Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Abdullah,

Tekrar okuyunca anladım biraz iddialı ifadeler kullanmışım:) Öncelikle söylemeliyim ki benim bütün yazılarımın içerdiği fikirler tamamen "beşeri yorumdur" bu nedenle yanlışlanabilir.Söylediklerim hakkında direk ayet verebilirmisin dersen malesef veremem.Veremem çünkü bu benim dolaylı olarak çıkarttığım sonuç.Şöyle ki hani daha önce şirkin tanımlasında orantısız sevgiyide şirk kapsamına sokmuştum veya sokmuştuk.orantısız sevginin sonu maddecilik,maddeye tapınma,maddeye sahip olma için uğraş verme.

Hani bazı insanlar vardır.ömürleri boyunca afedersiniz eşek gibi çalışır çuvalla para kazanmaya çalışırlar,ilişkilerinin,hareketlerinin hatta yaşantılarının tamamının sebebi para olmuştur.Yani para araç olmaktan çıkıp amaç haline gelmiştir.cennet konusunda da aynı,amaç rab'bin rızasını kazanma olmalıdır.Hani yarışmalarda söylenen önemli olan katılmaktı gibi:) Mükafat sonraki aşama,olur veya olmaz.Olursa iyi olur.

Özür dilerim bu yazıyı tam 4 saatte yazdım biraz iş bikaç cümle derken ifadelerimde tutarsızlıklar ve kopukluklar olabilir.

Devam edecek olursak.Cennet için kulluk yapan bir insanı ben maaşını verdiği için patronunu seven,önünü ilikleyen işçiye benzetiyorum.Bizi çeken sonsuz vaat olmamalıdır.En azından ben böyle düşünüyorum.

Yukarıdada söylediğim gibi yazım TAMAMI İLE kişisel yorumlardan oluşmuştur.her türlü eleştiriye,yanlışlamaya açıktır.

Saygı ve Sevgilerimle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sevgili Semazen,

Sen yeterki iste elbette olur:)

Ya aklıma ne geldi kendi kendime gülüp duruyorum işyerinde.Cennette huri sevdası ile girenler olur da huri falan göremezlerse ne yaparlar ki,çıkarın beni burdan diye bağıran olurmu ki acep:)  Şaka bir yanada ısrarla(ısrarcılığım kendimi bağlar) cenneti ve cehennemi amaç haline getirip,Allah'ın rızası yönünü atlayanların.Cennetide dünyadaki gibi nefsi tatmin etme mekanı görenlerin şirk günahı işlediğini düşünüyorum. Böyle kişilerin böyle düşünmeye devam ederlerse gözlerini yanlış yerde açma ihtimallerinede ciddi anlamda üzülüyorum.

Saygı ve Sevgilerimle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Dadaloglu Yazdı: Şimdi vildanlar ile gilmanlari anlamaya calisiyoruz.  GILMAN ve VILDANlarin gectigi  baska ayetler var mi ?

İçinde vildân kelimesi bulunan ayetler: 

Çaresiz çocuklar  - müstad’afîne min el-vildân (4:127).

Çocukları yaşlı eden gün  - yevmen yec’alu l-vildâne şîbâ  (73:17)

Çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar  -müstad’afîne min er-ricâli ve n-nisâi ve l-vildân (4:75, 98).

"Vildân"ın bir türevi olan veled pek çok ayette geçiyor. Onlar hariç içinde vildân kelimesi geçen yukardaki dört ayet var.

Vildân, "velîd"in çoğulu. Mümine:dişil-mümin:eril, müslime:eril-müslim:eril örneklerinde görüldüğü üzere velîde:dişil-velîd:eril olduğuna göre vildân da eril bir kelime. Ama yukardaki dört ayetin hiç birinde cinsiyet kavramı yok.    

İçinde gılman geçen ayetler:

Müjde! Bir oğlan  -ya büşrâ hézé gulamun (12:19).

Sana bilge bir oğlan müjdeliyoruz –inna nübeşşiruke bigulamin alîm (15:53).

bir oğlana rastlayıncaya kadar  -hattâ iza lekıyâ gulamen (18:74).

O oğlana gelince, onun ana babası mümindi –

ve emmé l-gulamu fekâne ebevâhü müminîn (18:80).

Bir oğul sahibi nasıl olurum! – Ennî yekûnülî gulamun (19:8).

Görüldüğü üzere gılman, erildir çünkü oğlan demek. Kuran onları "sedef içinde (bembeyaz) inciler" diye tanıtıyor (52:24) ama şehvevî doyum araçları gibi gösteren en küçük bir imada bulunmuyor. Tıpkı vildan gibi cinselliği olmayan melekler onlar. Daha doğrusu hizmet melekleri.

Cehennemde azap meleklerinin bulunması doğal olduğuna göre cennette hizmet meleklerinin bulunması doğal değil mi.

Ama gelenenksel yaklaşımdaki şehvet saplantısı onları yine de  parlak oğlanlar yapıp çıkmış. Kuran’a ve İslama en büyük ihaneti yaparak.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Allah razi olsun Hasan Bey. Ayetleri derli toplu sunmussunuz. Bizden dunden beri bu ayetleri arastiriyorduk. Simdi fikir beyan etmeden once huri, vildan ve gilmalara yeniden bir bakayim.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bugun dikkatlice bu baslik altinda yazilanlari okuma imkanim oldu. Belliki Huriler ile birlikde GILMAN ve Vildan kavramlari, Kurandaki cenneti degilde hayallerindeki cenneti mesrulastirmak icin carpitilmis. Ayetlerde olamayan parlak oglanlar etc kas ile goz arasinda eklenivermis.

Kurani anlatim kendi hayallerindeki cenneti tanimlamak icin kullanilirken bunu yapanlari izleyenlerde hic sorgulamamis. Din NAKil uzerine dayanli din haline getirilmis. Mealciler de adeta hic sorgulamadan bir oncekini tekrar etmis.

Sonuc hurilerin, gilmanlarin, vildanlarin anlamlarinin carpitildigi adeta araplarin 1001 gece masallarina benezeyen bir CENNET. Hani su oryantalist filimlerdeki gibi....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Bu forumda arastirmaci yazilari bizimle paylasanlardan Allah razi olsun diyorum. Bu baslik Turan Dursun kafasi tipindekilerin en cok istismar ettikleri huri, filimlerdeki cennet, gilmanlar, vildanlar konusunda sorduklari sorulari bence anlamsiz kiliyor. Daha once bu sorulari bana yoneltmis olan bir arkadasa bu yazilari okuttum.

Bir cok Turan Dursunvari sorularina cevap almis oldu. Yoksa huriler, Vildanlar, gilmanlar fikra konusu olacakdi.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hepinizin ellerine yuregine saglik. Artik kafamda, cennetteki huriler konusunda hic bir soru isareti kalmadi.

Huri ile ilgili ayetlerde, ve aslinda butun ayetlerde, her mealde ayni cumleler geciyor. Zaten benim anlamadigim neden ayni mealleri farkli insanlar tekrar tekrar yayinliyorlar.

Huri konusunda keske bu cok onemli bilgileri daha cok yere yayabilsek. Iki gundur internette bir cok yer arastirip en sonunda cok sukur dogru bir forumda duzgun insanlarin sohbetine sahit olabildim. Bir cok sitede gozlemledigim insanlarin huriler oldugu, turunc goguslu olduklari konusunda hem fikir olmasi ve isin garibi bunu mantikli bulmalari. Maalesef etrafi islami kendi cikar dinine donusturen canavarlar burumus. Ayrica bir cok diger sitede de kendini ateist olarak tanimlayan sahislarin bu konuyla ilgili dalgalari. Ateist bir insan dine inanmiyorsa neden bizim cennetimizle, cehennemimizle ugrasir onu da bilemiyorum.

Allah hepinizden razi olsun.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

(Hurilerle ilgili yazımı necram'ın önerisi üzerine buraya aktarıyorum.)

Hurilerden söz ettiği öne sürülen ayetler var. Onlardan biri Rahmân 56. 

Ayetin Arapçası:
Fîhinne kâsıretu t-tarfi lem yatmis hunne insün kablehum ve la cânnun.

Türkçesi:
Oralarda daha önce ne bir insan ne de bir cin tarafından dokunulmamış, bakışlarını dikmiş eşler vardır (Edip Yüksel)

Onlarda bakışları kısa (eşlerinden başkalarına bakmayan) dilberler de var ki onları daha önce hiçbir insan ya da cin kanatmamıştır (Süleyman Ateş)

Yani o dilberlerin kızlığını cennetlik erkekler bozup kanatacakmış. Şimdi bu ayeti inceleyelim.

İddianın göze çarpan ilk abes yanı: dilberler ve eşler ayetin Arapçasında yok. Onları mütercimlerin üretip ayete sokuşturmuş. 

Soru:

Kâsıratu t-tarfi, kısık bakışlı dilberler midir sahiden?

*

Ayetin öncesi:

Rabbinin görkeminden korkanlara iki bahçe var

Ve limen hâfe makama rabbihî cennetâni (55:46). 

Oralarda akan iki pınar var

Fîhima aynâni tecriyâni (55:50).

Oralarda her meyveden ikişer çift var

Fîhima min külli fâkihetin zevcâni (55:52)

(Bahçedekiler) ipek astarlı döşeklere yaslanırlar.

Mütteki’îne alâ furuşin batâinühé min istekrakin (55:54).

Her iki bahçenin meyvaları ellerinin altında

ve cene’l cennetayne dâin (55:54).

*

Evet, soru:
Kâsıratu t-tarfi ne demek;

kısık bakışlı dilberler mi,

eğilen dal uçlarındaki meyvalar mı?

Cevap şu iki kelimede:

Fîhinne : ikiden fazla yerde (55:56)
Fîhima .: iki yerde (55:50, 52)

55:56’da fîhinne var. Demek ki ayet ikiden fazla şeyden söz ediyor; iki bahçeden, dolayısıyla onların içindeki (sanal) dilberlerden değil. 

FİHİNNE kelimesindeki hinne zamiri 54 ncü ayette anılan meyva ağaçlarına gider. Çünkü ikiden fazla olan, onlardır; dolayısıyla onlardaki meyvalara gider. Bu bir.

İkincisi, 55:56’daki kısık bakışlar... Bakışların kısılması... Bunun iffet adına yapıldığı öne sürülüyor.

Oysa iffetli tavır Kuran’da kâsiratü’t tarfi diye değil hıfz el-ferc diye geçer (24:30-31).

"Kâsiretü"den üretilen kasara, kısaltmak anlamına gelir; kısmak değil.

Mevcut meallere göre TARFİ, "gözkapağı"dır. Bakışları iffet gereği kısmak için gözkapakları gûya kasara edilirmiş.

Ama bu, olamaz. Çünkü gözkapağı kısalan yani geri çekilen insanın bakışları kısılmaz. Tam aksine genişler.

Kişi, bakışını gerçekten kısmak istiyorsa gözkapağını uzatmak zorundadır. Temelli kapatmak içinse alt ve üst gözkapaklarını uzata uzata orta yerde birleştirir.

Yoksa bakışlar kısılmadığı gibi tam aksine, gözler yuvalarından yumurta gibi çıkar; patlak bakışlı olunur.

*

Doğrusu: "kâsiretü’t tarfi"deki tarfi, "taraf"ın başka bir söyleniş şekli. TARAF son demek; yani uç. Örneğin TARAFEYİN NEHAR "gündüzün iki ucu"dur. Sabah ve akşam.

Yine örneğin insan vücudu bir baş, bir gövde, bir de etraf denen uçlardan oluşur. Uçlar: eller ve ayaklar.

Tıpkı bunun gibi "kâsiretü’t tarfi"deki tarfi, eğilen dalların uçları demek; dolayısıyla o dalların uçlarında elinize değecek kadar yaklaşan meyvalar. Kısalma anlamındaki KÂSİRET de o yakınlığı pekiştirip meyvaların elinizin altında olduğunu belirtiyor.

*

Ayet, hurileri değil cennet meyvalarını ve meyvalara erişmenin kolaylığını anlatıyor. Onları devşirip yemek için ta uzaklara gitmiyeceksiniz.

Meyvalarla ilgili bu kolaylık başka ayetlerin de konusu. Örneğin İnsan 14. Süleyman Ateş’in "meal"i:

Cennetin gölgeleri üzerlerine yaklaşmış ve meyvaları aşağı eğildikçe eğilmiştir -Ve dâniyeten aleyhim zılâlühé ve züllilet kutûfuhé tezlîla.

Yararlanılan makale: Companions of Heaven
Makaleyi yazan: Yaseen (e-mail: yaseenz@hotmail.com)

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hak etmemiz halinde, Eşlerimizle cennete gireceğimiz kapsamlı bir şekilde anlatılmaya çalışıldı.Hurilik konusunda ister istemez kafalardaki adaletsiz vari düşüncelerin cevabı da verilmeye çalışıldı.

Konu hakkında Yazılanları düşüncelerimle harmanlaştırdığımda; İnsan cennete yerleşmeyi başardığında araf suresi 43. ayette anlatıldığına göre, "Onları içlerine işlemiş olan her tür olumsuz duygu ve düşünceden tamamen arındıracağız......." bu dünyada insan ister istemez şeytanın vesvesesi olsun, nefsinin bitmek tükenmek bilmeyen istekleri, kimi zaman arsızlıkları olsun, karşılaşmaktadır. Huri anlayışının verilecek eşler olarak 'algılandığı', çok evlilik olarak 'algılanan' ayetler inanan bir insanın bilinçaltına böyle bir isteği uyandırmaktadır. Konuyu bu tip duygu ve düşüncelerle uzatabiliriz.Kısacası insan bu tip arsız duygulardan arınacağı için eşinin haricinde başka kadınlara istek duymayacak bir erdemde olacaktır.

Aslında Huri konusu o kadar hassas ki, sırf bu yüzden cenneti bekleyen milyonlarca insan var.

Bununla birlikte şöyle bir soru aklıma geldi; Madem hakettiğimiz halde ailemizle mutlu bir şekilde cennete gireceğiz, eşleri olmayan yada boşanmış olarak yaşamını sürüp ölen müminlerin durumu ne olaki?

saygılar.................................................... ...........................