HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: pantolon-etek Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek değil midir?

De ki öyledir... Kötülük bunun neresinde? Hiç aklımıza gelir mi, ya Yüce Allah din ve devlet işlerinin bibirinden ayrılmasını istiyorsa? O zaman da laikliğe karşı mı çıkarız ya da "Madem Allah istiyor vardır bir hikmeti!" deyip sahip mi çıkarız?

Örneğin tıpkı Kuran eş sayısına sınırlama getirmemiş olduğu halde çok eşliliği sınırlama ile uyarlayıp sahiplendiğimiz gibi.

Örneğin tıpkı Kuran'da misvak ile dövmek olmadığı halde kadına dayağı bir tür diş fırçası olan misvak ile uyarlayıp sahiplendiğimiz gibi.

Örneğin tıpkı Kuran kadının evde oturmasışarta bağlamadığı halde onun evden çıkmamasını koca izni ile uyarlayıp sahiplendiğimiz gibi.

Allah'ın "Din ve devlet işlerini birbirinden ayırın!" dediğini bilse idik, ki gerçekten öyle diyor, acaba laikliği ne hinliklerle uyarlayıp sahiplenirdik?

Samimiyet, nerdesin samimiyet?

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

hasakcay Yazdı:

Allah'ın "Din ve devlet işlerini birbirinden ayırın!" dediğini bilse idik, ki gerçekten öyle diyor,

Sevgi ile,

Hasan Akçay



                    selamlar,kıymetli hasan akçay dostum,yukarıdaki bu sözlerini bizlere ayetlerle ispatlarsan şapkamı çıkartıp,ceketimi düğmeleyeceğim :)
                    selamlar,sevgiler.


__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba medeni dost. İlk anda aklıma gelenleri yazayım (altı çizik kelimeleri tıklayın):

 

Onların ortak koştukları var da dinden yasalar mı yapıveriyor Allah'tan izinsiz - mâ lem ye’zen bihillâh. 

 

Bu kadar açık ve net. Allah Kendisinden başkasının dinden yasalar üretmesine izin vermiyor. Çünkü dinin yasalarını kim yaparsa sahibi o olur. İslam ise şunun bunun dini değil Allah'ın dinidir. "Dine uygun yasalar yapıyorum!" ayaklarına yatıp dinden (min ed-dîn) yasalar yaptıklarını öne sürenler rablik taslamaktadır. 

 

Örneğin, içki haram. Allah'ın hükmü bu. Laik devlet dahil, hiçkimse  bir yasa çıkarıp içkiyi helal kılamaz.

 

"Haram" ve "helal" zaten dinî kavramlar olup laik devletin uğraşı alanına girmez. Yani isteyen, içkiyi haram bilsin isteyen helal. Laik devlet karışmaz. Yeter ki haram bilenler helal bilenleri boğazlamasın; helal bilenler haram bilenleri... 

 

Öte yandan içkili olmanın cezasını Allah hükme bağlamamış; onu belirleyip yasalaştırmak bizim egemenlik alanımıza girer. Egemenlik hakkımızı kullanırız.

 

Ama haddimizi bilelim; bizim yaptığımız, ilahî değil insanî yasadır yani LAİK yasa.  Görev başında içkili olan memura Türkiye'de şu ceza* verilirmiş, İran'da bu ceza. Hiç fark etmez. İran'ın şu yasası da Türkiye'nin bu yasası da insan ürünüdür, laiktir.

 

Ne var ki laik devlet dürüsttür, "Laik yasa yaptım," der; Siyasî İslam sahtekardır, "Dinî yasa yaptım," der.  

 

*

 

Ey nebi! İnanan kadınların sana gelip örfe uygun (fî ma'rûf) işlerde sana isyan etmeyecekleri hakkındaki beyatlarını kabul et.

 

İşte bu. BEYAT tokalaşarak oy vermektir, tıpkı sandığa giderek oy vermek gibi. Yani yöneticiyi oy vererek halk göreve getirir;  oy vermeyerek halk görevden uzaklaştırır. Yönetici halka karşı sorumludur, halka hesap verir. Öyle "Ben Allah'a hesap veririm; ben Allah'ın yeryüzündeki gölgesiyim!" hinliği yapıp kimse rablik taslamasın.

 

Sultan Allah'ın yer yüzündeki gölgesi, es-sultan zıllullahi fi'l ard. (Topkapı Sarayı)

 

MÂ'RÛF örftür, bayâ bildiğimiz örf. Onu kimse Allah'ın emridir memridir diye çarpıtmasın. Halkın kabulüdür örf. Örneğin Arabistan çöllerinde PEÇE örftür; Allah'ın emri değil. Çöl kadınları başaçıktır ama yassı burunlarını saklamak için peçe takarlar. 

 

Ayetteki şu ifadeye dikkat: örfe uygun işlerde sana isyan etmeyecekleri - lâ ya'sîneke fî ma'rûf. 

 

Eğer emîr ya da başka bir yönetici, halkın örfüne aykırı bir işe kalkışırsa halkın ona isyan etme hakkı var, demek bu.

 

Açıkça görülüyor: Ayetteki yönetici, Allah'ın elçisi değil EMÎR denen "devlet başkanı"dır. Çünkü elçiye isyan edilemez, ona isyan Allah'a isyandır. Elçiye itaat Allah'a itaattır. Ama "emîr"e isyan edilir. Çünkü oy vererek halk seçmiştir; eğer demokratik yollar kapalıysa, Mısır halkının Hariri alanında yaptığı gibi isyan ederek halk görevden uzaklaştırır onu.

 

Eğer Suudi yönetimi "Dine uygun yasa çıkarıyorum!" ayaklarına yatıp dinden yasa çıkarır da çöl kadınlarını başlarını örtüp peçelerini atmaya zorlarsa çöl halkının örfe aykırı o yasayı reddedip yönetime baş kaldırma hakkı doğar. Allah vergisi bir haktır bu.

 

Suudi yönetimi eğer öyle bir yasa çıkarsaydı dinî minî değil bal gibi laik yasa çıkarmış olurdu. Üstelik pis bir yasa, tıpkı şimdi  kadınlara kentlerde  dayattığ tesettür bid'atı gibi. İnsana değil gezen çadıra benziyor Allah'ın erkeklere eşit  ilan ettiği o kulları.

 

Laik devlet ise o pisliğe zaten batmaz çünkü, eğer Türkiye'de başına geldiği gibi kırpıla kırpıla Nasreddin Hoca'nın kuşuna benzetilmediyse, hakkını da bilir haddini de.

 

 

Daha yazılacak önemli hususlar var ama uzayacak. Ankara Ü. İlahiyat Fakültesi öğr üyesi Prof Dr Şaban Ali Düzgün'ün bir açıklamasıyla bitireyim:

 

Allah, Hz Muhammed’e Müslümanlara şûra ve BEYAT emri verdiğine göre, İslam’da siyasal sistemin kaynağı ilahî değil, insanîdir ve kendini toplum sözleşmesinde gösterir.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay

 

________________________________

 

*Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller 

 

D-Kademe ilerlemesinin durdurulması: Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulmasıdır.

Kademe ilerlemesinin

durdurulması cezasını

gerektiren fiil ve haller şunlardır:

 

a) Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Sayın medeni, 

Neden laikliği savunuyorum. 
Dine karşı değilim. Dindarım. Dinden ve Kur'andan haberdarım. 

Bu laiklik konusu  Aydınlanma, Endüstri devrimi  ve Fransız devrimi ile ortaya çıktı. 

Çok mantıklı sebebleri var.

Bugün Türkiyede din deyince Sünnilik akla geliyor.  Sünnet ne gelenek.
Sorun ne geleneğin din yapılması. Neden yapılmış. Kur'anın anlaşılmasında birleşilememiş. Ondan sonra insanlar Yahudilerden aldığı mişna metoduyla, peygamberin ağzına  hadisler koymuş. Dini buna göre anlayacaksın denmiş. Bunu sünni de yapmış, Şia da yapmış.
Alevi de  Türk ise şamanizm, Arap ise çöl bedeviliğinden alıştığı kültürü din yapmış.  Yani bütün islami kesimde  geleneğin din yapılması olayı var.  Kimse Kur'anı anlamaya çalışmamış. Kur'anın dediklerini de hadisle hemen bastırmış.

Sen Kur'an ilkeleri diyorsun. 
Önce Kur'anın çoğunlukla ittifak edilen bir anlaşmasına varmamız gerekir. 

Şurada Namaz yok dendi. Ben çok direndim. Ama anladım ki, Kur'an öyle demiyor. 

Örneğin Banka faizi konusunda anlaşamadık. İnsanlar yıllardır kafalarına vura vura söylenen şeylerin aslında dine uygun olduğunu duyunca bunalım geçiriyorlar.  Peki Bankasız bir ekonomi, bankasız bir devlet olur mu.

Örneğin cinsellikle ilgili konular burada rahat işlenemiyor.   

Kur'an şu anda  körlerin tuttuğu fil gibi.  Kimi hortum diyor, kimi gövde diyor, kimi bacak diyor.   

Bu atalar dininde geleneğe aykırı her şey sorun olmuş. Düşün insanlar niye Nizam-ı Cedit e karşı çıkmış. Askerler pantolon giydikleri için.  Niye II. Mahmuta karşı çıkmış, kavuk yerine fes getirdi diye. Niye M.Kemale karşı çıktı. Fes yerine şapka getirdi diye. 

Bunlar mı dinin sorunu. Bunlar mı din.  

Bunun için birinin  kardeşim hop çizmeden yukarı çıkma demesi gerekmiş ve demiş. Kur'an diyorsun. Biz Kur'anı bile o insan sayesinde anlıyoruz. Yoksa o gelenekçi dincilere göre Kur'anın okunup anlaşılması gereksiz bir olay. 

Protestanlar , incili 1520 den beri okudu, inceledi.  Protestan bir birey incilin herşeyini biliyor.
Biz Kur'anı şurada otuz senedir okuyup inceliyoruz.  Halkımızın % 99 u Kur'anda ne yazdığını bilmiyor.  Uyduruk bir hadis için, a ben bunu duydum bu Kur'anda var diyor. 

Katoliklerde  Papanın her işe karışması, Müslümanlarda bu geleneği din yapan anlayışlar yüzünden (sünni, şii, alevi hepsi ama hepsi) , siyasi konularda laiklik bir zorunluluk.

Günümüzün karmaşık dünyası, gelenek dininin yanlış yorumlarına tahammüllü değil.  Bundan dolayı zaman kayıplarına hiç tahammül yok.


Fransa da, İspanya da da Katolik cemaatlere tepki var. Neden çünkü  devletin üzerine Papa yı getiriyor. Ondan.  Adam boşanma yasası çıkarıyor. Papa hazretleri Vatikandan , Katolik boşanamaz diyor. Fransa, İtalya, İspanya devleti de, ben benim üzerinde güç tanımam. Siyaseten kendimi hiçbir şeyle sınırlamam. Burada benim dediğim olur diyor. Hele Fransa , çok koyu bir laiklik uyguluyor. 

Şunu söyleyebilirim. 
Kur'anı bir Atalar dini ile karşılaştırsak,
Bir de laiklik uygulamaları ile karşılaştırsak. % 95 Laik nizama yakın olduğunu görürüz.  



Bugün Uluslararası toplumda şiddet içeren cezalara  devletlerin tepkisi var. Örneğin ölüm cezası gibi, kol kesme gibi. Ceza kanunlarında bu tipten yasa yapamazsın ve uygulayamazsın. Çünkü uluslararası toplumun baskısıyla karşılaşırsın. Örneğin şu sapıklar için ölüm cezası geri gelsin dendi, ama ne dediler.İdamı uygularsan Avrupayı unut. Avrupa konseyi coğrafyasında yaşayan, Avrupa ile işbirliği yapan bir ülkeysen idamı unut dediler. Bilmiyorum ama Uluslararası anlaşmalarla kendini bağlamış olabilirsin. Kur'an ilkeleri açısından bu tip cezalarla problemin var. Dış laikler işe karışıyor. Ama kimse de hırsıza bir sene yerine on sene ceza vermene karışmaz.



Ekonomik konulara gelince, Adam hala Aristo Ekonomisini,  din diye uygulama peşinde. 
Adam din adına Allahın asla demediği, uygulanması asla mümkün olmayacak ekonomik sistemler vaaz ediyor ve güya Kur'ana dayanıyor. 

Ben daha iyi bildiğim Ekonomik konularda, Kur'anın kapitalist sistemle , Sosyal politikaları ihmal etmemesi şartıyla uyumlu olduğunu söyleyebilirim.

Sayın Hasan Akçay'a da katılıyorum.  Aslında Kur'anı iyi incelediğin zaman neler ortaya çıkıyor. 


Allah, Hz Muhammed'e Müslümanlara şûra ve BEYAT emri verdiğine göre, İslam'da siyasal sistemin kaynağı ilahî değil, insanîdir ve kendini toplum sözleşmesinde gösterir.  

Kur'ana göre herkes devlet başkanına Beyat ediyorsa, bugünkü beyat seçimdir, oydur.  Demek ki neymiş. Demokrasi araç değilmiş, amaçmış. ( Erbakan da, Tayyip Erdoğan da bir zamanlar DEmokrasi araçtır, amaç değildir dedi. Bugün öyle düşündüklerini sanmıyorum. )

Ayrıca kadınlarında beyat etmesi gerekiyorsa ki, ayete göre gerekiyor, o zaman kadınlarında  seçme hakkı varmış.  (Bunlar daha 20. yüzyıl başlarına kadar dünyada olmayan kavramlar. )
 

Ek yorum: 

Ayrıca  Kadının Beyat etmesi için Tokalaşması gerekir. Tokalaştığı ulul-emr  erkek değilmi. Onun nefsi yok mu. Kadınla tokalaşınca günaha, harama girmiyor mu. (Bizim Camideki hocalar böyle söylerdi.)  Ya kardeşim Kadının ne işi var BEYAT la falan,Ona ne devlet başkanından,  evinde otursun, kendi kocasına BEYAT etsin yeter. Devlet başkanı için Gitsin kocası onun yerine de  BEYAT etsin ya. 







__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests


           Sayın Hasan Akçay'ın ortaya koyduğu gibi beyat va şura ile,sözleşmeleriyle meydana getirdiği veya soradan katıldığı ''her koyun kendi ayağından asılır'' özdeyişini ortaya koyan topluluğa,devlete ve bu devleti idare edenlere Bakara 256-1 ''dinde zorlama yokyur'';başka bir ayette ''senin dinin sana ,benim dinim bana''; Bakara 104 ayetleri ile ''din ile devlet işlerini birbirinden ayırın'' emri verildiğini düşünüyorum.Acaba yanılıyor muyum?
  Hürmetlerimle.                                                Galip Yetkin.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

                  Kıymetli Saffet Metin dostum,özellikle cinsellikle ilgili yorumlarının ve görüşlerinin çoğunu desteklediğimin farkındasındır umarım.fakat bu politik görüşlerine katılmıyorum dostum.laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek değil midir?yavaş yavaş laikliğin osmanlıdan beri müslüman toplumlara dayatıldığının farkındayım,yani bu laikliği M_K_getirmemiştir.o bir süreçtür.M_K_bu süreci biraz hızlandırmıştır bunu kabul ediyorum. 

             Gelenek dini , dini temsil etmez. Ama halkın üzerinde gelenekler  nedeniyle bir baskısı var. Ta III  Selimden beri bir çok Vatana , millete  hayırlı harekete hep şekilsel  yönden muhalefet etmiştir.  Her türlü isyan hareketinin kışkırtıcısı olmuştur. Buna karşı bir şekilde tedbir alınması gerekliydi. 

               Dayatılmaya gelince, zevk olsun diye değil, vatanın milletin iyiliği için yapılmıştır. Çünkü tarihimiz de din çok istismar edilmiştir. Artı aynı prensipler  Fransız devleti tarafından tüm 19 ve 20 yüzyıllarda Katolik kilisesine karşı uygulanmıştır.  



                  pekala osmanlıdan beri laik oldukta noldu,başımız göklere mi değdi.onurumuza mı kavuştuk,yoksa dünyanın süper bir devleti mi olduk.onur dedim de hemen aklıma geleni söyleyim bari.aslında onurumuzun çiğnendiğinin misallerinden bir kitap bile yazılabilir de bu yorumlara sığmaz. 

             Bugün  geldiğin gelişmişlik düzeyi laiklik sayesindedir. Sıfır faizli Aristo ekonomisi uygulasaydın nerede olurdun bir düşün.

             G20 deyiz. Bu az mı. Bu Süper devletlerin içinde olduğu bir klüp. Avrupa topluluğundaki kıytırık devletlere, benim başbakanım G20 toplantısına katılıyor demek az hava değil.  Yani Süper devlet henüz olmadık, ama yaklaştık.  Kıytırık bir devlet te değilsin. 

 


                  Kıbrıs Barış Harekatından dolayı amerika bize ambargo uygulamıştı.noldu birkaç sene sonra hiçbir şey olmamış gibi aynı zamanda laik olan politikacılarımız tekrar amerika ile sıkı fıkı ilişkilere girmedi mi?onur bu mudur?

 

                 Amerika, Rusya, İngiltere vb.  devletlerde durup birkaç kere düşüneceksin. Duygusallıkla yapacağın bir yanlış  tüm halkın geleceğini tehlikeye sokabilir.  Birinci Dünya Savaşında  Almanya yerine İngiltere yanında  girebilseydik ( girseydik demiyorum, girebilseydik diyorum  çünkü çok uğraştık  ama bizi ittifaka almadılar. Çünkü 1908 Reval de bizim topraklarımızın paylaşması ile ilgili gizli anlaşmalar yapmışlardı. )  sonuç farklı olurdu. 

 

                  ondan ders alıp uçak sanayiimizi veya ağır sanayiimizi geliştirmemiz gerekirken,ağır sanayinin savunucusu erbakan'ın msp'sinin yükselişini engellemek için nato ve abd tarafından tezgahlanan bir 12 eylül darbesi yapılmadı mı?..bu mu onur? 

                   Konunun MSP ile ilgisi yok. Erbakanın iyi bir mühendis olduğunu kabul ediyorum. Ama kötü bir ekonomistti. Ekonomiden anlamıyordu.  Tabanı da aksine  Dindar özel sektör.  Erbakanda bulamadıklarını önce Özalda  sonra Tayyip Erdoğan da buldular. 

               Rahmetlinin vefatından sonraki programlarda hep bunu telaffuz ettiler.  Adam özel sektör fabrikalarına, patronu  kontrol için, ortak sıfatında  devlet müfettişi gönderilmesini düşünen bir devletçi idi. İslami bir sosyalist politikacı idi. O yollarla hiçbir yere varılmaz. 

               12 Eylül darbesi iç savaşın önlenmesi için yapıldı.  O günleri yaşamış biri olarak 12 Eylülü askeri bir darbe olarak görmüyorum. Ama 27 Mayıs, 12 Mart yanlıştı.  O tarihlerde Menderes te, Demirel de  gayet güzel , yüksek bir parlamento çoğunluğuna dayanarak hükümet ediyorlardı.  Ne Laikliğe, ne Cumhuriyete bir tehlike idilier.  Ama 12 Eylül darbesi olmaya idi, memleketin bayağı kanlı bir iç savaşa girmesi kaçınılmaz gözüküyordu.  Üstelik ortada  hep zayıf koalisyon veya azınlık hükümetleri vardı.  Bunlar hep gözden kaçırılıyor, çarpıtılıyor.   

             Bugünün dünyasında demokrasiden yanayım. Vesayete de karşıyım.  Ama 12 eylül öncesi anarşiyi yaşadım. Bütün aktörlerini de iyi biliyorum. Olmasa idi ne olacağını iyi biliyorum. 12 Eylülde MSP  nin gelmesi falan hayaldi. O zamanlar , halk her zaman  Sağda Demireli tercih etmiştir.

 
                  onurdan başka bir meseleye geçeyim,noldu,laik oldukta süper devlet mi olduk?daha uçağımızın ve tanklarımızın motorunu bile yapamıyoruz.amerikanın hurda tanklarının montajlarıyla idare ediyoruz.    

               Türkiye dünyadaki 17. büyük ekonomi.  Silah ta yapıyor. Makine da yapıyor. Tamir de yapıyor. Stinger füzesi de yapıyor.  İhraç ettiklerinin % 90 ı endüstri ürünü. Tarım ürünü değil artık.   Avrupada 6. Dünyada 17. yiz. Bu az şeymidir.  Üstelik bunun yolunu yakalamışsın Allah Türkiyeye yardım etsin. 2023 te 500 milyar dolar İhracat hedefleniyor. Bu nedir biliyormusun. Bugünkü italya (400 milyar) ile bugünkü Fransa arası (600 Milyar dolar) bir yer. Müthiş bir hedef.  Sen dört tane mühendisimiz neden öldürüldü sanıyorsun. 

               Bir şeyle idare ettiğimiz yok. Sürekli ilerlemedeyiz merak etme.  Tayyip Erdoğan başkanlık sistemini niye istiyor sanıyorsun.  Koalisyon hükümetleri olmasın. Ekonomik ilerleme yavaşlamasın, durmasın diye.   

 
                  kardeşim,lütfen başarısızlığı başarı gibi sunmaya çalışma bize.laiklik bize batı taklitçiliğini getirdi,batı uşaklığını getirdi,emperyalizmle dostluğu getirdi.bu dostluk o kadar ileri boyutlara geçtiki senin müttefik ve dost olduğun nato,ergenekon veya kontr gerilla diye terör örgütleri kurup devletini içten çökertme planlarına ve eylemlerine girişti.senin laik paşaların bile natodan ayrı bir maaş almış,bu maaşın hatırına nato tarafından planlanan planları uygulamaya kalkışıp hükümet darbeleri,kaoslar,vs.terör eylem planları gibi planlar yapmışlar.işte senin laikliğin,işte onun kollayısı nato'yun marifetleri. 

 

             Ben ortada bir başarısızlık görmüyorum. 

             Osmanlı döneminde de batı taklitçisi idin.  Japonlar da batı taklitçisi. 

             Batı taklitçisi olmadan ilerleyebilen bir tane devlet yoktur. Çünkü sanayi sistemi batının ürettiği bir sistem. Daha önce dünyada olmayan bir sistem.  Elbetteki batıyı taklit edeceksin.   

             Problem  geleneği din yapan dini anlayışta. Bu şekilde halka etki eden din adamlarında.  Senin köylü nufusunda. Toprak ağalarında, Feodal aşiretlerde,  Tarikat hocalarında. 

               Osmanlı döneminde de emperyalizm le dosttun. 1839-1876  İngiliz dostluğu, 1876-1918 Alman dostluğu, 1918-1945  İngiliz dostluğu, 1945- günümüz. Amerikan dostluğu.  Dış politikanın laiklikle falan alakası yok. Senin güvenlik gereksinimin ile ilgili alacağın tavır. 

             Ergenekon, kontrgerilla gibi özel harp örgütleri Türkiye komünizme kaymasın diye ABD tarafından kuruldu. Devletini içten çökertme değil, tam tersine çökertmek isteyenlere karşı korumak amacıyla.  Eğer bu örgütler o zamanlar etkili olmaya idi, bugün Aponun yaptıklarını,  O zaman  Deniz gezmişler, Sinan Cemgiller yapacaktı. Komünist düzen getirmek için gerilla harbi örgütleyeceklerdi. Nurhak dağlarına da bunun provası için gitmişlerdi. 

             Bu örgütler 2000 lerin başında ABD ile anlaşmazlığa düştüğü için , Avrasyacı politikalara kaydığı için  ABD  Ak parti  ile anlaştı ve      Ak Partiye  onlara karşı yardım etti.

             Senin 1970 lerde  yaşın küçük olduğu için bunları tam değerlendirecek bir bilgin olmaması normaldir.  

             Nato  yanlış bir kuruluş değildir. Bir tane politakacı dahi Natodan çıkmaya cesaret edemez.  Çünkü kendini çok güçsüz ve yalnız hissedersin, artı memleketi büyük bir tehlikeye atarsın.


                  onun için dostum,laikliği bize allayıp pullamaya çalışma.müslümanlara laiklik dayatılmadan önce müslümanlar daha güçlü pozisyondaydılar.taa balkanlara kadar,arabistana kadar o topraklar osmanlınındı.ittihatçılar gibi laikçiler zuhur edince tüm o toprakları da kaybettik.yani anlayacağın dostum tarihsel olarakta laikçilerin bize faydaları olmamış,daha çok zararları olmuştur,müslümanları parçalamaktan başka bir şey yapmamışlardır.yavuz sultan selim'in,kanuninin zamanlarında ülke laik bir devlet miydi?o zaman müslümanlar en süper durumlarını yaşamıyorlar mıydı? 

 

             O toprakları ittihatçılar yüzünden kaybetmedik.  İngilizler ısrarla bizi yanlarına almadılar. Çünkü 1908 Revalde, Ruslarla bizim aleyhimize, bizi parçalamak için anlaşmışlardı.  Üstelik onlara yaptırdığımız şavaş gemilerini de vermediler. Hadi gemiyi vermedin, parasını da vermediler. 

               Rusyada Komünist devrim, Çanakkale savaşı nedeniyle Rusyaya yardım gitmemesi yüzünden oldu. Almanlar karada Rusyayı iyice bunaltmıştı.  İngiltere senin için iyi düşünse zaten bunu hesaplar, seni ittifaka alırdı. Özellikle almadığına göre  Rusyaya yapacağı yardımı, sana baskı yaparak Çanakkaleden geçirecekti.  Hangi Osmanlı hükümeti bunu kabul ederdi.   

Kabul etsen, seni ittifaka almıyor, Almanla aranı bozuyor. Kabul etmesen o zaman sana saldıracak.  Belki o zamanlar Almanla da ittifak halinde olmadığından daha zayıf olacaksın, çok kolay çanakkaleyi geçecek kimbilir.   Bunlar çok uzun konu. Yani biz kuru kuru Alman hayranı olduğumuzdan bu savaşa girmedik. 

             Kanuni  devri, Yavuz devri başka devirler.  Tarımsal imparatorluk devirleri. Laiklikle, islamiyetle alakası yok.  O zamanın dünyasında milliyetçilik yok.  1800 lerde milliyetçilik çıktı herkes sana isyan etti. Aynı şekilde Avusturya ya karşı Macarlar da isyan etti.  1800 ler  ve 1900 ler milli devletler çağı. Artı Endüstri çağı. Şartlar çok farklı.  Tüfek çok gelişmiş... Eline Tüfek geçiren isyan edebiliyor. Kanuni çağında halktan biri yeniçeriye karşı savaşamaz. O da yeniçeri gibi yetişmiş profesyonel asker olması lazım. Bu da en az bir senelik sıkı eğitim demek.  Ama 1800 lerde, 1900 lerde  isyancılar, birkaç günlük tüfek eğitimiyle çetecilere katılıp, düzenli orduya karşı savaşıyordu. 

Mesela bu yüzden 1821  yunan isyanında Yeniçeriler, isyancılarla baş edemediler. Büyük itibar kaybına uğradılar. Bu nedenle onları bütün isyanlarında desteklemiş din adamlarının da desteğini kaybettiler. Kaldırılmalarının bir sebebi de budur. 


                  bunu deyince sende diyeceksin,işte sanayi devrimine geçilince osmanlı buna ayak uyduramadı,bilimsel gelişmelere uymadı vs.den dolayı geri kaldı falan diyeceksin.doğru buna bende katılıyorum.ama senin o methettiğin laikçiler ittihatçılar hepsi positivistti,bilimciydi onlar niye bilimi devlete yaymadılar.yaymadılar çünkü onların derdi bilim falan değil,ingiliz ajanlığıydı,darbeler,kaoslar çıkarmaktı.osmanlıyı yıkılmaktan kurtaran abdülhamidi devirenlerde ittihatçı çetesi değil miydi?

             Abdülhamit  1940 lara kadar gerek Türkiyede, gerek Arap ülkelerinde  dünyanın en nefret edilen adamlarından biri idi. 

             İstanbulda üç kişiden biri jurnalci idi.  Müthiş bir baskı rejimi vardı.  Adam gerçekten   Kızıl Sultandı. (Abdülhamit in faydalı yönlerini inkar etmiyorum. Ama onun devrinde yaşamış olsaydın o yönetimi sevebileceğini sanmıyorum.  )  

             II. Meşrutiyete geçiş halktan büyük ilgi gördü. Kimse ah. Sultan Abdülhamit ne iyi bir padişahtı demedi. II. Meşrutiyet  aynen Cumhuriyet için bir deneme laboratuvarı oldu.  Gerçekten o dönem Abdülhamit  dönemi ile karşılaştırılırsa Hürriyet dönemi idi.

             Bu Abdülhamitçilerin çok sevdiği Bediüzzaman Saidi Nursi  hazretleri  , Abdülhamit tarafından bu adam abuk subuk konuşuyor, delimidir nedir diye tımarhaneye atıldı.   

             Ona değer veren İttihatçılardır. 31 Mart olayında  ittihatçılara yardım etmiş ve onların zamanında onlardan daima saygı görmüştür.

             Ne zaman ki 1940 larda filistin olayı çıktı. Abdülhamitin Filistin topraklarını Siyonistlere satmaması gündeme geldi. İşte o zaman  Abdülhamit, Necip Fazıl Kısakürek tarafından dinci sağın idolü haline getirildi.  Ayrıca Araplar da, Filistini Yahudiye satmamış bu padişah için Hürmet hisleri beslemeye başladılar.  Filistin meselesi olmasa idi, Abdülhamit bugün hala Kızıl Sultan diye anılan, kendisine küfredilen bir tarihi figür olmaya devam edecekti. 

             Onlar dediğin gibi  keşke İngiliz ajanı olsaydı. O zaman birinci dünya harbine Almanların yanında girmek zorunda kalmazdın. 

             Balkan topraklarını kaybetmemizin sebebi , Ordudaki Alaylı subaylardır. Bu Alaylı subaylar Halaskar Zabitan grubu diye örgütlenip,  Ordudaki Mektepli subaylara  cephe almasıdır.  Alaylılar  Hürriyet ve İtilaf fırkası tarafından desteklendiler, Mektepliler İttihat ve Terakki tarafından. İkisi  arasındaki çekişme nedeniyle Balkan savaşı kaybedildi. Bundan dolayı  1913 Ocağın da  Enver Paşa  Bab-ı Ali baskını denilen darbeyi yaptı.  Üç gün geç kalsa idi darbeyi Halaskar Zabitan grubu yapacaktı.  İttihatçılar , orduyu alaylılardan temizledi.  Tersi olsaydı, alaylılar mekteplilerden temizleyecekti. 

             Enver paşa orduda reform yaptı. Birinci dünya savaşındaki ordu bu reforme edilmiş güçlü ordudur. Çanakkaleyi kazanan, Kut�ul amareyi kazanan, Baküye kadar giden ordu , bu ordudur.  Kurtuluş savaşını yapan da , Cumhuriyeti kuran da bu ordudur.   

             Yani sayın medeni. Bir dinci Tarih var, Bir Resmi tarih var. Bir de gerçek tarih var. Ben sana gerçek tarihi anlattım.  


                  haa alternatif nedir,çözüm nedir dersen.çözüm belli.Kur'anın ilkeleri.ben buna inanıyorum.  

             Kur�anı anlamak için  hep birlikte çok çalışmamız lazım çook. Kur�an dincilere bırakılmayacak kadar önemli bir kitaptır.  Önce onu doğru anlayalım. Halkımız Kur�anı tanısın. Meal okusun.  Her tarafta   Kur�ana göre şudur, budur   gibi inceleme kitapları olmalı. Kur�an   her konudan uzmanlarca  kendi ihtisas alanlarına göre incelenmeli.  Laiklik te en azından bize o iklimi sağlayan bir ortam diye düşünüyorum.  

 




__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

galipyetkin Yazdı:

           Sayın Hasan Akçay'ın ortaya koyduğu gibi beyat va şura ile,sözleşmeleriyle meydana getirdiği veya soradan katıldığı ''her koyun kendi ayağından asılır'' özdeyişini ortaya koyan topluluğa,devlete ve bu devleti idare edenlere Bakara 256-1 ''dinde zorlama yokyur'';başka bir ayette ''senin dinin sana ,benim dinim bana''; Bakara 104 ayetleri ile ''din ile devlet işlerini birbirinden ayırın'' emri verildiğini düşünüyorum.Acaba yanılıyor muyum?
  Hürmetlerimle.                                                Galip Yetkin.

Merhaba Galip Tekin kardeş. Bence haklısınız. İki kural önemli:

 

1.Allah'ın indirdiği ile hükmedeceğiz

2.Dayatmayacağız

 

İslamın olmazsa olmaz bu iki kuralı bir arada yalnızca laik demokraside uygulanabilir. Siz ayrıca Bakara 104'ten söz ediyorsunuz. Lütfen açıklar mısınız.

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests


           Sayı Hasan Akçay.
           Bakara-104. ayette geçen ''ra'ina'' kelimesinin diğer bir anlamı da ''bizim çobanımız''dır.Buna göre ''Benim çobanımsın,ben de senin sürünüm,beni güt'' dememektir.
 Bu yöndeM.K.A.  ''fikri hür,vicdanı hür'' deyişini söylemişti.Bunu da ''birey olma diye anlıyorum.
      Hürmetlerimle.                                         Galip Yetkin.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 5
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats