HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: ATALAR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
savas1
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 261
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savas1

blue Yazdı:
Ataların bize din diye aktardığını Kuran süzgecinden geçirelim demek; ataları silelim, toptan red edelim, onlara karşı zırha bürünelim anlamlarına gelmez tabiki.

Sonuçta biz bir ot gibi bir kayanın dibinde bitmedik, içine doğduğumuz bir aile, kök, atalar var. Bu gerçek bile insanların aile kavramına ne kadar değer vermeleri gerektiğine bir işaret.

Allah da bize atalarınızı silin demiyor; onlara karşı iyilikle davranın ama size benden başkalarına kulluk etmeniz için etkide bulunmaya çalışırlarsa onlara uymayın diyor bu kadar açık.

(LOKMAN suresi 15. ayet) Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, böylece ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.

selam

siz sanırm yanlş anladınız verilmek istenen mesajı

kimse atalarınızı silin, onların dediği hiçbirşey doğru değildir demiyor, ancak din / dini hükümler  ve Allaha ilahlık konusunda eğer onlar size yanlş bir öğütte, öğretimde bulunurlarsa onları sorglayın, körükörüne inanmayın diyor

Çünkü toplumdaki birçok insan, sorgulamadan öğrendiği şeylerin gerçekliğini araştırmadan inanıyor, çünkü onlara diyenler de onların büyüğü gibi düşünüyor, onları yanılmaz, hatasız görüp güveniyor dediklerine....

Oysa herkes bize yanlış birşeyler söyleyebiilir, kimse yanılmaz değildir, öyleyse bize herkim bilgi verirse versin gerçekliğini araştıralım, Kuranla tetkik edelim bu öğretilenleri

saygı ile...

 



__________________
Ne kadar uzak olsak da çok yakınız, daha yürekten olamazdım, daima kim olduğumuza güveniyorum ve başka hiçbirşey önemli değil... Metallica-Nothing Else Matters
Yukarı dön Göster savas1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savas1
 
blue
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 26 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 10
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı blue

savaş1 Yazdı:

blue Yazdı:
Ataların bize din diye aktardığını Kuran süzgecinden geçirelim demek; ataları silelim, toptan red edelim, onlara karşı zırha bürünelim anlamlarına gelmez tabiki. Sonuçta biz bir ot gibi bir kayanın dibinde bitmedik, içine doğduğumuz bir aile, kök, atalar var. Bu gerçek bile insanların aile kavramına ne kadar değer vermeleri gerektiğine bir işaret. Allah da bize atalarınızı silin demiyor; onlara karşı iyilikle davranın ama size benden başkalarına kulluk etmeniz için etkide bulunmaya çalışırlarsa onlara uymayın diyor bu kadar açık. (LOKMAN suresi 15. ayet) Bununla birlikte, onların ikisi (annen ve baban) hakkında bir bilgin olmayan şeyi bana şirk koşman için, sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda onlara itaat etme ve dünya (hayatın) da onlara iyilikle (ma'ruf üzere) sahiplen (onlarla geçin) ve bana 'gönülden-katıksız olarak yönelenin' yoluna tabi ol. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır, böylece ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.


selam


siz sanırm yanlş anladınız verilmek istenen mesajı


kimse atalarınızı silin, onların dediği hiçbirşey doğru değildir demiyor, ancak din / dini hükümler  ve Allaha ilahlık konusunda eğer onlar size yanlş bir öğütte, öğretimde bulunurlarsa onları sorglayın, körükörüne inanmayın diyor


Çünkü toplumdaki birçok insan, sorgulamadan öğrendiği şeylerin gerçekliğini araştırmadan inanıyor, çünkü onlara diyenler de onların büyüğü gibi düşünüyor, onları yanılmaz, hatasız görüp güveniyor dediklerine....


Oysa herkes bize yanlış birşeyler söyleyebiilir, kimse yanılmaz değildir, öyleyse bize herkim bilgi verirse versin gerçekliğini araştıralım, Kuranla tetkik edelim bu öğretilenleri


saygı ile...


 



Yazımı dikkatli okursanız zaten doğru anladığımı ve ataların dinini devam ettirmeyelim diyenlerin, ataları silelim demediğini anlatıyorum. syagılar
Yukarı dön Göster blue's Profil Diğer Mesajlarını Ara: blue
 
ABCDF
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 412
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ABCDF

http://www.haber10.com/makale/9777/

İhsan Eliaçık  23 Aralık 2007

Atalar dini

Her kim karşılaştığı bir bilgi veya iddia karşısında “Geçmiş atalarımızdan böyle bir şey görmedik” diyorsa bilsin ki eski inkarcılarla “aynı mantığı” kullanıyor demektir

Şamanizm başta olmak üzere antik (eski) Avrasya dinlerinin dört temeli vardı: Gök tanrı inancı, şamanlar, atalar ve ölüler…

Gök” anlamına da gelen “Tengri” (Tanrı) kelimesinin, bütün bu coğrafyalarda iki bin yıldır hiç değişmeden kullanılıyor olmasından da anlaşılacağı gibi antik Avrasya dinleri, başta İslam olmak üzere yeni ortaya çıkan dinlere rağmen sanıldığının aksine ölmedi, yaşıyor…

Örneğin, Türklerin, İslam’a girmekle gök tanrı inancını, şaman merkezli din anlayışını, atalar kültünü ve ölülerin diriler üzerinde etkili olduğu inancını tümüyle terk ettiğini söylemek mümkün değildir.

Dahası İslam Arapları, Farsları ve Türkleri atalar dininden ne derece vazgeçirmiştir acaba?

Bugün bu ülkelerde gök tanrı inancı başta olmak üzere şamanik görüngüler; şeyhler, imamlar, pirler, seyyitler, dedeler, yeşil sarıklı ulu hocalar, seçilmiş hanedanlar, mübarek soylar…

Geçmiş büyük zatlar, kutsal atalar…

Türbeler, yatırlar, kabirler, anıtmezarlar…

Bütün görkemi ile sürüyor.

***

İyi de, İslam bunlara karşı mı ki?

Dinin kaynağı ve mutlak doğruluk ölçütü olarak görülüyorlarsa evet, her toplumda görülen olağan sosyolojik gerçekler olarak görülüyorlarsa hayır.

Sorun ne o zaman?

Sorun, bugün yaşayanların “Geçmiş atalarımızdan böyle bir şey duymadık” argümanını mutlak doğruluk ölçütü ve her tür yeni açılıma karşı çıkmanın gerekçesi yapmalarıdır.

Mutlak doğruluğun ölçütü olarak ataların, ölülerin, mezarların gösterilmesidir.

Oysa yaşayanların aklını ve vicdanını hiçe sayan bu türden mutlak doğruluk ölçütlerine Kur’an’ın şiddetle itiraz ettiğini görüyoruz.

Kur’an’da en sert eleştirilerin “Geçmiş atalarımızdan böyle bir şey duymadık” (Kasas; 28/36) diyenlere yönelik olduğunu biraz Kur’an okuyan herkes bilir.

“Ama orada kastedilen müşriklerin ataları, bunun bizimle ne alakası var?” diyorsanız Kur’an’ı hayatın ve çağın dışına yine itiyorsunuz demektir.

Kur’an “geçmiş atalar” (abâine’l-evvelîn) derken sadece o günkü muhatapların atalarını mı kastediyor? Eğer sadece İbrahim’in, Musa’nın, İsa’nın veya Muhammed’in (s.a.v) atalarının kastedildiği sanılıyorsa “Yaşayan Kur’an” diye boşuna çırpınıyoruz demektir.

Onlar öleli binlerce yıl oldu.

Ve şu an Kur’an’ı okuyan biziz.

Şu an “yaşayan muhataplar” biz olduğumuza göre oradaki atalar da artık bizim atalarımız.

Çünkü atalar kültü yaşıyor ve onları mutlak doğruluk ölçütü olarak kabul edenler hala var.

Ali Şeriati’nin tabiri ile atalar dini insanın dört zindanından birisi olmaya hala devam ediyor.

Bugün hala, İbrahim’in, Musa’nın, İsa’nın veya Muhammed’in (s.a.v) söylediğinin onda birini söyleyin, yaptığının birazcığını yapmaya kalkın aynı gerekçe ile mahkum edildiğinizi göreceksiniz; “Biz atalarımızdan böyle bir şey görmedik…”

Ve bunlar kıyamete kadar da bitecek gibi görünmüyor.

Onlar bitmiyorsa “Ya atalarınız bilmiyorsa” (Maide; 5/104) sorusu da bitmeyecek, kıyamete kadar sorulmaya devam edecek demektir. Çünkü Kur’an’ın soruları indiği yedinci yüzyıl dil, tarih ve coğrafya evrenine gömülüp gitmiş değildir.

Dikkat edilirse Kur’an bu tür sorularla konudan ziyade konuya itiraz gerekçesini sorguluyor. İstiyor ki “yetişkin insan” kendisi düşünsün, kendi kararını kendisi versin. Kendi ayakları üzerinde dursun, özgür olsun. Kur’an yaşayan ölüler değil; “özgür ve diri muhataplar” görmek istiyor.

Sanki şöyle demek istiyor: “Kendi aklınızı ve vicdanınızı kullansanıza? ‘Atalarımızdan böyle bir şey duymadık’ ne demek? Ya onlar bilmiyorsa? Ya onlar yanılmışsa? Sizi onlar mı kurtaracak?”

***

Cemaleddin Efgani’nin “Hiçbir peygamber yoktur ki getirdiği din kendisinden sonra ters yüz edilmemiş olsun” sözüne ek olarak “Hiçbir peygamber yoktur ki atalara, törelere ve geleneklere karşı gelmekle suçlanmamış olsun” dersek hiç de yanlış bir şey söylemiş olmayız.

İlk genellemeyi bizzat tarihî süreçten, ikincisini de bizzat Kur’an’dan çıkarıyoruz.

Kur’an, “Nuh, Ad, Semud ve onlardan sonrakiler…” diye genelleyerek peygamberlere hep şöyle denerek karşı çıkıldığını haber verir: “Siz de bizim gibi bir beşersiniz. Atalarımıza taptığımızdan bizi uzaklaştırmak istiyorsunuz. Madem öyle bize güce dayalı apaçık delil (mucize/sultanun mubîn) getirin…” Peygamberler ise bu talebe söze dayalı apaçık deliller (ayâtun beyyinât) getirerek cevap verirler. (İbrahim; 10/9-15)

Getirdiklerinin özü “Allah’a ve ahiret gününe iman”, uyarılarının (inzar) özü de ölüm, afet ve kıyameti haber vermekten ibaretti. Yani enfüsteki ve afâktaki ayetleri; olmakta olanı (tarih, hayat, tabiat) işaret eden kelimeleri (vahiy) iletmekten ibaretti.

İşte buna söze dayalı apaçık deliller (ayâtun beyyinât) demekteydiler.

İnkarcılar ise bunlara “bir takım büyüleyici sözler” (sihrun mubîn) diye karşı çıkıyorlardı. Bu ithamla, insanları büyülediklerini, akıllarını başlarından aldıklarını; Allah, cennet, köşk, huri vs. diyerek hayalî vaatlerde bulunduklarını, böylece çaresiz ayak takımını cazip vaatlerle cesaretlendirerek isyana teşvik ettiklerini kastediyorlardı.

“Bu asılsız bir büyülemeden başka bir şey değil; geçmiş atalarımızdan böyle bir şey duymadık” (Kasas; 28/36) dendiğine göre, burada “duymadık” ( semi’nâ) demekle söylenen sözün büyüleyiciliği kastedilmekteydi. Yani “Bu büyüleyici sözleri/parlak iddiaları daha önce atalarımızdan duymamıştık” demek istemekteydiler.

“Bunlar eskilerin masalları” (esâtiri’l-evvelîn) derken de kastettikleri kıssalar değil; ölülerin dirilmesi, hesap, cennet, cehennem konularıydı. Bunları hayal ürünü vaatler olarak görüyorlardı. Yani “Ölüler dirilecekmiş… Cennete veya cehenneme gidecekmişiz… Bunlar başka bir şey değil; eskiden beri söylenip duran hayal ürünü masallar…” demek istemekteydiler.

Yani tartışma, Kur’an’da imanın özü olarak ortaya konan “Allah’a ve ahirete iman” etrafında dönmekteydi. Ki bu konu İslam maneviyatının temeli olup esasında bilgiden ziyade, bilincin ve imanın konusudur. Yani herhangi bir maddi delil ile ispatlanabilecek veya çürütülebilecek bir konu değildir. Kişinin vicdanında/kalbinde/gönlünde uyanan bir duygu, sezgi, güven, itminan ve zihninde oluşan bir bilinç halidir. Bu açıdan bakıldığında İslam, sadece bir vicdan işi değil; vicdan ile başlayan bir iştir. Yani kökünde o iman vardır, o iman temeli üzerinde yükselir…

***

Şu halde peygamberler döneminde “dindeki yeniliklere”, peygamberlerden sonraki dönemlerde de “dinî düşüncedeki yeniliklere” hep aynı gerekçe ileri sürülerek karşı çıkılmaktadır: “Geçmiş atalarımızdan böyle bir şey duymadık…”

Bunu sadece Allah’a ve ahiret gününe imanla ilgili ve müşriklere mahsus bir itiraz gerekçesi olarak görebilir miyiz?

Her kim karşılaştığı bir bilgi veya iddia karşısında “Geçmiş atalarımızdan böyle bir şey görmedik” diyorsa bilsin ki eski inkarcılarla “aynı mantığı” kullanıyor demektir. Biz burada mantığı sorguluyoruz; inançları değil. Çünkü kendi aklını başkasına kiraya verici ve düşünmeyi başkasına hele de ölülere devredici bu mantık kesinlikle Kur’an’ın tasvip ettiği bir şey değil. Yani inkar edeceksen bari kendi aklınla inkar et; hiç olmazsa bir şey yapmış olursun…

Öte yandan bu argüman hayli de kullanışlı bir malzeme…

Akif’in tabiri ile “Böyle gördük dedemizden…”

“Onca geçmiş büyüklerimiz görememiş de...”

Peki, bir şeyin doğruluğu veya yanlışlığı “geçmiş büyükler” ile ölçülür mü?

Geçmiş büyükler doğruluğun veya yanlışlığın ölçüsü olabilir mi?

Ya İmamı Şafi hata yaptı ise?

Ya Gazali yanlış düşündü ise?

Ya Buhari’nin gözünden kaçtı ise?

Ya Mevlana bilmiyor idiyse?

Ya Said-i Nursi göremedi ise?

Ya Mustafa Kemal yanıldı ise?

Ne oldu? Şaşırdınız mı?

Bizim geçmiş atalarımız bunlar değil mi?

Hani Kur’an’ı şimdi iniyor gibi okuyacaktık?

Okuyoruz işte niye şaşırıyorsunuz?

Söyler misiniz, Kur’an’ın “Ya atalarınız bilmiyorsa?” (Maide; 5/104) sorusunun muhatabı şu an kim?

En arka sıra müdavimi haylaz öğrencilerin, öğretmenin “Sen! sen arkadaki söyle bakalım!” deyince, üzerine alınmamak için arkasındaki duvara bakması gibi, Kur’an’ın bu tür soruları karşısında arkamızdaki duvarlara mı bakalım?

O atalar bizim atalarımız.

Şu an muhatap da biziz, biz!

***

Onlar sağlam bilginin ışığında yürümüş ve doğru olanı yapmışlarsa tamam, ona sözümüz yok. Bilakis bu durumda bilgilerini esas almakla ve doğrularını sürdürmekle sorumluyuz. Çünkü “bilgiyi” ve “doğruyu” onlardan daha çok severiz. Rehberimiz atalarımız değil; onların da rehberi olan yaşayan değerlerdir; bilgi, doğruluk, dürüstlük, akıl, vicdan, iyilik, fıtrat, adalet, merhamet, söz, vefa…

Yaşayan değerler bunlar.

İnsanlık bunlarla ayakta durur. Peygamberler de dahil bütün geçmiş atalar bunlarla test edilir. Hz. Ebubekir’in o ölümsüz çıkışında dediği gibi “Her kim Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki Muhammed ölmüştür. Her kim de Allah’a tapıyorsa bilsin ki Allah Hayyu Layemuttur…”

Yani: Allah ölümsüzdür, Yaşayan Tanrı O’dur. O ölmeyeceğine göre değerleri de ölmez. Yaşayan Tanrı’nın (Hayyu Kayyum) yaşayan değerleri (kelimeleri) ise insanlık vicdanını her daim ayakta tutan temel değerlerdir. Muhammed bize bunları getirdi. Bu kelimelerin nasıl hayata geçirileceğini örneklemek için vardı. Şu an bir insan olarak ise öldü ama örnekliği yaşıyor. Örnek almayı bırakıp kendisine tapmayın. Kim ona taparsa bilsin ki artık o yok ve bir daha da olmayacak. Kim de Allah’a tapıyorsa bilsin ki Allah yaşıyor, kelimeleri yaşıyor ve hep yaşayacak. Yaşayana sarılın ey insanlar! Kim bu kelimelere hayat verirse O’na sarılmış ve kendi hayatında O’nu yaşatmış olur. Yoksa Allah zaten hayyu layemuttur... Bu nedenle sarılmanız gereken “naciz vucutlar” değil; Allah’ın söze ve adalete dayalı bir dünya kurulduğunda ancak tamamlanmış olacak olan yaşayan kelimeleridir. Çünkü “Rabbinin kelimeleri sıdk ve adalet olarak tamama ermiştir.” (En’am; 6/115)…

***

Şu halde, körü körüne ““Geçmiş atalarımızdan böyle bir şey duymadık…” demekte neyin nesi oluyor?

Akif’in dediği gibi “Böyle gördük dedemizden sözü dinen merdud” değil miydi?

Bu konuda Türkiye’de falancılarla filancılar arasında bir fark görüyor musunuz?

Her ikisi de doğruluğun ölçütü olarak geçmiş atalarını görmüyor mu?

Onlara toz kondurmuyor, yanılabileceklerini asla düşünemiyor, “hazret, mübarek, ulu” vs. diye anmıyor mu?

“Atalar kültünün” nasıl da sürdüğünü, antik Avrasya dinlerinin kılıf değiştirerek yeni dinin (İslam) bünyesi içinde nasıl da derinden derine yaşadığını görmüş olmalısınız.

İnanmıyorsanız evliya türbelerini, yatırları, mezarları gezin…

Olmadı, çağdaş (!) Türkiye’nin başkentinin göbeğine gidin…

Keza kurbanın bu kadar yaygın olmasının sebebi nedir, hiç düşündünüz mü?

Çünkü kurban antik Avrasya dinlerinin en temel ritüeliydi. Bir kurban ayininde Şaman veya Brahman en az dört saat ayin yaptırırdı. Dinin birinci şartıydı kurban… Yeni dinde ise (İslam) farz bile yapılmadı. Peygamberimiz iki defa kurban kesmişti, o da hacca gidemediği için! İyiden iyiye azaltılarak hac ile sınırlı hala getirilmesine rağmen kurbanın “neden bu kadar yaygınlaştığı” üzerinde düşünün biraz…. Bunun da ele aldığımız konuyla (atalar dini) alakalı olduğunu görürseniz hiç şaşmayın…

Keza kandil gecelerinin bu kadar yaygın olmasının sebebi nedir, hiç düşündünüz mü?

Şeyhlerin, pirlerin, dedelerin, seyyitlerin, medyumların, cinci hocaların, okunmuş ayetlerin, türbelerin, yatırların, mezarların bu kadar revaç bulmasının nedeni nedir, hiç düşündünüz mü?

Çünkü antik Avrasya dinleri ölmedi, yaşıyor.

Ciddi bir karşılaştırma yaparsanız apaçık göreceksiniz.

Bu ülkenin halkını da, devletini de, dindarını da, laikini de diriler değil; ölüler yönetiyor.

Yaşayan akıl ve vicdan değil; veli, şehy, baba, dede ve ata ruhları yönetiyor.

Gökte kutuplar, yerde şamanlar, dün evliyalar, bugün atalar…

Her kim onlara tapıyorsa bilsin ki hepsi geldi geçti ve şu an tamamı mezarlarda… Biz de gelip geçeceğiz ve sonumuz onlarınki gibi mezarlar olacak. Ölümsüz olan yalnızca Yaşayan Tanrı olan Hayyu Kayyum’dur. O’na dayanan yıkılmaz!

“Ne kör ile gören

Ne karanlıklar ile aydınlık

Ne gölge ile sıcaklık

Ne de ölmüşlerle yaşayanlar bir olmaz...

Mezarlar duymaz!” (Fatır; 35/19-22).

 



__________________
Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
Yukarı dön Göster ABCDF's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ABCDF
 
rehber02
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 eylul 2007
Yer: Zimbabwe
Gönderilenler: 290
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı rehber02

Selam,

İhsan Bey de var bir gelişmeler ama bakalım, hayırlısı...

Selam.

Yukarı dön Göster rehber02's Profil Diğer Mesajlarını Ara: rehber02
 
kuranyeter
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 04 subat 2008
Yer: Antarctica
Gönderilenler: 204
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı kuranyeter

selam.


 
(Medenî 87)
Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!...


 
(Medenî 112)
Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi?

 

 


 
(Mekkî 53)
"Ve atalarım İbrahim'in, İshak'ın Yakub'un milletine uydum. Bizim herhangi birşeyi Allah'a ortak tutmamız söz konusu olamaz. İşte bu, Allah'ın bize ve diğer insanlara bir lütfudur. Ama insanların çokları şükretmiyorlar."

133. Yoksa siz, Yakub'a ölümün gelip çatışına tanıklar mıydınız? Hani, oğullarına şunu sormuştu: "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" Cevapları şu olmuştu: "Senin ilahına, ataların İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın ilahına, tek ve biricik olan ilaha kulluk edeceğiz; biz yalnız O'na teslim olanlarız."

 

gidilecek iki mekanı olan bir dünya yaşantısının elbetteki iki yolu olmalıdır başka bir yol yok her insan atacıdır.

 

Yukarı dön Göster kuranyeter's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kuranyeter
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 2
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats