HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: ŞEKİLSEL SALAT KUR’ANDA YOK MU? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

haktansapmaz Yazdı:
Sayın Asım, onları daha önce yazdım. Siz teyemmümden ne anlıyorsunuz? Ele yüze meshedilen toprakla temizlik sağlanıyor mu? Aşağı ile yukarıyı bir birinr karıştırmamak lazım.


teyemmümden bir şey anlamıyorum...

yani artık iyice saçma gelmeye başladı...

rica etsem daha önce yazdığınız yeri gösterebilir misiniz...

yada zahmet olmazsa kısaca özetleseniz...


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba Abdurrahman hocam.

 

Siz ayrı bir salâttan söz ediyorsunuz, ben ayrı. O yüzden salâtın vakti, sayısı, yeri ve şekline dair ayrıntılar abartılı bir önem kazanıyor; pek âlâ anlaşabilecekken omuz silkiyoruz. Örneğin "QAM fiili, yerine göre mukim olmayı dile getirir, yerine göre Nisâ 103’teki KIYAMEN örneğinde görüldüğü gibi ayakta durmayı," diyemiyoruz.   

 

Sizin sözünü ettiğiniz salât bütün gece yapılır.

 

Benim sözünü ettiğim salât ise gündüzün iki ucuna yakın gece vakitlerinde. Tam olarak salât vakti akşam: güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadardır (17:78), sabah: gecenin ağarmasından gündüzün öteki ucuna kadar (11:114).

 

Size göre gündüzün iki ucu bütün gecedir.

 

Oysa Urfa’nın etrafındaki dumanlı dağlar ne ise "gündüzün iki ucu"ndaki günbatımı ve gündoğumu  odur. O dağları nasıl Urfa’nın içine taşımak suretiyle kenti dağa taşa çevirip "Urfa bu!" diyemezsek gündüzün iki ucundaki günbatımını ve gündoğumunu da gecenin içine taşımak suretiyle güneşi bütün gece  doğdurup batırıp, doğdurup batırıp, doğdurup batırıp "Gece bu!" diyemeyiz.

 

Urfa'nın "etraf"ındaki dumanlı dağlar Urfa değildir; "gündüzün iki ucu"ndaki günbatımı ve gündoğumu gece değildir.  Dolayısıyla o iki uçta yapılan salât başkadır, bütün gece yapılan salât başka.  

 

Ve siz güvenli yerlerde yapılan salâttan söz ediyorsunuz; oysa ben Nisâ 101-103’teki salâttan. Güvenli değil orası. CEPHE. Can alınıp can verilen yer.

 

Meramımı anlatabilmek için sel baskınına uğrayan inanırların, üzerinde namaz kılıp Allah'a sığındıkları salı resimledim. CEPHE işte odur. Allah'ın da  "Kafirler bir baskınla üzerinize çullanmak istiyor" diye inanırları uyardığı can pazarı. Allah'a sığınmak anlamındaki namazdır ordaki uygulama, ders alıp verme anlamındaki salât değil. Çünkü ders mers akla girmez orda.  

 

Bunu anlamadığınız gibi benim edindiğim izlenim o ki anlamak ta istemiyorsunuz. Çünkü anladığınız anda "Kuran'da kıyamlı-secdeli salât var! " demiş olacaksınız. Zor.

 

Ben sizin sözünü ettiğiniz salâtın hak olduğunu biliyorum. Sorun benim sözünü ettiğim salâtın da hak olduğunu sizin bilmeyişinizde.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Değerli hocam, ben sizi anlıyorum, veya anladığıma inanıyorum. Anlamadığımı veya anlamak istemediğimi söylüyorsanız ama bu benden kaynaklanmıyor, siz ne dediğinizi ya anlamadınız yada anlatamadınız. Nisa 101-104'ten ne anladığınızı anlata bilmiş değilsiniz hala. Sizin buradan çıkardığınız ve Resul'e de kıldırttığınız namazı kendinizin de anladığınızı sanmıyorum. Bir kıyam ve bir secdelik namazın ne olduğunu, niçin gerekli olduğunu anlata bilmiş değilsiniz hala. Verdiğiniz sal örneği bana çok saçma geliyor. Anlattıklarınızdan, Resul ve beraberindekiler düşman tarafından kuşatılmış, tutsak edilmişler anlamı çıkıyor... Can pazarı, koyun can derdinde  kasap et derdinde... ve sal örneği... vaziyet pür melal. Resul çaresiz, başka çare kalmamış, tek çare namaz kıldırmakta...onlara namaz kıldırıyor, ama ikiye bölerek... bir kurgudur gidiyor. Bana çok trajedi komik geliyor. Anlattıklarınızdan, savaşıyorlar mı, savaş sona mı erdi, yenildiler mi, kuşatılmışlar mı, yenilmiş esir mi düşmüşler manlayayım, ne anlayayım? O kısacık namazı neden cemaati ikiye bölerek kıldırıyor? Bu namazında Resul bir şeyler okuyor mu okumuyor mu? Okuyorsa ne okuyor, niçin okuyor? Söylenecek çok şey var, ama gerek yok.

Saygılarımla.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Anlattıklarımdan* kendinizce anladıklarınız:

 

-Sal örneği traji-komiktir.

-Resul ve beraberindekiler kuşatılmış ve tutsak alınmıştır.

-Resul çaresizdir, tek çare namaz kıldırmaktır.

 

Kendinizce anlamadıklarınız:

 

-1 kıyam + 1 secdelik namaz ne ola?

-O namaza ne gerek var?

-Bu kısacık namazda Resul bir şeyler okuyor mu; okuyorsa ne okuyor?

-Resul namaz kıldırdığı inanırları neden ikiye bölüyor? 

-Savaş sona erdi mi, sürüyor mu?

 

_______________________________________

 

*Merhaba Abdurrahman hocam.

 

Siz ayrı bir salâttan söz ediyorsunuz, ben ayrı. O yüzden salâtın vakti, sayısı, yeri ve şekline dair ayrıntılar abartılı bir önem kazanıyor; pek âlâ anlaşabilecekken omuz silkiyoruz. Örneğin "QAM fiili, yerine göre mukim olmayı dile getirir, yerine göre Nisâ 103’teki KIYAMEN örneğinde görüldüğü gibi ayakta durmayı," diyemiyoruz. 

  

Sizin sözünü ettiğiniz salât bütün gece yapılır.

 

Benim sözünü ettiğim salât ise gündüzün iki ucuna yakın gece vakitlerinde. Tam olarak salât vakti akşam: güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadardır (17:78), sabah: gecenin ağarmasından gündüzün öteki ucuna kadar (11:114).

 

Size göre gündüzün iki ucu bütün gecedir.

 

Oysa Urfa’nın etrafındaki dumanlı dağlar ne ise "gündüzün iki ucu"ndaki günbatımı ve gündoğumu  odur. O dağları nasıl Urfa’nın içine taşımak suretiyle kenti dağa taşa çevirip "Urfa bu!" diyemezsek gündüzün iki ucundaki günbatımını ve gündoğumunu da gecenin içine taşımak suretiyle güneşi bütün gece  doğdurup batırıp, doğdurup batırıp, doğdurup batırıp "Gece bu!" diyemeyiz.

 

Urfa'nın "etraf"ındaki dumanlı dağlar Urfa değildir; "gündüzün iki ucu"ndaki günbatımı ve gündoğumu gece değildir.  Dolayısıyla o iki uçta yapılan salât başkadır, bütün gece yapılan salât başka.  

 

Ve siz güvenli yerlerde yapılan salâttan söz ediyorsunuz; oysa ben Nisâ 101-103’teki salâtı anlatıyorum. Güvenli değil orası. CEPHE. Can alınıp can verilen yer.

 

Meramımı anlatabilmek için sel baskınına uğrayan inanırların, üzerinde namaz kılıp Allah'a sığındıkları salı resimledim. CEPHE işte odur. Güvenli değil ki Allah "Kafirler bir baskınla üzerinize çullanmak istiyor" diye inanırları uyarıyor. Salâtın o ortamdaki uygulaması Allah'a sığınmak anlamındaki namazdır, ders alıp vermek anlamındaki salât değil. Çünkü ders akla girmez orda.  

 

Bunu anlamadığınız gibi benim edindiğim izlenim o ki anlamak ta istemiyorsunuz. Çünkü anladığınız anda "Kuran'da kıyamlı-secdeli salât var! " demiş olacaksınız. Zor.

 

Ben sizin sözünü ettiğiniz salâtın hak olduğunu biliyorum. Sorun benim sözünü ettiğim salâtın da hak olduğunu sizin bilmeyişinizde.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Bi'setin mukim  güvensiz Mekke ortamını Medine'nin mukim güvenli ortamıyla karıştırıyor olmayasınız.

 

Abdurrahman hocam, karıştıran ben değilim, övgü Allah'a. 

 

Güvensiz ortam "arazi"dir. Çeviri ve terfsirlerde sefer diye geçiyor. CEPHE işte onun askerî terminolojideki karşılığıdır (Nisâ 101): "Cephe"ye çıktığınızda - Ve iza darabtum fil ard.

 

Her şey Mekke'de mukim olmak ya da Medine'ye göçmekten ibaret değil. İnanırlar Mekke'de de yaşadılar. Deve çobanlığı yaptılar, çarşıya çıktılar, iş ilişkisi içinde oldukları Medine'lilerden gelen hurmaları sattılar, günlük  ihtiyaçları neyse onları satın aldılar, evlerinde Kuran eğitimi anlamında salât ettiler, gecenin gündüzün iki ucuna inen "zülefen"inde kıyamlı-secdeli salât ettiler, sıcak yataklarında uyudular... Kısacası Mekke CEPHE değildi.

 

Öte yandan inananlar Mescidi Harâm'a giremiyordu; girmeye kalkanlar fiilî saldırıya uğruyordu. İşte orası "cephe"nin bir kanadı sayılabilir, güvensiz. Ve o "cephe"de üstünlük kafirlerin elindeydi.

 

Nisâ 101-104'teki ortam "cephe"dir çünkü birbirine düşman iki topluluk ordadır. İki gladyatör gibi birbirlerini gafil avlayıp yok etmeye çalışıyorlar. İnananlar deve gütmüyorlar orda; alış veriş etmiyor, ders yapmıyor, sıcak yataklarında uyumuyorlar. Kelle koltukta beklemedeler. Ve Allah doğru söyler. Uyarı O'ndan geliyor. 

 

Salâtın ordaki uygulamasına bir insanın Kuran dersi diyebilmesi için cephe kavramından habersiz olması gerekir. Baskın beklenen cephede ders olmaz.

 

Salâtın ordaki "1 kıyam + 1 secde"lik uygulaması namazdır. İnananların yarısı o zor anlarında nöbet tutup gözcülük ederken öteki yarısı silahları hemen yanıbaşlarında namaz yoluyla  Allah'a sığınıyorlar. Tıpkı sel baskını esnasında bir salın üzerinde namaz kılıp Allah'a sığınan insanlar gibi.

 

Sel birden kabarıp salı deviriverince anlarsınız trajikomik olan neymiş. Düşman bir saldırışla üzerinize çullandığında anlarsınız "Kafirler sizi gafil avlamak istiyor!" diyen Allah sizi hiç gerek yokken mi uyarmış.

 

Tevbe 25'ten anlaşıldığı üzere Huneyn gününde o sal devrildi. İnananlar pusuya düştüler. Şehidler verdiler. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen dar geldi onlara; çil yavrusu gibi dağıldılar.

 

Sevgi ile.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

haktansapmaz Yazdı:

asım Yazdı:
sayın haktansapmaz...
cünüp iseniz iyice temizleniniz ne anlama geliyor...
hasta yahut yolcu iken gaitten geldiğinizde yahut nisaya dokunduğunuzda su bulamadığınızda teyemmüm edin ne demek olabilir...

Sayın Asım, cünüp itaatsızlık, inancından uzak, inancına, uyarılara kulak asmamak.. Eski hal ve gidişe devam etmek. "Sarhoş halde salata/salatın semtine yaklaşmayın, ta ki neleri dediğinizi bilene/anlayana kadar! Ne de cünüp halde, yıkanıncaya kadar/temizleninceye kadar!" (4/43). Salata/salatın semtine yaklaşmayın! Cünüpseniz iyice temizlenin!..".  Sahoşluk da kafa bulanıklığı, sermlik, söz anlamamak. Neler dediklerine gelince; gizli kapaklı karalamaya yönelik sürdürdükleri propaganda. Buraya bir nokta koyuyorum. Bana göre ayetin bundan sonrası maddi temizlik kuralları içieriyor.

Maide 6'yı da iki bölüm halinde okuyorum. "Ve in kuntum cunuben fettahherû" bir, orada bir TÂ durağı var. devamı da bir bölüm.

Teyemmüm yönelmek. Su olmayınca başka, temiz ama necaseti giderici, bir nesneye yönelecek ve onunla silinicekler. Ellerini ve yüz lerini değil, necis yerlerini onunla silecekler.  



öncelikle cevabınız için teşekkürler...

konuya bakış açımın bir özetini söylemek istiyorum...

allah peygamberden ve yanındakilerden ne istedi ise tüm insanlardan onu istiyor olmalıdır...

ve bu istek tüm insanların uygulayabileceği anlayabileceği bir şey olmalıdır...

daha doğrusu zaten tüm insanları zaten yapması gereken bir şey olmalıdır...

bu şeyi tarihin her hangi bir yerindeki ve zamanındaki insana söylediğimizde biz zaten bunu yapıyorduk yahut yapmamız gerektiğini biliyorduk gibi bir cevabı olmalı...

bilmiyorum anlatabiliyor muyum...

bu yüzden salat teyemmüm cünüp gibi kelimelele kasdedilen yöresel ve tarihsel birer şey deil zaten tüm insanların halen yapmaya çalıştıkları yahut yapmalrı gerektiğine inanabilecekleri şeyler olması gerektiğini düşünüyorum...

tabi ki klasik namaz teyemmim abdest gibi şeyler bu durumda olmaktan çok uzaklar...

çok özel ritüeller...

allahın istediği böyle bir öğretmen yahut hoca ile öğretişlmedikçe öğrenilemeyen bir şey değilde her insanın kendi aklı vicdanı ile doğası ile bulabileceği bir şey olmalıdır...

rasulle birliktelikten amaç nedir...

insanlar neden rasulle birlikte olmalılar...

ondan bir şey öğrenip uygulamaları gereken şeyler ne...

bu şeyler zaten her insanın insanlığı gereği yapması gerekn şeyler olmalı...






__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
zübeyr
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 30 mart 2008
Yer: Uganda
Gönderilenler: 126
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı zübeyr

asım yazdı,
rasulle birliktelikten amaç nedir...

insanlar neden rasulle birlikte olmalılar...

sn asım selam size,

O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım."


amaç elini ısırmayacak bir durumda olmak asım bey...





__________________
koymuş postasını,GÖRMÜŞ RESTİNİ!!! he canım sen getir üstünü!!!
Behr bı deva kuçka heram nabe!!!
hılas!!!
Yukarı dön Göster zübeyr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: zübeyr
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

zübeyr Yazdı:
asım yazdı,
rasulle birliktelikten amaç nedir...

insanlar neden rasulle birlikte olmalılar...

sn asım selam size,

O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım."


amaç elini ısırmayacak bir durumda olmak asım bey...





sayın zübeyr...

rasulle birlikte yol tutmak ne demektir...

nasıl bir hayat yaşamaktır...

neleri yapıp neleri yapmamaktır...

ve tüm isanlık alemini gözönüne alarak düşününüz...

tüm insanlık için bu ne anlam ifade eder...

bu soruyu tektek bütün insanlara sorduğunuzda ne cevablar alabilirsiniz...

allahın tüm kullarını hesaba katarak düşünün...

bakın bu bir kriterdir...

tüm insanlardan ne isteniyorsa bizden de o isteniyor...




__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
zübeyr
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 30 mart 2008
Yer: Uganda
Gönderilenler: 126
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı zübeyr

sn asım resulle birlikte yol böyle tutulur. (Artık Süleyman'la birlikte, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oluyorum.")

yaşam konusunda süleyman ne derse o
melike tüm insanlık alemini düşünmedi yanlızca kendini düşündü sende düşünme.

tüm insanlık için cennet yolu açıktır ama melike lerin sayısı çok azdır.

bu soruyu tek tek tüm insanlara sormak bizim işimiz değil, tüm insanlardan melike gibi olunması istenir ama zorla kimse melike yapılmaz, dileyen melike olur.
melike olmak isteyene süleyman yollamak yaratıcı için zor değildir.

selam ile

__________________
koymuş postasını,GÖRMÜŞ RESTİNİ!!! he canım sen getir üstünü!!!
Behr bı deva kuçka heram nabe!!!
hılas!!!
Yukarı dön Göster zübeyr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: zübeyr
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba Hasan hocam,

İyi de, Nisa 101'de sözü edilen namaz kısa namaz (size göre). Ben se orada namaz mamaz yok diyorum. Kısa uzuna kıyasla bilinir, uzun belli değilse, yoksa daha önce, neye kıyasla kısa namaz? Nisa 102'de anlatılan cephede kıldırılan kısa namaz (size göre). Siz se her gün camide evde kıldığınız ve 17/78 ve 11/114' dayandırdığınız günlük  iki ve daha fazlası namazlarınızı Nisa 102'den çıkarıyorsunuz. O ayetlerde namaz yok, namaz anlatılmamış. Uzun namazı kısadan tespit edebilmeniz için, ondan önce namazla, ne idüğüyle ve kılınış şekli ile ilgili hiç bir bilginin bilinmemiş olması gerekir. Siz diyor musunuz ki, namazdan bahs eden ilk ayet Nisa 101-103 ayetleridir? Bana Urfa'nın etrafındaki dumanlı dağlar türküsünü çığıracağına şu cephede can pazarında yada salda kılınan namazı değil de evde, camide kıldığın namazını anlat, okuduğun Kuran'dan! Can pazarındaki Nisa 102 namazını karıştırma! İsra 78 ve Hud 114'deki  (size göre) güvenli ortamda kılınan namazın, dikkat etseydiniz,  sandığınız gibi  güvenli bir ortamda kılınmadığını, hemen bir önceki ve sonraki ayetlerden anlardınız. Bi'setin mukim  güvensiz Mekke ortamını Medine'nin mukim güvenli ortamıyla karıştırıyor* olmayasınız. Benim sözünü ettiğim  İsra 78 ve Hud 114'teki salat Mekke ortamındaki salattır. Sizin ise sözünü ettiğiniz namaz Medine ortamındaki salattır. Siz yıllar önce  Mekke ortamında kıldığınız namazın tanımını yıllar sonra Medine ortamında inecek  ayetlere  dayandırıyorsunuz. İçinde dönüp durduğunuz çelişkiyi görün artık!

Selam ve saygı ile.   

 

* * *

 

Kısa uzuna kıyasla bilinir, uzun belli değilse, yoksa daha önce, neye kıyasla kısa namaz?

 

Allah inanırların salâttan geri kalmasıyla ilgili hükmünü ayet 101'de belirtiyor ve geri kalmaktan kastının salâtın kısa tutulması olduğunu ayet 102'de gösteriyor. O’na inanırsınız. Artık size düşen, kısaltılmışı 1 rekat olan salâtın tamamını akletmek.

 

Kısaltılmışı 1 rekat olan salâtın tamamı nedir?

 

3 rekat mı? Evet, olabilir. Ama 3 rekatın kısaltılmışı yalnızca 1 rekat değildir; 2 rekat ta olabilir. Oysa cephedeki uygulamada 2 rekat yok. Açık ve net. Olabilir dediğiniz 3 rekat aslında olamıyor. 3 rekat doğru cevap değil.   

 

2 rekat mı? Olabilir. "Olabilir? Yani yine kesin değil?" Hayır, kesin. Çünkü 2 rekatın kısaltılmışı yalnızca bir tanedir: 1 rekat. Cephede kılınan işte o. Açık ve net. Cephedeki kısa uygulaması 1 rekat olan salâtın tamamı 2 rekattır.  

 

Nisa 102'de anlatılan cephede kıldırılan kısa namaz (size göre). Siz se her gün camide evde kıldığınız ve 17/78 ve 11/114' dayandırdığınız günlük  iki ve daha fazlası namazlarınızı Nisa 102'den çıkarıyorsunuz.

 

Farz namazlarının gündüzün iki ucunda kılınandan daha fazlası yok. Allah ne diyorsa o. Nafileten kılınan namaz farz değil adı üstünde nafiledir. Kılarsınız, kılmazsınız. Size kalmış. Buna hakkınız var. Ama kılarsanız farzdır deyip te Allah’a yamamaya hakkınız yok.

 

her gün camide evde kıldığınız ve 17/78 ve 11/114' dayandırdığınız

 

Niçin dayandırmayayım? Allah bizim NAMAZ dediğimiz "vakten belirli salât"ın inananlara farz kılındığını Nisâ 103'te belirtiyor; o belirli vakitlerin gündüzün iki ucu ve gecenin zülüfleri olduğunu Hûd 114 ve İsrâ 78'de açıklıyor. Ayetlerin konusu bir.

 

Siz diyor musunuz ki, namazdan bahs eden ilk ayet Nisa 101-103 ayetleridir?

 

Hayır, öyle bir iddiam yok. Artı, ilgili ayetlerde açıkça belirtildiği üzere salâtı yalnızca Muhammed değil ondan önceki nebiler de ikame etmekle yükümlü idi. Hatırlayın, İbrahim nebi için Muhammed atam diyor; İbrahim’i izlediğini söylüyor.

 

Ayetleri Nisâ 101-104, Hûd 114 ve İsrâ 78 ile sınırlı tutuyorum. Çünkü müzakereyi derli toplu devam ettirmek zorundayım. Redciler işi gırgıra vurarak müzakereyi dağıtmaya bayılıyor. Edindiğim izlenim bu. Bir bakıma önlem alıyorum.

 

Urfa'nın etrafındaki dumanlı dağlar türküsünü çığıracağına

 

Ama sizi tenzih ederim. Çünkü iyi niyetli olduğunuzu biliyorum. Buradaki müstehzi ifade bence bir an boş bulunmanız yüzünden çıktı klavyenizden .

 

 

 

 

 

Urfa’nın etrafındaki dağlarla ilgili gerçek ise şudur:

 

Coğrafî bir alan var. Urfa o alanın ortasında, dağlar ise uçlarında. Siz gündüzün iki ucuna inen gece zülüflerine "Bütün gece"dir diyorsunuz ya; bu yanlışı açıklamak için dikkat çekiyorum o dağlara. O alanın uçlarında dikilen dağlara nasıl "Urfa’nın içidir" diyemezseniz gündüzün iki ucuna inen gece zülüflerine de "Bütün gecedir" diyemezsiniz.

 

O dağları getirip Urfa'nın ortasına dikemezsiniz; geceyi güneşin doğup battığı, doğup battığı, doğup battığı bir süre yapamazsınız.

______________________________________________

 

*Abdurrahman hocam, ben ne dediğimi biliyorum. Övgü Allah'a.

 

Güvensiz ortam "arazi"dir. Çeviri ve terfsirlerde sefer diye geçiyor. CEPHE işte onun askerî terminolojideki karşılığıdır (Nisâ 101): "Cephe"ye çıktığınızda - Ve iza darabtum fil ard.

 

Yaşam Mekke'de mukim olmak ya da Medine'ye göçmekten ibaret değildi. İnanırlar Mekke'de de yaşadılar. Deve çobanlığı yaptılar, çarşıya çıktılar, iş ilişkisi içinde oldukları Medine'lilerden gelen hurmaları sattılar, günlük  ihtiyaçları neyse onları satın aldılar, evlerinde Kuran eğitimi anlamında salât ettiler, gecenin gündüzün iki ucuna inen "zülefen"inde kıyamlı-secdeli salât ettiler, sıcak yataklarında uyudular... Kısacası Mekke CEPHE değildi.

 

Öte yandan inananlar Mescidi Harâm'a giremiyordu; girmeye kalkanlar fiilî saldırıya uğruyordu. İşte orası "cephe"nin bir kanadı sayılabilir, güvensiz. Ve o "cephe"de üstünlük kafirlerin elindeydi.

 

Nisâ 101-104'teki ortam "cephe"dir çünkü birbirine düşman iki topluluk ordadır. İki gladyatör gibi birbirlerini gafil avlayıp yok etmeye çalışıyorlar. İnananlar deve gütmüyorlar orda; alış veriş etmiyor, ders yapmıyor, sıcak yataklarında uyumuyorlar. Kelle koltukta beklemedeler. Ve Allah doğru söyler. Uyarı O'ndan geliyor:

 

"Kafirler bir saldırışla üzerinize çullanmak istiyor; ... hazırlıklı olun - fe yemîlûne aleykum meyleten vâhideh ... huzû hızrakum (102). 

 

Salâtın ordaki uygulamasına bir insanın Kuran dersi diyebilmesi için cephe kavramından habersiz olması gerekir. Baskın beklenen cephede ders olmaz.

 

Salâtın ordaki "1 kıyam + 1 secde"lik uygulaması namazdır. İnananların yarısı o zor anlarında nöbet tutup gözcülük ederken öteki yarısı silahları hemen yanıbaşlarında namaz yoluyla Allah'a sığınıyorlar.

 

 

Tıpkı sel baskını esnasında bir salın üzerinde namaz kılıp Allah'a sığınan insanlar gibi. Orada da baskın bekleniyor: Selin aniden kabarıvermesi; baskın odur.  Baskın beklenen salda ders olmaz.

 

Ve sal örneği... vaziyet pür melal. Resul çaresiz, başka çare kalmamış, tek çare namaz kıldırmakta...onlara namaz kıldırıyor, ama ikiye bölerek... bir kurgudur gidiyor. Bana çok trajedi komik geliyor.

 

Sel birden kabarıp salı deviriverince anlarsınız trajikomik olan neymiş. Düşman bir saldırışla üzerinize çullandığında anlarsınız "Kafirler sizi gafil avlamak istiyor!" diyen Allah hiç gerek yokken mi yapmış o uyarıyı.

 

Tevbe 25'ten anlaşıldığı üzere Huneyn gününde o sal devrildi. İnananlar pusuya düştüler. Şehidler verdiler. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen dar geldi onlara; çil yavrusu gibi dağıldılar.

 

Sevgi ile.

 

Yapmayın Dermanbeg hocam! Anılan salât eğer sizin öne sürdüğünüz gibi "komutanın bu savaşta Mümin askerleri yönetmesi, mümin askerlerin de ona itaat etmesi" olsaydı...  Nisâ 101’deki salât kelimesinin yerine bu salât  konunca bakın Allah'ın hükmü ne hale geliyor:

 

İnananlar! Kafirlerin size saldıracağını bekliyorsanız komutanınız Muhammed askerleri yönetmeyebilir; ve siz ona itaat etmeyebilirsiniz. Bunda sakınca yok.

 

Mümkün değil, güzel hocam. Fena halde sakıncalıdır. 

 

Belirli vakit gelip siz namaz yoluyla Allah'a sığınıyorken de namaz vaktinin dışında düşman saldırısını bekliyorken de komutanınız başınızda olacak ve siz ona itaat edeceksiniz.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 

<< Önceki Sayfa 15 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats