| Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
		     | 
                    
            		  
           | 
           
          
           
  | 
           
          
Yıllar var ki o fotoğraf gözümün  
önünden gitmiyor.Gerilmiş, taş atan 
beyzbol şapkalı adam fotoğrafı. 
Küçücük bir gazete fotoğrafı E. 
Said. Lübnan sınırında, İsrail 
tarafına taş atarken.Çaresizliğini 
taşa dökebilen halkının çocukları 
gibi.İspanyolca gazeteden küçük 
fotoğrafı kesip yanına bir de yazı 
yazmıştım. “Onların Sonuncusu”. 
Onlar, entelektüeller anlamına. 
Yoksa Deccal’a karşı Mehdi değil. 
Yazı unutuldu gitti. Fotoğraf 
oradan oraya gezdi.Tekrar tekrar 
yayınlandı. E. Bayrı bir heykel 
yaptı. 
Onların sonuncusu derken adına 
entelektüel denen insanların  
neslinin tükenmekte olduğunu  
kasdetmiştim.Hasta ve hâlâ çok 
verimli Said’in taşının simgesel 
değeri yüksekti. 
Bir ay kadar önce yine bir gazete 
haberi çıkageldi. F.Gülen, ABD’de 
(daha doğrusu ‘sanal ortamda’)  
yapılan bir ankette “dünyanın 1 
numaralı kamusal entelektüeli” 
seçilmişti. Washington’daki  
Carnegie Vakfı’nın çıkardığı  
etkili Foreign Policy dergisi(ki  
bir zamanlar Türkçe de basılıyordu,  
bilmem ne oldu?)  ile İngiltere’deki  
Prospect dergisi 100 entelektüel  
aday göstermişti. Aralarında 4  
Türk de vardı. Gülen’den başka,  
Pamuk, kalp doktoru M. Öz ve  
Patrik Bartolomeos.Sonra, 100  
adaya tık’ lar gelmeye başladı.  
İlk 20 finale kaldı.Sonuç açıklandı. 
Hocaefendi birinci seçildi. 
Zaman gazetesi yarışmaya baş 
sayfada yer verdikten sonra olan 
olmuştu. Hoca taraftarları tık 
yağdırmışlardı. ‘Kentli, okumuş, 
ingilizcebilir’olarak tanıtılıyorlardı. 
Prospect’in editörü Gülen’gillerin 
anketle alay ettiğini söyledi. 
Kimin alay ettiği net değildi. İlk 
10’a tam 6 İslam entelektüeli  
girmeyi başarmıştı! İki derginin ilk 
100 ismi kimlere seçtirdiği pek 
bilinmiyor.Ama dinlerarası diyalog 
(çok söylendikçe boşlaşan bir laf)ve 
ılımlı islam için yeni bir hamle  
başlatmak istedikleri apaçık. 
Efendi Hazretleri, ılımlı islamın 
dünyadaki en etkin temsilcisi,  
din adamı, vaiz, araştırmacı-  
yazar (tam 60 kitabı var)  ve  
‘hareket önderi’ olarak tanıtılıyor. 
Nurcu olmasından yola çıkılıp sufi  
düşüncelere sahip olduğu söylenip  
bir yerlere Rumi’nin adı da  
sıkıştırılıyor. Malum o da kitabı,  
müziği, zikri çok satan bir değer. 
Ama ben şu ‘hareket’i anlamadım.  
Sosyal desen değil,siyasal hiç değil? 
Entelektüeli kategorize etme  
merakı epeydir var. Eh, herşeyin,  
mekânın,projenin kamusalı olur  
da entelektüelin olmaz mı? Burada  
en çok iletişim yoluyla kalabalıkları  
etkilemenin kastedildiğini anlıyoruz.  
Başka bir deyişle, medyatik  
entelektüel!Bu da entelektüeli  
çığrından çıkarıyor.Kuvvetli fikirleri  
olmayana entelektüel denir mi?  
Statükoya, itidale gönülden bağlı 
adama entelektüelden başka herşey  
denir. Zaten Hoca’nın STK’larından 
birinin önderi de ‘kitapları değil, 
nüfuzu önemli’ diyesiymiş. 
Bekledim. Entelektüeller belki  
bir şey der diye.  Hele varolduğu  
iddia edilen müslüman münevverlerden  
umdum.Tıs. Kocaman bir tıs. 
O arada, Hoca’nın Humeyni gibi 
mi, yoksa sessizce mi yurda geleceği 
konuşuldu. CIA’nin babalarından 
referanslı ABD’de ikamet kartı 
başvurusu geri çevrildi.Tesadüf  
bu ya. 
Entelektüel.  Kendisini nasıl  
tanırdınız? Hoca’nın sık kullandığı  
tabirle : “Estağfurullah”. (Radikal-Serhan Arda)
  
  __________________  "Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
         |