırılıklardan arınmış bir toplum olarak fıtratı kaim etmekle olur vesselam.

selam

- Dinsel yasaklar ayrı, tabiattaki yasaklar ayrıdır

- Dinsel yasakları çiğnemek, bize affedilmeyeck bir sonuç getirebilir, tabiat yasakları- zararları bu kadar hayati değildir

- Domuz etinden az bir miktar dahi yemek kişiye mutlak zarar verir mesela, ama siz kızartmadan az bir miktar almakla zarar görmezsiniz, kızartma zararlıdır diye de buna haram diyemeyiz.

- İnternet, bilgisayar gibi teknolojik gereçleri, bize sağlayan gene Allahtır, böylelikle işlerimizi kolaylaştırmıştır, dünyanın öbür ucundaki kişilere rahatlıkla ulaşabiliriz,bunu suistimal etmek yada etmemek gene kişinin elindedir

- Sizin bilgisayar başından saatlerce kalkmamanız, haram- yasak yada günah değildir, ancak doğru bir davranış da değildir, bu kendinize verdiğiniz zarardır, ama kişinin hatasını bilmesi ve buna rağmen kendini kontrol edememesi de bir samimiyet sorunudur

- Konu dinsel hükümlerse , kişi buna asla ekleme yada çıkarma yapamaz, değiştiremez, çünkü ilahi kanunlardır

- Doğa kuralları zamana-mekana-kişiye göre değişiklik arz edebilir

- Bundan dolayı dinsel hükümleri sadece Kuranda yazdığı gibi uygulamalıyız, ekleme çıkarmak yapmamalıyız. Zira bu affedilmeyeck bir suçtur, ortak etmektir

16/116. Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal buna haram demeyin. Çünkü Tanrı'ya karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Tanrı'ya karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.

saygı ile...

 

 

Yukarı dön Göster savas1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savas1
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

selam savaş1 kırmızılar senin yazın

- Dinsel yasaklar ayrı, tabiattaki
yasaklar ayrıdır,
- Dinsel yasakları çiğnemek, bize affedilmeyeck bir
sonuç getirebilir, tabiat yasakları- zararları bu kadar
hayati değildir,


kardeş mushafı kurandan ayırmaya çalışmayın ya.
yok böyle bişi.

- Domuz etinden az bir miktar dahi
yemek kişiye mutlak zarar verir mesela, ama siz
kızartmadan az bir miktar almakla zarar görmezsiniz,
kızartma zararlıdır diye de buna haram diyemeyiz.

kızartmayla domuz etindeki ayrımn anlatmak
istediğini vermiyor. anlayış zorluğuna yol açıyor.
ozaman bir kuran bir mushaf bir savaş1 gerekiyor.


- İnternet, bilgisayar gibi teknolojik
gereçleri, bize sağlayan gene Allahtır, böylelikle
işlerimizi kolaylaştırmıştır, dünyanın öbür ucundaki
kişilere rahatlıkla ulaşabiliriz,bunu suistimal etmek
yada etmemek gene kişinin elindedir

- Sizin bilgisayar başından saatlerce kalkmamanız,
haram- yasak yada günah değildir, ancak doğru bir
davranış da değildir, bu kendinize verdiğiniz zarardır,
ama kişinin hatasını bilmesi ve buna rağmen
kendini kontrol edememesi de bir samimiyet
sorunudur,


sadece suistimal edip etmemek değil insanın elinde
olan şeyler de şaibeli. hem teknolojiyi allaha
bağlayıp hem, kullanımını insanın insiyatifini nasıl
vereceksiniz gibi. (Kader bahsi buranın konusu
değil.


- Konu dinsel hükümlerse , kişi buna
asla ekleme yada çıkarma yapamaz, değiştiremez,
çünkü ilahi kanunlardır
- Doğa kuralları zamana-mekana-kişiye göre
değişiklik arz edebilir,


bu iki madde acayip çelişkili olduğu gibi ikinci
madde tamamen kurana mushafa aykırı.

- Bundan dolayı dinsel hükümleri
sadece Kuranda yazdığı gibi uygulamalıyız, ekleme
çıkarmak yapmamalıyız. Zira bu affedilmeyeck bir
suçtur, ortak etmektir,


bu maddeyi de yukardaki görüşünü düzelttikten
sonra yazarsan, aşağıdaki ayetin kapsamından
kurtulursun.

16/116. Dillerinizin yalan yere
nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal buna haram
demeyin. Çünkü Tanrı'ya karşı yalan uydurmuş
olursunuz. Şüphesiz Tanrı'ya karşı yalan uyduranlar
kurtuluşa ermezler.


sevgyle...
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Selamün Aleyküm Dostlar!

Alperen yazdı:

PROF. HAYRETTİN KARAMAN - Sigara, 3 sebepten dolayı dinen haramdır

Üç sebepten dolayı sigara tiryakiliği ve sigara dinen haramdır. Birinci olarak sağlığa zararlıdır. İkincisi çevreye ve insanlara zarar vermektedir. Şeran boşa para vermek israftır. Sigaraya verilen ise boşa verilmenin yanında sağlığa zarar veren bir şeye verilmesinden dolayı israftır. Bunlar tek başlarına bile haramken üçü bir arada olduğunda sigaraya ve tiryakiliğine haram hükmü verilir. Geçmişte İslam alimlerinin bir kısmı sigaraya mekruh veya mubah hükmünü vermeleri tamamen bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Tıbbi tahliller ortada yokken zararının bu kadar tehlikeli olduğu bilinmezken mubah veya mekruh hükmü verilmiştir.

Abdullah 16 yazdı:

Selam Alperen,

 H.karaman'ın başka sebeblerden dolayı haram kıldığı bu sigara fetvasını ben de Kuranın necis olarak nitelediği varlıklar kategorisine girmesi açısından destekliyorum.

 

    Bizim görevimiz: Halis din ve Hanif Müslümanlıktır. Başkaca hiçbir görevimiz yoktur.

Bizler “Peygamber Efendimizin”  izinden gidiyoruz.. O ne yaptıysa biz de onu yapıyoruz. O, hep vahye uyardı. Kur’an dışı bir davranışta bulunmazdı. O’nun, dine bir kural ekleme ve dindeki bir kuralı çıkarma diye bir yetkisi de yoktu.

   Yüce Allah;

      Hakka 44-46 da:

    “Eğer bazı lâfları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,”

    “Yemin olsun ondan sağ elini koparırdık.”

    “Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.”

 

diyerek  bunu Kur’an’da açıkça bildirmektedir!

Bu nedenle bu tür-haram kılma- gibi konulara  iyice dikkat etmek zorundayız.Peygambere bile teşri yetkisi vermek O’nu Allah’a ortak etmek olur ki bu da düpedüz şirktir, dini bozmaktır. Allah korusun!

 Din saf olmalı ve saf olarak yaşanmalıdır.

Allah’tan başkasının dahlinin olduğu dinler bozulmuş demektir.

İslam Dini’nin başına dert olanlar nelerdir dersiniz?

Turan Dursunlara  “Din Bu” ‘yu ;

İlhan Arsellere “Şeriat ve Kadın”gibi kitapları yazdıranlar nelerdir dersiniz?

Kur’an’a aykırı olarak:

 Resulüllah’ın sünneti diye uygulanan “recm” olayı;

  Halife Ömer’in sünneti (üç boşanma hakkı bir kerede kullanılır)  diye uygulanan boşanma olayı ve sonucu olarak gelen hülle vb. olaylar…

Değerli Kardeşlerim!

 Kur’ân’ın “la raybe fihi” niteliğini kavrayamayan ilahiyatçı, tefsirci sözde ülema, 750 civarında âyet hakkında çelişki, uyumsuzluk olduğunu ileri sürerek, bu olumsuzlukları “Nesh” kurallarıyla çözmeye çalışmışlardır.

Nesh konusunun bölümlerinden bir tanesi : Ki, bunu yazmaktan bile Rabbime sığınırım,  Kur’ân’da lafzı neshedilmiş ama hükmü baki kalmış âyetlerin varlığıdır.” Bu ve buna benzer olanlarla, Kur’an’da olmayan sayılamayacak kadar şey haram kılınmıştır.

Alemlerin Rabbi olan Allah’ım:

Nahl 115:  (Allah) size, sadece ölü hayvanı kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilen hayvanı haram kıldı. Ancak kim mecbur kalırsa (başkalarının haklarına) saldırmaksızın, sınırı da aşmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir

Maide 3: Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesmemişseniz, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları- dikili taşlar üzerine boğazlananlar ile fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugün, inkar edenler sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim. Açlıktan darda kalan, günaha kaymaksızın yiyebilir. Doğrusu Allah Bağışlayan'dır, merhametli olandır.

Nahl116:” Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helâldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.”

Yunus 59:” De ki: Allah’ın size indirdiği rızıktan bir kısmını helâl, bir kısmını da haram bulmanıza ne dersiniz? De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”

Dediği halde “ Sıgara haramdır” hükmü nasıl verilebiliyor?

Bu hükmü veren kişinin fetvasına nasıl katılınabiliyor?

 Böyle bir kapı açıldığında sonuç nerelere varır?

 Bu tür fetvalar  değil midir? Şeriat yasalarının uygulandığı ülkelerde namaz kılmayanları bile cezalandıran.

Rabbim böylesi yanılgılardan bizleri saklasın. Farkında olmadan yaparsak da cümlemize tevbe nasip eylesin inşaallah.

     Değerli Kardeşlerim!

 

     Din, peygamberimizin elçiliğiyle gelmiştir. Elçi, kendisini elçi olarak gönderen otoritenin mesajını alır ve kendinden hiç bir şey katmadan iletmesi gereken yere iletir. Mesajın sahibi ve sorumlusu, getiren elçi değil mesajı yollayandır.

     Kur’an apaçık ve detaylı bir kitaptır. Onun tefsire, açıklamaya ihtiyacı yoktur. Kur’an’ı kim okuduysa, dinlediyse hepsi de anlamıştır. Peygamber Efendimizin Allah’ın vahyettikleri dışında söylediklerinin, “Saf Din”e karıştırılmasının önüne geçmek için hem peygamberimiz hem de sahabe ileri derecede özen göstermişlerdir.

Sahabenin soruları hep: “Ya Rasülüllah, bu vahy midir yoksa sizin görüşünüz müdür?” şeklinde olmuştur.

     Kur’an’da yer alan konularda içtihat yapılamaz, kimse farklı farklı görüş açıklayamaz. İçtihat, Kur’an’da var olmayan, güncel hayatta karşılaşılan muameleler için yapılabilir. İnançta içtihat olmaz. Çünkü şek üzerine yakin bina edilemez

Çevremizde din adı ile yaşananları incelediğimizde , inanç ve amellerin bir çoğunun Allah tarafından belirlenmediğini, başkaları tarafından belirlendiğini rahatça görebiliyoruz ve  anlayabiliyoruz. Bizleri bu sitede yazmaya iten nedenler de bunlar değil mi?

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dost1

Değerli Kardeşlerim!

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah:

Asr (Çağ) Suresinde:

  

   1 – “Asra ant olsun ki,”

   2-3-“İman eden, salihat işleyen, hakkı tavsiyeleşen ve sabrı tavsiyeleşenlerin haricindeki tüm insanlar kesinlikle tam bir hüsran/kayıp-zarar içindedir.”

    Bu ayette, insanların hüsran (kayıp-zarar) içinde kalmamasını sağlayacak özelliklerin neler olduğu açıklanmış (iman etmek, salihat işlemek, hakkı tavsiyeleşmek ve sabrı tavsiyeleşmek) ve bu özelliklere sahip olan insanların, ikinci ayette belirtilen felâketten istisna edilecekleri bildirilmiştir

             “Islah” sözcüğünden türemiş olan “salihat”; düzeltmek demektir. “Salihat işlemek” ise; bozuk olan şeyi düzeltmek, düzelticilik yapmak, düzeltmeye yönelik işler yapmak anlamlarına gelir.

             Kur`an, bozuklukları düzeltme faaliyetinde bulunanları tek kelime ile ifade etmiş ve bu kimseleri “muslih” olarak isimlendirmiştir (Bakara; 11, 220 ,  A`râf; 56, 85, 170 ,  Hud; 117 ve Kasas; 19).

             Diğer taraftan da Kur`an; bu ayette geçen “hakkı ve sabrı tavsiyeleşme”, Bakara suresinin 277. ayetinde geçen “namaz kılma ve zekât verme”, Hud suresinin 23. ayetinde geçen “edep ve gönülden Allah`a boyun eğme” kavramlarını, aynı ayet içinde ayrı ayrı zikretmek suretiyle, “salihat”tan ayırmıştır. Yani, “hakkı ve sabrı tavsiyeleşme”, “namaz kılma ve zekât verme”, “edep ve gönülden Allah`a boyun eğme” gibi hasenat, Kur`an`a göre “salihat”tan sayılmamaktadır.

             Kur`an`daki bu hususlar dikkate alınarak “salihat” konusunda şunları söylemek mümkündür: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek salihat işlemek değildir. Ama öğüt verme yolu ile namaz kılmayanı namaz kılar hale getirmek, zekât vermeyeni zekât verir hale getirmek, oruç tutmayanı da oruç tutar hale getirmek, salihat işlemektir. Bu kavramı toplumsal boyuta taşıdığımızda ise; bulunduğumuz zaman ve zeminde adlî, idarî, siyasî, iktisadî … alanlarda her türlü bozukluğun düzeltilmesi için gösterilecek çaba, yapılacak uygulama, salihat işlemektir.

             Bu konuda, “dışa yansımayan işler” demek olan hasenat ile salihat arasındaki fark iyi anlaşılmalıdır. Rabbimiz de bu iki konu arasındaki farkı; her bir haseneye on karşılık verirken (En`âm 160), salihat karşılığında cenneti vadetmek suretiyle çok açık bir şekilde belirlemiştir (Bakara; 25, 82, Nisa; 57, 122, 124; Hud; 23, İbrahim; 23, Kehf; 107 ve daha birçok ayet).

 

             Hakkı tavsiyeleşmek:

 

             İsim, mastar ve sıfat olarak kullanıldığında değişik manalar alan ve Kur`an`da toplam 285 kez yer alan “Hakk” sözcüğünün asıl manası; “uygunluk ve denk gelme” demektir.

             “Hakk”; aklın inkâr edemeyeceği derecede gerçek ve değişmez olandır, doğrudur, isabetlidir, maksada uygundur, arzu edilene denk düşendir.

             Her an ve her yerde gerçek ve değişmez olarak bulunan Allah, gerçek Hakk`dır. O`ndan gelen vahyler de “hakk”tır. O`nun gönderdiği peygamberler de “hakk”tır. O`nun gönderdiği din (İslâm), dinin bütün hükümleri (Kur`an) ve dinin haberleri (Kur`an`daki haberler, ölüm, kıyamet, mahşer, cennet, cehennem…) de “hakk”tır.

             “Hakk” kavramının, “Allah`ın hakkı”, “insanların hakkı”, veya “Allah`ın ve insanların müşterek hakkı” gibi bizzat Rabbimiz tarafından belirlenmiş değişik şekilleri de vardır. Ancak bu ayette geçen “hakk”, kavramın iman boyutu ile alâkalıdır.

             “Hakkın tavsiyeleşilmesi” deyimi, kavramın toplumsal boyutta da ele alınması gerektiğini, yani kişileri ilgilendirdiği kadar toplumu da ilgilendirdiğini ifade etmektedir. Toplumsal açıdan ele alındığında ise bu deyim, müminlerden oluşan toplumun sürekli bir duyarlılıkla, hakka karşı batılın yayılmasına seyirci kalmaması anlamına gelir. Batıl; hakka göre, temelsiz, boş, gerçek olmayan, uymayan, geçersiz demektir. Yani toplumdaki her fert, hakkı, doğruluğu, adaleti sadece kendisi yerine getirmekle kalmamalı, aynı zamanda bunu başkalarına da tavsiye etmelidir. Bu tavsiye bir zorunluluktur. Çünkü hakka sarılmak zordur; nefsin arzuları, menfaatler, azgınların zulmü, zalimlerin adaletsizliği, kendisine batılı örnek almış insanların baskısı, cehalet gibi bir çok husus, hakka sarılmaya engel teşkil etmektedir.

             Allah`ın emirlerini yerine getirmek ve koyduğu yasaklardan kaçınmakla birinci derecede kendi nefsinden sorumlu olan Müslüman, bu ayetle, “neme lâzımcılık” ruhunu, “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” zihniyetini terk etmeye çağırılmaktadır.

             Müslüman, başta aile fertleri olmak üzere çevresindeki diğer insanlar arasında da hakkın uygulanması ve batılın engellenmesi için var gücü ile çalışacaktır. İnsanlar hakkı birbirlerine tavsiye edecekler, hatırlatacaklar ve birbirlerini bu yolda teşvik edeceklerdir. Böylece gaye ve hedef birliği sağlanacak, bireylerin akıllarına, her türlü koşulda sorumlulukta ortak olunduğu bilinci yerleşecektir. Bu davranışların yaygınlaşması sonucunda kişisel gayretler birleşip toplumsal gayrete dönüşecek, bu davranışlarda bulunan bireylerden oluşan toplum da her alanda güçlü hâle gelecektir. Zaten hakkın kendisi olan dinimiz de bizlerden; birbirine bağlı, birbirini destekleyen, birbiriyle yardımlaşan ve birbirine doğru tavsiyelerde bulunan bir toplum olmamızı istemektedir. Eğer bir toplumda bu ruh yoksa, o toplum hüsrandan/ zarardan kurtulamaz. Çünkü bir toplumu, ahlâkî düşüş ve çöküşten korumak ancak bu şekilde mümkündür.

 

             Müslümanların birbirlerine hakkı tavsiye etmeleri bir zarurettir. Hakkı tavsiye etmek demek; hakkı her zaman başkalarına hatırlatmak, başkalarını hakka uygun davranmaları için teşvik etmek, hakka uygunluğu toplumda ortak amaç hâline getirmek demektir. Hakkı birbirine tavsiye eden bireylerden oluşmuş bir toplum, ortak sorumluluk bilinci gelişmiş bir toplum olduğundan, pek çok sorununu bu sayede aşmış bir toplumdur. Çünkü toplumdaki her birey bilir ve görür ki, hakkın bekçisi sadece kendisi değildir. Böyle bir toplumda kişisel amaçlar birleşerek hakkı yaşamak ve yaşatmak hedefine yönelmiştir. Bireyler, böyle bir toplumun mensubu oldukları için asla mahcup olmazlar, aksine kıvanç duyarlar. Hakkın kendisi olan bu din (İslâm) de zaten, birbirine bağlı, birbirini destekleyen, birbiriyle yardımlaşan ve birbirine tavsiyelerde bulunan bireylerin bekçiliği altında yaşanabilir.

 

             Bu ayetler aslında dehşetli bir tehdidi işaret etmektedir. Bu tehdit, tüm insanlığın önerilenler yapılmazsa hüsrana (kayba-zarara) uğrayacağıdır. Ama Rabbimiz, bizi tehdit ettiği felâketten nasıl kurtulabileceğimizi de göstermiş ve hakkı tavsiyeleşmemizi önermiştir.

             Son olarak, bu konuda şu husus asla akıllardan çıkarılmamalıdır: Kişisel olarak “hakk” üzerinde bulunanlar, toplumun bozulmasına seyirci kalmaları hâlinde, kendileri de “hakk” üzerinde kalamazlar, hüsrandan (zarardan) kurtulamazlar.

 

             Sabrı tavsiyeleşmek:

 

             “Sabr” en geniş anlamıyla; aklın ve dinin gösterdiği yolda azimle yapılan mücadele demektir. Yapılan haksızlıklara “katlanmak”, “ses çıkarmamak” gibi kavramlarla taban tabana zıt bir kavramdır.

             Bu konuda gözden kaçırılmaması gereken en önemli nokta, sabrın kesinlikle bir atalet değil, bir hareketlilik içerdiği noktasıdır. Miskin miskin oturarak payına düşen rezillikleri “kader böyle imiş, tahammül etmeli” mantığıyla kabullenmek; M.Akif ERSOY’un da çok yerinde olarak saptadığı gibi asla Kur`an`da geçen “sabr” sözcüğü ile açıklanamaz:

             “Aman yarabbi! Kur’an ne söylüyor biz ne anlıyoruz. `Sabır`; `katlanmak` değil, `göğüs germek` demektir. Neye göğüs germek? Evet, sonunda katlanılamayacak acılara katlanma ıstırabına mahkûm olmamak için, önceden her türlü şedaide (sertliklere, çetinliklere), her türlü mezalime (zulümlere), mertçesine, insancasına göğüs germek. Fedakârlıkların semtine uğramayarak, miskin miskin oturmak, sonra da hissesine düşecek rüsvaylığı (rezilliği, kepazeliği) `kader böyle imiş, tahammül etmeli` diye hazıma (sindirmeye) çalışmak, hiçbir zaman `sabır` sözcüğü ile telif olunamaz (bağdaştırılamaz).” (Doç. Dr. Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Nuran Abdülkadiroğlu,, Mehmet Akif`in Kur`an-ı Kerim`i Tefsiri, Mev`ıza ve Hutbeleri, Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları)

 

             Gerçekten de Kur`an “sabr” sözcüğü ile katlanmayı değil, göğüs germeyi kastetmektedir. Göğüs germek ise, içinde bulunulan zorlukların verdiği acılara katlanmak ama aynı zamanda o zorluğu yenmek için onunla mücadele etmek demektir. Dolayısıyla “sabr” sözcüğü, tam bir aktivite, tam bir canlılık ihtiva etmektedir.

Sabrın tavsiyeleşilmesi; azgınlıklarla, haksızlıklarla, karanlıklarla karşılaşan herkesin, bunlarla mücadele edebilmesini sağlamak için desteklenmesi, yüreklendirilmesi anlamındadır. Hakkın tavsiyeleşilmesi bahsinde söylediğimiz gibi, insanın hüsrandan/ zarardan kurtulabilmesi için kişisel çabası yeterli olmamakta, toplum olarak birlikte hareket edilmesi, yardımlaşılması gerekmektedir. İşte bu birlikteliğin sağlanması için Kur`an “teşvikleşme” tabirini kullanmıştır. Kur`an`da bu tabirin kullanılması, ayrıca dikkate değer bir noktadır. Çünkü tarihî gerçekler ve toplum bilimi bize göstermiştir ki, toplumsal birliktelik emir ve yasaklarla sağlanamaz. Ama tavsiye, hatırlatma, teşvik ise; aynı amaçta oluşun bir göstergesi ve sorumluluğun paylaşıldığının bir bildirgesidir. Kendisini haksızlıklar karşısında âciz hisseden kişi, yapılan teşvik sayesinde, kendisinden başkalarının da bu haksızlıkları gördüğünü ve mücadelede yalnız kalmayacağını görür ve güç kazanır. Kişilerin güçlenmesi ise toplumun güçlenmesidir ve böylece toplumun hüsrandan/ kayıptan-zarardan kurtulma şansı da artmaktadır.

 

             Bu surede bize işareten emredilen ilkeler, bizlerin ahiret kurtuluşunu sağladığı gibi, dünyada da varlıklı ve refah içinde yaşamamızı sağlayacak ilkelerdir. Yirmi birinci asrın ilk yıllarında zenginlik ve refahın ana ilkeleri şu maddeler halinde özetlenmiştir: “Temel ahlâkî kurallara uyma, dürüstlük, sorumluluk, kanun ve kurallara saygı, başkalarının haklarına saygı, çalışkanlık, tasarruf ve yatırıma inanç, irade ve dakiklik”. Bin bir zahmetle araştırılıp tespit edilen bu ilkeler, Kur`an`ın asırlar önce ortaya koyduğu ilkelerden başka bir şey değildir.

 

NOT: Abdullah 16 ‘nın yaptığı tesbitlerin önemine binaen uzunca tuttuğum bu yazı için tüm dostların hoşgörüsüne sığınıyorum. Hakkınızı helal edin lütfen. Asr Suresi –İşte Kur’an (H.YILMAZ)’dan) alıntıdır.

 

Abdullah 16 yazdı:

Savaş kardeş,burada kavram kargaşası yaratmaya gerek yok.Elbette rabbimiz kitabında kıyamete kadar geçerli olan haramlarını bildirmiştir.

  Biz bunlar dışında haram tanımayız demek,insanların kendi sağlıklarını ve toplumun geleceğini inşa edecek,onu sömürülmekten kurtaracak yaptırım ve yasakların konulmasını engellemek değildir.Senin bu anlayışınla hareket etmek trafik işaretlerini bile kaale almamak demektir ki,bunun bedelinin ne olduğunu bir çocuk bile anlar.

  Bizler hanif olma iddiasında olan insanlarız.Ancak bu hanifliği sadece Kuran ayetlerine uymakla sınırlayıp tabiattaki ayetleri görmezlikten gelmek,onlara da uygun yaşamayı önemsememek bence gafletin başka bir boyutudur.

    Örneğin rabbimiz ayetlerinde bize suyun öneminden ve bizim için büyük nimet olduğundan bahsederken ben kalkıpta "ya rabbi,bu nimetinin büyüklüğünü biliyorum ama ben abd patentli kolayı senin suyuna tercih ediyorum .." türü yaklaşımlarla insan yapımı olan ve özellikle sömürülmemde en büyük paya sahip olan bu nesneleri daha çok tüketmeye eğilimli olursam bu şekilde hanif olmamız mümkünmüdür?

 Bu örnekten hareketle diyebilirimki,haniflik kitabi ayetlere teslimiyet kadar,kevni ayetlere teslimiyeti de içermeli ve hanif bir müslüman başta kola ve sigara gibi her türlü sömürü araçlarını kendisine yasaklayıp yalnızca Allahın arzından beslenme kültürüne katkıda bulunmalıdır.

  Bundan dolayı haram-helal ile ilgili kıstaslara evrendeki ayetlere uyum içinde yaşama formülünü de katmak gerekir diye düşünüyorum vesselam.

Abdullah 16 yazdı:

 Mesele sadece sağlıkla ilgili değil,bizi fıtratımıza uygun davranmaktan alıkoyan herşeydir hanifliğe aykırı olan.

   Bünyemiz ve çevremiz şu anda o kadar çok yapay olan sanayii ürünüyle doluki neredeyse bunlardan dolayı Allahın tabiatına bağımlı olmayı unuttuk,bizi sömüren odaklara gönüllü bağımlı olmaya kadar geldik.En önemlisi birçoğumuz fıtratımızın özü olan toprağı işlemeyi ve onu gereği gibi tanımayı bile unuttuk,zikr(hatırlama) bu açıdan da gerekli değilmidir?..

  Bunları birer tavsiye olarak görmek gerektiğini söylüyorsun.Evet hakkı ve sabrı tavsiye kapsamına girdiği için doğrudur vesselam.

Abdullah 16 Kardeşimizin yukarıdaki tesbitlerinin hepsine de katılmamak mümkün değil.Bunun için Asr Suresi ile ilgili açıklamalara girdim zaten.

H.Karaman’ın fetvasına katılma dışındaki tavrını “Muhsin “olarak görüyorum.

Nahl 128: “Hiç kuşkusuz, Allah, sakınanlar ve  güzel düşünüp  güzel iş yapanlarla beraberdir.”

Lukman 22:İyilik yaparak kendini Allah'a veren kimse, şüphesiz en sağlam kulpa sarılmış olur. İşlerin sonucu Allah'a aittir.

Lukman 3: Muhsin olanlara bir hidayet ve bir rahmettir.

Kehf 30: İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zâyi etmeyiz

 

Kardeşimiz de :

 “Bunları birer tavsiye olarak görmek gerektiğini söylüyorsun.Evet hakkı ve sabrı tavsiye kapsamına girdiği için doğrudur vesselam.” Diyerek doğru bir tesbitte bulunmuştur. Allah razı olsun.

Deli_Veli yazdı:

 ARAF:157. Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları ümmi peygambere uyarlar; o onlara iyiliği emreder, kötü ve çirkinden onları alıkoyar. Güzel şeyleri onlara helal kılar, pis şeyleri onlara yasaklar. Sırtlarından ağırlıklarını indirir, üzerlerindeki zincirleri, bağları söküp atar. Ona inanan, onu destekleyen, ona yardım eden, onunla indirilen ışığa uyan kişiler, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
 SİGARA  TEMİZMİ ?

     Tabi ki pis. Pis olduğunu söylemek, içilmemesini tavsiye etmek başka bir şey,  haram  kılmak başka. Birincisi insanı Muhsin yapar. İkincisi de hüküm vermede insanı Allah’a ortak yapar.

Rabbımiz olan Allah:

İsra 77: “Bu, senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de uyguladığımız yasadır. Sen bizim yasamızda değişiklik bulamazsın.”

Ahzab 62:” Allah'ın geçmişlere uyguladığı yasası budur ve Allah'ın yasasında bir değişme bulamazsın.”

Fatır 43: “Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilerin kanunundan (onlara uygulanandan) başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın kanununda asla bir değişme bulamazsın, Allah'ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın.”

Fetih 23: “Allah'ın önceden gelip geçmişlere uyguladığı yasası budur. Allah'ın yasasında değişme bulamazsın.”

Diyerek;Sünnetullah’ında asla bir değişme olmadığını belirtiyor. Bize düşen Abdullah 16’nın dediği gibi kevni olan ayetleri de okuyarak  sünnetullah’ı anlama yolunda gayret etmek ve  anladıklarımızla da  bu doğrultuda amel etmektir. Bu gün “Fen Bilimleri” ve ”Sosyal Bilimler’in” çalışma alanı da bu tür ayetleri öğrenmek için değil mi? Bunun için “Hayatta en hakiki mürşid ilim” değil mi?

 

 

Nisa 125: İyilik yaparak kendisini Allah'a teslim edip, hakka yönelen İbrahim'in dinine uyandan, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah İbrahim'i dost edinmişti.

Bakara 148: Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi bir araya toplar, Allah şüphesiz her şeye Kadir'dir.

Bakara 195: Allah yolunda sarf edin, kendinizi kendi elinizle tehlikeye atmayın, işlerinizi iyi yapın. Şüphesiz Allah iyi iş yapanları sever.

Nahl 128: Allah şüphesiz sakınanlarla ve iyilik yapanlarla beraberdir

Hac 77: Ey inananlar! Rüku edin, secdeye varın, Rabbiniz'e kulluk edin, iyilik yapın ki saadete erişesiniz.

Değerli İman Kardeşim!

Sıgara illetinden kurtulduğun için çok mutlu oldum. Darısı tüm içenlerin başına olsun.

Kusursuz olan Allah'tır.

En doğrusunu Allah bilir.

ALLAH'A EMANET OLUNUZ.

Mü’minun 61: İşte onlar, iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar.

 

 

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 

<< Önceki Sayfa 10 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats