HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Hükümleri ve Kavramları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Hükümleri ve Kavramları
Konu Konu: Ye’cüc-Me’cüc kıyametin alameti değil Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

Ye'cüc ve Me'cüc kıyametin bir alameti değildir.

Arapça’da (اجج) kelimesi, “sıcağın şiddetli olması, ateşin tutuşması ve sesli sesli yanması, düşmanın hızlı hareket etmesi” gibi mânâlara gelmektedir. Klasik kaynaklarda (يفعول ومفعول ) vezninde gelen “ye’cüc ve me’cüc” ile, “kıyâmet alâmeti” olarak ortaya çıkacak ve büyük karışıklıklara ve taşkınlıklara sebep olacak kimseler kastedilmektedir. “Ye’cüc ve me’cüc” Kur’an-ı Kerim’de iki yerde geçmektedir ve “kıyâmet alâmeti” olduklarına dâir açık bir beyan söz konusu değildir. Kitâb-ı Mukaddes’te geçen “gog ve magog” ile “ye’cüc ve me’cüc” tasvirleri arasındaki benzerlik ise dikkatleri çekmektedir.

“Ye’cüc ve me’cüc” kelimesinin Kur’an-ı Kerim’de geçmesinden hareketle ve bu konudaki rivâyetlere dayanılarak onların bir “kıyâmet alâmeti” olduğu düşünülmekte ve bununla kimlerin kastedilmiş olabileceği konusunda da çok değişik yorumlar yapılmaktadır. Bu tür farklı yorumların yapılmasını tabii karşılamak gerekmektedir. Zîra, günümüzde vukû bulan bir hâdise bile farklı kişiler tarafından değişik şekillerde yorumlanabilmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de geçen bazı kavramlar da farklı kimseler tarafından değişik şekillerde tevil edilebilmektedir.

Nitekim, “ye’cüc ve me’cüc”ün; “barbar tabirinden daha şiddetli bir tabir olup aslı ve nesebi belirsiz, din ve millet tanımayan karma insanlar topluluğu”; “ bütün beşeriyeti etkileyecek bir afet olup, müteaddit kabilelerden müteşekkil kalabalık çapulcular takımı”; “iddianın aksine Türkler olmayıp, geçmiş ve gelecekte, hangi ırk ve millete mensup olursa olsun, yeryüzündeki nizam ve intizamı bozmaya kalkışanların hepsi”; “geçmişte yapılan mücadelede yenilen ve gelecekte de yenilmeleri normal olan kötü kimseler”; “gök insanları ile savaşacak, ancak fazla ileri gitmelerine imkan verilmeyip imha edilecek kimseler”; “bir başka gezegende yaşayan ve kıyâmete yakın insanlara saldıracak olan kavim”; “kıyâmetin kopma süreci içerisinde, değişik milletlerden oluşan şerir ve fasık insanların mahşere akın akın gelişlerini sembolize eden bir kavram” ve “belli kavimler ya da varlıklar olmayıp, ‘Son Saat’in gelip çatmasından önce insan uygarlığının bütünüyle yok olmasına yol açacak bir toplumsal felaketler serisi anlamında bütünüyle temsîlî bir unsur” şeklinde izah edilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Bu yorumlar içerisinde en iknâ edici görüneni Çelebi’nin kanaatidir. Bununla beraber bize göre, Enbiyâ sûresinde geçen ”ye’cüc ve me’cüc” ifâdesiyle, “kıyâmet alâmeti” değil, “ikinci sûrun üfürülmesiyle birlikte diriltilen ve mahşer meydanına doğru yeryüzünün her köşesinden yürüyerek seller gibi akıp giden bütün hakikat inkarcıları” kastedilmektedir. Zîra âyetin devamında anlatılanlar bu düşünceyi desteklemektedir. Şöyle ki, kıyâmetin kopma süreci başladığında nasıl ayın ikiye yarılması âyet-i kerime’de (اقتراب) “iktirâb” kelimesi ile ifâde ediliyorsa, başa gelmesi kaçınılmaz olan kıyâmet sözü (وعد الحق) “va’dül-hak” yaklaştığında da ikinci sûrun üfürülmesiyle yaşanacak olaylar (اقتراب) “iktirâb” kavramı ile anlatılmaktadır. Bir başka ifâdeyle, nasıl “küresel kıyâmet” yaklaştığında ay yarılıyor ise, ikinci sûr’un üfürülmesi yaklaştığında da inkarcıların başına gelecek felaketler haber verilmektedir. Nitekim müteâkip âyetlerde bütün kâfirlerin gözlerinin yerinden fırlayacağı, kıyâmetin gerçekleşmiş olduğunu görecekleri, suçlarını hemen itiraf edecekleri, kendilerine cehennemin yakıtı olmayı hak ettiklerinin söyleneceği, cehenneme atılacakları ve orada ah! edip inleyecekleri anlatılmaktadır. Görüleceği üzere burada kıyâmet öncesi yaşanacak bir hâdise değil, “yeniden diriliş sonrasında” meydana gelecek gelişmeler tasvir edilmektedir. Dolayısıyla bu âyet-i celîle’den “ye’cüc ve me’cüc”ün bir “kıyâmet alâmeti” olduğuna dâir bir sonuç çıkartmak mümkün görünmemektedir.

Kehf sûresinde geçen “ye’cüc ve me’cüc” kavramı da aynı şekilde bir “kıyâmet alâmeti” olmayıp, “bahsedilen dönemde dünyada yaşayan, etraflarına saldıran ve zarar veren kötü insanlar topluluğu” dur. Nitekim âyetlerde Zülkarneyn’in, Allah’ın verdiği imkan ve yetenekleri en uygun şekilde kullanarak bu zâlim kimseleri nasıl etkisiz hale getirdiği anlatılmaktadır. Bu âyetlerin devamında ise, konu ile bağlantılı olarak Zülkarneyn’in orada yaşayan insanlara yaptığı tebliğden, inşâ ettirdiği setten bahsedilmekte ve kıyâmetin kopmasıyla bu setin de yerle bir olacağı, sûr’un üfürülmesiyle herkesin birbirine karışacağı ve seller gibi akıp mahşer meydanında toplanacakları ve inkarcıların karşısına cehennemin getirileceği haber verilmektedir. Burada inkarcı kimselerin âhiretteki tasvirleri yapılırken birbirlerine karışmış halde olacaklarından bahsedilmesi ve bu durumun da (يموج) “yemûcu” fiiliyle ifâde edilmesi de dikkatleri çekmektedir.

Kısaca ifâde etmek gerekirse, her iki âyette de geçen “ye’cüc ve me’cüc” tâbirleriyle kastedilenler farklı zaman ve mekanlardaki bütün zâlim ve günahkar kimselerdir. Yani; birisiyle “dünyadaki bozguncu insanlar”, diğeriyle ise “mahşer meydanında toplanacak olan bütün zâlim ve hakikat inkarcıları” kastedilmektedir.

Netice îtibârıyla, konuya Kur’an-ı Kerim esas alınarak yaklaşılmaması, bir takım zayıf rivâyetlerin etkisinde kalınması nedeniyle “ye’cüc ve me’cüc”ün “kıyâmetin bir alâmeti” olduğu şeklindeki değerlendirmelerin isâbetli olmadığını, bu konu etrafında yapılan yorumların ise eksik ve yetersiz kaldığını düşünmekteyiz. Kanaatimizce, “ye’cüc ve me’cüc” ile yukarıdan bakıldığı zaman adeta karınca veya çekirge sürülerini andıran, çok ama çok kalabalık kötü insan topluluklarının oluşturduğu bir görüntü anlatılmak istenmektedir. Bu ifâdeyle insanların sayılamayacak kadar çok oluşları kastedilmektedir. Nitekim Yüce Allah kainata çok yukarıdan bakmakta, her tarafı aynı anda görmekte ve bunu insanların anlayacağı şekilde tasvir etmektedir. Gerek dünya da, gerekse âhirette böyle bir durumu tasvir için Kur’an ve Sünnet’te zaman zaman kullanılan, her dilde de benzerleri bulunan teşbih ve temsilleri yanlış anlayarak “kıyâmetin alâmeti” şeklinde değerlendirmek ve bunu kıyâmetle irtibatlandırmaya kalkışmak doğru olmadığı gibi yeterince iknâ edici de görünmemektedir.

[Geniş bilgi için bkz. Dr. Ahmet Emin Seyhan, Hadislerde Kıyamet Alametleri, s. 218-220, istanbul,2006, Moralite yay.,]



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

Değerli Dostlar!

Kıyamet deyince niye bir tane kıyameti anlıyoruz. Zira üç çeşit kıyamet vardır...

Râgıb el-Isfahânî, kıyameti üçe ayırmaktadır.

(1) “kıyâmet-i suğra” yani;  ferdin ölümü, "kişisel kıyamet"....

(2) “kıyâmet-i vustâ” yani;  bir neslin yok olması, "toplumsal kıyamet"...

(3) “kıyâmet-i kübra” yani; kozmik kıyamet, büyük kıyamet veya “küresel kıyâmet”

şeklinde açıklamaktadır. (Ragıb, el-Müfredât, s. 362)

Şunu söylemeye çalışıyorum.... Hz. Muhammed (sav) “kıyâmet-i suğra” ve “kıyâmet-i vustâ”nın alametlerini haber vermiş ve kendi döneminde müslümanları uyarmıştır. Bunu ben de kabul ediyorum. Mümkündür ve doğrudur... Müslümanları uyarması da normaldir. Herkesin kendi kıyametini düşünmeye çağırması ve hazırlık yapmalarını istemesi doğaldır.

Aynı şekilde İslam toplumuna karşı da bir takım ikazlar yapması yerinde bir davranıştır. Ama bunları "ahir zaman psikolojisi" ve "küresel kıyametle" ilişkilendirmek ve insanları yanlış düşüncelere sevk etmek isabetli değildir.

Fakat görüldüğü üzere zaman içerisinde "kişisel ve toplumsal kıyametin" bu alametleri, "kıyâmet-i kübrâ" ile ilişkilendirilmiş ve bir takım yanlış neticelere ulaşılmıştır. Bunu kabul edebilmemiz mümkün görünmemektedir. Konuya böyle bakılacak olursa meseleyi anlamak daha da kolaylaşacaktır... Yoksa tek bir kıyamete odaklanılırsa, ne peygamber anlaşılabilir ne de Kur'an-ı Kerim...

selam ve dua ile.....

 



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

selamlar,

Kur'an-ı Kerim'de her iki ayette geçen "ye'cüc ve me'cüc" ile kastedilen kanaatimizce kötü insanlar topluluğudur....

Enbiyâ sûresi 96. ayette geçen ”ye’cüc ve me’cüc” ifâdesiyle, bir “kıyâmet alâmeti” değil,

ikinci sûrun üfürülmesiyle birlikte diriltilen ve mahşer meydanına doğru yeryüzünün her köşesinden yürüyerek seller gibi akıp giden bütün hakikat inkarcıları ve günahkar kötü insanlar

kastedilmektedir.


Kehf sûresinde geçen “ye’cüc ve me’cüc” kavramı da aynı şekilde bir “kıyâmet alâmeti” olmayıp,

“bahsedilen dönemde dünyada yaşayan, etraflarına saldıran ve zarar veren kötü insanlar topluluğu”

dur. Nitekim âyetlerde Zülkarneyn’in, Allah’ın verdiği imkan ve yetenekleri en uygun şekilde kullanarak bu zâlim kimseleri nasıl etkisiz hale getirdiği anlatılmaktadır.

Dolayısıyla her iki âyette de geçen “ye’cüc ve me’cüc” tâbirleriyle kastedilenler


FARKLI ZAMAN VE MEKANLARDAKİ bütün zâlim ve günahkar kimselerdir. Yani; birisiyle


dünyadaki bozguncu insanlar”, (ZÜLKARNEYNİN YENDİĞİ KÖTÜ İNSANLAR TOPLULUĞU)


diğeriyle ise


mahşer meydanında toplanacak olan bütün zâlim ve hakikat inkarcıları” (KABİRLERİNDEN KALKIP MAHŞER MEYDANINA DOĞRU KOŞUŞAN BÜTÜN ZALİMLER)

kastedilmektedir.

Yani burada HER İKİ AYETTE DE Ye'cüc ve Me'cüc'ün kıyamet alameti olduklarından kesinlikle bahsedilmemektedir.

Yecüc ve mecüc tabiriyle her iki ayette de "KARINCA VEYA ÇEKİRGE SÜRÜLERİNİ ANDIRAN ÇOK KALABALIK KÖTÜ İNSAN TOPLULUKLARI" KASTEDİLMEKTEDİR...

dolayısıyla bu ayetleri kıyamet alametini haber veren ayetler şeklinde değerlendirmek isabetli değildir...

zira öncelikle “yecüc ve mecüc” tabiriyle anlatılmak istenen nedir ona bakılmadığı zaman problemler çıkması kaçınılmazdır....

selam ve dua ile..
-----------------------------------
(değerli dostlar, mecazı hakikat gibi algılamak pek çok problemi de beraberinde getirmektedir. bu itibarla her dilde olan mecazı, teşbihi, temsili, istiareyi, kinayeyi doğru anlamak gerekmektedir. mesela yeni cumhurbaşkanı: "70 milyonu kucaklayacağım" diyor... acaba o hepimizi tek tek kucaklayacak mı? buna vakti yeter mi? kucaklamaya çalışsa 7 yılda ancak hepimizi kucaklar... zira 70 milyonu kucakla kucakla bitmez... hem bu o kadar kolay da olmaz... 70 milyonu nasıl Ankara'ya toplayacağız?... buna kaynak mı dayanır?... milyarlar harcamak gerekir... o zaman bu cumhurbaşkanı yalan mı söylüyor... niye 70 milyonu kucaklayacağım diyor?.... olur mu böyle şey...!!!

Ancak yeni cumhurbaşkanı bununla: "herkesin cumhurbaşkanı olacağım... herkese eşit mesafede olacağım" demek istiyorsa o zaman mesele kalmaz... yani mecazi ifadeleri doğru anlamak gerekir... hakikatmiş gibi algılamak doğru olmaz.... O zaman anlama problemleri ortaya çıkar... iş içinden çıkılmaz hal alır..... dolayısıyla her şey mecaz değildir ama mecazi ifadeler binlerce yıldır her toplumun dilinde vardır... bunu çok iyi anlamak gerekmektedir..

sonuç olarak; bu anlaşılamadığı için ye'cüc ve me'cüc de anlaşılamıyor...

selamlar....
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

selamlar,

şu an dünyada bulunan bütün

"kötü, zalim, haksız, adaletsiz, vicdansız ve günahkar olan, Allah'a ve ahirette hesap vereceğine inanmayan veya yarım yamalak inanan, çıkarlarını kaybetmemek için sürekli etraflarına saldıran ve zarar veren, her türlü kötü insanlar topluluğu"

için "ye'cüc ve me'cüc" ifadesi kullanılabilir kanaatindeyim.

bunlar her dönemde olabilir, kıyamete kadar da böyle kimseler olacaklardır...

nitekim bu tabir Kur'an'da... açıkladığımız bu anlamıyla kullanılmaktadır...

tekrar ifade edelim ki, BU KELİMENİN kıyamet alameti ile uzaktan yakından bir alakası yoktur...

Bu kelimeye yanlış bir anlam verildiğinde gerçeklerin nasıl ters yüz edildiği, insanların daha rahat aldatılabildikleri ve daha kolay yönlendirilebildikleri görülmektedir.


selam ve dua ile...

Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

selamlar,

Peki bu dünyada halen yaşanan zulüm ve haksızlıkları engelleyecek kişi kimdir? Zülkarneyn midir?
Bunu nasıl algılamalıyız? denilirse...



bu harika soru  şöyle cevaplanabilir:

evet zülkarneyn'lere ihtiyaç var... bunları engelleyecek kişilere ihtiyaç var...

zulmü ve haksızlığı kaldırmak için mücadele edecek akıllı insanlara ihtiyaç var... Kur'an'ın da bizden beklediği budur zaten...
o yüzden;

zülkarneyn'in izlediği metod kur'anda anlatılıyor...

 oradan dersler almak lazım...

hepimiz birer zülkarneyn olmak durumundayız....

yoksa tembel tembel oturmak, sadece dua etmek asla ama asla yeterli değildir
.


selam ve dua ile..

Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

Değerli arkadaşlar,

Kehf sûresinde geçen “ye’cüc ve me’cüc” kavramıyla anlatılmak istenen nedir doğru anlamaya çalışalım.. Bu her dilde olan bir anlatım tarzıdır. Gog-magog ta başka dillerde olan benzer bir kelimedir...

Hz. Peygamber'e Kur'an'ın indirildiği dönemdeki insanlar "ye'cüc ve me'cüc" tabirinden ne anlıyorlardı ona iyi bakmak gerekir... Sanırım bu noktada problemlerimiz var...

Ye'cüc ve me'cüc ile; “Zülkarneyn'nin yaşadığı dönemde dünyada bulunan, etraflarına saldıran ve zarar veren kötü insanlar topluluğu” kastedilmektedir.

Nitekim âyetlerde Zülkarneyn’in, Allah’ın verdiği imkan ve yetenekleri en uygun şekilde kullanarak bu zâlim kimseleri nasıl etkisiz hale getirdiği anlatılmaktadır. Bu âyetlerin devamında ise, konu ile bağlantılı olarak Zülkarneyn’in orada yaşayan insanlara yaptığı tebliğden, inşâ ettirdiği setten bahsedilmekte ve kıyâmetin kopmasıyla bu setin de yerle bir olacağı, sûr’un üfürülmesiyle herkesin birbirine karışacağı ve seller gibi akıp mahşer meydanında toplanacakları ve inkarcıların karşısına cehennemin getirileceği haber verilmektedir. Burada inkarcı kimselerin âhiretteki tasvirleri yapılırken birbirlerine karışmış halde olacaklarından bahsedilmesi ve bu durumun da (يموج) “yemûcu” fiiliyle ifâde edilmesi de çok dikkat çekicidir.


Kısaca ifâde etmek gerekirse, Kur'an-ı Kerim'de her iki âyette de geçen “ye’cüc ve me’cüc” tâbirleriyle kastedilenler farklı zaman ve mekanlardaki bütün zâlim ve günahkar kimselerdir. Yani; birisiyle “dünyadaki bozguncu insanlar”, diğeriyle ise “mahşer meydanında toplanacak olan bütün zâlim ve hakikat inkarcıları” kastedilmektedir.

bu ayetlerde anlatılanları doğru anlayabilmek için zihinsel şartlanmışlıkları bir kenara atarak yeniden anlamaya çalışmak daha doğru olacaktır...

eğer uydurma rivayetler ile bu ayetler anlaşılmaya çalışılırsa sonuç alabilmek de mümkün olmayacaktır...

selam ve dua ile.
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

selamlar,

"Ye'cüc-Me'cüc" Kur'an-ı Kerim'de SADECE iki yerde geçiyor...

Enbiyâ sûresinde geçen ”ye’cüc ve me’cüc” ifâdesiyle, “kıyâmet alâmeti” değil, “ikinci sûrun üfürülmesiyle birlikte diriltilen ve mahşer meydanına doğru yeryüzünün her köşesinden yürüyerek seller gibi akıp giden bütün hakikat inkarcıları ve günahkar kötü insanlar” kastedilmektedir.

Kehf sûresinde geçen “ye’cüc ve me’cüc” kavramı da aynı şekilde bir “kıyâmet alâmeti” olmayıp, “bahsedilen dönemde dünyada yaşayan, etraflarına saldıran ve zarar veren kötü insanlar topluluğu” dur. Nitekim âyetlerde Zülkarneyn’in, Allah’ın verdiği imkan ve yetenekleri en uygun şekilde kullanarak bu zâlim kimseleri nasıl etkisiz hale getirdiği anlatılmaktadır.

Dolayısıyla her iki âyette de geçen “ye’cüc ve me’cüc” tâbirleriyle kastedilenler farklı zaman ve mekanlardaki bütün zâlim ve günahkar kimselerdir.

Yani; birisiyle “dünyadaki bozguncu insanlar”, diğeriyle ise “mahşer meydanında toplanacak olan bütün zâlim ve hakikat inkarcıları” kastedilmektedir.

Yani bu ayetlerde Ye'cüc ve Me'cüc'ün kıyamet alameti olduklarından kesinlikle bahsedilmemektedir.


daha anlaşılır olması bakımından tekrar tekrar yazıyorum... inşaallah dikkatle okunduğu zaman faydası olabilecektir....

bir başka ifadeyle;
“ye’cüc ve me’cüc” ile yukarıdan bakıldığı zaman adeta karınca veya çekirge sürülerini andıran, çok ama çok kalabalık kötü insan topluluklarının oluşturduğu bir görüntü anlatılmak istenmektedir.


Bu ifâdeyle insanların sayılamayacak kadar çok oluşları kastedilmektedir. Nitekim Yüce Allah kainata çok yukarıdan bakmakta, her tarafı aynı anda görmekte ve bunu insanların anlayacağı şekilde tasvir etmektedir. Gerek dünya da, gerekse âhirette böyle bir durumu tasvir için Kur’an ve Sünnet’te zaman zaman kullanılan, her dilde de benzerleri bulunan teşbih ve temsilleri yanlış anlayarak “kıyâmetin alâmeti” şeklinde değerlendirmek ve bunu kıyâmetle irtibatlandırmaya kalkışmak doğru olmadığı gibi yeterince iknâ edici de görünmemektedir.


selam ve dua ile...

Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

şunu da ilave edelim..

Enbiyâ sûresi 96. ayette;

ikinci sûrun üfürülmesiyle birlikte diriltilen ve mahşer meydanına doğru yeryüzünün her köşesinden yürüyerek seller gibi akıp giden bütün hakikat inkarcıları ve günahkar kötü insanlar” ın halleri anlatılmaktadır...

bunu nereden mi çıkarıyorum? izah edeyim...

Bir sonraki ayette yaklaştığı bildirilen "şaşmaz sözün gerçekleşmesi"nden maksad; ilk surun üfürülüp kıyametin kopmasıyla birlikte, dünyanın köklü bir değişim ve dönüşüm geçirmesi ve sonrasında yeniden diriliş surunun üfürülüp insanların kabirlerinden kalkmaları ve mahşer meydanına doğru karınca sürüleri gibi koşmalarıdır...

ayette geçen "bir de bakarsın ki inkarcıların gözleri yerinden fırlamış" anlamındaki cümle de olayın şiddetini ve insanların şaşkınlığını ve aczini ifade etmektedir. artık geriye dönüş imkanı olmadığı için inkarcılar dünyada yaptıklarına pişman olup kendilerini kınayacaklardır...


çünkü bu pişmanlık gösteren zalim kimseler, hesap gününü ve peygamberleri yalanlamış, zulüm ve haksızlıklarına devam etmişlerdir...

işte "yecüc ve mecüc" ile kastedilenler bu kimselerdir...

Bana göre "yecüc ve mecüc" ile kastedilenler kıyamet öncesi ortaya çıkacak başka insanlar değillerdir... ben ayetleri böyle anlıyorum... belki hatalı da olabilirim... elbette doğrusunu Allah bilir..

ayrıca şunu da ifade edeyim ki, kimse benim gibi düşünmek zorunda da değil... herkesin düşüncesine ve anlayışına saygı duyarım...

herkese saygılarımı sunuyorum...

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats