HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: ALLAH BİRDİR (?) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

muhafazanAllah
isme bak
kardeşim diyeceğim ama
hem cin hem 13 cü
ne gelirse meraktan derler
bari çarpılmasak

Sevgili kardeşim Selamün Aleyküm
Tabiki şaka yapıyorum
maksat hoşluk olsun
Yazılarınıızı ilgiyle takip ediyorum.

Luna ile mesaj trafiğinizden kendi adıma yararlanıyorum. Aşağıdaki soru
benim için kavram tanımı olarak önemli. Size sıkıntı vermeyecekse
ayrıntılı cevaplarsanız gerçekten çok makbule geçecek.

--------------------

yada şöyle söyliyim; diyosunki mikro düzeyde sebepsonuç ilişkisi olmaz
bu düzlemde rastlantısallık geçerlidir?

peki benim şuan sana yazarken klavyeyi kullandığım ellerimdeki mikro
düzeyde olan hücrelerim rastlantısal olarakmı hareket ediyor? :) yada
benim bunları yazdıran zihnimin kararı rastlantısal olarakmı varoldu? canlı
bile olsam mikro düzeyde işleyen bir sistem yokmu? bizim ellerimizi
kollarımı vs.. hareket ettiren mikro düzeydeki birimler rastlantısal
olarakmı hareket ediyor? yada hücrelerin belli bir sebep doğrultusunda
işleyen bir yapısı yokmu? yada cansız olarak bakarsak şuan kullandığım
klavyenin mikro düzeydeki birimleri sebebsizmi hareket ediyor? :)

rastlantının dahi bir sebebi olmazmı yani? bu nasıl bir bakış açısı
anlamadım?

-------------------

Merakım bilinçli tercihin ne aşamada oluştuğuyla ilgili. Yada Mikro
düzeydeki belirsizliğin nasıl olupta makro büyüklükte hep aynı neticeyi
verdiği ile ilgili.

İçten saygı ve sevgilerimle
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Sevgili İman,

Heisenberg belirsizlik ilkesine göre kesin olarak bildiğimiz şey, hiç bir şeyi kesin olarak bilemeyeceğimiz. Bunun nedeni ise: Bilmek ölçmek demektir.

Bir nesne hakkında bilgi almak için o nesne ile iletişimde bulunmanız gerekir. Görmek için ışığın yansıyıp göze gelmesi, duymak için hava titreşimlerinin kulağa gelmesi gibi.
Atom altı parçacıklar ile ilgili bir gözlemde bulunmak istediğimizde, o parçacığı "görmek" için kullandığımız foton, gözlemlenenin konumunu veya hızını değiştirir. Görmek için gözlemlenenden daha kısa boyda ışık kullanmanız gerekir. Daha kısa dalga boyu daha çok enerji demektir. Bu da parçacığın hızını etkiler. Daha yüksek dalga boyu kullanır isek de bu kez konumundaki belirsizlik artar.

Bu belirsizlikten dolayı, gözlemlenene kadar her parçacık, olasılık fonksiyonları ile modellenir. Her parçacık birden fazla durumda bulunur. Her durumun da matematik ile ifade edilen olasılığı vardır. Çok basit örnek ile: %30 şu pozisyonda,şu hızda ,şu azimutal quantum sayısı,açısal momentum kuantum sayılı vs., %20 şu..,% 15şu.. gibi..Bir parçacığın birden fazla kuantum durumunda bulunmasına süperpozisyon diyorlar. Bir parçacığın süperpozisyon içindeki kuantum durumları da rastlantısaldır.

Parçacığın kuantum durumu dalga fonksiyonu ile tanımlanır. Belirlenim kısıtlıdır. Belirlenimi belirleyen dalga fonksiyonudur. Fizikçi,ancak dalga fonksiyonunu bilebilir. Daha fazlasını değil. Yani, kesin sebepler ve sonuçlar yoktur. Olabilirlikler, belirsizlikler vardır.

Siz bir şeyi ölçmeye kalktığınızda, bu süperpozisyona müdahele olacağından dolayı (siz de kuantum parçacıklarından oluşmaktasınız) dalga fonksiyonu çöker. Bir değere sabitlenir. Siz de "aa demek durum böyleymiş" dersiniz. Oysa, gerçekte ( o da ne demekse) birçok olasılıktan biri rastlantısal olarak sizin tarafınızdan seçilmiş olur.

Bu durumda iki tez var:
1. Çoklu dünyalar yorumu (paralel evrenler de diyorlar)
2. Kopenhag yorumu (zihnin maddeye üstünlüğü)

Bunları anlatmadan sorunuza bakalım. Sorarsanız anlatırız.

Nasıl oluyor da bu rastlantısallık ve olasılılar dünyası bize Newton'un fiziğindeki gibi düzenli ve deterministik geliyor?

Hawking'in bu benzetmesini sevdiğim için aynen yazıyorum:

Evreni, her olayda zarların atıldığı, veya çarkların döndüğü büyük bir kumarhane olarak düşünebiliriz.Kumarhane işletmenin çok riskli bir iş olduğunu düşünebilirsiniz. Çünkü,her zar atılışında veya çarkın her çevrilişinde para kaybetme riskine girersiniz. Ancak, çok sayıda bahis söz konusu olduğunda, belirli bir bahisin sonucu öngörülemese de, kazançlar ve kayıplar öngörülebilir bir sonuçta ortalanır. Kumarhane işletenler, bahis oranlarının kendi lehlerinde ortalanmasını güvence altına alırlar. Kumarhanecilerin bu kadar zengin olmasının nedeni de budur zaten.
Evren için de aynısı geçerlidir. Evren,günümüzdeki gibi büyükse, çok sayıda  zar atışı söz konusu olur ve sonuçlar öngörülebilecek bir değerde ortalanır.Bu yüzden klasik kanunlar büyük sistemlerde geçerlidir.Ancak, evren, büyük patlamaya yakın bir zamandaki gibi küçükse, (ya da tekilliklerde-burayı ben ekledim)  zar atışlarının sayısı azalır ve belirsizlik ilkesi büyük bir önem kazanır.

Bu matematik ile nasıl ifade edilir:

Richard Feynman'ın parçacıkların uzay-zamanda olası her yol boyunca , bir konumdan diğerine ilerlediği kuramı ile. Feynman, her bir yörünge ile, bir dalganın boyutu-genliği-ve fazı olmak üzere iki sayıyı ilişkilendirdi. A’ dan B’ e giden olası her yolla ilgili dalgaların toplanmasıyla bulunuyordu.
Nesneler gündelik hayatta başlangıçları ile sonuçsal hedefleri arasında tek bir yol izliyormuş gibi görünmekte. Bu durum Feynman’ın geçmişler toplamı fikri ile uyum gösterir.Çünkü,büyük nesneler için bu yoların katılımları birleştirildiğinde, biri dışında bütün yollar birbirini etkisizleştirir.
Sonsuz yollardan sadece biri , makroskobik nesnelerin hareketi göz önüne alındığında gerçek olur. Bu yörünge Newton’un klasik hareket kanunlarından ortaya çıkandır.

Yoksa bana şunu mu sordun?

Sonuçları belirleyen insandır.  Seçimi insan yapar. (mutezile)
Sonuçları belirleyen Allah'tır. İnsan seçim yapıyormuş gibi görünür. (cebriye)

Saygılar.






Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana


Sonuçları belirleyen insandır.  Seçimi insan yapar. (mutezile)
Sonuçları belirleyen Allah'tır. İnsan seçim yapıyormuş gibi görünür. (cebriye)

Selam

Bir insanın seçim yapıp yaptığı seçime göre hareket etmesi insanın iradesi dahilindedir ancak insanın bunu yapıyor olması Allahın kudreti dahilindedir.Gerçekleştirilen her eylem Allahın kudretiyle olur.

Genellikle Allahın kudretini insanın yaptığı seçimleri yönlendiren güç olarak Algılayıp yapılan seçimleri Allah yaptırtmıştır şeklinde anlaşılan yanlış kader anlayışı oldukca yaygın.

Benim anlayışıma göre sonuçları belirleyen insandır ve seçimi o yapar ancak bunu yapıyor olabilme imkanını sağlayan Allahtır.

örneğin bir yol ayırımına gelmiş birinin sapabileceği 4 değişik yön ve yol var.her yolun varacağı dört farklı yer ve bu yerlerde kişinin başına gelip gerçekleşmesi muhtemel 4 farklı durum var.Kişinin karar verip yollardan birini seçip o yolun sonunda başına gelenler insanın yaptığı seçimin sonuçlarıdır .O yolları var edip seçenek olarak oraya koyanda Tanrıdır.

Tanrı sınırsız seçenek sunar kişi iradesiyle seçer seçimini ve seçiminin sonucunu yaşar.

 

Seçenekleri varkılan yaratıcıdır insandan istenen seçim yapmasıdır.

 

 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
ABCDF
Ozel Grup
Ozel Grup


Katılma Tarihi: 11 agustos 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 412
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ABCDF

Konuyla ilgili ilk aklıma gelen ayetler aşağıda... buradan da 2 ana yol ayrımına giden seçeneklerin insanların önüne konduğu belli oluyor.

 

(BELED suresi 10. ayet) Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik.

11 Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.

....

76/2 Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden yarattık da onu işitici, görücü yaptık.

3 Biz ona yolu gösterdik: Ya şükredici veya nânkör olur.



__________________
Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur.
Yukarı dön Göster ABCDF's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ABCDF
 
iman
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 haziran 2006
Gönderilenler: 751
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı iman

Cin13 nikli kardeşim

Bilmediğinin peşine düşenlerden olmak istemem
dolayısıyla özgürlüğüm değil merak ettiğim

Söylediklerinizden anladığım En kestirme söylemle aynı nehirde iki kez
yıkanamayacağımız.

yanılıyormuyum?

yanılıyorsam sadece yanılıyorsun diyin ve gerisini okumayın. Ben
yazdıklarınızı tekrar okuyayım.
----------------
Doğru anlıyorsam

Bir müslüman olarak sizden yardımınızı istediğim

Zaten hiç birimizin içinden çıkamadığı bir kurguyu (Herşey) anlatırken
sadece sonsuz anlatım modelinden herhangi birini benim
kullandığım modelden farklı bir zamanda kullandığınız için
anlayamamamdan dolayı farklı muamele görmemi elinizden geldiğinizce
engellemeniz.

Yani niye aynı nehirde iki kez yıkanamıyacağımdan yola çıkarak nehrin
aynı nehir olabilmesinin olası şartlarını modellemek yerine (Çünkü
gerçekte herkesin kendi duygularınca anladığı bir model nehir) gerçekte
nehrin ne olduğunu Allahtan başka kimsenin bilemeyeceğini anlatmak.

Yukardaki paragrafın ışığında aşağıdaki iki tezi anlatırmısınız?

1. Çoklu dünyalar yorumu (paralel evrenler de diyorlar)
2. Kopenhag yorumu (zihnin maddeye üstünlüğü)

Cennetimden tuğlalar götürüyorsunuz biliyormusunuz?
Ve isteyerek verirken müsrifliğime şaşırıyorum.
Emeğinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Allah razı olsun.
Yukarı dön Göster iman's Profil Diğer Mesajlarını Ara: iman
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Mutezile'nin ve cebriye'nin seçim yapma konusundaki zıt görüşlerini yazma nedenim kopenhag yorumunda sıkça kullanılan "seçim" kavramı ile ilgili şaka yapmaktı. Soru sormamıştım. Savana ve ABCDF kardeşler konu ile ilgili görüşlerini yazmışlar. Sağolsunlar.

Sevgili iman,

Herakleitos'un aynı nehirde iki kez yıkanmama felsefesinde değişen hem insan hem de nehirdir. Ancak anlatmak istediğim bu değildi. 

Kendisinin sürekli değişim,zıtların birliği,evrensel akıl, duyuların aldatıcılığı ve öznel gerçeklik konularındaki düşüncelerini de katarsak o zaman belki.

Kuantum kuramı'nın Kopenhag yorumu çok özetle şu:

Evren ikiye ayrılır: Kuantum fiziği ile açıklanan gözlenen evren ve klasik fizik ile açıklanan gözlemleyen ( gözlemci + gözlem aygıtları).

Gözlemci, gözlem yaptığında kuantum sisteme müdahale edeceğinden, dalga fonksiyonu indirgenir. Bir olasılık gerçek olur. Şöyle ki, kuantum sistemlerinin uyduğu yasalar her maddesel şey için geçerlidir.Bir üst üste gelme olayı zihin tarafından yaşanmaz. Her madde, bir durumlar bileşimi içindedir. (süperpozisyon) Bu sonsuza kadar sürer.Ancak,bu durum bilinçli bir zihnin egemen iradesinin huzuruna geldiği zaman bir seçim yapılır.Örnek:insan

 Bir kuantum sistemi tek bir özelliğe sahip değildir. Gözlemciye göre değişen, aynı anda gözlemlenemeyen özellikleri ile birlikte düşünülmelidir. Buna "tamamlayıcılık ilkesi" denir. Dolayısı ile tek bir gerçeklik yoktur. Gerçeklik, tamamlayıcılık ilkesi ile birlikte ele alınır.

Burada duralım.

"Bilincin fiziksel olayı etkilemesi"  kavramının yüzyılının başında fiziğin içerisine girmesi ile birlikte "bilinç"in maddeden üstte bir yeri olduğunu savunan fikirler de ortaya çıkmıştır. E.Wigner, J.Wheeler gibi fizikçilere göre büyük patlamadan bilinçli gözlemciler ortaya çıkıncaya kadar evren, dalga fonksiyonu biçimindedir. Bilinçli gözlemci ortaya çıkınca ise dalga fonksiyonu bir gerçeğe indirgenir. Katılımcı evren?

Kopenhag'a göre Dünyaya benzersiz ve belirli bir biçim yükleyen şey bizim gözlemimizdir.Göreceğimizi seçme hakkımız olmayabilir, ama o anda gözlemlediğimiz şey benzersiz bir biçimde gerçek olur.Çevremizdeki varlıkların gerçek olmasını sağlayan bizizdir.

Kopenhag yorumu bu indirgenme mekanizmasını açıklamamaktadır. Hugh Everett bu soruna şöyle bir çözüm bulmuştur. Dalga fonksiyonu indirgenmesi yoktur. J Termodinamik açıdan tersinmez bir süreç gerçekleştiğinde evren, kuantum olasılık sayısınca parçaya bölünür. Bu yorumun anlamı sonsuz sayıda iç içe evrenin var olmasıdır. İşin ilginci, bu kuramın tüm korunum yasalarına, tüm fiziğe uyum göstermesidir.

Konu, rastlantısallık,olasılıklar evreni idi. Ama madem ki konu  kader-seçim-özgür irade gibi kavramlara kaydı. O halde sorayım:

  1. Eğer Kopenhag yorumu doğru ise,

Bu durumda Allah, süperpozisyonu  yaratıyor, seçimi kula bırakıyor olmalı.  Ama bu seçim, gerçeğin ne olacağına dair bir seçim değil. Var olan olasılıklardan biri bilinç sayesinde gerçek oluyor. Bilinç, burada gerçeğin var olması için bir araç olur. Gerçeği seçme seçeneğimiz yoktur. Gerçeğin kısmi parçasını seçme ve görme irademiz vardır.(tamamlayıcılık ilkesi) Özgürlük?

Ya da gerçeklik zihin tarafından belirleniyor ise, tüm gerçeklik zihindedir denebilir. Nesnel varlık yanılsamadır. Varlıkların,zihin dışında gerçeklikleri yoktur.Öznel idealizm?

  1. Eğer paralel evren yorumu doğru ise,

Önümdeki iki seçenekten birini özgür irademle seçtiğimde, paralel bir evrende diğer seçeneği seçmiş bir ben daha var olacaktır. Bu durumda ahlaki eyleminden dolayı sorumlu tutulacak olan hangi bendir? Hangi evren daha gerçektir?

Karadelik-akdelik-paralel evrenler vs. savunanlar haklı ise işler karışık. :)

Bu sorunu ortadan kaldırmak için Allah, diğer evrenleri yaratmıyor ve seçilen durum üzerinden evrenin devamını ve yine dallanmasını sağlıyor olabilir. Bu durumda Allah, evrenin hangi dallanmalar ile devam edeceğini mutlak olarak bildiğine göre seçimleri de biliyor mutlak olarak. Eğer, evren yaratımı değişmez / hangi dallanmaların var olacağı ,hangilerinin yok edileceği değişmez ise o halde insanın değişmeyen kaderi var demektir. Bu durumda özgür iradeden bahsedilebilir mi?

Bu iki durumdan kurtulmanın yolu, bana göre,  her seçim anında dallanmaların yeniden Allah tarafından organize edilmesidir. Rahman 29: O her an yeni bir iş ve oluştadır.

3. Bunların ikisi de yanlıştır.


Başka bir soru daha:

Allah, süperpozisyonu yaratıyor, kişilerin seçimine karışmıyor ise ki sayın Savana ve ABCDF böyle söylemiş, bu Allah'ın mutlak özgürlüğüne, özgür iradesine sınırlama getirir mi?

Allah evrendeki nelere karışır? Nelere karışmaz?

Saygılar kardeşler.

 

 



__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

Başka bir soru daha:

Allah, süperpozisyonu yaratıyor, kişilerin seçimine karışmıyor ise ki sayın Savana ve ABCDF böyle söylemiş, bu Allah'ın mutlak özgürlüğüne, özgür iradesine sınırlama getirir mi?

Allah evrendeki nelere karışır? Nelere karışmaz?

 

Selam cin13

Allahın sıfatlarını nasıl algıladığımızla ilgili bir soru bu

Allah her şeyin mutlak olanına sahiptir ve saltıktır.

mutlak iradeye sahip olan yaratıcı mutlak olmayan iradeyi yaratmış ve bu iradeyede özgürlük vermiştir.

Bence bu mükemmeli başarmış olmaktır.

iradenin anlamı  dilimize istenç ,bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme yetisi olarak yerleşmişitir

mutlak ise kendi başına var olan saltık olan anlamındadır

kendi başına var olmuş, dilediğini yapma gücü ve özgürlüne sahip olan irade "mutlak olmayan" yaratılmış olan iradeyi var kılmıştır.

ve bu iradeden istediklerini vahy yoluyla ona iletmiş

isteklerine uyması veya uymaması halinde bu iradenin sonsuz varoluşta bulunacağı statüyü de belirmiştir(cennet ve cehennem)

Dikkat ederseniz kuran anlatımlarında mutlak iradeyi(yaratıcıyı) reddeden iradelerin "yok" edileceği bildirilmez aksine ebediyen cehennemde varlıklarını sürdürecekleri belirtilir.Yaratıcıyı kabul eden iradelerinde ebediyen cennette kalıcı olduğu belirtilir

Benim kişisel sanım bu konuda şöyledir ;inkar eden irade ve kabul eden irade birbirinin tamamlayıcısıdır bir bütünün parçalarıdır.

Çünkü yaratılmış irade doğası gereği

hem kendi dışındaki iradeyi inkara (kendi başına özgürce karar verme yetisine sahip olduğu için)

hem de kendi dışındaki iradeyi kabul edip boyun eğmeye (mutlak ve saltık olmadığı için)

yönelecektir

 

Bu eğilimlere sahip iradenin kendi dışında başka bir iradeyi kabul eden ve etmeyen olarak ayrıştığı yer dünyadaki yaşamdır.

özetle bizim dünya yaşamı ve özgür irade olarak bilip algıladığımız şey aslında Allahın insanlara ayrışmaları için verdiği süreden başkaca bişey değildir.

Sizce Allahın bu süreyi(dünya yaşamını) insanlara vermiş olması Allahın mutlak iradesi ve özgürlüğüne kısıtlama getirir mi?

Allah nelere karışır nelere karışmaz demiştiniz

Allah seçimlerin sunumuna ve ortaya konulmasına karışır ancak sizin seçiminize karışmaz

Daha önceki yazımdada yol örneğinde  belirttiğim üzere

 bir kişinin önünü konulmuş 4 farklı yol ve yönü orya koyan Allah o yönlerden birini seçip o yön üzerine giden ise o kişi

Allah seçimi etkiler mi?

Evet bence etkiler.Yine aynı örnekte kişinin önüne konulan seçeneklerin 5 ,6,7,8,9 farklı yol değilde 4 farklı yol olması Allahın kişinin seçimi üzerindeki etkisidir.

İşte buda kaderdir:)

 



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Hayır.

Bir önceki yazımda da belirtmiş olduğum gibi, Kopenhag yorumu doğru ise,

Var olan olasılıklardan biri bilinç sayesinde gerçek oluyor. Bilinç, burada gerçeğin var olması için bir araç olur. Gerçeği seçme seçeneğimiz yoktur. Gerçeğin kısmi parçasını seçme ve görme irademiz vardır.

Allah seçimden sonraki ardıl süperpozisyonu da bildiğine göre ve bu üst üste binme durumları birbire bağlı olduğuna göre, bizim yaptığımız, bizim için seçilen bir plana şahitlik yapmaktan başka birşey değildir. Seçim, Allah’ın bilmesi dışında birbirine bağlı fiziksel durumlara bağlanmıştır.

Paralel evrenlerde, sorumluluk problemini ortadan kaldırmak için Allah’ın diğer evrenleri yaratmıyor olması da tümüyle bilimsel bir konuya tamamen bilim-dışı (keyfi) bir etki (fiziksel deyim ile değişken) dahil edilmiş olunur. Bu durumda, inanç, bilinmeyen bir konu hakkında geçici bir süreliğine benimsenen, “bilgi” yerine kabul edilen zihin etkinliği olur.  

savana Yazdı:
Allah seçimlerin sunumuna ve ortaya konulmasına karışır ancak sizin seçiminize karışmaz
sözü sitedeki yaygın görüş. Ancak, kanımca  yetersiz.

Çünkü,seçim eylemi Allah’ın yasalarından bağımsız bir iş değildir. Allah’ın yasalarını belirleyen Allah olduğuna göre seçim eyleminin bizzat kendisi Allah’ın istenci, buyurması ile olur.

Seçim eylemi gerçekleşirken algılayamadığımız sayısız içsel ve dışsal süreç gerçekleşmektedir.  Buna beyindeki seçim kararı da pek tabii dahildir. Bu sayısız fiziksel süreci yok sayıp insanı seçimlerinde tümüyle özgür, Allah’ın seçimimize karışmadığını kabul etmek kanımca mümkün değildir.Seçim eylemini (seçen,seçim,seçilen) Allah’ın istencinden soyutlamaktır.

Ayrıca,belirtmiş olduğunuz gibi seçenekleri yaratan ama seçimlere karışmayan bir Tanrı, yaptığımız eylemlerde özgür insan kavramını getirir. Peki, insan özgür müdür ?

Fiziksel koşullar , toplumsal koşullar (gelenek, her türlü inanç, baskı, korku, ahlak) , tarih, ruhsal durum(ruhsal durumun belirlenmesi de fiziksel etki ile olur), biyolojik etkenlerin(örn : gen)  insanı birçok alanda etkilediği bilinir iken, insanın seçim eyleminde özgür olduğundan bahsedilebilir mi ?

Bu etkenlerin insan özgürlüğünü kısıtladığı kabul edilir ise, bu etkenlerin de, herşeyin de Allah tarafından yaratıldığı kabul edildiğine göre, Allah, sadece seçenekleri oluşturan deist bir yaratıcı yerine, seçimin içerisindeki içkin bir Yaratıcı olur.

Tekvir 29: Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz.

Selamlar.

Saygılar.Sevgiler.





__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
savana
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 30 nisan 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı savana

Çünkü,seçim eylemi Allah’ın yasalarından bağımsız bir iş değildir. Allah’ın yasalarını belirleyen Allah olduğuna göre seçim eyleminin bizzat kendisi Allah’ın istenci, buyurması ile olur.

selam

Bu görüşe katılmıyorum .

Seçeneği sunan yaratıcının seçimi yapmış olan kulun seçimine etkisi seçeneklerin sunulmasından ibrarettir.

 örneklemeyle izah etmeye çalışayım

 

Bir insanın yaşamındaki seçimlerin bir kaçını  inceleyecek olursak

Bir kişinin önünde evlenmek ,bekar kalmak veya birlikte yaşamak seçeneği vardır bu 3 seçeneği yaratan Allahtır.4. veya 5. seçenek yoktur.O halde kişinin medini hal seçimini yaparken bu üç durumdan birini seçmek zorunda olması Allahın seçime olan etkisidir.Kişinin cinsel yaratılışı daha farklı olsaydı medeni hal seçenekleride çok daha farklı olurdu.

Yine bir bireyin yaşamını ikame etmek için karar verip seçeceği meslek seçeneklerini var kılan ve sunan yaraıcıdır seçimi yapan insandır.

doktor avukat işci işsiz mühendis muhasebeci marangoz bankacı vs vs meslek seçeneklerin tamamının toplamı 30,000adet diyelim.Kişi 30.000 farklı meslek türünden birini seçmek durumundadır 30.001 yada 50.000 seçenekten birini değilde 30.000 seçenekten birini seçiyor olma zorunluluğu Allahın seçime olan etkisidir.

 

Tekvir 29: Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz.

evet dileyemeyiz.O bize kaç seçenek sunmuşsa o seçeneklerden birini seçmek durumundayız.30.001. meslek seçeneği yaratılmamışsa siz dilesenizde 30.001. mesleği seçemezsiniz.Çünkü yoktur.



__________________
O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yukarı dön Göster savana's Profil Diğer Mesajlarını Ara: savana
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Sevgili kardeşim savana,

Önceki yazılarımda "neden Allah'ın seçim eyleminde etkin olduğunu" felsefe-bilim zemininde ve bir beyyine ile  desteklemeye çalışarak açıklamaya çalıştım.

Siz de baştaki görüşünüz olan Allah'ın seçenekleri yaratıp, seçim eylemine  etkisi olmadığını örnekleme yaparak tekrarlamışsınız.

Neden  etkin olmadığı, seçim sürecini,eylemini etkileyen sayısız faktörde Allah’ın etkisinin nasıl olmadığı,özgürlük gibi konular ise yazınızda var olmayan unsurlar.

Sağlık olsun.

Saygılar.Sevgiler. Selamlar.



__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats