HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Genelevde imam odası olsun Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

"Madem ki dinimizde imam nikahı ile seks doğal görülüyormuş... O zaman gizli yerlerde değil, eski mabetlerde olduğu gibi, camilerde birer aşk odası konsun. İsteyen gidip orada bir imam nikahı ile seks yapsın. Böylece hem camiye gelir olur, hem de imam para kazanır. Canı seks isteyen kadınlar ve erkekler orada imam nikahı ile kendilerine göre veya şeriata göre yasal seks yaparlar."

 

92 yaşındaki sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, "Vatandaşlık Tepkilerim" adlı kitabında bunu önerdiği için yargılanıyormuş. Aman Allah’ım, bunu sanal ortamda ben de önerdim. Müta nikahını eleştirirken.

 

Neyse ki sanal ortamda önerdim. Dedim ki:

 

Genelevin girişinde bir imam odası olsun. Kapısına üç gün, bir hafta, on beş gün kısacası belli bir süre için müta nikahı yapılıp kendileriyle yatılacak genel kadınların adları, yaşları, fotoğrafları ve fiyatlarını gösteren listeler asılsın.

 

İmam da odasında hazır beklesin.

 

Müminler o listelerden kadınlarını seçsin ve imam müta nikahını derhal kıysın. Vatandaşa böylece daha iyi hizmet edilir.

 

Ne dersiniz?

 

Eyvah! Hortumcu Yimpaş patronu değil ama benim başım polisle belada. Neyse ki polis farkında değil. Cem Karaca belki bunu anlatıyor şarkısında:

 

Ben bir ceviz ağacıyım bu forumun parkında

Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay
Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Münzevi
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 05 ekim 2006
Yer: Iran
Gönderilenler: 29
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Münzevi

illa edep illa edep. nerdesin ey edep bir müşrikenin hezeyanları doğruymuş gibi nasıl bu kadar kabullenilebilir. sustum hasbunallahi ve nimel vekil o ne güzel vekildir.
Yukarı dön Göster Münzevi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Münzevi
 
safbilgi
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 841
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı safbilgi

İmam da odasında hazır beklesin.

 

Müminler o listelerden kadınlarını seçsin ve imam müta nikahını derhal kıysın. Vatandaşa böylece daha iyi hizmet edilir.

 

HASAN AKÇAYA KATILIYORUM,MUTA NIKAHIDIR ESAS EDEPSİZLİK KENDİSİNİN DIKKAT ÇEKMEK İSTEDİĞİ BU FUHUŞLA NERDEYSE EŞDEGER MUTA NIKAHIDIR,ŞEYHLER ÇOK KULLANIR VE SAYISIZ KADINLA BIRLIKTE OLUR.

Yukarı dön Göster safbilgi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: safbilgi
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Alperen Yazdı:

 

Hadisçilerin ve Mezhepçilerin

uydurulmuş dinindeki bir büyük sapıklık :

Mut’a Nikahı

Alıntılar:

Cahiliyet devrinden kalan bir nikah şeklidir. İslam'ın ilk yıllarında, özellikle  harp zamanlarında, uzun zaman kadınlardan uzak kalan askerler için mut'a nikahına izin verilmiş, Hayber savaşına kadar mübah olan bu nikah Peygamberimizin sünnetiyle yasaklanıp haram kılınmıştır.

Mut'a nikahı ücret karşılığında belli bir vakit için kadınla evlenmektir. Muta'nın en az müddeti bir cinsel ilişki geçecek zaman parçasıdır. En çok ise 99 senedir.

Erkek kadına hitaben "Beni beş aylık bir zaman için Mut'alandır. Ya da "Şu kadar para karşılığında seninle mut'alandım" deyip kadın da kabul ederse mut'a olur.

Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN http://mitglied.lycos.de/islamdakadin/fikih/hurmetimuhasara/

Ebu Zer (radıyallahu anh) demiştir ki: "Haccda mut'a sadece Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'in ashabına hastır." Müslim Hacc 189, (1224); Ebu Dâvud, Menâsik 25, (1808); Nesâî, Hacc 77, (5, 179-180); İbnu Mâce, Hacc 42, (2984).

 

Ebü Cemre anlatıyor: "İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'a  mut'à'dan sordum; bana onu yapmamı emretti. Buharî, Hacc 102; Müslim, Hacc 204, (1242)

 

Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ve Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh zamanında bir avuç hurma ve un mukabilinde birkaç gün boyu devam eden mut'a nikahı yapardık. Bu hal, Hz. Ömer radıyallahu anh'ın Amr İbnu Hureys hâdisesi vesilesiyle mut'ayı yasaklamasına kadar devam etti." 
Müslim, Nikah 16, (1405)

\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

 

Bu çeşit nikâhın İslâm'ın ilk yıllarında meşrû kılındığında şüphe yoktur. Ancak daha sonra neshedilmiştir. İmam Şâfiî ve âlimlerden bir grup, mut'anın önce mübah kılındığını, sonra neshedildiğini, sonra yine mübah kılınıp, neshedildiğini, yani bunun iki defa tekrar edildiğini söylemiştir. Diğer bazı bilginler, ikiden fazla, bazıları ise bir defa mübah kılınıp arkasından neshedildiğini ve bundan sonra da artık mübah kılınmadığını belirtmişlerdir (İbn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, İstanbul 1985, II, 225).

İbn Abbas ve Sahabeden bir grup, mut'anın zarûret sebebiyle mübah kılındığını söylemiştir.

 

Mut'anın tam olarak hangi tarihte yasaklandığı belirli değildir. Buhari'deki rivayette onun Hayber günü yasaklandığı (Buharî, Nikâh, 7/16); Müslim'deki rivayette Mekke'nin fethinde nehyedildiği (Müslim, Nikâh, 22); Müslim'in başka bir rivâyetinde Huneyn savaşının bir kolu olan Evtas savaşı sırasında yasaklandığı (Müslim, Nikâh, 3, H.18); İbn Mâce ve Ebû Dâvud'un Sünenlerindeki hadislerde ise Vedâ haccı sırasında nehyedildiği (İbn Mâce, Nikâh, 44; Ebû Dâvud, Nikâh, 14, H.No: 2072) bildirilmektedir.

Hz. Ali'den (r.a). şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Nebî (s.a.s), Hayber gününde mut'a nikâhını ve evcil eşeklerin etini yasaklamıştır" (Buhârî, Nikâh, 31; Müslim, Nikâh, 29-32; İbn Mâce, Nikâh, 44).

Semre b. Ma'bed el-Cühenî'den çeşitli yollarla nakledilen bir hadîs, mut'anın sonsuza kadar yasaklandığını belirtmektedir. Rasûlullah (s.a.s) ile birlikte Mekke fethine katılan Seleme, orada Allah elçisinin izin vermesi üzerine bir câriye ile mut'a yapmış, rivâyete göre bir veya üç gün câriye ile beraber olduktan sonra, sabahleyin Rasûlullah'ın (s.a.s) Hacer-i Esved ile Kâbe kapısı arasında durarak şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Ey insanlar, ben size kadınlarla mut'a yapmanız konusunda izin vermiştim. Şüphesiz Allah, onu kıyamet gününe kadar haram kılmıştır. Kimin yanında (mut'a nikâhı ile tuttuğu) kadın varsa, onu serbest bıraksın. Onlara verdiklerinizden hiçbir şey geri almayınız" (Müslim, Nikâh, 19, 22, 24; İbn Mâce, Nikâh, 44; Dârimî, Nikâh, 16; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 406). Bazı rivayetlerde bu yasaklamanın Vedâ haccı sırasında yapıldığı belirtilir (bk. İbn Mâce, Nikâh, 44, H. No: 1962).

Mut'anın ne zaman yasaklandığını bildiren hadisler arasındaki bu çelişkiler, hadisçiler tarafından giderilerek, mut'anın birkaç kez yasaklanıp serbest bırakıldığı belirlenmiştir. İmam Nevevî'ye göre, mut'a hakkındaki nehy ve serbest bırakma iki kez vuku bulmuştur. O şöyle der: "Hayber'den önce helaldi. Hayber'de yasaklandı. Mekke fethinde mübah kılındı. Evtas vak'ası da Mekke'nin fethini müteakip olmuştur. Bundan üç gün sonra da mut'a ebediyyen haram kılınmıştır" (en-Nevevî, Şerhu Sahihi'l-Müslim, IX,193,Alûsî, a.g.e., V, 5,6)

Mut'a Nikahı  Hz. Ömer zamana kadar sürdü mü?  Mut’ayı hz. Ömer mi haram etti?

Hz. Ömer'in halifeliği sırasında, mut'anın hükmü üzerinde bazı tereddütler olunca, Hz. Ömer, mut'anın haram olduğunu ilân etmiş ve hiç bir sahabî O'na karşı çıkmamıştır. O, halife seçildiği gün yaptığı konuşmada şöyle demiştir: "Rasûlullah (s.a.s) bize üç defa mut'a yapmaya izin verdi, sonra bunu haram kıldı. Allah'a yemin olsun ki, evli bir kimsenin mut'a yaptığını bilsem, Rasûlullah'ın, mut'ayı, haram kıldıktan sonra, yeniden helâl kıldığına dair bana dört şahit getirmezse onu taşla recmederim" (İbn Mâce, Nikâh, 44, H.No: 1963).

 

Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ve Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh zamanında bir avuç hurma ve un mukabilinde birkaç gün boyu devam eden mut'a nikahı yapardık. Bu hal, Hz. Ömer radıyallahu anh'ın Amr İbnu Hureys hâdisesi vesilesiyle mut'ayı yasaklamasına kadar devam etti." 
Müslim, Nikah 16, (1405)

 

Atâ', İbn Abbas (r.a)'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Allah, Hz. Ömer'e rahmet etsin. Mut'a, Allah'ın Muhammed Ümmetine bir rahmetinden başka bir şey değildir. Hz. Ömer bunu yasaklamasaydı, çok az kimse dışında zinaya düşen olmazdı" (el-Cassâs, a.g.e., III, 96).

 

Ne zaman haram edildi?

 

Hz. Ali'ye göre Mut'a Hz. Peygamber tarafından Hayber günü yasaklanmıştır (bk. Buhârî, Nikâh, 29-32).
 
Saîd b. Cübeyr İbn Abbas'a; "Senin fetvan aldı yürüdü ve onun hakkında şairler şiir söyledi" diyerek bir beyit okuduğu zaman o buna hayret ederek şöyle demiştir: Sübhânellah, ben böyle bir fetvâ vermedim. Mut'a; "murdar ölmüş hayvan eti, kan ve domuz eti gibi bir şeydir. Bu yüzden ancak zarûret hâlinde helâl olur" (Alûsî, a.g.e., V, 6; el-Cassâs, a.g.e., III, 95).

 

İbnu Abbas radıyallahu anhümâ anlatıyor: "İslâm'ın evvelinde mut'a vardı. Kişi, hakkında bilgisi olmayan (tanımadığı) bir beldeye gelince, oradan yerli bir kadınla, orada kalacağını tahmin ettiği müddet miktarınca nikâh yapardı. Kadın, böylece onun eşyasını muhafaza eder, gerekli işlerini görürdü. Bu hal: "Onlar namuslarını korurlar. Ancak "hanımlarına" ve "câriyelerine" karşı müstesna, bunlarla olan yakınlıklarından dolayı kınanmazlar" (Mü'minûn 6) meâlindeki ayet nazil oluncaya kadar devam etti. (Bu ayet gelince mut'a haram ilân edildi.)     İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ der ki: "Bu ikisi dışındaki bütün fercler (cinsi tatmin yolları) haramdır."  Tirmizi, Nikâh 28, (1122).

 

Seleme İbnu'l-Ekvâ radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Evtas gazvesi yılında mut'aya ruhsat verdi, sonra da onu yasakladı." 
Buhari, Nikâh 31 (tâ'lik olarak);  Müslim, Nikah 18, (1405).


http://www.kuranikerim.com/islam_ansiklopedisi/M/muta.htm

 

\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

 

Mut’a Zırvasının ne zaman, kim tarafından haram edildiği bile belli değil. Bu ne saçmalık, bu ne rezillik. Resulullah zamanda mı Hz. Ebubekir zamanda mı yoksa Hz. Ömer zamanda mı haram edildi? Ayrıca Kim Haram etti? Allah’mı? Hz. Muhammed’mi? Hz. Ömer mi?


Bu rezillik helal miydi ki sonradan haram edilsin?

 

İşte şirk(et) dininin bir rezilliği daha.

 

Hadisçilerin ve Mezhepçilerin uyduruk dininde sapıklığın ve sapkınlığın sınırı yok. Ne mutlu Kur’andaki Dine uyup dosdoğru yol üzere olanlara.

 

http://63.231.71.139/forum_posts.asp?TID=191



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Çok eşliliği yasaklayan ayetler

Evlilik ve Bosanmayla Ilgili Bir soru

Dini Nikah YOKTUR

KURANA GÖRE EVLİLİK HUKUKU



__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
mu26rat
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 02 kasim 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 12
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mu26rat

Alperen kardeş sinirlendiğin belli oluyor.tabi sinirlenmemek elde deyil.benide çileden çıkaran haram etme olayı.ALLAHIN hükmüne ortak yok iken bunlar nasıl haram edebiliyorlar.ne mutlu sadece kurana uyanlara selametle



__________________
TEK REHBERİM KURAN.....
Yukarı dön Göster mu26rat's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mu26rat
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

Selam,

Öncelikle şunu söyleyim,aşağıdaki yazıyı karşı tarafıda dinlemenin bilimsel bir tartışmanın gereği olduğunu düşündüğüm için gönderiyorum.

Müt’a nikâhının aslen meşrû bir nikâh olup, Peygamber Efendimizin (s.a.a) Medîne döneminde ilk zamanlar uygulandığında bütün İslâm ümmeti arasında tam bir ittifak vardır. Bu hususta hiçbir ihtilaf yoktur.(1) İhtilaf bunun daha sonra neshedilip edilmediğinde, dolayısıyla halen meşrû olup olmadığı noktasında yoğunlaşıyor. Ehl-i Beyt mektebinin en seçkin devamı niteliğini taşıyan "İmâmiyye Şîası" halen meşrû ve caiz olduğunu, buna karşılık -şu anki bilinen şekliyle- Ehl-i Sünnet mektebi ise bu nikâhın sonradan neshedildiğini ve dolayısıyla şimdi haram olduğunu söylüyor ve savunuyorlar.

Konuyla ilgili karşılıklı delillere ve bu delillerin derin bir sorgulamasına geçmeden önce garip ve tuhaf olan şu iki hususu hatırlatmadan geçmem mümkün değildir:

Bunlardan birincisi, çoğu Ehl-i Sünnet alimlerinin maalesef karşı tarafı dinleyip anlamadan, onların yazılı hiçbir eserine bakmadan, kendi kafalarında "bir tür müt’a nikâhı" canlandırmaları ve ardından da İmâmiyye mektebini o müt’aya cevaz vermekle suçlamasıdır. Oysa Ehl-i Sünnet'in kafasında canlandırıp reddettiği "müt’a nikâhı" ile İmâmiyye'nin cevaz verdiği "müt’a nikâhı" pek çok bakımdan birbirlerine yabancıdır. Aralarında derin farklar vardır.

Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin İmâmiyye mektebine izafe ettikleri müt’a nikâhı "şehveti tatmin ve teskin için başvurulan süreli / geçici bir zevk aracıdır. Bunda talak ve miras yoktur. Çocuk olursa nesebi sabit olmaz, yani babası belirsiz sayılır. Süre bittiğinde ise kadının iddet beklemesi gerekmez. Hemen bir başka erkekle bir araya gelebilir, nikâhlanabilir!!!" (2) Onların, müt’a nikâhının haramlığını ispat için "müt’ayı talak, iddet ve miras ayetleri neshetmiş, tamamen ortadan kaldırmıştır!" vb. (durumlarını ele alacağımız) bazı rivâyetlerden medet ummaları da bunu gösteriyor.

Evet, Ehl-i Sünnet ulemâsının İmâmiyye'yi "cevaz vermek"le suçladığı "müt’a nikâhı" işte bundan ibârettir. Oysa böyle bir nikâha İmâmiyye dahil, cevaz veren kimse yok! İmamiyye'yi bu tür bir müt’aya cevaz vermekle suçlayanlar zahmet buyurup onların kitaplarına, ya da alimlerinden herhangi birisine başvursalardı, onların cevaz verdiği müt’a nikâhının hiç de öyle olmadığını görürlerdi. (İmâmiyye mektebinin cevaz verdiği "müt’a nikâhı"nın temel özelliklerini birazdan göreceğiz.)

Gerçek şu ki, Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin kafalarında canlandırıp reddettikleri "müt’a"yı İmâmiyye mektebi de reddeder ve zinadan farksız görür.

Garip ve tuhaf olan ikinci husus ise şu: Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz kendi iddialarını ispat edip doğrulamak için delilleri genellikle "tek taraflı" sunuyor ve bunların da sadece kendileri tarafından kabul görmüş olanlarına yer veriyor! Bu ise ilmî tartışma metotlarına hiç de uymayan, gerçekten de çok tuhaf bir durum. Çünkü ilmî tartışma ve sorgulamalarda en doğru ve etkileyici yol, "karşı tarafın kabul ettiği delilleri ileri sürmektir." (3) Mantıklı olan budur. Çünkü bir tartışmada eğer bir sonuca varmak istiyor ve buna rağmen sadece kendi kabul ettiğimiz delilleri ileri sürüyorsak, bununla karşı tarafı iknaya çalışmak çok büyük bir saflık olur. Tıpkı Kur'an'ı hiç kabul etmeyen birisini ikna için Kur'an'dan ayetler getirmek gibi!

Kardeşlerimiz böyle bir tutum yerine, kendi hadis külliyatının yanı sıra, İmamiyye mektebinin temel hadis külliyatına da yer verip ortak kabullerle yola çıksalardı, daha doğru ve daha çözümleyici olurdu.

DİPNOTLAR:

1)- bk. el-Cessâs, Ahkâm'ul-Qur'ân:III, 101~102; es-Serahsî, el-Mebsût: V, 152; İbn Kesîr, Tefsîr'ul-Qur'ân'il-Azîm:I, 474; F. er-Râzî, et-Tefsîr:X, 49; en-Nevevî, Şerhu Sahîhi Müslim:IX, 179, 181; el-Aynî, el-Umde:XIV, 253, XV, 131; Şehîd-i Sânî, er-Ravda:II, 103

2)- bk. el-Cessâs, III, 97, 98~99; er-Râzî, X, 50; es-Sâbûnî, Tefsîru Âyât'il-Ahkâm:I, 458

3)-İbn Hazm, el-Fisal:IV, 94 Fakat İbn Hazm dahil hiçbir Ehl-i Sünnet aliminin kelâmî konularda bile bu temel kurala bağlı kaldıklarını görmek maalesef mümkün olmamıştır!

EHL-İ BEYT MEKTEBİNDE MÜT’A

Ehl-i Beyt mektebinin "müt’a nikâhı"na cevaz verdiği hemen herkesçe malum. Konuyla ilgili olarak mektebin öncelik verip temel kabul ettiği belli başlı hadis külliyatına baktığımızda bu durum bütün çıplaklığıyla ortaya çıkar. Şimdi önce bu rivâyetlerden bazılarına yer verecek, ardından da bu nikâhın temel özelliklerine ve şartlarına yani hukûkî düzenlemelerine geçeceğiz.

KONUYLA İLGİLİ BAZI HADİSLER:

1. Mü'minlerin Emîri İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Hattâb oğlu benden önce bunu yasaklamasaydı, pek az kişi dışında kimse zinaya düşmezdi." (1)

(Bazı rivâyetlerde "pek az kişi" anlamına gelen "şefâ" kelimesi yerine "azgın ve eşkıyâ" anlamına gelen "Şaqıy" kelimesi kullanılıyor.)

2. Gönüllerimizin sultanı İmam Ebû Cafer Muhammed el-Bâqır'a (a.s) müt’a nikâhının hükmü sorulduğunda şu cevabı veriyor: "Kur'an'da şöyle bir ayet nazil olmuştur: "Onlardan bir şeye karşılık istimtâ ettiğinizde, ücretlerini kendilerine kararlaştırıldığı biçimde verin. Kararlaştırıldıktan sonra (bir miktarını düşmek için) aranızda anlaşmanızda sizin için bir sakınca yok." [Nisâ:24]" (2)

Aynı rivâyet İmam Cafer es-Sâdıq'tan (a.s) da rivâyet ediliyor. (3)

3. Abdullâh b. Umeyr el-Leysî İmam Muhammed el-Bâqır'a (a.s) gelerek müt’a hakkında sorular soruyor. İkisi arasında şöyle bir konuşma geçiyor:

Abdullâh: "Kadınlarla müt’a yapmaya ne dersin?"

İmam (a.s): "Allah onu kitabında ve elçisinin diliyle helal kılmıştır. O kıyamete kadar helaldir."

Abdullâh: "Ey Ebû Cafer, Ömer onu haram kılıp yasaklamışken senin gibi birisi bunu nasıl söyler!?"

İmam (a.s): "Öyle yapmış da olsa doğrusu budur."

Abdullâh: "Ömer'in haram kıldığı bir şeyi helal kılmaktan dolayı Allah'a sığınmanı öneririm."

İmam (a.s): "Sen dostunun sözüne devam et, bense Allah'ın Rasûlü'nün (s.a.a) sözüne bağlı kalayım! Gel istersen; Allah'ın Rasûlü'nün (s.a.a) sözünün hak, senin dostunun sözünün ise batıl olduğu konusunda seninle mübâhele edelim (la'netleşelim)!"

Aldığı cevaplarla köşeye iyice sıkışan Abdullâh "Peki, kadınlarınızın, kızlarınızın, bacılarınızın ve amcanın kızlarının bunu yapması senin hoşuna gider mi!?" diye sorup işi sulandırmaya başlayınca Hz. İmam (a.s) cevap vermeye değer bulmamışlardır. (4)

4. İmam Ebû Hanîfe, yolumuzun meşalesi İmam Cafer es-Sâdıq'a (a.s) gelerek "Bana haber ver; müt’a nikâhı hak mı?" diye sorunca Hz. İmam şöyle buyurur:

"Sübhânallâh! Sen Allah'ın şu ayetini hiç okumadın mı?: "Onlardan bir şeye karşılık istimtâ ettiğinizde, ücretlerini kendilerine kararlaştırıldığı biçimde verin." [Nisâ:24]"

Ebû Hanîfe diyor ki: "Allah'a yemin ederim ki, bu sanki daha önce hiç okumadığım bir ayet idi!" (5)

5. İmam Cafer es-Sâdıq (a.s) şöyle buyuruyor: "Müt’ayı Kur'an indirmiş, Allah'ın Rasûlü'nün (s.a.a) sünneti böyle cereyan etmiştir." (6)

6. Gözlerimizin nuru İmam Ali er-Rızâ (a.s) şöyle buyurmaktalar: "Müt’a sadece onu(n hükümlerini) bilene helaldir; bilmeyenlere ise haramdır." (7)

Bu hadis, İmam Muhammed el-Bâqır ile İmam Cafer es-Sâdıq'tan (a.s) da biraz değişik lafızlarla rivâyet ediliyor. (8)

Bunlar konumuzla alâkalı İmamlarımızdan (a.s) gelen yüzlerce rivâxetten sadece birkaçı. Bütün bu rivâyetler, "Müt’a Nikâhı"nın Ehl-i Beyt mektebinde caiz ve helal olduğunu açıkça ifade ediyor. Ancak bu cevazın yalnızca müt’anın hükümlerini ve hukûkî düzenlemelerini bilenlere mahsus olduğu, İmam Ali er-Rızâ'dan (a.s) gelen yukarıdaki rivâyetle netleşiyor.

İmâmiyye mektebinde Allah'ın Rasûlü'nden (s.a.a) gelen hadislerle Ehl-i Beyt'ten ve On iki İmam'dan gelen hadisler "hüccet ve delil olma" bakımından aynı değeri taşırlar. Dolayısıyla her ikisi de bizleri bağlar.

DİPNOTLAR:

1)- el-Küleynî, el-Kâfî:V, 448; Ebû Cafer et-Tûsî, et-Tehzîb:VII, 250, el-İstibsâr:III, 141; Şehîd-i Sânî, II, 103

2)- el-Küleynî, V, 448; Ebû Cafer et-Tûsî, et-Tehzîb:VII, 250, el-İstibsâr: III, 141

3)- el-Küleynî, V, 449

4)- el-Küleynî, V, 449; Ebû Cafer et-Tûsî, et-Tehzîb:VII, 250~251

5)- el-Küleynî, V, 449~450

6)- el-Küleynî, V, 449; Ebû Cafer et-Tûsî, et-Tehzîb:VII, 251; el-İstibsâr: III, 142

7)- Şeyh Sadûq, Faqîhü Men Lâ Yahduruhu'l-Faqîh:III, 292; Ebû Cafer et-Tûsî, el-İstibsâr:III, 143

8)- el-Küleynî, V, 453, 454; Şeyh Sadûq, III, 292; Ebû Cafer et-Tûsî, et-Tehzîb:VII, 250, 252, el-İstibsâr:III, 143



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

MÜT’A NİKÂHIYLA ALÂKALI HUKUKÎ DÜZENLEMELER:

Bu bölümün giriş kısmında Ehl-i Sünnet alimlerinin kafalarında canlandırıp reddettiği müt’a ile Ehl-i Beyt mektebinin kabul ettiği müt’anın birbirlerinden çok farklı olduğunu ifade etmiştik. Ehl-i Sünnet mektebinin kafasındaki müt’a nikâhı gerçekten de başı-boş bir fuhuş aracıdır. Böyle bir nikâhı kabul etmenin elbette imkân ve ihtimali yok! Ehl-i Beyt mektebi böyle serseri, başı-boş ve hiçbir hukûkî düzenlemesi olmayan bir müt’a nikâhını kabul etmez; şiddetle reddeder.

Ehl-i Beyt mektebinde müt’a nikâhının bir takım temel özellikleri ve hukûkî düzenlemeleri vardır ve bu nikâha bu şartlar dahilinde izin verilir. Söz konusu hukûkî düzenlemelerden en önemlileri şunlardır:

1. Müt’a nikâhında, tıpkı dâimî nikâhta olduğu gibi, tarafların rızası şarttır.

2. Nikâh icap ve kabûl ile kıyılır. Yani taraflardan birisi teklifini usulü dairesinde karşı tarafa iletecek ve o da bu teklifi kabul ettiğini söyleyecek.

3. Kıyılan nikâhın meşru ve sıhhatli olabilmesi için yakın akrabalık, süt bağı, kadının bir başkasının nikâhı altında veya iddet halinde olması gibi bir takım engeller bulunmamalı.

4. Müslüman bir erkek Müslüman ya da en azından Ehl-i Kitap bir kadınla, Müslüman bir kadın ise yalnızca kendisi gibi Müslüman bir erkekle müt’a nikâhı yapabilir.

5. Nikâh karşılığında kararlaştırılacak hem mehrin (ücret) hem de ecelin (süre) her iki taraf için de belirli olması gerekir.

6. Müt’a nikâhından sonra cinsel ilişki olsun olmasın kadın, kararlaştırılan mehrin (ücretin) tamamını hemen alabilir. Ancak asıl hak ediş, gerekli istifadeden sonradır.

7. Nikâh kıyılırken taraflar, cinsel ilişki olmaması dahil, bir takım şartlar ileri sürebilirler.

8. Nikâhın sıhhati için şahit bulundurmak şart değildir. (1)

9. Aklı başında reşit olmuş kimselerin sadece kendi rızalarının bulunması yeterlidir. Tabi kadında, bakire olduğu takdirde (daimi nikahta olduğu gibi) velisinin izni şarttır.

10. Detaylı açıklaması kitaplarda yer alan bir takım kusurlar dolayısıyla bu nikâha son verilebilir (fesh).

11. Müt’a nikâhında talâk (boşama) olmaz. (Ancak varsa bir durum, mahkemeye başvurulur ve gerekli görülürse hakim kararıyla taraflar birbirlerinden ayrılır.)

12. Müt’a nikâhında taraflar arasında miras tahakkuk etmez. Ancak nikâh kıyılırken şart koşulursa, mektepte en yaygın görüşe göre miras cereyan eder. Bu evlilik sonucu doğan çocuk ile ebeveyni arasında karşılıklı miras alış verişi ise vardır.

13. Müt’a nikâhında nesep hükümleri işler. Yani böyle bir nikâh sonucunda çocuk dünyaya gelirse, o çocuğun nesebi sabit, babası belli olur. (O çocukla babası ve annesi arasında her durumda miras hükümleri işler.)

14. Müt’a nikâhında iddet hükümleri vardır. Dolayısıyla nikâhta belirlenen süre (ecel) sona erdiğinde; kadın hamile ise doğum yapıncaya kadar iddet bekler. Hamile değilse iki hayız müddeti bekler. Hayız görmeyen kadınların iddeti ise 45 gündür.

Müt’a nikâhıyla evlenen çiftlerden erkek olanı bu evlilik esnasında ölürse, bu durumda kadın hamile değilse 4 ay 10 gün bekler. Hamile ise "4 ay 10 gün" ve "doğum vakti" seçeneklerinden süresi en uzun olanını tercih eder. (Yani örneğin 4 ay 10 gün geçtiği halde doğum olmamışsa doğuma kadar, doğum yapmış ama henüz 4 ay 10 günlük süre bitmemişse bu süre bitene kadar iddet bekler.)

15. Tarafların müt’a nikâhıyla ilgili gerekli bütün hükümleri ve hukûkî düzenlemeleri bilmeleri gerekir. Aksi halde onlara izin verilmez. (2)

İşte, görüldüğü gibi bu nikâhın da -tıpkı diğer nikâhta olduğu gibi- kendine özgü hukûkî düzenlemeleri ve şartları var. Ehl-i Beyt İmamları’mız (a.s) müt’a nikâhına bu şartlar dahilinde izin verirler.

Ayrıca bu ruhsatın sadece bu nikâhın hükümlerinden haberdar olanlar için geçerli olduğunu İmam Ali er-Rızâ (a.s)'dan gelen bir hadis ile yukarda tespit etmiştik. Bu yüzden İmamları’mız (a.s), kişisel ve toplumsal bir takım yaralar açmaması için, "müt’a nikâhı" nedir bilmeyen, onun hükümlerinden habersiz kişilere müt’ayı yasaklamış, onları bundan men etmişlerdir. (3)

DİPNOTLAR:

1)- Ehl-i Beyt mektebinde şahit bulundurmak hiçbir nikâh için sıhhat şartlarından değildir. Ehl-i Sünnet'in şu an yaşayan mezheplerinden Mâlikîler de aynı kanaatte. Buna göre şahit bulundurmak sadece bir anlaşmazlık olup mahkemeye düşüldüğünde ispat için gereklidir. Yoksa şahitsiz kıyılan bir nikâhın Allah katında bir mahzuru yoktur.

2)- Bu hukûkî düzenlemelerin tafsilatı için bk. el-Küleynî, V, 451~467; Şeyh Sadûq, III, 291~298; Ebû Cafer et-Tûsî, et-

Musa AYDIN-kerbela.net sayfasından alınmıştır.



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

 

Selam ebu turab

Nisa 24te anlatılan gayet açık ve net değil mi?Siz nasıl oluyor da bu ayetten yukarıda maddeleri verilen muta nikahını çıkarıyorsunuz anlamış değilim. Kuranda Allah’ın insanlara emrettiği nikah gayet açık ve net bunu beğenmeyip başka nikah yöntemleri uydurmakta neyin nesi?

Geçmişte olanlar hâriç, (bundan böyle) babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin, çünkü bu fuhuştur, (Allah’ın) hışmıdır ve iğrenç bir yoldur. 4/22

- Size (şunlarla evlenmenizde) haram kılındı: Analarınız, kızlarınız kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren (süt) analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, birleştiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız - eğer onlarla henüz birleşmemişseniz, (kızlarını almaktan ötürü) üzerinize bir günah yoktur - kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları ve iki kız kardeşi bir arada almanız. Ancak geçmişte olanlar hâriç. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 4/23

- (Savaşta esir olarak) ellerinize geçen (kadın)lar müstesnâ, evli kadınlar(la evlenmeniz)de (yasaklandı.İşte bunlar) size Allah’ın yazdığı yasaklardır. Bunlardan ötesini, iffetli yaşamak, zinâ etmemek şartıyla mallarınızla istemeniz (mehirlerini verip almanız), size helâl kılındı, kendileriyle evlenip faydalandığınıza, takdir olunan ücretlerini bir hak (farz) olarak verin. Ücretin (mehrin) kesiminden sonra karşılıklı anlaşma(k sûretiyle kesilenden az veya çok vermeniz)de üzerinize bir günah yoktur. Şüphesiz Allah bilendir, hikmet sahibidir. 4/24

Bakın nisa 22 ve nisa 23 inanlara kimlerle  evlenip evlenemeyecekleri anlatılıyor nisa24te bu anlatılanların devamı şeklinde olup ellerinize geçen evli kadınlar müstesna evli olan kadınları nikah etmeyin deniyor.Yani mümin biri komşusunun boşanmamış karısını nikah edemez diyor.Ama ellerinize geçen (i savaşta esir düşen evli kadınlarla )evlenebilirsiniz diyor.O kadının bir yerlerde kocası var ve ondan boşanmamış ancak kendisi savaş sonunda esir düşmüş ve esir düştüğü yerde yaşamını ikame etmekte.Kocasına tekrar geri dönmesi mümkün olmadığından da onun nikahı düşmüş kabul edilip bu kadınla evlenmemin uygun olduğu anlatılıyor.Buraya kadar ayeti muta nikahını ortaya sürenlerle benim aynı anladığı kanaatindeyim.Ancak ayetin bundan sonrasını muta nikahını savunanların nasıl anladığı aşağıdaki gibi.

Sübhânallâh! Sen Allah'ın şu ayetini hiç okumadın mı?: "Onlardan bir şeye karşılık istimtâ ettiğinizde, ücretlerini kendilerine kararlaştırıldığı biçimde verin." [Nisâ:24]"

Ebû Hanîfe diyor ki: "Allah'a yemin ederim ki, bu sanki daha önce hiç okumadığım bir ayet idi!" (5)(ebu turab yazdı)

Peki böylemi?

Ayetin devamı şöyle Allah’ın size yazdığı yasaklar bunlardır(yani nisa 22 23 ve 24te belirtilen kimseler)

Bunlardan ötesini(yani bu sayılıp listelenilen yasaklı kimseler dışında kalanları)iffetli yaşamak,zina etmemek şartıyla mallarınızla istemeniz(bu kimselerle evliliğe talip olmanız) size helal kılındı. “kendileriyle evlenip faydalandığınıza, takdir olunan ücretlerini bir hak (farz) olarak verin.”Yapılan evliliğin neticesinde kadının evlilik akdi öncesinde takdir edilen mehire hak sahibi olduğu vurgulanıyor.Yani o nikahın gerçekleşmesi o kadına o mehiri hak etmesine vesile oluyor.

Görüldüğü üzere açıkça anlatılan Müslümanlar üzerine farz olan NİKAH.Sizin yaınızda bahsettğiniz ve maddelerini verdiğiniz muta nikahı belirtilmiyor.

8. Nikâhın sıhhati için şahit bulundurmak şart değildir. (1) (ebu turab yazdı)

Neden şahit bulundurmak nikahın sıhhati açısından şart değil?Muta nikahı derken bile nikah kelimesini kullanıyorsunuz bakın nikah neymiş;

Nikah nedir;

kelime manası duyurmak, ilan etmek..
 
-bakın
biz evleniyoruz
zaman gelir yanımdaki bu
adam/hatun kişiyle beni
beraber görürseniz
dedikodu yapmayın.
biz evlendik
bilesiniz

Kelime anlamı duyurmak ilan etmek olan bir eylemin şahitler huzurunda yapılmasından daha sıhhatli ne olabilir?



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

selam savana,

yazımın başında aynen şöyle demişim:

"Öncelikle şunu söyleyim,aşağıdaki yazıyı karşı tarafıda dinlemenin bilimsel bir tartışmanın gereği olduğunu düşündüğüm için gönderiyorum".evet bu ifadeyi özellikle yazmıştım.forumdakiler nikahı savunduğumu sanıp hemen saldırıya geçmesinler diye yazdım ama nafile.

muta taraftarı olduğum için değil sadece caferi mezhebinin bu mevzudaki savunması ve delillerinin ne olduğunu forum takipçilerine sunmak maksadıyla yazdım.yazı benim düşüncelerim değil bir iktibas.birşey uydurmuş değilim.

bana sorduğun soruları şia müçtehidlerine sorarsan daha uygun olur.



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats