HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: SÜNNET VAHİYDİR İNKARI KÜFÜRDÜR (Kapalı Konu Kapalı Konu) Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
kemi
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 06 agustos 2007
Gönderilenler: 9
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Hamd yalnız ALLAH’a mahsustur. İyi bir sonuç onun emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınanlarındır. Salat ve selam insanlara rahmet olarak gönderilen Allah’ın kulu ve elçisi peygamberimiz Muhammed’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ashabına olsun. O ashab ki, Allah’ın kitabını ve peygamberinin sünnetini, söz ve manasına uygun ve bir bütün olarak kendilerinden sonra gelenlere ulaştırmışlardır. Allah onlardan razı olsun. Bizi de en güzel bir şekilde onlara tabi olanlardan eylesin. Amin.

Eski ve yeni bütün İslam alimleri, hükümleri kesin isbat eden, helal ve haramı açıklayan muteber esasların:

“Önünden ve ardından kendisini iptal edecek bir kitab gelmeyecek olan ALLAH’ın KİTABI; kesinlikle boş yere konuşmayan, konuştuğu her şey vahiy olan Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) SÜNNET’i ve ümmetin bütün alimlerinin İCMA’ı’’ olduğuna ittifak etmişlerdir. .



BİRİNCİ ESAS:

Bu esas Aziz olan Rabbimizin Kitabı; Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an-ı Kerim’in bir çok yerlerindeki ayetler Allah’ın kitabına uymayı emirlerine sarılmayı, yasaklarından kaçınmayı emreder. Allah (Celle ve Celaluhu) şöyle buyurur:

(1)“Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun (emir ve hükümlerine bağlanın) Allah’dan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Siz ne az düşünüyorsunuz!” (Araf, 7:3)

(2)”İşte bu Kur’an muazzam bir kitaptır, onu biz inirdik; o çok mubarektir. Artık ona uyun, emirlerine bağlanın ve Allah’tan korkun. Ta ki merhamet olunasınız.” (En’am, 6:155)

(3)”….İşte size Allah’dan bir nur ve aydın bir kitap geldi.” (Maide, 5:15)

(4)”De ki:- Allah benimle sizin aranızda şahiddir ve bana şu Kur’an vahyolundu ki, onunla hem sizi, hem de kime ulaşırsa onu korkutayım.” (En’am, 6:19)

(5)”Bu Kur’an, insanlara açık bir tebliğdir; bununla hem korkutulsunlar, hem Allah’ın ancak tekbir ilah olduğunu bilsinler, hem de temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar.” (İbrahim, 14:52)

Bu manadaki ayetler oldukça çoktur. Kur’an-ı Kerim’e sarılmayı emreden bir çok sahih hadis-i şerifler de vardır. Bunlar Kur’an-ı Kerim’e sarılanın hidayette, onu terkedenin sapıklıkta olduğunu ifade etmektedirler. Bu hadislerin bazıları şunlardır:

Rasulullah Salallahu Aleyhi ve Sellem Veda haccı hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Size, O’na sarıldığınız takdirde hiç bir zaman sapıtmayacağınız bir şey bıraktım. O’da Allah’ın Kitabıdır.” (Muslim)

(6) Zeyd ibn Arkam’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah Salallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor: “Size, şanı büyük iki şey bıraktım: Birinci Allah’ın kitabıdır. Hidayet ve açıklık ondadır. Allah kitabıyla amel ediniz ve ona sarılınız.” Allah’ın kitabına sarılmayı teşvik ettikten sonra devamla üç defa şöyle buyurur: “Ehl-i beytime (hane halkıma) iyi davranmanız hususunda size Allah’ı hatırlatırım.” (Muslim)

(7) Bir başka hadislerinde Kur’an-ı Kerim hakkında şöyle buyurur:

“O Allah’ın ipidir. Kim ona sarılırsa hidayettedir. Kim one terk ederse sapıklıktadır.” (Muslim)

Bu manadaki hadisler çoktur. Sahabe ve onlardan sonra gelen ilim ve iman ehlinin Allah’ın Kitab’ı ile beraber Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti’ne de sarılmak ve onlarla hükmetmek ve ihtilafları onlara göre çözmek hususundaki icmalarına (oy birliğine) dair delilleri zikretmeye ihtiyaç hissettirmemiştir.



İKİNCİ ESAS:

Alimlerin ittifakla kabul ettikleri, üç esasın ikincisi Rasulullah’dan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sahih olarak gelen söz, fiil ve takririyle ilgili sünnetidir. Rasulullah’dan (Salallahu Aleyhi ve Sellem) sonra, ilim ehli olan ashab ve onlara tabi olanlar bu esasa iman ederek, onu delil kabul etmişler ve müslümanlara öğretmişlerdir. Bununla kalmayarak bu konuda bir çok eserler yazmışlar ve sünnetin delil olduğunu hadis ve fıkıh usulü kitaplarında açıklamışlardır. Bu husustaki deliller sayılamayacak kadar çoktur. Kuran-ı Kerim’deki sünnete uymayı emreden ayetler bu delillerdendir. Bu emir asr-ı saadette ve ondan sonraki asırlarda bulunan bütün insanlara yöneliktir. Cünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bütün insanlığa gönderilen bir peygamberdir. İnsanlar da kıyamete kadar O’na uymak ve itaat etmekle mükelleftirler. Çünkü Kur’an’-ı Kerim’in ilk müfessiri ve Kur’an’da mücmel olarak ifade edilen hükümlerin söz, fiil ve takriri sünnetleriyle açıklayıcısıdır. Sünnet olmasaydı Müslümanlar namazın rekat adedini, kılınış şeklini, onu kılarken gerekli olan şartları bilemezlerdi. Yine sünnet olmasaydı oruç, zekat, hac, cihad ve iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak hususundaki hükümler bilinemezdi. Yine hadis olmasaydı müslümanların muameleleri, haramları, Allah’ın yasak ve cezalarla ilgili koyduğu hükümleri açık olarak bilmeleri mümkün olmazdı.

Aşağıdaki ayetler sünnete itaat konusundaki delillerden bazılarıdır:

(8)”Allah’a ve Peygambere itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz.”

(Al-i İmran, 3:52)

(9)”Ey iman edenler Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan idarecilere de itaat edin. Sonra bir şey hakkında çekiştiniz mi hemen onu Allah’a ve Resulüne arzedin; eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız… Bu müracaat hem hayırlı hem de netice bakımından daha güzeldir.”

(Nisa, 4:59)

(10)”Kim Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e itaat ederse, muhakkak Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse (çevirsin) biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. (Ancak tebliğ için gönderdik)” (Nisa, 4:80)

Sünnet delil olmasaydı veya onun tümü muhafaza edilmeseydi, insanların Rasulullah’a (Salallahu Aleyhi ve Sellem) itaat etmeleri ve ihtilafa düştükleri mevzuları Kur’an ve sünnete başvurarak halletmeleri mümkün olur muydu? Sünnetin delil olmadığını veya tümünün muhafaza edilmediğini ileri sürenlere göre Allah, kullarını mevcut olmayan bir şeye havale etmiş olur. Bu düşünce ve inanış en büyük batıl; Allah’a karşı işlenen en büyük küfür ve ona duyulan en kötü zandır. Allah (Celle Celaluhu) şöyle buyurur:

(11)”Ey Resulum, sana da Kur’an indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara anlatasın, olur ki iyice düşünürler.” (Nahl, 16:44)

(12)”Ey Resulum, bu Kur’an-ı sana ancak insanların ayrılığa düştükleri şeyi beyan etmek için ve iman edecek kimselere bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.” (Nahl, 16:64)

Nasıl olur da Allah (Celle Celaluhu) Resulune kendisine indirilen Kur’an-ı açıklama yetkisini verecek ve onun sünnetinin hiç bir önemi olmayacak veya delil olarak kabul edilmeyecektir. Allah (Celle Celaluhu) şöyle buyurur:

(13)”(Ey Rasulum) De ki Allah’a itaat edin. Rasule itaat edin. Eğer bunlara itaat etmekten yüz cevirirseniz, peygambere düşen ancak ona yükletilen tebliğdir. Sizin üzerinize de, size yükletilendir. (İcabet etmektir) Eğer ona itaat ederseniz hidayete erersiniz. Peygambere düşen, ancak açık bir tebliğdir.” (Nur 24:54)

(14)”Namazı gerektiği gibi kılın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız.” (Nur, 24:56)

(15)”Rasulum, de ki:-Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize gelen, Allah’ın peygamberiyim. O Allah ki, yer ve göklerin mülkü onundur; Ondan başka hiç bir ilah yoktur. Öldürür ve diriltir. Onun için hem Allah’a, hem de Allah’ın kelimelerine inanan o Ummi peygambere, inanın; ve o peygambere uyun ki, doğru yolu bulasınız.” (A’raf, 7:158)

Yukardaki ayetlerde mutlak hidayetin Rasulullaha (Sallallahu Aleyhi Vessellem) ittiba etmekte olduğuna dair açık deliller vardır. Sünnetiyle amel etmeyen veya (Allah korusun) “Sünnetin aslı yoktur. Ona itimad edilmez” gibi sözleri sarfedenin hidayete ermesi mümkün müdür? Allah (Celle Celaluhu) şöyle buyurur:

(16)”Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir bela inmekten, yahut kendilerine acıklı bir azab isabet etmeketen sakınsınlar.”

(Nur, 24:63)

(17)”Peygamber size ne verdi ise onu alın; size neyi yasak etti ise ondan sakının.” (Haşr, 59:7)

Bu husustaki ayetler çoktur. Bütün bu ayetler Rasulullah’a (Sallallahu Aleyhi Vessellem) itaat etmenin ve getirdiği emirlere uyup yasaklarından kaçınmanın vacip olduğuna delalet ederler. Nasıl ki, Allah’ın kitabına uymanın ona sarılmanın; onun emirlerine uymanın, yasaklarından kaçmanın gerekliliği hakkında da deliller geçmişti. Kitabullah’a uymak nasıl farz ise; Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi Vessellem) sünnetine uymak da öyle farzdır. Bunlardan birisini inkar eden diğerini inkar ve tekzib etmiş gibidir. Bu ise ilim ve iman ehlinin ittifakı ile küfür, sapıklık ve islam çerçevesinin dışına çıkmaktır. Rasulullaha (Sallallahu Aleyhi Vessellem) itaat ederek getirdiği esaslara boyun eymenin vacipliği ve ona isyanda bulunmanın haramlığı hakkında mutevatir bir çok hadis mevcuttur. Bu hadisler asrı saadette geçerli olduğu gibi kıyamete kadar da geçerlidir. Bu hadislerin bazıları aşağıdadır.

Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) şöyle buyurdu:

“Bana itaat eden Allah’a itaat, bana isyan eden Allah’a isyan etmiş gibidir.”

(Muslim, Buhari)

Yine Ebu Hureyre’den: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) şöyle buyurdu:

“Bütün ümmetim cennete girer. Yalnız kabul etmeyen müstesna.

-Ya Rasulullah, kabul etmeyen kimdir?

-Bana itaat eden cennete girer, beni dinlemeyen kabul etmemiş istememiş demektir, buyurdu.” (Buhari)

Ahmed, Ebu Davud ve Hakim’in Sahih senedle tahric ettikleri ve Mikdam b. Ma’di Kerib’in rivayetine göre Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) şöyle buyurdu:

“Biliniz ki Allah Kur’an-ı Kerim ile beraber onun mislini bana vahyetmiştir. Mütenebbih olunuz ki karnını doyurmuş bir adam koltuğuna yaslanarak “Yalnız Kur’an’a sarılırız. Onda helal olanı helal, haram olanı haram kılınız diyeceği günler yakındır.” (Ahmed, Ebu Davud, Hakim)

[Burada, sünnetin reddedenlerin çıkacağına bir işaret var….]

Ebu Davud ve ibn-i Mace’nin sahih senedle Ebu Rafi’in oğlundan çıkardıkları onun da babası Rafi’den, onunda Peygamber Kavl’den rivayet ettiği hadise göre Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz koltuğuna yaslandığı halde, kendisine emrettiğim veya yasak ettiğim hususlardan bir husus tebliğ edildiğinde, “Biz bunu tanımayız, biz ancak Kur’an-ı kerim’de olanlara tabi oluruz.”diyerek bunu alışkanlık haline getirmesin.” (Ebu Davud, İbn-i Mace)

Hasan b. Cabir dedi ki; Mikdam b. Madi Kerib’in şöyle dediğini işittim.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) Hayber günü bazı şeyler haram kıldıktan sonra şöyle buyurdu. “Sizden birinizin koltuğuna yaslanarak:”Aramızdaki hakem Allah’ın kitabıdır. Ondan helaldan ne bulduysak helal, haramdan ne bulduysak da haram kılarız,” sözünü sarfetmesinin yakın olmasından korkulur. İyi biliniz ki Allah Rasulünün bir şeyi haram kılması Allah’ın o şeyi haram kılması gibidir.” (Hakim,Tirmizi, İbn-i Mace)

Rasulullah (Sallallhu Aleyhi Vessellem)’den tevatür gelen hadislerden anlaşıldığına göre o hutbelerinde eshabına hazır olanın hazır olmayana tebliğ etmesini tavsiye ettiği ve yine onlara “Birçok tebliğ edilen var ki bizzat dinleyenden daha kavrayıcıdır.”dediği anlaşılmaktadır. Bu tavsiyelerden birisi Buhari ve Muslim’de bulunan şu hadistir:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) Veda haccı gününde Arafat’ta müslümanlara hitabettiğinde onlara şöyle buyurdu:

“Hazır olan hazır olmayana tebliğ etsin. Olabilir ki kendisine tebliğ edilen kişi, bizzat dinleyenden daha çabuk kavrar.” (Buhari, Muslim)

Eğer sünnet onu bizzat işletene ve kendisine tebliğ edilene delil olmasaydı ve eğer sünnetin geçerliliği kıyamete kadar baki kalmasaydı, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) onu başkasına tebliğ için ashabına emretmezdi. Bundan anlaşılıyor ki, sünnet, onu bizzat Rasulullah’ın ağızından işitene ve kendisine sahih senedli hadislerle tebliğ edilen herkese delil teşkil eder.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem)’in ashabı, onun fiili ve kavli sünnetlerrini ezberleyip tatbik ederek, tabiine, tabiin de onlardan sonra gelenlere tebliğ ettiler. Böylece güvenilir alimler onu nesilden nesile, asırdan asıra aktardılar. Sünneti müstakil kitaplarda toplayarak sahihini zayıfından ayırdılar.

Sahihini zayıfından ayırmak için aralarında bilinen özel kaide ve yöntemler koydular. Alimler Buhari, Muslim ve benzeri kitapları okudular. Onlar elden ele vererek böylece sünneti tam bir şekilde korudular. Cenab-ı Allah’ın Kur’an-ı Kerim’i, kotülerin şerrinden ve dinsizlerin dinsizliğinden; sapıkların tahrifinden koruması gibi. Şu ayeti kerime de buna delildir:

“Hiç şüphe yok ki, Kur’an-ı biz indirdik ve muhakkak ki onu, tahrif ile tedbilden biz koruyacağız.” (Hicr, 15:9)

Hiç şüphe yok ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem)’in sünneti inen bir vahiydir. Allah (Celle Celaluhu), Kur’an-ı Kerim’i koruduğu gibi onu da korumuştur. Sünneti tahrifçilerin tahrifinden, cahillerin te’vilinden korumak için, şüpheleri izale edilebilecek güçte alimleri ona musahhar kılmıştır. Cahiller, yabancılar ve dinsizler uydurma sözleriyle sünnete hücüm ettikçe, o alimler onu pervane gibi korurlar. Çünkü Cenab-ı Allah, bu sünneti yüce kitabının tefsiri ve ondan özetle bildirdiği hükümlerin açıklayıcısı yapmış ve Kur’an-ı Kerim’de açıkça zikretmediği bazı hükümleri sünnet ile bildirmiştir. Mesela Süt kardeşliği, mirasla ilgili bazı hükümler, kadını halasıyla veya teyzesiyle birlikte almak gibi Allah’ın kitabında zikredilmeyen meseleler sahih sünnetle açıklanmıştır.

Şimdi sünnetin önemini ve onunla amel etmenin gerekliği hakkında sahabe, tabiin ve alimlerin söyledikleri bazı hususları zikredeceğiz.

Ebu Hureyre (Radiyallahu anh) anlatıyor:

“Rasulullah (Sallallhu Aleyhi Vessellem) vefatını müteakib bazı araplar irtidad edince Ebu Bekr: “Vallahi namaz ile zekatı birbirinden ayıranlarla savaşacağım.” demişti. Ömer (Radiyallahu anh) “Ya Eba Bekr! Rasulullah “La ilahe illallah” deyinceye kadar, insanlarla savaşmakla emrolundum. Kim, La ilahe illallah, derse canını ve malını benden korumuş olur. Cezayı hak edenler müstesna. Gerisi Allah’a aittir.” Buyurduğu halde sen, yalnız zekatı vermek istemeyen bu insanlarla nasıl savaşırsın?” dedi. Ebu Bekr: ”Allah’a yemin ederim ki, Rasulullah’a verip de bana vermek istemedikleri bir yular bile olsa onlarla tereddütsüz savaşırım.” Karşılığını verdi.

Ömer (Radiyallahu anh) şöyle der: Nihayet anladım ki Allah Ebu Bekr’in gönlünü savaşa açmış. (Ona susmanın gereğini ilham etmiş). Ve bunun doğru olduğunu anladım.” (Musned-i Ahmed B. Hanbel; İbn-i Hibban; Beyhaki, Kenzul Ummal 3/301, Buhari, Muslim)

Ve bunun üzerine irtidad edenlerle savaşmak üzere ashabın hepsi Ebu Bekr’e (Radiyallahu anh) yardımcı oldular. Murtedlerle İslama tekrar girinceye kadar savaştılar. İrtidadında israr edenleri ise öldürdüler. Bu hadise, sünnetin önemini ve onunla amel etmenin gerekliliğini ifade eden en açık bir delildir.

Bir anne Ebu Bekr Sıddike (Radiyallahu anh) gelerek mirastaki payını sordu. Ebu Bekr: “Allah’ın kitabına göre senin hiç bir payın yoktur. Rasulullah’ın sana bir pay verdiğini de bilmiyorum. Bu durumu ashabı kirama soracağam.” Buyurdu. Sonra meseleyi ashabına sordu. Onlardan bazıları Rasulullah’ın neneye (Altıda bir) 1/6 verdiğini söylediler. Bunun üserine Ebu Bekr (Radiyallahu anh), neneye bu payı verdi.

Ömer (Radiyallahu anh) valilerine Allah’ın kitabıyla onda bulamazlarsa, Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi Vessellem) sünnetiyle amel etmelerini emrediyordu. Başkasının döğmesinden dolayı çocuğunu düşüren kadın ile ilgili hüküm, Ömer’e (Radiyallahu anh) karmaşık gelince bunu ashabına sordu. Muhammed b. Selem’e ve Muğire b. Şu’be (radiallahu anhuma), şu şehadette bulundular:”Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) bu hususta bir köle veya cariye diyeti verilmesini söylediler.

Kocası vefat etmiş bir kadının kocasının evinde iddet beklemesinin hükmü Osman’a (Radiyallahu anh) muşkil gelince, Malik b. Sina’ın kızı ve Ebi Said’in kız kardeşi Furey’e;”Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem), kocan vefat ettikten sonra iddetin bitinceye kadar kocanın evinde beklememi emretti.” Haberini verdi.

Yine Osman, şarap içtiği için Velid b. Ukbe’ye sünnetin hükmü ile had cezasını tatbik etmiştir.

Ali (Radiyallahu anh), Osman’ın (Radiyallahu anh) haccı temettua men ettiğini işitince onun aksine haccı temettua niyet ederek şöyle dedi:”Ben herhangi birisinin sözü için Rasulullah’ın sünnetini bırakmam.”

Bir kısım müslümanlar Ebu Bekr ve Ömer’in (radiallahu anhuma) haccı ifradı güzel gördüklerini beyan ederek, haccı temettu yaptığı için İbn-i Abbas’a (Radiyallahu anh) itirazda bulundular. Bunun üzerine, İbn-i Abbas (Radiyallahu anh) şöyle buyurdu:”Üzerinize taş inmesinden korkulur. Ben size Rasulullah şöyle buyurdu diyorum. Siz de Ebu Bekr ve Ömer şöyle buyurdu diyorsunuz.”

Ebu Bekr ve Ömer’in (radiallahu anhuma), mücerred sözlerine uymasından dolayı sünnete aykırı davrandığı kabul edilenin cezaya çarptırılmasından korkulursa, makamca onlardan daha aşağı olanların veya kendi basit görüş ve içtihadına bakarak sünnete muhalefet edenlerin hali nice olacaktır?!

Adamın biri sünnetle ilgili olarak Abdullah İbn-i Ömer’le (radiallahu anhuma) münakaşaya dalınca, Abdullah İbn-i Ömer o adama: ”Yani biz Ömer’e uymamız mı emredildi. Biz ona uymaya mecburmuyuz?” demiştir.

İmran İbn Huseyin (Radiyallahu anh) sünnetten bahsederken orda bulunanlardan biri, “bize Allah’ın kitabından söz et” deyince İmran (Radiyallahu anh) kızdı ve şöyle dedi:

“Sünnet Kur’an’ın açıklayıcısıdır. Sünnet olmasaydı Öglen 4, akşam 3, sabah namazlarının 2 rekat olduğunu, zekat ve diğer konularla ilgili hükümlerin detaylarını bilemezdik.”

Sünnetin önemi, onunla amel etmenin gerekliliği ve ona muhalefet etmenin tehlikeli olacağı ile ilgili olarak sahabeden gelen birçok sözler vardır. Abdullah İbn-i Ömer (radiallahu anhuma) ve çocukları arasında geçen şu hadise bunlardandır:

Abdullah İbn-i Ömer (radiallahu anhuma) “Allah’ın kulları olan kadınları Allah’ın mescidlerinden alıkoymayız” mealindeki hadisi söyleyince, çocuklarından biri “Vallahi onları alıkoyacağız” dedi. Bunun üzerine Abdullah İbn-i Ömer (radiallu anhuma) ona şiddeltli karşı çıkarak şöyle dedi: “Ben Rasulullah şöyle dedi diyorum, siz de Vallahi onları alıkoyacağız diyorsunuz!”

Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi Vessellem) ashabından olan Ebu Said Abdullah b. Muğaffel el- Muzeni (Radiyallahu anh), akrabalarından birinin sapanla taş attığını görünce onu bu hareketten menederek şöyle dedi: “Peygamberimiz sapan taşı atmakten nehyetti zira o, ne av öldürür, ne düşman yaralar; o, yalnız göz çıkarır ve diş kırar” buyurdu. Sonra İbn-u Muğaffel o adamı tekrar sapan attığını görünce dedi ki: “Vallahi seninle bir daha konuşmam. Ben sana Allah’ın Rasulü’nün sapan taşı atmaktan menettiğini söyluyorum. Sen bunu yapıyorsun.” (Buhari, Muslim)

Beyhaki, büyük tabiin Eyyub Suhteyani’den rivayet ettiğine göre, mezkür tabii şöyle der: “Birisine sünnetten bahsettiğim zaman, “sünneti bırakta bize Kur’an’dan bahset” derse, bilki o sapıktır.”

Evzai (rahimahullah) şöyle der: “Sünnet Kitab’ın bir hükmünü açıklayabilir yahut onun mutlak (genel) bir hükmünü sınırlayabilir yahut onda zikredilmeyen hükümler getirebilir.”

Nitekim Allah (subhanehu ve teala) buyurmuştur:

“Ey Rasulum, sana da Kur’an-ı indirdik. Kendilerine indirileni insanlara anlatasın: olur ki iyicene düşünürler.” (Nahl, 16:44)

Beyhaki’den, Amir Eş-Şabiden naklettiğine göre o bazı insanlara: “Siz eserleri terk ettiğiniz zaman helak oldunuz” demiş bununla Sahih hadislerin terk edilmesini kasdetmiştir.

Yine Beyhaki’nin, Evzai’den rivayet ettiğine göre; o bazı arkadaşlarına: “Rasulullah’dan size bir hadis geldiğinde aksini söylekmekten sakınınız. Çünkü Rasulullah, Allah’tan alarak tebliğ eder” diyordu.

İmam Sevri’nin (rahimahullah) “İlmin tamamı hadis ilmidir” sözü yukarıdakiler gibi Beyhaki tarafından rivayet edilmiştir.

İmam Malik (rahimehullah): “Bizim içtihadlarımızın başkası tarafından ya reddedilir veya başkasınınkini reddeder, fakat Rasulullah’ın kabri şeriflerini işaret ederek “Bu kabrin sahibinin sözleri müstesnadır” dedi.

Ebu Hanife (rahimehullah): “Rasulullah’dan gelen hadisin baş ve gözümün üzerinde yeri vardır” diyor.

İmam Şafii (rahimehullah): “Bana Rasulullah’dan sahih bir hadis rivayet edildiği halde, onunla amel etmezsem, aklımın gitmiş olduğuna sizi şahit tutuyorum.”

Bir başka sözlerinde, “Benim söylediğim bir söz, Allah’ın Rasulundan gelen bir hadis’e aykırı olursa, sözümü duvara çarpın” demiştir.

İmam Ahmed (rahimehullah) bir talebesine “Ne beni, ne Maliki ve ne de Şafiiyi taklid etme. Bizim aldığımız kaynaktan al.”

İmam Ahmed (rahimehullah) şöyle demiştir: “Senedleri ve Allah’ın Rasulün’den gelen hadisin sıhhatini bildikleri halde Sufyan’ın sözüne uyanlara şaşarım.”

Oysa Allah (Subhanehu ve teala) şöyle buyurmuştur:

“Onun emrine aykırı gidenler başlarına bir fitne ya da kendilerine acı bir azab inmekten sakınsınlar” (Nur, 24:63) mealindeki ayeti okuduktan sonra İmam Ahmed (rahimehullah) şöyle devam etmiştir: “Bilir misin fitne nedir? Fitne şirktir. Belki de insan Peyagamber’in (Sallallahu Aleyhi Vessellem) bir sözünü reddederse kalbine bir şüphe girer de bu yüzden helak olur.”

Beyhaki’nin rivayet ettiğine göre, tabiinden büyük müfessir, Mücahid; “Sonra bir şey hakkında çekiştiniz mi hemen onu Allah’a ve Rasulu’ne arz ediniz.” (Nisa, 4:59) mealindeki ayetin tefsirinde şöyle diyor: “İşi Allah’a havale etmek Kur’an-ı Kerim’in; Rasulullah’a havale etmek ise hadisin hükmüne havale etmek anlamındadır.”

Beyhaki’nin rivayet ettiğine göre, Zuhri (radiallahu anh) şöyle diyor:

“Sünnete sarılmak kurtluluştur.”

Muvaffaku’d-bin İbnu Kudame (rahimehullah), Ravdatunnazir adlı eserinde edille-i şeriyye bölümünde şöyle der: “Edille-i Şeriyye’nin ikincisi, Rasulullah’ın sünnetidir. Onun sözü delildir. Çünkü onun doğru olduğuna mucizeler şahittirler. Allah (Celle Celaluhu), onun emirlerine itaat etmeyi yasaklarından kaçmayı emretmiştir.”

İbni Kesir (rahimehullah) “Peyagamberin emrine aykırı hareket edenler; başlarına bir bela inmekten, yahut kendilerine acıklı bir azap isabet etmekten sakınsınlar.” mealindeki ayeti tefsir ederken şöyle der:

“Yani Rasulullah’ın emrine muhalefet etmektem sakınsınlar. O emir, onun yolu, sünneti ve şeriatıdır. Sözler ve ameller onun söz ve amelleriyle ölçülür. Söz ve ameline uygun söylenen sözler işlenen ameller, Allah’ın dininde kabul edilir. Rasulullah’ın söz ve amellerine aykırı olan sözler ve ameller, kimden gelirse gelsin kim tarafından işlenirse işlensin sahibine reddedilir.

Nitekim Buhari ve Muslim ve diğer hadis kitaplarında sabit olmuşturki:

Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi Vessellem) şöyle buyurduğu sabittir: “Bir kimse dinimizden olmayan bir şeyi ihdas ederse, o şey merduttur.”

Yani ister zahiri, ister batini olsun Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi Vessellem) sünnetine aykırı hareket edenler (sakınsınlar)… “Yani kalblerine küfür, munafıklık ve bidat gibi belalar”… “Yahut kendilerine acıklı bir azap isabet etmekten (sakınsınlar)… “Yani dünyada; kısas, had, hapis ve benzeri cezalar gibi.

İmam Ahmed’in (rahimehullah) rivayet ettiğine göre, Abdurrazzak, o da Ma’merden, o da Hemmam’den naklettiği ve Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) şöyle buyurdu:

“Benim ve sizin benzeriniz, ateş yakan bir adamın misali gibidir. Ateş etrafı aydınlatınca kelebekler ve ateşi seven böcekler ateşin içine hücum etmeye başladığında, o da onları ateşten muhafaza etmeye başlar, fakat ona galib gelirler ve ateşe düşerler. İşte bu misal benim ve sizin durumunuz gibidir. Ben bu tarafa gelin sizi ateşten çekmeye çalışıyorum, ama siz beni yenerek ateşin içine atılıyorsunuz.” (Buhari, Muslim)

Suyuti, “Miftahu’l Cenneh fi’l ihticaci bisünhe” adlı risalesinde şöyle diyor: “Biliniz ki (Allah sizi affetsin) kim ki sahih olduğunu bildiği halde Rasulullah’ın ister sözlü, ister fiili bir sünnetinin delil olduğunu inkar ederse kafir olur ve İslam çerçevesinden çıkarak yahudi, hıristiyan veya Allah’ın dilediği küfür toplumlarından birisi ile haşrolunur.”

Sahabe, tabiin ve onlardan gelen ilim ehlinin Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi Vessellem) sünnetine önem verip onunla amel etmenin gerekliliği ve ona aykırı hareket etmenin tehlikeli olduğuna dair sözleri bir hayli çoktur.

Umarım ki, zikrettiğimiz ayet, hadis ve diğer kıymetli sözler hakkı isteyen için yeterli ve inandırıcı olsunlar.

Bizim cümle müslümanların Allah’ın razı olduğu amelleri işlemeye muvaffak olmalarını, gazabını gerektirecek sebeplerden uzak kalmalarını ve yine cümlemizi doğru yola hidayet etmesini Cenab-ı Allah’dan niyaz ederiz. Duaları işitendir ve yakındır.



Allah’ın salatu selamı, kulu ve elçisi olan Peygamberimiz Muhammed’e Sallallahu Aleyhi Vessellem, onun aline, ashabına ve onlara güzelce tabi olanların üzerine olsun. Amin.

ALLAH BİN BAZ'A RAHMET ETSİN İNŞAALLAH
Yukarı dön Göster kemi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kemi
 
Papatya
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 14 mart 2006
Gönderilenler: 211
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Allahin bize Peygamberimiz araciligi ile ulastirdiklari ayetleri Ebu Hureyrenin uydurduklari ile bir mi tutuyorsunuz. Hadis dinin kurusucu Ebu Hureyre ile Alemlere Rahmet Olan Peygamberimzi bir tutugunuzun bilmem farkindamisiniz. Buyrun bakalim Allah resulune esit tutugunuz Ebu Hureyreyi tanimak iicn tiklayiniz.

EBU HUREYRE KimDIR

Su asagidaki sacamaliklar. Vahiy oyle mi ? Allah size akil fikir versin.

“HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ

Buharinin Hadislerini Buhari Yazmamistir

Uydurmaların Sınırı Yok(Seytan Geyigi)

beşerî hükümler neden kutsal oluyor?

Ne sizin ne de bir baskasinin Allahin kitabina ve onun Resulune HADIS altinda hakaret etmey hakkiniz yokdur.

Hadislere Gore Kur'an Eksikdir

Birde vahiy denilen Ebu Hureyre hadisleri uzerien mezhep dinleri kurdunuz.

mezhepLERİN DİNLEŞTİRİLMESİ

EHLİ SÜNNET Dininin ANAYASASI

DİN BÜYÜKLERİNİ TANRILAŞTIRMA

Kur’ansal Olmayan Ibadetler
ANGARYA HALİNE GETİRİLEN IBADET

Bumu bize suslu laflar ile dundugunuz din. Allahin mesajinin adi

ALLAH’IN MESAJININ ADI "KELAMULLAH"

 



__________________
Müslümanim diye hic utanmiyorum.... Mevsim Bahar..Ben artık özgur bir müslümanım. Bir elimde KURAN, Bir elimde bahar çiçekleri ve arkamda 1400 yıllık hurafe, hadis, mezhep ve şeyhlerın enkazı.
Yukarı dön Göster Papatya's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Papatya
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Muhammed Peygamberin sünneti ( takip ettiği yol ) Kur'an'dır, uydurduğunuz hadisler değil!
Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selam Kemi

Forumu hadislerle bezenmiş alıntılara boğmayın lütfen. Bizim forumda itibar görecek bir davranış değildir bu.

Çünkü burada hadis din değil hanif din önemsenir. Burada Kur'an odaklı müslümanlığa değer verilir.

Hadisleri değil Kur'anı referans alın ve yazacaksanız kendi görüşlerinizi lütfen bu şekilde yazın.

Önce forumu bir gezin, güzelce bir okuyun. Sonra itiraz ettiğiniz noktalar varsa ilgili başlıklar altına yazın.

www.kurandakidin.net bu siteyi okumanızı öneririm.




__________________
Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
dost1
Admin Group
Admin Group


Katılma Tarihi: 28 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 538
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Selamün Aleyküm! Değerli yunusemre Kardeşim!

yunusemre Yazdı:
Muhammed Peygamberin sünneti ( takip ettiği yol ) Kur'an'dır, uydurduğunuz hadisler değil!

Allah Razı olsun. En az sözle en çok şeyi ne güzel ifade etmişşsiniz.Rabbim iliminizi artırsın . İnşaAllah.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.

Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

Sevgi,saygı ve muhabbetle..

Allah'a emanet olunuz.

Yukarı dön Göster dost1's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dost1
 
yunusemre
Yasaklı
Yasaklı
Simge

Katılma Tarihi: 16 mayis 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 213
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Ve aleyküm selam..

İnşaAllah..

 

Yukarı dön Göster yunusemre's Profil Diğer Mesajlarını Ara: yunusemre
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

selam kemi,

yazdıklarını ortaokuldan beri okuyarak bugünlere geldik.orjinal farklı kendine özgü tesbit ve görüşlerin varsa paylaşalım dostum.bu tip alıntıların hiç müşterisi olmaz bu sitede.

sen yenisin galiba

hürmetler



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Kemi y-azdı:
   "Hiç şüphe yok ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem)�in sünneti inen bir vahiydir. Allah (Celle Celaluhu), Kur�an-ı Kerim�i koruduğu gibi onu da korumuştur."
 
   Atma kemi din kardeşiyiz! dedim ama seninle aynı dinden değiliz.Bu sünnet denilen ve herkesin kendi uydurduğu kıstaslara göre doğru kabul ettiği uyduruk rvayetler nasıl inen vahiy oluyormuş,nasıl Kuranı koruduğu gibi onu koruyormuş,nasıl sünneti inkar eden kafir oluyormuş?..
  Evet sünnetullahı inkar eden,onun toplumsal ve bireysel yasalarına aykırı davranan hem küfre düşer,hem de sert bir kayaya toslar.Ama sünneti resül dediğin şey için bunu iddia edersen,sen ve senin gibiler hevasını tanrı edinenler olurlar.Allah'tan başka ilah=tanrı yoktur demenin bir anlamı da budur, yani hevasından fetva verenlere karşı olmaktır,tamammı sahte tanrıcık!


__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

selam Kemi kardeşim....

öncelikle yunusemre kardeşin 'peygamberin sünneti kurandı''cümlesini incelemeni tavsiye ederken...ebu turabın 'yazdıklarını ortaokuldan beri okuyarak bugünlere geldik' cümlesinide anlaman gerekir diye düşünmekteyim..

sevgili kemi kardeşim.Bu sitede inan hiçbir hanif mümin..senin bu durumundan sevinç duymuşta laf yetiştirmek yada alay edilecek birilerini bulmuş olmanın tadıyla sana söz yazmış değil..

bu forumda hiçbir hanif kimse senin içinde bulunduğun inanç duruşundan  dolayı  sevinç içinde değil..aksine insanlar üzülmekteler...

isterler ki bir kardeşimizde rabbine muvahhit olarak dönsün..sakın sana yazılan yazıları bir cephe gibi algılama...madem görüşlerine zıt bir takım görüşler var..Alperenin dediği gibi forumu bir tamamıyla gez incele....ondan sonra görüşlerini yaz..kafana takılanları sor...inan yardımcılar olarak bulacaksın bizi...

selametle...


__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
kemi
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 06 agustos 2007
Gönderilenler: 9
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP  

Başta ben şu papatya isimli kişiye cevap yazayım dedim.

 SÖZLERİN EN GÜZELİ ALLAH-IN KELAMI YOLLARIN EN  DOĞRUSU MUHAMMED-İN YOLUDUR...

Başta gelelim Ebu Hüreyre hakkında yazdıklarınıza ben size  şunu diyeyim baştan Yüce Allah buyuruyorki--İleriye geçen muhacir ve ensar ile onlara güzellikle uyanlardan Allah razı olmuştur Onlarda O.ndan hoşnut olmuşlardır.Bunlar için orada ebediyyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır.İşte bu en büyük kurtuluştur.[et TEVBE.9.100]--Andolsun ki ağacın altında sana bey-at ederlerken Allah mü-minlerden razı olmuştur.[el-FETH.48-18]---Aranızda fetih-ten önce infak edip savaşanlar[diğerleriyle] bir olmaz.Onların dereceleri fetih sonrasında infak edip savaşanlardan daha büyüktür.Bununla beraber Allah hepsine de -el Hüsna-yı[cenneti]vadetmiştir.Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır[el-HADİD.57-10]--O fey yurtlarından ve mallarından çıkartılıp.uzaklaştırılmış olan ve Allah-ın lutuf ve rızasını isteyen.Allah-a ve peygamberine yardım eden fakir muhacirler içindir.İşte onlar sadıkların ta kendileridir.Onlardan evvel Medine-yi yurt edinip iman-a sahip olanlar ise kendilerine hicret edenleri severler ve bunlara verilen şeylerden dolayı kalplerinde bir çekememezlik duymazlar.Kendileri fakirlik içinde bulunsalar dahi [muhacirleri]öz nefislerine tercih ederler.Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar umduklarını bulanların ta kendileridir.Onlardan sonra gelenler derler-ki.Rabbimiz bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi mağfiret eyle kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma.Rabbimiz şüphesiz ki sen çok esirgeyicisin.çok merhametlisin.[el HAŞR.59-8-10]Allah Resulu [sav] şöyle  buyurmuştur.İnsanların en hayırlısı benim çağdaşlarımdır.sonra onlardan sonra gelenler.sonra onlardan sonra gelenler.İmran dediki kendi çağından sonra iki mi üç mü çağ zikretti bilemiyorum.[Buhari-2561.3650.6428.6695.]Müslim.2535.Tirmizi.2221.2222.2303.]

Ağaç altında  bey-at edenlerden hiç bir kimse cehennem ateşine girmeyecektir.Müslim2496.Tirmizi.3859.Ebu davud.4653.]Yüce Allah da şöyle buyurmaktadır.Andolsun ki Allah peygamberini de içlerinden bir gurubun gönülleri az kalsın eğrilmek üzere iken dar zamanda ona tabi olan muhacir-lerle ensar-ı tevbeye muvaffak etti.Sonra onların bu tevbelerini kabul buyurdu.[et Tevbe.9-117]Müminlerin en hayırlılarına ve Yüce Allah-ın peygamberlerden sonraki ğerçek dostlarının efendilerine önderlerine kalbinde bir kin taşıyan kimse den daha sapık kim olabilir.

Gelelim Ebu Hüreyre-nin hadis rivayetine.Ey Allah-ın Rasülü Senden pek çok şey işitiyorum fakat onları ezberimde tutamıyorum dedim.Rasulüllah[sav] şöyle buyurdu.Elbise ni yay.Ben de Elbisemi yaydım pek çok hadisler anlattı Anlattığı hiç bir hadisi unutmadım.Buhari muzaraa.27.Müslim fedail.17]Benden ve Abdullah b Amr dan başka çok hadis rivayet eden kimse yoktur.O yazardı ben ise yazmazdım.Buhari ilim.]-Benden yalan yere hadis aktarmaktan sakınınız bildiğiniz ve benim söylediklerimi aktarabilirsiniz.Her kim benim adıma bile bile bir söz uydurur söyler ve naklederse cehennemdeki yerine hazırlansın.Kim de Kur an-ın tevsiri hakkında kendi görüş ve arzusuna uydurarak hüküm verirse o da cehennem deki yerine hazırlansın--Müsned.1965]

Resülle beraberliğinin sebebi hadisler tam olarak yazılmamış sen tabiki bunu okuyan anlayamaz insanları böyle yanıltmayın  hadisi ya tam olarak yaz yada biraz hadis araştırması yap hadisi tam olarak yazarsan ne olduğu Resülullah la beraberliğinin sebe bi tam olarak ortaya cıkacak hadisi tam olarak okuyan arkadaşlar ne olduğunu anlayacak lardır İnşallah.Rivayet ettiğin ravinin hadisi ni tam olarak yazarsan daha güzel olur işine geleni yazmışsın Müslim den rivayet ettiğin hadis gibi yada başka raviden umarım anlamışsındır ne demek istediğimi.Bir de senin şu Müslim dışında rivayet ettiğin kişilerden gelen hadis senedini yazarsan güzel olur bakalım o rivayet edilen hadis sağlam mı sahih mi yada zayıfmı bu belirtirsen güzel olur.  rivayet .Birde gelelim şu şeytan hadisine ben bu hadise raslamadım sen önce hadisi aktaran İbn Arabi yi araştır kim olduğunu nasıl biri olduğunu alimlerin o nun hakkındaki görüşlerini ondan sonra aktar ama senediyle bu hadis sahih mi deyil uydur ma hadisler olduğunu her kes  biliyor ama her hadise uydurma diyemeyiz araştırılır bakılır ravisine rivayet edene sahih mi hasen mi zayıf mı daha hadislere konulan bir sürü isim var önemli olan sahih hadisle amel etmektir bu bütün alimlerin görüşü o konu hakkında  sahih hadis yoksa bakılır araştırılır hasen hadis varsa onun la amel edilir kısaca.Gelelim meshep konusuna.Yüce Allah şöyle buyuruyor.Ey Muhammed fırka fırka olup dinlerini parçalayanlar ile senin hiç bir ilişiğin olamaz onların işi Allah-a kalmıştır yaptıklarını onlara sonra bildirecektir.[En am s.159.][Sakın müşriklerden olmayın onlar dinlerini dağıtmış bölük bölük olmuşlar ve her bölük kendi elindeki şey ile sevinmekte dir.[Rum.s.31.32.][Gelelim alimlerin sözlerine İbn Teymiye el kaza mine-l ansaf adlı eserinde Kim belli bir imamı taklit etmeyi farz olarak görürse tevbe etmesi söylenir yapmassa öldürülür.Çünkü bu farziyet rububiyet in özelliklerinden olan teşri hüküm verme konusunda Allah-a şirk koşmadır.İmam Ebu Hanife-Nereden söylediğimi tetkik edip bilmeden bizim reyimizle fetva vermek hiç bir kimse için helal değildir.[Fullani.İkazul Humam sayfa 72.Bu benim reyimdir elde edebildiğim reylerin en iyisidir bundan daha iyisini bulan olursa onu kabul ederiz.[Ebul Meali Hayretül-emani.1.c.55.s-Hadis sahih ise benim meshebim odur.Elbani imamların Kav]İmam şafi[Ben bir meselede iki hadisin yani biri birine zıt iki sahih hadis bilmem ya biri mensuh-tur yada zayıftır.Delilsiz ve hüccetsiz ilim toplayan kimse gece karanlığında odun toplayana benzer.topladığı bir arkalık odunu yüklenirken bunu içinde kendisini sokacak bir yılanın bulunduğunu bilmez.İbn Kayyım İ-lam.2.C.181.S]Kıblenin hangi yönde olduğunu kestiren kimse bir başkasını taklit etmesini nasıl uygun olmazsa Mükellefin dininde muassırı olan bir kimseyi taklit etmesi öyle uygun değildir.Şafi er risale 489.el ummu.7c85][Herkezin dini mes-elelerinin bizzat şuuruna varması ve tehlikeden korunması için gerek kendini ve gerekse diger müçtehitleri taklit etmesi yasaklanmıştır..[Sahih hadis bulunca onu alın benim meshebim odur.Fullani sayfa.147] bununla ilgili daha bir çok imamların sözleri vardır isteyen araştırır.Ben şimdilik araştırdım bu kadar bulabildim sana yanıt olarak İnşallah gerisi gelecek.    

Yukarı dön Göster kemi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: kemi
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats