HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: ACABA NE ANLAMA GELİYOR... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
mor ve ötesi
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 nisan 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mor ve ötesi

muliskul demişki...

''allah allah kok harfleri olunca nasil mana degisirmis

benim arapcam guzel   yazilsada bir baksak nasil degisiyormus

eski koye yeni adet niye olmasin canim, yeterki iyi bir sey olsun...'' 

sevgili kardeşim madem arapçan güzel, mesela zulkarneyn ile ilgili ayetlere harekeleri olmadan bir bakarmısın...

ayrıca bu konu ile ilgili bursada ulucaminin açılışınada yaşanan bir olay var, fatihanın tefsiri ile ilgili birde ona bakıver olurmu...



__________________
SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
Yukarı dön Göster mor ve ötesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mor ve ötesi Ziyaret mor ve ötesi's Ana Sayfa
 
Mircan
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 25 agustos 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1277
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Mircan

Selam morveötesi,

Haccac'ın Kur'anı harekelemesi ile anlamını değiştirdiği iddiası oldukça eski.Üzerinde oldukça duruldu ve öyle yada böyle bir neticeye varıldı diye düşünüyorum.Fatihanın tefsiri ilgili sanırım Somuncu Baba'yı kasdediyorsun. Bu arada Fatihayı 7-49 farklı şekilde yorumlayan bir sapık geldi aklıma Hans Von Aiberg:)

Bide şunu araştır bunu araştır diyeceğine net ve sağlam bilgi verme yoluna gidermisin.

Mesela NASA'lıların ilgili ayetleri harekesiz okuyup,bahsettiğiniz buluşu gerçekleştirdiğine dair deliliniz yada kaynağınız nedir? Lütfen bizimle paylaşınız.Paylaşınız ki olurda bu paylaşımınız uyanmamıza vesile olurda kafamızı devekuşu gibi kuma gömmeyi terkederiz.

Selametle

 

Yukarı dön Göster Mircan's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Mircan
 
mor ve ötesi
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 nisan 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 50
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mor ve ötesi

mircan demiş ki...

''Selam morveötesi,

Haccac'ın Kur'anı harekelemesi ile anlamını değiştirdiği iddiası oldukça eski.Üzerinde oldukça duruldu ve öyle yada böyle bir neticeye varıldı diye düşünüyorum.Fatihanın tefsiri ilgili sanırım Somuncu Baba'yı kasdediyorsun. Bu arada Fatihayı 7-49 farklı şekilde yorumlayan bir sapık geldi aklıma Hans Von Aiberg:)

Bide şunu araştır bunu araştır diyeceğine net ve sağlam bilgi verme yoluna gidermisin.

Mesela NASA'lıların ilgili ayetleri harekesiz okuyup,bahsettiğiniz buluşu gerçekleştirdiğine dair deliliniz yada kaynağınız nedir? Lütfen bizimle paylaşınız.Paylaşınız ki olurda bu paylaşımınız uyanmamıza vesile olurda kafamızı devekuşu gibi kuma gömmeyi terkederiz.

Selametle''

 

bende diyorum ki!!!

sevgili kardeşim mircan, yazının içeriğinden çıkan bir kaç soruya elimden geldiğince açıklama getireyim.

a_ ben; haccac gibi anlamı değişmiştir demiyorum, dediğim anlamı sabitlenmiştir. çağlar üstü allah kelamı olduğuna imanımız olan kelam-ı kadimin daha da önem verilerek incelenmesi, incelenirken; ilk nazil olduğu şekle, esbab-ı nuzule sünnete ve hadislere dikkat etmemiz gerektiğini söylüyorum, neden mezhepler ortaya çıkmıştır sorusunun cevabınında bu şekilde aydınlığa kavuşacağını, sünnetin daha iyi anlaşılacağını ve sahih hadislerin de tespit edilerek bir kısım ne idiğü belirsizlerinde sahte hadis üretim işine dur denebileceğini söylüyorum.

b-somuncu baba örneğinde haklısın, daha bir çok örnek var bu şekilde

c-NASA olayına gelince; evangalistlerin bunu yıllardır yaptığını bilmeyen yok.

d-ayberg meselesine gelince; önceki yazılarımda belirtmiştim tekrar edeyim, ismini teleffuz etmekten bile tedirgin olduğum,(onun ve benzerlerinin şerlerinden allaha sığınırım) birisidir.ancak okuduğunu anlayan insanlar için cımbızla yakalanacak bazı alıntılar bulmak mümkün mesela halidi bagdadinin hızır tezkiyesi gibi.(bozuk saatin bile günde 2 sefer doğruyu gösterdiğini unutmayalım)

e-uyanmanıza vesile olmanız konusuna gelince: ezoterik hanif öğretisi:anlatıp ikna edip taraftar toplamaya çalışmayı değil, doğruları seslendirip insanlara araştırma konusunda haraket sağlamayı,öğrenerek idrak etmelerini, idrak ederek inanmalarını ve bu bağlamda tebliği sağlık verir. benimde yapmaya çalıştığım bu acizane...

f-anlattığım konularda bu arkadaş ne söylüyor diye araştırma yaptığınızda zaten aynı şeyleri sizde tespit edebilirsiniz.doğru olan benim anlatmam değil sizin araştırma yapıp bulmanız...

dediğim gibi ezoterik hanif öğreti mensupları yolun gereği yıllardır böyle davranır...

saygılarımla,allahın rahmeti inananların üzerine olsun...

 



__________________
SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
Yukarı dön Göster mor ve ötesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mor ve ötesi Ziyaret mor ve ötesi's Ana Sayfa
 
aşiti
Newbie
Newbie
Simge

Katılma Tarihi: 27 nisan 2007
Gönderilenler: 19
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aşiti

s.a

şayet adalet yerini bulursa bu siteden tekrar faydalanmak ve siteye katkıda bulunmak isterim.

sayın mor ve ötesi,şu nedenden ötürü bilimsel değilsiniz.Bir alıntı yapmışsınız ancak bu iddialara karşı savunmaları içeren yazıları alıntılamamışsınız.Oysa bu iddialar cevaplandı.Örnekleri burda.

Alıntı:

Sana Kuran’ı

1972 yılında Yemen Sana’daki Ulu Cami’de bulunan Kuran nüshası hakkında siteye sorular geldi. Aslında 1990’ların sonunda bu konu bir aralar gündeme gelse de kısa bir süre sonra gerçek ortaya çıkmış ve ortaya atılan iddiaların gerçeği yansıtmadığı anlaşılmıştı. Aradan geçen bunca zamana rağmen hala bazı çevreler tarafında bu uydurma iddiaların kullanılıp, Kuran eleştirilmeye çalışıldığı görülüyor. Bu sorulara birkaç yorumda cevap yazmakla birlikte, konunun daha çok bilinmesi açısında yeni bir başlık olarak açmaya karar verdim.
Ateist forumlarda ve bazı kitaplarda yer alan Sana Kuran’ın hakkındaki iddiaların asıl kaynağı Radikal gazetesinde çıkan bir yazı. Bu yazı da aslında Gaurdian gazetesinde yapılan bir tercümeye dayanıyor. The Guardian gazetesi de bu yazıyı Fanatik Hıristiyan gruplar tarafından kontrol edilen ve ABD’de yayın yapan “The Atlantic Monthly” isimli bir yayından almış.
Radikal’de çıkan habere göre Almanya’nın Saarland Üniversitesi’nin İslam araştırmacısı Prof. Puin Yemen’de bulunan Kuran’ı inceliyor ve kutsal kitabın zaman içinde değiştirildiğini savunuyor. Bu araştırma açıklandığında tarihin de değişeceğini iddia ediyor gazete. Bunun gerekçelerini de uzun uzun yazıda ifade ediliyor.
Maalesef ne olursa olsun İslam’a ve Kuran’a eleştiri getirmek isteyen çevreler için de bu iddialar bulunmaz bir nimet oluşturuyor. Yıllardır Radikal gazetesinde yer bulmuş bu iddia ateist forumlarda dine eleştiri getirmek isteyen kişiler tarafından kullanılıyor. Kes yapıştır yöntemiyle üretilmiş yazılarla birlikte dillendirilip çoğaltılıyor. Bu konu hakkında çok fazla bilgisi olmayan kişiler, bu şekilde üretilmiş yazılarla akıllarının karışması sağlanıyor.
Her şeyden önce vurgulanması gereken nokta, Sana Kuran’ı hakkında Gaurdian’ın daha sonradan oradan alıntı yapan Radikal gazetesinin iddialara çürütülmüş durumdadır. Hem de bu iddiaları çürüten kişi, yine iddialara konu olan araştırmaya yapan bilim adamı Prof. Puin’dir.
Bu iddiaya konu olan haber tümüyle yalan bir haberdir. Puin gazetelerde bu haberlerin çıkmasıyla konu gündeme gelir gelmez, tekzip edip, yalanlamıştır. Bu konunun detaylarının anlatıldığı Yeni Şafak Gazetesinde çıkan bir makalede anlatılmaktadır. Prof. Puin konu ile ilgili olarak Yemen’li muhatabı Kadı İsmail el-Ekva’ye şöyle demektedir:

“Sizi temin ederim ki el-Belâğ’ın hem Amerikan dergisinin neşriyâtından, hem Yemen yazmalarına dâir söylenenlerden hareketle yaptığı suçlama ve karalamalar tamamen asılsızdır ve hiçbir esasa dayanmamaktadır; benim ve meslektaşım Dr. Graf von Bothmer’in Saarbrücken Üniversitesinde sürdürdüğümüz Kur’an araştırmalarına ilişkin mâhud iddialar da aynı şekilde hilaf-ı hakikattir.”

Bu konuyla ilgili Puin’in yazdığı mektubun tamamını Yeni Şafak gazetesindeki ilgili yazıda okuyabilirsiniz.
Dolayısyla Sana Kuran’ı hakkında yapılan spekülasyonlar gerçeği yansıtmamaktadır.
Peki durum böyle iken, Radikal’deki haberin gerçek dışı olduğu ortaya çıkmışken, aradan geçen 7-8 yıla rağmen neden ateist forumlarda bu yazılar gündeme getirilmeye çalışılmakta, İslam dinine ve Kuran’a saldırmak için yazılmış kitaplarda yer almaktadır?
Burada ateist düşüncenin gerçeklerden ve objektif bakış açsından nasıl uzaklaştırdığını görüyoruz. Haber yalan olsa da, kendi işlerine geldiği için doğrusuna yer vermeyip görmezlikten gelinmektedir.
Kuran hakkında bu tarz saldırılara rastlayan arkadaşlara da bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Haber ne olursa olsun, kaynak ne gösterilirse gösterilsin, bunun arkasını mutlaka araştırın. tercüme ederek sayfalarından yer vermişlerdir. İnsanları ikna edebilmek için maalesef böyle gerçek dışı haberler yapılabilmekte, yalan olduğu ortaya çıkmasına rağmen de, saplantılar içinde olan insanlar tarafından da hiç çekinmeden kullanılabilmektedir.

Sana Kuran’ı ” icin 6 yorum

  1. MUHAMMED İKBAL yazdi:
    Mart 19th, 2007 at 1:38 pm

    Admin bey, acaba bulunduğu söylenen uydurma şeyde ne gibi şeyler yazıyormuş? Ne diye böyle birşey uydurulmuş? Sonuçta uydurmaya kalkarsak herkes ben yeni bişey buldum diye ortaya çıkabilir. Burda tam olarak neyden söz edildiğini kavrayamadım ama şunu bilirim ki, hafızlar=canlı Kur’anlardır ki Müseylemetül Kezzab’a karşı yapılan savaşta çok fazla şehit verince, Kur’an-ı Kerim bir bütün olarak toplanmış ve yazılmıştır. Bir nüsha varsa, o da bu nüshadır. Gerisinin çok doğru olabileceğini düşünmüyorum.

    XXXX
    Yazıyı dikkatli okursanız, bulunan nushanın da günümüzde okunan Kuran olduğu ifade ediliyor. Bu araştırma tamamen yalan haberle saptırılıp, sanki farklı bir Kuran nushası bulunmuş gibi haber yapılmış. Radikal gazetesi de bu yalan habere alet olmuş. Olay bu. Yoksa farklı bir nusha olayı değil.
    Admin
    XXXX

  2. eFe yazdi:
    Mart 19th, 2007 at 5:46 pm

    Bu konu hakkında bilgim yoktu bundan sonra karşılaşırsam bu bilgileri kullanırım saol admin Allaha Emanet ol!

  3. Ed_Er yazdi:
    Mart 28th, 2007 at 12:01 am

    Sayın Admin,

    Ateist sitelerde

    Rum Suresi 30/28- “Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rızk olarak verdiğimiz şeylerde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız?

    ayeti gösterilerek islamiyetin köleliği savunduğuna dair birtakım görüşler ileri atılmakta bu konuyla ilgili bir yazı yazarsanız sevinirim.

    Şimdiden teşekkürler

    XXXXX
    KÖLELİK KONUSU İSLAMA KARŞI KULLANILMAYA ÇALIŞILAN BİR KONUDUR.
    BİRİNCİSİ KÖLELİĞİ İSLAM DİNİ GETİMEMİŞTİR. İSLAMIN GELDİĞİ DÖNEMDE TOPLUMDA OLAN BİR UYGULAMADIR. İSLAM ONLARA HUKUK VERMİŞ VE BAĞIŞLANMASINI TAVSİYE ETMİŞTİR. HATTA BİR ÇOK DURUMDA YAPILAN BİR HATANIN TELAFİSİ İÇİN KÖLE BAĞIŞLANMASINI EMRETMİŞTİR. KURANDA BU KONUDA BİR ÇOK AYET BULUNABİLİR.
    BİR DE KÖLE DEYİNCE İNSANLARIN AKLINA ESKİ ÇAĞ GÖRÜNTÜLERİ VE HAKSIZLIKLA EZİLEN İNSANLAR GELİR. OYSA İSLAMA GÖRE KÖLENİN BİR HUKUKU VARDIR. BELKİ DE BU KONUDA KULLANILAN KÖLE KELİMESİNE YÜKLENEN ANLAMDA BİR SORUN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.
    ASLINDA KÖLELER SAVAŞ ESİRLERİDİR. KÖLE DEĞİLDE SAVAŞ ESİRİ DENSE BU ANLAM KAYMASI GİDERİLEBİLİR.
    SAVAŞTA SİZİNLE SAVAŞAN İNSANLAR ESİR EDİLDİĞİNDE, KÖLE DURUMUNA DÜŞERLER. BU ŞEKİLDE SAVAŞ ESİRLERİ HEM DENETİM ALTINA ALINMIŞ OLUR, HEMDE ÇALIŞTIRILARAK SOSYAL HAYATA KATKI SAĞLAR HALE GETİRİLMİŞ OLUR.
    TAKDİR EDERSİNİZ Kİ, SİZİ ÖLDÜRMEYE GELEN KİŞİYİ ESİR ALDIKTAN SONRA TEKRAR SİZE SALDIRMASI İÇİN SERBEST BIRAKMAK DOĞRU BİR TUTUM OLMAZ. AYETLER DİKKATLİ OKUNDUĞUNDA EĞER KÖLERİN TAVIRLARINDA BİR DEĞİŞİKLİK GÖRÜLÜP HAYIRLI OLACAĞI KANAATİNE VARILIRSA ONLAR SERBEST BIRAKILMASI YİNE TAVSİYE EDİLMEKTEDİR.
    BUGÜN SAVAŞ ESİRLERİNE DE BENZER BİR TAVIRDA BULUNULMAKTADIR. HİÇ BİR DEVLET KENDİSİNE SALDIRAN DİĞER DEVLETİN ASKERLERİNİ DURDUK YERE BIRAKMAZ. ÇALIŞMA KAMPLARINDA YADA HAPİS HANELERDE TECRİT EDİLİRLER.
    BU YÜZDEN BU KONUYU HEM DAHA GENİŞ DÜŞÜNMEK, HEM DE OBJEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRMEK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM .
    ADMİN
    XXXXX

  4. Abdulkadır Azaklı yazdi:
    Nisan 4th, 2007 at 8:52 pm

    Sayın Admın köleler sadece savaş esirlerinden olmayıp alınıp satılanlarda var idi köle pazarları vardı bu arapların adetleri idi.bu günün Dünyasına ters gelen bir adet.
    XXXX
    İşte o alınıp satılanlar savaş esiriydi. Bir şunu unutmamak lazım kölelik kurumunu İslam dini kurmadı. Olan bir sistemin üstüne geldi. Ve kölelere bir hukuk verirken, sürekli onların bağışlanmasını tavsiye ederek bu kurumun ortadan kalkması sağlandı.
    Admin
    XXXX

  5. Abdulkadır Azaklı yazdi:
    Nisan 19th, 2007 at 10:52 pm

    KONUYU DEĞİŞTİRELİM Aile ve çocuklar

    Bir insanın en büyük görevi çocuklarını yetiştirmesidir herkes çocuk yetiştirmede usta olsa titiz davransa eğitime önem verse toplum bozulmaz.Toplumu bozan ailelerin büyükleridir.Onlar dürüst olacak ki çocuklarda dürüst olsun.
    Allah (c.c.) çocukları ve gençleri daha çok sever ve daha çok korur,sebebi şudur gençler henüz isyankar olacak yaşa gelmediğinden ,günahları azdır veya hiç yoktur.Onun için bizde gençlere önem vermeliyiz.Gençler birer ayna gibidirler,hangi yöne dönderirseniz o yönü gösterirler .Bu aynaların kumandası da olgun kişilerin elindedir başka bir deyimle büyüklerinin elindedir. Büyükler hangi yöne gidilmesini çocuğuna öğretirse çocuk o yöne gider.Büyükler küçükleri severse şefkat gösterirse iyi şeyler öğretirse küçüklerde büyüklere karşı saygılı olur.küçükler büyüklerden nasıl görürlerse öyle hareket ederler.Sevgi görürlerse severler yardım görürlerse saygılı olurlarlar .Eğer yalan sahtelik görürlerse saygısız ve sahtekar olurlar.Saygısız sevgi olmadığı gibi sevgisizde saygı olmuyor.
    Büyükler küçükleri severseler korursalar onlarda büyüklerini severler sayarlar.Vermeden alınmaz büyükler küçüklere sevgi veremezseler onlardan saygı alamazlar.

    Sayın inananlar iyi İslam olabilmemiz için iyi insan olmamız gerekiyor.İyi insan olabilmemiz için de bazı görevlerimizin olması gerek.
    Sadece kendimizi değil çocuklarımızı de inançlı yetiştirmemiz gerekiyor.Öncelikle çocuklarımıza sevgiyi öğreteceğiz bu çok önemlidir
    Eğer çocuk sevgiyi öğrenebilirse mutlu olur sağlıklı olur.Daha sora saygıyı öğreteceğiz,eğer bir çocuk saygıyı öğrenirse dürüst olur terbiyeli olur başarılı olur.Analar babalar çocuklarına sevgiyi ve saygıyı öğretemezse çocuktan ne bekleyebilir,Böyle bir çocuk haylaz olur,terbiyesiz olur,okul hayatı başarısız olur.Belki de içkici olur kumarcı olur kısacası çocuğun hayatı bedbaht olur.
    Zararı sadece anaya babaya değil bütün topluma olur.
    Bunun böyle olmaması için analar babalar ve bütün büyükler çocuklara örnek olacaklar çocukların anlayabilecekleri hatalardan kaçınacaklar,ancak o zaman çocuklar kötülükleri öğrenemezler iyi insan olurlar terbiyeli ve dürüst olurlar.
    Bir toplumun büyükleri bozulmadıkça küçükleri de bozulmaz.Eğer bir toplumda çocuklar haylaz saygısız iseler bu suç onların değil büyüklerinindir.Bir söz var zama niye çocuğu zaman bozuldu çocuklar bozuldu diye,zaman bozulmaz çocuklar bozulmaz bozulan
    insan topluluklarıdır bozulan büyüklerdir büyükler çocuklara saygıyı sevgiyi öğretemiyor çocuklar saygısız oluyor büyükler dürüst olmuyor çocuklarda dürüst olamıyor.
    Bu saydıklarımızı çocuklara okullarda öğretiyorlar ders kitaplarında yazılıyor çocuklar sevginin ne demek olduğunu kitaplardan okuyor öğreniyor öğretmeninden dinliyor sevgili saygılı olursa iyi insan olacağını öğreniyor.Bu yavrular bütün bunları öğreniyor da neden yine dürüst olamıyor bunu hiç düşündünüz mü.Bu suç kimindir? biz öğretiyoruz okutuyoruz çocuk yine dürüst terbiyeli olamıyorsa demek ki zaman değişti öylemi! hayır öyle değil biz böyle düşünürse Allah bize azap gönderir….

    Sayın inanalar kitapla sözle nasihatle öğretilen bilgi kalıcı olmayabilir kitap okunur biter öğrenilenlerde unutulur gider Eğer bizler kitaplarda ki yazılara nasihatlere güzel sözlere uyarsak yazılanlar gibi olursa ki işte o zaman çocuk okuduğu bilgiyi hiç unutmaz ameli olarak yaşar görür ve kendiside gördüğüne uyar ve iyi insan olur.
    Bizler çocuklara yapmayın diye tembih ettiğimiz çirkin işleri kendimiz yaparsak çocuklar bize inanmaz okuduğu gibi olmaz gördüğü gibi olur…Bir toplumun büyüklerinin özü ile sözü bir bir olursa çocuklarda özü ile sözü bir olanlardan olurlar.İşte o zaman öyle bir toplumu kimse yıkamaz kimse aldatamaz
    Böyle bir toplum ,sanatta,ilimde,teknikte,en ileri medeniyete ulaşır,insan kavramını anlar ve insanları sevmesini bilir.Böyle bir topluma Allah yardım eder ve böyle bir toplumu Dünyaya örnek eder .Böyle bir toplum Dünyasıyla beraber ahretini de güvence altına almış olur.

    Sayın inananlar bize İslamiyet’ i yanlış yorumluyorlar bazı çıkarcılar dini kendisine bir araç yaparak ondan yararlanıyorlar.Bu böyle olmamalıdır .Dinimiz bir bütündür ve böyle bir bütün olarak kalmalıdır.
    Tek yönlü İslam olunmaz iyi İslam ve iyi insan olabilmemiz için ailemizle komşularımızla,yaşadığımız toplumumuzla,hep beraber İslam olmalıyız.Çocuklarımızı yetiştirirken çok titiz davranmalıyız,iyi yetiştirmeliyiz…
    Doğadaki hayvanları örnek alalım bütün hayvan turları yavrularını büyütüp yetiştirmek için elinden geleni yapar bütün tehlikelerden yavrusunu korur.Yedirir içirir büyüyünce de eğitir ona avlanmasını öğretir .Yaşamla nasıl mücadele edileceğini düşmanlarının elinden nasıl kurtulacağını öğretir.yeti gelince savaşmasını da öğretir .Yanı doğada yaşayabilmesi için lazım olan her şeyi yavru öğrenmiş olur.
    Milyarlarca seneden beri bu kural hiç bozulmaz.sebebi hayvanlar sahtekarlık bilmez yavrusu da bilemez her zaman dürüst olurlar hile bilemezler ve öğrenemezler.Bu hiç önem vermediğimiz yaratıklar Allah’ın yardımı ile her şeyi öğrenirler .Yavru kendi nesli gibi olur başka olmaz asla değişmez sebebi anası değişmiyor ki yavrusu değişsin,yavru nasıl öğreniyorsa öyle oluyor oda büyür yavru yapar onun yavrusuna kendisi gibi olur.
    Peki hayvanlar değişmiyor da insanlar neden değişiyor.Her halde insanların hamuruna sahtelik fetbaz lık vardır.insan nasıl yetiştirilirse öyle oluyor,birde toplumdan nasıl görüyorsa onlara özenerek kendine yol seçiyor.
    Bizler çocuklarımıza yeterli ilgiyi gösteremezsek ,gerekli bilgiyi öğretemezsek en önemlisi onlara örnek olamazsak çocuk ta bize benzer hatta bizden daha ileri giderek bizde olmayan bazı işleri de alışır. Halbuki iyi bir insan kendisini topluma örnek yapar çocuklarını de örnek olarak yetiştirir
    Ancak böyle olabilirsek iyi insanlar ve başarılı toplumlar meydana getirebiliriz.

    Allah’ın rahmeti ve bereketi bizimle olsun sayın bu yazıları okuma zahmetine katlananlar hepinize teşekkür eder mutluluklar dilerim.
    Abdulkadir Azaklı.

  6. Emre_1974tr yazdi:
    Nisan 22nd, 2007 at 11:57 pm

    Arapçada kul-köle aynı anlamdadır.

    Ve kesin bir şekilde ayetler Allah’tan başka hiçbirşeye kul-köle olunamıyacağını,bunun yani yaratılmışa kulluğun şirk ve cehennemlik bir davranış olduğunu belirtir:

    Enbiya Suresi 98. Ayet:” Siz ve Allah’ın berisinden, kulluk/kölelik ettikleriniz, cehennem odunusunuz. Hepiniz oraya gireceksiniz.”

    Maide Suresi 76. Ayet: Söyle onlara: “Allah’ın yanında bir de, size zarar yahut yarar sağlama gücü olmayan şeylere mi kölelik/kulluk ediyorsunuz? Allah, en iyi duyan, en iyi bilenin ta kendisidir.”

    “Allah’ım, biz yalnız Sana kulluk ederiz (ABİDU); yalnız Senden yardim isteriz.” (1:5).

    ************************************************************ **

    Kuran’da belirtildiği üzere peygamberlerin bile köle edinme yetkisi yoktur.Allah’ın dışında , yaratılmış bir şeye kulluk-kölelik en büyük günahlardandır.:

    Ali İmran Suresi 79. Ayet: Allah’ın kendisine kitap, bilgi ve peygamberlik vermiş olduğu hiçbir kişinin kalkıp da insanlara: “Allah’a değil bana kul olun” diyebilme yetkisi yoktur. Ancak: “Kitabı öğretmekte ve ders alıp vermekte olmanız sebebiyle Allah yolunun erleri olunuz!” der.

    Hud Suresi 2. Ayet: şöyle ki, Allah’tan başkasına kul olmayın! Ben size O’nun tarafından müjdelemek ve uyarmak için gönderilmiş bir peygamberim!

    ************************************************************ **

    İslam dininden sonra hiçbir müslüman köle edinememiştir(Kuran’daki gerçek İslamın uygulandığı dönemler).Ama cahiliye döneminden kalma kölelerin bırakılması adım adım olmuştur.Ayetler en ufak birşeyde eldeki kölelerin serbest bırakılmasını,onlara maddi yardım yapılmasını ve çağı gelmişse-istiyorsa evlendirilmesini emreder:(4-92,5-89 vb. birçok ayet neredeyse sağa baktın bir köle azad et,sola baktın bir köle azad et şeklindedir)

    90:10 Ona iki yolu göstermedik mi?
    90:11 Ne var ki zor yola katlanamadı.
    90:12 Zor yolun ne olduğunu bilir misin?
    90:13 Köleleri özgürlüklerine kavuşturmaktır;

    *****************************************

    İslam’dan sonra insanların tutsak alınmasının tek yolu savaşlarda ele geçen esirlerdir.Burada da:

    1-Saldırı savaşı kesinlikle yasaktır.Yalnızca ve yalnızca savunma savaşına izin vardır:

    “Size SALDIRANLARLA Allah için savaşın. Haksız yere savaşmayın. Allah haddi aşanları sevmez (2:190).”

    8:67 Hiçbir peygambere, yeryüzünde savaşa katılmaksızın esirler edinmesi yakışmaz. Siz bu dünyanın geçici malını istiyorsunuz; ALLAH ise (sizin için) ahireti ister. ALLAH Üstündür, Bilgedir.8

    2-Savunma savaşında da ele geçirilen insanlar köle olarak sürekli elde tutulamaz,bir müddet sonra bırakılırlar bu savaş esirleri de….

    “Sonunda üstün geldiğinizde onları esir alın; onları ya karşılıksız veya fidye karşılığında salın. Savaş durumu kalkıncaya kadar bunu uygulayın.”(47-4)

  • Alıntı:
    Radikal özür dilesin

    16 Ağustos 2000 tarihli Radikal gazetesinde, The Guardian kaynak gösterilmek sûretiyle Mukaddes Kitabımız Kur'an-ı Kerîm'i ucuz ve çirkin iftiralarla karalamayı amaçlayan bir yazı yayımlandı...

    "İslâm Alemini Sarsacak İddia" manşeti altında yayımlanan bu yazıda Saarland Üniversitesi'nde görevli Alman bilimadamı Dr. Gerd Puin "Selman Rüşdi'nin benzeri" olarak nitelenmekte ve bu zâtın, Kur'an'ın 14 asırdır değişmediği inancını bilimsel olarak sorgulamaya cesaret ettiği yazılmaktadır. Radikal gazetesine göre, Dr. Puin Yemen'de bulunan elyazması bir nüsha üzerinde yaptığı uzun incelemelerden sonra Kur'an'ın zaman içinde çeşitli müdahalelere maruz kaldığı sonucuna varmış... Elinde de bu tezini destekleyecek ciddi deliller (!) bulunmaktaymış...

    - "Puin, Kur'an'ın Hz. Muhammed daha ortaya çıkmadan yazılmaya başlandığı ve zaman içinde yenilendiği tezini ortaya koyuyor."

    1972'de Sana'daki Ulu Cami'nin onarımı sırasında Yemen Eski Eserler Müdürlüğü Reisi Kadı İsmail el-Akva'nın bulduğu 7.-8. yüzyıllara ait olduğu tahmin edilen elyazması bir Kur'an metni, 1979'da Yemen'e giden Puin'in dikkatini çekmiş ve incelemeleri neticesinde, Kur'an'ın evrim geçirdiği sonucuna varmış... Kur'an saf Arapça sözcüklerden oluşmuyormuş, hattında değişiklikler vuku bulmuş, hareke işaretleri eklenmiş... Puin'in eserini Alman İslâm Arşivi'nin yöneticisi Salim Abdullah yayımlayacakmış... Tezlerinin büyük gürültü koparacağı iddialarına da aldırmıyormuş... vs.

    Radikal gazetesi bununla da yetinmiyor ve kışkırtıcılığının arkasındaki niyeti de şu şekilde açığa vuruyor:

    - "Bu, Allah Kelâmı'nın 14 yüzyıldır değişmediğini ve bu özelliğiyle diğer iki semavî dinden daha üstün olduğunu savunan İslâm dünyasını çileden çıkaracak bir tez."

    Hangi beceriksizin elinden çıktığı belli olmayan bu telif-tercüme karışımı yazıda yer alan şu ifadelerden bile bu milletin dinine, imanına zerre kadar saygı duymayan bir zihniyetin kışkırtıcılığıyla karşı karşıya olduğumuz açıkça anlaşılmıyor mu?... Daha Türkçe'ye çevirtip yayımladıkları metni bile anlamaktan aciz olan bu gazetenin sorumluları, "Kur'an'ın Hz. Muhammed daha ortaya çıkmadan yazılmaya başlandığı" (!) şeklinde akıl almaz uydurmalarla milleti tahrik etmekten çekinmedikleri gibi, Amerika'da tezgâhlanan uluslararası bir tertibe aracılık yapmaktan da kaçınmıyorlar...

    The Guardian'dan hareketle yayımlanan çirkin bir yazıyı eleştireceğim diye abartıya kaçıp "uluslararası bir tertib" ifadesini kullandığımı düşünmeyiniz; zira birtakım siyasî maksatlara binaen ve İslâm dünyasını karıştırmak amacıyla tezgâhlanan bu tertibin safhalarına şöyle bir göz atmak bile Radikal gazetesinin aracılık yaptığı oyunun "uluslararası" niteliğini gözler önüne serecektir.

    Hikâye'nin başı, Toby Lester adlı vasıfsız (!) bir gazeteci tarafından geçen yılın başında The Atlantic Monthly'de (vol. 283, no. 1, sh. 43-56, Ocak 1999, USA) yayımlanan "What is the Koran?" (Kur'an Nedir?) başlıklı geniş bir makaleye dayanıyor... Lester, Yemen'de bulunan elyazması nüshalar üzerinde araştırma yapan Dr. Gerd R Joseph Puin ve mesai arkadaşı Hans-Caspar Graf von Bothmer'le yaptığı telefon görüşmelerinden hareketle Kur'an'ın muharref olduğunu öne süren zehir-zemberek bir yazı kaleme alıyor; yazısını William Muir, John Wansbrough, Andrew Rippin, Ann K.S. Lambton, S.P. Tolstov, N.A. Morozov, R. Stephen Humphreys, Günter Lüling, Yehuda D. Nevo, Patricia Crone, Michael Cook, James Bellamy, Jane McAuliffe gibi tanınmış-tanınmamış birçok oryantalistten yaptığı hakaret dolu alıntılarla dolduruyor ve bu arada Muhammed Abduh, Taha Hüseyin, Ali Deşti, Muhammed Arkoun, Nasr Hamid Ebu Zeyd, Fazlurrahman gibi İslâm dünyasının çeşitli bölgelerinden seçtiği bazı ilginç (!) isimlerle iddialarını süslemeyi de ihmal etmiyor... ("Selman Rüşdi" simgesinin bu kışkırtıcı yazıda konu mankeni olarak kullanıldığını belirtmeme bile gerek yok sanırım!)

    Lester'in iftiraları, Yemen'de yayımlanan el-Belağ dergisinde ele alınınca -tam da tahmin edildiği gibi- ortalık karışıyor, Yemen'deki araştırmaları sırasında Puin'e ve meslektaşı Von Bothmer'e çok büyük yardımları dokunan Yemen Eski Eserler Müdürlüğü'nün Reisi Kadı İsmail el-Ekva ile diğer kurum görevlileri halk tarafından büyük tepki görüyorlar... Bunun üzerine her iki Alman bilimadamı da el-Ekva'ya 14 ve 15 Şubat 1999 tarihli birer mektup göndererek gelişmelerden ötürü duydukları üzüntüyü dile getirip özür diliyorlar; ortada siyasî bir komplo olduğunu, kendilerinin bu tür sözler söylemediklerini; aksine, yaptıkları incelemelerden sonra Yemen nüshalarıyla müslümanların bugün ellerinde bulunan standart Kur'an nüshaları arasında ciddi hiçbir farklılığın bulunmadığı sonucuna vardıklarını ve Leiden'de düzenlenen bilimsel bir konferansta da bu sonuçları ilim dünyasına açıkladıklarını belirtiyorlar.

    Puin'in, bu Amerika kaynaklı "siyasî" komployla ilgili açıklaması oldukça mânidardır:

    - "Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu?" (14 Şubat 1999)

    Dünya bu vâveyla ile çalkalanırken, olup bitenleri Türkiye'de kimsenin ruhu bile duymuyor; sadece bir kişi hariç: Taha Kıvanç...

    Yeni Şafak'taki "28 Haziran 1999" tarihli 'Kulis' köşesinde Taha Kıvanç, "Nafile Çaba" başlıklı bir yazı kaleme alıp Toby Lester'in The Atlantic Monthly'deki makalesine dikkat çekiyor; hatta bununla da yetinmeyip bu tezgâhın Türkiye'yi de içine alabileceği konusunda fevkalâde önemli uyarılar yapıyor.

    - "Ocak 1999 tarihli dergideki o yazıyı okuduğumda bir süreden beri bir yerlerde pişirildiğini düşündüğüm İslâm karşıtı taâmın yakında bizim sofralarımıza da sunulacağını düşünmeden edemedim. Çünkü, Atlantic'teki yazıda, 1980 ve 1990'ların başında İngiltere, ABD, İsrail ve Hollanda gibi ülkelerde İslâm üzerine yapılan çalışmalar aktarılıyor, bu arada İslâm Dünyası'ndan bazı isimlerin de bu çalışmalardan etkilendiğinin örneklerine yer veriliyordu."

    Aynı konulardaki bir-iki yayından daha söz ettikten sonra Kıvanç, yazısını şu sözlerle bitiriyor:

    - "Konuya bu kadar eğilmemin sebebi, son zamanlarda "MGK raporu" diye medyaya yansıyan İslâm'ı tezyif eden çalışmaların nerelerde hazırlandığına ışık tuttuğunu düşünmem... Yurdumuzdan çok uzaklarda, bambaşka düşüncelere sahip kişilerin yaptığı çalışmalar, sanki bizde yapılmış özel araştırmalarmış gibi 'rapor' haline getiriliveriyor... Birkaç yıl öncesine kadar, yazarlık iddiasında bulunanın din adamı kökeni yüzünden inanılan sözde özgün çalışmalar, o kişinin ölümü üzerine, akamete uğramıştı. Şimdi, bir başkasını bulamadıkları için, özel adla değil 'rapor' kimliği ardına sığınarak aynı sonucu almaya çalışıyorlar... Genelkurmay bu defa suçüstü yaptı, ama göreceksiniz, denemekten vazgeçmeyecekler..."

    Toby Lester'in sadece iddialarını değil, bu iddiaların arkaplanını da ele alan bir başka makale ise Prof. Muhammed Mustafa el-A'zâmî'ye ait... Impact dergisinin bu yılki Mart sayısında (vol. 3, no. 3, March 2000, London) yayımlanan "Hoping to reform, revise Islam: Oriantalists and The Qur'an" (İslâm'da Yenilik ve Reform Umutları: Oryantalistler ve Kur'an) başlıklı değerli yazısında A'zâmî, Lester'in Puin'den aktardığı görüşleri özetlemekte ve ardından Dr. Puin'le Dr. Von Bothmer'in Kadı İsmail el-Akva'ya yazdıkları mektupların içeriğine dayanarak birtakım çelişkilere işaret etmektedir. (Bu mektubun metnini, hem -dergide yayımlandığı kadarıyla- Arapça orijinalinden, hem de metin içerisinde geçen İngilizce alıntılardan hareketle Türkçe'ye çevirip okurların istifadesine sunmuş bulunuyoruz.)

    A'zâmî'nin makalesinin en önemli taraflarından biri de kendisinin gerek Puin'in, gerekse Von Bothmer'in ikircikli tutumuna dikkat çekip bu kişilerin Kadı el-Ekvâ'ya yazdıkları mektuplar dışında, kendilerine isnad edilen iddiaları yalanlamak için ciddi bir adım atmadıklarını (sözgelimi bir makale yazıp kendilerini temize çıkarmaya çalışmadıklarını) belirtip şöyle demesidir:

    - "Peki o halde gerçeği (!) dile getirmeyen kim? Toby Lester mi? Joseph Puin mi? Von Bothmer mi? Galiba bunların hepsinin de asıl gerçekle ilgisi çok az!"

    Kur'an tarihine dâir gayet faydalı bilgiler veren ve Kur'an hakkında söz söyleyecek kimselerde bulunması gereken özellikleri sıralayan yazarın şu tesbiti fazla söze hacet bırakmıyor gibidir:

    - "Elbette Lester'lardan, Puin'lerden ve Bothmer'lerden işittiklerimiz, ne bugün, ne de yarın bu konuda işiteceklerimizin sonuncusudur! Üstelik bu iddialar kendi türünün ilk örneği de değildir!"

    Nihayet hikâyenin sonuna gelmiş bulunuyoruz.

    Lester'in yazısından 1,5 yıl sonra, bu ayın ilk haftasında, yani 8 Ağustos 2000 tarihli The Guardian'da Ebu'l-Tahir adlı birinin Querying the Koran (Kur'an Sorgulanıyor) başlıklı bir yazısı yayımlanır... İddialar yine aynıdır ve yazının Lester'in makalesinden hareketle hazırlandığında kuşku yoktur. Ebu'l-Tahir (!) Lester'in yazdıklarını özetlemiş ve daha kışkırtıcı hale getirerek bunlara bazı küçük ayrıntılar eklemiş... Meselâ Selman Rüşdi ve Nasr Hamid Ebu Zeyd'in trajik durumları öne çıkarılmış, ölüm fetvalarından, suikastlardan, radikallerin bilimadamlarını tehdid ettiklerinden bahisle müslümanların Dr. Puin hakkında da bir ölüm fetvası verebileceklerinden, vs. söz edilmiş...

    Makalenin yazarına göre, yaptığı incelemelerden sonra Kur'an'ın tahrif edildiği sonucuna ulaştığını söyleyen (!), Kur'an'ın tercüme edilmesine karşı çıkıp tercümelerin anlaşılamayacağı görüşündeki gelenekçilerin haklı olduğunu, zira Kur'an'ın kendisinin bile doğru dürüst anlaşılamadığını iddia eden Dr. Puin ne ilginçtir ki "kendisinin aynı tepkileri alacağına inanmıyormuş", çünkü "Rüşdi ve Zeyd gibi bir müslüman ismi taşımıyormuş..."

    Dr. Puin'in ve bir-iki araştırmacının (!) ağzından aktarılma, kaynağı meşkuk sözlerin ve Mukaddes Kitabımıza hakaretler içeren iddiaların yer aldığı işbu makale, tam bir hafta sonra 16 Ağustos 2000 tarihli Radikal gazetesinde, kasıtlı eklemeler ve çıkarmalar yapılmak, hatta yalan-yanlış tercüme edilmek sûretiyle yayımlanan o mâhud Türkçe metne ilham kaynağı olmuştur!

    Perviz Manzur'a göre, Kur'an'ı epistemolojik savaş alanına çevirmeyi hedefleyen bu çabalar, onun ifadesiyle "psychopathic vandalism"in tezahürleridir. Nitekim siyasî kışkırtıcılığın İslâm dünyasının hassas değerleriyle oynamak konusunda ne denli ileri noktalara varabileceği bu hikâyeden de anlaşılmaktadır. Amerika'da kimsenin tanımadığı sıradan bir gazeteci çıkıyor, müslümanların mukaddes bildiği ne kadar değer varsa hepsine hakaretler yağdırıyor ve hiç çekinmeden, XIX. yüzyıl oryantalistlerinden William Muir'in ağzından, "Bugün dünyada uygarlık, özgürlük ve doğruluk adına bilinen ne varsa, Kur'an bunların en inatçı ve amansız düşmanlarından biridir" diye yazabiliyor...

    Radikal gazetesinin yazdığı gibi, "İslâm dünyasını çileden çıkarmak" ise bütün amaçları, bu amaçlarına ulaşmak için her yolu denediklerini ve hiçbir sınır tanımadıklarını söyleyebilirim... Yemen için yapılan hesaplarla Türkiye için yapılan hesapların hangi noktalarda kesiştiğini, hangi noktalarda ayrıştığını zaman gösterecek... Toby Lester'in Amerika'da söylediklerini belki çok geç farkediyoruz, fakat Amerika'da yaşayan İlhan Arsel'in Türkiye'de yayımladığı hezeyannâmeleri görmezlikten gelemiyoruz... Kur'an Eleştirisi adında kitap yayımlıyor ve nedense hiçbir resmî makam dinimizi açıkça tahkir ve tezyif eden bu kitabın neşri karşısında birşey yap(a)mıyor.

    Radikal gazetesi, yine ucu Amerikalara kadar giden Kur'an ve İslâm düşmanlığı tezgâhına aracılık ediyor ve fakat kimse ağzını açıp tek kelime bile etmiyor. (Görebildiğim tek makale, Hayrettin Karaman Hocamızın 27 Ağustos Pazar günü Yeni Şafak'ta yayımlanan köşeyazısından ibarettir.)

    Diyanet İşleri Başkanlığı, bu tür açık saldırılar karşısında susmamalı, hiç değilse Mukaddes Kitabımıza yönelik böylesine ağır hakaretleri cevapsız bırakmamalıdır!

    "Eğer susulursa, korkarım daha ileri giderler" diyemiyorum; çünkü inanın bundan daha ne kadar ileri gidilebileceğini bilemiyorum!

    Son söz olarak, Radikal gazetesinin sorumlularını, bu ülkenin insanlarından özür dilemeye davet ediyor; VE Kur'an'ı ucuz manipülasyonların aracısı kılmaktan vazgeçip; "Sizin yaptığınızı gavur bile yapmaz" sözünün hakikate dönüşmesine izin vermeyeceklerine inanmak istiyorum.

    Dr. Puin'in el-Ekva'ya yazdığı mektup

    Sayın Kadı İsmail el-Ekva hazretleri,

    Zât-ı âlinize en muhlisâne hürmet ve selâmlarımı sunarım.

    Yemenli dostlarımdan bana ulaşan haberlere göre, Alman araştırmacıların Yemen'deki eski eserler arasında bir elyazması Kur'an nüshası bulduklarından ve bu elyazması nüshayla müslümanların bugün ellerinde bulunan Kur'an nüshaları arasında ciddi farklılıklar tesbit ettiklerinden söz eden ['The Atlantic Monthly' adlı] Amerikan dergisinin yaptığı neşriyât, Yemen Eski Eserler Müdürlüğü'nde görev yapan yetkililere karşı halkın büyük bir tepki göstermesine sebebiyet vermiş... 312 sayılı el-Belağ dergisinin iddia ettiği üzere, güyâ Yemen'li yetkililer İslâm dünyasında büyük bir fitnenin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla uzun bir süredir bu gerçeği (!) saklamaya çalışıyorlarmış...

    Sizi temin ederim ki el-Belâğ'ın hem Amerikan dergisinin neşriyâtından, hem Yemen yazmalarına dâir söylenenlerden hareketle yaptığı suçlama ve karalamalar tamamen asılsızdır ve hiçbir esasa dayanmamaktadır; benim ve meslektaşım Dr. Graf von Bothmer'in Saarbrücken Üniversitesinde sürdürdüğümüz Kur'an araştırmalarına ilişkin mâhud iddialar da aynı şekilde hilaf-ı hakikattir.

    Yemen ile Almanya'nın bilimsel işbirliği çabalarını baltalamayı hedef alan bu müessif saldırılardan dolayı fevkâlede üzgün olduğumu belirtmeliyim. Bu saldırıyı tertib eden odakların hedeflerine ulaşmak için zamanlama itibariyle Almanya Dışişleri Bakanı'nın Yemen'i ziyaret ettiği haftayı seçmeleri size de ilginç gelmiyor mu? (...)

    Amerikalı yazarı [Toby Lester] şahsen tanımam, kendisiyle sadece birkaç kez telefonla görüştüm, o kadar... Benim samimi kanaatime göre, sözkonusu Yemen nüshalarıyla eldeki Kur'an nüshaları arasında ciddiye alınabilecek hiçbir farklılık mevcut değildir; bu yeni nüshalarda tesadüf edilen yegâne ihtilaf, -Allah'a şükür- sadece sözcüklerin imlâsıyla ilgili Kur'an'ın kendisine aslâ zarar vermeyecek olan küçük birtakım yazım farklılıklarından ibarettir. Zaten "İbrahîm-İbrahim"; "Kur'ân-Kur'an"; "simâhum-simahum", vb. farklılıklara da Kahire'de basılan mushaflarda işaret edildiği herkesçe bilinmektedir.

    (...) Geçen senenin Ekim ayında ben ve meslektaşım Dr. Von Bothmer, Hollanda'nın Leiden şehrinde yapılan, Kur'an araştırmalarıyla ilgili bir konferansa davet edilmiş ve orada Yemen mushaflarından alınan mikrofilm örneklerine istinaden iki tebliğ sunmuştuk. Her iki tebliğ de -tahmin olunacağı üzere- hem Batılı akademisyenler, hem de müslüman ilim adamları nezdinde çok büyük bir rağbet ve iltifata mazhar oldu. Maamafih bu tedkikler henüz neşredilmiş değildir.

    Bu vesileyle belirtmek isterim ki araştırmalarımla ilgili herhangibir husûsu bilimadamlarının nazarlarından gizlemem için hiçbir neden bulunmamaktadır. Gözlerini kin bürümüş birtakım cahillere gelince, onları ciddiye almayıp kendi hallerine bırakmak en doğrusu olacaktır; tâ ki ülkesinin tarihi üzerine titreyen, dinî mirasından güç alan, bu mirasın korunmasında ve bugünlere ulaşmasında hizmeti geçen öncülerini şükran hisleriyle yâdeden, -Çin'de bile olsa- onların tecrübelerinden ve yardımlarından yararlanan ilim ve kültür sahibi yeni nesiller gelinceye kadar...

    Son olarak, hem sizin adınıza, hem kendi adıma, Yemen yazmaları etrafında kabaran bu kin ve nefret dalgalarının dinmesini temenni ediyorum. Vesselâm!

    Not: Arapça ifadelerimin bozukluğundan dolayı özür dilerim.

    Dostunuz
    Dr. Gerd R. Joseph Puin
    Saarbrücken, 14/2/1999

  • dördüncü melek

  •  

  • www.kurandaceliskiyoktur.com

  •  

  • Yukarı dön Göster aşiti's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aşiti
     
    muhliskul
    Ayrıldı
    Ayrıldı
    Simge

    Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
    Yer: Australia
    Gönderilenler: 854
    Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

    arapca bilmeden biliyormussun gibi more-kesiyr  numara yapma, bak sana anlatiyim.

    diyeceksinki

    su fiil yada isim kuran harekelenmeden once manasi soyleyken nokta hareke konunca   manasi su oldu. anladinmi cok kolay bir soru.

    yazilanlara morarmak gereksiz.Cevap ver.

    Peki araplar nasil okuyordu eskiden. hareke ve noktalamalar yazilmazken ismin basina  bi harfi ceri  gelince  bismi okunuyordu,

    onlar bunu tismi, yismi yada sismi okumuyordu.  nokta olmayinca  b,t,s hatta  kelimenin basina yazilinca y harfleri ayni gorunuyor.nasil ayiriyorlardi ha.

     bismi diyince ne oluyordu otamatikman sonu cer oluyordu bu diger harfi cerler icinde ayni.harekeleri belirleyen kurallar harekeler yazilmadan once vardi.  

    Simdi   oyle oraya buraya cekme mor

    hodri meydan,cikar sapkandan tavsani. ozur yaz su bizim microsoftcu nordun  bulusunu kodlu  kodsuz anlatan noktasiz harekesiz  okumalari.Belki bizde feyiz aliriz. 

    Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
     
    mor ve ötesi
    Katilimci Uye
    Katilimci Uye
    Simge

    Katılma Tarihi: 15 nisan 2007
    Yer: Turkiye
    Gönderilenler: 50
    Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mor ve ötesi

    işte cevap bu: Arapçada kul-köle aynı anlamdadır.

    aynı harfler ile yazılan iki kelimeyi nasıl kul ve köle diye ayırdılar dersiniz?

    birde şunda anlaşalım:

    ''hodri meydan,cikar sapkandan tavsani. ozur yaz su bizim microsoftcu nordun  bulusunu kodlu  kodsuz anlatan noktasiz harekesiz  okumalari.Belki bizde feyiz aliriz...''

    bu tarz konuşmalar biraz yakışıksız, islamı yaşadığını savunan bizlere islami terbiyeden bi haber olmak ne kadar yakışır,eğer bi haber olursak ne kadar inandırıcı oluruz...

    çok net olarakta şunu söyleyeyim; kesinlikle kur'anın şimdiki hali ile bir sıkıntımız yok bu nedenle anlatmaya çalıştığıma dikkat edin ve ben size bir şey satmaya çalışmıyor size bir kişi ve kuruluşun reklamını yapmıyorum istediğim sadece araştırma yapmanıza önayak olabilmek...

     

     

     



    __________________
    SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
    Yukarı dön Göster mor ve ötesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mor ve ötesi Ziyaret mor ve ötesi's Ana Sayfa
     
    muhliskul
    Ayrıldı
    Ayrıldı
    Simge

    Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
    Yer: Australia
    Gönderilenler: 854
    Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

     anlatsana basladin madem.ama yok bilmedigini anlatamaz insan. anlatiyormus gibi numara yapar. alo kimse varmi? yazdim ya ben. hele bi daha oku anlamakta zorluk cekiyorsan anlayana kadar oku ayip degil. mesajima  ve dediklerime  hepisini goz onunde tutarak atif yap.

    yakisik almayan kendisinin yaptigi cirkinlige makyaj yapip cici gostermektir.

    a-be-de (bunun ABD veya USA ile ilgisi yok)fiili ve onun morfolojik turevleri uzerine  noktalama,hareke gibi uygulamalari anlatta biz fikir garibanlari bayram edelim.

    kuran kok harflerine ilaveten  noktalama,harekeleme  olmadan once ve sonra ne oluyormus   anlat, ben anlattim detaylarina indim

    bak anlatirsan sohretin unun artar.

    ama ben senin hic bir ilmin olmadigini anladim ha onu da soyleyim tamammi.

    Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
     
    mor ve ötesi
    Katilimci Uye
    Katilimci Uye
    Simge

    Katılma Tarihi: 15 nisan 2007
    Yer: Turkiye
    Gönderilenler: 50
    Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mor ve ötesi

    ama ben senin hic bir ilmin olmadigini anladim ha onu da soyleyim tamammi.

    çok güzel kardeşim bunu anladıysan o zaman bana dediğin gibi ün ve şöhretin artar...

    muhalefet edeceğine, ne diyor diye araştır!!!

    ün ve şöhret peşinde olsak, ilmimizi pazarlasak kendimize medyada bir köşe bulurduk merak etme...

    nefsimizi aynanın arkasına atalı çok zaman oldu, sana bir yer ve isim vereceğim sonrası içinse sadece dua edebilirim...

    siirt ili tillo (aydınlar) ilçesinde fakirullah'ın evi ve türbesi var, kendisi marifetname yazarı ibrahim hakkı hazretlerinin hocasıdır,türbesi için bir şey demek istemiyorum(ister bakarsın ister bakmazsın) ama evi ve evindeki astronomi aletleri ile el yazması eserleri bir araştır bakalım kendisi kur'an ile ilgili, ayetlerin harekesiz halde ki anlamları ile ilgili neler söylemiş...

    ve bir araştır bakalım astronimide bizden fersah fersah ileride olan hangi milletlerin hangi üniversitelerinin araştırmalarında tez konusu olmuş, yılda kaç yabancı öğrenci gelip ve kadar kalıyor...

    birde işkembe-i kübra var... anlarsın ya...

     



    __________________
    SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
    Yukarı dön Göster mor ve ötesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mor ve ötesi Ziyaret mor ve ötesi's Ana Sayfa
     
    bombadil
    Newbie
    Newbie
    Simge

    Katılma Tarihi: 11 eylul 2006
    Yer: Turkiye
    Gönderilenler: 24
    Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bombadil

    Selam

    Mor ve ötesi "anlamı sabitlenmiş" deyimi ile kast ettiğiniz nedir? Anlam sabitlenmesinin sonuçları nelerdir? Örnekle bu sorularıma yanıt verirseniz sevinirim. Bir de kişisel bir sorum olacak. Siz Fakirullah'ın tarikatı olan üveysiyye tarikatına üye oldunuz mu veya halen üye misiniz?

    Yukarı dön Göster bombadil's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bombadil
     
    mor ve ötesi
    Katilimci Uye
    Katilimci Uye
    Simge

    Katılma Tarihi: 15 nisan 2007
    Yer: Turkiye
    Gönderilenler: 50
    Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mor ve ötesi

    bombadil kardeşim,

    tarikat yolunda değilim, ama nakşibendi,kadiri,bektaşi adabını bilirim,üveysi değilim ne olduğunuda bilirim.ayrıca gregoryan ermeniler ve kadim süryani cemaatini tanırım, inanışlarını, inanışlarını nasıl yaşadıkları hakkında aralarında kalarak bilgi sahibi oldum...

    geçmişte türkiyede çalınan el yazması incil haberini duymuşsundur,bahsettiğim iki cemaatte hz.isanın müjdeci olduğunu kabul eder(bu müjde son kitabın ve son peygamberin geleceği müjdesidir.)... bu konu hakkında kısmet oldukça yazarız inşallah...

    kur'anın anlam sabitlenmesine gelince; harekelenmiş halde elimizde olan kur'an tefsirlerinde ne yaparsanız yapın söylenecekler belli değil mi?

    bir örnek vereceğim; nur suresi 31 ayette elimizdeki tefsirlerin hepsi örtünme var diye açıklıyor değilmi? ama bazı alimler üstü kapalı olarak birşeyler söylemeye çalışıyor, bazıları da reform gibi birşeyler saçmalıyor biliyorsunuz değil mi?işte bütün bunlar birşeyler bilenlerin anlatmaya çabalamaları...

    yukarıda bahsettiğiniz (tillo) yerde ki medereselerde bu konu öğretiliyor ama infial olmasın diye kendi aralarında kalıyor.tv lerde programlara katılan serkan tekin de o medrese mezunudur.konuşmalarında dikkat ederseniz bazen nokta nokta açıklama yapar...

     

     



    __________________
    SENİN AYNAN OLMAK İSTİYORUM
    Yukarı dön Göster mor ve ötesi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mor ve ötesi Ziyaret mor ve ötesi's Ana Sayfa
     

    << Önceki Sayfa Sonraki >>
      Yanıt YazYeni Konu Gönder
    Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

    Forum Atla
    Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
    Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
    Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
    Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
    Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
    Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

    Powered by Web Wiz Forums version 7.92
    Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
    hanif islam

    Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

         Sayfam.de  

    blog stats