Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Arkadaşlar size Kurandaki din sitesinden güzel bir alıntı sunmak istiyorum. Katılmamak mümkün değil. İyici okunursa anlamanız kolaylaşır.

KURAN’DA BAŞI KAPAMAK GEÇMİYOR

Mümin kadınlara da söyle: Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünenler hariç açmasınlar. Örtülerini yaka açıklarına koysunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları, yahut babaları, yahut kocalarının babaları, yahut oğulları, yahut kocalarının oğulları, yahut kardeşleri, yahut kardeşlerinin oğulları, yahut kendi kadınları, yahut ellerinin altında bulunanlar, yahut kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar, yahut kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hepiniz topluca Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz.

24 Nur Suresi 31

Kadını kendi zihniyetine göre yaşatmak isteyen zihniyetin çarpıttığı ayetlerin başında bu ayet gelir. Bu ayetteki “hımar” kelimesi geniş manalı bir kelime olup örtü manasına gelir. Eski Arap yazılarına bakılırsa hımarın yere konulan, masaya örtülen veya herhangi bir örtüyü tarif edebileceğini görürüz. Hımar, başı örterse başörtüsü olur, masaya konursa masa örtüsü olur. Allah eğer “hımar” kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi “hımarürres” gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi: Böylece “res” kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve örtü kelimesi olan “hımar” ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı. Nitekim abdest alınmasıyla ilgili ayette başın sıvazlanması söyenirken, baş kelimesi Arapça karşılığı ‘res’ ile vurgulanır.

Üstelik ayette kapatılacak yerin yaka açığı olduğu geçer. Yani hımarın başı kapatması değil, ayette açıkça yaka dekoltesini örtmesi istenir. (Yaka açığı manasına gelen ‘cuub’ kelimesi hem bu ayette kapanılacak bölgeyi belirtmek için, hem Hz. Musa’nın yaka açığına elini soktuğunu belirten ayetlerde geçer.) “Hımar” kelimesi sırf başörtüsü manasına gelse bile bu ayetten başı örtmek değil, yine yaka dekoltesini kapatmak anlaşılacaktı. Üstelik başörtüsünü Kuran’a maletmek isteyen zihniyet, açık bir saptırma yaparak “felyedribne” fiilini “salsınlar” diye tercüme etmeye kalkmıştır. Böylece ayeti okuyan “başörtüsünü yaka açıklarına salsınlar” şeklinde okuyacaktır. Oysa hiçbir şekilde “darabe” kökünden türeyen “felyedribne” fiili “salsınlar” manasına gelmez. Bu fiille örtünün yaka açığına konulması yani kapatılması anlatılır. Kuran’da salsınlar, indirsinler manasında “felyüdnine” kelimesi kullanılır. Allah böyle bir ifade kullanmak isteseydi “felyedribne” fiili yerine “felyüdnine” fiilini kullanabilirdi. Bu örnek bize gelenekçi zihniyetin, kendi fikirlerini doğru çıkartmak uğruna gereğinde Kuran’daki kelimelerin manasını kaydırmaktan çekinmediğini göstermektedir.

Ayette diğer dikkat etmemiz gereken nokta “süsler” kelimesi ile neyin kastedildiğidir. Bizim kanaatimize göre “süsler” kelimesi ile özellikle “göğüsler” kastedilmektedir. Çünkü ayetteki tüm noktalarla mantıklı bir şekilde göğüs bölgesinin uyum sağladığı kanaatindeyiz. Birincisi, ayette yaka açıklarının kapatılması geçiyor, yaka açıklarından ise göğüsler gözükür. İkincisi, ayette gizlenen süslerin belli edilmesi için ayakların yere vurulmaması geçiyor. Ayaklar yere vurulduğunda vücutta belli olacak yer özellikle göğüslerdir. (sütyenin o dönemde icad edilmediğini düşünürsek bu daha da iyi anlaşılır.) Üçüncüsü, ayetten kendiliğinden görünenler hariç süslerin kapanması söylenmektedir. Ne kadar kapatılmaya çalışılırsa çalışılsın özellikle iri göğüsler, çeşitli fiziksel hareketlerde, hatta rüzgarın esmesiyle elbise yapışınca bile kendini belli edebilir. Ayetten bunun doğal olduğu anlaşılır. Dördüncüsü, ayette süslerin kimlerin yanında açılabileceği söylenir. Kuran’daki diğer ayetlerden kadınların bir kısmının iki yıl gibi uzun bir süre çocuklarını emzirdiğini görüyoruz. Kadının, babası gibi yakınlarının yanında, çocuğu acıktığında ve ağladığında onu emzirmesi gerekebilir. Ayetteki bu açıklamanın özellikle bu konuda kadınlara büyük kolaylık sağlayacağı kanaatindeyiz. Tüm bu izahlara göğüs gibi uyan başka bir bölge bulunmadığı için süslerle özellikle göğüslerin kastedildiği sonucuna varabiliriz. Süsler kelimesinden ziynet, takı gibi maddelerin anlaşılamayacağı ayetin bütünsel olarak ele alınmasıyla açığa çıkar. Çünkü ayette kadınların süslerini kendi kadınları yanında açabileceği geçiyor. Takı gibi maddeler tahrik unsurundan daha çok hava atma unsuru olabilir. Eğer bu hava atma olayı engellenilmeye çalışılsaydı, buna ilk karşı cins erkekler yerine, aynı cinsten olan kadınlar dahil edilirdi. Ayrıca ayakları yere vurunca hangi ziynet, takı eşyası belli olur? Kendiliğinden gözüken ziynet, takı ne olabilir? Araf suresi 31’de ziynet eşyalarının mescid yanında giyilebileceğinin söylenmesi, takıların cami yanı gibi en kalabalık yerlerde de teşhir edilebildiğini, yani saklanmasına gerek olmadığını gösterir. Görüldüğü gibi mantıksal bir elemeyle gidildiğinde ayetin özellikle göğüs bölgesinin kapanmasını vurguladığı anlaşılır.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba efendim. Hoş geldiniz. Ama yanınızda getirdiğiniz bu yazı harika bir çarpıtma yazısı. Hiç güzel değil.

Örneğin cuub (tekili: ceyb) yaka açığı diye çarpıtılmış. Aslında göğüs açığıdır. Bakın bu çarpıtma yüzünden yazarımız “yaka yırtmacından göğüsler gözükür” diyerek nasıl çelişkiye düşmüş.

Yaka açığından gırtlak gözükür. Göğüsleri açığa vuran ise göğüs açığıdır. Allah’ın "Edhıl yedeke fî ceyb ike!" buyruğunu yerine getiren Hz Musa elini göğsüne götürmüştür; gırtlağına değil.

Yazı bir sürü tutarsızlıkla dolu. Ve hepsinin temelinde bu gırtlak-göğüs çarpıtması yatıyor.

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Kuran’daki diğer ayetlerden kadınların bir kısmının iki yıl gibi uzun bir süre çocuklarını emzirdiğini görüyoruz. Kadının, babası gibi yakınlarının yanında, çocuğu acıktığında ve ağladığında onu emzirmesi gerekebilir.

Yazarımıza göre hadi kadının babası sakıncasız... da "gibi"si noluyor? Örneğin kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar. 

Sayın ofsar, bunu sizin mideniz kaldırıyor mu?

Örneğin Sayın Hayrunnisa Gül'ün, kendisinin hizmetinde bulunan, erkek korumalarına göğsünü açması caiz midir? Denemesi bedava. Sorun Sayın Hayrunnisa Gül'e, kardeşim. "Açar mısın?" deyin.

Fesübhanallah.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Önce hinlik yapmayı bırakıp dürüst olmamız gerekiyor. Benim isyanım ilahî mesajı beşerî görüşlerle pisleyip Allah'ın ayeti diye pazarlayan hinliğedir.  

Mealdeki şu ifadelere bakın: kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkekler

Bunun Arapça metindeki karşılığı olan "gayri ûli'l ırbe"de kadına diye bir kelime yok. IRBE yalnızca ihtiyaç demek. O halde çarpıtmasız meal şudur: ihtiyaçsız erkekler.

Ne var bunda, canım? Arapça metin öyle ama meal de kadına ihtiyaç duymayan erkekler oluversin? Kıyamet mi kopar?

Bunu söyleyenlerin şu meale tepkilerini görmek isterdim: takılara ihtiyaç duymayan erkekler. Kıyameti koparırlar mı koparmazlar mı. 

Bakın bu da bir tür ictihad kapısı kapanmıştır despotluğudur. Ki yüzyıllardır Allah'ın dinini müzakerenin nimetinden yoksun bırakıyor. Çünkü Arapça bilmeyenler gayri ûli'l ırbeti mine'r ricâl diyen Allah'ın kadına ihtiyaç duymayan erkekler dediğine bir iman ettiler mi artık atabilirseniz atın o aldanma fesadını kafalardan.  

Tesettürlü kardeşlerimize sordum: Saçınızı, göğsünüzü kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkek hizmetçinize açmanız caizmiş; Allah Nûr 31'de öyle diyormuş. Açar mısınız?" 

Bir kardeşimizin cevabı: "Hayır! Çünkü önemli olan, benim ona nasıl baktığımdır; onun bana nasıl baktığı değil."

Moderatör Notu:Forum kurallarına aykırı olarak yazılan edebe aykırı yazılar silinmiştir.

*

Mümin kadınlara da söyle: Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünenler hariç açmasınlar. Örtülerini yaka açıklarına koysunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları, yahut babaları, yahut kocalarının babaları, yahut oğulları, yahut kocalarının oğulları, yahut kardeşleri, yahut kardeşlerinin oğulları, yahut kendi kadınları, yahut ellerinin altında bulunanlar, yahut kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar, yahut kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hepiniz topluca Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Görüyorum ki benim bu isyanımı incitici bulanlar var. Oysa asıl incitici olan, inanan kadınların göğüslerini kadına ihtiyaç duymayan erkek hizmetçilere açmasına verilen icazettir. Örneğin Nûr 31'deki "gayri ûli'l ırbeti mine'r ricâl"in "kadına ihtiyaç duymayan erkek hizmetçiler" olduğunu öne süren meal.

Kadınlara yapılan o hakarete tepkisiz kalıp benim o hakarete itirazıma  tepki gösterilmesini kınıyorum.  

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam hasan akçay

Yukarıdaki yazınızdaki müstehcen ifadelerin kaldırılmış olmasına kendi adıma memnun oldum.

Haklı olduğunuz\yada olabilceğiniz bir konuda incitici ve pornografik yazılar yazarak kendinizi haksız durumu düşürüyorsunuz.O konudaki yazınız itibar görmez hale geliyor.Eleştirinin adabı erkanı olmalı.

Ben bu sitede mevlananın eşekle ilgili pornografik bir hikayesini okudum sözde o ilişkiyi yeriyordu ancak böyle bir hikayeyi kaleme alıp ballandıra ballandıra anlatması mevlanadan nefret etmeme ve onun doğruluğa ve iyiliğe davet eden sözlerine bile itibar etmememe neden oldu.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba savana. Size saygım her zamanki gibi devam ediyor. Konu kişisel değil. Sizin yazınızdan da bunu çıkardım ve sevindim. Teşekkür ederim.  

Ama yazımda müstehcen hiç bir anlatım yok. Birileri var der ve bu kafada giderse Kuran'ı da sansür eder bir gün. Çünkü orda bundan daha açık anlatımlar var.

O sözler yerlerine geri konuncaya kadar bu foruma katılmıyacağım. Elimdeki tek yaptırım gücü bu.  

Konu tesettür fesadının uyduruk gerekçesi. İddia o ki kadın vücudunun mahrem denen yerleri  kadına ihtiyaç duyan erkeği tahrik ediyormuş. Etmesin diye kadın oralarını örtüp saklamalıymış. Ama eğer erkek kadına şehvetle yaklaşamaz haldeyse; örneğin kadının babasıysa, iğdişse ya da çok yaşlıysa kadın ona oralarını açabilirmiş. Örneğin göğsünü.

Belli ki bu iddianın sahipleri kadın-erkek ilişkisine yalnızca erkeklerin açısından bakıyorlar. Kadınların da insanca ihtiyaçlar içinde olabileceğini akletmiyorlar. Onlara göre varsa yoksa erkekler, varsa yoksa erkeklerin şehevî ihtiyacı. Kadın yok.

Erkeği kırmızı gören boğa ve kadını da boğa güreşçisinin elindeki kumaş parçası yani mal derekesine düşüren bu iddia kadınlara hakarettir.

Artı, Allah’a itirazdır çünkü Allah erkek-kadın ilişkisine kadınların açısından da bakıyor. Kanıt Nûr 60. Ayetin konusu şehevî ihtiyacı kalmamış oturan kadınlar. İşte onlar giysilerini atabilirler. Erkekler onları o halde görünce şehveten  tahrik olurlarmış ya da olmazlarmış... Allah'ın umurunda değil.  

Ben işte bunu anlatmak ve "İnanan kadınların, kadına ihtiyaç duymayan erkeklere göğüslerini açması caizdir; Allah Nûr 31’de bunu söylüyor," iddiasını çürütmek istedim. Elbet diyecektim ki asıl önemli olan erkeğin değil kadının şehevî ihtiyacıdır (Nûr 60).

Yani şehevî ihtiyaçtan söz etmek zorundaydım. Kanıt için "Osmanlı sarayında erkeksizlikten imanı gevreyen cariyeler iğdiş harem ağalarına şehvetle bakmış olabilir," diyecektim. Onların durumuna düşen her kadının kadına ihtiyaç duymayan erkek hizmetçisiyle aynı işi yapmaya kalkmasının muhtemel olduğunu söyliyecektim. Bu sözlerin “Kadınlar ille öyle yapar!” diye anlaşılacak hiçbir yanı yok.     

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhabalar;

Hasan Akçay'ın yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum. Neden derseniz, osmanlı sarayında bir padişahın birkaç hanımı, onlarca cariyesi varken, tek başına bir erkeğin bu kadar kadınla nefsani olarak mücadele etmesi imkansız gibi görünüyor ve kaldı ki bu kadınların da gizli ya da açık kendi ihtiyaçları doğrultusunda birşeyler yaptığı akla yakın geliyor, umulur ki yapılmamıştır.

Esas diyeceğim şudur, bir erkeğin kadına şehvetle yaklaşması için kadının açık ya da örtülü olmasına gerek yok, kadın olduğunu bilmesi yetiyor.

Bu yüzden bizi çuvala sokmaya çalışan zihniyeti şiddetle kınıyorum.

Allahın yasaları çerçevesinde yaşamaya gayret eden müslüman dul bir bayanım. Düşünün, dışarıda şortla dolaşan, teni güneşten yanmış bir erkek bir kadını tahrik edemezmi sizce, bal gibi de eder ve hiçbir kadın da benim kadar cesur davranmayıp bunu söyleyemez bile, bırakın başkalarını kendi bile itiraf edemez.

Modern dünyada her tür giyimle erkek olsun kadın olsun zaten karşı karşıya kalıyoruz. Erkeklerin tek savundukları, efendim giyinmemiş, o halde ben de bakarım.

Yok öyle şey, sen Allaha inanıyorsun, Allah buyuruyor:

İnanan kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar. Şahsen ben bu durumda böyle yapıyorum, direk gözümü çeviriyorum.

Ve Allah yüce kitabında yine der:

İnanan erkeklere de söyle gözlerini haramdan sakınsınlar.

Buyurun, emir iki tarafa da. Ne yapacaksınız?

Hepiniz Allaha emanet olunuz...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Burada sansür edilen bölüm aslında Nur Sûresi; çeviri-yorum adlı çalışmamda nerdeyse aynen var. Görünen o ki "Hanif dostlar"ın E-Kitaplığında en çok tıklanan çalışmalardan biri o. Müstehcen bulunmamış; sansüre uğramamış.

Oradan aktarıyorum

Hasan Akcay Yazdı: Önce hinlik yapmayı bırakıp dürüst olmamız gerekiyor. Benim isyanım ilahî mesajı beşerî görüşlerle pisleyip Allah'ın ayeti diye pazarlayan hinliğedir.   Mealdeki şu ifadeye bakın: kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkekler. Bunun Arapça metindeki karşılığı olan "gayri ûli'l ırbeti mine'r ricâl"de kadına diye bir kelime yok. IRBE yalnızca IHTIYAÇ demek. O halde çarpıtmasız meal şudur: ihtiyaçsız erkekler. Ne var bunda, canım? Arapça metin öyle ama meal de kadına ihtiyaç duymayan erkekler oluversin? Kıyamet mi kopar? Bunu söyleyenlerin şu meale tepkilerini görmek isterdim: takılara ihtiyaç duymayan erkekler. Kıyameti kopar mı kopmaz mı?  Bakın bu da bir tür ictihad kapısı kapanmıştır despotluğudur. Ki yüzyıllardır Allah'ın dinini müzakerenin nimetinden yoksun bırakıyor. Çünkü Arapça bilmeyenler gayri ûli'l ırbeti mine'r ricâl diyen Allah'ın kadına ihtiyaç duymayan erkekler dediğine bir iman ettiler mi artık atabilirseniz atın o aldanma fesadını kafalardan.  Tesettürlü kardeşlerimize sordum: Saçınızı, göğsünüzü kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkek hizmetçinize açmanız caizmiş; Allah Nûr 31'de öyle diyormuş. Açar mısınız?"  Bir kardeşimizin cevabı: "Hayır! Çünkü önemli olan, benim ona nasıl baktığımdır; onun bana nasıl baktığı değil." Moderatör Notu:Forum kurallarına aykırı olarak yazılan edebe aykırı yazılar silinmiştir.

Bu cevabın çağrıştırdığı halleri düşünün.

Moderatör Notu: Forum kurallarına aykırı olarak yazılan edebe aykırı yazılar silinmiştir.

…

Allah’tan ki inanan kadınlar tesettür ulemasının bu ahlaksız icazetini kâle almıyor.

Özetle, inanan kadının saç tokasını, altın zincirini erkek tâbisine açması sakıncasızdır. Ama şehvet uyandırır diye örttüğü saçını başını, göğüs çatalını...?

Aklınızı başınıza toplayın.

Var sayın ki sayın Emine Erdoğan’ın korumalarından birisiniz. "Sayın Emine Erdoğan!" deyin. "Ulema diyor ki saçınızı erkek tâbilerinize açabilirsiniz. Açın göreyim!"

Hele bi deneyin.